agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bonsai > Yeni başlayanlar için yardım
(https)




Beğeni Düzeni48Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 09-11-2005, 20:01   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 25-07-2004
Şehir: Adana
Mesajlar: 3,563
Galeri: 270
Bonsai felsefesi

bunu paylaşmak istedim
saçma biliyorum ama adı üstünde "önyargı"

bonsai denemelerini, fotoğraflarını gördükçe, şekillendirmeleri, uygulanan prosedürleri okudukça kendimi şöyle düşünmekten alıkoyamıyorum:

"bu yapılanlar doğal bir sürece müdahale"

bu işe başlamadan önce benim gibi düşünenler var mıydı aranızda?

backyard Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2005, 20:10   #2
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi backyard
"bu yapılanlar doğal bir sürece müdahale"
Evet doğru, ancak budama, ilaçlama, aşılama hatta gübreleme bile doğal sürece müdahale değil midir?

Bu sayede birileri ağaçları sevmeye başlıyorsa o ağaca yapılanların işkence olarak görmemeli. Sonuçta ağacı hayatta ve sağlıklı tutabilmek için verilen çabaya ne demeli?

Bonsai için yapılanları ilk gördüğümde seninle aynı şeyleri düşünmüştüm ben de. Ancak sonradan düşüncelerim değişti.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2005, 20:47   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 25-04-2005
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 779
Galeri: 66
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi backyard
"bu yapılanlar doğal bir sürece müdahale"
Sana katılıyorum ilk bonsai çalışmalarına başladığımda banada ters gelmişti bir an bu yaptıklarımın yaradılışa ters olduğunu düşündüm fakat daha sonra benim gibi doğayı özellikle ağaçları seven fakat yaşadığı mekanda bunları yetiştirme imkanı olmayan birisi başka ne yapabilirki...Yapabileceği tek şey benim yaptığım gibi onları küçültüp evine misafir eder ve bu şekilde bir nebze olsun hasretini giderir.

cinaremre beğendi.
oktars Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2005, 21:25   #4
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Düzen bozulmasın, ben de aynı yerden alıntı yapayım...

Alıntı:
"bu yapılanlar doğal bir sürece müdahale"
Ben, doğal sürece getirilerinin götürülerinden fazla olduğunu düşünüyorum.
Ne mi dedim?
Mesela bir fidanı ya da tohumu alınıp onu şeklen istenilen forma sokmak, doğa ile haşır neşir olmaktır. Oktars ın dediği şey yani. O fidan için dalını sağ yerine soldan kıvrılmasının, boyunun kısa olmasının çok farkettiğini düşünmüyorum. Aslolan hayattır. (büyük söz ettim)
ama tabii ki dünyadaki her ağacı bonsai yapmayacağız...

ahanda şimdi aklıma geldi...
Beyoğlu'ndaki ağaçları bonsai ye çeviremezler mi?

nasıl fikir arkadaşlar??

Bu arada herşeyin küçüğü seviliyor

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-11-2005, 23:04   #5
Ağaç Dostu
 
cemboa's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-11-2005
Şehir: izmit
Mesajlar: 662
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi backyard
bunu paylaşmak istedim
saçma biliyorum ama adı üstünde "önyargı"

bonsai denemelerini, fotoğraflarını gördükçe, şekillendirmeleri, uygulanan prosedürleri okudukça kendimi şöyle düşünmekten alıkoyamıyorum:

"bu yapılanlar doğal bir sürece müdahale"

bu işe başlamadan önce benim gibi düşünenler var mıydı aranızda?
arkadaşlar bitki ve ağaç türleri doğada farklı etkilere maruz kalarak farklı şekil ve tiplere kavuşurlar.bonsaide bizim yaptığımız doğayı taklit etmek.şunuda unutmayalım ki biz tohumdan üretme yapıp ağaçlarımıza gözümüz gibi bakıyoruz onların çok uzun seneler yaşaması için çalışıyoruz.benim eski bilim teknik dergilerimde 200 300 yıllık bonsailer var.

cemboa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2005, 15:05   #6
Ağaç Dostu
 
Kagan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-04-2005
Şehir: Erzurum
Mesajlar: 216
Galeri: 54
Post Varlıkları İsteğimize Uygun Yaşamaya Zorlama

Bir süreden beri Bonsai'ye kafayı takmıştım. İnternetten biraz araştırma yaptım. Hatta sitemizin üyesi "BayMineral" ile Messenger yoluyla görüşüp saksı siparişi vermek istediğimi söyledim. Ama daha sonra doğa severliğim tuttu ve yaşayan varlıklara duyduğum saygıdan dolayı kafamda şu sorular oluştu:

1. Biz insanlar, her varlığı kendi istek ve zevkimize göre yaşamaya zorlama hakkını nereden buluyoruz.

2. Ağaç gibi gelişme, büyüme ve yaşama için geniş bir alana gerek duyan bir varlığı daracık bir alana hapsetme (bonsai saksı kurallarından biri saksı derinliğinin gövde çapından fazla olmaması imiş) düşüncesi varlıklara duyulan saygı ile çelişmez mi?

3. Bonsai saksısı içinde ağaç yetiştirmeye çabalarken ağaçların köklerini ikide bir budamak (ya da doğramak); hele hele ağacın temel kökü olan dibe inen kazık kökü budamak ile bir insanın bacaklarını budamak arasında ne fark vardır? (Bir ağacın kökleri doğada kaç kez budanır ya da hiç budanır mı?)

4. Bir doğa sever ya da ağaç sever (aslında ikisi de aynı şey değil mi?) ağaçları doğal ortamında, toprakta görmekten mi hoşlanır yoksa daracık bir bonsai saksısına hapsedilmiş olarak mı?

Bu sorular üzerine, yıllarını bonsai yetiştirmeye adamış bonsaiseverlerin kızgın bakışlarını üzerimde hissedebiliyorum. Ama ne yapayım kardeşim... İnsan soru soran bir varlık işte...

Kagan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-11-2005, 18:29   #7
Ağaç Dostu
 
cemboa's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-11-2005
Şehir: izmit
Mesajlar: 662
Bitkiler için "Değil"

Bonsai yetiştiriciliğinin amacı kaynaklardan edindiğime göre sabır disiplin ve sevgi içeriyor. Bunlardan biri eksik olduğu zaman maalesef başarı mümkün olmuyor. Bunun doğudaki ismi "Zen" olarak adlandırılıyor.

Eğer siz sanatınızda başarılı olursanız üzerinde çalıştığınız bitki yaşayacağından çok daha uzun süreler yaşıyor.

Kagan "1" nolu görüşünde "her varlığı kendi istek ve zevkimize göre yaşamaya zorlama hakkı" diye bir cümle kullanmış. Eğer bunun doğru olduğunu kabul edersek evimizde hiçbir bitki türünü bulundurmamız gerekiyor.

"2" nolu görüşünde "bitkileri dar bir alana hapsettiğimizi" dile getirmiş. Oturup bir düşünün bitkiler doğada çok daha zor koşullarda bulunabiliyor.

"3" nolu görüşünde "ağaç köklerini budamaktan" bahsetmiş insan ve ağacı karşılaştırmış. Eğer bitkiler için bu kötü bir şey olsaydı bitkilere budamaların hertürlüsü dahil hiçbir bakım yapılmaması gerekirdi. Şehrimizdeki ağaçlarda kendi haline bırakılırdı. Hepimiz ağaç için budamanın ne kadar sağlıklı olduğunu biliyoruz. Evimizdeki herhangibir bitkininde kökleri saksısını doldurmuşsa köklerde mutlaka temizlik yapmamız gerekiyor.

"4" nolu son görüşü: Yazımın en başında söylediğim zen felsefesinin temeli olan sevgi sabır ve disiplinle yıllarınızı verdiğiniz bir sanat eserini seyretmekten kim zevk almaz ?

cemboa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2006, 18:25   #8
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Bonsai Felsefesi

Tüm bonsai sevenlere merhaba,
bonsai ile ilgili tüm forumlar genelde teknik konularda. Bu konu benim için çok yeni ama gerçekten de büyük sabır isteyen bu uğraşının düşünsel boyutu üzerine de paylaşılacak çok şey vardır diye düşünüyorum. Hiçbir hobi sıradan değildir ama bonsaide hobi olmaktan çok daha derin birşeyler yok mu sizce?
Sanırım birçoğunuz "ŞİBUMİ" adlı romanı okumuştur. Romanın bir bölümünde hatırladığım kadarıyla söylüyorum, iyi bir "GO" (satrançtan daha zor bir japon taktik oyunu) oyuncusu olmak için şiirden anlamak gerektiğini söylüyordu. Bu GO oyununun felsefesini anlatan küçük bir anekdottu sadece. Bir kısmınıza fazlaca romantik gelebilir ama bizler de burada örnektekine benzer şekilde bonsainin ruhu hakkında hem bildiklerimiz hem düşündüklerimizi hem de hissettiklerimizi paylaşsak, ne dersiniz?
Ben henüz hiç bonsai yapmadım ama kendi kendime şaşırdığım bir heyecan duyuyorum ve eğer katılan olursa bunları da paylaşmak isterim.

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2006, 18:38   #9
doğasever
 
Giriş Tarihi: 16-12-2005
Şehir: bodrum muğla
Mesajlar: 380
ok, bana göre insanı büyüleyen bir yanı var..kocaman ağaçları kesip kurutan insan aslında o kadar küçük ki ağacın yanında,bonsai de başarı büyük bir haz veriyor gibi geliyor...yaratıcılık.... kendi tanrısallığımızın verdiği sarhoşluk
kendi doğa sevgimizin yansıması...
küçücük ağaca hükmedebilmemiz... sevgimiz ilgimiz... bize hoş duygular yaşatıyor..
hele serpilerek gelişmesinin verdiği duygu....

karakedi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2006, 19:02   #10
Ağaç Dostu
 
cemboa's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-11-2005
Şehir: izmit
Mesajlar: 662
...Bende forumdaki bazı yazılarımda buna değindim aslında.Bonsainin temeli bana göre üç ayak üstüne oturuyor.Sevgi, sabır, disiplin.Buda sanırım zen felsefesinin kendisi.
...Bonsai ile ancak birkaç sene uğraşırsanız anlayabilirsinizki bitki **** ağaçla enteresan bir iletişim kuruyorsunuz.Onunla beraber herşeyi yapıyorsunuz.Eğer onun dilinden anlamassanız başarısız olma olasılığınız yüksek.Fakat bonsai ustalarının ısrarla söledikleri şey başarısızlıklar olacaktır asla yılmayın. Çünkü ancak bu başarısızlıklarla ilerlemek mümkün. Kişiler arasındaki değişecek tek şey bu başarısızlıkların üç aşağı beş yukarı olması olacaktır. Bundan dolayıda bonsai ustaları fazla örnekle çalışılmasını söylerler.

cemboa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2006, 19:57   #11
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Biliyormusunuz doğa gözümüzün önünde katledilirken birşeyler yapamamanın bir savununusu gibi bonsai. Sanki doğayı korumaya ama aynı zamanda da vicdanımız rahatlatmaya çalışıyoruz.
Herşeye rağmen beni inanılmaz heyecanlandırıyor. O ufacık ağaçla nasıl bir iletişim kurulabileceğini, bunun ne kadar derin olabileceğini hissediyorum... Bu çok güzel ama diğer yandan beni korkutuyor da! Çünkü onca emek verip ellerimle büyüttüğüm, birçoğunuzun arkadaş dediği bonsai birgün benim elimden gelmeyen bir nedenden dolayı sulayamadığım için ölebilir. O zaman ne hissederim bilemiyorum.
Sabır konusuna gelince! Sabır;hayat gerçeğinin en büyük öğretilerinden birisi. Öğretirken sınıyor, sınarken öğretiyor. Bunu bonsai ile yapmak gerçekten heyecan verici. Benim gibi yeni başlayacaklar dikkatli olmalı çünkü başlangıçta başarısızlık kesin önemli olan yılmamak.

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2006, 20:01   #12
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Selam cemboa,
ne kadar zamandan beri bu uğraşı verdiğini bilmiyorum ama belirli bir süre geçtiyse başladığın günden bu güne kadar kendinde gözlediğin değişiklikleri anlatmanı rica etsem.

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-01-2006, 23:20   #13
Ağaç Dostu
 
Kagan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-04-2005
Şehir: Erzurum
Mesajlar: 216
Galeri: 54
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi karakedi
eğer sevgiyle yaklaşırsan ana niyetinde iyi ise herşeyi yapmaya hakkın var diye düşünüyorum.
Sevgiyle yaklaşmak...

Bütün canlılara sevgiyle yaklaşmak çok güzel ve merhamet dolu bir eylem tabi ki... Ama bu sevgiyle yaklaşma eylemi, bize her şeyi yapma hakkını verir mi; bir düşünmek gerek.

Mesela Doğu illerindeki belediyelerin yönetici ve işçileri de hayvanları sevmekteler (!). Onlara da sorsanız; "biz hayvanlara sevgiyle yaklaşıyoruz" derler. Ama icraatlarına bir bakın Allah aşkına... Adamlar kuş gribi bahanesiyle tavukcağızları diri diri yakıyorlar, diri diri gömüyorlar. Sanki başka imha yolu yokmuş gibi...

Kendilerine bir sorsanız, "biz bütün bunları insanlık için, insan sağlığı için yaptık" diyeceklerdir muhakkak... Peki bunun neresi insanlık? Bu düpedüz, ölüm korkusunun getirdiği cehalet dolu bir paniğin o insanların şeytanî yüzlerini ortaya çıkarması...

Ben doğu illerini ve oranın kültürel yapısını aşağı yukarı bilirim; halkı dindardır... Şimdi oralarda yoldan bir adamı çevirip "hangi dindensin" diye sorsanız, "****** müslümanım kardeşim" diye yanıt verecektir. Ama o yanıt veren adam peygamberinin "hiçbir canlıya ateşle zulüm etmeyiniz" hadisini, işine gelmediği için göz ardı edecek ve bulduğu kanatlı hayvanı, ölüm korkusunun getirdiği şeytanî panik ile diri diri yakacaktır.

Bütün bunlar insanlık mı? Ve varlıklara sevgiyle yaklaşmak bize onlara her şeyi yapma hakkını veriyor mu?

Kagan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-01-2006, 14:38   #14
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kagan
Sevgiyle yaklaşmak...

Bütün canlılara sevgiyle yaklaşmak çok güzel ve merhamet dolu bir eylem tabi ki... Ama bu sevgiyle yaklaşma eylemi, bize her şeyi yapma hakkını verir mi; bir düşünmek gerek.

Merhaba Kagan,
elbette sevgi adına yapılan herşeyi onaylamak mümkün değil bunda herkesin hemfikir olduğuna inanıyorum. Ancak yazında verdiğin kuşların imhası örneğini biraz daha açarak tartışmak gerekli ki neyi eleştirdiğimiz, kimi eleştirdiğimiz ya da neyi tartıştığımız açıkca belli olsun.
Ben bir doktorum ve eldeki imkansızlıklar nedeni ile hem benim hem de birçok meslekdaşımın değişik malzemeler kullanarak yaptığımız pek çok müdahale olmuştur hayat kurtarmak için. Çoğunlukla da başarılı olduk inan bana! Söylemek istediğim şey şu acil bir durumda gerekiyorsa her türlü yolla imha yapılabileceğine inanıyorum. (yakma olayını yine de kabul etmiyorum ama mecburiyetten direk gömülmesi mümkün) Kuş gribi de böyle bir durum! Uzun zaman öncesinden planlanmış bir imha olayı değil. Elde hangi imkan varsa onu kullanarak bir an önce müdahale edilmesi şart! İmha edilen bölgelere baktığında çoğu geri kalmış bölgeler. Sözkonusu bölgeleri bildiğini söylüyorsun, o halde eldeki imkanların ne derece yetersiz olduğunu ve gerekli şartları yerine getirmenin ne kadar uzun zaman alabileceğini de biliyorsun. Oralarda ben de çalıştım. Sevgiydi, hayvan haklarıydı derken insan hayatı kaybedersin. Elbetteki bu madalyonun sadece bir yüzü. Diğer yüzünde ne var??? Tabii ki kötü yönetim! Organize olamayan bir yapılanma... bunu eleştirelim hep beraber!!! Özellikle de bundan sonra da bunun gibi bir salgın tehlikesi olduğunda hayvanları yakmadan, incitmeden nasıl imha ederiz, hangi insani önlemleri alırız bunu tartışalım. İşte o zaman gerçekten sevgi eyleminden bahsedebiliriz
Bu konu çok ciddi bir polemik konusu farkındayım. Bu nedenle sadece fikirlerimi yazdım daha fazla uzatmadan (belki de Malina 'dan uyarı almadan) bonsai meseleme dönüyorum. Herkese sevgileeeerrrr..

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2006, 12:43   #15
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Bu konuyu ben açtım ama aynı anda birçok konuya el atınca
tekrar dönmeye fırsatım olmadı. Cemboa da
sorumu görmemiş herhalde.

Elimde İkebana ile ilgili ilk basım tarihi eski bir kitap var. İkebana çiçek düzenleme sanatı demek. Eşinin görevi ile ilgili olarak Japonya'da yaşamak zorunda kalan bir hanımefendinin anıları. Bu kitapta altı çizilen önemli
bir konu var. Öğrencinin öğrendiklerini iyi uygulamasından daha önemlisi
kendisini eğitmesi ki uzakdoğu kökenli tüm uğraşlarda (ister döğüş sanatı olsun, ister ikebana veya bonsai..) asıl hedef bu! Yani asıl hedef insanın tekamül etmesi. Tüm uğraş alanları bilgeliğe giden yolda birer araç olarak ele alınıyor. Ele alınana konu ne olursa olsun ve kişi o işi ne kadar iyi öğrenirse öğrensin o kişiye "usta" ünvanı verilmiyor.
Ben de bu konunun önemini vurgulamak istedim çünkü bonsai sürekli ilgi ve çok sabır istiyor. Bırakalım bonsaiyi evimizdeki saksı çiçekleri bile bakılmazsa kısa sürede kaybediliyor.

Bonsai ile uzun süredir ilgilenen sevgili Cemboa'nın imzasına dikkat edin lütfen. ))

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2006, 14:11   #16
Ağaç Dostu
 
cemboa's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-11-2005
Şehir: izmit
Mesajlar: 662
...Evet kusura bakmayın sanırım kaçırdım bunu bir şekilde.

...Aslında ben kendimi bildim bileli çiçeklerle içiiçeçeyim.Ailemle beraber otururkende evimizde çiçekler vardı.Annemde öğretmen olduğu için özel günlerde hediye olarak kesme çiçek dışında saksı çiçekleride geliyordu.Bu vesile ile çiçeklerimizde çeşitlilik oldu.

...Ben kendi evime taşındıktan sonra bu çiçeklere olan ilgimi dahada geliştirme fırsatı buldum.Uzun bir dönem köktüslere ilgim vardı.Sonra bu ilgim orjinal tropikal salon türlerine döndü...3 sene öncede ilgi yoğunluğum Bonsai doğru dallandı.Fakat şu an elimde 2 m lik tropikal türler 1 m lik kaktüslerim hala var.

...Bonsai için gereken 3 önemli vasfın 2 si zaten bu vesile ile bende mevcuttu.Onlar sevgi ve sabır.Biraz da buna disiplini ilave ettim...Disiplini kendimce açarsam programınıza zamanlamınaza sadık kalmak diyebilirim.Buda bitkinin gelişmesinde önemli faktör.Buda somut olarak düzenli sulama düzenli gübreleme düzenli budama ve şekil verme gerekiyorsa saksı ve toprak deişimidir.Zaten disiplin olmassa bitkilerinizin gelişi oldukça yavaşlayacaktır.

...Ne diyebilirimki şimdilik aklıma gelenler bunlar...

cemboa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-04-2006, 12:42   #17
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 03-04-2006
Şehir: pendik
Mesajlar: 34
Galeri: 5
Bonsai de son bulur.Tekamülün sonu var mıdır.?YA insan sonlanır, ya da Bonsai. ikinci bir Bonsai tecrübenin altında acemilikle başlar gibi.Yoksa kim derki bu işin noktası budur.Evet ' Usta ' olmak o kadar kolay mı.?

c.özdemir Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 17:28   #18
Aykut
 
Giriş Tarihi: 07-11-2005
Şehir: BALIKESİR
Mesajlar: 2
Bonsai ağacı yaşayabileceği minimum koşullar altında bırakarak yaşamasını sağlamaktır. Yani bitki yaşam ile ölüm arasındadır. Bence bonsai yetiştirmek bitkiye işkence etmektir. Bu yüzden sana sonuna kadar katılıyorum

aykut Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 18:15   #19
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi aykut
Bonsai ağacı yaşayabileceği minimum koşullar altında bırakarak yaşamasını sağlamaktır. Yani bitki yaşam ile ölüm arasındadır. Bence bonsai yetiştirmek bitkiye işkence etmektir. Bu yüzden sana sonuna kadar katılıyorum
Hoşgeldiniz Aykut,
bonsai'nin yaşamla ölüm arasında olduğuna katılmıyorum.
Tüm doğal döngüsünü (mevsimler) yaşayabilen bir ağaç
yaşamla ölüm arasında değildir. Ağacın normal gelişimine
etki edildiği aşikar elbette ama unutmayın ki doğada da
benzer durumlar sözkonusu (yamadori).

Aramıza katılşdığınıza sevindik. Tek mesajda kalmayın ve
"Üyeler tanışıyor/tartışıyor" bölümünde kendinizi tanıtın.
)

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 23:01   #20
Ağaç Dostu
 
bonsaireef's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-06-2005
Şehir: Şu an Mersin
Mesajlar: 1,742
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi aykut
Bonsai ağacı yaşayabileceği minimum koşullar altında bırakarak yaşamasını sağlamaktır. Yani bitki yaşam ile ölüm arasındadır. Bence bonsai yetiştirmek bitkiye işkence etmektir. Bu yüzden sana sonuna kadar katılıyorum
Sayın Aykut bey;
''Bonsai ağacı yaşayabileceği minimum koşullar altında bırakarak yaşamasını sağlamaktır'' bu şekilde hiçbir bonsai literatüründe bilgi yoktur.Bu bilgiyi nereden öğrendiniz kaynak gösterebilirmisiniz.Yok eğer bu bilgi değil fikir diyorsanız bunu bir bilgi cümlesi olarak kurmak sizce doğrumu.

Bonsai de bitki hiçbir zaman minimum koşullar altında yaşamaz.Düzenli olarak sulanır, düzenli olarak gübrelenir, gerekirse ilaçlaması yapılır.Bitkinin sağlıklı olması için ne gerekiyorsa yapılır.Bitki kesinlikle susuz bırakılmaz.Her zaman ihtiyacı kadar su verilir.Düzenli olarak ihtiyacı kadar gübre verilir.Burda bir minimumluk yoktur.

Doğada bitkinin kök atmasının amacı 'yayılayım söyle rahat edeyim' değildir.Bitki ihtiyacı kadar su ve besin maddelerine ulaşabilmek için etrafa kök atar.Bonsaide ise ihtiyacı olan besin maddeleri ve su bitkiye veriliyor.Doğayı ne kadar gözlemlediniz **** gözlemlersiniz bilmiyorum.Ben kurak ortamda yetişen bir karış boyundaki bitkinin 4-5 metre uzağa kök attığını gördüm.Ama sulak ortamdaki bir bitki eğer besin sıkıntısı yoksa suda olduğundan olduğu yerde köklenir.Köklerini çokta uzatma ihtiyacı duymaz.Bunada şahit oldum.

Siz zaten bonsaide gerekli suyu ve besinleri karşılamazsanız ağacın sağlığı bozulur ama bizim ağaçlarımız son derece sağlıklılar zaten amacımızda bu.

İşkenceden kastınız eğer budama yapmaksa sizin hiçbir bitkisel kaynaklı besini tüketmemeniz lazım.Çünkü eğer tüketiyorsanız budamaya işkence dediğiniz takdirde bu işkenceye ortak oluyorsunuz demektir.Çünkü bütün meyve ağaçları düzenli olarak budanır.Budanmazsa zaten kaliteli meyve alamazsınız.Ağacınızın sağlığıda bozulur.Budama yapmak demek ki ağacın sağlıklı gelişimi ve meyve vermesi için uygulanan bir yöntem.Ağaç eğer bundan şikayetçi olsaydı gelişimini sağlıklı olarak devam ettiremezdi.

Siz hiç üzüm bağı gördünüzmü bilmiyorum.Aslında üzüm bağlarındaki asma bitkileri bir nevi bonsaidir.Gövdesi bir bonsai şeklindedir.Her sene o gövdeden dallar çıkar çok çok uzar, meyvesini verir.Ağacın bonsai görünümü kaybolur.Sonra budama mevsiminde ağaç o eski bonsai görünümünü alacak şekilde yani sadece gövde kalacak şekilde budanır.

Sizin ağacın kötülüğüne yapmadığınız budamalardan ağacın şikayetçi olduğunu düşünmüyorum.

Doğayı katleden,ağaçları kesip ormanı yakıp evler yapan o kadar insan varken tek amacı ağacı sağlıklı yaşatmaya çalışmak olan bonsai sevenlere haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

dusunenadam ve Zeyzub beğendi.
bonsaireef Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 23:06   #21
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 30-06-2005
Mesajlar: 98
Galeri: 1
Biraz uzun da olsa bonsaim.com adresinde aynı konuyla ilgili düşüncelerimi buraya kopyalamak istiyorum. İlki genel bakış açım ikincisi de süregelen tereddütlerle ilgili yorumum. Doğru-yanlış değerlendirmesini yapacak olan tabi ki sizlersiniz ama ben konuya ağaçlara acı çektirdiğimizi düşünenlerin gözünden bakmıyorum kısaca.

Erkan Aktaşgül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 23:07   #22
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 30-06-2005
Mesajlar: 98
Galeri: 1
Böyle bir konuda işkence ile sanatı birbirinden ayıran 2 nokta var bence.

Birincisi, biz ağaçların doğasına uygun olmayan herhangi bir şey yapmıyoruz. En azından klasik bonsai açısından böyle. Doğal yaşam alanlarında ağaçların üstüne kar yığılıyor dalları kırılıyor ve budanmış oluyorlar. Ya da çeşitli hastalıklar, böcekler vs. etkileri sonucu ağacın bir dalı ölüyor (ölü dal efekti/dead wood), rüzgar/kar/arazi eğimi/ışığa ulaşma isteği gibi etkenler sonucu ağacın gövdesi eğiliyor. Bizim yaptığımız ise bu şekilleri taklit etmekten ibaret. Kaldı ki bonsai insan zekası ve eliyle ortaya çıkmış birşey de değil. Bonsainin kendisi bile aslen doğal bir sanat. Hepiniz kaya içinde büyümüş güdük ağaçları ve bir sürü doğal bonsai örneğini görmüşsünüzdür zaten. Yani bonsainin ağaçların doğal sürecini aksatmak olduğunu iddia etmek bile mümkün değil bence. Bu bakımdan ben bonsai ile uğraşmak ile evde sarmaşıkları iple duvara bağlamak arasında pek bir fark göremiyorum.

İkincisi, ağaçların acı çekip çekmedikleri konusu. Bu botanikten çok belki de felsefe alanına giriyor ki sanırım %100 doğru bir cevaba ulaşmak pek mümkün değil. İnsanlar, hayvanlar ve bitkilerin canlı varlıklar olduklarını biliyoruz. Ama canlı olmak acı çekebilmek manasına gelmez bence. Çünkü aslen acıyı hissetmek için bir varlığın önce kendi canlılığının farkında olması gerekiyor düşüncesindeyim. Canlılığın farkındalığı söz konusu olunca insan ve hayvanları bir tarafa koyup bitkileri diğer tarafa almak lazım. Çünkü bitkilerin duyguları, fikirleri ya da zekaları olduğunu gösterir herhangi bir bilimsel çalışma olduğunu hatırlamıyorum. Gerçi klasik müziğin bitkiler üzerindeki etkisi, bitkilerle konuşmanın onlar üzerinde etkisi türü yazılara zaman zaman rastlıyoruz ama bu araştırma/deneyler bilimsel olarak pek de kabul görmüş değiller dünyada.

Diyeceğim odur ki; ben bu hobi/sanat vesilesiyle ağaçlara eziyet çektirdiğimiz düşüncesinde ve hissiyatında değilim. Bizim yaptığımızın sadece doğayı taklit etmek olduğunu düşünüyorum ve ağaçların yaptığımız işlemlerden acı çekmelerinin de mümkün olmadığı kanaatindeyim.

dusunenadam beğendi.
Erkan Aktaşgül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 23:08   #23
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 30-06-2005
Mesajlar: 98
Galeri: 1
Arkadaşlar bu tür tereddütler ve kafa karışıklıkları hemen her bonsai forumunda karşımıza çıkabilecek türden tartışmalar yaratıyor ama bence herkesin için rahat olsun. Biz ağaçları kesip kağıt olarak kullanan, domatesleri dalından koparıp yiyen ve tavukları kızartan bir memeli türüyüz. Bu kadar derinlemesine düşünürsek yemek yememizin, birşey giymemizin bile imkanı kalmaz.

Ha diyeceksiniz ki yemek/giyinmek zaruri ihtiyaçlar. Peki kağıtta mı zaruri ihtiyaç? Koltuklarımızdaki deri, mutfaklarımızdaki ahşap dolaplar, yerlerdeki parkeler olmasa ölecek miyiz?

Diyeceğim odur ki biz hiçbir canlıya acı çektirme düşüncesinde olan insanlar değiliz. Bilakis herhangi bir doğa sorunuyla ilgilenmek gerektiğinde ya da ağaç dikme kampanyalarında vs. en önde koşacaklar da bizleriz. Bir sanat insanı olan ressamın fırçasında ölü bir ağaç yatıyor unutmayın. Kaldı ki bizim yaptığımız da bir sanat ve biz bitkileri yaşatmaya çabalıyoruz öldürmeye değil..

Doğayı tahrip eden ve ağaçları üzen şey onların tellenmeleri değildir emin olun. Onları esas üzen; bonsai veya doğayla içiçe olan diğer herhangi bir sosyal okuldan mezun olamamış ve dolayısıyla doğayla kavgalı bireylerin kendilerine yaptıkları eziyetlerdir.

Her zamanki gibi biraz fazla uzatmış ve konuyu da dağıtmış görünebilirim ama hassasiyetlerimizi yanlış yerlerde konuşlandırdığımızı ve bu yanlışlığın insanları doğa ve ağaçlarla tanıştırma/barıştırmanın en estetik ve sıcak yollarından biri olan bonsaiye zarar vereceğini düşünmekteyim.

Saygılarımla..

(NoT:Bonsaim.com'daki bu iki yazıda hiçbir değişiklik yapmadan buraya kopyaladım)

dusunenadam beğendi.

Düzenleyen Erkan Aktaşgül : 01-06-2006 saat 15:20
Erkan Aktaşgül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-05-2006, 23:59   #24
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Erkan Aktaşgül,söylediklerinize tamamen katılıyorum.ben yazacaktım,siz benden daha ayrıntılı yazmışsınız.evde muhabbet kuşu beslemek kuşa işkence oluyormu..akvaryumda balık?..ben birde balıkları avlıyorumda...benim işim bitmiş demektir.toplu katliam benimkisi

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-06-2006, 13:06   #25
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 25-07-2004
Şehir: Adana
Mesajlar: 3,563
Galeri: 270
ilgilenenler için küçük bir bonsai tarihçesi çevirisi

backyard Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-06-2006, 16:12   #26
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 08-06-2006
Şehir: ankara
Mesajlar: 8
doğal hayata müdahale dediğimizde ne anlarız. evimizde baktığımız tüm bitkiler için de bunu söyleyebiliriz o zaman. müdahale etmek ağacın var olan orjinal boyuna ulaşmasını engellemekse.. tıp dünyası yüzyıllardır doğal hayata müdahale ediyor. doğal seleksiyonu engelliyor..

ben bonsai yetiştirmenin doğal hayata müdahale olduğunu düşünmüyorum. çok fazla sabır ve sevgi istiyor. bonsaiyi keşfettiğimden bu yana yaşama ve doğaya karşı hayranlığım arttı. bir ağacı yetiştirmenin ne meşakatli bir iş olduğunu anladım. orman yangınları daha çok canımı yakıyor. evinde bir tek çiçek dahi yetiştirmemiş insanlar para için ormanları bitki örtüsünü hayvanların doğal yaşam ortamlarını yok ediyorlar. sadce toprağın üzreinde dönüyor bu küçük hesaplar okyanuslarımız kirleniyor havamızın ve suyumuzun kalitesi düşüyor.
bonsai yetiştrmek veya bu sanatı anlamak bedeva yaşadığımız anların ( nefes almak, su içmek,çimlerde yalınayak yürümek...) ne kadar güç ve muammalı bir çalışmanın "yaşamsal dengenin" bir ürünü olduğunu gösteriyor.

zidanta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-12-2006, 21:35   #27
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Ortanca, kafeste kanarya besleyenler kuşa işkence ediyor, akvaryumcular balığa..
hatta boyuna ip bağlandığı için köpeğe...
ağaç eğer eziyet görse hemen tepki verir kurur. bonsaici ağaca şevkatle davrandığı için canlı tutabiliyor..saksıdaki ağaç sevgiyi aldığı için gelişmeye devam ediyor..
yukarıda söylediklerimde doğru değil canlılarla uygun oratmı sağlayabildiğimiz için bir arada yaşayabiliyoruz..
bonsai sevmeden yapılamaz..
meyve ağaçları her sene budanmazsa serpilip gelişiyor mu..
parklarda ağaçlara bakılmazsa daha mı iyi oluyor..
içindeki sesi dinle, ağaç sana ne diyor onu duy, o zaman sendeki sevgiyi anladığını göreceksin..

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-12-2006, 23:43   #28
Ağaç Dostu.
 
tourkana's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,494
Galeri: 21
ben de ortanca gibi kararsızdım, fakat gördüm ki eziyet gördüğü iddia edilen bonsai ler normalleri kadar hatta onlardan bile uzun yaşıyorlar...zaten teller sadece gelişme dönemlerinde oluyor sonra çıkarılıyor, ama bu işe kimse usta olarak başlamadığı için başlangıçta ziyan edilen onlarca fidana yazık oluyor..bu yüzden arkadaşlara tavsiyem iyice öğrenmeden bu işe girmemeleri yönünde,ben bile çok sabırsızken aldığım fidanlara kıyamadığım ve hala kendime bonsai bilgim bakımından güvenemediğim için hala budama dahi yapamadım...artık önümüzdeki seneyi beklicem,tabi Allah uzun ömürler verirse...

tourkana Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-12-2006, 14:51   #29
Ağaçsever
 
ortanca's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2006
Şehir: dallas texas
Mesajlar: 62
Galeri: 6
cevap yazan arkadaşlar çok teşekkürler.

ortanca Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-10-2007, 10:39   #30
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-04-2005
Şehir: Ankara
Mesajlar: 132
Galeri: 24
“Göklerdeki ve yerlerdeki zerrelere iyice bak. Göreceksin ki hepsi bizim gibi mecnun ve kararsız dönüp durmaktadır. İster mutlu, ister kederli olsun, kainatta ne kadar zerre varsa hepsi de, tüm kayıtlarından kurtulmuş olan ezel ve ebed güneşinin pervaneleridir.”

Dev Sekoya Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 23:58.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024