Böyle bir konuda işkence ile sanatı birbirinden ayıran 2 nokta var bence.
Birincisi, biz ağaçların doğasına uygun olmayan herhangi bir şey yapmıyoruz. En azından klasik bonsai açısından böyle. Doğal yaşam alanlarında ağaçların üstüne kar yığılıyor dalları kırılıyor ve budanmış oluyorlar. Ya da çeşitli hastalıklar, böcekler vs. etkileri sonucu ağacın bir dalı ölüyor (ölü dal efekti/dead wood), rüzgar/kar/arazi eğimi/ışığa ulaşma isteği gibi etkenler sonucu ağacın gövdesi eğiliyor. Bizim yaptığımız ise bu şekilleri taklit etmekten ibaret. Kaldı ki bonsai insan zekası ve eliyle ortaya çıkmış birşey de değil. Bonsainin kendisi bile aslen doğal bir sanat. Hepiniz kaya içinde büyümüş güdük ağaçları ve bir sürü doğal bonsai örneğini görmüşsünüzdür zaten. Yani bonsainin ağaçların doğal sürecini aksatmak olduğunu iddia etmek bile mümkün değil bence. Bu bakımdan ben bonsai ile uğraşmak ile evde sarmaşıkları iple duvara bağlamak arasında pek bir fark göremiyorum.
İkincisi, ağaçların acı çekip çekmedikleri konusu. Bu botanikten çok belki de felsefe alanına giriyor ki sanırım %100 doğru bir cevaba ulaşmak pek mümkün değil. İnsanlar, hayvanlar ve bitkilerin canlı varlıklar olduklarını biliyoruz. Ama canlı olmak acı çekebilmek manasına gelmez bence. Çünkü aslen acıyı hissetmek için bir varlığın önce kendi canlılığının farkında olması gerekiyor düşüncesindeyim. Canlılığın farkındalığı söz konusu olunca insan ve hayvanları bir tarafa koyup bitkileri diğer tarafa almak lazım. Çünkü bitkilerin duyguları, fikirleri ya da zekaları olduğunu gösterir herhangi bir bilimsel çalışma olduğunu hatırlamıyorum. Gerçi klasik müziğin bitkiler üzerindeki etkisi, bitkilerle konuşmanın onlar üzerinde etkisi türü yazılara zaman zaman rastlıyoruz ama bu araştırma/deneyler bilimsel olarak pek de kabul görmüş değiller dünyada.
Diyeceğim odur ki; ben bu hobi/sanat vesilesiyle ağaçlara eziyet çektirdiğimiz düşüncesinde ve hissiyatında değilim. Bizim yaptığımızın sadece doğayı taklit etmek olduğunu düşünüyorum ve ağaçların yaptığımız işlemlerden acı çekmelerinin de mümkün olmadığı kanaatindeyim.
|