21-10-2010, 19:15 | #331 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Cevap vermek için klavyenin başına geçenler. Lütfen biraz sabır. Devamı var. Yazıyorum |
21-10-2010, 19:28 | #332 | ||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
Alıntı:
Yolu Ayhan Kaptan göstermiş. (Denizde pusulası hep açık olduğu için önünü daha iyi görüyor.) Evet somut öneri olarak bir an önce bir araya gelip tarihleriyle birlikte hedefleri koymak gerekiyor. Sadece üyeleriyle değil, izleyenleriyle birlikte inanıyoum ki herkes bu doğumu bekliyor. UBYİ sayesinde doğal tarımın, üründe kayıp olmadan ya da çok az bir kayıpla yapılabileceğini bir çok arkadaşımız anlamış durumda ve katılmasalarda bizi izliyorlar. Sevgili Hasan müdürüm, organiğinde organiyi diyen Sevgili Muttalip, sesi soluğu çıkmasa da Sevgili Kayastop haydi diyorum. UBYİ gönüllü bir birliktelik. Temel ilkesi "kimyasal ilaç ve kimyasal gübre kullanmamak." Bunu kabul eden ve uygulayan herkes bizdendir. Diğer sorunları yarattığmız sinerji ile aşarız. Satışı merak eden arkadaşlara gelince, neden Meyvelitepe gibi forum üyelerini bahçelerine davet etmiyorlar? İnanın ummadığnız şekilde bir talep olacaktır. Ya da yol üzerinde tezgah açan sevgili kadınlarımızdan neyimiz eksik. Site kurmaya ve internet üzerinden ticaret yapmaya gelince yıllık hosting fiyatı 300-500 TL'den fazla değil. Diğer şeyleri başaran UBYİ bunu neden başarmasın. |
||
21-10-2010, 20:51 | #333 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 18-09-2005
Şehir: İzmir-Bergama-Karşıyaka
Mesajlar: 24
|
Selamlar, Benim UBYİ' e üye olmamın(bu kelime bile kurumlaşmaya gidildiğini gösterir bence) nedeni doğal tarım yapmak istemem. Daha tarlamı yeni kurmaya çalışıyorum. Ticari düşünmem içim önümde en az 4-5 yıl olduğunu sanıyorum. Ticari düşünme yıllarıma kadar üreteceğim ürünlerimi eşe, dosta, akrabaya " içinde kimyasal yoktur" diyerek tadımlık olarak verirken nasıl "Gururlanacağımı" düşünmek bile şimdiden heyecanlandırıyor beni. Asıl olan doğaya zarar vermeden üretebilmek. Buna kendimizi ve çevremizi inandırabilirsek başarılı olabileceğimizi düşünüyorum. Benim ticareti düşünmek için çok zamanım var. Ama doğal tarım konusunda yapmam gerekenler için zamanım çok az. Bu yüzden, sizin değerli bilgi ve tecrübeleriniz bu aşamada bana ve benim gibilere çok yardımcı olacaktır. Ayrıca benim yaptıklarımı sayfamda anlatınca benden sonra geleceklerede yol gösterecektir.. Bu yüzden bu oluşumun varlığı benim için büyük bir şanstır.. Sevgi ve Saygılarımla, Kaan Uğurlu |
21-10-2010, 21:56 | #334 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Uzak bahçeler, her nasılsa bir nedenden (nedenin sahibi yayın izni vermedi) başladı. Çanak sorular ve zemin yoklama ile devam etti. Umulanlar bulunmayınca söner gibi olduysa da bir delinin sayesinde yeniden canlandı! Ama şimdi tıkandı. Bence tıkandı. Çünkü tıkanmaya neden olan fikirler hakkında söğlenmesi gerekenler söğlenmedi. Ben açıkça söğlüyorum "uzak bahçeler" hala ilk ortaya atılan fikirler etrafında dönerse sadece "ırak bahçe" olur. Ne birbirimize ne de topluma yaklaşır. Küçük bahçeler, yerinde satış, birbirimiz ile alışveriş, takas, ortak malzeme alımları, ortak üretim teknikleri, ticari piyasaya girmeme, bunların hepsi çoktan çöpü boyladı itiraf edemiyoruz. Küçük bahçeler zaten baştan yanlıştı. Genel amacı özelleştiriyor. Hem ne kadar küçük? Tanımın ölçeği ne? Birbirimiz ile alışveriş. Gerek var mıydı? Gerçekten uzak yerlerde otururken. Üstelikte hepimiz kendi ihtiyacımızı karşılayan üretimi yapar veya yakınlarımızdan temin ederken. Yerinde satış ne derece mantıklıydı? Tek tek insanların bahçeye gelmesi nasıl bir karbon salınımına sebep olacak... Bir kaç kasayı tek seferde uygun bir perakendeciye vermektense. Takas, birbirimize ürün yollamak banka ve kargo şirketlerinden başka kime yarayacaktı. Üstelik küçük miktarlar halinde sürekli yollarda olan bir alışveriş ağının yarattığı karbon salınımı!.. Malzemeleri ortak alsak da birbirimize dağıtımda sonuç yine aynı değil mi? Ortak teknikler nasıl olabilirdi? Herkes kendi geliri oranında bahçe yapma güçüne sahipken. Ticari piyasaya girmemekse en kötüsüydü. Ürünümüzü değerlendirmek istiyorsak nasıl piyasanın dışında kalabilirdik. Baştan kendimizi prangaladık. Bahçeden satış bile sonuçta bir gelir oluşturduğu için vergi doğurmakta. Maliyeye nasıl anlatsak biz piyasanın dışındayız diye. "Bahçe marketler" vergiden muaf diye bir kanun mu var. Vergi doğuran her iş piyasanın içindedir. Ticaridir. Geçen zaman zarfında; doğal üreticiler tanımı, kendi malzememizi üretmek, kendi tekniğimize bulmak, ticari piyasa da olabilir yaklaşımı, oluşacak lojistik ağının getirdiği karbon salınımına duyulan endişe ile ürünlerin değil fikirlerin dolaşması, kendi ürün kaygısından çok toplumun sorununa odaklanmak gibi değişimler oluştu. Biz küçük bahçeler değil doğal üreticileriz. Doğal üretimin felsefesine inanan ve bizim gibi inananlar oluşturmak için çalışan. Küçük bahçemiz olacak ama kendi ihtiyacımız için, hobimiz, eğlencemiz için. Ekmeğini sadece çiftçilikten kazanan insanlara örnek teşkil edecek bir doğal üretim de yapmalıyız. Kazandıran ve özendiren. Kendi malzememizi kendimiz üreteceğiz. Firmalarla işimiz yok. Kendi kendini çeviren bir üretim esas olmalı. Bağımsızlık ortak temel alınmalı. Teknikler basitleşmeli ve ekonomik olmalı. Solucan gübresi, hindistan cevizi torfu ile tarım yapılmaz. Zaten adı gibi doğal olmaz. Doğal olmak sadece uygulama ve teknikte değil malzemenin yerel ve ucuz olmasında da saklı. Bilmem kaç bin kilometre öteden gelen solucan veya torf ile dışardan güdümlü doğal tarım olmaz. Hem unutmayın karbon salınımı... Kaolin içinde alternatif olmalı. Neredeyse dünyayı turlayıp geliyor. Ticari piyasa olmalı. Ve bunda çok başarılı olmalıyız. Bu sadece kendimiz için değil. Çiftçiye örnek olmak için. Doğal tarım neferlerini arttırmak için. Piyasa ile mücadele karşına alarak olmaz. Onun silahları ve taktiği ile olur. İçine girersin ve içten fethedersin. Küçük bahçelerin, küçük kaygısından yola çıktık ama toplumun büyük kaygısında buluşmaya doğru meylettik. Yazışmaların toplamında oluşan bilgi birikimi artık bizim değil toplumun malı. Bunu en doğru biçimde TEMA VAKFI gibi bir sivil toplum kuruluşu oluşturarak değerlendirelim. Temanın amacı erezyon ile mücadele ise bizim amacımızda temiz tarım. olmalı. Temiz tarım için temiz toprak. Ülkemizin topraklarının temizlenmesi için mücadele etmek. Çiftçimizi temiz toprakta temiz tarım yapmaya ikna etmek. Bunun için tüm özendirici şartları sağlamak. Teknikleri oluşturmak. Piyasayı yadsımamak. Çünkü tema ilk adımlarında piyasanın itici gücünü yadsıdığı için köylü nezdinde itibar görmedi. İnsanlara şunu yapma derken bunu yap diye alternatif kazanç göstermezsen seni ciddiye almaz. Bunun uygulanmış ve başarılı örneğini göstermezsen inanmaz. Satış, satış demem bundandır. Tüm bunlar geçen 8 ayın değişimi. Ama uzak bahçeler baştan beri benim için bir sivil toplum kuruluşuydu. Yoksa bahçemin ürününü pazarlama derdi değil. Bunu söğleyebilmem için öncesini yıkmam gerekiyordu. Kusuruma bakmayın Hepinize saygılar. Düzenleyen bayindirmevki : 21-10-2010 saat 23:07 Neden: lilium |
21-10-2010, 22:30 | #335 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Tekrar, tekrar söğlüyorum benim satış kaygım yok. Bunu her hatırlatışımda sanki benim kaygımmış gibi algılanıyor. Bu benim değil yapacağımız birliğin kaygısı. Satış bacağı olmayan hiç bir üretim birliği başarılı olamaz. İş hayatında herkes bilir, üretmek değil satmak önemlidir. 10 kilo domates de üretsen satış en büyük dertdir. Birinci problemdir. Ve benim büyük bahçeye sahip olmam büyük üretici sıfatını hak ettirmez. Sizi de küçük üretici yapmaz. Doğal tarımda zaten görece olarak miktar düşüktür. Ürünün bir kısmını taze, bir kısmını konserve, reçel, mermalat, mama, meyve suyu, sirke, meyve kurusu ve çayı, hayvan yemi, kompost, daha bir çok alternatif de değerlendirdiğimde olur size küçük, küçük üretim. Elma seksen çeşit işe yarar. Buzhaneye koyup azar azar piyasaya versem, olur size küçük üretim. |
21-10-2010, 22:43 | #336 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bu hakaret değilmidir. |
|
21-10-2010, 22:54 | #337 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Ve organik sertifikası. Başta önümüze koyduğumuz engellerden biri de buydu. Burayı atlamıştım. Organik sertifikasına karşı olmamız anlamsızdı. İnsanlara doğru iş yaptığımızı izah etmek zorunda değildik. Biz doğru işi kendi vicdanımız ve dünya görüşümüz için yapıyorduk. Yaparken mutluyuz ama bunu insanlara izah etmek için harcadığımız gayret bizi çok mutlu etmezdi. İş "vallahi, billahi doğal ürün bu abla" mertebesine düşeceği günleri de görürdü. Ama organik sertifikası almakta zor ve pahalı bir süreç. Bunun kolay yolu bir güven belgesi oluşturmanın gereğini yadsımadan kurumsal yapımızı oluşturarak. Siyasi otarite ustünde baskı oluşturup doğal tarım diye bir kavramı kabul ettirmekti. Gerisi kendiliğinden gelirdi. Başlamak yapmanın yarısıydı. Bir şekilde sistemin içinde ama sistemin maliyetini ödemeden var olurduk. Baştan denetim mekanizmasını reddedince tıkandık. |
22-10-2010, 00:20 | #338 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Sayın bozon, Baştan sona bütün UBYİ konusunu okudunuz mu? Bahsedilen deli siz değilsiniz. Burda konunun açılışından beri yazan bir grup insanız. Aylar öncesine dönüş yaparak başlayan bir yazıda siz nasıl olabilirsiniz ki!.. Daha yeni geldiniz. Burda akıllı insan olduğunu sanmıyorsanız siz de burda olduğunuza göre ne oluyursunuz. Demek akıllı insanlar sorunları çözmekle uğraşmaz, kendine bulaşmaması için çabalar. Ne güzel okudukça sizi daha iyi tanıyorum. Ne yüksek karakter! Yazmaya devam edin. Hangi dünyayı karşıma alıp da mevcut tarımın yanlış olduğunu söğlemişim. Biraz açıklasanıza. Mevcut tarımdan kastınız konvansiyonel yöntemlerse burda herkes ona karşı. Doğal tarıma gönüllüyüm derken bu söğledikleriniz akıl işi mi? Yazın, yazın... Buradan bir şey çıkmazsa oluşan bilinç nasıl dünyaya değiyor. Valla hiç bir şey anlamadım. Olur. İyi ilişkilerin zemininin saygı olduğunu unutmam. Siz de burada akıllı insanlar olmadığını unutmayın. Yahu...Ben burda çok sevdiğim bir insanı sürüncemede kalan bir şey yüzünden kırıp, parçalıyorum. Canım sıkkın. Sen kalkmış neler anlatıyorsun. Konuyu bilmiyorsan kendi tabirinle akıllı insan ol bulaşmaması için yorumlama. |
|
22-10-2010, 00:31 | #339 | |
Ağaç Dostu
|
Sayın Bozan, kızdığım falan yok, kimsede beni kızdıramaz kaale almam geçerim. Mesaj yazanlar doğru yazar yanlış yazar bilgisizdir bildiği kadar yazar, Ama herhangi birinin de diğerine hakaret, küçük düşürücü, aşşalayıcı, söz söylemesi Hele hele bir ağaç yetiştirmemiş onun nasıl kesildiğini bilmeyen biri bana öfkesini ağaçlarından çıkaran çıkardı diyemez bunu bir hakaret kabul ederim yönetime şikayetimi bildiririm. Yönetimin gereğini yapacağını düşünerek gerekli kişiye cevap hakkımı kullanmıyorum. Sayın bozan sizlerin de şu cümlenizi düzelmenizi rica ediyorum, Alıntı:
|
|
22-10-2010, 01:23 | #340 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-01-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 217
|
Sayın Bayındırmevki; Ben konuya katıldığımda, konunun pasif olduğunu gördüm. Benim önerimle konu tekrar aktif hale geldi. Mesajların tarihi öyle gösteriyor. Ben bu nedenle böyle bir yazı yazdım. Kastedilen kişinin ben olmadığımı belirtiyorsunuz. Ben olsam da önemli değil. Toplumun genelinin dışında, topluma rağmen birşeyler yapmaya çalışmayı bir delilik olarak görürüm hep. Sayın Lilium; Elbette buradaki insanlar akıllı. Hem de normalden birhayli yüksek akıllı. Yoksa, birçok insanın göremediği tehlikeleri görür, önlem almaya çalışır mıydı? Biraz mecaz anlatıma yönelmiştim ama, başarılı değilim demekki. |
22-10-2010, 01:38 | #341 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Lütfen yönetimin gerekeni yapmasını bekliyorum. Kişiye cevap hakkımı kullanmıyorum. |
|
22-10-2010, 05:10 | #342 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 06-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
|
???? |
22-10-2010, 11:27 | #343 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Başlangıçta daha mütevazi hedefler belirleyen bizler, UBYİ üyelerinin büyük kısmının bahçeleri küçük olmadığı için bir çoğumuzu yeni arayışlara itti ve bunun sancılarını yaşıyoruz diye düşünüyorum. Yani gerçeklik bizim hayallerimizden de büyük. Bir örnekle açıklamak gerekirse, sebze, meyve, kışlıklar vs. butik üretim ve pazarlamaya uygun ürünler. Ancak elinde 1 ton zeytinyağı, 10 ton arpa olan üyemiz ne yapacak? Ya da kaolinli domates nasıl pazarlanacak? UBYİ dışında alternatif yol mu bulacak? Bu yüzden bütün tartışmaları olumlu buluyorum. Ayrıca bir araya gelmenin elzem olduğu bir kez daha ortaya çıkmış durumda. |
22-10-2010, 11:30 | #344 |
Ağaç Dostu
|
Aslında "küçük bahçelerin yakın işbirliği" adı altında, butik üretim yapan (satış kaygısı olmayan) bahçe sahipleri için farklı bir başlık da açılabilir. Büyük bahçe-tarla sahibi olanların, beklentisi farklı olmaya başladı ki buna da hak veriyorum. |
22-10-2010, 12:31 | #345 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 05-04-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 62
|
|
22-10-2010, 12:35 | #346 |
Ağaç Dostu
|
Yeni yasamızın adı; SEBZE VE MEYVELER İLE YETERLİ ARZ VE TALEP DERİNLİĞİ BULUNAN DİĞER MALLARIN TİCARETİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN olup metni ve getirdikleri konu bu başlık altında görüşlere açılmıştır. gece hal kanunu ile hallenen forum kişisi Düzenleyen gece : 22-10-2010 saat 19:21 Neden: Yasa ve içeriği önemli olduğundan yeni bir başlık olarak açıldığından, buradaki yasa metni silindi. |
22-10-2010, 20:49 | #347 | ||||||||||||||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Madde 52,53,54,55,56 219 nolu tebliğ Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Kendi adıma şunu söylemeliyim. Zaman bir şeyi hazmetme, taşların ve kavramların yerine oturması, limitlerin ortaya çıkması, beklentilerin, olabileceklerin ve olamayacakların şekillenmesi açısından bazen çok önemli bir gereklilik olabiliyor. Bu konuda da bence öyle oluyor. Düzenleyen MeyveliTepe : 22-10-2010 saat 23:36 Neden: 4369 nolu kanun ile yapılan değişikliklerin yansıtılması |
||||||||||||||
22-10-2010, 22:16 | #348 |
Ağaç Dostu
|
Sayın MeyveliTepe, Dün sizler için en ciddi engellerden bir tanesi olan kazançlarınızda vergileme, belge düzeni gibi konularda yardımcı olmak düşüncesi ile özet bir çalışma yaparak yazıya dökmüş ancak moral bozucu yanları olabilir endişesi ile yazıyı yollamadan silmiştim. Yukarıdaki yazınızda yer alan küçük çiftçi muaflığına dair bölüm ( 193 sayılı kanun md. 10-........) 1998 yılında 4369 sayılı kanunla mülga edilmiştir. Keşke o bölüm hala yürürlükte olsaydı, işiniz çok kolaylaşacakdı. Hali hazırdaki mevzuat, tasarlamakta olduğunuz işbirliğinde ( Bilhassa netten satış ve kargo ile mal sevkiyatlarınızda) ileride sizleri üzebilecek belirsizliklerle dolu. Belirtmeden edemedim. |
22-10-2010, 22:38 | #349 |
Ağaç Dostu
|
UBYİ'nin getirdikleri/getirebilecekleri...
Ve tabii ki götürdükleri/ götürebilecekleri, yönünden gelinen noktaya bakılacak olursa, benim penceremden görünen; Yurdun çeşitli yerlerinde, kendi olanakları ölçüsünde, "küçük-büyük" doğal üretim yapan ya da yapmak isteyen insanlar var. Ve bu insanlar bunu zaten yapıyor, yapmayı ya her şeye rağmen (evet, ne yazık ki rağmen!) sürdürecekler ya da dayanamayıp, pes edecekler. Bu tür doğal üretim biçimini tercih eden, tercih etmeyi düşünenlerin her birinin Amerika'yı (tekrar tekrar) yeniden keşfetmeleri yerine aynı yolun yolcuları olarak, iletişim içerisinde olup, benzer sorunlarına ortak akıl ile çözüm bulmaya çalışmanın neresi kötü, yararsız. Peki, bayindirmevki'nin dile getirdiği, UBYİ'nin gündemini oluşturup, (henüz) sonuca ulaşmamış hatta katılanların özgüvenlerini tazeleyecek yol katedilmediği olarak yorumladığı eleştirileri, kaynağını nereden alıyor? Beklenti'ler ile hayat gerçekleri arasındaki o pek bildik örtüşmezlik ve hayal kırıklıklarının UBYİ'yi teğet geçmesi için neden göremiyorum. UYBİ'nin getirdikleri, kişiden kişiye değişmekle birlikte, en kötü durumda, en büyük başarısızlık halinde (MeyveliTepe'nin zaman ile ilgili düşüncesine katılıyorum) dahi, sonradan bu tür bir faaliyet düşünenler için neyin, nerede yanlış yapıldığı, gittiği ile ilgili bir deneyim sunmuyor mu? Peki, geçen aylar boyunca UBYİ, katılımcılarından ne götürdü, bana göre; boş umutlar ile tutarsız hesapların gözalıcı pırıltısını... Olaya duygusal yaklaşmıyorsanız, darası çıkmış, net gerçeklerle yüzleşme imkanı sunduğu için, bunun kayıp olarak değerlendirilmesi de tartışmaya açık bir konu. gece kırıcı olmadan, kişileri değil de konuları tartışabilme tecrübesi de kazandırabilir mi dersiniz? Diyen forum kişisi. Düzenleyen gece : 23-10-2010 saat 01:52 Neden: Yanlış yazılan kısaltmalar düzeltildi. |
22-10-2010, 23:00 | #350 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Sayın Meyvelitepe, "Çünkü tıkanmaya neden olan fikirler hakkında söğlenmesi gerekenler söğlenmedi" Bütün okuduklarınızın temeli bu kavramdan çıkmıştır. Başta ortaya attığınız fikirler muğlak ve uygulaması pek olası şeyler değildi. Kimse de hayır öyle değil demedi. Neye hayır deneceği belli değildi. Belli olmadığına dair de size bir şey söylenmedi. Kimisi de sustu bir şey söylemedi. Çelişkiler vardı kimse de bunları sorgulamadı. Belki de fark edilmedi. Mesela; Bir yerde doğal üretim olduğunu bilen gelir fiyatını sormadan alır derken. Bir başka yerde biz satış amacıyla üretim yapmayacağız diyorsunuz. Mesela şu son yazınızdaki alıntıda ben diyorum ki; "Birbirimiz ile alışveriş. Gerek var mıydı?". Siz; Bu bir opsiyondu. Bence hala geçerli, hem de hiç bir şey ödemeden? Alış veriş ise nasıl hiç bir şey ödemeden. Bir şey ödemiyorsak niye üreticiyiz. Benim kafam almıyor. Ben cahilim. Açık ve net olun. Ürünlerinizin karşılığı yok ise sezon başında duyurun; BEDAVA. anlayayım. Uzak bahçelerin yakın dostları ürettiğini karşılıksız paylaşır diyor musunuz? Bu lafın altına imza atar mısınız? Evetse ben yanlış yerdeyim. Komün hayatı bana göre değil. İsteseydim buğday org. üye olurdum. Hem siz komün hayatına karşıydınız. Daha yazabilirim ama anlamı yok benim amacım sizi hedeflemek değil sizin fikirlerinizden çıkan ama sonuca ulaşamayan bir olayın deşilmesi. Düzenleyen bayindirmevki : 22-10-2010 saat 23:02 Neden: ek yazı |
22-10-2010, 23:21 | #351 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Sayın Meyvelitepe, Biraz önce Sayın Hoşseda'da vergi konusuna değindi. Olay kanunlarda ki gibi değil. Uygulamada başka yöne kayıyor. Bilmeye bilirsiniz de. Normaldir. Kayıtlı çiftçi değilsiniz. Tek tek kanun ve yönetmelikleri bulup burda sergilemeye gücüm yetmez. Tek gerçek var, stopaj veriyorum. Bu da vergi... Ben bunu verdikten sonra siz ne bulup da ekleseniz boşuna. Hükümetin temel tarım politikası tüm sistemi sıkı bir kayıt altına alma ve küçüklere hayat hakkı tanımama üstüne kurulu. Avrupa birliği normlarına uymak için çok sinsi bir politika var. Ben şu an işlerim ile ilgili bir takım girişimlerde bulundum ve geçmişte sadece muhtarlıktan bir olur ile halledilen iş için sayısız belge almaktayım üç haftadır bitmedi. Topladığım belgelerin ana fikrine bakınca beni her yönden kayıt altına almaktan başka bir işe yaramadığını görüyorum. Bu kadar sıkı bir kayıt sürecinin sonu yeni bir vergilendirme düzeni olur. Bu hayra mı olur, belirsiz. |
22-10-2010, 23:43 | #352 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
|
|
23-10-2010, 00:04 | #353 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-03-2009
Şehir: Kdz Ereğli-ankara
Mesajlar: 524
|
Herkese saygı ve sevgilerimle merhaba, Ben ismimden de anlaşılacağı üzere toprağı olmayan iki yıllık bir agaclar.net üyesiyim. İki yıldır balkonda topraksız tarım uygulaması yapmaktayım. Hayli uzun bir süredir de sizlerin azim, gayret , yoğun emek ve paylaşımlarınızın konu başlıkları olan kaolin kili, mikrobiyoloji ve toprak, EM, Mikoriza, UBYİ ve üyelerinin başlıklarını, sıcak , soğuk kompost, leonardit ve humik asit, sebze bahçesi hazırlama vb konu başlıklarını burada üyelik sayfamda ve meyvelitepe bloğunu gün be gün takip etmekte ve ismimden de anlaşılacağı üzere izlemekteyim. Samimiyetle ifade etmem gerekirse, çoook uzun cümlelerle ifade edilenden, çok yalın madde madde herkesin anlayabileceği tarzda ifadelere, yurtdışından yoğun emekle incelenip herkese sunulan bilgilerden, ilk kez yapılan uygulamalara kadar çok detaylı paylaşımlar sunuluyor. Hiç kimse gerek yurtiçinden ve yurtdışından elde edilen bilgiyi, gerek ilk kez yapılan ve başarılan bir uygulamayı veya bilgiyi kendine saklamadan, en ince detaylarıyla paylaşıyor. Ve inanın izleyici konumda olmama rağmen büyük bir ilgi, şevk ve takdirle sizleri takip ediyorum. Bugün yazmamın nedeni, izleyici konumunda daha net görüldüğünden ve de üretici değil potansiyel bireysel tüketici müşteriniz olarak UBYİ konusunda son mesajlarda yanlış anlaşılmalar olduğunu düşünmekteyim. Sn Bozon’un delilik tabiri mecazi bir ifade olduğunu sanıyorum. Çünkü kendisinin de ifade ettiği gibi Sn Halil Önen’in UBYİ Radyo ve Nakliyat rüyasına da aynı tarzda yorum yapmıştı. Türkçemizde hem mental özür hem farklılık ifadesi olarak ve yaşantımızda “deli gibi çalışıyor” veya “ bana deli dediler ama…” gibi başlayan bir başarı öyküsü ifadesi vb kullandığımız, zorluğa, kurallara karşı bir mücadele anlamı taşımaktadır. Bu anlamda Sn Bozon’un teşvik edici uslübü yanlış anlaşıldı sanıyorum. Diğer taraftan Sn Acemi Usta nın 263 no.lu mesajında da UBYİ oluşumunun başlangıcı konusundaki düşüncesi Sn bayındırmevki ile aynı. Sanırım her iki düşünce de bu foruma yoğun emek veren üyelerinin tamamının duygusal olarak etkilendiği bir bahçe kaybını ifade ediyor. Bir düşünür, fizolof, ünlü tam hatılayamadım ancak düşüncesi benim için hayat felsefesi olmuştur. “ Şans, fırsat önüne geldiğinde ona hazır olanlar için şansdır” Siz de emek, sabır, gayret ve tüm paylaşımlarınızla şansa hazırsınız. Bence UBYİ için neredeyse hazırsınız. Artık pazarlama konusu bu denli ciddi ele alındığına göre Az kaldı. Sadece çok yakın takipçisiniz olarak gözlemlerimi ifade etmek istedim. Sn Gece’ye atfen; UBYİ’nin doğumuna az kaldığı inancı taşıyan potansiyel müşterisi ) Ayrıca ortak bir soğuk depoda toplanan ve de görevlendirilmiş kişice ihracı yapılan başarılı köy koop örneklerinde olduğu gibi sadece iç tüketim değil ihracat da düşünülemez mi?? |
23-10-2010, 00:29 | #354 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
Söz konusu olan tartışılan konu ise tam karşılamıyor. Size göre zaten olmayan bir şeydi. Son cümlenizde belirttiniz. Olmayan bir şeyin hangi taşı yerine oturacaktı? Zaman olmayan bir kuruluşun seyrini nasıl belirleyecekti. Bir iş kurulduktan sonra zamanla seyri belli olur. Kast ettikleriniz UBYİ'yi karşılamıyor. Zaman bu konuya dahil olan insanları tanımak için biçilen bir şeyse o zaman yazımın başındaki cümleler doğru çıkmaz mı? Hem tanımak için ortaya bir konu atmaya gerek mi vardı. Herkes için zaman kaybı değil miydi? Forumda yazıları hoşa gidenlerle tanışılır, kaynaşılır olumlu kanaat oluşunca amaçlanan yapılırdı. İnsanlar denenmez, tanınır. Zaman bana biçtiğiniz bir şey ise ben aynı insanım. Fikirlerinizi kabul etmemek karakterimi değiştirmez. Ve ben bunlarlan niye uğraşıyorum. Ortaya attığınız konu sizin için bir şey ifade etmiyorsa belirtin. Bilinsin. Bu konunun benim için ifadesi var. Ben bir çiftçi adayıyım. Ailemin geçimini geleçekte çiftçilik ile sağlayacağım. İşimi yaparken bağımsız olmak istiyorum. Ne tarım girdisi üreten firmalar ne de denetim fırmaları ile işim olmasını istemiyorum. En önemlisi ise doğal tarım için gereken teknik bilgi donanımına sahip olmak istiyorum. UBYİ çatısı altında ben bu olanağı görüyorum. Hem kendim için hem toplum için. Bunun için büyük bir potansiyel ve heyecan varken. Ben neyi bekleyeyim. Geçende, yarım gün bir arada olduğum arkadaştan 6 ayda bulamadığım teknik bilgiyi 6 dakikada buldum. Bir arada olmanın, bir çatı altında olmanın faydası bu kadar açıkken ben neyi anlatmaya uğraşıyorum. Bahsettiğiniz zaman artık sıkılan insanların patlayıp tepki vermesinden başka neye yaradı. Sıkıldığı için patlayan bir insanın karakteri yoz mu oluyor. Tüm samimiyetimle söğlüyorum bu laflara gerek yok. Biz yazışırken zaman koşup gidiyor. 60 cm'den budadığım fidanlar 180cm oldu önümüzdeki sezon ilk meyvelerini verecek. Ben içtenlikle saygılar diliyorum. Benim sizle değil ortaya attıklarınızla sorunum var. |
|
23-10-2010, 00:30 | #355 | ||||||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Kaldı ki, ilgilendiğim bir şey olursa elle tutulur ve tartılır şeyler de alırım. En son 300 kilometre öteden un aldıydım. Yakında olsaydı yakındakini alırdım. Alıntı:
Alıntı:
Komün hayatına karşı değilim, sadece ilgilendiğim ve hoşlandığım bir şey değil. Becerebilene ne âla. Buğday.org'a da üyeyim ama kömün ile ilgili bir şeyini görmedim. Ha, para almadan zirai ürün de verdiğim çok oldu Alıntı:
|
||||||
23-10-2010, 00:54 | #356 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
sevgili dostlar gelin bağcıyı (biz üreticileri)dövmeyelim fikirlerimizle bilgilerimizle benim gibi bilmeyenleri aydınlatarak tatlı güzel ürünler yetiştirelim yiyelim yedirelim hoş sohbet olalım sağlıcakla kalın herşey gönlünüzce olsun selamlar |
23-10-2010, 01:00 | #357 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 200
|
sayın gece galiba UBYİ diyecektiniz galiba yoksa yeni bir oluşum mu ? |
23-10-2010, 01:25 | #358 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Baştan beri bu iş bu şekilde olmaz diyen kimdi? Konunun biraz fazla üstüne gidince "satış istiyorsanız alış veriş bölümü var oraya gidin" diye azarlayan kimdi? Sizinle kötü olmamak için lafı yutup sustum. Ben öncesinde de aynı bendim |
23-10-2010, 01:54 | #359 | |||
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
#181 nolu mesajda; Alıntı:
#183 nolu mesajda da; Alıntı:
İsteseydiniz belirttiğiniz üzere alış-veriş amaçlı yazışmalar yapabilirdiniz. Buna bir engel yoktu. Hâlâ da yok. Nitekim buradaki alış veriş başlıklarında ve başka yerlerde gayet güzel alış veriş yapan arkadaşlarımız da var. Yanıtımda da onu söylemişim zaten. |
|||
23-10-2010, 01:56 | #360 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
|
Alıntı:
|
|
Etiketler |
baltaç, doğal çiçek balı, karakovan balı, meis balı, seksiyon balı |
|
|