View Single Post
Eski 22-10-2010, 20:49   #347
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki Mesajı Göster
Uzak bahçeler, her nasılsa bir nedenden (nedenin sahibi yayın izni vermedi) başladı. Çanak sorular ve zemin yoklama ile devam etti. Umulanlar bulunmayınca söner gibi olduysa da bir delinin sayesinde yeniden canlandı! Ama şimdi tıkandı. Bence tıkandı. Çünkü tıkanmaya neden olan fikirler hakkında söğlenmesi gerekenler söğlenmedi.
Bunu sizin algılamanız olarak değerlendiriyorum.

Alıntı:
Küçük bahçeler, yerinde satış, birbirimiz ile alışveriş, takas, ortak malzeme alımları, ortak üretim teknikleri, ticari piyasaya girmeme, bunların hepsi çoktan çöpü boyladı itiraf edemiyoruz.
Belki de size göre zaten çöpteydi ?

Alıntı:
Küçük bahçeler zaten baştan yanlıştı. Genel amacı özelleştiriyor. Hem ne kadar küçük? Tanımın ölçeği ne?
Yanlış hatırlamıyorsam çıkış noktası küçük üreticilerin üzerinde hakimiyet kuran, onları malını değerlendiremez duruma sokan tröstleşmiş üretici birlikleriydi (ağaç kesme değil). En azından benim için öyle. Çok tekrarlanan şu "küçük" lafı da oradan geliyor.

Alıntı:
Birbirimiz ile alışveriş. Gerek var mıydı? Gerçekten uzak yerlerde otururken. Üstelikte hepimiz kendi ihtiyacımızı karşılayan üretimi yapar veya yakınlarımızdan temin ederken.
Bu bir opsiyondu. Bence hala geçerli. Hem, burada olup hiç bir şey almadığını kim iddia edebilir, hem de hiç bir şey ödemeden?

Alıntı:
Yerinde satış ne derece mantıklıydı? Tek tek insanların bahçeye gelmesi nasıl bir karbon salınımına sebep olacak... Bir kaç kasayı tek seferde uygun bir perakendeciye vermektense.
Bu pek çok şeyi açıklıyor. Tek seferde bir kamyon vermek daha da mantıklı.

Alıntı:
Ortak teknikler nasıl olabilirdi? Herkes kendi geliri oranında bahçe yapma güçüne sahipken.
Bence bu biraz haksızlık oldu.

Alıntı:
Ticari piyasaya girmemekse en kötüsüydü. Ürünümüzü değerlendirmek istiyorsak nasıl piyasanın dışında kalabilirdik. Baştan kendimizi prangaladık. Bahçeden satış bile sonuçta bir gelir oluşturduğu için vergi doğurmakta. Maliyeye nasıl anlatsak biz piyasanın dışındayız diye. "Bahçe marketler" vergiden muaf diye bir kanun mu var. Vergi doğuran her iş piyasanın içindedir. Ticaridir.
Neden sizin için bu kadar kötü ve yanlış bir şeyin içinde olmayı düşündünüz ki?

Madde 52,53,54,55,56
219 nolu tebliğ

Alıntı:
Geçen zaman zarfında; doğal üreticiler tanımı, kendi malzememizi üretmek, kendi tekniğimize bulmak, ticari piyasa da olabilir yaklaşımı, oluşacak lojistik ağının getirdiği karbon salınımına duyulan endişe ile ürünlerin değil fikirlerin dolaşması, kendi ürün kaygısından çok toplumun sorununa odaklanmak gibi değişimler oluştu.
Evet, son derece gereksiz bir zaman kaybı olmalı.

Alıntı:
Biz küçük bahçeler değil doğal üreticileriz. Doğal üretimin felsefesine inanan ve bizim gibi inananlar oluşturmak için çalışan. Küçük bahçemiz olacak ama kendi ihtiyacımız için, hobimiz, eğlencemiz için. Ekmeğini sadece çiftçilikten kazanan insanlara örnek teşkil edecek bir doğal üretim de yapmalıyız. Kazandıran ve özendiren.
Nasıl yani?

Alıntı:
Kendi malzememizi kendimiz üreteceğiz. Firmalarla işimiz yok. Kendi kendini çeviren bir üretim esas olmalı. Bağımsızlık ortak temel alınmalı.

Teknikler basitleşmeli ve ekonomik olmalı. Solucan gübresi, hindistan cevizi torfu ile tarım yapılmaz. Zaten adı gibi doğal olmaz. Doğal olmak sadece uygulama ve teknikte değil malzemenin yerel ve ucuz olmasında da saklı.
Bunu da anlamadım. Önceki söylemle çelişti gibi sanki!

Alıntı:
Bilmem kaç bin kilometre öteden gelen solucan veya torf ile dışardan güdümlü doğal tarım olmaz.

Hem unutmayın karbon salınımı...
Solucanı hariç tutalım, tabii ki olmaz. Miktar meselesi. Yakındaki bir meşe ormanının dibinden toplanan çürüntüyü başka hiç bir malzeme alt edemez.

Alıntı:
Kaolin içinde alternatif olmalı. Neredeyse dünyayı turlayıp geliyor.
Olmaz olur mu? Deltamethrin, Formothion, Cyfluthrin, Trichlorfon,vs. Kaolin de ne ki zaten, burada bir adamın uydurması.

Alıntı:
Ticari piyasa olmalı. Ve bunda çok başarılı olmalıyız. Bu sadece kendimiz için değil. Çiftçiye örnek olmak için. Doğal tarım neferlerini arttırmak için. Piyasa ile mücadele karşına alarak olmaz. Onun silahları ve taktiği ile olur. İçine girersin ve içten fethedersin.
Ticari piyasa var zaten. Haller, marketler, kabzımal ve komisyoncular, gübre fabrikaları, ilaç bayileri, il ve ilçe ziraat örgütleri, hal kanunu, bir çok yönetmelik, reklamlar, gazeteler, yemek şirketleri, meyva suyu şirketleri, vs.vs. piyasayı oluşturuyor zaten. Uygun bir yerinden içine girmeye de hiç bir engel yok.

Alıntı:
Tüm bunlar geçen 8 ayın değişimi. Ama uzak bahçeler baştan beri benim için bir sivil toplum kuruluşuydu. Yoksa bahçemin ürününü pazarlama derdi değil. Bunu söğleyebilmem için öncesini yıkmam gerekiyordu. Kusuruma bakmayın.
Sizce yıkmışsınız zaten. Belki de yıkılmadı çünkü zaten yoktu.

Kendi adıma şunu söylemeliyim. Zaman bir şeyi hazmetme, taşların ve kavramların yerine oturması, limitlerin ortaya çıkması, beklentilerin, olabileceklerin ve olamayacakların şekillenmesi açısından bazen çok önemli bir gereklilik olabiliyor. Bu konuda da bence öyle oluyor.


Düzenleyen MeyveliTepe : 22-10-2010 saat 23:36 Neden: 4369 nolu kanun ile yapılan değişikliklerin yansıtılması
MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön