27-03-2008, 11:29 | #91 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
|
||
27-03-2008, 12:13 | #92 |
Ağaç Dostu
|
-------------------------------------------------------------------------------- İlk nükleer santral Mersin’e yapılacak Nükleer santrallerin ilkinin Mersin-Akkuyu’ya kurulması kesinleşti. Sinop’un yer lisansı ancak önümüzdeki yıl verilebilecek. 12.02.2008 Ntvmsnbc -------------------------------------------------------------------------------- Güler: Nükleer enerjiye mecburuz Enerji Bakanı Güler, Türkiye için nükleer enerjinin bir tercihten çok zorunluluk olduğunu söyledi. 18.01.2008 Ntvmsnbc -------------------------------------------------------------------------------- Türkiye'yi tehdit eden nükleer santral kapanıyor Ermenistan, tehlikeli olduğu için yıllardır kapatılması yönünde uluslararası baskı altında kalmasına yol açan Medzamor Nükleer Santrali'ni kapatmayı öngören bir planı onayladı. 30.11.2007 Hürriyet -------------------------------------------------------------------------------- Nükleer kumar Türkiye'nin gündemine aldığı nükleer enerjiyi, Fransa hariç gelişmiş tüm Batı ülkeleri terk ediyor. Atom Enerjisi Ajansı'na göre her 2.5 yılda bir Çernobil felaketinde olduğu gibi bir reaktör çekirdeği erimesi olasılığı bulunuyor. 22.11.2007 Cumhuriyet / Murat Kışlalı -------------------------------------------------------------------------------- Nükleer Karşıtı Platform santrale karşı ayağa kalktı Elektrik Mühendisleri Odası ve Nükleer Karşıtı Platform, yasalaşması beklenen 'Nükleer Yasa Tasarısı' hakkındaki endişelerini kamuoyuna açıkladı: 'Türkiye'nin nükleer enerji santralına gereksinimi yoktur'.. 18.11.2007 Sabah -------------------------------------------------------------------------------- Türkiye'nin yapacağı nükleer santrallar bu konuda sabıkalı olan Ukrayna'ya emanet edilecek Türkiye nükleer santralların denetlenmesi için kendi santrallarında Çernobil de dahil çok sayıda sıkıntı yaşayan Ukrayna'dan destek alacak. TAEK uygun nitelikli yerli ve yabancı uyruklu sözleşmeli personel çalıştırabilecek. 15.11.2007 Cumhuriyet http://www.gezegenimiz.com/NewsTopic...&idKategori=13 |
21-08-2008, 23:49 | #93 |
Ağaç Dostu
|
Nükleerde Dev İşbirliği
Posta Gazetesi, 21.08.08 "Doğan Enerji, Anadolu Endüstri Holding ve Unit Investment'in oluşturduğu UDA konsorsiyumu, Mersin Akkuyu Bölgesi'nde kurulacak nükleer santral ihalesi için, Kanada'nın tek özel nükleer enerji üreticisi Bruce Power ile anlaşma imzaladı. Taraflar, nükleer santralı kurup işletecek şirketin belirlenmesi için düzenlenecek yarışmaya birlikte hazırlanacak. Toplam kapasitesi yaklaşık 4.700 MW olan Bruce Power'in 2020 hedefi 15 GW kapasite iletimi. TETAŞ tarafından düzenlenecek ihalede 3 ile 5 bin MW arasında değişecek büyüklükte bir nükleer santral yapımı öngörülüyor. 3 bin MW büyüklüğünde bir santralın maliyeti 7.4 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Anlaşmaya göre Bruce Power işletmeci ve ortak olarak yüzde 50 hisseyle yer alabilecek, yanında bir yabancı ortak getirebilecek, kararlarda öncelikli söz hakkına sahip olacak. Yerli yatırımcılar da dörüncü bir ortak getirebilecek." Neden nükleer enerji? Neden? Neden başka yöntemlerle enerji üretilmiyor? Neden başka ülkeler bize nükleer santral kurmakla bu kadar ilgileniyor? Farkındaysanız Mersin, Avrupa ülkelerine uzak kalıyor biraz, Doğu ülkelerine ise daha yakın. Oluşacak bir kazada Türkiye ve Doğu daha çok etkilenecek. Kimse neden şunun farkına varamıyor? Gelişmiş ülkeler, çevreyi kirletecek ama aynı zamanda vahşice gelir getirecek bir proje oluşturduklarında bunu gelişmemiş ülkelerde vücuda getiriyorlar - çünkü az gelişmiş ülkeler çevre sorunlarından önce, para getirecek(sağlık/ülke nüfusu parayla geri alınamaz oysa), sözde hayatı kolaylaştıracak projelerin kendi ülkelerinde hayata geçmesini istiyorlar. Adı üstünde "Az Gelişmiş Ülke". |
22-08-2008, 00:04 | #94 |
Ağaç Dostu
|
Ve size nükleer santral olması düşünülen yerin dibinde, yani Büyükeceli Akkuyu'da yapılmasına başlanmış bir sitenin fotoğrafını gönderiyorum. Burası şu an kelepir fiyata satılıyor (tüm site). Böyle bir güzelliğin içinde bulunan bu sitenin geleceği ise nükleer santralden dolayı sıfır. Santralin tam olarak kurulacağı yeri de biliyorum, aynı böyle. Mavi ve yeşilin sessiz, huzurlu göründüğü ama aslında toprağın, bitkilerin ve deniz yaşamındaki canlıların gözyaşlarının usul usul aktığı bir sahil.. Fotoğraflar hurriyetemlak.com'dan alıntıdır. |
26-08-2008, 13:30 | #95 | |
Ağaç Dostu
|
Bu çirkin siteleri güzelim doğanın göbeğine yapanların,yaptırtanların ve buradan ev alanların hiç mi suçu yok? Bu inşaatçılar küçük talancı,nüklerciler büyük talancı. Hepimiz talancıyız... ama daniskası aşağıda; Alıntı:
|
|
29-08-2008, 20:42 | #96 | ||
agaclar.net
|
Alıntı:
Olmaz. Ben nasıl güveneyim şimdi yapılacak nükleer santrala? Alıntı:
|
||
23-09-2008, 16:51 | #97 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
24-09-2008, 14:51 | #99 | |
Ağaç Dostu
|
Beş Dakkada Beşiktaş.
Alıntı:
|
|
24-09-2008, 16:58 | #100 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Metin Münir Milliyet |
|
26-09-2008, 12:29 | #102 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
ama yine de ihaleden çekilmeler gözönünde tutulursa, yabancının güven kaybı var gibi gözüküyor. |
|
26-09-2008, 20:39 | #103 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-05-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 184
|
Güven kayıbı değil, sadece ihale durumu sakat galiba. |
27-09-2008, 14:15 | #104 |
Ağaç Dostu
|
Doğru ihale sakata girmiş, Akkuyu'nun ÇED raporu bile alınmamış,bakana göre bu raporu ,ihaleyi alan şirket alacakmış. Nükleer Santral tarafları ise Türkiye'nin ilerlemesini istemeyen,bizi doğal gazla elektrik üretimine(Doğal gaza mahkum edenin hiç suçu yokmuş gibi) mahkum edip dışarı bağımlı halde tutmak için dış güçler santralin yapılmamasını engelliyormuş. Kafamı karıştıran ise; Santralin yapılmasını isteyen dış güçler, Santralin yapılmasını istemeyen dış güçler, Biz ne iş yaparız.... |
27-09-2008, 15:09 | #105 |
Ağaç Dostu
|
Dün Ceviz Kabuğu programında dinledim. Müslüman ülke olarak sadece Pakistan'da nükleer santral varmış. Oda ABD'nin tüm engelleme çabalarına rağmen Türkiyenin desteği ile yapmış. Fransa'da 55, Japonya'da 59 , vb..... Neredeyse tüm ülkelerde nükleer enerji santrallerin sayısı bu şekilde ve sayıyı artırmayı düşünüyorlarmış. Benimde kafam çok karıştı. |
27-09-2008, 15:12 | #106 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-05-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 184
|
Kafa karışmasının gereği yok, nükleer bize lazım, acilen iki santral gerekli, aksi halde ermenilerin Ruslardan kalan nükleer santralden ürettikleri elektiriği almaya başlayacağız. Ayrıca dış güçleri karıştırmadan dik duramayan bir ülke Atatürkçü geçinen kesimlerin utancı olmalıdır. |
27-09-2008, 15:21 | #107 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
http://www.taek.gov.tr/index.html Nükleer Teknolojide ilerlemek için Nükleer santral kurmak şart mı? |
||
27-09-2008, 15:32 | #108 | |
Ağaç Dostu
|
Aklıma takılan; Doğalgazla elektrik üretimi yapan şirketlerin yarısı yabancı şirketler ve bu şirketlerde tahmin edileceği gibi kar amacıyla bu işi yapmakta (Son habere göre bu şirketler,TEDAŞ'a elektriğe zam yapılması için teklif götürmüş), bu santralin ihalesinde açık kalan soru burada, ihaleyi alan şirket santrali aldıktan sonra yapıp devlete mi işletmesini bırakacak yoksa işletmeyi kendisi mi yapacak? Eğer işletmeyi kendi yapacaksa nerde kalır bu işin karlılığı? Aşağıda bu soruyu arayan yetkili kişiler de var. Alıntı:
|
|
29-09-2008, 00:46 | #109 |
Ağaç Dostu
|
Nükleer enerji Ceviz Kabuğu programında tartışıldı. Özetini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz. http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ha...y.php?hit=9879 |
29-09-2008, 14:01 | #110 |
Ağaç Dostu
|
İzledim, Ali Külebi'nin akıcı ve etkili konuşması kulağa hoş gelse de Nükleer Sanrtal konusunda sadece stratejik açıdan yaklaşıp doğa ve karlılık açısından hiç bir şey söylememesinden dolayı ikna olamadım. Prof.İlyas Yılmazer daldan dala atlasa da aralarda Santralin %100 dışa bağımlı olacağını(çalışanlarının bile dışarıdan geleceğini)ve ucuz enerjinin, hikaye olduğunu anlayabildim. |
29-09-2008, 19:14 | #111 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Akşam |
|
29-09-2008, 19:18 | #112 | |
agaclar.net
|
Lise 3 Coğrafya kitabı olan var mı? Alıntı:
Akşam |
|
14-02-2009, 19:57 | #113 | ||
Ağaç Dostu
|
Nükleer Santralin de pazarlığı oluyormuş.... Hem bu ihale iptal edilmemiş miydi? Alıntı:
Alıntı:
|
||
24-04-2010, 22:04 | #114 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 24-04-2010
Şehir: mersin
Mesajlar: 6
|
doğal enerji kaynaklarımız varken doğayı yok etmeye yönelik nükleer enerjiye bu kadar ısrar edilmesi ve destekçilerinin olması çok korkutucu |
08-01-2011, 16:10 | #115 |
Ağaç Dostu
|
Türkiye'de nükleer santral kurulsun ya da kurulmasın, tehlike ülkemiz için devam ediyor ne yazık ki. Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali’nde Tehlike Sinyalleri TÜRKSAM Başkanı Sinan Ogan, “Herkes İran’a Bakarken Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali uranyum kaçakçılığına malzeme temin ediyor.” Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi (TÜRKSAM) Başkanı Sinan Ogan, Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali’ne dikkat çekerek bu santralin en eski teknolojiye sahip olduğunu geçirebileceği herhangi, bir kaza ile binlerce insanın ölebileceğini belirtti. “Herkes İran’a bakarken Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali Uranyum kaçakçılığına malzeme temin ediyor.” iddiasında bulunan Ogan, yaklaşık son 10 yıldır bu bölgeye dikkat çektiklerini söyledi. Ogan, “Yazdığımız makalelerde ve birçok medya kuruluşunda yaptığımız değerlendirmelerde Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali’ne dikkat çekmekte ve burasının en eski teknolojiye sahip olduğu için geçirebileceği herhangi, bir kazanın yanı sıra Uranyum kaçakçılığına da malzeme temin edebileceğini ileri sürmekteydik. Maalesef dediklerimizin bugün çıktığını, yaptığımız analizlerin doğruluk payının ne kadar yüksek olduğunu görmekteyiz. Analizlerimiz ve uyarılarımız ancak İngiliz Guardian Gazetesinin internet sitesinde haber olunca dünyanın gündemine oturabilmiştir. Mart ayında kurşun kaplı bir ambalajın içinde zenginleştirilmiş uranyum kaçırmaya çalışırken Gürcistan’da yakalanan 2 Ermeni vatandaşının davasının, şimdiye kadar kamuoyuna açıklanmayan kayıtlarına yer verilmiştir. Ermenistan vatandaşları Smbat Tonoyan ile Hrant Ohanyan’ın, Mart ayında Ermenistan başkenti Erivan’dan Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e bir tren içinde kaçırmaya çalıştıkları nükleer madde üzerinde ABD’de yapılan araştırmalar, bu maddenin nükleer savaş başlığı yapımında kullanılmaya uygun, yüzde 89,4 oranında zenginleştirilmiş uranyum olduğunu ortaya koymuştur.” görüşlerine yer verdi. “Ümit ediyoruz ki, “komşular ile sıfır sorun” ve “futbol diplomasisi” sloganları altında kaybolan bu uyarılarımız şimdi dikkate alınır” diyen Ogan, Metsamor Nükleer Santralının meydana getirebileceği tehlikelere dikkat çekerek acilen kapatılması gerektiğine vurgu yaptı. Ogan şunları kaydetti: “Ermenistan’ın başkenti Erivan’ın 40 km güney batısında yer alan ve kendi anavatanlarında bugün kötü yaşam koşulları sebebiyle nüfusu 2 milyona düşmüş olan Ermenistan halkı içinde son derece tehlike arz eden bu santralin kapatılması tamamen çevreci bir zihniyet ve bölgenin çevre güvenliği kaygısından kaynaklanmaktadır. Sovyetler Birliği’nde yaklaşık 40 bin kişinin ölümüne, binlerce kişinin sakat kalmasına ve milyarlarca Dolarlık ekonomik kayba sebep olan Çernobil Nükleer Santrali kazası yaşandığı zaman kimse böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermemişti. Ancak, bu talihsiz kaza yaşanmış ve sadece Ukrayna değil, Türkiye de dahil tüm bölge bu kazanın etkilerine maruz kalmıştır. Bugün dahi bu etkiler varlığını sürdürmektedir. Çernobil Nükleer Santrali ile benzer teknolojiye sahip olan ve sınırımızın hemen yanı başında faaliyet gösteren Metsamor Nükleer Santrali için de bugün aynı tartışmalar yaşanmaktadır. Başta Avrupa Birliği olmak üzere bütün dünyanın tehlikeli saydığı ve bir an önce kapatılmasına çalıştığı Metsamor Santrali Ermenistan tarafından halen kullanılmaya devam edilmektedir. Metsamor Nükleer Santrali, bugün dünyada bilinen en eski nükleer santral teknolojisiyle inşa edilmiştir. Basınçlı su soğutmalı bir sistemle çalıştığı için “WWER”-2- olarak anılan ve bu özelliği dolayısıyla eski teknoloji olması sebebiyle bugün dünyada artık kullanımından vazgeçilen bu teknoloji Metsamor Nükleer Santrali’nde bugün halen kullanılmaya devam etmektedir. WWER tipli santraller kazalara karşı oldukça korumasız ve zayıf bir durumdadır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna göre Metsamor dünyanın en tehlikeli santrali durumundadır. Buna rağmen Metsamor santralinde Batı standartlarına uygun güvenlik sistemi kurulmadığı gibi, santralin çekirdeğini kaplaması gereken en az iki metre kalınlığındaki çelik zırh bile halen yapılmamış durumdadır. Yılda 14 ton uranyum tüketen bu reaktörlerin her birinin ağırlığı ise 201 tondur. Deprem fay hattında olan Rihter ölçeğine göre en fazla 8 şiddetindeki depremlere göre inşa edilen santralin bulunduğu bölge 9 şiddetinde depremlere açıktır. Metsamor Santrali, Çernobil Santrali’nden bile daha risklidir. Bu modelde Batılı ülkelerdeki nükleer santrallerde mutlaka bulunan, radyoaktif madde sızıntısını önleyecek çelik kubbe bulunmamaktadır. Ayrıca, santralin modern güvenlik ve teknik donanımı olmaması, reaktörün soğutulması için kullanılan suyun yetersizliği ve soğutma sisteminin eskimiş olan birinci nesil proje ile inşa edilmesi de bölgenin ekolojik durumu için ciddi tehlikeler oluşturmaktadır Türkiye’den yüzlerce km uzaklıkta yer alan bu kazadan Türkiye önemli ölçüde etkilenmiştir. Şimdi söz konusu olan nükleer santral Türkiye sınırından sadece 16 km uzaklıktadır. Santralde herhangi bir kaza veya sızıntı olması durumunda başta Iğdır ili olmak üzere Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgesi nükleer bulutların etkisi altında kalacaktır. Metzamor Nükleer Santrali sadece Kars, Ağrı, Iğdır, Erivan ve Nahçıvan’ın değil, Gürcistan, Azerbaycan, İran ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu tüm bölge ülkelerinin sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Ermenistan’ın Azerbaycan ile savaş halinde olması ve diğer komşusu Gürcistan’da ise yaşanan Gürcü-Abhaz sorunundan dolayı da Gürcistan üzerinden Rusya’yı Ermenistan’a bağlayan kara ve demiryollarının kapalı olması sebebiyle Metsamor Nükleer Santrali’nde kullanılan nükleer yakıtlar Rusya’dan hava yoluyla Ermenistan’a getirilmektedir. Dünyada benzeri görülmeyen bu tehlikeli uygulama ile Uranyum taşıyan uçaklar Erivan’daki sivil havaalanlarına inmektedirler. Nükleer yakıtın uçakla taşınmasının yanlış bir yöntem olduğu uyarısında bulunan AB’nin Ermenistan temsilcisi Alexis Louber, nükleer yakıtın havayoluyla taşınmasını “Potansiyel bir nükleer bombayla uçmak gibi” diye tanımlamıştır. “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok; sevkiyat deniz ya da demir yolu ile yapılır” demiştir. Louber, “Prensip olarak, nükleer reaktörlerin sismik açıdan aktif bölgelerde kurulmaması gerekiyor. Bu reaktör, tüm bölge için tehlike yaratmaktadır. Ancak, Ermenistan yetkilileri bu görüşe katılmamakta ve santralin çalışmasında bir tehlike görmemektedirler. Diğer yandan yakıtın taşınması sorumluluğunun tamamıyla Rusya’da olduğunu belirtmektedirler. Ermenistan hükümeti Metsamor Nükleer Santrali’ni sadece elektrik üretimi için kullanmamakta, aynı zamanda nükleer silah teknolojileri konusunda da ciddi çalışmalarda bulunmaktadır. 1995’de dönemin Başbakanı olan Grant Bagratyan’ın santralin açılışında yaptığı açıklamada “Nükleer güç Ermenistan’ı bölgedeki diğer ülkelerden daha üstün kılıyor” şeklinde konuşması, Ermenistan’ın sadece nükleer enerji ile ilgilenmediğini göstermektedir. Bugün İran’ın nükleer santral yapımına karşı çıkılmasının en büyük sebeplerinden birisi İran’ın ilerde santrallerde kullanılan zenginleştirilmiş uranyumdan nükleer silahlar elde etme olasılığı olduğu ileri sürülmektedir. Bu sebeple ABD ve İsrail, İran’ın nükleer silah elde etme olanağını her ne pahasına olursa olsun durduracaklarını açıkça ifade etmektedirler. Oysa gözden kaçan husus Ermenistan’ın da yıllardır kullandığı Metsamor santralinden bu türden nükleer silahlar elde etme imkanına sahip olmasıdır. Diğer yandan her türlü teröristlerin bir baskınla veya diğer yollarla da olsa Ermenistan’dan her zaman zenginleştirilmiş uranyum elde etmek ihtimali yüksektir. Bu sebeple Ermenistan’ın sahip olduğu santral bir kaza yaşanması olasılığının yanı sıra elde edilecek nükleer silahlarla başta Türkiye ve Azerbaycan olmak üzere bölge dışı ülkelerin de güvenliği de tehlike altındadır. Zira, ABD’ye karşı yapılacak bir terör saldırısı için en kolay elde edilecek zenginleştirilmiş uranyum kaynağı Ermenistan’dır ve bu ülke Metsamor Nükleer Santrali ile bölge ve dünya güvenliği için tehlike oluşturmaktadır. Aynı zamanda ABD için potansiyel nükleer tehlike olarak algılanan İran ile de komşu olan Ermenistan, ABD için nükleer tehdit olabilecek ülkeler içerisindedir. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Ermenistan’ın Metsamor Nükleer Santrali muhtemel terör saldırılarına açık olması ve yanı başındaki İran dolayısıyla ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.” http://www.kha.com.tr/Cevre/3477-Erm...inyalleri.html |
16-02-2011, 08:50 | #116 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
merhaba arkadaşlar Dünya'daki uygulanabilir enerji kaynakları arasında çok önemli siyasi,ekonomik ve sosyolojik konuma sahip nükleer enerji konusunun tartışılıyor olmasına (yarım yamalak ta olsa) bende dahil olmadan edemedim ilk cümle olarak şunu ifade etmek isterim. Türkiye'nin bu günkü kurulu gücü 45 000 mw civarı ! Türkiye'nin bu günkü büyüme hızına paralel olarak her yıl 3500-4000 mw yeni enerji gereksinimi doğmakta. Yani önümüzdeki 10 yıl içerisinde cumhuriyet tarihi boyunca yapılan tüm elektrik enerjisi yatırımları kadar yatırım yapılması gerekiyor. Son dönemlerde sık sık protestolarla gündeme gelen,büyük çoğunluğu karadeniz de kurulacak,kurulduğu dereyi adeta yutan tüm küçük heslerin toplamı 3-4000 mw. Burada olaylara duygusal değil objektif yaklaşılması gerekli. Değerlendirme yapılırken ihtiyacımız olan enerjinin %80 (yüzde seksenini)dışarıdan aldığımızı unutmamak gerekir. Kalkınmamızın temel şartlarından birinin öncelikle yerli kaynak kullanımı olduğunu da unutmamamız gerekir. |
16-02-2011, 09:25 | #117 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Hiç bir nükleer santral yukarıdaki gerekçelerle haklı çıkmaz. Herşeyden önce hammaddesi yerli kaynak olamayacak. Bundan falzası başkaca enerji üretiminde olmayan atık madde sorunu olacak. B utehlikeli atı kmaddelerin ne yapıalcağı henüz dünyanın hiçbir yerinde de çözülebilmiş değil. Önümüzdeki on yıl için, önümüzdeki iki milyon kadar yılı radyoaktif atıklarla kirletmiş olacağız. |
16-02-2011, 09:31 | #118 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-02-2011
Şehir: Gebze-Kocaeli
Mesajlar: 61
|
peki öneriniz nedir ? |
16-02-2011, 11:41 | #119 |
Ağaçsever
|
Günümüzde çevreye en az zarar veren enerji santralleri rüzgar ve dalga santralleriyle güneş panelleridir. Ancak bunların Yapım maliyetleri yüksektir ve geri dönüşümü uzundur. Diğer santraller içinde ise en az zarar veren santral nükleer santrallerdir. Isınan suyun soğutulması için nehir ve ya göller kullanılmaktadır bu durumda suda yaşayan canlıları populasyonunda önemli değişiklikler olmaktadır. Oysaki çevreye hiç bir zararı yok denilen HES ler bir çok balık türünün neslinin tükenmesine neden olmuştur. Mersin morinası denizde yaşayan ancak kızılırmak ve yeşilırmakta yumurta bırakan bir balıktır. Ve HES ler yüzünden nehirlere girememekte, yumurta bırakamadıkları içinde nesilleri tükenmek üzeredir. Elimizde çok güzel bir fırsatımız var ancak bazı özel şirketlerin bunu engelleme girişimleri sonucu gündeme bile gelememektedir. Bazen bazı kimselerce gündeme getirilse bile hemen unutulmaktadır. Boğazlarımızda 365 gün devam eden çift yönlü bir su akımı mevcuttur. Boğazların dibine yerleştirilecek büyük sistemlerle çok büyük oranda elektrik üretilebilir. Ayrıca Sinopta kurulması planlanan Nükleer santralin yerine rüzgar türbinleri kurularak karadeniz bölgesinin bütün elektrik ihtiyacı buradan karşılanabilir. Çünkü sinop sürekli rüzgar alan bir yerdir. Özellikle eski radar olan tepe yılın neredeyse 300 günü rüzgarlıdır. Ve bu enerji boşa gitmektedir. Bu tür doğal enerji kaynakları olmayan bölgelere Nükleer santral yapmak daha mantıklıdır. Çernobilde meydana gelen kaza örnek gösterilir yıllarca Oysaki çok güvenli bir enerji üretme sistemidir. Çernobilde yaşanan kaza sarhoş bir kimse tarafından yapılan hata sonucudur. Nükleer santralde dikkat edilmesi gereken tek şey soğutma olayının nasıl yapılacağıdır. Nükleer santralleri protesto etmek yerine kömür santrallerini, HES leri protesto etmemiz gerek. |
16-02-2011, 11:57 | #120 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Kaza insan yapımı bütün sistemler için geçerlidir. Nükleer santraller de sarhoş yaptı biçiminde aklanamaz. Çernobilden sonra biri Japonya biri Amerika olmak üzere çok ciddi iki kaza daha olmuştur hiçbirinin sarhoş sürücüyle açıklanması mümkün değildir. Zaten Çernobil'de de böyle olmamıştı. Nükleer santrallerin çevresindeki kanser artışıyla ilgili daha önce de yazmıştım. Temiz değildir tehlikelidir çevresinde kansere neden olur. En önemlisi nükleer atıklardan kurtulmanın iki milyon yıl boyunca hiç bir yolu yoktur. Bu atıkların atıldığı okyanuslarda atık bidonları daha şimdiden dağılmış içindeki tehlikeli nükleer atık okyanusa karışmıştır. Bu kabaca binlerce atık varili demektir. Okyanuslarda bu sürecin ne gibi bir zararı olduğuna dair ise hiç bir fikrimiz yoktur. Nükleer bir santralin güvenli olduğuna dair hiç bir geçerli veri tehlikeyi aklamaya yetmez. Yirmi-elli yıl kadar çalışacak bir santralin atıkalrını milyon yıl boyunca nasıl çevreye zarar vermeden korunacağına dair elde bilinen bir teknoloji de yoktur. Nükleer bir santralde dikkat edilecek tek şey hiç olmamasıdır. Diğerleri daha kötü biçiminde bir gerekçe de bu santrali aklamaz. Nükleer santraller iyidir diyen hiç kimsenin atıklar konusuna girmemeye gayret ettiği dikkat çekicidir. Almanya'daki kanser araştırması sonucuna da sessiz kalınması dikkat çekicidir. |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|