![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
eşref-i mahlukat?! insan!? İnsan kendini üstün varsayıp diğer canlıları, beyazlar kendilerini üstün varsayıp diğer ırkları yok etmek ister. Hatta erkekler kendilerini kadınlardan üstün varsayıp kadınları ezer, hor görür, gerekli gördüğünde öldürür. Varsayım bilim değildir, yargısız infazdır. ![]() ![]() Bir fark yok. Adalet değil, kimin gücü kime yetiyorsa. Çoğunluğun düşüncesi haklı olmayabilir. Birinin kanı akıyorsa hak ondan yanadır. Akıtanın tarafında değildir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-11-2016
Şehir: Bonn, Ankara, Bergama
Mesajlar: 494
|
Evet, en şerefli mahluk olabilmek insanın sahip olduğu tek özellik değil maalesef. Tam ters uçta, en zalim yaratık olabilmesi de mümkün. Bardağın ne tarafını görmek istediğinizle alakalı bir durum. Bardağın boş tarafında maalesef yukarıdaki görüntüler, hatta daha kötüleri var. Ancak bu, bardağın dolu tarafındaki güzellikleri görmek için engel olmamalı. Ne gibi; sizi ve beni doğurup yetiştirenler de insan, bilgisayar ve interneti keşfedip kullanıma sunanlar da insan, bu web sitesini kurup ağaç ve bitki sevdalılarını bir araya getirenler ve bizim şu anda bu paylaşımları yapmamıza imkan sağlayanlar da insan. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği, aklı. Bu sayede çok güzel şeyler var edebileceği gibi, yine aklı sayesinde çok çirkin şeylere de imza atabiliyor. Hayat boyunca yaptığımız seçimler bizim en şerefli ile en zavallı arasındaki skalada yerimizi belirliyor. Diğer taraftan, ne kadar masum ve şirin olurlarsa olsunlar bir tavuk veya bir koyunun diğer ırklar ve hatta kendi ırkı için olumlu ya da olumsuz yapabilecekleri çok sınırlı. Umarım bir gün bardağın boş tarafındaki olumsuzlukların bittiğini veya çok azaldığını hep birlikte görebiliriz... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
|
Ben burada veganlığın argümanlarını anlatacağım. Bardak boş olmakla beraber biraz kirli ve hatta kanlı. İçimdeki Polyanaya sesleniyorum, yok ses seda ![]() Bakın sevgili ineklerimiz nelere kadir ![]() Bir inek midesinde, yılda 208 litre hacminde metan gazı oluşturuyor. Dünyada 1,5 milyardan fazla olan inek nüfusu işin içine girdiğinde bu yılda 112 milyon ton metan gazının atmasfere salınması demek. Tabi unutulmaması gereken bir diğer nokta, metan gazının karbondioksitten 22 kat daha zararlı olması… ![]() 1970 yılında 4 milyar olan insan nüfusu günümüzde neredeyse iki katına ulaşmış durumda. Bu artışla bağlantılı olarak 784 hayvan türünün dünya üzerinden tamamen yok olduğu, 16 binden fazla türün neslininse tükenme aşamasında olduğu tahmin ediliyor. Hayvanlar aleminin, insan nüfusunun sürekli ve dinamik artışından olumlu etkilendiği söylenemez. Fakat bazı türler insanların kendilerine ihtiyaç duyması nedeniyle bu grubun dışında kalıyor. Bugün dünya üzerinde 1.5 milyardan fazla inek nüfusu olduğu düşünülüyor. Dünya tarihinin hiçbir döneminde bu kadar fazla olmamışlardı. Et ve süt ihtiyacının sürekli olarak artması ve gelişen suni tohumlama yöntemleriyle inanılmaz bir artış gösterdiler ve hala ihtiyacı karşılayamıyorlar. Geçmiş yıllara bakılarak bir değerlendirme yapıldığında dünyada 1970 yılından günümüze kadar et üretimi %200 artarak 101 milyon tondan 302 milyon tona ulaşmıştır. Bu inanılmaz artış artan insan nüfusuna ve kişi başına tüketilen et ve süt miktarına bakıldığında normal olarak değerlendirebilir belki fakat başka bir açıdan hiç de hoş olmayan şaşırtıcı sonuçlara neden olduğu görülüyor. Yılda 112 milyon ton metan gazı Arjantin tarımsal teknolojiler enstitüsünde araştırmacı olan Dr. Guillermo Berra ineklerin yedikleri otları ve diğer ürünleri sindirirken bir bioürün olarak metangazı ürettiği bilgisini bir adım daha ileriye götürerek bir deney yapmaya karar verdi. Bu deneyin amacı ineklerin midesine bir delik açarak bir çöp poşetini kaç günde metan gazıyla doldurabildiklerini ölçmekti. Deneyi gerçekleştirdiklerindeyse poşetlerin sadece 2 saat içinde dolduklarını gördüler. Deney sonucunda bir ineğin yılda azami 208 litre hacminde metan gazı ürettiği sonucuna ulaşmışlardı. Bu 1.5 milyar ineğin yılda 112 milyon ton metan gazı üretmesi anlamına geliyordu. Daha da açmak gerekirse bu tüm dünya trafiğinin bir yılda ürettiği karbondioksitten daha fazla zararlıydı. Bir araba 10 bin kilometre yol katettiğinde atmosfere ortalama 3 ton karbondioksit salınımı yapar, deneyin sonuçlarına göre bu iki ineğin yıllık metan gazı salınımından daha az zararlıydı. Not: Basından alıntı. Kaydet Kaydet Kaydet |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
|
Ben gerçekleri anlatayım, yorumlarım ağır gelebilir. Pozitif bilimin maalesef ki "pozitif" olma zorunluluğu bulunmuyor. Objektif olması yeterli, kanıta dayalı yani. Bazı hastalarım beni bu yüzden sever "dost acı söyler", sizi yalanlarla uyutmaz ![]() Gerçekleri patır patır söylerim ve şoktan çıktıklarında "acı reçete"yi kendilerine açıklarım. Dost gözünüzün içine bakıp süslü yalan söyleyen değildir, sizi daldığınız gaflet uykusundan, başınızı gömdüğünüz kumdan çıkarıp gerçekle yüz yüze getirenlerdir. E. Coli tehlikesi ![]() Bu bakteri hayvanların ve insanların bağırsaklarında bulunur ve selülozun parçalanmasına yardım eder. Fakat ineklerin ve sığırların sürekli mısır yemi tüketmeleri metobolizmalarında farklı reaksiyonlara neden olur. Bu hayvanların midelerinde ve bağırsaklarında E. Coli bakterisi aşırı şekilde çoğalır ve mutasyona uğrayarak yeni bir form oluşturur: E. Coli O157:H7 Mutasyona uğrayan bakteri tüketildiğinde rotoksin adında çok kuvvetli bir zehir salgılar. Böbrek, bağırsak ve beyindeki alıcı hücrelerle bağlantı kurarak bunların ölmesine neden olur. Bazı kişilerde önce böbreklerin sonra vücuttaki tüm organların iflas etmesiyle başlayan ve tedavisi bulunmayıp ölümcül nitelikte olan hemolitik üremik sendroma da neden olabilmektedir Bu çocuğun adı Kevin Kowalcyk. ![]() Üstte gördüğünüz fotoğrafı annesi Barb Kowalcyk bir bahar gezisi esnasında çekmiş. O gün Kevin’in öğle yemeğinde hamburger yiyene kadar hiçbir şeyi olmadığını söylüyor. Daha sonra kanlı ishalle başlayan hastalık, 11 günlük tedavi sürecine rağmen ölümle sonuçlanmış. Doktorlar Kevin’dan aldıkları örneklerde E. Coli ye rastladıklarını söylemişler. Amerika’da bu gibi örneklerin yüzlercesi mevcut. Üstelik E. Coli sadece et ve süt ürünlerinde değil, çeşitli sebze ve meyvelerde de rastlanmakta; buna et işleme merkezlerinden sızan zararlı atıkların bölgedeki tarım arazilerine ulaşmasının neden olduğu düşünülüyor… Bizim ülkemizde de ucuz maliyetli ama lezzetli hamburger tüketmenin oldukça popüler olduğu düşünülürse dikkatli olunması gerektiği su götürmez bir gerçek. Tüm bunlar bir araya geldiğinde “inekler mi yoksa insanlar mı insanlığın sonunu getirebilir?” sorusu akıllara gelmiyor da değil. Gelişen genetik bilgimiz sayesinde bugün sadece ineklerin değil pek çok hayvanın ve bitkinin kodunu değiştirerek ihtiyaçlarımızı gideriyoruz. İnekler insanlığı yok edebilir mi? Kaydet Kaydet Kaydet |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
Peki diyorsunuz ki bu gerçekler madem bu kadar çarpıcı neden kimse hiç bir şey yapmıyor. ABD ' de - Kalp hastalıkları için 5 milyar dolarlık stend sanayısi, 35 milyar dolarlık ilaç sanayisi var. Kalp hastalığı kanser ve diyabet gibi kronik hastalıkların tedavisi 1.5 trilyon dolarlık dev bir sanayi. Hal böyleyken İlaç endüstrisi ve Hayvan üreticilerinin birleşip insanların bu konuda bilgi sahibi olmasını ve bu hastalıklardan korunmasını destekler mi ![]() İlaç sektörü Hayvancılık sektörüne Antibiyotik ve Hormon satar. Hayvansal ürünleri tüketerek maruz kaldığımız kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıkların tedavileri için de ilaç satar. Bu iki endüstri işbirliği içinde sırtımızdan para kazanır. O yüzden ki araştırmalar hangi hastalığı hangi ilaçla tedavi edileceği konusunda yoğunlaşır. Hangi nedenle hasta olduğunuz göz ardı edilir. Kimse gerçekte tam iyileşmenizi istemez. Çünkü iyileşmeniz değil tedavi masraflarınızın artması bu sektörlere para kazandırır. Bu sektörler işbirliği içinde olup çarpıcı gerçekleri örtbas ederler. Mesela Deli Dana Hastalığı. Hastalık "prion" denilen virüslerden daha basit yapıdaki mikroplarla bulaşır. İnsanlarda da yine beyin dokusu iltihabı olur.Oluşan hastalık yavaş ilerleyen, tanısı zor ve ölümlere neden olabilen karakterdedir. Jakop-Creutzfeldt Hastalığı (JCH) adını taşır.Unutkanlık, konuşma bozukluğu, yazma buzukluğu, insanları tanımada bozukluk, sağ ve solu karıştırma gibi beynin çalışmasının bozulmasına ait belirtiler görülür. Bilmem fark ettiniz mi ama Alzheimer Hastalığında son yıllarda ciddi bir patlama var. Ben hiç duymadım bu hastalara Deli dana Hastalığı için yapılan antijen testlerinin yapıldığını. Alzheimer Hastalığı sonucu ölen hiç kimseye beyin biyopsisi yapılıp kaçının beyninde "prion" var bakıldığını da dumadım. Tatsız şeyleri kimse duymak istemez. İnsan hayatına mal oluyor veya olmuş olsa bile. Neyse yoruldum, başka bir akşam "baykuşluğa" devam ederim. Sevgiyle... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
|
Aklınıza takılır belki - neden bunları yazmayı kendime vazife edindim ![]() Annem Pankreas Kanserinden vefat etti. Babam Kolon Kanseri sebebiyle iki ciddi ameliyat geçirdi. Mücadeye devam ediyor. Düne kadar bu genetiğin getirdiği risklerin altında eziliyordum. Ancak bu iki kanserin de sebepleri arasında aşırı kırmızı et tüketmek yatıyor. Torunlarımı görmek için Bikisel beslenmeyi seçtim. Yazdıklarımı okuyup kendi seçimini bitkisel beslenme yönünde yapan bir anne, bir baba, bir kardeş, bir amca, teyze veya cocuğun hayatının kurtulması benim için en büyük mükafat olur. Sevgiyle... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
|
Bir hayvanın başını keserken hissettikleriniz ve bir soğan başını keserken hissettikleriniz aynı mı ![]() Ölmüş bir hayvanın etini doğrarken ve sebze doğrarken aynı duyguları yaşamıyorsak, burada bir gariplik yok mu ![]() Kaydet |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|