Ribesleri alırken çok heyecanlanmıştım, ama hiç gelişmediler.
Eklenti 92369
Acaba bunların adetimi böyledir, yoksa yerlerinden mi hoşnut değiller, bir ara şimdiki durumlarını da fotoğraflarım.

Sayın Mutlu Kutlu dan aldığım solanumlar harika çiçekler açıyorlar, üç kök almıştım, birisine ağaç formu vermeye çalışacağım, tabi kıyabilirsem.
Eklenti 92368

Şeftaliler kızarmaya başladılar, bir haftaya kadar koparmalık olurlar, bu ağaç erkenci.
Eklenti 92370

Ah sevgili Defne, siz içinizden geldiği gibi konuşun, olacaksa olur.
Sarı kiraza kavuşmanıza sevindim, kirazı ben de çok severim, her gün ama her gün en az yarım kilo yiyorum, sarı kiraz bitti tabi, çevredeki köylerde kiraz yetiştiriciliği yapıyorlar, oralardan alıyoruz.

Bizim yaylamız, Namrundan daha yakın Mersin'e, Soğucak-Bekiralanı köyündeyiz.
Sahiden de tam dadandı yağmurları var, yine yağacakmış, zarar vermesinde yağsın varsın.

Adalet hanım bu gün sara hanımla sizi konuşmuştuk gidip yerinde görmeli adalet hanımın bahçesini diye resimlerden sonra iyice coştum şeytan diyor dinleme iş güç atla otobüse şu şeftalilerin tadına bak ellerinize yüreğinize sağlık

Buraların ağzı ile ''Afatsız versin'' (yani Tanrım afetsiz yağmur versin) de, istediği kadar yağsın.

Sardunyalarınız yaylada yetişmenin sefasını tam sürüyorlar, yapraklarının koyu yeşil renklerinden belli. Benimkilerin yaprakları her yıl olduğu gibi güneşten limoni yeşil oldular.

Ortancaların da maşallahı var:)

Sevgili Cennetbahçesi, bazan şeytana uymak iyidir :)
Keşke daha yakınlarda olabilseydiniz, bu şeftaliler ilk olanlar sahibi hafta içinde gelir muhtemelen(Dört yaşındaki torunum).
Şeftaliyi dalından koparmaya bayılıyor, bu zaten küçük bir ağaç, siz büyük ağaçlar olunca gelin.

Sn.Adalet Yağcı ;

Ellerinize sağlık , hepsi çok sağlıklı görünüyorlar . Aman yağmurlara dikkat yağmur arkasından ve uygulama periyotlarını da zamanın da yaptığınızda Zehirsiz Salatalıkların tadına bakmaya başlayacaksınız.

Adalet Hn, yağmur zarar verdiği kadar da yaramış bahçenize, bitkiler çok iyi görünüyor. Fazla değil 10 dk. yağmura biz de hasret kaldık. Üç gündür İstanbul'a yağmur gelecek deniyor, ağzım açık, gözüm göklerde bekliyorum. Çeşme suyu ile ne kadar sulasak sulayalım, az yağmur kadar işe yaramıyor.

Sayın Oğuz Alper, ben üzerime düşeni yapıyorum, gerisini doğaya bırakıyorum.
Dün saat 12:30 da ilaçlamaya başladım, elim yüreğimde yağmur yağdı yağacak, derken atlattık, sekiz saatten fazla ilaçlı kaldılar.
Bu gün de hava bulutlu, onbeş gün tehlike yok artık değil mi?
Yoksa her yağmur arkasından ilaçlama yapamam, tüm bahçeye 200 L. ilaç ancak yetiyor, ilaç tankım 50 L. olduğu için zorlanıyorum, bereket versin çok iyi bir ilaçlama pompam var, KARCHER marka, hiç zorlanmadan on metre yükseklere bile ilaç atabiliyor.
Salatılıkların tadına baktık, mükemmeldi gerçekten.

Sevgili Kiraz, bu sene bir olağanüstülük var, Temmuzda bu kadar çok yağmur yağmazdı.
Bulutları o tarafa doğru gönderiyorum :) dilerim en kısa zamanda kavuşursunuz.

Sevgili Adalet, Manyas'da da yağmur sonrası havanın güzelliği var.
Bugün biraz serin ama bunu da özlemiştik.
Etrafımda, yağmurdan yaprakları yıkanmış pırıl pırıl ağaçlar.
Çiçeklerinin çoğu dökülmesine rağmen yine koku salan kocaman yasemine eşlik eden lilliyumlar, hafifçe yan yatmış ortancalar ile sardunyalar bana güzelliklerini sunuyorlar.
Ben de Lap Topu kucağıma aldım, balkondaki salıncağa bağdaş kurdum ve bahçeni geziyorum.
Herşey o kadar güzel görünüyor ve iç açıyor ki, ellerine sağlık.
Emeklerinin karşılığını görüyorsun, daha da göreceksin ve mutluluğun artacak. Ne büyük bir haz değil mi?
Sen de benim gibi " Ah keşke daha da evvel başlasaydım bu işlere" diyor musun?
Dalında olmaya başlayan meyve veya sebzeyi gördüğünde " Ah çocuklar, torunlar burada olsalardı da elleriyle kendileri koparıp yeselerdi" diye içinden geçirdiğin olmuyor mu?

Allaha şükürler olsun, bizler bu güzellikleri tatdık, inşallah çocuklarımız daha güzellerini bulurlar.....

Sevgili Güler, bu anlattıkların bizi bu sitede birleştiren duygular değil mi?
Elbette çok daha öncelerden yapmak isterdim ama bir bahçem olması için bu yaşlara kadar beklemem gerekiyormuş.
Dışarda çalışırken evdekinden daha çok yoruluyorum ama daha enerjik oluyorum, yorgunluğum bir içecekle geçiveriyor.

Bu gün nihayet senin patates böreğini yapacağım, parfeyi deneyemedim, vişnem kalmadı çünkü, hepsini reçel yaptım, az kaynattım rengi koyulaşmasın diye, dışarıya koydum ama güneş yok ki koyulaştırsın.
Seni balkonundaki salıncakta kucağında laptopla hayal ettim, çok hoş, mis gibi kokuların arasında.
Allah herkese bahçeler ya da bahçeli evler nasip etsin, mutluluklarımız daim olsun canım.

Sevgi Adalet, çok doğru bizi bu sitede birleştiren ortak duygularımız.
Zaman zaman ben de ufuğa, karşı dağlara baktığımda neler görüyorum bir bilsen. Güneş batarken ayrı bir güzellik.
Alaca karanlıkta karşı dağlardaki ağaçların silüetlerini nelere benzetirim bir bilsen. Yamuk bir ağaç var, onun altında oturan çobanı hatta kaval çalışını bile görüyorum. Başını mehtaba doğru kaldırmış köpeği bile gözümün önünde.
Onları seyretmek veya öyle olduğunu düşünmek bana huzur veriyor.
Hele bazı geceler, penceresini açık bıraktığım yatak odama köyün çobanı Ali'nin uzaktan uzağa gelen kaval sesi yok mu, beni öyle hüzünlendirir ki anlatamam. Ama bu hüzün bile hoş geliyor kulağa.
Hemen balkona çıkıp salıncağa uzanıyor, üzerime bir pike alarak dakikaların nasıl geçtiğini anlayamıyorum. O sessizlik içindeki yanık ve hüzünlü kaval sesi beni duygulandırıyor, nerelere götürüyor bir bilsen.
Annemi, babamı özlüyorum, çocukluğumu düşünüyorum. O anda yanımda hiç kimseyi istemiyorum, bir sinek vızırtısı bile bana gürültü hissini veriyor. Bilmem belki de bu hassas anımı kendime saklamayı seviyorum.
Çenem iyice düştü, senin de başını ağrıttım kusura bakma.
Seni çok seviyorum, iyi ki varsın.

Daturalarım tomurcuklandılar, bitkilerin gövde renkleri açık ve koyu, buna göre değişik renklerde açmasını umut ediyorum.

Eklenti 92450
Eklenti 92451

Sevgili Güler, bizim yaşımızda insanlar hayata biraz daha derinlerden bakıyor hatta yükseklerden.
Yüksekten baktığımızda bütünü daha iyi görebiliyoruz, detayların içinde kaybolmadan, bu yüzdendir ki, etrafımızdaki insanlara yakınlarımıza tecrübelerimizi aktarmayı seviyoruz, tabi onlar almak isterlerse.

Yalnızlığı seviyorum(kimseler duymasın), yanlış anlaşılıyor ama ben o yalnızlığın içinde öyle çok şey buluyorum ki, bunun keyfini tek başıma yaşamak biraz özel hissetmemi sağlıyor.

Hissettiğim o anlarda benliğimin kâinatın farkına varıyorum, hayatın hay huylarından uzaklaşıp, kendimi dinliyorum, tıpkı senin, köyün çobanının kaval sesini dinlediğin gibi.

Nefes aldığımı, yaşamın benden neler götürüp neler getirdiğini düşünüyorum, hiç şikayetçi olmadım hayatımdan, çoğunlukla mutlu bir insanım, etrafımdakilerin de mutlu olmasını arzu ederim, ne yazık ki, bazan o mutsuz insanlara ulaşmak çok zor olabiliyor.

Can dostum, senin ruhunun da yaşamın güzellikleri ve her şeyi ile parladığını görebiliyorum, yüzünü bile görmediğin, belki de hiç bir zaman göremeyeceğin insanları mutlu edebilmek için çırpınıp duruyorsun, Allah gücünü ve ışığını daim eylesin, ben de seni çoook seviyorum.
Sevgiyle kal.

Bayıldım..bayıldım.Her şey çok güzel .
Burası düne kadar öyle sıcaktı ki ,yaprak kıpırdamıyordu.Bu sıcakta ben kollarımı çiçekler
yapraklarını kaldıramıyor.Sizin bahçe ise ilkbaharı yaşıyor sanki .

Benim reçelimi koyulaştırmam lazım, güneş istiyorum biraz güneş sevgili Nurcanaybay.
Yaylaya geldim geleli terasta bir akşam oturamadım, ne kadar kalın giysek te üşütüyor, eh burası torosların tepesi, olacak o kadar :)

Oy oy,ablalarım bizden habersiz sohbeti koyulaştırmışlar. Güzel ablalarıma ,

O OLMAZSA.....

O olmazsa yaşayamam.´ demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela.

O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle O daha az sever seni,

Senin O´nu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Senin değillermiş gibi davranacaksın.

Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.

Çok eşyan olmayacak mesela evinde.

Paldır küldür yürüyebileceksin.

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,

Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,

Güneşi, ayı, yıldızları...

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.

´O benim.´ diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...

Mesela gökkuşağı senin olacak.

İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.

Mesela turuncuya, ya da pembeye.

Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden,

Çok ait olmadan yaşayacaksın.

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,

Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın.

Ucundan tutarak...

Can YÜCEL

Güler Abla, Adalet Hanım, Jineop,
Bu bölümdeki son yazılarınız okuyunca nerelere daldım ben de anlamadım. Hele sizin yazılarınızın arkasından jineop'un şiiri. Bir hayal alemine daldım. Düşündüm. Eskiyi yaşadım. İyi ve kötü günleri, mutlulukları, acıları. Derler ya dikensiz gül olmaz. Acılar, sevinçler, umutlar harmanlanıp bizi nerelere sürüklüyor. Gönlünüz bahçeleriniz kadar güzel olsun. Şimdi çapa zamanı, sulama zamanı. Hadi bakalım iş başına.

Sevgili jineop ,
İyi ki çok sevdim...
İyi ki çok sevildim...
İyi ki yarim, eşim, duygum oldu.
Çok acıtıyor şimdi ama değer tüm yaşananlar adına...
Adalet Hanım'ın bahçeşini gözyaşıyla sulayacağımı düşünmemiştim hiç
Bir anım oldu bu bahçede... O da güzel :)
Sevgiler...

...

yaşadınmı dolu dolu yaşayacaksın
anasını satayım
topraktan fışkıran filiz gibi
yemyeşil ve dipdiri
kayaya yapışan sülük gibi
dört elle ve koparırcasına
yaşadınmı dolu dolu yaşayacaksın
anasını satayım
boylu boyunca uzanan ağaç gibi
gölge vermelisin alabildiğince
ve özümlemelisin yaşamın herbir anını
engin hoşgörüyle bir bilge gibi
yaşadınmı dolu dolu yaşayacaksın anasını satayım
dağarcığında yığınla birikim olmalı
damarlarında hissetmelisin yaşamı
sımsıcak
ve heran patlamaya hazır volkan misali
ulu, mağrur ve usulca
bir fırtına öncesinin sessizliği gibi...

Alir Kadayıfçı

Sevgiler...:)

Sizi üzdüğüme şimdi ben de üzüldüm. Sevgiler

Sevgili jineop,
Adalet Hanım'ın bahçesini kahveye çevirmek istemiyorum ama üzülme lütfen. Sevdiğinin ardından dökülen gözyaşları bile güzel, inan bana...

Hepinize tüm yakınlarınızla birlikte, sağlıklı, mutlu upuzun yıllar diliyorum...

Sevgiyle taşsın yüreğiniz...

Sevgili Adalet, gördünüz mü, bir başladık pir başladık.
Arkadaşlar dereler, seller gibi akmışlar.
Ben bu kadar yoğun duygu seline kapılırsam nasıl çalışırım bugün sevgili jineop, Cumhur ve sevgili maki01?
Hepinizi çok seviyorum, iyi ki sizlerle beraber buradayım, şükürler olsun.

......devamı Gönül Bağı Kahvesinde, haydi dostlar nerede çaylar, kahveler dondurmalar?

Sevgili Maki,
Sevgilinin ardından dökülen gözyaşı bile güzel ... İşte bu an kelimelerin bittiği yerdeyim. Esen kalın.

Oy oy oy, misafirlerim gelmiş te gitmişler bile, ben de Güler hanımın patates böreğini yapmakla meşguldüm.

Sevgili Jineop, Cumhur bey, Maki01, Güler hanım, güzel duygularınıza şiirleriniz eşlik etmiş, bahçemi gözyaşlarınız sulamış, nasıl kıyabilirim sizlere, hepiniz de öyle güzelsiniz ki.

Tüm güzel şeyleri paylaşmak dileği ile, kahveye geçiyorum.

Adalet hanim ben kendi deneyimlerimden ve cevremde gözlemlediklerime göre sorunuzu yanitlayayim. Ribesler cok hizli büyümüyor. Benim gecen sonbaharda diktigim fidanim ancak bir salkim meyve verdi. Ilkbaharda diktiklerimde tabii hic meyve yok. Cevremdeki bahcelerde gözlemlediklerim de cok boylanmiyor ve recel filan yapabilmek icin oldukca fazla miktarda agaccigi yanyana ekiyorlar. Benim amacim meyve olmadigi ve agaclari sevdigimden diktigim icin bozulmamalarina bile seviniyorum. Sevgiyle kalin...

[QUOTE=Adalet Yağcı;460743] bizim yaşımızda insanlar hayata biraz daha derinlerden bakıyor hatta yükseklerden...

Güler Hanım ile, benim duygularıma da tercüman olmuşsunuz, demek ki yaş değilmiş böyle düşündüren.:rolleyes:

Siz bu kadar güzel düşünüp, güzel hissederken bitkileriniz nasıl coşmaz...

İyiki sizleri tanımışım, iyi ki varsınız.

Sevgili Çiçeksever70, çok teşekkür ederim, içimi rahatlattınız, ribesleri çok seviyorum, hem meyve hem de yaprak olarak ne güzel görünüyorlar.
Bu sene meyve beklemiyordum zaten ama biraz geliştiklerini görmekle mutlu olacaktım.
Sanırım seneye biraz daha gelişirler ve neyin ne olduğunu anlayabililcek kadar meyvelerini gösterirler.

Sevgili Ülker, burada hepimiz birbirimize benziyoruz, içimizdeki doğa tutkusu, bitki aşkı bizleri bir araya getirdi.
Bunun için böylesine güzel bir siteyi kuran sayın Malina'ya teşekkür borçluyuz, ne iyi etmiş, ne güzel düşünmüş te doğaseverleri bu güzel çatı altında toplamış.
Bitkilerin coşmamasının sebebi sanırım serin giden havalar, Ağustosta bu serinliği aramayız inşallah.
Sevgiyle.

Adelet Hanımcığı; yaylalardan yine gök gürültüleri geliyor. İnanın her gök gürültüsünde sizi ve bahçenizi düşünür oldum. Bu yıl size yağmur göz açtırmayacak herhalde. Bereket diyelim bereket olsun.