Forumun Ücretsiz Tohum, Çelik, Fidan vs. Paylaşımı bölümünü takip edebilirsiniz. Dağıtıcaksa, onu bu sayfada değil, verdiğim linkte yapacaktır :)

Güler yazmadan, ben yazayım dedim :)

Biliyorum sayın Malina, sitenin yabancısı değilim. Güzelim güllleri görünce dayanamadım yazmak istedim :)

Çok yaşlanmış güller söküldü ve yenileri dikildi
Yaşlı oldukları halde çok beğendiklerimi budadım, bunları budarken gençleştirmeye gitmedim, orta boyda bir budama yaptım, daha soğuklar devam edebilir. Şubat ayı ortalarında yeniden gözden geçireceğim.
Budadıklarımdan veya gözden çıkardıklarımdan çelikler yapmaya devam ettim.

Budama yaptıklarımdan

Yeni taze güller dikildi.
Bir gün önce gül dikeceğim çukurları açıp, içlerine su doldurdum, maksadım çukurların suyu rahatça emip emmediğini kontrol etmekti. Suyu emmemiş çukurlara siz de dikim yapmayın.
Ekeceğim güller çıplak köklü güllerdi bu yüzden ekim toprağına çok az yanık hayvan gübresi koydum ki köklere zarar vermesin. Hava ısısı 20 dereceyi geçtiğinde üzerlerine bol miktarda yanık hayvan gübresi koyarak bol bol sulama yapacağım.

Çıplak köklü gülleri dikerken bazı noktalara dikkat etmemiz gerekir.
Gül çeliğinin kökleri 10-12 saat suda bekletilmelidir. Dikileceği zaman kök uçlarından 1-2 cm kesilir, fidan dallarından sağlıksız olanlar alınır, ve dallar 10-15 cm kalacak şekilde budanır. Fidan, açılan çukura rahat bir şekilde yerleştirilmelidir.
Gülün aşı kısmı da yüzeyden 5 cm kadar altta olmalı ki dondan zarar görmesin. Çukur yüzey seviyesinde doldurulup, toprak yavaşça sıkılaştırılır ve can suyu verilir.

Yeni diktiklerimden

Budanmayı bekleyen daha çok gül var....

Budananlardan çelikler hazırlandı ama daha budanacak çok gül var. Onları da budadıkça çelik hazırlayacağım.

Güler hanım ben çelikleri bir karış kısaltıp öyle ekiyorum. Sizin çelikleriniz baya uzun görünüyor. Bu durumun bir sakıncası yok mu:confused: Ayrıca dikenlerini de koparıyorum. Çok uğraştım. Her yerime dikenler battı ellerim kanadı:(.

Ben birde serçe parmağı kalınlığındakileri seçiyorum. Bunun da bir önemi yok gördüğüm kadarıyla. Başarı oranınız nedir. Kaç çelikten kaç gül elde ediyorsunuz? Teşekkür ederim.

Sevgili aleydi çelikleri kısa da yapabilirsiniz ama bir karış bence fazla kısa. Eğer çelikleri şubat sonu hazırlamış olsaydım 20-25 cm civarında bırakırdım. Bunların bir kısmını biraz uzunca tuttum, onları patatese batırdım deniyorum, diğerleri normal toprakta.
Genelde takozlu çelik hazırlıyorum, serçe parmağı kalınlığı veya biraz daha kalınca da olabilir ama sağlıklı dallardan olmalı.
100 tane çelik hazırlarsam verdiğim fire 5-10 tane kadar oluyor. Eğer kuma yatırarak yatay yaparsanız daha da az fire verirsiniz.
Şimdiye kadar hiç dikenlerini soymadım.

Kolay gelsin Güler hanım,ben gülleri şubat mart aylarında budayacağız diye bekliyordum, bizde mi budasak acaba?

Havalar soğuk giderken ben de şubatın ikinci yarısında yapıyordum budamaları ama bu sene ocak geldi daha kar görmedik o yüzden budama yaptım ama boyları biraz yüksek tuttum, şubat ayında yeniden elden geçiririm diye.

Mühim olan bitkinin aşı kısmını sıcak tutmaktır.

Guler Hanim, ne guzel açıklamissiniz güllerin nasil ekilecegini. Okurken farkettim ki, ben ekmiyor, topragın icine atıp üstünü örtuyormusum. Hele asılı kısmın topragın altında kalması gerektiğini hic düşünmemiştim.

Oooo bir aydan fazla olmuş bahçe başlığıma girmeyeli, ne de çok özledim.

Bari bahçeye gidemiyorum balkondaki güzellerimi sizlere tanıtayım.

Sayın alys'den aldığım amaryllisler bir yandan açıyor bir yandan yeni yavrular veriyor. Geçen hafta yemeğe gelen davetliler bu çiçeklerin canlı olduklarına inanmayıp elle dokundular. Güzelliklerine hayran oldular.
Sayın alys, ben de teşekkür ederim, ayrıca hediyeleriniz de güzel bir jestti, mahçup oldum, sağ olun.

Hediyelere teşekkürler

Misafirlerimizin hediyesi (açelya)

malina'nın verdiği çiçek oluşumu gösterdi

(siz, siz olun seneye tohum dağıtımı için malina'ya yardıma gelin. Eliniz hiç boş dönmez) :D

Aloevera çiçek çıkartıyor, ve dağıtımı yapılacaklar....

Sevgili Zafer İnandıklı, eli de gönlü de bol kibar arkadaşım çok teşekkür ederim.
Sellukaları da atlas çeliklerini de toprakla buluşturdum, sağ ol.

Aralardan çıkan arsız Crassula muscosa ları ayıklamanızı tavsiye ederim.

Zafer beyin ellerine saglik
Guler Ablam insallah tohumlarinida gorursunuz soguga dayanmiyor cok nazli bir cicek nede olsa IZMIRLI

Güllerin aşı yerini toprağa gömme olayını bilmiyordum. Meyve ağaçlarında asla yapmayın derler ama güllerde sorun yaratmıyor demek ki. Hatta tavsiye ediliyor. Bugün de yeni bir şey öğrenmiş oldum.

Bu arada yeni yapılan araştırmalar ağaç ve büyük çalıları dikerken toprağa gübre, kompost vs. karıştırmamanın daha iyi sonuç verdiğini göstermiş. Özetle diyorlar ki ”Eğer dikeceğiniz bitkinin kökleri bu güzelleştirdiğiniz toprak bölgesini geçmeyecekse bu iyi bir uygulama. (Küçük çiçekler, sebzeler gibi...) Ama eğer köklerin bu bölgenin dışına da büyümesini bekliyorsanız (meyve ağaçları, büyük çalılar...) böyle yapmayın. Yoksa kökler bu yarattığınız çok elverişli ortamı terk etmek istemeyip aynı yerde dönüp durabilirler. Bu nedenle de 3-5 yıl sonra kökler bitkiyi destekleyecek kadar gelişmediği için ani kayıplar yaşayabilirsiniz.”

Bu iddialar Kaliforniya Üniversitesi'nin yeni araştırmalarının sonuçları. Benim bu konuda henüz kendi kıyaslamam yok, o yüzden bir şey diyemiyorum...

Sevgili gilan, verdiğin bilgiler çok değerli. Acaba yeni bir başlık açıp da kısa kısa notlar olarak yazsak mı bunları. El altında mini mini notlar olur, arkadaşlara da faydası dokunur. Aksi durumda benim, senin veya bir başkasının bahçesinde atıl kalır.

Evet gül çeliklerinde öyle ama ağaçlarda tam tersi. Hatta ağaçlarda, aldığımız ağacın saksı içindeki toprak seviyesine bile dikkat etmemiz gerekiyor bahçeye dikerken.

Bu konuya meyve fidanı yetiştirmekle ilgili araştırma yaparken rastladım. Şurada detaylı olarak anlattım:
http://www.agaclar.net/forum/meyve-agaclari/38698.htm

Ama özellikle bu maddeyi şu başlığa da eklemek faydalı olur:
http://www.agaclar.net/forum/meyve-agaclari/12807.htm
İlk fırsatta yazarım.

Ama aslında dediğim gibi sadece meyve ağaçlarıyla sınırlı değil. Belki bir başka yerde daha bahsedilebilir...

Üç gündür Manyas'daydık, niyetimiz ağaçlarımıza bordo bulamacı ve budama yapmaktı ama bahçeye girer girmez bordo bulamacında geç kaldığımızı gördük.
Kimi ağaçlar çiçeklenmiş, kimileri de iyiden iyiye uyanmıştı. Bu durumda budama yapmak ve ot yolmaktan başka yapılacak iş şimdilik yok gibiydi.
Oğuz ağaçları ve bağı budamaya soyundu ben de kalan gülleri budama işine giriştim.
Ama her şeyden önce bahçeye adım atar atmaz çiçek kokuları bizi mest etti.
Salkım söğüdün altındaki mor kır menekşeleri her yeri sarmış mis kokuyorlar, bir yandan harika çalı lonicera fragrantissima, diğer köşede kış tatlısı..... İnanılmaz bir çiçek kokusu şöleni vardı bahçede.

Yerlerde ballı babalar, sarı ve beyaz papatyalar açmaya başlarken, kardelenler ve erikalar geçmeye yüz tutmuşlardı.

Uzun uzun seyrettim, kokladım, fotoğrafladım, inceledim. Bahçemi ne kadar çok özlediğimi bir kere daha hissettim.

Tabii sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Yağmur, güneş- yağmur , güneş yine her taraf otla boğulmuş. Güllerin altını, saksı içleri ni otlar sarmış, ama toprak tam kıvamında hiç zorlanmadan çektiğinizde kökü ile çıkıveriyor.

Erik ağaçları, bademler iyiden iyiye çiçeklenmişler, inşallah don yemezler.

Ballı babalar, papatyalar da açmışlar.

Bahar dallarını bahçe duvarı önünde 4-5 m ara ile ikişer kök olarak 4 öbek dikmiştim. Hem çoğaldılar hem de boylandılar. Zaman zaman budama yapıyorum ama bu mevsimde-baharda harika güzellik sergiliyorlar.

Nergislerin bir kısmı açmış geçmiş, bazıları çiçekte, bazıları da açmaya yüz tutmuş.

Erikalar açmış hatta geçmeye bile başlamış

Kardelenleri görünce çok mutlu oldum, hemen toplayıp vazoya yerleştirdim.

Ya mor mor açan kır menekşeleri.... harika kokularına dayanmak mümkün mü?

Hemen iki mini buket yaptım, birini vazoya koydum, diğer buketi de geçmiş olsun ziyareti yaptığım arkadaşa götürdüm.