agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Bahçeleri (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/)
-   -   TCM / bahçe (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/34328.htm)

abk 13-05-2019 21:52

Sayın TCM, sizin bahçe çalışmalarına bakınca kendi bahçem oyuncak gibi geldi bana. :) On çuval gübreyi ancak iki hafta sonunda atabileceğim. Daha beş çuvalını attım aslında kalan gübreyi atacak yer de kalmadı, sırf çuvallar boşalsın, ortada dağınıklık kalmasın diye yayacağım.
Almış olduğunuz solucan gübresi ucuz geldi bana. İnternette fiyatlara bakmıştım, çok daha yüksek diye hatırlıyorum. Hilmi Tutar amca tesisi sattığı için mi böyle?

Portakal Rengi 14-05-2019 07:46

Büyük cesaret. Onca alan ile uğraşılacak yani. :)
Nasıl olsa "çalışanlar dinç" denmiş gibi :) Allah kolaylık versin.
Başıma geleni aktarayım bu arada. Fideleri diktiniz ya ? Damlama aralıkları denk gelmeyince ne olacak ? Çapalayarak ark yolu mühendisliği gerekiyor.
Bereketli olsun.

g.c. 14-05-2019 07:49

Aman hocam bu zamanda karın tokluğuna çalışan elemanları bulmuşsunuz, çekiverin nazlarını. Yoksa en basit gibi görünen bir iş bile uzayıp saatlerce gidiyor. Çapanız çok iyi iş çıkarmış, keşkee benim olsa :p

TCM 14-05-2019 08:49

@ ketenhelva; ziyaretiniz, katkılarınız için çok sağolun.. Her halukarda tohumların içerisinde % 10 civarı su kaldığını öğrendim. Biz yeni bilgiler edinene, olayı tam öğrenene kadar en iyisi flakonun içindeki külde ve buzdolabının normal rafında saklayalım.

Çapa makinesi konusunda da haklısınız, yine ders notlarında (iki yıllık tarım açıköğretim) tarlanın fazla ellenip sürülmesinin doğru olmadığını yazıyor. Hatta hasat sonu kökleri topraktan çıkarmayın suyu tutsun, erozyonu önlesin, gübre olsun vs. vs. Tamam da kıştan bahçede kalan en basitinden mısır köklerini çıkarması dahi kolay olmuyor ve o kökler bir kaç yılda organik atıklara dönüşeceğe de benzemiyor. Sonuç; sisteme fazla müdahale etmemek lazım ;)

TCM 14-05-2019 09:14

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi abk (Mesaj 1568170)
Sayın TCM, sizin bahçe çalışmalarına bakınca kendi bahçem oyuncak gibi geldi bana... Almış olduğunuz solucan gübresi ucuz geldi bana. İnternette fiyatlara bakmıştım, çok daha yüksek diye hatırlıyorum. Hilmi Tutar amca tesisi sattığı için mi böyle?

Bölgemizde solucan işini yapan bir kaç kişi var, bu genç arkadaş sanırım en kapsamlı yapanı, elinde gübre içeriğinin sonuçları da vardı. Tabi ne derece doğru bilemeyiz. Yazı 2 tl. diyordu, ben alırken 2.5 dedi, 'zam gelmiş herhalde' deyince 'şimdi de 2 olsun' dedi, ben de 20 kg. civarı almayı düşünüyordum, tamamını bundan kullanayım deyip 100 kilo aldım, deneyelim bakalım. Facebook üzerinden tesisi satacağını duyurunca üzüldüm tabi. İnsanları alışkanlıklarından vazgeçirmek zor. Alışılmış fenni gübrelere..

Ben kimi bakliyatları direk solucan gübrelerinin içine koydum da acaba sorun olur mu aklım orada. :D

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Portakal Rengi (Mesaj 1568190)
Büyük cesaret. Onca alan ile uğraşılacak yani. :)
Nasıl olsa "çalışanlar dinç" denmiş gibi :) Allah kolaylık versin.
Başıma geleni aktarayım bu arada. Fideleri diktiniz ya ? Damlama aralıkları denk gelmeyince ne olacak ? Çapalayarak ark yolu mühendisliği gerekiyor.
Bereketli olsun.

O kadar da büyük değil be ya.. ;) evi, çiçekleri vs. çıkarınca 700 m.kare civarı yer kalıyor. Damlama borusu 20 cm. lik aralıklı ve kendinden delikli, denk gelmese de sorun olacağını sanmıyorum.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi g.c. (Mesaj 1568191)
Aman hocam bu zamanda karın tokluğuna çalışan elemanları bulmuşsunuz, çekiverin nazlarını. Yoksa en basit gibi görünen bir iş bile uzayıp saatlerce gidiyor. Çapanız çok iyi iş çıkarmış, keşkee benim olsa :p

Elemanlardan çektiğimi bilseniz.. Kayınpeder baktım karpuz tohumu getirmiş, yazın yemiş, çok büyükmüş, çok tatlıymış, onun çekirdeklerini almış. Baba hibrittir o uğraşma boşuna dediysem de 'olsun, deneriz' dedi..:p Küreği kaldırdım tam kafaya yerleştirecem, hanımla göz göze geldik, şahit varken olmayacak bu iş deyip bıraktım. Dün gece bendeki karpuz çekirdeklerini suya koydum, akşam üzeri onun ektiği yere kendi çekirdeklerimi de yerleştirip o noktalara birer çubuk batıracam, onun tohumları çimlenirse söküp alıcam topraktan.. Çok fenayım bu sıralar ..:cool:

TCM 14-05-2019 09:15

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi g.c. (Mesaj 1568191)
...keşkee benim olsa :p

Yine mi.. :D

chelik26 14-05-2019 09:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi TCM (Mesaj 1568197)

Çapa makinesi konusunda da haklısınız, yine ders notlarında (iki yıllık tarım açıköğretim) tarlanın fazla ellenip sürülmesinin doğru olmadığını yazıyor. Hatta hasat sonu kökleri topraktan çıkarmayın suyu tutsun, erozyonu önlesin, gübre olsun vs. vs. Tamam da kıştan bahçede kalan en basitinden mısır köklerini çıkarması dahi kolay olmuyor ve o kökler bir kaç yılda organik atıklara dönüşeceğe de benzemiyor. Sonuç; sisteme fazla müdahale etmemek lazım ;)

Dün gece okuduğum bir yazı tüm gece uyutmadı beni. Konu toprağın hiç sürülmemesi. Yani toprakta oluşan morganizma sisteminin bozulmaması, hatta toprağa örtü olan yabancı otların bile çapalanmaması.
Kendi bahçemi düşündüm hani şu sizin, at olup koşasınızın geldiği görüntü
O görüntüde aslında toprağı öldürdüm ben. Çünkü toprak yağmur **** sulama olmazsa kupkuru oluyor, kuruyan toprakta canlı kalmıyor, canlı kalmayınca ektiğiniz şeyi besleyecek morganizma olmuyor, oysa yabancı otlarla kaplı ve sert toprağı düşünün ne zaman otların arasından toprağa dokunsanız hep nemli hep ıslak. Yani hep yaşam belirtisi var. Belki malç yapmak kesilen otların alternatifidir. Ancak ben bundan sonra tarladaki otları çokta temizlemek niyetinde değilim. Belki ürün alımı biraz düşük olur ancak o kadar su ve gübre ihtiyacı olmaz toprağın.

TCM 14-05-2019 11:10

Japon tarımcı 'Fukuoka' nın kitabında; hiç toprak ellenmiyor, (atıyorum) bakla ekiyorsun, ürünü topluyorsun kalanlara dokunmuyorsun bakla havadan aldığı azotu toprağa geçiriyor, onun yerine az su isteyen patates ekiyorsun, sonra yonca ekiyorsun komple bırakıyorsun vs. Bunu uygulayıp memnun kalmayan da var. Ancak Fukuoka nın sistemine göre tarlaya istediğin zaman istediğin şeyi ekemezsin herhalde; bizim yaptığımız gibi 'şu köşe yaz köşesi, bu köşe kış köşesi olsun, ortaya gül, kenarlara sümbül kondurayım' yapamazsın. Ayrıca yukarıda dediğim gibi sezon sonu öyle kökler var ki, traktöre engel olacak derecede birbiriyle ve toprakla kenetlenmiş oluyor, bunlar nasıl ve ne zaman dönüşecek. Bizim yaptıklarımız ile toprağa çok zarar verdiğimizi düşünmüyorum. Sonuçta toprak kuruyunca canlıların çoğu solucanlar başta olmak üzere aşağı tabakalara iniyor, suyu görünce tekrar yukarı. Ama toprakta dönüşümü sağlayan milyarlarca canlı var ve bunlar sürekli maça devam ediyor. Biz çapalama vs. ile bir kısmına zarar versek dahi, eklediğimiz doğal gübreler ile sürece katkı da sağlıyoruz. 1 dekar yerdeki solucanların sisteminden bir yılda 4-5 ton (yanlış hatırlamıyorsam) toprak geçiyormuş. Sanırım bize düşen, hayvan gübresi, mümkün olduğunca yeşil gübre, kompost vs. ile toprağın organik madde içeriğini arttırmak. Yukarıdaki bilgiler ders notları, okuduklarım ile paçal yaptığım bilgiler olup bir kısmı sadece yürüttüğüm mantığın sonuçları olup tartışmaya açıktır. Katkıda bulunanlara şimdiden teşekkür ederim.

its_just_a_ride 15-05-2019 00:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi chelik26 (Mesaj 1568202)
Dün gece okuduğum bir yazı tüm gece uyutmadı beni. Konu toprağın hiç sürülmemesi. Yani toprakta oluşan morganizma sisteminin bozulmaması, hatta toprağa örtü olan yabancı otların bile çapalanmaması.
Kendi bahçemi düşündüm hani şu sizin, at olup koşasınızın geldiği görüntü
O görüntüde aslında toprağı öldürdüm ben. Çünkü toprak yağmur **** sulama olmazsa kupkuru oluyor, kuruyan toprakta canlı kalmıyor, canlı kalmayınca ektiğiniz şeyi besleyecek morganizma olmuyor, oysa yabancı otlarla kaplı ve sert toprağı düşünün ne zaman otların arasından toprağa dokunsanız hep nemli hep ıslak. Yani hep yaşam belirtisi var. Belki malç yapmak kesilen otların alternatifidir. Ancak ben bundan sonra tarladaki otları çokta temizlemek niyetinde değilim. Belki ürün alımı biraz düşük olur ancak o kadar su ve gübre ihtiyacı olmaz toprağın.

Güzel bir aydınlanma yaşamışsınız. Doğal sistemlerde çıplak toprak bulmak neredeyse güçtür. Orman çoğunlukla kendi yüzeyini örter (yaprak döküntüsü, yer örtücü türler vs.) ve bu sayede toprak belli bir ısıda ve nemde olur. Toprak sürüldüğünde toprağın besin ağı açısından en aktif tabakası olan üst tabakası zarar görür ve mevcut sistem kendini yenilemek için bir hayli çaba harcar. Bazen de agresif sürme sonucu öncü türlerin yok olmasıyla birlikte toprak yüzeyi çoraklaşır ve ölüm süreci başlar. Kendinize kadar ekiyorsanız şayet olabildiğince malçla ilerlemekte fayda var. Bu malç, malç bitkileriyle de olabilir(kes bırak), öğütülmüş ağaç kabuklarıyla da olabilir veya boylanmış otların biçilmesiyle yapılabilir.

TCM 15-05-2019 08:55

Sürekli gözlemliyorum ve her yeri geldiğinde de aktarıyorum; insanoğlu ne yaparsa yapsın doğanın başarısına ulaşamıyor. Tabi başarı derken ortaya çok ürün çıkarmak ile birlikte, ortamı-toprağı-havayı süreç sonunda bulduğun gibi hatta daha iyi durumda bırakabilmek. O sebeple olaya fazla müdahil olmamak gerek.

Son yazılanlara da bakınca damlama borularının arasındaki otlara çapa makinesi yerine sırt tırpanı ile müdahale etmek daha mantıklı olacak.

yasaryasaryasar 15-05-2019 10:08

Sayın TCM, her ocağa bir avuç solucan gübresi gereğinden fazla olabilir mi ?

Aslında solucan gübresini, içerdiği besin maddeleri açısından değerlendirip ''gübre'' olarak adlandırmak da çok doğru değil galiba.
Solucan gübresinin asıl faydalı kısmı; solucanın doğal yaşamında toprağı yediğinde faydalı maddeleri topraktan alabilmesini sağlayan kendi sindirim sisteminin enzimleri. Bunların da kendi toprağımıza çok daha kolay bulaşması için, solucan gübresini toz olarak ocaklara avuç avuç atmak yerine, sizin ölçeğinizde 10 veya 19 litrelik klorsuz su dolu bir pet şişeye bir iki avuç kadar solucan gübresi, bir çay bardağı kadar melas vb. şekerli bir besin ekleyip, mümkünse basit bir akvaryum hava motoruyla bir gün kadar havalandırarak, enzimleri sulama suyu ile arazinin geneline bulaştırmak daha doğru olabilir.

TCM 21-05-2019 09:46

4 Eklenti(ler)
DERS NOTLARINDAN SEÇMELER: (Arada ilaveler yapayım, farklı konular oldukları için hepsini ilgili yerlere aktaramam, ilgi çeker, faydası olursa daha sonra ayrı bir yere aktarabiliriz, en azından burada toplu bir şekilde dursun bakalım)

MEYVECİLİKTE SEYRELTME:

Elma, armut, kayısı, şeftali, erik gibi meyve türlerinde ağaçlarda açan çiçeklerin % 10 - 20 sinin meyveye dönüşmesi ekonomik bir ürün için çoğunlukla yeterli görülmektedir. Elle seyreltmede meyveler arasında belirli aralık kalacak şekilde (5-40 cm arası) veya meyve başına düşen yaprak sayısı (20-60 yaprak arası) ya da hüzmelerde 2-3 meyve olacak şekilde, gelişimi geri kalmış küçük meyveler koparılarak seyreltme yapılır. Bazı istisnalar olmakla birlikte elle seyreltmenin haziran dökümünden sonra yapılması önerilir. Ayrıca kimyasal yolla veya mekanik yolla (titreşim) seyreltme de mevcut.

HASAT KRİTERLERİ:

Eklenti 693649
*SÇKM (Suda çözünebilir kuru madde miktarı)

MEYVE ve SEBZELERDE MUHAFAZA KOŞULLARI

Eklenti 693720
Meyve ve sebzelerde solunum hızı ne kadar fazla olursa bozulma o kadar hızlı gerçekleşiyor.

EKİM NÖBETİ UYGULAMALARI:

abk 21-05-2019 19:36

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi TCM (Mesaj 1568305)
Sürekli gözlemliyorum ve her yeri geldiğinde de aktarıyorum; insanoğlu ne yaparsa yapsın doğanın başarısına ulaşamıyor. Tabi başarı derken ortaya çok ürün çıkarmak ile birlikte, ortamı-toprağı-havayı süreç sonunda bulduğun gibi hatta daha iyi durumda bırakabilmek. O sebeple olaya fazla müdahil olmamak gerek.

Son yazılanlara da bakınca damlama borularının arasındaki otlara çapa makinesi yerine sırt tırpanı ile müdahale etmek daha mantıklı olacak.

Sayın TCM;
Siz böyle yazınca aklıma başka bir yöntem geldi. Sizin alanınız geniş olduğu için belki uygulanabilir değildir, bilemiyorum. Ben 2-3 yıl önce bahçenin bir bölümüne sayın gilan'ın bir paylaşımından etkilenip çiçeklerin etrafına karton yaymıştım. İşim gereği çok atık karton oluyordu. Kartonları yayıp, üzerine gübre, toprak ne bulduysam yaydım sonra da suladım. Bu yöntemle gerçektende o kısımda ot çıkmadı. Ancak aradan geçen zamanla oradaki toprağın sorunsuz olduğunu farkettim. Bir sürü solucan yaşıyor o bölgede hatta sanki çok fazlaymış gibi geliyor. Bahçemin bir kısmı balçık diğer kısmı taş gibi sert olduğu halde, karton yaydığım kısımda hiç bir problem yok. En azından deneme amaçlı küçük kısma uygulasanız belki sizde olumlu sonuç alacaksınız. Ot çıkmaması garanti. Toprak kalitesini de buna bağlıyorum ben.

abk 21-05-2019 19:39

Ayrıca Taşlıbahçe de bahçesini ilk hazırladığı zamanlarda paylaştığı yazılarda sebze aralarına karton yaydığını belirtiyordu. Hala aynı yöntemi kullanıyor mu bilmiyorum.

chelik26 21-05-2019 21:30

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi abk (Mesaj 1568743)
Ayrıca Taşlıbahçe de bahçesini ilk hazırladığı zamanlarda paylaştığı yazılarda sebze aralarına karton yaydığını belirtiyordu. Hala aynı yöntemi kullanıyor mu bilmiyorum.

Bu dediğinizi bende şiddetle düşünüyorum, O kadar çok karton olduki bahçede, önce yakmayı düşünmüştüm sonra o toprağı sürmeyin çıplak kalmasın yazısından sonra ve sıcağı görünce sebzelerin aralarına bu kartonları örtmeyi bende düşünüyorum. Hem ot çıkmasını azaltmak hemde toprğı nemli tutarak morganizmaların canlı kalmasını sağlamak amacı ile, zaten zamanla kartonda eriyip gübre olacaktır.
Hatta karton altına yeşil otları koyup üerine karton koyarsak zamanla basit kompost oluşumunu da sağlarız

Portakal Rengi 21-05-2019 23:30

Gözlemim
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi TCM (Mesaj 1568305)
Sürekli gözlemliyorum ve her yeri geldiğinde de aktarıyorum; insanoğlu ne yaparsa yapsın doğanın başarısına ulaşamıyor. Tabi başarı derken ortaya çok ürün çıkarmak ile birlikte, ortamı-toprağı-havayı süreç sonunda bulduğun gibi hatta daha iyi durumda bırakabilmek. O sebeple olaya fazla müdahil olmamak gerek.

Son yazılanlara da bakınca damlama borularının arasındaki otlara çapa makinesi yerine sırt tırpanı ile müdahale etmek daha mantıklı olacak.

Dikim aralıkları 40 cm kadar olunca neler oluyor neler ? Benim pembe domatesler birbirine girdi. :D Saç baş hemde. Sıra arası 60-70 cm ama tırpanı değil sapını sokacak aralık yok. Alt dalları budayarak, kaymak tabakası kırmam gerekiyor. İnsanoğlu hırs yapmasa da beceriksizlik yapmayı becerebiliyor, bir şekilde. :(
İşin kötüsü; damlamaya göre anlayışı ile biber, fasulye, börülce, patlıcan vb 40 cm aralıklı dikildi. Bakalım noooolcek?
Mühendislikte fazla mal göz çıkarır. Fazla fide de öyle gibi. Toprağın var mı? Sen ona bak, galiba.

MeyveliTepe 21-05-2019 23:52

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi abk (Mesaj 1568742)
Sayın TCM;
Siz böyle yazınca aklıma başka bir yöntem geldi. Sizin alanınız geniş olduğu için belki uygulanabilir değildir, bilemiyorum. Ben 2-3 yıl önce bahçenin bir bölümüne sayın gilan'ın bir paylaşımından etkilenip çiçeklerin etrafına karton yaymıştım. İşim gereği çok atık karton oluyordu. Kartonları yayıp, üzerine gübre, toprak ne bulduysam yaydım sonra da suladım. Bu yöntemle gerçektende o kısımda ot çıkmadı. Ancak aradan geçen zamanla oradaki toprağın sorunsuz olduğunu farkettim. Bir sürü solucan yaşıyor o bölgede hatta sanki çok fazlaymış gibi geliyor. Bahçemin bir kısmı balçık diğer kısmı taş gibi sert olduğu halde, karton yaydığım kısımda hiç bir problem yok. En azından deneme amaçlı küçük kısma uygulasanız belki sizde olumlu sonuç alacaksınız. Ot çıkmaması garanti. Toprak kalitesini de buna bağlıyorum ben.


Kağıt, karton, mukavva, direk karbon :) Çok çabuk dekompoze olur, mikroorganizmalar ve solucanlar için zengin iftar sofrası.

aloe 21-05-2019 23:57

Sn Meyvelitepe ben de saksıda ki domates için malçlama olarak kağıt,karton kullansam olur mu? Yaprakları kendini saldı da malçlama tavsiye edildi. İsterseniz tohum paylaşım sonrası sayfasına bi bakın size zahmet olmazsa

dobipa 21-05-2019 23:59

Damlama konusunu gerçekten çok dert etmişsiniz.
Sn hosseda güzel bir açıklama eklemiş tamamen katılıyorum :p

Siz sırt yapıp fideleri ekmişsiniz.
Biz toprak seviyesi yapmıştık, hortumları açık ara değil hemen kök boğazına denk getirmiştik. Ziraatçiler kızacaklar ama pek sorun yaşamamıştık. Rüzgar ve güneş üst tabakayı kurutuyor ve mantari oluşumu engelliyor.

Saksı işi gibi değil yani bahçecilik.

Asıl korkulması gereken bence toprağın üstü değil altında olanlar.

Ben mesela acur ve salatalıklar hızlı büyüsün diye 2 sıraya 4 ton su verince üstte bişey olmadı ama altta işler karıştı. Bir bir çöktü garibim bitkiler geçen sene.

Bir diğer konu solucan gübresine temas eden bakliyatlar. Bence bu konuda endişeye gerek yok. Bir satıcının sitesinde sadece solucan gübresinde toprak kullanmadan çimlendirme yapılabileceği yazıyordu. Yani diğer gübreler gibi yakmazmış. Doğrumuymuş sayenizde öğreniriz artık.

Birde sıra aralarındaki ot konusu. Bunuda çok dert etmeyin. Sürekli bahçeyi dolaşırsanız sıra aralarındaki toprak sertleşiyor ve otlar ezilerek azalıyor. Asıl dert damlamanın ıslattığı bölgelerdeki otlanma olacak.

Yine bilmiş bilmiş konuştum affola.
Sadece başımızdan geçenlere göre durumunuzu yorumladım.

Çapalama süpermiş bizdeki minik aygıt bunun yanından bile geçemez.

Bereketli hasatlar.

TCM 22-05-2019 00:18

@ dobipa, pek çok soruma cevap oldunuz, ömürler görün. Damdan düşenin halinden en iyi damdan düşen anlarmış.

MeyveliTepe 22-05-2019 00:56

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi TCM (Mesaj 1568200)
...

Ben kimi bakliyatları direk solucan gübrelerinin içine koydum da acaba sorun olur mu aklım orada. :D
...


Çürütebilir. Solucan gübresi aşırı nem tutar, bu yüzden sadece solucan gübresi ya da solucan gübresi oranı yüksek karışım istenmeyen sonuçlara sebep olabilir.

TCM 22-05-2019 09:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1568770)
Çürütebilir. Solucan gübresi aşırı nem tutar, bu yüzden sadece solucan gübresi ya da solucan gübresi oranı yüksek karışım istenmeyen sonuçlara sebep olabilir.

Farkettim ben de, torftan daha fazla nem oranı, ekimi şöyle yaptık; bir tam avuç ocağın içerisine döktüm, ocaklar geniş olduğu için (resimde de görülüyor) zaten gübre yayıldı, arkadan gelen eşim tohumları içlerine yerleştirdi, onun da arkasından gelen kayınpeder toprakla üzerini kapadı, tamamen gübre içerisine ekim yapılmadı ama bir hafta sonra kısa süreli fakat şiddetli yağmur yağdı, hafta sonuna kadar akıbeti belli olur bakalım :)

TCM 22-05-2019 09:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1568763)
Kağıt, karton, mukavva, direk karbon :) Çok çabuk dekompoze olur, mikroorganizmalar ve solucanlar için zengin iftar sofrası.

Üstteki yazıyı sonradan gördüm, marketlerin renkli kartonlarından koysak (jelatinli-naylonlu olanlardan değil) o kadar çatlak su kaçırmaz değil mi?

MeyveliTepe 22-05-2019 20:36

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi TCM (Mesaj 1568802)
Üstteki yazıyı sonradan gördüm, marketlerin renkli kartonlarından koysak (jelatinli-naylonlu olanlardan değil) o kadar çatlak su kaçırmaz değil mi?


Plastik kaplı olmasın yeter, baskılı olması çok problem değil.

TCM 27-05-2019 10:23

2 Eklenti(ler)
Bahçe ekim-dikim çalışmaları sona ermek üzere; ekilmeyen 10 m.kare kadar yer kaldı. Ekim sonrası iki kez yağan yağmur özellikle bakliyat çimlenmelerinde sıkıntı yaratmış gibi duruyor. Haftaya çıkmayan tohumların yerine yenilerini koymamız gerekecek. Mısır tohumlarının yağmur-çamur dinlediği yok, firesiz çıkıyorlar.

@Lonicera nın fideleri hala yerlerine alışma aşamasındalar. Bu tur önüme gelenlerin kök çevresindeki kaymak tabakalarını kırıp hafiften çapaladım.

Çiçeğinin cazibesi olmayan bitkiler genelde rüzgarla tozlanıyor, fındık gibi mesela. Biber, domates gibi sık ektiğimiz sebzelerin ise arılara ihtiyacı var tozlaşmak için. Bildiğimiz arılar haricinde daha düşük sıcaklıklarda ve daha yoğun ziyaretleri ile bu işin esas ustası bumble arıları var biliyorsunuz, vosvos arabalara benzeyen şişman daha koyu göz alıcı renklere sahip, hafiften de ürkütücü, yer altında yaşayan bumble arıları. Bu arılar tüm bahçeleri ziyaret etse de, sizin bahçeye daha fazla uğramalarını ilgilerini çekecek bitkileri ekerek yapabilirsiniz. Bunların başında kolay bulabileceğiniz ayçekirdeği, kekik vs. geliyor. Bu yıl bahçenin batı tarafındaki sınırına komple ayçiçeği ektim, çıkarlarsa görsel olarak ta güzel olacak. Geçen seneye kadar çekirdekleri yabana götürdük desek olacak. Geçen sene de çoğu küflendi gerçi de; biraz unlayıp, tuzlayarak fırında kavurmanın tadına varınca artık zayiat vermek istemiyoruz :)

Çapa makinamız iş başında; bahçenin kenarındaki bir metreye yaklaşan otları önce sırt tırpanı ile biçtim, tırmıkla otları toparlayıp bir de çapa makinesi ile daldım. İki tur sonunda fena olmadı, ancak ilerleyen dönemde kuruyan toprakta bunun olacağını sanmıyorum. Otları kenarda biriktirip daha sonra kompost yapmayı düşünüyordum ki baktım kayınpeder kızıyla bir olup çöpe atmışlar, organik tarımın önünde engel bu ikisi..

Deneme amaçlı domates aralarındaki yağmur sonrası çıkmak üzere olan otları çapaladım. Makinenin her iki tarafındaki birer bıçağı ve kenara taşmasını engelleyen silindiri çıkardım. Sorunsuzca işlem tamamlandı.

Eklenti 694027

Eklenti 694028

TCM 29-05-2019 10:59

3 Eklenti(ler)
Dün mesai sonrası bahçeye uğradık eşimle. Ekim sonrası iki kez yağan şiddetli yağmur bizim aldığımız önlemleri dinlememiş. Bu konuda (yukarıda da belirtmiştim) narin olan taze fasulye tohumlarından neredeyse hiç topraktan çıkan yok. Çıkanların da yarısının ilk yaprakları yok, kimisi yenmiş gibi, kimisi bozulmuş gibi. Bu işin ticaretini yapanlara sordum; genel kanı, randımanlı olmaz baştan yap. Biz de bozuk olanların da yanlarına ilaveler yaptık. Ancak baktım toprak kuru, bu haliyle eksek büyük ihtimal çimlenme olmayacak. A101 toprağı (geçen ŞOK unkini denedim çok kötüydü, aklınızda olsun bu senekiler kesinlikle tohum ekmek için kullanılamaz) cocopeat, perlit karışımı hazırladım, güzelce nemlendirdim, avuç içi kadar açtığım çukurlara karışımı doldurdum, tohumları bu karışımların içerisine koydum, üzerini hafif kendi toprağıyla örttüm ve sıkılaştırarak nem kaybını azaltmak için üzerine hafiften bir fiske attım, böylece tohumun nereye ekildiği de belli oldu.

Yukarıda bahsetmiştim bizim organik tarımın katili baba kızın yaptıklarını.. Hadi kayınpeder tamam da bizim hanıma sürekli anlatıyorum halbuki. En son öğrendiğim bilgide bir avuç toprakta dahi milyarlarca organizmanın toprağı organikleştirmek için sürekli çalıştığı yazıyordu. Anlattım, eee n'olmuş dedi. Yav dedim işte atalım diye ısrar ettiğiniz ot ilaçları bu canlıları öldürüyor...Biz sadece gürlerin olduğu yere atacaz dedi. Olmayacak böyle, seneye amele tutacam..

Bu arada çapa makinemiz çalışırken birden durdu. Çapalara çok ot dolanmıştı ondan mı acaba diye temizledim, çalıştırdım bir kaç saniye sonra durdu. Bir daha denedim yine aynı şekilde durdu. Aldığım ustayı aradım, motor boğulmuştur yarım saat dinlendir sonra çalıştır dedi. Dinlendirdim çalıştırdım yine aynı. Bu kez çalıştığım yerin karşısındaki arkadaşı aradım, o da az önceki ustanın eski çırağı; abi yağ müşürü vardır bunlarda, yağ azaldıysa motoru korumak için çalışmasını engeller dedi..İşe bak arkadaş dördüncü kullanımda bozuldu alet..Neyse ben söylenirken hanım çıktı geldi çalıştığı yerden 'oooh dedi biz çalışalım sen burda dalga geç'.. Zaten burnumdan soluyorum, çalışsa çapayla çiğneyip geçecem üzerinden..Çalışmıyor dedim.. 'Benzini bitmiştir' dedi, döndü arkasını gitti..Benzin kattım, çalıştı...

Hân ımın yaptığı temizlik sonrası yedi sekiz ay önce diktiğimiz ortancalar, kekikler ortaya çıktı.

Eklenti 694167

Eklenti 694168

Geçen sezonda yani yaprakları üzerindeyken yanlış yerde kendiliğinden çıkan ceviz fidanını 'ya tutarsa' diye saksıya dikmiştim. İşte şimdiki hali...

Eklenti 694166

Musa Gündoğan 30-05-2019 16:23

abi o saksıdaki cevizi kesip kaliteli bir aşı ile aşıla süper güçlü cevizleri oluyor

TCM 30-05-2019 20:04

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Musa Gündoğan (Mesaj 1569458)
abi o saksıdaki cevizi kesip kaliteli bir aşı ile aşıla süper güçlü cevizleri oluyor

Kayınpeder göz koydu ona ama :) bakalım artık. Geçen sene ağaca çıkıp toplamasından ve toplatmasından korktuğum için iki tane chandler dikmiştim. Biri gitti gider ve bizim rakımda çok sağlıklı olmayacağını söylediler. Takipteyiz şimdilik. Öneri için teşekkürler, kestaneye de aynısını söyleyerek iki tane deli kestane fidesi vermişti. Geçen hafta aşılattım onları da, kendim iki yıldır beceremeyince :D

chelik26 30-05-2019 21:06

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi TCM (Mesaj 1569362)
Çalışmıyor dedim.. 'Benzini bitmiştir' dedi, döndü arkasını gitti..Benzin kattım, çalıştı...



:p:p:p:p:p

Sevgi Durul 30-05-2019 21:15

Alıntı:

Neyse ben söylenirken hanım çıktı geldi çalıştığı yerden 'oooh dedi biz çalışalım sen burda dalga geç'.. Zaten burnumdan soluyorum, çalışsa çapayla çiğneyip geçecem üzerinden..
İşte bunu duymamış olalım. :)


Alıntı:

Çalışmıyor dedim.. 'Benzini bitmiştir' dedi, döndü arkasını gitti..Benzin kattım, çalıştı...

Hanım sözü dinleyen zarar etmez. :rolleyes:


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:49.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025