![]() |
Alıntı:
(Böyle yazdığım için kusura bakmayın, ama taş sevgimi biliyorsunuz, herhalde affedersiniz :) |
Rica ederim Eser hanım. Hiç kusur olur'mu?
Sonuç'ta, burada birbirimize öneriler'de bulunuyoruz ve fikirlerimizi paylaşıyoruz. Bizim gözden kaçırdığımız şeyleri, bir başka arkadaşımız görüyor ve önerisini yapıyor. Böylece ortaya daha güzel şeyler çıkıyor. Zaten bahçelerimizi bu amaçla yayınlamıyor'muyuz? Bu nedenle içiniz rahat olsun. Aslında amacım boyama planlamadan önce şöyle idi: 5'er adet, 5 değişik düz renkli doğal taş satın almak (harfiyatçılar'dan) ya'da dere kenarından bulmak idi. Bizim burada büyük şehirlerde'ki gibi, detaylı malzeme çeşit'i bulmak zor. Bu nedenle harfiyatçılar'da bulamadım, sadece küçük karışık renkli çakıl taşları var. Dere kenarında'da istediğim renkler'de bulamayınca, fazla özelliği olmayan sıradan 25 adet, portakal büyüklüğün'de taşlar topladım. Bunları 5 adet gül'ün köklerinin etrafına daire yapmayı düşünüyorum. Yalnız, boyamayı düşündüğüm taşlar önce'ki sayfada'ki fotoğrafta görülen taşlar değil. Onları doğal halleri ile limon ve mandalin saksılarında kullandım. O tipleri'de her gittiğimde topluyorum. Onların şekilleri ve renkleri çok özel ve asla boyamam. |
2 Eklenti(ler)
Bu arada, arabamın vize olayını bu sabah saat 11.30 gibi hallettim ve o sorun geride kaldı.
Artık bahçe ile baş başayım. Tabii, hava müsaade ederse.:( Şimdi havanın düzelmesini bekleyeceğim (meteoroloji'nin yaptığı tahmin doğru çıktı ve hava bu sabah itibarı ile oldukça soğudu, arada'da yağmur serpiştiriyor).:mad: Bu hava şartları nedeni ile, bu yıl hepimiz bahtsız bedevi durumuna düştük sayılır.:p Biliyorsunuz; Evrensel yasa koyucu, bedevi'yi yaratırken ona küçük süprizler hazırlamış. Bedevi'nin kader çizgisini planlarken, aralara küçük Paradoks'lar serpiştirmiş. Zamanı gelince bu paradoks'lar, bedevimizin çöl'ün ortasında kutup ayısı ile burun buruna gelmesini sağlıyormuş. Bu olayı kısaca şöyle formüle ediyoruz: Çöl + Bedevi x Kutup ayısı= !?:p (Bu yıl, hepimiz biraz bedevi'yiz sanırım). --------------------------------------------------------------------------- Arabamın vize olayını halledip gelirken, çarşıya uğrayıp eksik kalan aletleri aldım. 1). Boya yapmak için, havalı boya tabancası. 2). Sıva için, Mala. 3). Derz, dolgu malzemesi. 4). Bant. 5). 2 adet spatula. Tüm malzeme ve aletler tamam. Eğer yağmur yağmaz ise, bu gece bazı yerlere beton atmaya başlayacağım. 2. fotoğrafta görülen yere, yani karşı duvardan fotoğrafı çektiğim yere kadar, asma direğinin arkasında olmak üzere (duvar dibine) beton yol yapacağım. Daha sonra, karşıda'ki tuğla duvar, beton ile sıvanacak. Pazar günü'de, zinyaları betonun önüne şaşırtacağım. |
3 Eklenti(ler)
Bu fotoğraf'ta, bir önceki mesajımda bahsettiğim gül'ler var.
Gül'leri yeni yerlerine dikerken (bir kaç sayfa geride) gelişi güzel dikmedim. Bu üç gül'ü, zig-zag üçgen şeklinde diktim ve fotoğrafta görülmeyen diğer iki gül ile bu zig-zag üçgen'i tamamladım. Gül'leri dikerken tasarladığım şekil, Kraliçe Takımyıldızı'nın iz düşümü idi. Çocuk iken taşlar ile takımyıldızların şekillerini yaparak oyun oynar ve o şekilleri keyifle seyrederdim. Öyle küçük şekiller de değil hani. 10-15 metrekare büyklüğünde'ki bir oda'nın, tabanı genişliğinde yer kaplarlardı. Bizim kuşağın ve öncesinin çocukluk dönemleri aslında çok güzel'di. O yıllarda sık sık elektirikler kesildiği için, geceleri gökyüzünde'ki yıldızları ışıl ışıl rahatlıkla seyrederdik (en azından ben seyrederdim). Şimdi'ki çocuklar gökyüzünden bi haberler. Şimdi, çiçeklerim ve sebzelerim ile yapıyorum. İçimde'ki çocuk, kolay kolay yok olmayacak galiba. Zaten yok olmasın. Çünki insan, o zaman büyük bir boşluğa ve umutsuzluğa düşer. Çünki çocuk demek, umut demek'tir. Umut ise, insanı ayakta tutar. 2. Fotoğraf ise, aynı-safa üçgen'i. (Vega-Altair-Deneb). 3. Fotoğraf'ta ise, dikey ve yatay olarak dktiğim patlıcan fideleri, açı'yı temsil ediyor. |
Ellerinize emeginize saglık herşey güzel görünüyor
|
4 Eklenti(ler)
Sevgili Akhisarlı ve periş, teşekkür ederim.
Sevgili Akhisarlı, havalar ne olacağı belli. Birden bire yaz sıcakları bastıracak ve önce'ki yıllarda olduğu gibi, yine bahardan hiç bir şey anlamayacağız. Szin otlar umarım büyükbaş hayvan nüfusunu çoğaltır. Ülkemizin onlara çok ihtiyacı olacak. --------------------------------------------------------------------------------- Son 1 haftadır, bahçede’ki tadilat işleri nedeni ile bir işyerine bir ev’e koşturup durmaktan dolayı, siteye girip paylaşım yapamıyordum (yalnızca kısa kısa okuyup çıkıyorum). İşyerimde boşluk bulunca hemen ev'e gidiyorum (Birbirine çok yakınlar). Hazır 1-2 saat boşluk bulmuşken, biraz yaptıklarımdan bahsedeyim. Evin duvar kenarı ile çanak anteni kuracağım ve ocak yapacağım karşı duvarın kenarından, evin bulunduğu yere doğru uzunlamasına beton attım. Elbette bir günde bitiremedim. Bölüm bölüm 4-5 defa’da (4-5 günde) beton yaparak tamamladım. Zaten ilk 2 gün, betonu hazırlayıp, dökme ve tesfiye yapma işi nedeni ile, ellerimin birkaç yerinde su toplaması ve tabii ki, kol-ayak kaslarım uzun zamandan beri bu kadar yoğun çalışmadığından olsa gerek, feci halde adale ağrısı ve yorgunluk biraz yavaşlattı. Bu’da gayet normal bir durumdu. Son 2 gün’dür ise, ne yorgunluk ne de su toplaması ve adale ağrısı yok. Çalışa çalışa, kaslar ve eklemler açılmaya başladı. Tıpkı, “İşleyen demir pas tutmaz” diyen, atalarımızı haklı çıkarırcasına. Bu beton işi gerçekten çok ağır bir iş’miş. İlk önce, kum ve çimento’yu birbirine karıştırırken çok kolay ama işin içine su girdiği zaman, kurşun gibi ağırlaşıyor. Bunu az çok bildiğim için, betonu hemen atacağım yerin dibinde karıyorum ve kürekle yerine ittirip, tesfiye yapıyorum. Taşımak çok zorlu olacağı için, bu basit yöntemi kullanıyorum. Buna rağmen çok yıpratıcı ama bir o kadar’da zevkli bir iş. Bu arada, atılan beton kuruyuncaya kadar geçen boş zamanlarım’da, nem nedeni ile kabaran duvarların sıvalarını kazıyorum, boya yapacağım yerlerin kireçlerini kazıyorum’ki, boyamaya hazır olsunlar. Duvar sıvalarını kendim yapmayacağım. O iş, biraz ustalık gerektiriyor’ki, o ustalık’ta bende yok. Duvar sıvasını, kendisi göçmen ve inşaat ustası olan, kapı komşum mehmet amca yapacak (65 yaşında). Bu göçmenler çok yetenekli insanlar. Bir göçmenin, AYNI ANDA inşaat ustalığı-fırıncılık-marangozluk-çiftçilik-tamircilik gibi, bir birinden çok farklı mesleklerin, hepsini bilme ve yapma yetenekleri insanda hayranlık uyandırıyor. Bu ev’e taşındığım zamanlar, banyo’ya fayans döşeme işini, göçmen olan bir arkadaşımın babası yapmıştı. O zamanlar, o anlatmıştı. “Osmanlı, Kurtuluş savaşı ve Sovyetler birliği dönemlerinde, Makedonya, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde yaşayan göçmenlerin, baba’dan-çocuğuna aktarım vasıtası ile her işi aynı anda yapabilmeyi öğrenmeleri, aile içinde zaruri (şart) idi” demişti. Aslında ben genetik olarak, %50 göçmen + %50 yörük meleziyim ama nedense bende, göçmenlere has ustalıktan eser yok. Yapa yapa, deneye deneye öğreneceğiz. Neyse’ki, yörük inadım var.:mad: İlk 4 fotoğraf: Evin duvar dibi. Son 4 fotoğraf : Çanak anten ve ocağın yapılacağı duvar önü. |
4 Eklenti(ler)
Bu arada, şu anda inanılmaz bir yağmur başladı. Daha yarım saat önce hava günlük güneşlikti. Neyse, bu yağmurlarda gerekli. En azından susuz bir yaz geçirmeyeceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------- Son 3 gündür, kraliçemin yüzünde güller açmaya başladı (230 no.lu mesajda bahsettiğim gül topluluğu). Şimdilik 2 adet, kavuniçi ve beyaz gül açmış durumda (diğerleri'de açmak için zamanlarını bekliyorlar). Kavuniçi gülün rengi çok hoş. Turuncu ile pembe karışımı bir renk. . Beyaz renkli olan gülüme, AKANA ismini verdim. Bu isim, eski Türk atalarımızın dini olan, Şaman kültüründe'ki tanrıça AK ANA'nın ismidir. AK ANA, tanrı ÜLGEN'e yaratma emrini veren ana tanrıça'dır. Ana tanrıçaların sembol rengi beyaz'dır. Böyle isimler vermeyi seviyorum. Kedilerimden birinin ismi ÜLGEN'di hatırlarsanız. Onun annesinin ismini'de İSHTAR koymuştum. Eski Şaman dini dönemlerinde, en azından Dünya'nın o bölgesinin gerçekten daha güzel olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce, Şaman'lık kültüründe doğa'ya büyük saygı duyuluyormuş. Kızılderilileri ve eskimoları bu nedenle çok seviyorum. Ne güzel, hala bu kültürü yaşatmaya çalışıyorlar. |
Sayın Atilla,
Güllerin ve onlara taktığın isimler çok hoş. Yağmur burada da akşamüstü başladı, sabahtan yağmur geleceği belliydi, çok aşırı bir sıcak vardı. Ne zaman Bergama'ya gelecek olsam hava hep kapalı oluyor. Bu nedenle gelmemeyi bile düşünüyorum artık. :) İyi çalışmalar dilerim. |
5 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ:
------------- Meyve ağaçlarının geçen ay'ki görünümleri (Nisan 2011). Fotoğraflar sırası ile, Armut. Kiraz. Ayva. Kaysı. Bahçenin bir bölümünün görünümü. |
Alıntı:
1- Taşları nerede ve nasıl kullanacaksanız kullanın ama doğal görünümlerini korumalarını sağlayın. En fazla cilalayın derim. 2- Direkler için de aynı, cila...Ama ille de boya derseniz krem sanki daha hoş olur. İyi çalışmalar... |
Taş ve direkleri boyamamam konusunda başta eşim olmak üzere, sevgili uzaylı, eser hanım ve aygün hanım aynı fikirdesiniz. 4 tane bayan böyle düşünüyor'sa, mutlaka bir bildiğiniz vardır. Ben bayanların zevkine güvenirim.
Taşları boyamayacağım ama direklere boya yapılması şart. Direklere sadece cila yapamam çünkü mutlaka öncesinde boya ile boyamam gerekiyor. Daha önce yaptığım kireç badanası yaz aylarında, sayfiye yerlerinde'ki evler gibi bembeyaz güzel bir şekilde duruyor ama sonbahar yağmurları ile dökülmeye başlayıp, çirkin bir görüntü oluşturuyor'du. Şu anda'da yer yer kireçler dökülmüş ve bazılarını'da zımparalamış durumdayım. Yani, önce mecburen boya, sonra'da cila atacağım aygün hocam. Aslında direkler konusunda esas niyetim, uzun vade'de alçı ya'da betondan Antik sütun formu vermek. Ustalar kalıp kullanarak bunu yapıyorlar. Yalnız, bunun için daha zaman çok. Şimdilik böyle idare edeceğiz. Krem rengi konusunda eşim ile aynı düşünüyorsunuz. Eşim krem tonları çok seviyor ve krem rengi ile boyamamı istiyor. Evin odalarının boyalarını, kum bej'i yapmıştık. Direkleri krem renk yapıp, üstüne cila atarım. |
Kum beji....Eşiniz de zevkliymiş sevgili ayazkentli.
Biz kadınları dinleyen zarar etmez:) Siyah sanki çok alakasız bir renk. Ama krem ya da kahve kırmızı, yeşile çok yakışacaktır. Yalnız boya ve cilayı uygulamak yani iki iş yapmak yerine yağlı boya olamaz mı? Buna takıldım şimdi:) |
Dün, boyacılarda fiyat ve ürün araştırması yaptım biraz.
Bir kaç boya satıcısı, kendinden vernikli yağlı boya kullanmamı önerdi. Kendinden vernikli yağlı boya fiyatı ile plastik boya + vernik fiyatı arasında fazla bir fark olmuyor. Vernikli yağlı boyayı, sadece direkleri boyamak için kullanacağımdan, 1 kg yetiyor (1 kg'da, boyasız saksılar ve tenekeler ile bazı ufak tefek ahşapları boyamak için alacağım). Bahçe duvarlarını, normal plastik boya yapacağım. Tabii, hem yağlı boya hem'de plastik boya yapmadan önce, mutlaka astar yapacağım. Her 2 tür boyanın, kendi özelliklerine uygun astarları var. Havalı kompresörün kolaylığı'da, burada devreye giriyor. Aynı yerleri, önce astar yapmak, sonra boya yapmak çok yorucu oluyor ama havalı kopresör ile nerede ise, hiç yorulmadan defalarca astar-boya yapabilirsiniz. En fazla boyayı karıştırıp inceltiyorsunuz'ki, onu zaten her halükarda yapmak durumundasınız. Ayrıca, püskürtülen boya her noktayı boyadığından, güzel bir boyama işi ortaya çıkıyor. Yalnız bu tür komresörler, açık alanda kullanmak için çok kolaylık ama ev içinde boya yapmaya pek müsait değil. Çünkü, çok zerrecik saçılıyor ve eşyalarınızı ne kadar örtsenizde, mutlaka bu zerreciklere maruz kalır. Ancak boş odalarda kullanılabilir. Tabii, mutlaka ağız-burun maskesi kullanmak şart. |
4 Eklenti(ler)
BAĞ'DAN GÖRÜNTÜLERE DEVAM...
Bu ağaçların fotoğrafları, Nisan ayına (2011) ait. 1). Erik. 2). Vişne. 3). Kaysı. 4). Armut. |
4 Eklenti(ler)
EV BAHÇESİ:
------------ Evde'ki çalışmalar tüm hızı ile sürüyor. Salı gün, duvara sıva yapacak olan komşu mehmet amca geldi ve duvarların bazı bölümlerini sıvadık. O sıva yaparken, bende köy ocağını yapmaya başladım. Ben daha 4 tuğlayı monte edemeden:dilli:, duvarı sıvayıveren amca yanıma gelip "beraber yapalım, zaten biraz sonra yağmur başlayacak. Açık bölümde sıva yapamayız, bari en azından bugün ocağı bitirelim" dedi. Yarım saate kalmadan'da yağmur başladı.:confused: Hava bir yağmurlu oluyor, bir güneş açıyor. O anlarda'da, havanın bir bölümünde güneş olmasına rağmen gök gürlüyordu. Tabii, bizim işlerde yağmurun yağması ile doğru orantıda bir ilerliyor, bir duruyor!!! |
3 Eklenti(ler)
Bu fotoğraflarda ise, ocağın arka bölümünde'ki duvaraltı sıvası ve duvar önüne atılan beton yol var.
|
5 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ:
------------- Dün akşam üzeri bağda'ki bahçemize gittik. Bir çok ağacımız 2-3 taneden, 8-10 taneye kadar meyve yapmaya başlamışlar. 2 hafta önce bordo bulamacı yapılan şeftali ağaçlarımız kendine gelmeye başlamışlar (kayınpeder bir kaç gün önce 2. uygulamayı'da yapmış). Şeftalilerin durumu en azından, daha kötüye gitmiyor. Sağlıklarını, 20 gün öncesine göre çok daha iyi gördüm. Yine'de, tam anlamıyle kurtulup-kurtulmayacakları 1 ay sonra iyice belli olmuş olur. Fotoğraflar: ----------- 1). Şeftali ağaçlarının ikisi. 2). Akşam güneşi'nin ışık tuttuğu şeftali. 3). Şeftalilerin ve bahçenin uzak plan görünümü. 4). Armut. 5). Kaysı. |
2 Eklenti(ler)
1. fotoğrafta, armut ağaçlarımızdan biri görünüyor. Tabii, konu mankenim ufaklık ile birlikte. Armut ağacı geçen yıl dikildiğinde, boyu konu mankeni ufaklığın boyu kadar'dı.
2. fotoğrafta ise, 3 yıl önce kayınpederime verdiğim ve buraya diktiği siyah incir ağacı görünüyor. Siyah inciri 4 yıl önce köklenmeye almıştım ve köklendikten 1 yıl sonra, yani 3 yıl önce buraya dikildi. Geçen yıl 5-6 tane meyve vermişti. Ben, yaz aylarında dahi (haziran-temmuz-ağustos'ta) incir çeliklerini o yıl sürgün veren yeni dalların uç bölümlerinden 30 cm kadar alıp, 15 cm'ni gömmek sureti ile köklendirme yapabiliyorum. 10 tane çelik dikiyorsam, en az 4-5 tanesi kökleniyor. Çoğu kişi, yaz ayları zamanlarında alınan çelikler nasıl kökleniyor diye, şaşırıyor ve köklenmemesi lazım diyorlar ama çocukluğumdan beri bu şekilde yetiştirdiğim çok sayıda incir var. Nasıl olduğunu bende bilmiyorum. Ayrıca, ilekleme denilen şeyi hiç yapmadığımız halde, bu köklenen incirler gayet güzel ve sağlıklı meyveler veriyor. Bazı incir türleri ilekleme istemiyor'muş. Belki bizim buralarda'ki incirler o türlerden'dir. Çocukluğumdan beri çelikten ürettiğim ve cinsini bildiğim türler şöyle: Yediveren sarı incir, İzmir bardacık ve bu siyah incir (cinsini bilmiyorum). |
Alıntı:
|
Alıntı:
Ya kökten iki dalı keseceksiniz. Tek ana gövdede yüksek ağaç yapacaksınız; ya da üç dalı birbirinden ayıracak, üç ağaç gibi yetiştireceksiniz. Bodur gibi yerden, hasadı kolay... Belki şunu düşünüyorsunuz; kökden gelen üç dal zamanla birbirine kaynama yapacak tek gövde gibi olacak ve ara dalları zaman içinde seyrelteceksiniz (mi?).:) ( bildim mi?):) |
3. şık doğru Halil ağbi.
Bu inciri fidan haline getirdiğim yıl, biri ortada (ana gövde) ikisi yanlarda olmak üzere, üç'lü dal olarak fidan haline gelmişti. Başka bir tür ağaç olsa, dip budaması yapar ve tek ana gövde bırakırdım ama incir ağaçlarına, böyle çok dallı gövdeler çok yakışıyor. Bu tür birleşmiş gövdeli incirler doğa'da çok var. Kayınpeder, büyüdükçe dalları birbirine bağladı ve dibini toprak doldurdu. Artık yan dallarda, ana gövde gibi yukarıya gitmeye ve kalınlaşmaya başladılar. Bir kaç yıl sonra birleşmeye başlarlar. Tabii, büyüdükçe ara dallarını budayıp keseceğiz. |
3 Eklenti(ler)
Sevgili halil ağbi,
bodurlaştırmak istediğim bir incir var. Evde'ki bahçeme 3 yıl önce diktiğim, fotoğrafta'ki bu bardacık incirinin çok fazla büyümesini istemiyorum. Bu nedenle geçen gün, lider dalını ve yanlara giden diğer dalların uçlarını kestim. Doğru'mu yapıyorum bilmiyorum ama böyle uçlarını devamlı keserek, fazla büyümesine engel olmaya çalışacağım. (Fotoğraflar geçen haftaya ait). |
2 Eklenti(ler)
Bu fotoğrafta'ki köklendirdiğim bardacık incirini ise, bu sezon köklendirdim.
Sevgili aliok arkadaşımıza göndermek için köklendirmiştim ama onda bu tür incir olduğu için, göndermeme gerek kalmadı. Evde'ki tadilat çalışmalarım nedeni ile bir köşede öylece duruyor'ken, meyve bile vermeye başladı. Geçen gün kayınpederim, bağda'ki bahçemize dikmek için el koydu. Özellikle'de meyvesi çok hoşuna gitmiş. Daha bu ilk yılında meyve vermesine hayran kaldı. Geçen yıl ona bir tane daha böyle köklendirip vermiştim ama bağda'ki otları biçerken onu'da biçmişti. Üstüne üstlük, üzerine bir de otlar için zehir atınca, zavallı incir çifte darbe yemiş ve kurumuştu. Diktikten sonra, gücünü azaltmaması için meyvesini kopartmasını söyledim ama böyle çok hoşuna gittiğini ve koparmaya kıyamayacağını söylüyor. |
2 Eklenti(ler)
Evde'ki tadilat ve boya işlerimin büyük bölümünü bitirdim. Boyanacak bir duvar ve direklerin 2. kat boyası kaldı.
Tadilat günlerimin arasına giren bir düğünümüz ve odalardan birinin tavan işi ve o oda'nın boyama işi girince, işler biraz uzadı. Bu fotoğraf'ta, bahçe duvarlarından birinin, eski hali ve yeni hali var. Asma direkleri tam anlamı ile daha boyanmadı sayılır. |
1 Eklenti(ler)
Evde tadilat çalışmaları devam ederken, bitkilerde çok hızlı bir şekilde büyüyorlar.
Bu fotoğraf'ta, bordo varile ekili olan domatesin, 2 gün önce'ki durumu gözüküyor. Üstte'ki 261 no.lu mesajın, 1. fotoğrafında ise, direğin yanında duran varilde'ki domatesin, 20 gün önce'ki hali var. İki fotoğrafı kıyaslayınca, arada'ki çok büyük fark hemen dikkati çekiyor. |
2 Eklenti(ler)
Burada ise, 10 gün önce'ki ve 1 hafta önce'ki karanfil'in tomurcuklu durumu ile dünkü çiçekli durumu var.
Geçen yıl çok fazla çiçek açmamıştı ama bu yıl sadece bir kök olan karanfil bitkisi, bu kadar çok karanfil çiçeği verdi. |
2 Eklenti(ler)
Cuma günü teknik servisi çağırarak, çanak antenin yerini değiştirdik. Ocağın arkasına monte edildi ve hemen ardından, ocağın dış duvarlarını bej renk ile boyadım.
Henüz, hurdacılardan ocağın üstüne davlumbaz bulamadım (bazı bulduklarımın boyutu büyük olduğundan, geniş geliyor). Eğer uygun ölçülerde bulamazsam, sobacılara yaptıracağım. Bu arada, dinlenme molalarımda saksıları birer ikişer boyayıp, aradan çıkarmaya çalışıyorum. Örneğin, petunya'nın saksısını mavi renge boyadım. Bazı saksıları, beyaz yaptım. Elimde daha kullanmadığım, yeşil, sarı, kahve gibi değişik renkte boyalar var. |
1 Eklenti(ler)
Daha önce hurdacıdan bulduğum testiyi, kendi rengi olan kahverengi renk (kiremit rengi) boya yapacağım.
Geçen yıl yetiştirdiğim pembe petunya'nın tohumlarını sağa-sola serpiştirmiş'tim. 2 değişik yerde, son 1 hafta'da 2 petunya çıktı (Nerede ise haziran bitiyor, ancak çıkmaya başladılar). Dün, bu petunyalardan birini yerinden çıkartıp, testiye diktim. Testi boyandıktan sonra, saksılığın en üstünde'ki yerini alacak. Diğer petunya filizini'de başka bir saksıya alıp, saksılığa yerleştireceğim. Saksılıkta beyaz ve pembe petunyalarım olacak. |
Testi doğal haliyle daha güzel. Yıllanmış testi görünümde.
Belkide gerçekten yıllanmış testidir. Boyayıpta yeniye çevirmesen. Boyanınca testi özelliğini kaybeder. Eskiden tarlada çapa yaparken su içtiğimiz testiler boyasızdı sanırım. Testi dışarıya su damlacıkları soluyarak buharlaştırır, içindeki suyu soğutur. Aynı olay, içindeki bitki içinde geçerli. Soğuyan testi daha iyi saksı olur. Sağlıklı günler dilerim. |
Alıntı:
Çünkü meyvesini uç sürgünlerde verir. Liderleri keserseniz yanlara gelişecek ve hatta şemsiye gibi olacak. Bu şekli ile de güzel oluyor. Yanlara giden dallar kesildikçe, kesilen yerlerden daha çok sürgün verecek ama hızlı büyümesi yavaşlayacak. Ve bu yıllık sürgünlerden meyve verecek. Amaç tüketecek kadar incir ise _ki size yeterli kadar verir_ düşünceniz güzel. Ev ve bahçe işlerin daha var ama baya toparladın. Kolay gelsin. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 15:29. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025