agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Bahçeleri (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/)
-   -   Ayazkentli / Bağ-Bahçe (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/20881.htm)

günebakan 08-07-2011 11:08

Soba harika, mavi bidonlar harika, küp harika hepsi birbirinden güzel. Elinize sağlık sn Ayazkentli gerçekten çok güzel görüntüler. Allahım şu günebakan kuluna da bahçeli bir ev nasip etttt:)))

ayazkentli 08-07-2011 13:52

Tam'da cuma'nın saatinde, hem sizin için hem'de kendim için kocamaannn bir amin diyeyim sevgili günebakan.

Zira bu ev kendimin değil. Kiracıyım. Bu ev işyeri bölgemde 10 yıl boyunca komşu olduğum arkadaşlarıma ait. Hem 7 yıllık apartman yaşamını hiç beğenmediğimden, hem'de işyerime daha yakın (önce'ki apartmanda buraya 200 metre mesafedey'di) ve bahçeli bir ev istediğimden, onlara yalvar yakar bu evi tuttum. Bu evin ilk hali harabeden farksızdı. Ev'e hiç bakmamışlar ve masraf tutacağından, bakmaya'da niyetleri yoktu. (Onlarda böyle 3 adet daha, atıl vaziyette ev var).

Bende;

Parasını vereyim, eve ne gerekiyorsa yapalım ve kaç para tutarsa, kiradan düşeriz, dedim. Öylelikle kabul ettiler. Elektirik tesisatı, kapı ve pencere camları, mutfak dolapları ve 2 odaya tavan (marangoz oldukları için, kendileri yaptı), boya, banyoya fayans döşenmesi gibi işleri yaptırdık ve 3 yıl önce buraya taşındık. 2.700 tl tuttu ve 2 yıl boyunca kira almadılar (nasılsa, benim için değişen bir şey olmayacaktı. Ha kira, ha böyle).

Şimdi bana, evimizi adam ettin diye dua ediyorlar. Aslında bu evi istediğim fiyata bana satacaklar ama evin bahçesi, tapu işlemleri sırasında 3 metre daha diğer bahçeye doğru genişleyecek. Diğer taraf teyzelerine kaldı ve şimdilerde bu işi ayıklamaya çalışıyorlar. Olursa ben satın alacağım. Burası olmaz ise, bu civarlarda böyle evler çok, onlardan birini alacağım.

Eski tip tuğla ile inşa edildiği için, oldukça sağlam olan bu bahçeli göçmen evlerinden bir tanesini mutlaka almayı kafama koydum. Esas hayalimde'ki bahçeyi, o zaman yapacağım.

Umarım hem siz, hem'de isteyen tüm arkadaşlar, böyle bahçeli evlere sahip olursunuz.

ayazkentli 08-07-2011 14:09

3 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇEMİZ:


Geçen salı günü akşam üzeri, 2 ay aradan sonra bağda'ki bahçemize gidebildim. Hem tadilat işleri hem'de araya giren kermes nedeni ile gidememiştim.

Tabii, her şey büyümüş ve ürüne dönmüş vaziyette. En sevindiğim olay ise, klok hastalığına yakalanan ve bordo bulamacı yapılan şeftalilerimizin kurtulmuş ve çok sağlıklı olmaları idi. Meyvelerini haliyle dökmüşler ama en azından ağaçlarımızı kurtardık.

ayazkentli 08-07-2011 14:13

2 Eklenti(ler)
Mor erikler bu yıl ilk kez, az'da olsa meyve veriyorlar.

ayazkentli 08-07-2011 14:16

2 Eklenti(ler)
Aynı şekilde, 2 elma ağacımız'da bu yıl ilk kez meyve veriyorlar. İnsan elmaları koparmaya kıyamayacak.

ayazkentli 08-07-2011 14:27

4 Eklenti(ler)
Kaysılar bu yıl meyve sayısını, geçen yıla oranla arttırmaya başlamışlar. Her geçen yıl artarak devam edecekler ve bir kaç yıl sonra, tam birer yetişkin ağaç olacaklar.

Eski yıllarda dikilmiş olan yetişkin sarı erik ise, bu yıl çok daha fazla ürün verdi. 2 kg kadar toplayıp, çarşamba akşamı evde hoşaf yapıldı.

Üzerine, Bergama tulum peyniri rendelenmiş makarna ile erik hoşafı benim için dayanılmaz bir lezzet. Tabii'ki, dün akşam hemen uygulandı.:cool:

ayazkentli 08-07-2011 14:51

4 Eklenti(ler)
Siyah incirin bir dalını keserek 2 dal olarak bıraktık. 3. dal oldukça cılız kalmış olduğundan, diğer 2 dalın besinine ortak olmasın diye kestik.

Yalnız kayınpederim bir hata yapmış. Dinamo bağladığı tulumbanın su gideri borusunun ucunu, bu siyah incirin dibine akacak şekilde yapmış. İncirin fazla su sevmediğini hatırlatınca, gider borusunun yönünü değiştirmeye karar verdi. Bu hafta içinde yapacaktı.

Tulumbanın önünde'ki mini havuzun ismine buralarda -su aharı- deniliyor. Eskiden blok taşlar oyularak yapılıyormuş. Şimdilerde artık bunlar pek kalmadı.

Dinamonun suyu, bahçeyi sulamak için yetiyor artıyor. Zaten 3-5 yıla kalmadan ağaçların arasına sebze ekmek mümkün olmaz. Ağaçların kökleri ve gölgeleri yetişmelerine pek izin vermez. Sebzeler için, boş ve güneş alan küçük bir bölüm ayırmıştık. Artık bir kaç yıl sonra sebzeleri oraya ekeriz.

Emre İlhan 08-07-2011 16:20

;)Sevgili ayazkentli; ellerinize sağlık. Bahçeye adeta can katmışsınız. Umarım emeklerinizin karşılığını fazlasıyla alırsınız. Öncesi ve sonrası fotoğrafları herşeyi göz önüne seriyor.:)

serkanhoca 11-07-2011 13:22

Çalışmalarınızda başarılar dilerim

ayazkentli 16-07-2011 14:19

Teşekkür ederim emreciğim.

Bahçeye biraz makyaj yapmak iyi oldu. İleride seninde bahçeli bir evin olduğunda, severek böyle makyajlar yapacağını düşünüyorum. Henüz lise'yi yeni bitirdin. Önünde uzun bir yol var ve eminim'ki daha şimdiden bahçeli bir ev hayali vardır sende. Balkonun sana yetmediği belli oluyor.

Hayat seni nereye götürür, nerede yaşarsın bilmiyorum ama eğer Adana'da yaşayacaksan, kesinlikle bahçeli bir evde yaşamanı öneririm. Her ne kadar sıcağa alışkın olsan'da, bahçeli bir evde hem Güneyin sıcağı bir nebze daha katlanılır olur, hem'de bol bol sebze-çiçek ekip-yetiştireceğin bir alanın olur.

Zaten apartman türü yaşam, insanı sınırlayan ve sıkan, adeta esaret türü bir yaşam biçimi. Ben her iki yaşam türünüde denediğim için, bu ayrımı çok rahat yapabiliyorum (bir çok üyemiz gibi).


Serkan hocam, teşekkür ediyorum. Siz zaten şu günlerde burada'ki bahçe ile meşguldünüz. Yazıyı okuduğunuzda, herhalde dönmüşsünüz demektir. Umarım her şey plandığınız gibi yolunda gitmiştir. Kolay gelsin.

ayazkentli 16-07-2011 15:00

4 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ ile devam.

Burada vişne, kiraz ve armut ağaçları ile karpuz draması var.

Drama denilen şey şu;

4, 5 ya'da 6 sıra şeklinde karıklardan oluşan, 4'lü, 5'li ya'da 6'lı toplam karıklara verilen isimdir. Bu yöntem eskiden salma sulama yapılırken kullanılıyordu. Tarla ya'da bahçeyi böyle karık topluluğu ile dramalara bölüyorduk ve bu dramaların başından geçen ana su yolundan, dramaları açılıp-kapatarak sulama yapıyorduk. Dramalar makina ile yapılıyordu ama su yolu kürek ile yapmak durumunda kalıyorduk'ki, bu çok yorucu bir işti.

Eskiden tarlalar böyle sulanıyordu. Şimdilerde artık damlama sulama sayesinde, hem bu sulama işkencesi bitti, hem'de toprağın çok su ile çoraklaşmasının önüne geçilmiş oldu.

(Çok daha eski yıllarda, bu dramaları yapan makinalar yokken, insanlar kürekler ile tarlalara bu dramaları'da kendileri yapıyorlarmış. Ne zormuş o yıllarda çiftçilik yapmak).

Kayınpederim, karpuzları yayılıcı tür olduklarından, 2 karığı ekili 2 karığı ise boş bırakıp, 4'lü drama yapmış (biraz geniş alan bırakılmak zorunda).

ayazkentli 16-07-2011 15:22

3 Eklenti(ler)
Evde bu yıl çelikten ürettiğim izmir bardacık inciri fidanını, o gün bağ'a götürdüm ve çiçeklerin arasında daha önceden ayrılmış olan yeni yerine diktik.

ayazkentli 16-07-2011 15:50

2 Eklenti(ler)
O gün kayınpederimin bir arkadaşıda, ailecek bahçedeydi. Hep beraber akşam yemeğinden sonra, bahçede 23.30'a kadar oturup sohbet ettik.

Sohbet esnasında, böcekleri uzak tutmak ve rahatsız olmamak için, kulübe önünde'ki lambayı söndürüp, seyyar lambamızı tulumbanın yanında'ki şemsiyenin direğine bağladık. Tüm böcekler, haliyle ışığın olduğu yere toplandılar, bizi rahatsız etmediler.

Bir ara, direğe tırmanan 1 böcek dikkatimi çekti ve gidip fotoğrafını çektim. Bizim buralarda -Tıs Tıs Böceği- denilen, Haziran böceği. Diğer ismi ile Kadı lokması. Lambanın yanına gidince 2 adet olduklarını gördüm.


Kayınpederime;

Baba, bu terminatörleri yok etmek için bir şey yapmayı düşünüyormusun? diye sordum.

Kayınpederimin cevabı şöyle oldu;

Her şey bol, nasılsa fazlasıyla bizlere yetip artıyor. Gerisi kurda kuşa, böcek börtüye yem olsun. Gerisi onların nasibi.

Yani, bu kadar'da doğa dostuyuzdur hani:confused::rolleyes:

ligustrum 17-07-2011 04:39

Teşekkürler paylaşım için Ayazkentli.
Sağlıklı günler dilerim.

ayazkentli 20-07-2011 14:13

4 Eklenti(ler)
Teşekkür ederim sevgili ligustrum.



EV BAHÇESİ:
------------

Biraz'da ev bahçesinde'ki gelişmelerden devam edelim. Hem iri çiçekli dahlia'lar, hem'de küçük çiçekli dahlia'lar peşpeşe açmaya başladılar. Büyük çiçekli olanlardan sanırım önümüzde'ki yıl, değişik renkli olanlarını'da yetiştireceğim. Çok harika görünüyorlar.

Yalnız, iri çiçekli olan ve 2 farklı tür toprak yapısında ayrı ayrı yetişen dahlia'ların gövde boyu her ikisi'de 60-65 cm'ler.

(Hem geçirgen toprak olan bahçede ekili dahlia, hem'de zengin toprak karışımlı saksıda ekili olan)

Yani, şu an itibarı ile farklı toprak yapılarının, gelişmelerinde pek bir fark yaratmadığını söylemek mümkün.

ayazkentli 20-07-2011 14:38

5 Eklenti(ler)
Burada'ki fotoğraflarda'da, iri çiçekli zinya ile küçük çiçekli zinyaların karşılaştırmaları var.

Zinya'lar kokusuz ama görsellik olarak çok harika çiçekler. Öbek halinde dikildiklerinde (fideleri) çok değişik renkleri ile güzel bir renk armonisi oluşturuyorlar.

ayazkentli 20-07-2011 15:07

2 Eklenti(ler)
Dahlia'ların aksine, 2 farklı toprak yapısının zinya'lar üzerinde farklı etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Saksıda bulunan zengin toprak karışımında'ki, iri çiçekli tür zinya'nın gövde yapısı çok güzel gelişirken, bahçe toprağına ekili olan iri çiçekli tür zinya'nın gövde yapısı çok daha cılız kaldı.

Farklı gelişim gösteren zinyalar,

-Aynı tür,
-Aynı gün dikildi.
-Aynı gün şaşırtıldı.
-Aynı gün uç alındı.

Buna rağmen, faklı geliştiler. Ayrıca, bahçe toprağına dikili olan iri çiçekli zinyaların çiçekleri,

-Saksıda'ki türdeşinin çiçeklerinden küçük.
-Küçük çiçekli tür olan zinyaların çiçeklerinden ise, büyük.

Bu fotoğrafta'ki saksıda dikili olanlar, iri çiçekli zinyalar. Mandalin saksısına 3 fide olarak dikmiştim. O kadar büyüdüler'ki, mandalin aralarında kayboldu.

ligustrum 20-07-2011 20:01

Kompost fıçısındaki domatesi ön plana alalım artık ayazkentli. Kırılır sonra.
Sağlıklı günler dilerim.

bahtiyar02 20-07-2011 20:07

Sevgili ayazkentli;
Bahçe gün geçtikçe dahada güzelleşiyor.Ellerinize emeğinize sağlık.
Saygılar

ayazkentli 21-07-2011 16:36

4 Eklenti(ler)
Bu yıl domatesleri hiç sorma sevgili ligustrum.

Domateslerimin hem kompost varilinde'ki, hem'de bahçede ekili olanlar, son bir kaç gündür kendilerine ancak gelmeye başladılar.

Haziran ve üstüne bir de Temmuz ayının 17. gününe kadar, gündüz ve gece tüm yaz hiç durmadan, üstelik oldukça sert esen kuzey rüzgarlarından ve aynı rüzgarların geceleri fazlası ile (soğuğa yakın) serin bir havaya neden olması, domateslere pek iyi gelmedi sanırım.

İlk domatesleri ancak bu pazar sabahı kopartım. Buralarda domatesler 1 ay önceden olmaya başlamalı idi'ler. Ne kadar geç kaldığını buradan anlayabilirsin. Artık bunlardan ne olacaksa, Ağustos ayında olacak.

Yalnız, çeri domateslerim oldukça iyi olacak gibi duruyor. Tadilat işleri nedeni ile çeri cinslerini biraz geç şaşırtmıştım. Yeni yerlerine henüz adapte olup, meyveye durmaya başladılar. Beni her yıl, en çok mutlu eden domatesler, bu çeri cinsleri. Galiba bu yıl'da böyle olacak.

Eskiden bu tür minik domatesler tarla kenarlarında, yol kenarlarında, hendek üstlerinde kendiliğinden çıkar ve "deli domates" deyip, hiç yüzlerine bile bakmazdık. Şimdilerde ise özel olarak yetiştiriyoruz. Çeri'lerin kıymetini, eski domateslerin tadını kaybedince anladık. Minik'te olsalar, bunlarda hala eski domates tadı var.


Teşekkür ederim sevgili bahtiyar.

Ben seni Kıbrıs'a tatile gittiğini zannediyordum. Anlaşılan henüz yeni gideceksin. Sana iyi tatiller diliyorum.

ligustrum 21-07-2011 20:03

Çeriler eskiden var mıydı?

ayazkentli 26-07-2011 14:14

Evet vardı.

Gerçi günümüzde'ki gibi sırık cinsleri varmıydı bilmiyorum, hiç görmedim. Oturak cinsi dediğimiz türden, doğa'da kendiliğinden çıkıyorlardı. Daha çok'ta, boş arazilerde, yol kenarları ve tarlaların sınırlarında yetişiyorlardı.

Büyük ihtimal, tarlalardan evlere taşınırken düşen domateslerden ya'da domatesleri yiyen her hangi bir hayvanın, tohumları başka yerlere taşıması ile yetişiyor ve bakım yapılmadığı için'de, küçük meyve veren domatesler olarak kalıyorlardı. Bunu tam olarak bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey var, o yıllarda büyüklerimiz bu domateslere "bunlar çeri domatesler, domatesin delice olanı" diyorlar'dı. Yani halk arasında, çeri ya'da delice domates olarak biliniyordu.

Kiraz büyüklüğünden, papaz eriği büyüklüğüne kadar oluyorlardı. Hatta, turuncu renklilerini bile hatırlıyorum.

Emre İlhan 26-07-2011 18:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ayazkentli (Mesaj 837246)
Teşekkür ederim emreciğim.

Bahçeye biraz makyaj yapmak iyi oldu. İleride seninde bahçeli bir evin olduğunda, severek böyle makyajlar yapacağını düşünüyorum. Henüz lise'yi yeni bitirdin. Önünde uzun bir yol var ve eminim'ki daha şimdiden bahçeli bir ev hayali vardır sende. Balkonun sana yetmediği belli oluyor.

Hayat seni nereye götürür, nerede yaşarsın bilmiyorum ama eğer Adana'da yaşayacaksan, kesinlikle bahçeli bir evde yaşamanı öneririm. Her ne kadar sıcağa alışkın olsan'da, bahçeli bir evde hem Güneyin sıcağı bir nebze daha katlanılır olur, hem'de bol bol sebze-çiçek ekip-yetiştireceğin bir alanın olur.

Zaten apartman türü yaşam, insanı sınırlayan ve sıkan, adeta esaret türü bir yaşam biçimi. Ben her iki yaşam türünüde denediğim için, bu ayrımı çok rahat yapabiliyorum (bir çok üyemiz gibi).

;)Güzel yorumların için çok teşekkür ederim Atilla abicim. Tam da tahmin ettiğin gibi. Bahçeli ev hayali hep içimde. Apartmanlardan nefret ediyorum, insanın nefesini kesiyor adeta. Adana'da bahçeli bir evim olsa neler yaparım bir bilsen. :)

ayazkentli 10-08-2011 15:18

5 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ:


Bu pazar (07-Ağustos) akşam üzeri bağ bahçemizde idik. Akşam yemeği hazırlanırken, biraz etrafı dolaşıp yeni fotoğraflar çektim.



Burada'ki fotoğraflarda görülen yer, Bakırçay nehrinin yanı. Aramızda sadece akrabamızın bahçesi var. Bu toprak yol, nehrin her iki yanında olan eski toprak yol. Ağaçlar ise, Bakırçay nehrini nerede ise tamamen kapatan söğütler.

Eklenti 239527

Tüm yaz mevsimi öylesine rüzgarlı geçti'ki, bu fotoğrafta görüldüğü üzere, özellikle genç söğütlerin dallarında bu rüzgarın kuvvetini görmek mümkün.

Eklenti 239528


Bu ağaç ise, belki'de bu nehrin kenarlarında yetişmiş olan en büyük söğüt ağaçlarından biri. Ağacın büyüklüğünü oranlamak için, yolun diğer yanında ekili olan mısırlara bakmak yeterli.

Mısırların en kısa boylusu en az 1.90 ile 2 metre, uzunları ise 2.5-3 metre civarında. Buradan yola çıkılarak oranlama yapılabilir.

Söğütler çok güzel ağaçlar ama ne yazık'ki, sedir ve çınar türü ağaçlar gibi, çok uzun yıllar yaşamıyorlar.


Eklenti 239529


Dev söğüt ağacının fotoğrafını çektikten hemen 5 dakika kadar sonra, hava aniden kararmaya başladı. Bu fotoğrafı'da o esnada çektim.

Bir köşede söğüt ağacının dalları ile diğer köşede, uzaklarda'ki başka bir ağacın arkasından batmakta olan güneş, güzel bir manzara sunuyordu. Tam o anda bir bardak çay olaydı, çok iyi gidecekti ama çay faslı geceye kaldı. Tabii, bu manzaraya eşlik eden kurbağa ve ağaçlarda'ki yuvalarına, gece çökmeden önce yerleşme telaşında olan binlerce kuşun seslerinin verdiği efektlerde, ayrı bir güzellikti.

Eklenti 239530


Bu fotoğrafta ise, yine bir Ay görüntüsü var. Bu kez, uydumuza ağaçlarda eşlik ediyor.

ayazkentli 10-08-2011 15:30

2 Eklenti(ler)
Yemekten sonra, yılın bu zamanlarında bir çoğumuzun yaptığı gibi, mısır (darı) közledik.

Bu fotoğraflarda ilginç olan nokta şurası. Her 2 fotoğrafı'da yerimi hiç değiştirmeden arka arkaya, birini flaşlı diğerini ise flaşsız olarak çektim.

Flaşlı çekimde köz'ler hiç görülmüyor.

Eklenti 239532

Flaşsız çekimde ise, köz'lerin sıcak rengi ortaya çıkıyor.

Eklenti 239533

ayazkentli 10-08-2011 15:56

1 Eklenti(ler)
Geçenlerde diktiğimiz bardacık fidanının üzerinde yine bir adet meyve oluşmuş. Bu çok ısrarcı bir fidan çıktı. İlla'ki meyve verecek. Buraya dikmeden önce'de 1 adet meyvesi vardı ve dikince meyvesini kopatmıştık. Yaklaşık 2-3 hafta'da, yine bir meyve yapmış.

(Umarım üreme telaşı değildir). Çünkü, bu durum (yani üreme telaşı) bir şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesi anlamına gelir.

ayazkentli 15-08-2011 13:58

5 Eklenti(ler)
BAĞ BAHÇESİ:

Bağda'ki ceviz ağacının gövde ve dal yapısı.

Eklenti 240639

Hemen yan tarafta'ki teyzemizin bahçesi ile aramızda'ki sınırda yer alan, siyah incirin gövde yapısı. Akrabalar, incir ağacının hem meyvesinden, hem gölgesinden, hem'de raf amaçlı yararlanıyorlar. Gövdeye monte edilen ve raf gözü niyeti olarak kullandıkları kasaları, gevşek olarak tel ile bağlamışlar

Eklenti 240640

Bizde, ceviz ağacına salıncak ve hamak kurarak, ufaklığın oyun ve uyku ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Görüldüğü üzere, ağaçlar biz insanlara (ve, tabi'ki tüm doğa'ya ve canlılara) her türlü şekilde yardım ediyorlar.

Eklenti 240641

Tohum için bırakılan kabak.

Eklenti 240642

Burada'da, biz Egelilerin tuzlama börülce yemeği dediğimiz yemek var. Bahçeden toplanan börülceler ile haşlama, süzme, yağlama (zeytinyağı), sarımsaklama, tuzlama ve ekşi ekleme sırası ile yapılan, olağanüstü lezzeti olan bir yemek.

Her ne kadar, başka yörelerde adına -börülce salatası- dense'de, bu biz Egeliler için bir yemek çeşiti'dir. Biz onu salata olarak değil, yemek olarak görürüz.

Eklenti 240643

Orhan Özbilgiç 15-08-2011 14:21

Sevgili ayazkentli;
Sen çok yaşa e mi?
Börülceyi aklıma getirdiğin için. Sıraladığın tüm yemeklerini bizde yapıyoruz. İstanbul' da pazarlarda zaman zaman (taze bulursak tabii!) alıyoruz. çok ta seviyoruz.
Niye ''çok yaşa'' dedim? Kuru börülceyi bulmak kolay. Gelecek yıl İstanbul'dan alıp, baharda fasulyelerle birlikte birazda börülce ekmeyi aklıma düşürdüğün için.:p

Ceviz ağacı enteresan dallanmış. O da Bıcırığa yaramış baksana. Tam salıncaklık.
Manzara fotoğrafları çok güzel. Eline sağlık. Selam ve sevgiler.

ayazkentli 15-08-2011 14:43

2 Eklenti(ler)
Bu sabah 11.00 civarında, evimin biraz ötesinde anayol'da yetişen kargılardan, yeterli uzunluğa ve kalınlığa ulaşan 7-8 adet kargı kestim. Bu kargıları kurutup, çeşitli amaçlar için (sırık, iskele ve ufaklığa telli araba yapmak gibi) kullanacağım.

Ayrıca,

geçenlerde Bakırçay nehrinin etrafını incelerken, daha önce'ki yıllarda nehir kenarında yetişmiş ve sonra ıslah çalışmaları nedeni ile sökülmüş olan kargıların yerine, tekrar o bölgede yaşasınlar diye, kök rizomlarından söküp aldım.

(Tabii, ıslah çalışmaları kargıları sökmek için değil, nehrin iç kenarlarını düzenleyip, su'yun rahat akması ve taşkınlara neden olmaması için yapılmıştı. Arada, kargılar'da yok olmuş. Kayınpederim söyledi).

Kökleri Bakırçay'ın kenarında, boşluk olan bir kaç değişik yere dikeceğim. (Belki Bakırçayın başka yerlerinde vardır ama bizim bölgeye yakın yerlerde hiç kalmamış).

Not: Teşekkür ederim orhan hocam. Seneye bol bol taze börülceyi dalından toplama keyfi yapmanıza vesile olacağım için sevindim.

Eşim, bu aralar 4-5 tane küçük poşete, börülce haşlayıp derin dondurucuya koydu. Patlıcan (çığırtma yemeği) ve menemen için (domates ve biberleri pişirip) derin donrucuda saklıyoruz ve kış aylarında orjinal yaz yemeği yiyoruz ama börülceyi ilk kez bu şekilde deniyoruz. Gerçi ben, börülcenin dondurucuda olacağını pek sanmıyorum (sulanıp-bozulur gibime geliyor) ama eşim, yine'de bir kaç poşet yaptı. Eğer olursa, seneye devam ederiz.

Orhan Özbilgiç 15-08-2011 19:17

Sevgili ayazkentli;
Kargı, eskİden yapı malzemelerinin çeşidinin azlığı, pahalı oluşu ve ancak belli merkezlerde bulunabilmesi nedeniyle daha popülerdi. Malum birde sepet örmede kullanılırdı.
O yıllarda Büyük Menderes ovasında en kaliteli kargı, Aydın' nın Germencik İlçesi' de denirdi. Hatta eksiğiyle, yöresel ağızla şöyle denirdi.
''Gagı vaa, gagıcık vaa. Gemenciğin gagısının üstüne gagı mı vaa?'' Dilerim sizin kargılarda Germencik kargisi gibi kalitelidir.:D
Sağlık ve sevgiyle...


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:34.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025