agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Bahçeleri (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/)
-   -   Ayazkentli / Bağ-Bahçe (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/20881.htm)

Yücel Canpolat 21-12-2010 15:09

Sayın ayazkentli ellerinize sağlık yer değiştirilecek bitkilerin tam zamanı vakit kaybetmeyin,ben bahçem de bu güne kadar gül işine girmedim ancak baharla beraber gül partnerlerini yapacağım malum gülsüz bahçe olamaz tabi ki gül biraz sorunludur ne yapalım artık gülü seven biti ne böceğine dikenine katlanacak:))

ayazkentli 21-12-2010 15:34

Haklısınız. Gül olmayan bahçeli ev'ler de, sanki bir şeyler eksik kalmış gibi oluyor.

Gül'lerin en güzel tarafı, nerede ise tüm yıl çiçek açıyorlar.

(çok aşırı soğuk ve sıcak günler dışında. O'da toplasanız, kış ve yaz aylarında en fazla birer ay olmuyor. Tabii, bizim yaşadığımız yer biraz daha ılıman bir iklim).

Yaprak bitleri dışında bir zararlı görmedim şimdiye kadar. Bitleri'de, ne zaman görünseler arap sabunlu, sarımsaklı, acı biberli karışım ile hallediyorum. Başka bir hastalık ve'ya böcek şimdilik olmadı.

acemifüsun 21-12-2010 16:22

Sevgili ayazkentli gülleri güneş gören bir yere dikeceksiniz değil mi?:) Dahlialar ne güzel çoğalmış, ellerinize sağlık:)

nurcanaybay 21-12-2010 17:38

Sn.Ayazkentli ;
dalya'nın kısa sürede bu kadar çok yavrulaması beni de şaşırttı .Dalya hakkında pek bilgim
yok ama topraktan çıkarmanıza gerek varmıydı diye düşündüm. Eğer zorunluluk yok ise
yetiştirilen bölge de uygunsa ,toprakta kalanlar daha sağlıklı oluyorlar diye düşünüyorum.
Hele canna hava şartlarından etkilenmiyor ise dalya da dayanır.

Ellerinize sağlık.

Yücel Canpolat 21-12-2010 17:47

Evet zorunluluk yoksa: bahse konu olan iki bitkide benim bulunduğum iklim kuşağında etkilenmeden bulunduğu yerde yaz kış sorunsuz büyümekteler.(geçen kış _17 dereceyi gördüler)

nurcanaybay 21-12-2010 17:53

Yücel bey ;
canna 'da mı -17 dereceye dayandı ?

Yücel Canpolat 21-12-2010 18:18

Evet,canna'larda -17 dereceyi gördü yumruların da hiç bir donma olmadı ve bütün yaz boyunca sırayla çiçeklerini sergilediler:))Nurcan Hanım.

nurcanaybay 21-12-2010 18:30

Yeni bir şey daha öğrendim ,soğuğa kesinlikle dayanmaz diye düşünüyordum.
Hatta deneme amaçlı ,bir yumruyu saksıya alıp suya koymuştum.2 gün çok soğuk yapınca
su da donacak diye çıkarmıştım ,yarın tekrar yerine koyayım .

Teşekkür ederim.

Yücel Canpolat 21-12-2010 18:38

Su içerisin de donar fakat toprak donma seviyesi Sizin iklim de maksimum beş cm yi geçmez,zaten yumrular en az onbeş yirmi cm derinlikte olacak hiç korkmayın:))

ayazkentli 22-12-2010 12:59

Nurcan hanım,

açıkçası ben dahlia'ları sökmeği planlayıp sökmedim. Biraz tesadüf oldu. Geçen hafta'ki soğuklarda ölen üst yapraklarını, çapa ile şöyle bir alayım derken, çapaya takılan yumruların bir kısmı ortaya çıkıverdi.

Burada hemen dikkatimi bir şey çekti. Sezon başında ektiğim yumruları 8-10 cm gibi derine ekmiştim. Oysa çapa'ya takılıp gelen yumrular, hemen toprağı 1 cm kadar altındaydı.

Daha detaylı anlamak için, gözümüzün önüne 8 rakamını getirelim. Ben sezon başında yumruları, bu 8 rakamı'nı oluşturan altta'ki yuvarlak bölüme ekmiştim. Oysa yeni yumrular üst yuvarlağı oluşturacak şekilde, üst'e doğru çoğalmış ve yüzeye yaklaşmışlar (az miktarda'da yanlara doğru).

Diğer 3 yere ektiklerim'de inceledim ve aynı şekilde yüzeyin hemen altında yumrular oluşmuş şekilde görünce, yüzeye bu kadar yakın yumrular eğer don olursa dayanamazlar diye, düşünüp sökmeye karar verdim. Yoksa sökmeyi pek düşünmüyordum. Canna gibi onları'da toprak içinde bırakacaktım.

Yücel bey'in bahsettiği gibi, eğer İstanbul gibi bir yerde sökmeden duruyorlar ise (yeterli derinlik'te), İzmir bölgesin'de rahatlıkla dururlar.

ayazkentli 22-12-2010 13:22

1 Eklenti(ler)
Füsun hanım, uyarınız için teşekür ederim (gül güneş sever tezini unutmuştum) Ben gül'leri (iki tanesini) yarı gölgelik (çoğunlukla gölgelik olan) bir alana dikmiştim. Dün akşam üzeri sizin bu uyarı mesajınızı okuyunca, sabahı zor ettim!

Sabah ilk işim gül'leri bol güneşli bir alan'a almak oldu. Zavallı sarı gül. 24 saat'te 2. kez yeri değişince, bana oldukça diş bilemiştir:D

(Bu bölüm sabah biraz gölgelik oluyor, sonra tüm gün güneş görüyor).

ayazkentli 22-12-2010 13:38

4 Eklenti(ler)
En çok, pembe gül derinlere ve yanlara kök salmış.

Biraz uğraştırdı ama, bu tür işler için yaptırdığım, ince uçlu uzun aparat sayesinde, kök'lerine zarar vermeden çıkarttım. Aynı alet ve kepçesi ile derin bir çukur açıp, pembe gül'ü yeni yerine diktim.

ayazkentli 22-12-2010 15:33

2 Eklenti(ler)
Sanırm beni esas olarak, 2. fotoğrafta'ki asma direğinin dibinde'ki kavuniçi renkli (açık turuncu) gül uğraştıracağa benziyor. Çok tatlı bir rengi var (o'da 2 ay öncesine kadar bir adet çiçek açmıştı).

Eğer, kökleri beton direğin altlarına kadar gitmiş ise, aparat ile sökmem zor olacak. Bu durumda, çeşme'ye hortumu bağlayıp, dibine azar azar su tutup, köklerine zarar vermeden, oydurup çıkarmaya çalışmam gerekecek.

ayazkentli 23-12-2010 12:23

4 Eklenti(ler)
Bu sabah canna'yı da söktüm.

Canna'nın yumrularını 1-2 değişik yere ekmeyi düşünüyorum. Onları, bahçenin orta ve arka bölümlerinde'ki beton asma direklerinin diplerine paylaştıracağım. Beton direkler, koyu yeşil, iri yapraklı bir bitkinin içinden yükseliyorlarmış gibi olacak (en azından, umuyorum!!).

Canna'nın yumruları, ne dahlia ve patates gibi yumrulara, ne'de soğanlı bitkilerin soğanlarına benziyor.

Ben onları, turp-havuç türü yumrululara benzettim (sert-sulu ve gevrek'ler).

Ceviz ile yumurta büyüklüğü arasında olan, toplam 13 tane yumru oluşmuş. Kökleri birbirine öylesine karışmış'ki, toprağı su ile yıkayınca (kök'leri zarar vermeden toprak'tan ayırmanın en pratik yolu) tıpkı dahlia'lar gibi çoğunun kendiliğinden ayrılacağını sanmıştım ama, onlar sımsıkı birleşip, iç içe girmişler.

bahtiyar02 23-12-2010 13:54

canna'ların çoğaltılması da kolaymış.Ellerinize sağlık umarım daha verimli ve güzel olurlar.
Saygılar

ayazkentli 24-12-2010 12:54

Teşekür ederim sevgili bahtiyar. Sanırım bu yumrulu ve soğanlı bitkiler için, benim bahçe'nin toprak yapısı uygun gelmiş olmalı.

Nedenini bilmiyorum ama, bu bahçe'de soğanlı bir tür olmasına rağmen, ektiğim yemeklik taze soğanlar iyi gelişmiyor. Galiba soğan'ın sülfür'lü yapısına uygun gelmiyor olmalı.

Diğer soğanlı çiçeklerin soğanları kesildiğin'de (biri parçalanmış ve ben koklamıştım), yemeklik soğan gibi kokmuyor ve göz yakmıyordu. Bununla ilgili bir şey (sülfür) olabilir belki.

ayazkentli 24-12-2010 14:04

4 Eklenti(ler)
2 gün'den beri Canna'ların kök yapısı kafamı kurcalayıp duruyor, daha doğrusu bana bir şeyler çağrıştırıp duruyordu.

Farkedeceğiniz gibi, canna'ların kök'lerinin saçaklı kısımları bir çok bitkiye nazaran, oldukça kalın. Aklıma Sn. Nuri mürvet bey'in açtığı -istanbul botanik bahçesi- ile ilgili bölümünün bir yerinde gördüğüm, hatta fotoğrafını aldığım -Cattleya- isimli bitkinin kök yapısı geldi.

Cattleya'da kalın saçaklı türlerden biri ama, hem canna hem'de cattleya'nın kalın kök'leri bana, çok daha eskilerden bir şey çağrıştırıyor, bir türlü aklıma gelmiyor'du.

Ta'ki, bu sabah 10.30 gibi eşimi işyerine bırakıp, eve dönerken yol üzerinde onlara rastlayana kadar.

KARGI'lar.

Evet, çağrışım yapan kargılardı. Çünki kargıların kök yapılarıda, aynı onlar gibi toprağın yüzeyinden başlayan kalın ve iç içe geçmiş, bir arada sımsıkı duran yapıları ile aynıydı

Çocukluk yıllarımda, köyümde çok sayıda tütün eken çiftçi vardı ve onlar tütünleri kurutmak için bu kargılardan iskele yaparlardı. Bu nedenle kargılar özellikle bol miktarda yetiştirilir'di. Son 20 yıldan beri tütüncülüğün bitmesi ve yok olması, o kargıların'da sonu olmuştu. Şimdi köyümde hiç kargı'ya rastlamıyorum.

Meğer, Bergama'da hemen her gün yanlarından geçtiğim bir miktar kargı varmış. Canna'nın kökleri vasıtası ile onların farkına vardım.

Ülkemizde'ki ilginç bitkilerden biri de bu kargılar olsa gerek. Yapıları, uzakdoğuda'ki bambulara benziyor.

Hemen, bu kargılara 300 metre kadar mesafede'ki evime gidip, fotoğraf makinası alıp döndüm ve fotoğrafladım. Kargıların olduğu yer, şehrin merkezi yerlerinden biri sayılan kantar bölgesinde'ki, vakıf zeytinliğinde.

Uzaylı 25-12-2010 10:46

Sayın ayazkentli; Bak size de bulaşmış herşeyin başka bir şeyi çağrışım yapması. Etrafımıza daha bir başka bakar oluyoruz değil mi? Yakında haberlere de çıkarız artık.

Flaş flaş, "Ülkemizde tuhaf bir grup belirlendi. Herşeyin çiçeğin, böceğin, otun,taşın resmini çekip duruyorlar. Ne arıyorlar bunlar? ":D

Doğadan o kadar gittikçe uzaklaşıyoruz ki. Yadırgamayın bunu da haber yaparlar.

Annem sayesinde bunu kıyaslama yapabiliyorum. Daha dün bahçede çit çevirmek için çalışırken, bize kucak dolusu kereviz ve pırasa getirdiler.(henüz bizim bahçede yok.) Üstelik organik olduğunu da söylediler.

Annem sevinir sandım.Annemlere gider gitmez, balkonda altına çuval serip yere koydum. Annem başladı söylenmeye; "Topraklı şeyleri niye getirdin? Kim temizliyecek şimdi burayı? Sakın bir daha bahçeden bir şey getirme. Pazardan alırız biz."

Fena bozuldum tabi. Hemen teyzeme anneanneme,anneme ve kendime pay ettim. Poşetledim. Süpürdüm. Sildim. Hepsi 5 dakika.

Eve dönerken arabada düşündüm. İki sene önce ben de farklı değildim. Solucan görsem öğk derdim. Şimdi bahçede solucan var diye seviniyorum.
Gübre görsem 1 km. öteye kaçardım. şimdi elime poşet geçirip alıyorum,(keçi gübresi) balkondaki sulama kabına koyup gübre şerbeti ile çiçeklerimi suluyorum.

Çünkü artık sonuçlarını biliyorum. Bu yaz çocuklarımın da değişeceğini umuyorum. Onları daha farkında yetiştireceğim.

Her şeyi kendimiz tecrübe etmemiz mümkün değil. Tecrübelerinizi detaylı anlatıp bizlerle paylaşmanız çok güzel.

Paylaşımlarınız için teşekkür eder, devamını dilerim.

ayazkentli 28-12-2010 10:23

4 Eklenti(ler)
Sn. uzaylı, doğru söylüyorsunuz. Özellikle çocuklara bu sevgiyi aşılamak çok gerekli.

Onları fazla sıkmadan, neşeli bir oyun oynuyor hissine kapılmalarını sağlayacak şekilde, minik minik işler yaptırmak ve sonra alkışlamak, övmek, başardın duygusunu yaşatmak çok işe yarıyor. Gelecek nesil çocuklarının, bu konularda duyarlı olmasını sağlayacak sevgiyi aşılamak zaten bizlerin görevi olmalı.

Bu sitede'ki yaklaşık 70.000'e yakın üyenin her biri, 2 çocuğa doğa sevgisi aşılasa, önümüzde'ki 30 yıl sonrasın'da bir bölümünün bu sevdadan vazgeçeceğini varsayarak, ortalama 80.000 ile 100.000 arasında yetişkin doğa dostu olacak demektir. Bunların arasından belki başbakan, çevre bakanı gibi yöneticiler çıkacak.

Bu nedenle, bu dünya görüşünde'ki üyelerimizden hem aileler, hem'de öğretmen olan üyelerimizin eğitip doğa sevgisi aşıladığı çocuklar ile, belki farklı bir jenarasyon yaratabiliriz.

Ben bir tanesini yetiştiriyorum. Aşağıda'ki ve önceki sayfalarda'ki bazı fotoğraflar'da görülen 2.5 yaşında'ki minik yeğenim (baldızımın kızı), daha şimdiden, sebze toplayalım, tohum ekelim, ağaç dikme oyunu oynayalım diyor (tohumları ve çelikleri küçük çukurlara dikip, ağaç dikiyor gibi yapıyoruz. Bizim'ki bayılıyor böyle şeylere).

1. fotoğrafta'ki incir ağacını o doğduğu yıl köklendirip evde'ki bahçeye dikmiştim. Şu anda her ikiside 2.5 yaşında. Bu ağacın ona ait olduğunu söylediğimden beri, beni ne zaman görse -ati, ağacım ne yapıyor- diye soruyor ya'da ev'e geldiğinde mutlaka ağacın yanına gidiyor ve şöyle bir bakıyor. Ayrıca fotoğraf çekmeye ve çektirmeyi'de çok sevdiğinden, sık sık onu ağaçların, çiçeklerin ve sebzelerin içinde çekiyorum'ki, ilgisi hep canlı kalsın.

Orhan Özbilgiç 28-12-2010 13:09

Sevgili ayazkentli;
Doğa dostu insanlar yetiştirme çabanızı, takdir ve saygıyla alkışlıyorum.
Bitkileri en iyi biçimde tanıtmak amacıyla, bol bol fotoğraflamanızda son derece güzel bir çalışma. Sağolasın.

Bu arada, gülleri sökerken, köklerine hiç zarar vermemek için çaba sarfettiğinizi görüyorum. Bana sanki, hiç kök budaması yapmadan dikiyormuşsunuz gibi geldi.;) Köklerin kopmaları veya biraz kırılmalarının zararı değil faydası bile var. Yani, bir bitkiyi eğer toprağıyla söküp, bir başka yere nakletmiyor da, topraksız (Çıplak köklü) olarak söküyor ve yer değiştiriyorsanız, mutlaka kök budaması yapmalısınız. Yeni, daha çok ve de sağlıklı kökler sürmesi için.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle, minik yavrumuzun gözlerinden öpüyorum.:)

ayazkentli 28-12-2010 15:10

3 Eklenti(ler)
Teşekür ederim sn. orhan hocam.

Gül köklerinin az'da olsa zarar gören yerlerini budadım ama tahmin etmiş olduğunuz gibi, çok'ta fazla budamadım. Eğer bu gülleri tüp'te (naylon torba'da) ya'da saksıda köklendirseydim, kökleri çok şıkışık ve karmaşık olacağı için ayıklayıp budama yapmam gerekirdi ama, direk bahçeye dikip köklendirdiğim'den, pek karışmamışlardı. Bu nedenle çok fazla budamadım.

Zaten en fazla kök yapan gül, aşağıda'ki fotoğrafını yayınladığım turuncu gül idi'ki, o'da en fazla bu kadar kök yapmış.

Bu gül'ü c.tesi gün sabah söküp (direğin taşları arasında biraz sıkışmış, su ile gevşetip çıkardım ama, yine'de bir bölümü koptu), sonra sarı ve kırmızı gül ile üçgen yapacak şekilde diktim.

ayazkentli 28-12-2010 15:27

3 Eklenti(ler)
Yine c.tesi gün, gül'ü söktük'ten sonra, bu direğin etrafına canna'ları daire şeklinde ektim. Canna'ları ilk önce 13 adet saydım ama, ayırdıkça iç bölümlerinde'de yeni yumrular olduğunu ve toplam sayının 21'e çıktığını gördüm. Bir miktarını'da karşı duvar önüne diktim. 10 tane daha yumru kaldı. Onları'da diğer direk diplerinin etrafına ekip, direkleri canna'ların ortasın'da bırakacağım.

Orhan Özbilgiç 28-12-2010 16:35

Yinede, kök sürgünlerinin uzunluklarının üçte biri kadarını ucundan kesmen halinde daha doğru bir kök budaması olurdu.
Neyse, bir dahaki sefere.. :)
Herşey gönlünce olsun.

ayazkentli 31-12-2010 09:54

3 Eklenti(ler)
Evvel'ki akşam, kedilerim kapı önünde yemeklerini beklerken fotoğraflarını çekmiştim. İlginç bir durum ile karşılaştım.

Önde'ki Hektor'un gözleri normal çıktı ama, arkasında duran Ülgen'in (sarı) gözleri bir tuhah çıktı. Sanki araba farı gibi ışık saçıyordu!

Makinanın çekim modundan olsa, Hektor'un da gözlerinin böyle olması gerekirdi ama, onun'kiler normal'di. Fotoğrafların hepsi'de flaş'lı ve aynı mod çekimi.

Sizin kedilerde hiç böyle bir şey ile karşılaştınız'mı arkadaşlar?

Normal'de, kedilerin gözleri gece fotoğraflarında ışık saçar ama, böyle araba farı gibi olduğunu hiç görmemiştim.

ayazkentli 31-12-2010 10:48

1 Eklenti(ler)
Artık marul fidelerini şaşırtma zamanı geldi.

Yarın yılbaşı tatilini iyi değerlendirmek gerek. 2011 yılının ilk marulların fidecikleri, yarın toprak ana ile buluşacak.

Ayrıca 2-3 ay sonrasının marulları olacak olan, yeni marul tohumları ekilecek.

ayazkentli 31-12-2010 10:53

1 Eklenti(ler)
Bayramın 5. günü İzmir'e gittiğimde aldığım zencefil yumrusunu'da ekmeği düşünüyorum.

Tıpkı patates gibi, uç'lar vermeye başladı. En azından, nasıl olacağını denemek istiyorum.

ayazkentli 31-12-2010 11:06

1 Eklenti(ler)
Yıl sonu itibarı ile, bir adet çileğim kızarıp, olgunlaştı. Fotoğrafı 1 hafta önce çekmiştim. Bu sabah tam kıvamında olduğunu gördüm. Zamanlama harika.

Yenmek için, bu akşam benim bıcırığı bekliyor, tabii bıcırık'ta bu akşamın gelmesini.

(Bıcırık: 1 önce'ki sayfada'ki yeğenim. Bu çileği ancak yılbaşı gecesi yiyebileceğini söylediğim'den beri, bu akşamın gelmesini sabırsızlık ile bekliyordu!!!).

ayazkentli 31-12-2010 11:20

2 Eklenti(ler)
Bazı çiçeklerin Yaz ve Kış mevsimin'de farklı formlara dönüşmelerini ilgi ile gözlemliyorum.

Özellikle aynı-sefa çiçeği o kadar farklılaşıyor'ki, şaşırmamak elde değil.

Aynı gövdenin, Yaz mevsimin'de çiçeklerinin renkleri sarı'ya dönüyor, sarı çiçekler nerede ise tek kat oluyor ve ortalarında siyah ya'da koyu kahve bir göz oluşuyor.

Yine aynı gövdenin Kış mevsin'de açan çiçekleri ise, tam sevdiğim renk olan koyu turuncu ve çok katlı çiçeklere dönüşüyor. Ayrıca ortasında çıkan siyah-koyu kahve göz, yok oluyor.

Bu'da başka ilginç bir durum. Sanırım bol güneş ve'ya az güneş ile karşılaşınca, bir çok canlı gibi renk pigmentlerini, duruma göre değiştiriyor olsa gerek.

elek 31-12-2010 12:09

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ayazkentli (Mesaj 734030)
Sizin kedilerde hiç böyle bir şey ile karşılaştınız'mı arkadaşlar?

Benim kedimin flaşla çektiğim pozları genelde böyle çıkar, korkmayın sizinki kırklara filan karışmış değil yani :D

Bıcırığa şimdiden afiyet olsun, ayrıca hepinize mutlu yıllar dilerim!

acemifüsun 31-12-2010 22:05

Sevgili ayazkentli
Bıcırığınız çok şeker:) Bahçenize Bıcırık için diktiğiniz incir de çok sağlıklı, ellerinize sağlık:) İncirin yeri kafamı karıştırdı, ev duvarına çok yakın gibi duruyor. İncirin kök yapısı duvar ve temel için ileride sorun yaratmasın, aklımda kalan yaratır yönünde. İsterseniz siz de bir araştırın:) Size ve ailenize sağlıklı, mutlu yıllar:)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:34.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025