Sevgili Hozat Merakla bekleyenlerden biride benim.

Hiç endişelenmeyin uzun yazdım diye sayın Hozat. Ne kadar içten ve akıcı bir dille yazmışsınız hikayenizi. Bir solukta okudum. Sağlık ve mutlulukla oturmanızı dilerim evinizde.

Bu bölüm size ve bahçenizi ilgiyle takip edenlere ayrılmış durumda. O nedenle lütfen devam edin hikayenize..

BAHÇEMİN HİKÂYESİ (3)
Gene biraz geriye döneceğim.
Çünkü, bu bölümü de ayrı bir macera.

19 Mayıs sabahı Bodrum_ Turgutreis'e vardık. Bize verilen adres doğrultusunda araçtan inerek, çok dik olmayan bir yokuşuta ilerlemekteyiz. Arkadaşım demişti ki; "Site sakinlerinin güzel bir davranışı vardır,yukarıya yaya olarak çıkanları arabalarına alırlar sana da rastlarsa çekinmeden kabul et."

Daha yolun yarısına gelmeden dediği gibi, özel bir araç yavaşladı ve "isterseniz sizi yukarı çıkarayım.Dedi.

Kızım,torunum ve ben,kendimizce kurduğumuz hayallerden bir an sıyrılarak araca bindik.

İlk soru beyenfendiden geldi.Bu sitede mi oturuyorsunuz?

_ Ben,kısmet olursa oturacağız.
_Ev mi aldınız?
_Alacağız galiba..
Adamda bir an uhrevî bir sessizlik....ne demek bu gibisinden.
Kacıncı adada bulduğunuz ev?
_Numarasını bilmiyorum,A...... isimli bir beyle telefonlaşıp eve bakacağız.
Yüzünde bir hayret ifadesi belirdi.Siz istanbul'dan mı geliyorsunuz? ....'nın....arkadaşı mısınız? Evet dedim.Siz kimsiniz?

Ben de o evin satışını üstlenen .......beyim demez mi?
Bizi kalacağımız yer bıraktı.Benim biraz işim var saat 14.oo'da anahtarı getiririm dedi ve ayrıldı.

Ondan sonra ne mi oldu? Adam, "gitti gelmez kondu göçmez" bekleki gelsin.Telefon ediyorum, yarım saat sonra oradayım diyor.Yarım saat geçiyor arıyorum,şimdi geliyorum diyor.
Derken bu bekleyiş hava kararıncaya kadar sürdü.Kızım elinde makina ceşitli cephelerden evin resimlerini çekerken
Ben de,sararmış otlar arasında sararmaya yüz tutan hayallerimle "avare kasnak"dolaşıp durdum.

En eski haliyle

Eklenti 87575

Biraz toparlanmış haliyle

Eklenti 87576


Son durumu 2008' de

Eklenti 87577

Sonra?

Bu gün Şile'ye gidiyorum, Cuartesi günü döneceğim.
Sonra final.

Hikayenin en heyecanlı yerinde kesmişsiniz, meraktan bir hal oluruz biz şimdi.
Bu arada sabah sefasının çelikten de tutabileceğini sizden öğrenmiş oldum.

Sevgili ülker,

ben senelerdir bu sarmaşığı böyle ürettim, bendekinde hiç tohum görmedim,ya da gerek duymadığım için fark etmedim.

Şimdi başka cins bir sarmaşığa bu yöntemi uygulamak istiyorum, bakalım tutacak mı?

Sayın Hozat,
Bu sarmaşığı tam olarak nasıl dikiyorsunuz? çelik ucunu mu toprağa tutturuyorsunuz? Ben hepsini tohumdan yetiştirdim, ama yerlerini değiştirmeye bile korkuyorum, tekrar tutmazlar korkusuyla, sizinkiler coştukça coşmuş maşallah.

Sayın Hozat Eşim ile hikayenizi soluksuz okuduk desem yeridir. İlk başta sıkıntı çekmişiniz ama şimdi sıkıntıların yerine keyifle ve mutlulukla yuvanızda birliktesiniz, hatta ogünleri hatırladıkça güldüğünüze hiç şüphem yok. Bizim ile paylaştığınız içinde ayrıca çok teşekkür eder, Size ve ailenize Sağlıklı ve mutlu günler dileriz.Saygılar

Sevgili ülker,

Her yıl kucak dolusu atıyorum. Keşke daha önce bu siteyi bulsaydım.
Onun çelikleri uzun oluyor söktüğün zaman toprakta belli aralıklarla tutunucu kökler görüyorsun.
Sen koparıp atsan da oyine bir yerden fışkırıyor.

Uzun bir dalını alıp 4 parmağına sar,çok derin olmayan çukura koy üstünü toprakla ört.
Ben gelir gelmez sana gönderirim,merak etme.
sabah sefası adını sizden öğrendim.Bu düpedüz bildiğimiz adi sarmaşıktır ninelerden yadiğâr.Ya da kahkaha çiçeği denirdi eskiden.

Benim birde akşam sefaları ile başım dertte,şimdi her yanı sarmıştır
ot ayıklar gibi acıyarak söküp atıyoruz.

sevgiler..

Ben de arsız bitkileri çok severim, hiç üzmez ve çabuk büyürler.
Bir de düzenli ve kontrollü dikilirlerse, en kötü görüntüyü bile güzelleştiriverirler.
Bahçe duvarları ve direkler için güzel bir seçim bence.

Sayın Hocam bahçenize bayıldım hikaye zaten süper.Ailenizle bol çiçekli ve neşeli yıllar yaşayın İNŞALLAH.

Segili hozat,olmadı ama..Dizilerin sezon finali gibi en heyecanlı kısımda kesmişsiniz.

Bahçedeki değişiklik muhteşem ötesi....

Biz büyükşehirde yaşanyanlar, hayatı hızlı yaşamaya alışmışız, tezcanlıyız, her yere koşturuyoruz. İlk Bodrum'a gittiğimizde bizim de dikkatimizi çeken insanların ağır çekimde hareket etmeleriydi. Önce bu durumu sıcağa bağladık ama sonra anladık ki, telaş yok, acele yok, vakit bol çünkü :)

Sevgili Hozat, Değerli Meslektaşım, Güzel Öğretmenim; elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık.Bahçenizi resimlerinizden ezberliyerek; hikayenizi güzel, akıcı ve sıcak cümlelerinizden okuyarak günaydın dedim güne. :D

resimler arasında gördüğüm gelincik şurubu şişeleri çocukken kokulu güllerden gül şurubu yaptığımız zamanları hatırlattı bana. Koyu renk şişelere doldurup cam önünde koyardık. Şimdi o kokulu güllerden bulamıyorum çevremde. Belki de bu güzel siteyi görünceye kadar "yeşili seviyorum" dememe rağmen "yeşili yaşamıyordum" şimdi şimdi unuttuğum, ihmal ettiğim bir çok şeyin ayrımına varıyorum:(

Bu sabah ruhumu şenlendirerek günümü güzelleştirdiniz teşekkür ediyorum. Çiçeklerinizle, bahçenizle, elinizle, dilinizle, yüreğinizle hep var olun. Sevgiler, saygılar

BAHÇEMİN HİKÂYESİ (4)

Hava karardıkça bendeki ümitler de kararmaya başladı. Kızma: Bu evi sanıyorum başkasına sattılar,şimdi izah etmenin yollarını arıyorlar.

Eğer böyle bir durum olursa babana:Evi beğendik ama,senin tahmin ettiğin gibi burada su sorunu yaşanıyor,üstelik konumunu da kızım beğenmedi,geri dönüyoruz diyeceğim dedim.
Kızım ise : Beni karıştırma,babama yalan söyleyemem sorarsa doğrusunu anlatırım o da çok üzülmeyecektir zaten çok gönüllü değildi dedi.

Ne demiş atalar:"Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş."Eşimin gönlü yoktu,işte başım ağrıdı bile diye düşünürken, anahtar geldi.

Böyle durumlarda en iyi yol kişiye sitem etmeyip soru sormamaktır. Soru ve sitem karşı tarafı kamçılar, baskın çıkmak için sizi daha çok üzebilir.Ben sormayınca o da biraz mahçup ve tedirgin bir şekilde özür diledi,sabah 90.00'da Tapu Dairesinde görüşmek üzere anlaştık.

Bence hemen bir kitap yazmaya başlamalısınız sevgili Hozat, tasvirleriniz çok canlı, bunun sonradan öğrenilebileceğini sanmıyorum, Tanrının bir armağanı olmalı.

Bu arada ben fotoğrafla ilgili bütün işlerimi, 'Fotofilitre' programıyla yapıyorum.
Bilgisayarımda dört tane fotoğraf programı var ancak en kolay fotofilitre.
Google dan bu programı indirirseniz, geri kalan kısmı birlikte hallederiz.

devam ve finâl,

Anahtarı aldık almasına da henüz evi görmedik. En iyisi gidip görmek dedik.Torunum: Ya elektrikler kesikse ne olacak dedi? doğru olabilirdi."Ben küçük sözü dinlerim diyerek" etrafta ne bulduysak (çakmak, kibrit, mum) alarak
zaten çok uzağımızda olmayan eve geldik.

içeri girdik,elimizdeki zayıf işiklarla üst ve alt katı görebildiğimiz kadarı ile inceledik,görünürde olumsuz birşeyler yoktu.Eh,içim biraz rahatladı,en azından eşimden gelen telefonlara vercek bir cevabım olacaktı.

Çünkü;Bahçeyi soruyor anlatıyorum,evi soruyor es geçiyorum.

Tam çıkarken kızım:Bahçeden görünmüyor ama, kod farkı var belli bir açıdan denizi görebilir dedi.(bize denizi görmüyor)denmişti

Bu da bir sürpriz oldu.(V ) şeklinde bir açıyla balkon Yunanlı komşumuzun elinde olan Kos Ada'sına bakıyordu.

Sabah erkenden evi tekrar inceleyip,saat 14.00 gibi işlemleri tamamlayarak rahat bir nefes aldık.

Şimdi sizlere soruyorum: Bu işin kerameti neresinde?
Çıkan falda mı?
Arkadaşlarımın ısrarında mı?
Eşimle yaptığım mücadelede mi?
Kızımın mesleki ve piskolojik desteğinde mi?
Yoksa "kısmette ola kaşığında çıkar"inanışında mı?

Görüş ve yorumlarınız için ,mesaj yazan tüm gönül dostlarına teşekkür ederim.

Yüreğiniz hangi güzel şeyler için çarpıyorsa, hayat size onları getirsin.
,

Bence hepsi de, en çok da sizin bu bahçeli evi çok istemenizde, imgeleme çok başarılı olmuş, güle güle oturun.

Bahçe çalışmaları başlıyor
Bu bölüm sonradan üç set halinde olacak.


yandaki palmiye ozaman bu boydaydı.

Eklenti 88141

Bu güzel hikâye bitmemeli.
Şimdi de evi aldığınızda neler neler yaptınız onu bizlerle paylaşırsanız çok mutlu oluruz.
Anlatımınız o kadar güzel, zevk verici ki, bitmemeli bu öykü diye düşünüyorum.
Sağlıkla, huzurla oturun, güzel evinizde.

Mesajları aynı anda yazmışız. Ne güzel öykü devam ediyor.

Önce çok itiraz eden sonra böyle çalışıyor

Eklenti 88144

Sevgili Güler,
Neler olmadı ki, ortak paydamız bahçe ve bitkiler,burası tamam.

Gel gelelim, payda eşitlemeye gelince iş gene karışıyor.
Paydalar eşitse sorun yok.
Paydalar eşit değilse, sadeleştirme başlıyor.
Sayılar büyüdükçe,hesap hataları oluyor, işler gene karışıyor.

Bahçenin en vurgulayıcı alanını sebzelik olarak ayırıyor, bu durumda otururken çiçeklere sırtını dönmek zorunda kalıyorsun.
Burdaki paydalar da asal sayılardan oluşuyor. Sen gözünün önüne getir artık.

Sevgili hozat, evinize kavuşmanızla ilgili çok akıcı, samimi ve harika yazı dizisi okudum. En son eklediğiniz resim de azmin zaferi gibi. İlk günden bahçenizin son haline kadar aşama aşama değişimi görmek çok etkileyici. Ellerinize ve emeğinize sağlık. Huzur ve mutlulukla oturmanızı dilerim evinizde.

ilk yılın mahsülü domates (organiktir)

Eklenti 88148

ilk yıl gelişi güzel,
elime ne geçerse ekiyorum.

Eklenti 88172
Yandaki gülleri ödemişli komşum hediye getirdi.


Eklenti 88178

Bahçe düzenlemesi başlıyor.

Alındığında bahçede, ön cephenin iki başında birer zakkum,
Yan cephede küçük bir fıstık çamı,(kanımca kendi kendine çimlenmiş),Bir de direğin yanında küçücük bir palmiye vardı.

İlk diktiğimiz fidan NAR oldu.

Eklenti 88276

Direk kamufle edilsin diye ön üne diktik.