agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Agaclar.net Kullanıcı Hizmetleri > SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU
(https)




Beğeni Düzeni591Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 30-03-2011, 20:50   #1111
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
Sevgili Lalebruli,
Gördüğüm kadarıyla Türkçe'yi kullanım hatanız var(yanlış anlaşılmasın,Türkiye'de yaşayan,hatta görevi bu dili öğretmek olanlar bile çokça yapıyor), sakın buna izin vermeyin.Örn.:sonuç edinilmez, sonuç alınır ya da sonuca varılır.
Noktalama işaretlerine gelince;Malina'nın dediği gibi... Bu işaretler bütün dillerde aynı anlamda kullanılır, ve kendimizi doğru ifade etmemize çok yardımcıdırlar ancak bir dili bilmek demek, o dilin inceliklerini bilerek doğru bir şekilde sözlü olarak ifade(konuşma) edebilmektir.Türkçe'yi kullanacağınız zaman lütfen Türkçe düşünmeye çalışın.
Türkçe konuşma olanağımız yoksa dilimizde yazılmış ''kaliteli'' yazılı yayınları izlemekte yarar var.
Uzun oldu, kusura bakmayınız lütfen.Bu yazılanlar,sizin üstünüzden birçok kişiye göndermedir.Düşüncelerimi açıklamak için siz bir gerekçe oldunuz.
Sevgiler,selamlar,sağlıkla kalın.

Güzel Ülke'm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-03-2011, 21:01   #1112
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
Sevgili Güler,
İzninizle ufak bir animsatma yapacağım çünkü aynı konuya daha önce de dolaylı olarak değinilmişti(kim tarafından olduğunu anımsamıyorum).
Devrik cümle,bir dili kullanım hatası değildir ve bütün dillerde çokça kullanılır(yabancı dil bildiğinizi tahmin ediyorum). Örneğin şiirlerde düz cümleye neredeyse hiç rastlanmaz.
Umarım kızmadınız.
Sevgiler,selamlar,sağlıkla kalın.

Güzel Ülke'm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-03-2011, 23:49   #1113
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,415
Galeri: 103
Sevgili Güzel Ülke'm, kızılacak bir şey yok ki, ayrıca devrik cümle kullanımının hata olduğunu nerede söyledim ben? Mesajlarımı okumuşsanız benim devrik cümleyi ne kadar çok kullandığımı görebilirsiniz.

Benim değinmek istediğim daha ziyade noktalama işaretlerine uyulmasıydı.

Eğer siz kızmazsanız, size hatırlatma yapayım;
"Devrik cümle,bir dil... Sevgiler,selamlar,sağlıkla kalın." diye yazmışsınız, oysa virgüllerden sonra bir boşluk bırakmanız gerekiyordu.

Eğer yanlış hatırlamıyorsam, " (yabancı dil bildiğinizi tahmin ediyorum)." diye yazdığınız satırda da noktanın parantez yani ayraç içinde olması gerekiyordu.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-03-2011, 00:34   #1114
Ağaç Dostu
 
selenn's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-04-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 2,696
Galeri: 12
Yahu bu konunun buralara gelebildiğine hatta üzerinde defalarca tartıştığımız konunun kendi anadilimiz ve kuralları olduğuna inanamıyorum.

Yani ilkokul çocuklarının dahi daha yazı yazmaya başlarken öğrendiği temel kavramlar... Ne midir?

- (.) nokta işareti cümle sonuna konur. Ardından büyük harf ile başlar yeni kelime.
- (.) nokta, (,) virgül gibi noktalama işaretlerinden sonra gelen kelimeye bir boşluk bırakılarak başlanır. Bunun sebebi kolay okuyabilmektir.

Bundan başka sanırım birşey söylenmiyor. Bunu da yapmak pek zor değil.

selenn Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-03-2011, 08:32   #1115
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-03-2010
Şehir: Ukrayna
Mesajlar: 120
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi lalebruli Mesajı Göster
Maalesef o kadar detayli yazim kuralini takip edebilmem mumkun degil. 11 yilin sonunda kafamda Ingilizce'den Turkce'ye cevirken cok zorluk cekiyorum. Bir yandan forumdaki bahce terimlerinin Ingilizce'sine, obur yandan da Ingilizce terimlerin Turkce'sine bakarak (iki uc sayfayi ayni anda okuyarak) okudugumu anlamaya veya yazdigimin anlasilir olmasina ugrasiyorum. Dusuk cumle, anlami bozuk cumle, bir paragraflik cumle olmasin diye ugrasirken bir de noktalama ile ugrasarak cok basarili bir sonuc edinecegimi sanmiyorum.
Sevgiler
Sevgili arkadasim, ben 19 yildir yurtdisinda yasiyorum ama ogrencilik donemlerimde aldigim imla-yazim kurallarini mumkun oranda uygulamaya ozen gosteriyorum. Bilgisayarimda Turkce karakterler yok ama bu noktalama kurallarina da uymamamayi gerektirmez. Ayrica Turkiye'de egitimini almis bir insanin bu sure zarfinda tum edindigi bilgileri unutmasi, kendi anadiline yabancilasmasi mumkun degil. Eger boyle ise zaten temel dil bilginizde sikinti var demektir. Bunun disinda yabanci ulkelerde yasayan vatandaslarimizda sikca gorulen "ben artik burali oldum, bakin Turkce'yi bile konusmakta zorluk cekiyorum" olayi var.
Saygilarimla.

Lilinin bahcesi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-03-2011, 18:11   #1116
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
Merhaba Güler hanım,
'' Ben de biliyorum uzun seneler sonrası hele hiç Türkçe konuşma imkanı olmadığı durumda devrik cümlelerin kullanıldığını.'' Bu ifadeden öyle bir anlam çıkıyor.
İmkan sözcüğünün 'a' sının üstünde sizinki gibi inceltme işareti olmalı ancak ben bilgisayar kullanma özürlüyüm,nasıl yapacağımı bilemedim.
Orada noktanın parantez içinde olması gerekirdi evet.Siz yazınca farkettim ve kızdım kendime ancak aceleyle yazarken bu tür şeyler olabiliyor diğer bazı arkadaşların ifade ettikleri gibi...
Virgülden, noktadan vb. sonra boşluğa dikkat ederim ama boşluksuz da yazdım baktım, hiç gözümü tırmalamadı.
Aslında ben;giderek önem kazanan temel bir soruna değinmek istemiştim...
Bazı arkadaşlar farklı gibi görünen konulara girilmesinden sıkıntı duyuyor gibiler ancak ben gerekli ve yararlı buluyorum. Kafamıza takılanları uygarca tartışabilmeliyiz.
Selamlar.

Güzel Ülke'm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-03-2011, 20:24   #1117
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-03-2010
Şehir: kırklareli
Mesajlar: 757
Sayın Güzel Ülke'm; Klavyede inceltme işareti oluşturmayı, anlatmaya çalışayım.
Klavyede Ctrl'nin üzerinde büyük harf oluşturmada kullandığımız
"ok işaretli" tuşu basılı tutup, 3 tuşuna bir kez vurulunca
işlem tamamdır.
Sonra istenen (a,e,ı,o,u) harfine vurduğumuzda;
(â,ê,î,ô,û) harflerinden biri oluşuyor.
Sağlıcakla kalın.

tener beğendi.
ligustrum Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-03-2011, 21:55   #1118
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
Sağolun.Aslında üst işaretleri çok kullanıyorum ama inceltmede çuvallamışım(sorun hizaya getirmek). İmkân. 'Olanak' tercihimdir.
İyi geceler.

Güzel Ülke'm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-03-2011, 22:21   #1119
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Ascii Kodları

Bu sayfa işinize yarayabilir...

tener beğendi.
malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-04-2011, 16:27   #1120
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-08-2010
Şehir: Mersin
Mesajlar: 49
Sağolun Malina, hepsini not aldım.

Güzel Ülke'm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-04-2011, 14:33   #1121
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mine Pakkaner Mesajı Göster
Jilber Barutçiyan'ın National Geographic dergisinin Nisan sayısına verdiği röportajı kaçırmayın. Barutçiyan'ın Burcu Arık tarafından kaleme alına röportajı Amerika'da en beğenilen röportaj seçilmiş.

Derginin Nisan sayısı bayilerde.
Mine'nin duyurusunu okuyunca, bağlantıya tıklayıp baktım. Siz de bakın...
http://www.nationalgeographic.com.tr...nu.aspx?Konu=1
National Geographic bile paragraf kullanmıyor; bu biçimde çok zor okunabileceklerini nasıl bilmiyor olabilirler?

Ben boşuna mı "paragraf, paragraf" diye dolanıyorum yoksa



Üç yıl önce bir sonbahar günüydü... Meşe, gürgen, kayın, kestane ve dişbudak ağaçlarıyla kaplı, nemli bir ormanda, sepetleri rengârenk mantarlarla dolu bir grubun fotoğrafını gördüğüm anı çok net hatırlıyorum. Mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Kimbilir hangi sağlam bitkiden örülmüş sepetlerinin içinde irili ufaklı, çeşit çeşit mantarın verdiği heyecanı hissedecek, mis gibi toprak-yosun kokusunu burnuma çekecek kadar içine almıştı bu fotoğraf beni. Bu masalsı görüntüde ben de yer almalıyım, diye geçirdim içimden. Ve kendimi bir anda Türkiye'deki mantar gezilerini araştırırken buldum. Türkiye'nin mantarları konusunda anlayabileceğim, popüler dille yazılmış kapsamlı bir kaynak bulamayacağımı düşünürken, arkadaşım Damien Dessane'nin yolladığı bir poster, mantar sevdamın seyrini değiştirdi. İsviçre'de mantar konusunda eğitim görmüş ve sertifika almış mantar uzmanı Jilber Barutçiyan, İstanbul'da "Mantarlar Hakkında Bilmedikleriniz" başlıklı bir seminer veriyor, ardından da seminere katılanları ormanda mantar toplamaya davet ediyordu. Damien'le konferans salonuna adeta uçtuk! Mantarlar hakkında şaşırtıcı bilgileri paylaştığı iki saatlik sunumunda, Jilber'in ağzından çıkan her kelimeyi kaydettim. Birkaç gün sonra, Belgrad Ormanı'nda yapılan mantar gezisindeydik. O günden beri ormana her gidişimde, benimkine benzer öyküler anlatabilecek yeni insanlarla tanışıyorum. Doğa korumacılar, gurmeler, eğitimciler, doktorlar... Jilber'in seminerlerinin başladığı 2008 sonbaharından bu yana Türkiye'deki mantar meraklılarının sayısı giderek artıyor. Bu anlamda 2008 yılı Türkiye'de mantar kültürünün yaygınlaşması açısından bir milat olarak kabul edilebilir. İsviçre Sağlık Bakanlığı'nın mantar uzmanı sertifikasına sahip Türkiye'deki tek uzman olan Jilber Barutçiyan, bugüne kadar adı çoğunlukla, yedikleri yüzünden hastanelik olan ya da ölen insanlarla anılan mantarın, itibarını yeniden kazandığını söylüyor. Zehirli mantarlar konusunda ülkemizde yayımlanan ilk kitap olan Türkiye'de Mantar Zehirlenmeleri ve Zehirli Mantarlar'ın yazarı Prof.Dr. Afife Mat, Barutçiyan'ın İsviçre'den Türkiye'ye dönmesiyle mantarlara yönelik ilgi ve bilginin arttığını söylüyor ve bu konudaki bilgilendirme çabalarını çok önemli buluyor. Jilber Barutçiyan her ne kadar Indiana Jones şapkasıyla dolaşsa ya da maceracı bir kişiliğe sahip olsa da, mantar söz konusu olduğunda kesinlikle risk almıyor. Türkiye'ye döndüğünde kendi deyimiyle "mantar konusunda pek çok yanlış yapıldığını ve bunun da pek çok insanın yaşamına mal olduğunu" fark ediyor ve seminerler düzenlemeye başlıyor. Mantar gezileri, özellikle şehirde yaşayanlar tarafından büyük ilgi görüyor ve mantar kültürü hızla yayılıyor. Mantar dostları çoğaldıkça bazı zehirli mantarların yenebilen mantarlarla benzerliği, hayvanların yediği her mantarı insanların da yiyemeyeceği, bayatlamış kültür mantarlarının en az doğadaki zehirli mantarlar kadar tehlikeli olabileceği gibi pek çok gerçek de açığa çıkıyor. Barutçiyan'ı Türkiye'ye döndüğünde en çok şaşırtan şeyse mantar çeşitliliği. "Burada bir saatte toplayabileceğiniz bir sepet dolusu imparator mantarı veya porçiniyi Fransa'daki bir mikolog ancak rüyasında görebilir" diyor ve ekliyor: "Mantar konusunda dünyanın en zengin ülkelerinden biriyiz ama henüz farkında değiliz." Mantarlar için "hem melek hem şeytan" ifadesini kullansak yeridir. Aralarında öldürücü olanlar da yaşam verenler de var. Bazıları halüsinasyonlar görmenize neden olarak sizi başka bir boyuta taşıyor, bazıları da muhteşem lezzetiyle kendinizden geçmenize yol açabiliyor! Şapkalı, şemsiye gibi, bazen eciş bücüş, bazen fırfırlı, bir borozanı ya da bir ciğeri andıran çok farklı şekil, renk ve kokudaki bu yaratıklar ne bitki ne de hayvan! Sporlarını atarak ürüyor ama fotosentez yapmıyorlar. Buna karşın örümcek ağı gibi, milimetrenin 200'de biri kalınlığındaki incecik ağlarıyla (misel) binlerce kilometrelik alana yayılabiliyor ve "meyve" veriyorlar. Bazı uzmanlar 1 m3 orman toprağında 400 bin km misel olabildiğini söylüyor. İçinden alyuvar bile geçemeyecek kadar ince misellerin bazıları yüzlerce kilometrekarelik bir alanı kaplayabiliyor.
Yazının devamını National Geographic Türkiye'nin Nisan 2011 sayısında okuyabilirsiniz.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-04-2011, 14:41   #1122
Ağaç Dostu
 
Sevgi Durul's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-08-2009
Şehir: Manisa Eskişehir
Mesajlar: 8,528
Galeri: 765
''Paragraf paragraf'' diye boşuna dolanmıyorsunuz. Ben bu yazıyı okuyamadım. Sıkıldım.

Sevgi Durul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-04-2011, 16:03   #1123
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Bu cümleyi anlamama yardımcı olacak arkadaşlar var mı?

Alıntı:
Yetiştirdiğim bitki ve sebzelerde sağladığım başarının solucan gübresinin bitki köklerinde hastalıkları bertaraf eden oluşumun solucanın salgılarındaki şifanın gerçek sebebinin mikro biyal enzim özellikler taşımaktan ileri gelen bu olgunun, sağlıklı olarak beslenen solucanların bitkinin köklerindeki solucan gübresinın solucanın beslenme alışkanlığına uyum sağlamasıyla ortaya çıkmaktadır.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-04-2011, 16:39   #1124
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Yetiştirdiğim bitki ve sebzelerde sağladığım başarının solucan gübresinin bitki köklerinde hastalıkları bertaraf eden oluşumun solucanın salgılarındaki şifanın gerçek sebebinin mikro biyal enzim özellikler taşımaktan ileri gelen bu olgunun, sağlıklı olarak beslenen solucanların bitkinin köklerindeki solucan gübresinın solucanın beslenme alışkanlığına uyum sağlamasıyla ortaya çıkmaktadır.
Türkçesi şöyle:

"Solucan salgıları mikrobiyal enzim içerir. Bu şifalı enzimler bitki köklerindeki hastalıkların engellenmesinde etkilidir. Solucanların bitki köklerinde sağlıklı koşullarda varlığı, bu değerli gübrenin üretilmesini sağlar, ki bu da başarılı bitki ve sebze yetiştirmenin bir nedenidir."

Yazılmak istenen bu, ama yazılan değil. Yazılan, Türkçe sözcüklerin Türkçe olmayan bir dilde bilinemeyen bir düşünce silsilesinin ifadesi.

Nereden anladın derseniz;

Türkçenin dil oluşumlarında sağlıklı ifadelerden ileri gelen olguları beynimizin içindeki enzimlerin yarattığı uyum sağlamasıyla ortaya çıkan cümlelerin malum yollardan beslenme oluşumlarından sağlanan başarılardandır.

Ne demişler, bir dil bilen bir kişi, iki dil bilen iki.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-04-2011, 20:33   #1125
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-06-2008
Şehir: Aksaray
Mesajlar: 4,652
Galeri: 2
Türkçeyi Türkçeye çeviriyoruz. Ne kadar kötü.

Tura Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2011, 01:33   #1126
Ağaç Dostu
 
Murat Uysal's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-03-2011
Şehir: KARABÜK
Mesajlar: 337
Gülmekten gözlerim sulandı. Şu solucanlı yazıyı okuyunca. Bu arada güzel tercüme sayın Meyveli Tepe.. Elimden geleni yapıyorum ama Türkçem çok iyi değildir. Malum özümüz Matematik Öğretmenliği..

Murat Uysal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-04-2011, 05:26   #1127
Ağaç Dostu
 
sebnem&mircan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-02-2011
Şehir: kanada
Mesajlar: 364
Cok gereksiz seyler yazipta, sizi bunaltmak istemem. Sadece sunu yazmak istiyorum. Turkce'mizi dogru kullanmisim kullanmamisim bu siteye gelene kadar acikcasi benim icin pek onem teskil etmiyordu. Ama burda unutmaya yuz tutmus imla kurallarini tekrar hafizamda yerini almaya sebep olan sizlere tesekkuru borc bilirim.

Dort dort'luk olmasamda, ' Ne yapayim ben boyleyim, beni de boyle kabul etsinler ' yerine, faydali bir durum karsisinda, kurallara uymanin artilari eksilerinden daha fazla oldugunu dusunursek, oyunu kurallarina gore oynamak en dogru karardir benim icin.

Sonuc olarak, gerek bilgisayar olsun gerek el yazim olsun, artik imla kurallarina uyarak yazmaya calisiyorum. Ilk baslarda ' Amannn hadi canim burasi baska site, burda kurallara uymadan yaziyordun simdide yazabilirsin devam et ' diye mirildaniyordum ama baktim ki elim ile, dilim ayni frekansta degiller. Dilim oyle desede artik elim sizler sayesinde gercegin yolunda emin adimlarla yuruyor. Laf aramizda artik nihayet dilimde yola geldi
Burada emegi gecen herkeze cok ama cok tesekkur ederim.

sebnem&mircan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-04-2011, 14:49   #1128
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-04-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5
Bu güzel sitenin değerli yöneticileri, sizlere bütün Türk dünyası adına teşekkür ediyorum.

igms Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-04-2011, 18:24   #1129
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Teşekkür ederiz

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2011, 02:06   #1130
Ağaç Dostu
 
YeniBON's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-10-2011
Şehir: BANDIRMA
Mesajlar: 272
Kullanıcı isimlerinin türkçeye uygunsuzluğu.

Forum da türkçenin doğru kullanımı çok yerinde bir karar. Ancak; aynı hassasiyet kullanıcı isimlerinde de olmalı. Bırakın türkçeye uygunluklarını, başka dillere uygun olduklarını da sanmıyorum.

Çoğu kullanıcı sanki şifrelerini kullanıcı ismi yapmış. Üye listesine bir bakarsanız altı sessiz harf peşpeşe, birkaç sesli ardından bir kaç sessiz harf vb. oluşan onlarca kullanıcı ismi yer almaktadır. Ne yazabilirsiniz, ne telaffuz edebilirsiniz, ne de akılda tutabilirsiniz.

Böyle olunca da " Altı kebap, üstü şişhane " gibi oluyor sanki.

YeniBON Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2011, 09:41   #1131
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,415
Galeri: 103
Sayın YeniBON, hassasiyetinizi anlıyorum. " Forumda Türkçenin doğru kullanımı çok yerinde bir karar." demişsiniz.

Üye sayımız hayli fazla, bu yüzden arkadaşlarımız isim bulmakta sorun yaşamaktalar.
Örneğin: Bir üyemiz selen adı ile üye olmuş ise, yine aynı isimle başka biri üye olamıyor bu yüzden selenn adı ile yani son harfini iki kere yazarak üye oluyor.

Son cümleniz acaba " Altı kaval, üstü şeşhane" mi olacaktı? Ben öyle biliyorum da.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2011, 19:10   #1132
Ağaç Dostu
 
YeniBON's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-10-2011
Şehir: BANDIRMA
Mesajlar: 272
Doğru söylüyorsunuz Güler hanım. Benim yazımım hatalı. Özür dilerim. TDK'dan kontrol etmeden, kafamda olanı yazıvermişim.

Doğrusu sizin ve TDK'nın söylediği gibi " altı kaval, üstü şişhane (şeşhane) " giysilerini birbirine uygun düşüremeyen, yakıştıramayanlar için söylenen bir söz.
Deyim


Kullanıcıa isimlerine gelince size katılmıyorum. Tamam Selen veya başka bir isimli kullanıcı varken, aynı ismi kullanmak isteyen yeni üyeyi anlarm.

Örnek veriyorum. " mlshmtz " ya da " lzbckss " kullanıcı isimlerine de katılıyorum diyorsanız zaten. Ben çok konuşmuşum. Sorun ben de o zaman.

Saygılarımla.


Düzenleyen YeniBON : 12-11-2011 saat 19:12 Neden: Alıntıyı becerememe.
YeniBON Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2011, 18:05   #1133
Ağaçsever
 
Ağaçkakan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-02-2006
Şehir: izmir
Mesajlar: 30
"Altı kaval, üstü şişhane" demek sanırım daha doğru olacak. Öbür türlü, "şeşhane" olarak yazmak aslına uygun bir yazım olsa da, artık alışılmış, kanıksanmış olana aykırı bir yazım olur.

Bu konu galat-ı meşhura girer. Galat-ı meşhur, yani bilinen yanlışlar. Mesela "elinin/ölünün körü" deriz ama aslı "ölünün gûru (ölünün mezarı)"dur. Yine mesela "bit pazarı" değil "bat pazarı" olmalıydı ama bunlar artık böyle yerleşmiştir.

Dolayısıyla "şeşhane" yerine "şişhane" yazmanın da bir sakıncası olmamalı.

Zaten TDK'nin sitesinde de bu deyim her iki biçimde de yer almış.

Ağaçkakan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2011, 21:11   #1134
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,415
Galeri: 103
Evet Ağaçkakan, dilimize altı kaval üstü şişhane olarak yerleşmiş. Her ikisi de kullanılmakta ama ben arkadaşımızım " " Altı kebap, üstü şişhane " yazmasına karşılık bunu yazmıştım.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-11-2011, 14:15   #1135
Ağaçsever
 
Ağaçkakan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-02-2006
Şehir: izmir
Mesajlar: 30
Evet, ben "kaval-kebap" dönüşümünü farketmeyip "şiş-şeş" ayrımına takılımışım. Şimdi internette arama yapınca pek çok "altı kebap..." yazılışını gördüm. Demek nedense "kaval", "kebap"a dönüşmeye başlamış.

Ağaçkakan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-11-2011, 19:47   #1136
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 22-11-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 33
Forumdaki mesajların çoğu düzgün bir Türkçe ile yazılmış. Buna gerçekten çok sevindim. Türk olup da Türkçe konuşmamayı, yazmamayı çok ama çok büyük bir ayıp olarak görürüm. Türkçeyi düzgün kullanma gibi bir takıntım da vardır. Gerçi takıntı demek pek doğru olmuyor, sevdiğim bir huyum demek daha doğru olur sanırım. Böyle biri olarak Türkçenin bu denli değer gördüğü bir sitede bulunup Türkçeye değer veren insanlarla birlikte bulunmaktan gurur duyuyorum. Düzgün Türkçe ile yazmayanları -yazamayanları değil- ise esefle kınıyorum.

Patren Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-12-2011, 22:12   #1137
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-12-2011
Şehir: Csaszartoltes
Mesajlar: 140
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Patren Mesajı Göster
Forumdaki mesajların çoğu düzgün bir Türkçe ile yazılmış. Buna gerçekten çok sevindim. Türk olup da Türkçe konuşmamayı, yazmamayı çok ama çok büyük bir ayıp olarak görürüm. Türkçeyi düzgün kullanma gibi bir takıntım da vardır. Gerçi takıntı demek pek doğru olmuyor, sevdiğim bir huyum demek daha doğru olur sanırım. Böyle biri olarak Türkçenin bu denli değer gördüğü bir sitede bulunup Türkçeye değer veren insanlarla birlikte bulunmaktan gurur duyuyorum. Düzgün Türkçe ile yazmayanları -yazamayanları değil- ise esefle kınıyorum.
Değerli Patren'e tümüyle katılıyorum. Bu forumda Türkçe için böyle özen gösterilmesi çok yerinde ve yararlı. Ben de hem forumun Türkçe konusundaki tüm kurallarına büyük bir zevkle katılıyorum, hem de böyle nezih ve değerlerinin farkında insanlar topluluğunda bulunmaktan gurur duyuyorum.

Kültigin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2012, 05:39   #1138
Yeni Üye
 
teraryum.host's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-12-2011
Şehir: Ankara
Mesajlar: 11
"Biz" Türkçe'yi özensiz kullanıyoruz.

Gündelik hayatta bir kaç yüz veya bin sözcükten ibaret bir dile sarılmışız.

Oysa Türkçe'nin yaşayan söz varlığı yüzbinlerle ifade edilir,
hele yaşamayan (unutulmuş veya kullanılmayan) söz varlığıyla birlikte Türkçe'deki sözcüklerin milyona yaklaştığını biliyoruz.

Oysa, her zaman ve heryerde bu güzel (adeta evrensel bir dil, adeta matematik) dili özenli ve dikkatli kullanmayı, hem konuşurken hem de yazarken alışkanlık haline getirirsek, dilimize olan borcumuzu bir nebze de olsa ödemiş oluruz.

teraryum.host Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2012, 10:18   #1139
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,415
Galeri: 103
Sevgili teraryum.host., ben bin sözcük bile olmadığını düşünüyorum. Gerçi bu kültür seviyesini gösterir.

Zaman zaman TV. de rastladığım bazı kişileri dinlerken, konuşmalarının- anlatımlarının güzelliği, doyurucu bilgileri vermeleri karşısında adeta büyüleniyorum.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-02-2012, 20:07   #1140
Ağaç Dostu
 
Sûz-i Dilârâ's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-10-2007
Şehir: Tarsus
Mesajlar: 3,042
Galeri: 3
Forumda çok dikkatimi çeken, tabiri caizse gözüme gözüme sokulan yanlış bir kelime yazımı var. Üstelik o kelimenin doğru yazımı o kadar çok bilinen bir şey ki nasıl yanlış yazılır diye şaşırıyorum.

Kelimemiz: Bazı (bu doğru yazım şekli) forumda bazı arkadaşlar bu kelimeyi "bağzı" diye yazıyor. Okurken boğulur gibi oluyorum.


Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 05-02-2012 saat 21:20
Sûz-i Dilârâ Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:52.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025