![]() |
|
![]() |
#421 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Penelophe, ben de sevindim. Ellerinize sağlık. Amacı güzel özetlemişsiniz. Burada gözden kaçtığını düşündüğüm bir konuyu da sizinle paylaşmak istiyorum. Kuralları beğenmiyor olmak ile kural ihlalinin de karıştırıldığını düşünüyorum. Ne dersiniz? Beğenmediğimiz kuralların düzeltilmesini talep etmek ve bu konuda öneriler yapmak ile kuralları ihlal etmek tamamen ayrı şeyler olmalı. Bu sitede, kimse sınavdan geçirilmiyor. Özen gösterilmesi isteniyor. Ama, birileri heeeyt bana kural sökmez, tavrı ile çalakalem devam ediyor. Eleştirilince de önce diklenmeye yeltenip, olmazsa "Hııı ben size neyaptım abi", diye mağdurları oynamaya başlıyorlar. Bunların sızlanmasını duyan bazı insaf(!) sahipleri de genellikle, olayı kavramaya çalışmak yerine, hemen yardıma koşuyorlar. Hatta bazan "üzüm yeme, ve bağcıyı dövme" lafları bile ediliyor. Yanlışı işaret eden haksız ilan edilmeye yelteniliyor. Bu başlıkta daha önce de yazmıştım. Kendi sitelerinde son derece özenli oldukları görülen kişilerin, burdaki çalakalem tavrını demokratik bir hak olarak görme imkanı olmadığını düşünüyorum. Bu tavrı nitelemek için bir sıfat kullanmak da istemiyorum. Birilerini kızdırsam da ben kuralları savunmaya devam edeceğim. Çünkü, Sağlıklı bir toplum olmanın ilk şartı, kurallara sahip çıkmaktır. Düzenleyen Yücel Özlem : 10-09-2007 saat 07:38 Neden: Anlatım bozukluğunu gidermek. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#422 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Yücel Bey bu mesajınızdan sonra aynı dili konuştuğumuzdan kesinlikle eminim. ![]() Burada geçerli kuralları üyeler zaten büyük bir memnuniyetle kabulleniyorlar ve korumaya çalışıyorlar. Belki de bu rahatsız ediyordur birilerini diye düşünüyorum ![]() Biz anlatmaya çalışıyoruz ama karşıdakinin amacı anlamak olmadıktan sonra nafile gibi geliyor bana. |
||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#423 |
-
Giriş Tarihi: 19-06-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 12
|
Düzelt tuşu sadece bana özel değil di mi? Yukarıda görüldüğü gibi sizlerin de hataları olabiliyor. Sizler de hatalarınızı "düzelt" tuşu ile kontol edebilirdiniz değil mi? Ben diyorum ki; aynı şeyi söyleyip, farklı davranmayalım. Herkes eşit muamele görsün. Benim sayemde sizler de daha dikkatli oldunuz. Bu da bir gerçek. Daha detaylı açıklayayım; " "getirdiği ve dövdürttüğü" Kim getirmiş: Babam Kim dövdürtmüş: Babam " Sizin adınıza üzgünüm ama bunlar aynı mantık değil. Öğrettiğine ve öğrettirdiğine aynı eylemi yani "öğretmek" eylemini anlatmakta. Bu yüzden (ikisi de aynı anlamı taşıdığından dolayı) anlam bozukluğu yaratıyor ve kesinlikle yanlış. Sizin yazdığınız "getirmiş" ve "dövdürtmüş" farklı eylemler ve kesinlikle farklı anlamlar taşıyor. Bir özlü söz daha yazayım. ![]() Ruh, payanda olmaktan kurtulunca özgürleşebilir ancak. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#424 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Eğer okumanız olsaydı, aşağıdaki mesajımın düzenleme saatine bakardınız. Böyle bir mesaj yazacağınızı tahmin ettiğim için özellikle cümlemin sonuna koymayı unuttuğum noktayı kırmızı yapmıştım ![]() Arkadaşım lütfen sadece yazmayın, bu kirlilikten başka bir şey değil. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#425 |
-
Giriş Tarihi: 19-06-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 12
|
Bir kişiye hitaben yazmıyorum. İkinci çoğul şahıs olan "siz" kullanıyorum. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#427 |
-
Giriş Tarihi: 19-06-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 12
|
"Sizler" ve "herkes" terimlerini kullandığım açıkça okunabilmektedir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#428 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Arkadaşlar benim Türkçem berbattır. Sık sık söylerim. Sık sık üyeler uyarır, gene yanlış yazmışsın diye. Genellikle düzeltirim yollamadan önce yazdıklarımı ama, arada kaçar. Bu başkalarını uyarmama engel değildir. Ben hata yaptım diye, bu başkalarına örnek oluşturmaz. Birtanem'in gayet güzel, yazım hatalarını bulabildiği görülüyor. Demek önceden kastı varmış, şimdi tarzını değiştirmiş, ama foruma bir katkısı olacağına başkalarının hatalarını bulmak şeklinde. Penelophe'de benim gibi hatalar yapıyor, onun da benim ,gibi uyaranlara kızdığını görmedim. Ama, forum için çalışmasını görebiliyorum. Fuardaki azmi ve çalışması da ayrı. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#429 |
Ağaç Dostu
|
Yani sitede insanlarla dalaşmak ve kavga etmek yerine bir sürü işimiz hatta kendimize iş edindiğimiz görevlerimiz var. Lütfen kişiler kendileriyle uğraşsın ve güzel sitemizi kirletmeye çalışmasınlar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#430 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Denizcool aslında çok fazla değil kural. Cümlelere büyük harfle başlama. Nokta ve virgülden sonra boşluk bırakma. Konunun okunmasını kolaylaştırmak için paragraflar yapma. Bir de, dahi anlamına gelen de ayrı yazılır. İşte hepsi bu. Bir de iyi niyetli olma faktörü var. Hepimizin eğitimi aynı değil. İyiniyetli olup, hatalı yazan arkadaşlara zaten hoşgörülü davranılıyor. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#431 | |
Ağaç Dostu
|
-------------------------------------------------------------------------------- Benim de anlatmaya çalıştığım aynen buydu. Özelime gelen soru ve benim de sabırla verdiğim yanıt aşağıdadır. Alıntı:
Hala dinlememekte ve anlamamakta ısrarcısın. Sana, o ilk tepkisel mesajında yaptığından dolayı, karşı taraf oldum. Çünkü bunu sırf kafa tutmak adına, bilinçli yaptın. İşte en büyük yanlışın buydu. Diğer yapanların nedenleri, ilgisizlik veya acele idi. Bunun için kimseyi benim uyarmama gerek yok, bu iş için zaten yöneticiler var. Bir yanlış bilinçli yapılırsa, işte o zaman çok tehlikeli olur. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#433 |
agaclar.net
|
Bu konu fazla uzamıştı... Biz kaldığımız yerden devam edelim... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#435 | |
Ağaç Dostu
|
Efendim, bir ozanımız az ve öz deyivermiş Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#436 |
agaclar.net
|
Nevsune'ye yazarak, uzatmama konusunu ona söylemediğimi belirttim. Yani ortada onun özür dileceği bir durum yok. Okuyanların aklına takılmaması burada da açıklama gereği hissediyorum. Uzatan hepimizdik ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#437 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 23-06-2007
Şehir: düzce
Mesajlar: 3
|
Yozlaşmaya yüz tutmuş ülkemizde en büyük varlığımız Türkçeye sahip çıkmak adına yapmış olduğunuz bu davranışınızı sonuna kadar destekliyorum. Eğer bu konuda benim de yanlışım olursa şimdiden özür dilerim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#439 |
agaclar.net
|
Sevgili omega, Türkçe yanlışları için özür dilenmesi gerekmiyor ![]() Sitemiz içeriği gereği latince kelimelerin de sıkça kullanıldığı bir yer. Türkçe yazmayı beceremeyen birinin verdiği latince bilgiye nasıl güveneceğiz? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#440 |
Ağaç Dostu
|
Ancak bu kadar güvenebilirsiniz. ![]() ![]() ![]() ----------------------------------- "Turcus lisanus ozurus..." Latince'de "Tükçe Özürlü" demek. ----------------------------------- Şaka şaka. Not: Yukarıdaki ifadeyi beğenen ve gerçek zannedip nakletmek isteyenlerin olması ihtimaline karşın bilgilendirmedir: Bu Latince görünümlü ifadenin güvenilir bir kaynağı bulunmamaktadır; az önce tarafımca uydurulmuştur. Saygılarımla. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#441 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 23-05-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 58
|
Benim şimşir Sorusu Ne Oldu |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#442 |
Ağaç Dostu
|
ahmet58, Sanırım istemeden yanlış konuya mesaj yazmış olmalısınız öyle değil mi? Zira, bu sorunuzu "Üretim Teknikleri (Tohum Çimlendirme/Çelikleme/Aşılama)/ Şimşir" başlığında sormuşsunuz ve orada da yanıt almışsınız görebildiğim kadarıyla. Şimşiri nasıl üretebileceğinizi sormuşsunuz ve de amatör olarak yetiştiren bir arkadaşımız tecrübesini aktarmış ve demiş ki:"15 20 cmlik çelikleri serada köklendirebilirsiniz... mümkün oldukça küçük çelikleri köklendirin..." Selahattin Hoca da; "Şimşir çoğalma esnasında elbette nemli ve yarı gölge yer ister.Temmuz-ağustos aylarında çelik alınıp köklendirilebilir..." demiş. Ayrıca da caploonba "...küçük bir saksıya çeliği dikip üstünü pet bir şişeyle kapatın. Daima nemli tutun." diye de eklemiş. Konunuz yukarıda bağlantısını verdiğim başlıkta devam etmekte görünüyor ahmet58. Burada ise Forumda Türkçenin doğru kullanımı tartışılıyor. Haa, bu arada, yeri gelmişken, sizin mesajınıza ilişkin de bir hatırlatma yapmak isterim bu konunun başlığına da uygun olarak. Sizin mesajınızı şöyle görmek isteyecektir forum üyelerimiz: "Benim şimşir sorusu ne oldu?" İyi günler dileklerimle... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#443 | |
Kaybettik...
|
Alıntı:
![]() Sevgili malina, Var yahu hala Türkçe yazmasını beceremeyip de inatla işin içine latince karıştırnalar var... hatta bazılarımızın bilgilerine güvenebiliriz de... ![]() ne demişler "İstisnalar kaideyi ispatlar." P.S. ben kendi namıma yazdım lütfen kimse üzarine alınmasın. ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#444 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
. Düzenleyen denizakvaryumu : 25-06-2007 saat 15:25 |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#445 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 07-07-2007
Şehir: Mersin
Mesajlar: 42
|
Merhabalar, Siteye yeni üye oldum. Aslında amacım Bonsai hakkında bilgi edinmekti ancak birden kendimi burada buldum. ![]() Hızlı yazma kaygısı ile sözcüklerin kısaltılarak yazılması,noktalama işaretleri ve sözcüklerin doğru yazımı konularında göstermiş olduğunuz ilgi ve özen, özdeğerlerimizin korunması konusundaki inancımı bir kat daha arttırdı. Bu çabalarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. ![]() İletilerinizi olabildiğince okumaya çalıştım ve işlenen ana konunun yazım kuralları olduğunu gördüm. Benim de bu konu hakkında bir önerim var. Benim ve benim gibi birçok Türkçe gönüllülerinin, Türkçe'nin yozlaşmasıyla ilgili en büyük şikayetleri dilimize giren yabancı sözcüklerdir. Bu sözcükleri dilimize çok önceden girmiş, dilimize yakın zamanda girmiş ve dilimize girmekte olan sözcükler olarak üç öbekte sınıflandırabiliriz. Önerim iletilerimizde (dolayısıyla günlük hayatımızda) kullandığımız yabancı sözcükleri olabildiğince kullanmamaktır. Yine sizin iletilerinizi incelerken karşılaştığım sözcüklerden birkaç örnek vermeye çalışacağım. 1- Mesaj : Bu sözcük dilimize cep telefonları ile girdi ve en çok kullandığımız sözcüklerden biri haline geldi. Bu sözcük yerine, ileti sözcüğünü kullanabiliriz. Belki mesaj geldi yerine ileti geldi demek kulağımıza hoş gelmeyebilir. Ancak özellikle eposta ve burası gibi karşılıklı iletişimin yazı ile sağlandığı yerlerde kullanılabilir. Ayrıca kulağa hoş gelmemesi sözcüğün güzel olmamasından değil, sözcüğe alışkın olmamamızdan kaynaklanmaktadır. 2-Detay: Yine günlük hayatımızda çok kullandığımız sözcüklerden birisidir. İngilizcedeki detail sözcüğünden dilimize geçmiştir. Bu sözcük yerine ayrıntı sözcüğünü kullanabiliriz. Yine karşılaştığım bir durum ya da bağlacı **** olarak yazılmış. Ya da bağlacı her zaman ayrı yazılır. Kafınızı karıştırabileceğini düşündüğüm şey sözcüğü var. (Ki benim kafamı karıştırıyordu.) Şey sözcüğü önündeki sözcükten her zaman ayrı yazılır. Kelime yerine sözcük, pratik yerine uygulanabilir, chat yerine sohbet sözcüklerini kullanabiliriz. Yine iletilerde gördüm. Maalesef sözcüğü malesef şeklinde yazılmış. Bu yanlış hızlı yazmaktan kaynaklanıyor olabileceği gibi sözcüğün arapça kökenli olması, dolayısıyla okunduğu gibi yazılmamasından kaynaklanıyor da olabilir. Bana göre okunduğu gibi yazılsa mağlesef yazmamız gerekir. Bu sözcük yerine ne yazık ki sözcüğünü kullanabiliriz. -------------------------------------------------------------------------- Karga takma adlı arkadaşım Türkçe için fakir demiş. ![]() Alıntı Yazının Sahibi : Ahmet Okar "Victor hugo şiirlerini 40.000 kelime ile yazdı. Türkçe'yi en zengin kullananlardan yaşar Kemal'in romanları 3.500 kelimeyi geçmez"görüşü çok yaygındır. Bu görüş haklıdır zira Türkçe'nin Fransızca'ya oranla daha az sözcük içerdiği doğrudur. İngilizce'ye, Almanca'ya, ispanyolca'ya oranla da daha az sözcük içeriyor olması gerekir. Ne var ki bu Türkçe'nin daha yetersiz bir Dil olduğu anlamına gelmez! Çünkü Türkçe az sözcük ile çok şey anlatabilen bir dildir! Daha fazla sözcük içerse bunun kimseye zararı dokunmaz ancak, gereği yoktur. Başka bir dilden Türkçe'ye çeviri yapan herkes sözlüğü açtığında, aralarında minik anlam farkları olan bir çok sözcüğün Türkçe karşılığında çoğu zaman aynı kelimeyi okur. Bu, ilk bakışta bir eksiklik gibi görünebilir, oysa öyle değildir. Çünkü yukarıda adı geçen diller kelimelerin statik olan anlamlarını öğrenmeye, Türkçe ise bu anlamları bulup çıkarmaya, yani dinamik anlamlandırmaya dayalıdır. Türkçe'de anlamları sözlükteki tanımlar değil,kelimelerin cümle içindeki konumları belirler. Tam bu noktada, Türkçe'nin, referans olmak üzere sadece gerektiği kadarı sözlüklere alınmış, sonsuz sayıda kelime içerdiği bile öne sürülebilir. İngilizce - Türkçe sözlükte"sick","ill"ve"patient"ın karşısında hep"hasta"yazar. Bu bağlamda İngilizce'nin üç kat daha fazla sözcük içerdiği söylenirse bu doğrudur. Ancak, aradaki farkların Türkçe'de vurgulanamadığı söylenmeye kalkılırsa bu yanlış olur:"Doktor falanca beyin hastası olmak","böbrek hastası olmak","ınternet hastası olmak","filanca şarkının hastası olmak"arasındaki farkı Türkçe konuşan herkes bir çırpıda anlar. Bunun nasıl olabildiğini görmek zor değildir. Bir kalem alıp, alt alta: 3 + 5=. 12 + 5=. 38 + 5=. Yazmak, sonra da bunları toplamak yeterlidir. Hepsinde aynı"+5"yazdığı halde sonuçlar farklı çıkıyorsa, Türkçe'de de hepsinde aynı"hastası olmak"ifadesi geçtiği halde sonuçlar farklı olacaktır. Türkçe'nin az araç ile çok iş yapmasının sırrı matematikte yatar. 0 Dan 9 a kadar 10 tane rakam, artı, eksi, çarpı, bölü dört işlem işareti ve bir ondalık ayracı virgül, yani topu, topu 15 simge ile sonsuz sayıda işlem yapılabilir. Türkçe de benzer özellikler gösterir. Türkçe matematiğe dayalı olmaktan da öte, neredeyse matematiğin kılık değiştirmiş halidir." Yazının bütünü için bana eposta atabilirsiniz. -------------------------------------------------------------------------- Çok fazla uzattım biliyorum ama bunu da paylaşmadan edemeyeceğim. Okuyalım ve ne büyük bir hazineye sahip olduğumuzun bir kez daha farkına varalım. "...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu "cümle bağlama eğilimi" bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçe’deki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime "keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı... ", diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu..." Bu alıntı 34 dil ve lehçe bilen, dünyanın en büyük dilbilimcilerinden Johan Vandewalle'ye aittir ve yazıyı tamamen Türkçe yazmıştır. Saygılarımla ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#449 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#450 |
Ağaç Dostu
|
Sayin Ceviz hos geldiniz, turkce ile ilgili, paylastiginiz bilgiler icin sag olun. Bonsai icin burada oldugunuzu belirtmissiniz. Ne guzel, aramizda bir cok guzel bonsailer yapmanizi dilerim. En az turkce kadar heyecan veren bir ugrastir bonsai. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|