![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
|
Merhabalar ! Yukarıdaki yazılanları okuyunca öyle mutlu oldumki burdan bunları anlatabilirmiyim bilemem. İşte anadolunun güzel insanları eleleyiz yine bu sefer düşmana karşı değil kuraklığa ve küresel ısınmaya, cehalete neye diyecekseniz deyin. Kapadokyanın bu güzel köşesinde ağaçlar net üyeleri olarak sizlerin yaptığı çalışma gerçekten harika. Başta Tamtutulma olmak üzere hepinizin önünde saygıyla eğiliyor ve sizleri doyasıya bir abi olarak öpüyorum. Akşam nasıl destek verebilirim diye düşündüm. Benim bu kadar uzaktan yapacaklarım sınırlı. Yalovada küçücük bir seram var bir köşesinde size bölgeye uygun küçük küçük bitkiler üretip sarıp sarmalayıp göndermeyi planlıyorum. Karınca kaderince. Güzel At ülkesini 15 gün önce gezme şansım oldu. Ürgübe bayıldım. Siz başkanla görüşün sizden ricam email ve telefon numaralarını burdan yazın bizlerde sizleri destekleyelim diye düşündüm bir an. Ne derler anadoluda "Deveden büyük fil var" bu sözü çok severim. Ne demek istediğimi anladığınıza inanıyorum. Hoş sanırım ürgüp gibi bir cennetin başkanı eminim elinizi boş çevirmez. O bölgede mezarlık selvisi dediğimiz bir selvi var olurmu eğer olursa size Yalovadan çok daha fazla tüplü fidan ayarlayıp gönderebilirim. Yalnız değilsiniz. Yalovadan hepinize kucak dolusu selamlar. Saygıyla. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Duygularınızı anlıyorum ve ben de sızın gıbı bu çalışkan arkadaşları kutluyor ve saygıyla selamlıyorum. Ancak Yalovadan^Ürgüp'e fidan gönderme isteğinizi savunmuyorum. Bu tip ağaçlandırmalarda fidan türü ve orijini seçimi çok önemlidir. Gördüğüm kadarıyla bu arkadaşlar tamamen amatör ruhla işin içindeler ve yapmış oldukları ağaçlandırma çalışması zaten risk altında. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla toprak yapısı fena değil fakat mutlak derinliği az. Bu gibi bölgelerde daha çok ibreli fidan seçimi ve mümkünse çıplak köklü fidan kullanımı uygundur. Zaten arkadaşlarımızı ağaçlandırmadan önce bir arazi hazırlığı işlemi uygulamamışlar. Maddi imkansızlıklardan olduğundan eminim. Bu gibi zor şartların bir araya gelmesinden ötürü çok dikkatli davranılması gerekir. Bu konuda yalovada yetişen fidanların ürgüpte adaptasyon sağlayacagından şüpheliyim. Yaptığınız masraf ve uğraşlar boşa gitmemesi açısından bilgilendirmek isterim. Saygılarımla |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
|
Alıntı:
Mesajınızı büyük bir dikkat ve özenle okudum. Uyarılarınıza katılmakla birlikte bölgenin şartlarına uygun fidan seçimi konusunda emin olun sizlerden tabiiki yardım isteyecektim. Orman mühendisleri olarak eminim konuyu bizlerden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalar amatör bile olsa bana göre takdire şayan. Tür olarak mezarlık selvisi veya kara selvi olarak bir bitkiyi sormamdaki sebeb Yalovada bizler dış fidan işi ile uğraşanlar tohumdan üretip üzerine aşı yapıyoruz veya yaptırıyoruz. Başarısız aşılar bir daha değerlenmediği için kendimden veya arkadaşlardan temin etmem kolay bir meteryal olması. Bölgeye uygun diğer türleri burda köklendirip bir şekilde ulaştırır ve arkadaşlarımızı yalnız bırakmamış oluruz diye düşünüyorum. Bu yıl gidip gördüğümde elbette az sayıdada olsa ağaç var bölgede. Eminim orman bölgede çalışmalar yapıyordur. Onlardanda gerekirse görüşüp fikir alabiliriz. İlginize tekrar teşekkürler. Saygıyla kalın. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sayın E®TY: Bölgeye ilk fidanı 1995 yılında dikmiştik. O zamanlar Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrenciydim. İzmir'de ormandan topladığım kozalaklardan elde ettiğim tohumları kedi olanaklarımızla fidan haline getirdik ve bir yıl sonra Eğrim Dağı'na diktik. Ancak sonuç alamadık ve de şevkimiz kırıldı. Daha sonra işti, askerlikti derken ben Ürgüp'ten hayli uzak kaldım. İlk dikimden 10 yıl sonra 2005 te 10 kadar arkadaşımız tohumdan badem ve alıç, fidan olarak da ardıç dikerek çalışmalara devam etme kararı aldılar. Bu kez sonucun olumlu olduğunu gördüğümüzde dünyalar bizimdi. Geçen yıl il orman müdürlüğüne gittiğimde dantel ören bayan memurlardan akçaağaç tohumu istediğimde " O da nedir ?" gibi bir yanıt aldım ki " Buradan bize hayır gelmeyeceği" kanaatine vardım. İl orman müdürlüğünün Avanos'ta ciddi bir çalışması var. Ancak bizim için önemli olan yaşadığımız ve çok sevdiğimiz Ürgüp'tü. Neden Eğrim Dağı'nda ısrar ettik: Yazılı pek kaynak olmasa bile yüzlerce yıl önce buraların ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı olduğu bazı kaynaklarda anlatılır. Eğrim Dağı'nın tamamen ağaçlarla kaplı olduğu; dağın doruğunda bir yeldeğirmeni bulunduğu yaşlılar tarafından anlatılır. Bu konu yerel turist rehberi bir arkadaşımızın sitesinde de anlatılıyor. http://www.candede.net/?p=3259#more-3259 Hiç bir maddi ve siyasi beklenti; ya da çıkar gözetmeyen; çoğusu çocukluk arkadaşım olan çevre dostu arkadaşlarla yıllarca bir orman özlemi çektik. Sonuçta karanlığa küfredeceğimize birer mum yakmaya başladık. Başlangıç olarak evimde kendi olanaklarımla yetiştirdiğim akçaağaçları diktik. Daha sonra aramızda para toplayarak seracıların ellerinde kalmış fidanları hayli uygun fiyatlardan aldık. İki ayrı işyerine üzerinde: " Senin de dikili bir ağacın olsun." yazılı kumbaralar koyduk. Ekibimize her gün yeni arkadaşlar katılıyor. Ekim sonunda yaklaşık 300 fidan dikimi ve palamut ekimi yapılacak. Ağaçlar hakkında öğrendiklerimizin çoğunu ağaçlar.net'ten öğrendik. Şu anki çalışmalarımız belki amatörce görünebilir; ancak ben " amatör ruhlu" olduğumuzu asla kabul etmiyorum. Son yüzyılda Ürgüp'te yaşamış olan her insan yalnızca bir ağaç dikseydi bu dağ tamamen ormanla kaplı olacaktı. Eleştiri ve önerilere sonuna kadar açığız. Biz şimdilik elimizden geleni yapıyoruz. Aynı zamanda hem araştırma, hem kendi fidanını yetiştirme, hem bütçe oluşturma, hem de daha çok insana ulaşmaya çalışıyoruz. Şu anda işin başındayız, bu işi ölene kadar yapmaya karar verdik. İleride çok çok daha iyisini yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bizlere en azından iletilerinizle bile olsa destek oluyorsunuz ya bu bizim azmimizi daha da artırıyor. Yaptığımız araştırmalar sonucu :yazları kurak geçen, kışları -27 dereceye kadar düşen bölge iklimine uygun olarak: *Ardıç *Sedir *Alıç *Meşe *Akasya *Çalı *iğde *Akçaağaç *Kokar ağaç *Ihlamur *Dişbudak gibi ağaçlara karar verdik ve bu ağaçlardan diktik. Bu konuda sizlerden öneriler bekliyoruz. Önümüzdeki yaza kadar su sorunu kesinlikle çözülecek. Kaymakam ve belediye başkanı ile yapacağımız görüşmelerden ne sonuç alacağımızı bilmiyoruz ama sonuç ne olursa olsun asla pes etmeyeceğiz. Her yıl en az 1.000 -2.000 ağaç dikilecek ve bakımı yapılacak. Bir kaç konuda yardıma ihitiyacımız var: " Fidanlar - ağaçlar bulundukları toprağın su tutma yüzdesini ne oranda etkilerler ?" Bu konuyu çok araştırmamıza karşın doyurucu bir yanıt bulamadık. Diğeri : "Fidanları diktiğimiz toprak geçirgen bir yapıya sahip değil. Toprak suya doyduğunda suyu bayağı iyi tutuyor; ancak yukarıdan suyu köke geçirmesi de hayli zor oluyor." Bu konuda önerileriniz ne olacaktır ? Yemyeşil bir çevre sizlerle olsun. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Yaptığınız çalışmalarda tekrar tekrar başarılar dileyerek başlamak istiyorum söze çünkü elinizdeki imkansızlıklarla bu büyük projeye girmeniz bırakın karanlığa ışık tutmayı Ejderhanın azından dışarı çıkmaya benziyor. Ama doğru yolda ve yeterli azimde olduğunuzu bildirmek isterim. Öncelikle sorularınıza yanıt vermek isterim. -Fidanlar - ağaçlar bulundukları toprağın su tutma yüzdesini ne oranda etkilerler ? - Mevcut kurak arazide yeni dikilen fidanlar elbette toprağın su tutma kapasitesini arttırır fakat bu artış oranı çok değildir. Ancak ileriki birkaç yılda gözle görülür şekilde bunun mümkün olduğunu kendi gözlerinizde görür hale gelir. İsterseniz küçük bir deney ile bu konuda tecrübe kazanabilirsiniz. Yıllık cetveller ayarlayıp aynı mevkiide son yagmurlardan sonra rutin (profil diye adlandırdığımız) çukurlar açın derinliği 1m. sizin için yeterli olacaktır. Ve son yağmurlardan sonra bu çukur işlemini 15 günde 1 tekrar edin. Toprak altındaki nemi gördüğünüz süreyi not edin. Örn: 2009 Mayıs Son yağmurlar 2009 Haziran Nem mevcut 2009 Temmuz Nem kısmi mevcut 2009 Ağustos Nem görülmüyor. Bu işlemi 5-10 yıl boyunca düzenli yaparsanız Nemi toprakta gördüğünüz süre ağaçlandırmanızın geliştiği yerlerde uzadığını göreceksiniz. -Fidanları diktiğimiz toprak geçirgen bir yapıya sahip değil. Toprak suya doyduğunda suyu bayağı iyi tutuyor; ancak yukarıdan suyu köke geçirmesi de hayli zor oluyor." Bu konuda önerileriniz ne olacaktır ? Toprağın geçirgenliği birçok farklı yapısal özelliğine göre değişmektedir. Killi topraklarda geçirgenlik zordur ancak kumlu topraklar daha iyi geçirgendir. Sulamalarınızdan sonra toprağın yüzeyinde oluşan kaymaksı tabakayı kırmanız toprağın su tutma kapasitesini arttırdığı gibi toprağın yeniden su geçirgenliğini de pozitif yönde etkilemektedir. Ayın 1. günü yapılan sulamanın ardından aynı ayın 10-15. gününe kadar fidan diplerinde oluşan kaymaksı yapıdan kurtulunması gerekmektedir. Yüzeysel aşırı derine inilmeden yapılacak çapalama işlemi bunun için gayet uygundur. Bu sayede toprak yüzeyinden suyun buharlaşması( kaymaksı yapıda çatlaklar mevcuttur ) engellenir. Saygılarımla Tekrar Tebrikler ve Başarılar dileklerimle.. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
|
Sayın E®TY, uzman olmayanların da anlaması için, mümkünse konuyu biraz açabilir misiniz. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Fidanalarımız ağaçlandırma sahalarında 2 tür olarak kullanılır. 1) Tüplü Fidan 2) Çıplak köklü Fidan Tüplü olarak adlandırdığımız fidanlar kendi toprağıyla birlikte dikilen fidanlardır. Eminim herkes en az 1 kere görmüştür. Poşet kıvamında bir tüpte içinde fidanlık toprağı ile yetiştirilmiş fidanlardır. Çıplak köklü dediğimiz fidanlar ise Dikimi sırasında kök kısmında toprağı olmayan adından da anlaşılacağı gibi çıplak olan fidanlardır. Bu fidanlar genellikle ibreli türlerde (servi vb.) , yapraklı ağaçlarda (badem, ceviz vb.) olabilir. Fotoğrafta yerde yatık duran fidanlar çıplak köklü diğeri ise tüplü fidandır. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 | |
Ağaç Dostu
|
Sayın E®TY, açıklamalar için teşekkür ederim. Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaç Dostu
|
İbreli türlerin su istekelri yapraklılara göre daha az ve aşırı sıcaklarda dayanıklılıkları doğru tür ise daha fazladır. Çıplak köklüdeki sebep ise fidanlar arazide dikimlerinden sonra bir süre adaptasyon sorunuyla karşıkarşıya kalırlar. Tüplü fidanlar kendi topraklarıyla dikildiği için bunu belli bir süre hissetmezler ancak kök gelişip kendi toprağının sınırlarından çıktığında bambaşka bir toprak yapısıyla karşı karşıya kalır. Ancak çıplak köklü fidanların dikimlerinde bu olmaz. Çünkü dikimden hemen önce yapılan kök budamasında kök küçültülür ve çıplak olduğu için arazideki toprakla direk tanışır. Gövdede de yapılan budama sayesinde dikim zamanı ihtiyaçları azdır. Zamanla artar bu zamana paralel kök gelişir ve toprakta eski şeklini almaya başlar. İhityaç az toprak adaptasyonu da aynı anda geliştiği için bu adaptasyon daha sağlıklı gerçekleşir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|