Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi E®TY
...Ancak Yalovadan^Ürgüp'e fidan gönderme isteğinizi savunmuyorum. Bu tip ağaçlandırmalarda fidan türü ve orijini seçimi çok önemlidir. Gördüğüm kadarıyla bu arkadaşlar tamamen amatör ruhla işin içindeler ve yapmış oldukları ağaçlandırma çalışması zaten risk altında. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla toprak yapısı fena değil fakat mutlak derinliği az. Bu gibi bölgelerde daha çok ibreli fidan seçimi ve mümkünse çıplak köklü fidan kullanımı uygundur. Zaten arkadaşlarımızı ağaçlandırmadan önce bir arazi hazırlığı işlemi uygulamamışlar. Maddi imkansızlıklardan olduğundan eminim. Bu gibi zor şartların bir araya gelmesinden ötürü çok dikkatli davranılması gerekir...
|
Sayın E®TY: Bölgeye ilk fidanı 1995 yılında dikmiştik. O zamanlar Dokuz Eylül Üniversitesinde öğrenciydim. İzmir'de ormandan topladığım kozalaklardan elde ettiğim tohumları kedi olanaklarımızla fidan haline getirdik ve bir yıl sonra Eğrim Dağı'na diktik. Ancak sonuç alamadık ve de şevkimiz kırıldı. Daha sonra işti, askerlikti derken ben Ürgüp'ten hayli uzak kaldım. İlk dikimden 10 yıl sonra 2005 te 10 kadar arkadaşımız tohumdan badem ve alıç, fidan olarak da ardıç dikerek çalışmalara devam etme kararı aldılar. Bu kez sonucun olumlu olduğunu gördüğümüzde dünyalar bizimdi.
Geçen yıl il orman müdürlüğüne gittiğimde dantel ören bayan memurlardan akçaağaç tohumu istediğimde " O da nedir ?" gibi bir yanıt aldım ki " Buradan bize hayır gelmeyeceği" kanaatine vardım. İl orman müdürlüğünün Avanos'ta ciddi bir çalışması var. Ancak bizim için önemli olan yaşadığımız ve çok sevdiğimiz Ürgüp'tü.
Neden Eğrim Dağı'nda ısrar ettik: Yazılı pek kaynak olmasa bile yüzlerce yıl önce buraların ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı olduğu bazı kaynaklarda anlatılır. Eğrim Dağı'nın tamamen ağaçlarla kaplı olduğu; dağın doruğunda bir yeldeğirmeni bulunduğu yaşlılar tarafından anlatılır. Bu konu yerel turist rehberi bir arkadaşımızın sitesinde de anlatılıyor.
http://www.candede.net/?p=3259#more-3259
Hiç bir maddi ve siyasi beklenti; ya da çıkar gözetmeyen; çoğusu çocukluk arkadaşım olan çevre dostu arkadaşlarla yıllarca bir orman özlemi çektik. Sonuçta karanlığa küfredeceğimize birer mum yakmaya başladık. Başlangıç olarak evimde kendi olanaklarımla yetiştirdiğim akçaağaçları diktik. Daha sonra aramızda para toplayarak seracıların ellerinde kalmış fidanları hayli uygun fiyatlardan aldık. İki ayrı işyerine üzerinde: " Senin de dikili bir ağacın olsun." yazılı kumbaralar koyduk. Ekibimize her gün yeni arkadaşlar katılıyor. Ekim sonunda yaklaşık 300 fidan dikimi ve palamut ekimi yapılacak.
Ağaçlar hakkında öğrendiklerimizin çoğunu ağaçlar.net'ten öğrendik. Şu anki çalışmalarımız belki amatörce görünebilir; ancak ben " amatör ruhlu" olduğumuzu asla kabul etmiyorum. Son yüzyılda Ürgüp'te yaşamış olan her insan yalnızca bir ağaç dikseydi bu dağ tamamen ormanla kaplı olacaktı. Eleştiri ve önerilere sonuna kadar açığız. Biz şimdilik elimizden geleni yapıyoruz. Aynı zamanda hem araştırma, hem kendi fidanını yetiştirme, hem bütçe oluşturma, hem de daha çok insana ulaşmaya çalışıyoruz. Şu anda işin başındayız, bu işi ölene kadar yapmaya karar verdik. İleride çok çok daha iyisini yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bizlere en azından iletilerinizle bile olsa destek oluyorsunuz ya bu bizim azmimizi daha da artırıyor.
Yaptığımız araştırmalar sonucu :yazları kurak geçen, kışları -27 dereceye kadar düşen bölge iklimine uygun olarak:
*Ardıç
*Sedir
*Alıç
*Meşe
*Akasya
*Çalı
*iğde
*Akçaağaç
*Kokar ağaç
*Ihlamur
*Dişbudak
gibi ağaçlara karar verdik ve bu ağaçlardan diktik. Bu konuda sizlerden öneriler bekliyoruz.
Önümüzdeki yaza kadar su sorunu kesinlikle çözülecek. Kaymakam ve belediye başkanı ile yapacağımız görüşmelerden ne sonuç alacağımızı bilmiyoruz ama sonuç ne olursa olsun asla pes etmeyeceğiz. Her yıl en az 1.000 -2.000 ağaç dikilecek ve bakımı yapılacak.
Bir kaç konuda yardıma ihitiyacımız var: " Fidanlar - ağaçlar bulundukları toprağın su tutma yüzdesini ne oranda etkilerler ?" Bu konuyu çok araştırmamıza karşın doyurucu bir yanıt bulamadık.
Diğeri : "Fidanları diktiğimiz toprak geçirgen bir yapıya sahip değil. Toprak suya doyduğunda suyu bayağı iyi tutuyor; ancak yukarıdan suyu köke geçirmesi de hayli zor oluyor." Bu konuda önerileriniz ne olacaktır ?
Yemyeşil bir çevre sizlerle olsun.