![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Didem,sevgili aygün, sevgili fatmadündar, ne yazık ki bu güzel ülkemiz de içimizi yakan bir çok olaylar oluyor, bu cennet vatanımız para uğruna harcanıyor, yarın büyük ihtimalle Kozak yaylasındaki gelişmeleri aktaracağım. Sevgiyle kalın... Düzenleyen gece : 16-03-2010 saat 17:15 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
|
Tarih: 3 Nisan 2008 Kaynak: Milliyet Yazan: Şükran Özçakmak İzmir Bergama sınırları içinde bulunan Kozak Yaylası’nda altın arama işleminin durdurulmasını isteyen köylüler, “Bizim altınımız toprağın altında değil, üstündeki çamlardır” diyerek sivil toplum kuruluşlarını yardıma çağırdı. 66 bin 500 dekarlık Kozak Yaylası, İzmir’in Bergama ilçesi sınırları içinde... Çamfıstığı ağacından Türkiye’nin yıllık 40 milyon doları aşan ihracat geliri var. Ancak köylüler altın arama çalışmalarının ağaçları kurutacağını söylüyor. Kaz Dağı ve Artvin Cerattepe’den sonra şimdi de İzmir Kozak Yaylası’nda altın madeni için sondaj çalışmaları başladı. Köylüler, doğal güzelliğinin yanı sıra Türkiye’nin organik çam fıstığı deposu olan Kozak Yaylası’nı, altın talanından kurtarmak için harekete geçti. İzmir Bergama sınırları içinde bulunan 66 bin 500 dekarlık Kozak Yaylası’nda başlatılan altın arama işleminin durdurulmasını isteyen 17 köy, Kozak Yaylası Çevre Koruma Kültür ve Turizm Derneği çatısı altında birleşti. Helenistik çağdan bu yana ekolojik olarak yetişen çamfıstığı ağacından Türkiye’nin yıllık 40 milyon doları aşan ihracat gelirinin olduğunu belirten köylüler, altın madeni çıkarılması halinde 17 köyün geçim kaynağı olan çamfıstığı ağaçlarının kuruyacağını, tarımın ve doğal güzelliklerin yok olacağını düşünüyor. 5 milyon çamfıstığı ağacı 5 milyon ağacı ile Türkiye’nin organik çamfıstığı deposu olan Kozak Yaylası’ndaki altın arama çalışmalarının durdurulmasını isteyen köylüler, sivil toplum kuruluşlarını yardıma çağırıyor. Paneller düzenleyerek altın madenini tartışmaya açan Kozak Yaylası Çevre Koruma Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Taner Tekin, altın madenine karşı çıkma gerekçesini şöyle açıkladı: “Maden şirketleri öncelikle orman arazisini kiralayarak maden arama çalışması yapmaya başladı. Hatta sondaj çalışmasını da başlattılar. Maden Yasası elimizi kolumuzu bağlıyor. Altın madeni, Kozak Yaylası’nı kurutur. Altın madeni yalnızca bir doğa harikasını yok etmiyor, çevrede yaşayan köylülerin hayat damarını da kurutuyor. Çünkü bir ton cevheri işlemek için 10 ton suya ihtiyaç var. Su kaynakları kesilirse tarım yapamayız, yeraltındaki suyla beslenen çamfıstığı ağaçları kurur. 10 yıl sonra maden araması yapanlar gider bize de atıklarla zehirlenmiş, üzerinde çamfıstığı yetişmeyen kuru ağaçlar kalır. Üstelik devletimizin bu madenlerden aldığı pay sadece yüzde 2. Helenistik çağdan bu yana ekolojik olarak yetişen çamfıstığı ağaçlarına ve tamamen endemik bir yapıya sahip olan ve bölge ekonomisinin can damarını oluşturan, 300 binden fazla insana su sağlayan bu yayla feda edilir mi? Sondajdan çıkan atık, hem Ayvalık ve Altınova’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Madra Çayı’na ve barajına karışıyor hem de yeraltı sularını kirletiyor. Sondaj için birçok ağacı kestiler. Bir de siyanür havuzu kurulursa yayla yok olur. Bizim altınımız toprağın altında değil, üstündeki çamlardır.” |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
|
Köylüleri kandırıyorlar” Yaklaşık 10 aydır süren çalışmalarda şimdiye kadar 20’ye yakın bölgede her biri 400-500 metreyi bulan sondajlar yapıldığını belirten Tekin, “TEMA’ya başvurduk. GÜMÇED’den yardım alıyoruz. Maden çıkaran firmalar ise orman arazisini kiraladıkları için yasal işlem yapamıyoruz. İşsizlere iş vererek köylüleri kandırıyorlar. Hatta bazı muhtarlara iş makinesi aldılar. Doğa tahribatı görülmesin diye tahrip edilen ormanların üzerini sürekli çalılarla kapatıyorlar. Bu işlem için köylülere para veriyorlar” dedi. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
|
Canim Kozak!...Bir zamanlar içinde özgürce dolaştığımız, koştuğumuz oynadığımız ormanlarına engeller,yasaklar kondu.Neler oluyor bu cennete,ne zaman bitecek üstüne yapıştırılan bu hüzün, bu acı?... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
|
www.turnusol.biz adresinde bizim tartıştığımız konu dikkat çekmiş olacak ki, köydeki akrabalarımın binbir güçlüklerle çektiği fotoğrafları da ekleyerek haber yapmışlar, fotoğraflar benim burada sizlere sunmuş olduğum fotoğraflardır... en altta sayfanın linkini veriyorum, bu da yayınladıkları haber... ''Dikili'de ağaç katliamı Yazıyı Çıkış AlKozak yaylasında altıncıların çıkarına ve devletin izniyle 10 bine yakın ağaç kesildi. Bergama çevre Platformu ve Kozak Çevre Derneği, ortak bir açıklama yaparak katliamın durdurulmasını istedi. 20 Mart 2010 Cumartesi Dikili'de Kozak yaylasının Kaplan köyüne komşu Çukuralan köyünde resmi rakamlara göre 7743 ağaç kesildi ve halen kesiliyor. Yörede yaşayanların, çevreci ve yaşam savunucularının tepki gösterdiği ağaç katliamının durdurulmasını isteyen bir açıklama yapan Kozak Çevre derneği Başkanı Mehmet Akkın ve Bergama çevre platformu Sözcüsü Erol Engel, kamuoyunu ve karar vericileri uyardı. Dünyanın en kaliteli çam fıstığını üreten yeryüzü cenneti Kozak Yaylasında altın madeni işletmeleri için yapılan doğa katliamını kınayan yurttaşlar soruyor: 'Kozaklıların feryadını duyacak vicdan sahipleri yok mu Ankara'da?' Açıklama şöyle: 'DİKİLİ ÇUKURALAN'DA AĞAÇ KATLİAMINI DURDURUN!' "Çukuralan kan ağlıyor ve öfkeli... Kozak yaylası tedirgin... Özellikle Aşağıbey köyümüz sınırında yer alan Yelli mevkiinde kesimler yoğunlaşmıştır. Bu kesimler, devletin izniyle ve eliyle yapılıyor, göz göre göre bu katliama izin veriliyor. Koskocaman bir orman yok edildi. Ne pahasına? Bir ton kayaçtan elde edilecek 4 gr. altın için. Yüzlerce yılda oluşan bu ormanı 4 gr altın için feda eden zihniyeti lanetliyoruz. .. Kozak yaylasında başlayan bu talanın nereye kadar gideğinden çok endişeliyiz. sırada Kaplan mı, Aşağıbey mi ,Yukarıbey (Gelintepe mevkii) mi yoksa tüm Kozak yaylası mı var ? Bugüne kadar dünyanın en kaliteli çam fıstığını üreten ve her yıl 50 milyon dolar civarı ihracat yaparak devlete katma değer kazandıran, ormanına canı gibi bakarak, yangınların neredeyse hiç olmadığı yöremiz de bu yapılanlar Kozak köylüsüne reva mıdır? Kozak köylüsü soruyor: Bunca yıl Kozak Yaylasını gözbebeğimiz gibi koruduk, altıncı şirketlere peşkeş çekilsin diye mi? Nedir bu rezalet ! Yeryüzünün cenneti olan Kozak yaylasına nasıl kıyarsınız, bu hangi vicdana, hangi dine ve imana sığar ? Kozaklıların feryadını duyacak vicdan sahipleri yok mu Ankara'da ? Milli park ilan edilip koruma altına alınması gereken yaylamızı, Altıncı şirketin talanına nasıl açarsınız ? İki elimiz iki yakanızdadır. Anayasal hakkımız olan "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımızı" elimizden alamazsınız ! Siyasi iktidarı uyarıyoruz, elinizi Kozak'tan Çekin ! Kozak'ta ki Ağaç Katliamını Derhal durdurun!" Fotoğraflar: Kozak'ta ağaç katliamı ürkütücü boyutlarda. Yemyeşil tepeleri kelleştiren eller kırılsın!'' Muhabir : Turnusol Haber http://www.turnusol.biz/public/haber...7%20katliam%FD |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#8 |
Ağaç Dostu
|
Dedem Korkut’a Mektup Yazan Muammer Sakaryalı 29 Ağu, 2009 Muammer Sakaryalı. Muammer SAKARYALI Dedem Korkut! Atam, değil misin? Bugün seninle sohbet etmek geldi aklıma. Biraz içimi dökmek ve senin öğütlerinin tam tersini yapan hem Türk hem de Müslüman torunlarının yaptıklarını anlatmak istedim. Sanırım senin o meşhur öğütlerinden cesaret aldım: “Yerli kara dağların yıkılmasın! Gölgeli kaba ağacın kesilmesin. Görklü suyun kurumasın. Kanatlarının ucu kırılmasın.” Ne güzel ve ne anlamlı öğütlerin vardı bizlere. İnsanlığın yaşam deneylerinden süzülüp gelen tavsiyelerdi bunlar. Bizim memlekette egemen olanlar, kendi sözlerini söylerken, sana bir ata olarak atıf yapar, sözlerinden alıntılar yaparlardı. Her zaman yaptıkları gibi senin “adına” şeklen sahip çıktıklarını gösterir, geleneğe-töreye sahip çıkmanın erdemini anlatır ve bununla övünürlerdi. Oysa sana olan sevgilerinin sahte olduğu anlaşıldı. Sen bize “Yerli kara dağların yıkılmasın! Gölgeli kaba ağacın kesilmesin!” öğüdünde bulundun ama, senin bu sözlerin görmezden gelindi. Uşak’taki Kışladağ yıkıldı. Viran olan dağın altınlı kayaları küçük küçük ufalandı, altınlı küçük parçalar bir yere yığıldı. O yığının üstüne zehirli siyanür bulamacı döküldü. Altınlı olmayan kaya ve toprak yerinden çıkarılıp başka bir yere yığıldı, bu yığın dağlarına da pasa diyorlar. Siyanürlü sularla, kara dağlarımızın kaya parçalarındaki altınları alıp gidiyorlar. 70 bin ton zehir kullanıyorlar Kışladağ’da. Şimdi yine haberler geliyor; kullandıkları o zehrin havaya karışan gaz kısmı canlıları zehirliyor parça parça. Kışladağ’ın böğrünü döve döve deşiyorlar, tam 450 metre inecekler aşağıya ve 1000 metre genişleyecekler. Dağ yerine devasa bir çukur kalacak bize, ne olacağı belli olmayan. Yığdıkları pasa dağları da hiç masum değil. İçinde uyandırılmış ağır metaller dolu. Yağan yağmurda o uyanmış arsenik, antimon, kurşun vb akıp gidiyor ve sularımıza karışıyor. Hele siyanürle yıkadıkları yığın! İçi kimyasallarla dolu bir bomba! Yüzyıllarca zehirlenecek evimiz, yurdumuz ve canlıların hayatları. “Görklü suyumuz” da yavaş yavaş kuruyor Korkut Dede. İnay’da üç bin yıldır aktığını bildiğimiz suyun kaynağından çektikleri suyu kullanıyorlar. Görklü suyumuzda azalmaya ve kirlenmeye başladı. Yalnız Kışladağ yıkılmadı. Turgutlu’da Çal dağını yıkıyorlar, Çaldağı’nda 2 milyon ağacımızı kestiriyorlar, Turgutlu ovamıza asit yağdıracaklar. İzmir’de Efemçukuru’nu deşiyorlar, Bergama Ovacık’ı bitirdiler sıra Kozak yaylasında. Artvin’i, Erzincan’ı, Gümüşhane’yi, Eskişehir Kaymaz’ı, Kazdağlarını yıkıyorlar Dede, Kazdağlarını. Munzur çayını, Artvin ve Rize’nin sularını kurutacaklar. Toroslar’ın, Bursa’nın ve daha birçok yerin suyunu da sattılar. Dünyanın ağalarını, biliyorsun. Maden tekelleri, tohum tekelleri, su tekelleri, petrol tekelleri, silah, ilaç ve gıda tekelleri… O ağalar dediler ki: Artık “yerküre küresel köy” dür. Yani ‘bütün dünya bizim için pazardır.’ Yerkürenin suları, ormanları, dağları, tohumları, madenleri satılıktır ve biz onları insanlara satacağız. Satarak, birikimimize birikim katacağız. Kâr ve kazanç hırsı bizim olmazsa olmaz özelliğimizdir. Eğer bize yurdunuzun yeraltı kaynaklarını, sularını, ormanlarını, tohumlarını açmazsanız; borç vermeyiz, borç ertelemesi yapmayız, iktidarda da kalamazsınız vs dediler. Şimdi bizi yönetenler, dünyanın ağalarının taşeronu, simsarı durumundalar Dedem Korkut! Suyumuzu kurutanlar, dağlarımızı viran edenler, binlerce yetişkin ağacımızı kesenler velhasıl kanatlarımızın ucunu kıranlar dünyanın ağaları. Dünyanın ağaları ta senin gününden beri var, biliyorsun. Fakat esas düşkünler, işbirlikçiler, kanatlarımızı kırdıranlar; dünyanın ağalarına görklü sularımızı, yerli kara dağlarımızı altın tepside sunanlar, bizi yönetenler, yani senin torunlar! İktidardakiler, muhalefettekiler, militerler… Bizi yönetenlerin katında sularımızın, dağlarımızın, ormanlarımızın, tohumumuzun, sütümüzün ve doğanın bir parçası olan insanların hiç itibarı yok! Fakat Dünyanın Ağaları çok itibarlı. Ağalar için özel yasalar çıkıyor, var olan hukuk uygulanmıyor, hile yapılıyor…İşte böyle Dedem Korkut. Bu senin Türk ve Müslüman torunların fena halde vahşi sermaye sever, altın sever, “el” sever durumda. Bir de, biz varız Korkut Dede. Dağımızı, suyumuzu, ağacımızı evimiz-yurdumuz bilen, dünya kardeşliğini savunan, doğaya ait olduğumuzu bilen, öyle Türklük ve Müslümanlığımızla övünmeyip ama senin öğüdüne sadık kalarak, ağaçlarımızı kestirmemek, suyumuzu kurutmamak, dağlarımızı yıktırmamak için çırpınan biz varız. Bir avucuz. Senin torunlarınız. Kendi ülkemizde gurbeti yaşıyoruz, kendi dünyamızda gurbeti. Ama mücadele ediyoruz. Senin “Hey oğul! Azını gören, çoğunu bilen, sözünü diyen oğul… Sen sen ol, el sözüyle yola çıkma… El sözüyle yola çıkan, el yolunda yorulur. Can oğul…” dediğini duyuyoruz. Saygılarımı, hürmetlerimi sunarım. 21.08.2009 Torunlarının torunlarının torunlarından Muammer Sakaryalı |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaç Dostu
|
ntvmsnbc
Çabalarımız ulusal basında da ses getirmekte...Yazım ntvmsnbc'nin sayfasında bugün yayınlanmıştır.. Aşağıda yer alan yazının orjinali bu linktedir: http://www.ntvmsnbc.com/id/25076157/#storyContinued Kozak Yaylası'nda maden tartışması Kozak Yaylası bir fıstık cenneti. Dünyanın en kaliteli çam fıstıkları burada üretiliyor.Ancak bölgede yapılmak istenen altın madenciliği çalışmaları yöreyi tehdit ediyor... Güncelleme: 11:08 TSİ 31 Mart. 2010 Çarşamba Yöre sakinleri şimdiden maden araması için binlerce ağacın kesimine başlandığını söylüyorlar.. Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, Kozak Yaylası’nın Kaplan köyü yakınlarındaki Çukuralan’da, resmi rakamlara göre 7 bin 743 ağaç kesildiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Koskocaman bir orman yok edildi; bir ton kayaçtaki 4 gram altın için. Yüzlerce yılda oluşan bu ormanı 4 gram altın için feda eden zihniyeti lanetliyoruz” Bu konuda bölgedeki sivil toplum kuruluşları bir açıklama yaptı. Açıklamada şu sözlere yer verildi: “Kozak’ın her yıl 50 milyon dolar civarında çam fıstığı ihracatı yapılan bir bölge. Kozak köylüsü, ormanları bugüne kadar canı gibi korudu, bu yüzden orman yangınlarının hemen hemen hiç yaşanmadı. Şimdi Kozak köylüsü soruyor, bunca yıl gözbebeğimiz gibi koruduğumuz Kozak Yaylası’nı altıncı şirketlere peşkeş çekilsin diye mi koruduk? Nedir bu rezalet?! Yeryüzünün cenneti olan Kozak Yaylası’na nasıl kıyarsınız; bu hangi vicdana, hangi dine ve imana sığar? Kozaklıların feryadını duyacak vicdan sahipleri yok mu Ankara’da? Milli park ilan edilip koruma altına alınması gereken yaylamızı, altıncı şirketin talanına nasıl açarsınız? İki elimiz iki yakanızda...” Kozak’ta yaşananları yöre sakinlerinden biri şöyle kaleme aldı: “Babamın, dedemin,atamın doğduğu, yattığı Kozak...Yeşiller denizi Kozak, Allah'ın bize bahşettiği cennet.Ama birkaç yıldır bu güzelim cennette karabulutlar dolaşıyor. O güzelim cennette geçirdiğim muhteşem yaz tatilleri hala aklımda, orman içinde uzun yürüyüşler, akan berrak sularında balık avlamalar, yüzmeler, ormanın içinde ata binerek cennetin içinde kaybolmalar, tan vakti dedemle dağların,çam ağaçlarının arasından güneşin doğuşunu izlemek sonra bağdan sabah çiği üstünde üzüm ve incir yemek... Çam kozalaklarından elde edilen künerden fıstıkları çıkardığımız güzel anlar... Ormanda özgürce koşan yılkı atlarının seyrine doyum olmazdı.Günbatımında çamların ardından Ege Denizi'nde batan güneşin şöleni... Akşamları dedemin tahta kerevetinde kardeşlerimle uzanarak,çam ve badem ağaçlarının izin verdiği kadar Samanyolu ve yıldızları seyrederken dedemin anlattığı Kurtuluş ve Çanakkale savaşlarının hikayeleri ile uykuya dalardık. Hala bunları yapan, yaşayan çocuklar var. Ama birkaç yıl sonra belki bu ağaçların hiçbiri kalmayacak,ormanda yaşayan hayvanlar,kuşlar, ceylanlar, belki de insanlar. Sular altın madeni için çekilecek, yeraltı suları yok olacak, ağaçlar kuruyacak. Bulunabilen sular siyanürle kirlenecek, ve bizlerin torunları bizim yaşadığımız mis gibi çam havasını ve temiz çevreyi bulamayacaklar... 5-7 yıl için maden ocağı oraları kullanacak işi bitince kirlettiği,yok ettiği doğayı tek başına bırakıp terkedecek...” |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 20-06-2010
Şehir: Balıkesir
Mesajlar: 1
|
Kozak halkı uyuma. Aşağıcuma, Yukarıcuma, Bağyüzü vs. köylüleri, küçükler, büyükler, ablalar, teyzeler, anneler, babalar siz Kozak yaylasını atalarınızdan nasıl aldıysanız torunlarınıza çocuklarınıza gelecek nesile aktarmakla görevlisiniz. Bütün yöre halkını mücadele etmeye ve direnmeye çağırıyorum. Yabancı, altın avcılarına esir olmayınız; ve doğanızı teslim etmeyiniz. Vallahi insanın içi acıyor ya. Biz atalarımızdan dedelerimizden böyle mi aldık bu dağları, ormanları. Biran önce bu doğa katliamına dur denmeli, birşeyler yapılmalı! O güzel cennet ormanlardan, o güzel temiz havadan, o zeytininden daha değerli ne olabilir ki, altın onların yanında bir hiçtir. Doğal dengeyi bozmak, sizce de Cenab-ı Allah'a yapılan büyük bir saygısızlık değil mi? O ağaçlar, orman yok edilirse ne olur bir düşünün. Yağmur yağmaz. Yağsa da sel felaketi olur çünkü suyu tutacak ağaç olmaz; ve bizi bunun gibi felaketler bekler. O doğa katliamını yapmak, normal bir insan katlinden daha vahimdir bence. Artık birşey yapılmalı, saygılar... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#11 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Çok üzüldüm, görüntüler karşısında isyan etmemek imkansız. Seneler seneler evvel babam( rahmetli) Bergama ağıceza hakimi idi on iki sene hemen her yaz kozak'ta bir otelde tatil yaptık,arabamızla yollarında kaybolduk,ve on beş günlük tatilimizden döndüğümüzde elbiselerimiz çam kokardı ve Kozak'ın havası astımlılar ve kronik bronşitli hastalar için bir tedavi idi,inşaallah kesimler durdurulur ve Kozak eski sağlıklı florasına kavuşur. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-04-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 265
|
Sevgili Fatoş, Mesajdaki ilk resim resmen öfkeden kanımı dondurdu .Sizden büyük tehlikemi var yaaa. İstanbul bitti zaten nereye baksan beton yığını ,küçücük balkonlarda teraslarda, saksılarda bitkiyle çiçekle uğraşmamız hep yeşile özlemden değilmi . Hadi İstanbul metropol dedik önüne geçilmiyor dedik içimiz yana yana ,ilk isyanım çocukluğumun piknik alanı yeniköydeki koruluğun villa işgaliydi , dallarına salıncaklar kurduğumuz çiçek demetleri toplayıp annemize sunduğumuz koruluğumuzla aramıza çekilen o duvarlardan nefretim hala taptazeymiş sadece uyuyormuş mesajdaki tehlike levhasını gördüğümde bütün nefretiyle uyandı. Bizi alıştırdılar ,siz alışmayın Kozak lılar siz lütfen susmayın , bize ne düşüyor , imzamı gereken yerlere mesaj bombardımanımı siz söyleyin yapalım gerçek bir karınca kardeşliği olsun bu gün bu konuyu gördük sayfayı okuduk ,üzüldük yandık ,yarın başka sayfalara bakarken unutmayalım ne düşüyor üstümüze lütfen bildirin yapalım sevgiler not tam alıntı yapamamışım 13. mesajdaki ilk resim Düzenleyen serpil özdemir : 02-08-2010 saat 18:49 Neden: mesajı belirtme |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-04-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 265
|
Uzak durmak ne kelime kesilecek ağaca bedenimi bağlayıp engel olmak isterdim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#14 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sevgili Serpil sizin gibi ülkesini seven insanlar oldukça kelepçelenen yüreğimiz,umudumuz daha bir güçleniyor. Atalarımızdan kalan topraklarımızı ,ağaçlarımızı, sularımızı ve havamızı korumak için yaptığımız çalışmalarımıza bazı kesimler çok değişik anlamlar yükleyerek suçlayıp hırpalamaya çalışıyorlar ama yılmıyoruz ve yılmayacağız. Elbette sizlerinde desteğini alarak. Sivil toplum kuruluşlarımız ve muhtarlarımız bu malum şirketi mahkemeye verdiler,sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Sevgiyle kalın. |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|