![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
BERGAMA ALTERNATİF ÇED TOPLANTISI YAPILDI Koza Altın'ın Ovacık Köyü'nde ÇED toplantısının olduğu saatte, Bergamalılar, Kozaklılar ve ülkenin diğer yörelerinden gelen yurttaşlar ve meslek odaları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı "Halkın gerçek bilgilendirme toplantısı" düzenlenmiş ve söz konusu proje değerlendirildi. Kozak çevre derneği ve Bergama çevre platformunun ortaklaşa düzenlediği toplantıya divan'ın oluşturulması sonrasında başlandı. Divan başkanlığını Erol ENGEL, yardımcılığını Yukarıbey muhtarı İlhan ÇAKIR'ın yaptığı toplantıda ilk sözü hukuksal süreci anlatmak üzere Av. Arif Ali CANGI'ya söz verildi. Av.Ari Ali CANGI: Danıştay 6. dairesi tarafından yeniden yürütmenin durdurulması kararı verildi. Ancak maden tarafından yeni bir süreç başlatıldı ve ovacıkta ÇED halkın katılımı toplantısı yapılıyor. Yargı kararının arkasından dolanılması için yapılan Hukuksuz yeni bir süreç başlatılmıştır. Biz bugün burada bu nedenle toplandık ve Gerçek anlamda Halkın Katılımı toplantısını yapıyoruz. Şimdi Kozak Yaylası'nda bulunan cevher Ovacık altın tesislerinde işletilmek isteniyor. Bugün gerçekleştirilen Ovacık'taki ÇED toplantısı bu nedenle yapılıyor. Bu nedenle bu toplantı en çok kozaklıları ilgilendiriyor. Biz Bakanlığa bu sürecin iptali için başvuruda bulunduk ancak gelen cevapta sürecin devam edeceği bildirildi. Son derece hızlı davranarak yeniden madenin çalıştırılması isteniyor. Hukukun arkasından dolanmaya çalışılıyor. Bizler ve Kozak'lılar çığlığımızı yükseltmeliyiz. Herkesin toprağına havasına suyuna ve Ülkesine sahip çıkması gerekiyor. Biz burada bir ilki gerçekleştiriyoruz. Toplantı halkın katılımı toplantısıdır ve gerçek halk buradadır. Diyoruz ki; Her yer Bergama ve hepimiz Bergama'lıyız. Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yılmaz Kilim: Süreci uzatırız, hukuksal sürecin arkasından dolanırız ve madeni boşaltırız gideriz düşüncesi hakim. Artvin' deki mücadele sonucu madenciler çekip gitmek zorunda kaldılar. ÇED halkın katılımı toplantısı, yapılacak işlemin sonuçları konusunda halkın bilgilendirilmesi açısından önemli ve mutlaka halkın katılımı gereklidir. Bu nedenle bu toplantı çok önemlidir. Biz çevre mühendisleri odası olarak, haklı mücadelenizde her zaman yanınızda olacağımızı bildirir saygılarımı sunarım. Prof. Dr. Ali Osman Karababa: Bergama sağlık açısından bir laboratuar. Çünkü altın madeninin sağlık açısından neler getireceğini Bergama'da yakından göreceğiz. Madencilik etkinliği sonucunsa toprakta yer alan ağır metaller aktif hale geçip sağlığı tehdit edecek şekilde yaşam ortamına karışıyor. Bergama'da alınan su örneğinden ölçtüğümüz arsenik miktarı izin verilen miktarın 25 katı kadardı. İzmir'de sularda bulunan ve pek çok insanın korku ile yaklaştığı arsenik miktarının çok daha fazlası Bergama suyunda olmasına rağmen hiç bilgi verilmiyor kıyamet kopmuyor. Bu suyu içmek zorunda bırakılıyoruz ve bu su ile beslenen bitkileri yiyerek alınan arsenik miktarı katlanıyor. Dolayısıyla çocuklar anne karnında gelişmesin düşsün, anomali doğumlar gerçekleşsin, bu bölgede yaşayan insanlar prostat, Akciğer, troid vs. kanseri olsunlar diyorlar. İnsan sağlının bedeli var mıdır? Üç kuruşluk altın karşılığında sağlığımız hiçe sayılıyor. Ben bir sağlıkçı olarak, bir Türkiye vatandaşı olarak bu uygulamaya karşıyım. Bağlı olduğum Tabip odası, Türk Tabipler Birliği' de karşıdır. Saygılar sunuyorum Metalurji Müh. Genel Başkanı-Celalettin Küçük görüşlerini bildirmek üzere kürsüye çağrıldı: Bergama, Eşme, Gümüşhane ve dünyanın pek çok yerinde her defasında farklı şekilde bizi kandırıyorlar. Yargı karları uygulanamıyor. Biz Türk Mühendisleri ve Mimarları odaları olarak bu uygulamalara karşıyız. Başbakan diyor ki; odalar bizi engelliyor, evet engelliyoruz. Benim kozaklılara da lafım var; Topaklarınızı satmayacaksınız, topraklarınıza sahip çıkacaksınız. Bergama halkı neler olacağını çok iyi biliyorlar. Ve şimdi Kozak yaylası'nın ve Havran'ın topraklarına sahip çıkmasını istiyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum İLHAN ÇAKIR (Kozak Yukarıbey Muhtarı): Kaplanda yapılan ÇED toplantısında 1 ton kayadan 4 gram altın alacaklarını söylediler. Yani 4 gram altın için kozak deşilmez. Durumumuz çok kötü. 10 sene çalışıp 20 milyon dolar Türkiye'ye girdi sağlayacaklarmış. Her yıl sadece fıstıktan 50 milyon dolar girdi sağlanıyor. Üzüm, şarap, elma vs. katmasak bile bu kadarını da mı bilmiyorsunuz? Kozak su deposudur. Balıkesir ve pek çok yer kozağın suyunu içiyorlar. Bunlar için felaket olacak. 800 metreye indiklerini duymuştuk ama daha kötü bir durumda. Ben araştırdım 4 aydır çalıştıkları yerde çok büyük bir su alanı bulmuşlar ve aynı zamanda aynı bölgede fay hattı olduğunu ve suyu aşağıya indirmeleri gerektiğini söylediler. 1000mx1000 m boyutlarında çukurlar açılacağı söyleniyor peki bu sular ne olacak, biliyorsunuz küresel ısınma ve susuzluk tehlikesi var. Kuraklık nedeniyle tasarruf sudan tasarruf edin deniyor, peki bunlar ne olacak. Biz daha fazla bilgi edinmek istiyoruz. Burada profosörler, Odalardan uzmanlar var. Lütfen su konusunu daha fazla işleyin. Hepinize teşekkür ediyorum. SITKI BİLGİ (Kozak Aşağıbey Muhtarı) : Biz altın madenciliğinden son derece kaygılıyız. Bizim altınımız çam fıstığıdır. Dünyanın en kaliteli fıstığını yetiştirip, yılda 50-60 milyon dolar girdi sağlıyoruz. Şimdi altın madenciliğine ne gerek var. Her iş her yerde yapılmamalı. Bir çoban nasıl Ankara'nın İzmir'in göbeğinde hayvancılık yapamazsa, dünyanın ender yerlerinden olan kozak ta da madencilik yapılamamalı. Yalnız fıstığımızdan değil, yeraltı sularından da kaygı duymaktayız. Ben 20 yıllık muhtarım. Daha önce kozak'ı değerlendirmeye gelen bilim insanları suların iyi kullanılmaması halinde çöl olacağını söylemişlerdi. Şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü şimdi maden çalışması yapabilmek için yüzeydeki suyu indirmek için fay hattı arıyorlar. Biz kozağın endemik bitki örtüsünün bozulmasını istemiyoruz. Endişemiz büyük. Bize katkı sunan herkese teşekkür ediyorum. REVAETTİN YILDIZ (Kozak Karaveliler Muhtarı): Tüm katılımcıları selamlıyorum. Kozak havası suyu ve fıstık çamıyla özel yerlerden biridir. Ormanlar dünyanın akciğerleri olduğunu söylüyoruz . Peki neden ormanlarımızı yok ediyoruz. Tüm katılımcılara teşekkür ederim. Mehmet Emin Demirtaş (Kozak Hisarköy muhtarı): Bizde tüm arkadaşlarımız gibi bu konulardan şikayetçiyiz. Devletimiz bize sahip çıksın. Saygılar sunuyorum. SELİM DEMİRCAN (Kozak Çevre Derneği Başkanı) : Öncelikle bizi yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyorum. Maden bizler üzerinde oynadığı oyuna devam ediyor. Sanki yargı kararı yokmuş gibi hala maden için işlemlere devam ediyorlar. Altın madeni halkın sempatisini kazanmak için madenci işi olmadığı halde, krizden de yararlanarak çam fıstığı kozalağı alıyor. Cam fıstığı için depo ve tesis kuracağını söylüyor. Neden tesis kuracakmış, çam fıstığı altıncıların işi mi? Bizim şimdiye kadar fıstığımızı altın madencileri mi alıyordu. Madenciler çaresizlikten her fırsatı değerlendirmeye çalışıyor. Yardım paketleri hazırlıyorlarmış. Yardımda bulunacaklarmış. Kozak yaylasının sadakaya ihtiyacı yok. Kurtuluş savaşında olduğu gibi madencilerin de oyunu bozulacaktır. Arkadaşlarımızdan bu konuda dikkatli olmalarını rica ediyorum. Kozak'ın işe de istihdama da ihtiyacı yok. Bizler madenciliğe karşı değiliz ama çevreye insana zarar vermeden yapılmasını istiyoruz. Her yerde her şey yapılmaz. Kozak'ta madencilik yapılamaz. Kimse 10 yılda 20 milyon dolar girdi için Kozak'ı feda etmesin, biz yılda 50 milyon dolar girdi sağlıyoruz. Saygıları sunuyoruz. Berna Karabudak (yukarıbey köylüsü): Bize destek veren herkese teşekkür ederim. Altın madeni bizi yenemeyecek, mücadelemiz sürecek Kadınları yenemeyecekler, hepinize teşekkürler.. Muammer Sakaryalı (İnay Vicdan Hareketi sözcüsü): İnay'da bizim mücadelemiz bir yol aldıysa bu kadınlar sayesinde oldu. Kadınlar olmadan bizim çabalarımız beş para etmez. Kadınlar burada daha çok konuşmalıdır. Ben konuşulanları izledim gözledim halkın gerçek katılım toplantısı buradadır. Burada Kozaklı köylüler onların temsilcisi muhtarlar konuşuyorlar. Parayla tutulmuş insanların bulunduğu yer halkın katılım toplantısı olamaz. Ben bir ay önce ovacıkta yapılan ÇED toplantısına katıldım. Bir orkestra şefinin el işaretiyle oturup kalkan bindirilmiş kıtaların bulunduğu bir topluluk vardı, bu halk olamaz. İnay'da bir zehirlenme vakası yaşadık. Araştırılmasını istedik. Doğum yapan kuzularda anomaliler vardı. Kuzunun bacağı, burnu, gözü yoktu. İnsanlar çocuklarımız da böyle mi doğacak korkusu içindeler. Kaygılıyız kaygılarımızı giderin dedik. Kimse bizi ciddiye almadı. Şimdi görüyorum Kozaklı kadınlar bu işin peşini bırakmayacaklar, biz bırakmıyoruz. Bize bir bakın biz de vatan haini suratı var mı? Toprağı, ağacı, arıyı, suyu sevdik. Onların vicdanını sorguladık diye bize saldırıyorlar. Umut ellerimizde..umut Kozaklıların kol kola girebilmesinde, Kozak ile Eşme ve Bergama'nın kol kola yürüyebilmesinde. Teşekkürler. Osman Özgüven (Dikili Belediye Başkanı): Bergama faaliyete başladığından bu yana birileri para kazanmak için mücadele verirken, birileri de insanları zehirliyorsunuz diye mücadele veriyorlar. Burada bir çok bilim insanı var, onlar yıllardır koşturuyorlar . Ama onlara vatan haini diyorlar biz de onların yanındayız ve vatan hainliğine devam ediyoruz. Biliyoruz, Bergama'da da torbalar dağıtmaya başladılar. Ancak mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Midilli de yapılan bir toplantıya katıldık ve burada yapılan altın madeni nedeniyle adalara zarar vereceği endişesi içindeler. Adalarda ve Yunanistan'da bu nedenle faaliyetler sürüyor. Eninde sonunda bunun zararı Dikiliye de gelecek. Sadece Bergama ve Dikili'nin değil bu sorun tüm insanların sorunudur. Bu nedenle bilim insanları da, bizler de hep birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz ve bir gün hukuk doğadan ve bizden yana da işleyecektir. SEFA TAŞKIN(Bergama eski belediye bşk.): Bu güzel toplantı ile birlikte şunu görüyorum ki, Bergama'nın başlattığı mücadele geleneği hala sürüyor. 18 yıl önce Bergama'da güzel kadınların ve erkeklerin uluslararası tekelci ve yerli işbirlikçilere karşı cesaretle başlattığı mücadele hala sürüyor. Burada altın buldular ve dünyanın en zehirli maddesi olan siyanürle çıkarmaya çalışıyorlar. Siyasetçilerin hoşgörüsüyle yıllardır, aleyhinde çıkan pek çok yargı kararına karşın madeni işletmeyi sürdürdüler. Ve 7-8 yıldır neredeyse Ovacık'ı bitirdiler ve orayı bir zehir çukuru haline getirdiler.Şimdi o havuzlardan zehirli maddeler sulara sızıyor e biz o suları kullanıyoruz. İnanıyorum ki 10 yıl sonra Bergama kanser Hastaneleri ile ünlenecek. Şimdi sıra Kozakta. Böyle bir bölgede siyanürün işi ne ? Orası doğal sit alanı olması gerekir. Ve 1-2 işbirlikçi dışında kimsenin karı olmayacak. Kozakta yapılacak altın madeni nedeniyle Bergama daha da zarar görecek. Çünkü oradaki kirlenen yeraltı suları Bergama'daki kirliliği katlayacak. Sadece Bergama'nın doğasını değil, insanlarını da gözden çıkardılar. Kozaklılar çok şanslısınız, çünkü dünyada görülmemiş bir mücadele örneğinin deneyimlerinden faydalanacaksınız. Burada bulunan bilim insanlarından korkmayın ve onlara yaklaşın vatan haini değillerdir. Burada olduğunuz için çok mutluyum. Görüyorum ki, Kozaklılar başlarına geleceklerinin farkındalar. Altın madeninden yana olan muhtarları seçmeyin, altına karşı olan muhtarları ödüllendirin. Madencilerin olanakları ve güçleri var, bakın Kanaltürk'ü aldılar, Bugün gazetesi onların. Ancak siz kararlı olmanız durumunda siz onlardan çoksunuz ve güçlüsünüz. Faklı partilerin insanları olabilirsiniz ama bu topraklara sahip çıkmak için yan yana gelin. Çevre mücadelesinde bilim insanları ile birlikte el-ele verin. YEKTA ÜNSAL(Tema Vakfı Temsilcisi): Söylenebilecek her şey söylendi. Ben Türkiye'de bir ilkin yaşandığına tanık olduğuma inanıyorum. Burada gerçek halkın katılımı toplantısı yapılıyor. Hukuk insanlar için varsa, hukuk burada. Bu kadar kalabalığı görünce heyecanlandım. Herkese teşekkür ediyorum GÜMÇED temsilcisi Bora Bey: Bizlerle yola çıkan herkes söylenecek her şeyi söylediler ben Anayasanın 56. maddesinde herke "Sağlıklı bir çevrede. Yaşama hakkına sahiptir" der. Peki kozaklılar böyle bir yerde yaşarlarken neden şimdi onları zehirle yaşamaya mahkum ediliyorlar. Dünyada Altın çıkan ülkeler değil, çıkaran ülkeler zengindir. 5177 sayılı Bu talan yasası yürürlükte kaldıkça bu mücadeleyi vermek zorundayız. Birlikteyiz, beraberiz, birlikten güçlük doğacaktır. EGEÇEP SÖZCÜSÜ ERHAN İÇÖZ: Ovacık altın madeni tüm Ege'yi mahvedecek. ÇED raporunda diyorlar ki, 3.8 ton altın madeni kaldı, biz 7 yıl daha faaliyetimizi südüreceğiz diyorlar. 3.8 ton altın madeni 1 yılda biter. 7 yıl daha sürmesinin nedeni Kozak, Havran ve diğer bölgelerdeki altın madenlerini de işleyecekler, 7 yıl sonra 10 yıl daha diyecekler. Onlar altını savunuyorlar, biz yaşamı… İzin verecek miyiz? (KÖYLÜLER HEP BİR AĞIZDAN: HAYIIIR)… Ama korkuyorlar, günlerdir Kanaltürk'te bizi karalayan haberler yapıyorlar. Korkuyorlar. Kozak yaylası su deposu, Kozak'taki su Balıkesir'den tutun da , Altınoluk, Dikili ve daha pek çok yere Kozak suları yayılıyor, bu nedenle sorun tüm Ege'nin sorunudur. Kozak yaylasının tamamı için altın madeni arama ruhsatı vardır. Şimdi birkaç yerde başlayıp, sonra sizin direncinizi kırdıkça diğer yerleri de delik deşik edecekler. Bizler ne zaman çağrılırsak bilim insanı hukukçular olarak yanınızdayız. Biz halkız, haklıyız ve kazanacağız. EGE KİMYA MÜH. ODASI BAŞKANI ERTUĞRUL BARKA: Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Namusum üzerine yemin ederim vatanım için konuşacağım ve yalnızca gerçeği söyleyeceğim. Bu vatanımızın, hukukumuzun mücadelesi. Neden bunlar biz ve bizim gibi ülkelerin başına geliyor. Kapitalizm yine krize girdi ve bu krizi bizim üzerimizden aşmaya çalışıyorlar. Bunun için 12 Eylül oldu, 12 Mart oldu, iktidara kendi adamlarını getirdiler. Siz siyaset yapmayın dediler. Neden? Bizi sömürmek için yalnızca insanı değil, toprağını, suyunu, denizlerini, yeraltı kaynaklarını sömürmek için. Emperyalist şirketlere peşkeş çekmek için… Uyanın arkadaşlar vatandır tehlikede olan. Onlar altınsa biz üstünüz. İZMİR ÇEVRE MÜH. ODASI BAŞKANI HALİL GEZER: Merhaba, tüm meslektaşlarım adına hepiniz selamlıyorum. Bu halkın katılımı toplantısıdır, altın madenciliği bilgilendirme toplantısı için buradayız. Ben Altın Madenciliğine karşıyım. Altın madenciliği çevreye, insana zarara vermeden yapılabilir ancak bu karlı bir iş değildir. Yani birisine altın madeni işlet ama çevreyi kirletmeden canlı yaşamına zarar vermeden yap denmiş olsa kimse yapmaz. Tekelci uluslar arası şirketler tarafından bu gün ülkemizde altın madenciliği yapılıyorsa bize değer verdikleri için değil, bizi değersiz gördükleri için yapılıyor. Biz altın madenciliğine karşıysak çevreyi, ülkemizi, insanı, yaşamı sevdiğimiz için istemiyoruz. Ülke girdisi artacak diyorlar. Peki kimin cebine girecek bu girdi? Kozaklılar söyledi biz yılda 50milyon dolar girdi sağlıyoruz diye, peki bu kimin cebine giriyor? Halkın cebine, işte bunu istemiyorlar. Bizler, sizler ülkemizi seviyoruz ne Bergama, Kozak, Efemçukuru, İnay ve tüm Türkiye'de altın madenciliğine karşıyız. Bu yalanlara kanmayalım. Tekrar ediyorum: Altın madenciliğinden ülkemizin hiçbir kazancı yoktur, çıkarılmasın istemiyoruz. Kayıtlara açıkça geçmesini istiyorum. Biz başaracağız bir geleceğimizi savunacağız, çam fıstığı, pamuk, vs.bize yeter. Altın toprak altında kalsın ileride yaşama uygun bir yöntem olması mümkün olursa, kendi altınımızı kendimiz çıkarırız. Saygılar sunuyorum. ELELE HAREKETİ DÖNEM SÖZCÜSÜ MUSTAFA GÜL: Şimdiye kadar Bergama halkının yanındaydık ve bundan sonrada yanında olacağız. Mücadelemiz zor ancak, biz halkız bir gün mutlaka kazanacağız. İDA ÇEV. DER. SİYAMİ DEMİR: Altınoluk'ta kurduğumuz çevre derneğimizden arkadaşlarımla size destek olmak üzere geldik. Ben neden çevreci olduğumu anlatacağım. Çelik işçisi olarak ciğerlerimin pek çoğunu kaybettim. Oksijenin bol olduğu Altınoluk'ta yaşamam gerektiğini söylediler. Buraya yerleştim, ama öğrendim ki buranında hava ve suyu kirletilecekmiş. Bu nedenle 50 yaşından sonra çevreci oldum. Saldırı yöresel değil küreseldir. Hepinize saygılar sunuyorum. ORMAN MÜH. ODASINDAN FEVZİ YILMAZ: Değerli Bergamalılar ve kozak yaylasının cesur yürekli savaşçıları. Muhtarların konuşmaları bizi cesaretlendirdi. Çok teşekkür ederim. İSKİ'de yeşertilip DSİ'de da büyütülen ve bakan yapılan bir çevre bakanımız var. Turgut'lu Nikel madenlerini İngilizlere veren bir çevre bakanımız var. Biz Kozak'ı çamları temiz suları ve temiz havasıyla biliriz. Bu maden bana Gazze işgalini hatırlattı. Orada su kaynaklarını duvarla çevirip Gazze halkını felakete süreklenmesini isteyenlerle Bize bu maden yayasını dayatılarak ülkemizi talan etmek-ettirmek isteyenler aynı güçlerdir. . Tüm kozak ve Bergamalıları kutluyorum. Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel: Arkadaşlar, yüreğimiz yanıyor, bu güne kadar Kozak yaylasını güzellikleriyle andık. Piknik yaptık, yürüyüş yaptık, Kozağa gidince geri gelişimiz gelmiyor. Bu izinlere imza atan insanların kozağı götürüp hangi vicdanla imzalarını attıklarını sormak gerekiyor. Devlet Bergama'yı gözden çıkardı. 4 gram altın için 9996 kg toprağı ne yapacaksınız… 2. havuz yapmak için uğraşıyorlar, biz ona 2. doğa mezarlığı dedik. Orada Kozağı diri diri gömmek istiyorlar. Buna dur diyemezsek oradaki pasa dağları silsile halinde çoğalacak. Altınlar alınınca bu zehirli ve üzerinde ot bitmeyen toprak ne olacak…? Şimdi kozakta sondaj alanı var. Sen ne yapıyorsun diyen yok. MTA'yı göreve çağırıyoruz. Talanın boyutunu anlayamıyoruz. Burada çok zengin su kaynakları var. Eskiden 60 metreden su çıkarken şimdi 200 metreden çıkıyor. Bergama gözden çıkarıldı 2. atık havuzunun yanında bulunan seralarda pek çok işçi çalışıyor. Eğer 2. Atık havuzu yapılırsa seracılık bitecek. Altıncı Şirkete Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından çevre ödülü verildi. Onlara soruyorum; Yöredeki sulu tarım bitmek üzere, neredeyse bir şehrin tükettiği su kadar su tüketecekler, Kozağı Bergama'ya gömecekler bunun için mi ödülle teşvik ediyorsunuz. Amerikalıların gerçekleştiremediğini işbirlikçi tarikatçı Koza şirketi gerçekleştirdi. 2005 yılında çevre gününde, 2006'da Dikili'de festivalde, en son 28 Kasım 2008 da bizlere saldırdılar. Bu cemaatin yetkililerine soruyorum yeryüzünün cenneti Kozağı gömmek hangi vicdana sığar? Kozaklı kadınlarımızdanNeziha Solak: Biz Kozak'ta altın madeni istemiyoruz. Biz fıstığımızı satıp paramızı kazanıyoruz. Kozaktan gitsinler. Ben korkuyorum bu gidişle her şey bitecek sıra kadınlara gelecek. Biz istemiyoruz, gitsinler. Yasemin Safran: Muhtarlara sesleniyorum. Koza altın şirketine fırsat vermeyelim, Halkımızın yoksulluğundan faydalanıyorlar. Bunlara fırsat vermeyelim elele verelim. SERKAN….(emekli işçi): Bizler ağaçların kesilmemesi için yol kesme eylemi yapmıştık. Ancak o mücadele içinde birileri bu işe siyaseti bulaştırmayın dedi, bu işin çevre işi olduğunu söyledi. Siyasetle topraklarımız kirlenirken siyaset yapmamak mümkün mü? Topraklarımızı havamızı suyumuzu kirletenlerle ilgili kararları biz değil, bu kararları siyasiler aldı. Bize seçtirilenlerin kararları ve bizim lehimize değil emperyalistlerin lehinedir. Burada her şey siyasidir bizi ve çevrimizi emperyalistlere peşkeş çeken siyasilerdir ve bunları başımızdan defetmek gerekir. Saygılarımız sunuyorum ÖZGE CANDAN: Bergamalı bir kadın olarak konuşuyorum. Peyzaj mimarıyım. Gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Kanser vakaları giderek artıyor. Kadınlarda meme kanseri, erkeklerde beyin hasarı oluşuyor. Emperyalistlerin yalanlarına kanmayın. Oluşturulan suni tepeler, Zehirli topraktı, dikkat çekmemek için üzerlerine humuslu toprak atıp zeytin ektiler. Zeytinlere inanılmaz vitamin veriyorlar. Bu kandırmaca, oradaki dağlar nedeniyle rüzgar alınamıyor, bu nedenle nemden mantar oluşuyor. Orası(pasa dağlarının civarı) bamya yetiştiricisi ama mahsül alamadılar. Borca batmış durumdalar. Aynı şeyler Kozak'ın da başına gelecek. Tarih bize öğretti, direnen insanlar kazanacaktır. Birbirimize destek olmalıyız. Umut ellerimizde, teşekkür ederim. |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Fotoğrafların birinde, kozak'a özgü -kuzu göbeği- mantarı var. Orman ne kadar küçülürse, bu mantarlar'da o oranda azalacak ne yazık'ki. Tabii Kozak'a özgü bir çok endemik bitki ve içinde yaşayan bir çok hayvan'da, ormanın yavaş yavaş yok olmasıyla, doğru orantıda azalıp, yok olacaklar. Bir diğer fotoğraf'ta ise, geçtiğimiz yıl TRT tarafından Kozak'tan canlı yayınlanan, Kozak'ın tanıtımı ile ilgili yapılan program esnasında, çekilen görüntü var. Düzenleyen ayazkentli : 23-03-2010 saat 18:10 Neden: ilave. |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
|
Fotoğraflar facebookta'ki, Bergamalılar ve Kozak ile ilgili açtığımız gruplardan alıntıdır. Ayrıca önümüzdeki günlerde, Kozak'ın değişik yerlerinden yeni çekeceğimiz, ilkbahar manzaralı fotoğrafları'da ekleyeceğim. |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
|
Bergama belediye başkanı Mehmet Gönenç, CHP ilçe Bşk. İdris Yavuzyılmaz, Kozak muhtarları ve Bergama Çevre Platformu sözcüsü Erol Engel'den oluşan heyet, Kozakta'ki ağaç katliamı bölgesinde inceleme yaptı. (Fotoğraf ve haber, Kozak'ta altın madeni istemiyoruz, grubundan alınmıştır). |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
|
Bir önceki gün, Bergama belediye başkanı, muhtarlar ve çevre platformu üyeleri Kozak'ı ziyaret etmişti. Dün'de (25-mart-2010) "Madenciliğin sorunlarını araştırma komisyonu" üyesi milletvekilleri Kozak'ı ziyaret ettiler. Milletvekillerinin bir bölümü Kozak'ta ağaç katliamı bölgesinde inceleme yaparken, diğer bölümü, altın madeninin brifingine katıldı. Brifingte başlayan tartışma, milletvekillerini itip kakmaya kadar ilerledi. Maden şirketi ilgilileri, arkasındaki güçlere (gülen cemaati-akp iktidarı) o kadar güveniyorlar ki, Meclis Araştırma Komisyonlarını dahi azarlamaya, tehdit etmeye ve hatta "itip kalkmaya" kadar varan pervasız tavırlara yeltendiler. (Haber kaynağı: -Kozak'ta altın madeni istemiyoruz- grubu). Belki bilmeyen arkadaşlarımız olabilir. Milletvekillerine yapılan bu çirkin davranış, altın madeninin (cemaate geçtikten sonra) çalışanlarının ilk vukuatı değil. Daha önce Dikili'de açılan bir stanta'da saldırmışlardı ve Dikili belediye başkanı Osman Özgüvenin'de aralarında bulunduğu bir çok kişi, bu saldırıdan nasibini almıştı. Artık bu -SONRADAN GÖRME- cemaat'e dur deme zamanı geldi. Bu olay, bu kadar şımarıklık, o çok bahsettikleri -HOŞGÖRÜ- kültüründen, ne kadar uzak'ta olduklarını ve bu hoşgörü MASKESİNİN ardında'ki gerçek yüzlerini görmemiz açısından, ibret verici bir olaydır. |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu
|
Milletvekillerine yapılan çirkin davranışı haberini aşağıya ekliyorum. Koza altın madeni’ni ziyaret eden milletvekilleri, siyanürcü şirketin yöneticileri tarafından hakarete uğradı. Milletvekillerinin Bergama’daki Koza Madeni’ni ziyaretinde olay çıktı. Şirket müdürünün madene karşı mücadele edenleri küçümsemesi, CHP Milletvekili Halil Ünlütepe tarafından eleştirildi. Ünlütepe’yi destekleyen BDP Milletvekili Hasip Kaplan’a hakaret eden madenci şirketin müdür yardımcısı gerilim yarattı. TBMM Madencilik Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilleri inceleme yapmak için gittikleri Bergama Koza Altın şirketinde hiç ummadıkları bir durumla karşılaştılar. Olayları ateşleyen Koza Altın Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt’ün madene karşı çıkanları aşağılayan sözleri oldu. Siyanürün kanser yapmadığını, madenden kanser olunduğu iddialarının yalan olduğunu ileri süren Öğüt, “Siyanür kanser yapan diyen varsa Nobel Tıp Ödülü’ne aday göstereceğiz” dedi. Öğüt’ün bu sözlerine “Karşı görüşleri de aşağılamayalım” diye müdahale etmek isteyen CHP Milletvekili Halil Ünlütepe’nin sözleri Koza Altın Genel Müdürü Akın İpek tarafından “Müdahale etmeyin” diye kesilince Ünlütepe “Ben milletin vekili olarak buradayım. Siz kimsiniz. Benim sorularıma müdahale edemezsiniz” diye yanıt verdi. İpek’in tavrına “Siz ne soracağıma karar veremezsiniz. Bizler milletin vekilleri olarak buradayız” diye tepki gösteren Ünlütepe, “Milletin meclisine böyle müdahale edilen bir ortamda duramayız” diye salonu terk etti. MİLLETVEKİLİNE SAYGISIZLIK Ünlütepe’nin ardından BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da Hayri Öğüt’ün çevrecilere yönelik küçümser tavrını Meclis’e geldiklerinde de yaptığını ve orada da müdahale ettiğini hatırlatarak, Akın İpek’e de “Meclis komisyonuna müdahale edemezsiniz” dedi. Salonu terk etmek isteyen Hasip Kaplan’a “Benim genel başkanıma söz söyleyemezsiniz” diye bağırarak, Ögüt’ün Kaplan’ın üzerine yürüyerek “Siz benim vekilim değilsiniz” diye bağırması gerginliği arttırdı. Kaplan’ı bölücülükle suçlayıcı tarzda konuşan Öğüt ve şirket korumaları arasından güçlükle salon dışına çıkan Hasip Kaplan diğer milletvekillerine de “Meclis iradesine böylesine müdahale edilen bir yerde duramayız. Bu millete ve komisyona hakarettir” diye dışarı davet etti. AKP ve MHP ŞİRKETİ SAVUNDU Kaplan ve Ünlütürk’e yapılan saygısızlık AKP ve MHP milletvekilini ise rahatsız etmedi. MHP Milletvekili Cengiz, Hasip Kaplan’ı “provokasyonla” suçlarken, AKP milletvekilleri de tepkinin abartıldığını ileri sürdüler. Öte yandan AKP ve MHP’li milletvekillerinin maden alanında basın toplantısı yaptığı sırada dışarıda bekleyen ve kendilerine araç tahsis edilmesini isteyen Kaplan ve Ünlütepe’ye İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Erdoğan’ın “yetkim yok” demesi de dikkat çekti. Vali yardımcısının bu tavrına da sert tepki gösteren milletvekilleri, içeride basın toplantısı düzenleyen diğer milletvekillerine de çıkışta “Meclis iradesinin ayaklar altına alındığı böyle bir yerde nasıl toplantı yaparsınız. Bu iç tüzüğe de aykırı” diye tepki gösterdiler. BDP Milletvekili Kaplan Şirketin Genel Müdür Yardımcısı Öğüt’ün üzerine yürüdüğünü ve kendisine hakaret ettiğini hatırlatarak, gerekli yasal süreci başlatacağını belirtti. ‘MECLİS TEHDİT EDİLMİŞTİR’ Komisyonunu çalışmalarına karşı müdahale edilmek istendiğini ve kendilerinin buna izin vermediklerini aktaran Kaplan, “Meclise karşı bu kadar pervasız bir saldırganlık varsa, halkın, çevrecilerin ne büyük tehdit altında olduğu görüldü. Meclis bu madende tehdit edilmiştir. Koza altın bizden ve milletten özür dilemelidir. Bu olay çevrecilerin kaygılarında ne kadar haklı olduklarını da göstermektedir” diye konuştu. İnceleme yapmadan ayrılan AKP ve MHP’li komisyon üyesi milletvekilleri ile Kaplan ve Ünlütepe arsında uzun süre tartışma yaşanırken, heyet üyeleri toplu olarak Bergama Kaymakamlığı’na giderek bir değerlendirme toplantısı yaptılar. (İzmir/EVRENSEL). |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
|
http://www.kuzeyege.net/kozak.html TBMM'nin milletvekillerinden oluşan komisyonun, bölgede'ki incelemeleri ile ilgili, yerel bir gazete'de çıkan haber. |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 28-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 18
|
baştan sonra iki sayfayı da inceledim ama aklımda kalan sadece kesilen ağaçların resimleri oldu galiba ![]() hiç kesilmese keşke |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
|
Dün gece AVATAR filmini seyrettim ilk kez. Filmin yönetmenine, KOZAK'ın bu günlerdeki çilesi ile ilgili bir film yapmasını rica etsek, herhalde bu AVATAR filmini yapardı. Filmin konusu, bu günlerde KOZAK'ta yaşananlar ile nerdeyse bire bir aynı. Düzenleyen ayazkentli : 09-04-2010 saat 16:59 Neden: kelime ilavesi. |
|
|
|
|
|
#12 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-04-2009
Şehir: Kayseri
Mesajlar: 1
|
Bu yapılanlara müsade edenlere, neden olanlara yazıklar olsun. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
|
Aynen sizin gibi düşünüyorum,bu dert sadece Kozak'ta değil ülkemizin birçok yerinde belli şirketlerin rantı uğruna vatanımızın tabii güzellikleri,suları ve havası tahrip ediliyor.Bu yapılanlara müsade edenlere, neden olanlara yazıklar olsun. |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
|
Sevgili arkadaşım SDurul, bugün Kozak'tan telefon aldım, durum oldukça vahim, ağaçlar müthiş bir hızla kesilmekteymiş,geçen hafta oraya giden araştırma komisyonundan milletvekilleri köyde politik konuşma yapmışlar ,bizimkiler de onlara bize politik konuşma değil altın madeni için ne yapabiliriz onu konuşun demişler, yani işimiz çok zor. Allah yardımcımız olsun |
|
|
|
|
|
#15 |
|
Ağaç Dostu
|
Yaklaşık 5 yıl önce bir motosiklet gurubu KOZAK'da festival düzenlemişti.. Bu sayede orada bulundum.. Her şeyiyle muhteşem bir yer ve insanlar burayı yok etmeye çalışıyor.. Kızılderili atasözü ne çok şey anlatıyor.. ''Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak'' |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: izmir bergama kozak yaylası
Mesajlar: 9
|
sevgili selis hanım bu sene mutlaka sizleri yine bekliyoruz sizleri KOZAK GENÇLİK HAREKETİ olarak kozak gençleri ağırlamak bizim için onur olacaktır |
|
|
|
|
|
#17 |
|
Ağaç Dostu
|
Sevgili selis, Kozak memleketim diye söylemiyorum, hakikaten muhteşem bir yer, bizler orayı gözümüz gibi bakarız ve bu konu da yöre halkı oldukça titizdir, asla memleketlerini terk etmezler, Kozak'a tutkulu bir şekil de bağlıdırlar. Bilirler ki toprakları ve çamları onların sevgisine,tutkusuna her zaman fazlasıyla karşılık verir, gündüz habersiz köye gittiğimiz de kimseyi bulamayız, ya bağa ya da çamların bakımını yapmaya gitmişlerdir,bu doğaya katliam devam ederse bu güzelliklerin hepsini kaybederiz ... |
|
|
|
|
|
#18 |
|
Ağaç Dostu
|
TEMA başkanı sayın Hayrettin Karaca bugün saat 15.00 civarı Bergama'ya geliyor. Şu anda şehir merkezinde, Belediyenin tahsis ettiği otobüsler, vatandaşları heyet ile birlikte, Kozak'a götürmek için bekliyor. Esas ziyaret yarın (c.tesi). Yarın Kozak yukarıbey köyünde, büyük bir panel yapılacak. Ayrıntıları paylaşırız. |
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu
|
Geçen gün bahçeyle ilgili bir dergi aldım,derginin eki de Çevre Ekolojik Yaşam Rehberi. Makalelerinden biri şöyle başlamış; ''İnsanoğlunun doğaya karşı hataları büyükte olsa da ürkütücü senaryoyu değiştirmek hala mümkün. Yeter ki birey olarak yapabileceklerimizi gözardı etmeyelim'' diye başlamış. Dergi editörü de başlangıç yazısı olarak şunları yazmış '' Ben tek başınayım, ne yapabilirim'' demeyin. Yapabileceklerinizi asla küçümsemeyin. Doğanın o tertemiz kokusunu, güneşi, ağacı, suyu, toprağı kaybetmemek ve gelecek nesillere yaşanılası bir dünya bırakabilmek için iyisi mi siz bu günden harekete geçin.'' diye yazmış. Bir deterjan reklamıda tasaruflu suyun önemini belirtmiş, bir diğer yazı ise şöyle başlamış; BUNU DURDURABİLİRSİN ,onlara susuz bir gelecek bırakamayız, çünkü her çocuğun suyun hayat verdiği bir dünyada büyümeye hakkı vardır. Boşa harcadığımız her damla suyun çocuklarımızın geleceğine silinmeyen izler bırakacağını unutmayalım'' diye başlamış. Tabii ki bu saydıkları önlemleri evimiz de, yaşamımız da yapmalıyız, yapmak görevimiz ama ülkemizde bazı işletmeler, örneğin;Kozak yaylasında ki altın madeni işletmesi buldukları büyük yeraltı sularını, altına daha kolay ulaşabilmeleri için suların yönünü FAY hatlarına çevirme çalışmaları yapıyorlar. Bu suları sadece Kozak kullanmıyor,Bergama, Dikili, Ayvalık,Edremit ovaları faydalanıyor. Sondajdan çıkan atıklar içme sularımıza karışıyor, yeraltı suları kirleniyor.Akış alanlarına doğrudan müdahale edildiği için yok oluyor. Kepçeler aralıksız çalışıyor. AĞAÇLAR KESİLİYOR. Bunları yapmaya ne hakları var? BU gidişat bizi zehirliyecek, susuz bırakıp, hayat damarımızı kurutacak. Neden bu tür dergiler yeraltı sularımızı hoyratça kirleten, sorumsuzca harcayan, heba edenlerin üzerinde durmuyorlar ? Düzenleyen Fatoş : 16-04-2010 saat 21:32 |
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
|
Sn. fatoş hanım, sizde gayet iyi biliyorsunuz'ki bu tür dergilerin, televizyonların, gazetelerin sahipleri yani, medya patronları göbekten KÜRESEL MAGANDALAR'a bağlılar ve onların sayesinde var'lar. Ayrıca neredeyse tüm sektörlerde ortaklar. MAGANDALAR ne isterse onu yazarlar. İşlerine gelmeyeni ES geçerler. Tüm dünya'yı bu %5'lik ELİT, denen magandalar yönetiyor. Para, iktidar gücü hep bunların elinde olduğu sürece, %95'in işi gerçekten zor. Bu arada yarın'ki, Kozak-yukarıbey köyünde saat 11.00'daki panel için, sabah 09.30'da otobüsler, Bergama cumhuriyet meydanından hareket edecekler. Yakın civarda bulunan, arabası olmayan ve gelmek isteyen arkadaşlar, bu otobüslerle gidip, gelebilirler. |
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaç Dostu
|
TEMA onursal başkanı sn. Hayrettin Karaca ve TEMA gönüllüleri, Bergama belediye başkanı sn. mehmet Gönenç'in ve Bergama ile bölge köylülerinin katıldığı, -Altın madeninin bölgeyi nasıl etkileyeceği ile ilgili- Kozak-Yukarıbey köyün'de düzenlenen panel'den fotoğraflar. |
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu
|
Yukarıda yüklediğim fotoğraflardan (54 no.lu mesaj'da) ilk fotoğrafta'ki, elinde mikrofon ile konuşan genç bayan'ın adı: Gülden Karabudak. Kendisi Kozak-Yukarıbey doğumlu. Gülden hanım sırasıyla, Hayrettin Karaca, Bergama Bld. Bşk. Mehmet Gönenç, TEMA İzmir Bölge Bşk. ve köy muhtarından sonra konuşma yaptı. Öyle etkili bir konuşmaydı'ki, ben o anda izleyici kitlenin, arka taraflarda kalan bölümün'de (daha çok erkek köylülerin yoğun olduğu bölüm) bir yandan fotoğraf çekiyordum, bir yandan konuşmayı dinliyordum. Gülden öğretmenin o müthiş konuşması, o ana kadar konuşmaları öylesine dinleyen, bir çok erkek köylüyü kendine getirdi, bazıları ağlamaya başladı ve konuşma bitiminde hepsi ayağa kalkıp, dakikalarca ayakta alkışladılar ve büyük bir mücadele yapacaklarına yeminler ettiler. Zaten bu panel, bölge köylülerini uyandırmak, olayın ne kadar ciddi olduğunu anlatmak ve organize olmalarını sağlamak, amacı ile yapıldı. Sn. Hayrettin Karaca'da konuşmasın'da sık sık, biz buraya direniş kıvılcımını ateşlemeye geldik, bundan sonra'da hep geleceğiz, devamlı destek olacağız, diye konuştu. Ben şunu gözlemledim. Amaca ulaşıldı. Köylüleri inanılmaz bir hırs kapladı. Zaten Bergama yöresin'de yaşayan insanların, ırk'ı, milliyeti ne olursa olsun, antik çağlar'dan, bugün'ki bizlerin yaşadığı dönem'e kadar olan tarihi incelediğimiz'de şunu görürüz. Bergama inanılmaz MUHALİF bir yer. Tarihte'ki, ilk köle ayaklanması, ilk grev ve hemen ardından toplu sözleşme yapılıp, bugün'ki sendikacılığın temellerinin atılmasına ön ayak olmak, altın madenine (ovacık) bir çok köy halkı birliktelik sağlayıp, toplu direniş göstermek, yine Türkiye'de ilk kez, Tedaş'ın bundan 12-13 yıl öncesine kadar, her iş yerinden 10 tl, her ev'den 2 tl. aldığı sabit ücretler için, sanayi sitesi esnaflarının yaptığı -p.tesi günleri iş yeri açmama protestosu- gibi, muhalif eylemleri vardır (Bu eylemin sonunda, Enerji bakanı söz verdi ve 2 ay sonra bu sabit ücret kalktı). Yani kısaca bu bölge muhalif'tir, direnişi üzerine düşen ne ise, en iyi şekilde yapar ve amaca ulaşır'da. Ama ulaştığı amaç, bazı GÜÇ'ler tarafından uygulanır mı? orası şüpheli. Altın madenin (ovacık) çalışmaması için bir çok mahkeme kararı var, ama ne yazık'ki uygulayacak hükümet yok! Yine'de her zaman'ki gibi, biz üzerimize düşeni yapacağız. Düzenleyen ayazkentli : 18-10-2016 saat 22:30 Neden: harf düzeltme. |
|
|
|
|
|
#25 |
|
Ağaç Dostu
|
Başka ilginç bir detay verelim. Sn. Hayrettin Karaca panel'den önce, madenin kestiği ağaçların olduğu bölgeyi gezmek istedi, ama girişine izin verilmedi. Çam ağaçlarının kesildiği alana giden Hayrettin Karaca, maden yetkililerince kesim sahasına sokulmadı. Yetkililer tarafından hakarete uğrayan Karaca, Yukarıbey köyüne dönerek bir açıklama yaptı. "Kapısında girilmez levhası olmamasına rağmen, Türk Vatandaşı olarak Ülkesindeki Orman Bölgesine giremediğini" belirtti. Ayrıca " Orman Müdürlüğü oraya yol yapmış. İnsanları sokmayacaksan oraya neden yol yaptın?" diye konuştu. Bir Vatandaşın kendi Ülke topraklarına girememesi çok acı. Bana hakaret eden gence bir şey demiyorum. Dedim ya bu işin temelinde sermaye yatıyor. O genç görevini yapıyor. Aklıma birden ABD Başkanı Obama geldi. Türkiye Ermenistan sınırını açtırdı ya, kendi ülkemin topraklarına girebilmemizin'de önünü açtırsın, diye konuştu. |
|
|
|
|
|
#26 |
|
Ağaç Dostu
|
Altın madeni görevlileri, ziyaretçileri ağaç kesim alanına sokmadılar ama, biz -alanı- gören karşı tepelerden fotoğrafları çektik. Aşağıda'ki fotoğraflarda görülen çıplak alan, şirket burada ağaçları kestikten sonra oluştu. O çıplak alan daha düne kadar, hemen çevresinde'ki ağaçlıklı bölge gibi, ağaçlar ile doluydu. Bu henüz başlangıç. Esas kesim ve talan işlemi, şirket buraya işçi binalarını yaptıktan ve gerekli alt yapıyı kurduktan sonra başlayacak. Dozerler, kepçeler daha şimdiden her tarafı delik deşik etmeye başladı. Sadece bu küçük alanın yok edilip, ağaçların kesilmesiyle, kimbilir kaç bin hayvanın (kuş, sürüngen, böcek-börtü, tilki, sincap gibi) yaşamı altüst oldu. Nedense böyle durumlarda -HAYVANSEVER'LER- pek seslerini çıkarmıyorlar. Hayvan sevmeyi, sadece kedi-köpek'leri sevmek'ten ibaret görüyorlar herhalde. Belediyeler sokak köpeklerini öldürüyor diye ayağa kalkıp, ortalığı toz duman eden sözüm ona hayvan severler, bu gibi doğa-çevre katliamlarında ölüp yok olan milyonlarca hayvan için, NEDEN hiç tepki vermiyorlar?. Ben onların samimi olduklarını sanmıyorum. Sadece kedi-köpek sevmekle, hayvan sevgisi olmaz. Kozak'ta şimdiden binlerce hayvan öldü, yarın milyonlarcası ölecek ya'da en iyi ihtimal ile yuvasından, evinden olacak. Göreceğiz, hayvanseverleri ve derneklerini! |
|
|
|
|
|
#27 |
|
Ağaç Dostu
|
kozak
Sevgili Ayazkentli oğlum, isyan etmekte haklısın ama ülkemizin gündemi o kadar kötü ki halkımıza ve ülkemize umutsuzluk veren tüm haberleri kanıksamaya başladık. Toplumun duyarlılığını yitirme aşamasına getirdiler, sonrasında da umursamazlık geliyor. İnsan bazen bu ülkeyi terkedeyim aşamasına geliyor ama bu canım vatanımızdan başka vatan yok ve OLAMAZ. Bu yüzden haberleri kanıksamadan ve duyarlılığımızı yitirmeden ülkemizin gündemini izlemek ve sivil toplum kuruluşlarına destek verip kişisel tepkilerimizi göstermemiz lazım. İŞTE biz bunu yapmaya çalışıyoruz ama sakin olup yılmadan mücadelemizi sürdürmeliyiz, evlatlarımız, torunlarımız için. Sizin çektiğiniz fotoğraflar kesilen yerlerin bir kısmı, arka taraflar da görülmeyen vadi içleri var.Oraları tamamen bizim tabirimizle kabaklaştırılmış oraya girebilsek kendimize hakim olamıyacağız. Eskiden oraya dedemin ehlileştirdiği yılkı atıyla gezmeye giderdim. İçinde geyikler,sincaplar, tavşanlar, kaplumbağlar, domuzlar, envayi çeşit kuşar ve niceleri .Orada gür çıkan bir kaynak suyu vardı. Bütün hayvanlar oraya su içmeye giderlerdi. Bir çok geceler yatağımdan sıçrayarak uyanıp oralara ne oldu?, O güzelim hayvanların akibeti ne oldu ? diye . TABİİ Kİ ilk önce onlar yok olacak sonra sıra bize gelecek. Bir çoğumuz işin vahametini algılayamıyoruz, bizi etkilemez diyoruz. Ama sularımız kirleniyor, su yatakları değiştirilip kayboluyor. Ağaçlarımız kesilip, oksijenimiz yok oluyor. Bir çok hastalıklarımızın kaynağı DOĞAMIZIN, TABİİ KAYNAKLARIMIZIN KİRLENMESİ YOK OLMASI. Geçenlerde açıkladılar Türkiye genelinde en çok kanser vakaları İzmir de NEDEN? Bizler çoğunlukla balık, sebze ve otla besleniriz. Ama İZMİR'i maden ocaklarıyla kuşattılar. EFEMÇUKURU, GÜZELBAHÇE, OVACIK,KOZAK ve arkasından gelecekler. İşin başlangıcın da bile yaptıkları sondajlar dahi ağaçlarımızı toprağımızı suyumuzu yok edip kirletiyorlar. Bizler çocuklarımıza ve torunlarımıza talan edilip kirletilen bir vatan bırakmak istemiyoruz. Düzenleyen Fatoş : 22-04-2010 saat 15:31 |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaç Dostu
|
Sevgili Ayazkentli oğlum, geçenler de bir makale de okumuştum, Bergama'nın şimdiki içme suyunda ki siyanür oranını, bu kadar çok yağmura rağmen kuraklık zamanın suyundan 26 kat daha fazla diye bilgi veriyordu. O yazıyı bulup aktaramadım, Bergama belediyesine böyle bir bilgi geldi mi? Geldiyse temin edebilir misin? |
|
|
|
|
|
#29 |
|
Ağaç Dostu
|
''Ben Kozak'ta birşeyin farkına vardım. Bu mücadele erkekler ile değil, bacılarımız, analarımız ile kazanılacaktır. Erkekler cigara tüttürüp kendi aralarında konuşurken, kadınlarımız söylenenleri can kulağı ile dinliyordu. Bu Ülkenin kadınları nasıl Kurtuluş Savaşında mücadele ettilerse, Kozak'ta da aynı mücadeleyi göstereceklerdir. Analık içgüdüleriyle çocuklarına, topraklarına ve Vatanlarına sahip çıkacaklardır. ( Hayrettin Karaca. Tema Vakfı Onursal Başkanı ) Sayın Karaca'nın da dediği gibi, kadınlar bu beladan kurtulmak için çok istekliler. Zaten Kozakta'ki bu mücadeleyi başlatan kişilerden biri'de, sn. Gülden Karabudak. Daha önce Ovacıkta'da aynı şey olmuş ve kadınlarımız en ön saf'ta yer almıştı. Fotoğraflarda'da gördüğünüz gibi, kadınlarımız, sn. Karaca'yı sevgi çemberine aldılar. Ayrılık vakti geldiğinde, kadınlarımızın gözlerinden akan yaşlar tıpkı - yine, yaklaşan büyük bir direnişin, ayak sesleri- gibiydi. Son fotoğraf'ta, panelden sonraki gün (pazar) sabahı kleopatra güzellik ılıcasında yapılan -basın açıklaması- görülüyor. Not: ---------- Bu son yayınladığım -8- adet fotoğrafı ben çekmedim. Belediyemizin fotoğrafçısı çekmişti. Belediye başkanımız bu fotoğrafları yayınlamam için göndermiş, bu nedenle Bergama belediye başkanı Sn. Mehmet Gönenç'e teşekür ediyorum. |
|
|
|
|
|
#30 |
|
Ağaç Dostu
|
Ben bir araştırayım. Böyle bir olay var ise, bilgileri paylaşırım. Geçenler'de Bergama çevre platformu üyesi Erol engel bey, bir mahkeme kararını paylaşmıştı. Ovacık madeninde, sel sularının yer altına karıştığı ile ilgili bir haber yapan gazeteci arkadaşları, maden şirketi dava etmiş, ama mahkeme gazeteciler lehine karar vermişti. Belki bu olay ile ilgili bir detay olabilir. Gerçi sularımız devamlı ölçülüyor, analiz edliyor. Tehlikeli bir durum olsaydı, bunun duyurusu yapılırdı. Ben yine'de araştırayım. |
|
|
|
![]() |
|
|