![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
"Siyanür liçi yöntemiyle altın işletmeciliğini savunan arkadaşlara sormak istiyorum; bizim ülkemiz çöplük mü?" O arkadaşı bulduğunuzda soralım. Burada, konuların ciddi biçimde tek taraflı sabit bir bakış açısıyla görülemeye çalışıldığı gibi bir endişem var. Aslında son zamanlarda ülkemizde özellikle de okumuş insanların vahim biçimde bir konuyu etraflıca incelemeden peşin hükümlere varıp çok zamanda dikte edilmiş verilere baızıarı bütünyle gerçek dışı da olabildiği halde inandığı gibi bir düşüncem var. İstanbul'un orta yerinde yüzlerce altın işleme atölyesi var. Her birinde yarımşar kilo siyanür kullanılıyor olsa bir ayda, yüzlerce kilo siyanür kentin ortasında rasgele geziniyor demektir. Bu kullanıldıktan sonra kanalizasyona atılan bir atık. Hiç bir kontrolü de yok. Nereye gitttiğini artık takip eden biri çıkar araştırır metni alıntılar. Bir kaç kere sözettim. Derin araştırmalar yapılırken bu vahim durum ezbere uymadığı için görmezden geliniyor. Bir metin sadece birisi öyle yazdı diye geçerli olmuyor. Böyle aslında "üretilmiş" verilerden oluşan bilgi kirliliği çağının bolca metni havalarda uçuşuyor. Ülke çöplük mü? asllına bakarsanız evet ülkemiz tam olarak bir çöplük. Çevre korumacılığı konusunda dünyanın en berbat ülkesi sıarlamasında en üstteyiz. Kimayasl atık çöplüğüyüz. Konya lağımını tuz gölüne atan bir çöplüğüz. Çeşme kanalizasyonunu orkinos zaferi elde ettiğimiz körfeze deşarj eden bir çöpüğüz. Radyokatif çayların ne yapılacağı bilinemediği için bir yerlere rasgelegömüldüğü bri çöplüğüz. Hiç kimsenin bu trajik durumu görmeyip, tam olarak kavrayamadığı bir altı npolemiğinde taraf tutmasında ben sadece tek yönlü bakış açıları görüyorum. Verdiğiniz alıntıyı dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Burada, altın çıkarımna ilişin bir yasaklama yok. Zaten olası abes ourdu. Bu stratejik madenin çıkarılmasında çevre faktörüne göndeme var. Ayn biçimde çevreyi tahrib eden ve torpak altındaki cesetlere ulaşılamayan Elbistan orada duruyor. Yatağan snatrali ölüm kusuyor. Ama buralarda çıkarılan altın değil. İtiraz etmek gerekesiz. Söz konusu altının çevreye zarar vermesi değildir. Ülkedeki rezerlerin işletilmesine engel olmaya çalışanların ürettikleri bir tavırdır. Konu altın işleme sektöründe en hızlı gelişen ülke olmamız, altın işleme sektöründe dünya ikincisi üçüncüsü ülke olmamızla ilgilidir. Siyanür bu yükselişi engellemek için planlanan bir düzenin ayrıtnısı olarak kullanılıyor. AP kararları da tavsiye niteliğinde kimse ciddiye almıyor bu arada. Bir gönderme olsun Türkiye ile ilgili pek çok da olumsuz kararı var parlamentonun. Özellikle fikir özgürlüğü konusunda. Aslında her konuda. |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
|
Altına Hücum ve Siyanür Liçi
memet; “Dar kalıp”, “tek taraflı sabit bakış” sizin düşünceniz. “Biri eklemek yazmak istediği bir şey görür yazar tartışır.” Kimseyi tutan yok, herkes düşüncesini söylüyor. Taraf olunan bir yer varsa o da doğanın tarafıdır. Ama doğru ortalığı zaten kirlilik götürüyor, hiç uğraşmayalım. Zaten yeterince yanlış uygulama var, birkaç tane daha olsun. Önce diğer bütün meseleleri halledelim ki sonra bu konuda söyleyecek sözümüz olsun. Durumu tam olarak kavramamız için dünyanın sayılı cennetlerinden olan bir bölgeyi cehenneme çevirmemiz gerekir. Du bakalım nolcek! 1 ton altın için 300.000 ton cevher kazmamız gerekicek. Şu %2'lik “devlet hakkı” da ekonomiyi bir güzel rayına sokacak. Nasıl olsa önemli olan günü kurtarmamız olacak. Yazın susuzluk mu varmış, aldırma. Tarım, hayvancılık, doğa mı; hiç söyleme, evdeki şişeleri say yeter. Hava mı kirlenecekmiş kim demiş, çek içine. Memlekette sigara içilmiyor mu? Sağlığımız mı bozulacakmış, özel hastaneler varya. O kadar makaleyi yazan “birisi” de (profesörler, araştırma görevlileri, üniversiteler, mühendisler, teknik insanlar, danıştay, hukukçular, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, doğa dernekleri, yörede yaşayan yerliler...) hiç sıkılmadan bunları “üretmiş” kafamızı bulandırdıkça bulandırıyor. Gerçekten bunlar senaryo olabilir. Biz bu filmi daha önce dünyada geri kalmış ülkelerde gördük. Çok tuttuğu için yine çekmişlerdir yönetmenler. Özellikle şu okumuş kesim yok mu... Osman Terkan “TBMM' nin açılımı nedir?”, “İstiklal Marşı'nı duydunuz mu?” ve benzeri sorularına cevap veremeyen kesim çok harika. Ne gereği var ki altın hakkında konuşup milletin kafasına siyanür sokuyor bu okumuş kesim. Şu kanalizasyona dökülen tehlikeli atıkların nereye gidebileceğini biraz düşünelim o zaman. Diğer evsel ve endüstriyel atıklarla birlikte yeterince arıtılamadan eninde sonunda denize gidiyordur sanırım. Buradan dönüp dolaşıp yine soframıza kadar geliyor olabilir. Sonrası belli, şansımıza ne çıkarsa. Haklısın, bu vahim durumu kesinlikle görmezden gelemeyiz. Bu durum atık havuzları gerçeğini değiştiriyor mu? Dünyanın sayılı yeryüzü cennetlerinden birinin katledilmesini ise bu şekilde açıklayamazsınız. AP önerme yapmış ya da yasaklamış önemli değil. Önemli olan o hedefin ortaya konulmasıdır. Kimsenin rezervlerin işletilmesine engel olmaya çalıştığı yok. Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir (Anayasa Md.6). Hangisini işletmek istersek onu işletiriz (olması gereken), sonra bu acele niye? ![]() |
|
|
|
|
|
#3 | |||||
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-02-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 533
|
Sevgili arkadaşlar yazdıklarım benim fikirlerim. Hasbel kader çalıştığım bir sektör. Bir zamanlar tüm altın işleme ya da kuyum işleme tesisleri yalnız ve yalnız ASBEST plakalar üzerinde kaynak ve lehim yaparlardı bu gün ise durum oldukça farklı ise bunda naçizane benimde hayli katkım olmuş idi. Alıntı:
-İstanbulun ortasında altın işleyen yüzlerce firma var doğru ama bunlardan ramattan altın elde edenlerin yani siyanür kullanan üretici sayısı onu bulmaz, -Ama bilmediğiniz bir başka siyanür canavarı olan sektör varki oda ısıl işlem sektörü ve de tüm atıklar Bayrampaşa ve İkitelli semtlerinde kanalizasyona gider. Her gün en az 3 ton siyanür içeren malzeme kanalizasyonla buluşur. - Gelelim altın işleme konusuna. Haklısınız Türkiye İtalya' nın ardından dünyada en fazla altın işleyen ikinci ülke ve de yıllık işlenen altın miktarı 115 tonun üstünde. Ama 2010' da bu rakkam düştü ve gümüş işleme miktarı arttı. Bu yılda beklentiler aynı yönde. Nedeni de yüksek altın fiyatı. -Turkiyede üretilen altın değildir. Türkiye' yi altın işleme konusunda dünya ikincisi yapan. Altını dahilide işlemek amacıyla yurtdışından gümrüksüz getirirsiniz. Fason olarak işlersiniz ve bu aradaki işleme kayıplarını % 1.2 yerine % 1 in altına düşürürsünüz ve de bu sizin karınızdır. Ayrıca ayarlarla ilgili oynamalardan işletmelerde kalan altında cabası. İthalatta KDV de yok. Tadından yenmez yani. Yoksa Bergama altını bu işlere hiç gelmez. Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Bu konu başlığında çevresel değerler sizin için bu kadar önemli değildi ama Nükleer başlığında çevre konusunda ki yaklaşımınız farklı idi niye böyle bir farlı davranış sergilediğinizi anlamak mümkün değil. Alıntı:
Bu iş benim mesleğim. İyi bilirim. Bilmek görmek isterseniz altın ve gümüş işleme tesisi gezdirebilirim. Isıl işlem ya da elektro galvano tesisleri konusunda da yardımcı olabilirim. Sevgiyle kalın |
|||||
|
|
|
![]() |
|
|