View Single Post
Eski 01-04-2011, 21:43   #116
warrior
Ağaçsever
 
warrior's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 63
Altına Hücum ve Siyanür Liçi

Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir (Anayasa, Md.56).


Evet araştırma yapılırken daha önce görülemeyen siyanür sızıntıları da, altın madenciliğinin diğer madenlerden daha fazla oranda çevreye zarar verdiği de görülebiliyor. Kendi adıma, maden çıkarmayalım dediğimi de hatırlamıyorum. Herkes her konuda bilgi sahibi olamaz. Önemli olan o konuda söyleyecek sözü olan araştırmacıların, uzmanların, bilim insanlarının fikirlerini iyi anlamak ve toplum sağlığını yakından ilgilendiren bu konuyu kendi mantık süzgecimizden geçirerek doğruyu bulmaya çalışmaktır. Unutulmamalı ki tüm yer üstü ve yer altı zenginlikleri topluma ait ve çevreyi korumak her vatandaşın anayasal ödevi.

İşletmenin hangi standartlara göre yapılacağı, günümüz koşullarına göre yasasıyla yönetmeliğiyle belli midir? Toplum ve çevre sağlığı açısından her şey kontrolümüz altında mı?
Alıntı:
(*1)
1985 yılında 3213 sayılı Maden Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle yerli ve yabancı sermayeye madencilik sektöründe yeni fırsatlar tanınmıştır. Uluslararası şirketlere olanaklar tanınırken üretim koşullarını, denetimi, faaliyet sınırlarını belirleyici altyapı hazırlıkları yapılmamış, gerekli mevzuat ve standartlarla şirketlerin çalışmalarının kontrolü hedeflenmemiştir. Bunun nedeni olarak da yabancı sermayenin ürkekliği gösterilmiştir. Şirketlerin verdikleri bilgiler yeterli görülmüş, yurt dışına kaynak transferini önleyici önlemler getirilmemiş, yaratılan değerlerin ülke ekonomisine kazandırılması için önlemler alınmamıştır.
Milyonlarca insanın yaşadığı, geçimini sağladığı bölgelerde fayda-maliyet analizleri ya da ulusal çıkarlarımız nasıl hesaplanıyor? Maden çıkartmak için her yer uygun mudur?
Alıntı:
(*1)
Koşullar maden işletmeciliğine uygun değilse, hiçbir madenci, böyle bir bölgede maden işletme zorunluluğundan bahsedilemez. Altın madenciliğinde siyanür de kullanıldığından altın üretiminin yapılmak istendiği bölgelerde böyle bir üretim yapılıp yapılamayacağı çok titiz olarak araştırılmalıdır.

Dünya üzerinde altın madenciliği yerleşim merkezlerinden, ağaçlık ve ormanlık bölgelerden, tarihi yerlerden, doğal güzelliklerin ve turizmin yoğun olduğu bölgelerden, tarım alanlarından uzak, daha çok çöl ve dağlık bölgelerde yapılmaktadır. Amaç çevrenin ve insan sağlığının tehdit edilmemesidir. Bu kural özellikle gelişmiş ülkelerde geçerlidir. Ancak Güney Afrika, Brezilya gibi bazı ülkelerde toplum hiçe sayılarak üretim yapılmaktadır.
Şimdi bu madenlerimizden bize gerçekte ne kalıyor bir de ona bakalım:
Alıntı:
Altın Üretiminden Bize Ne Kalıyor?

Türkiye'de altın üretimi konusunda ileri sürülen görüş şudur: Almanya ve alman şirketleri Türkiye'nin altın üretimini arttırmasını istemezler. Böyle olursa dünya altın fiyatları düşer ve altın üreten ve Türkiye'ye ihracat yapan Alman şirketleri zarar görür.

Altının yumurta gibi tüketildiğinde yok olan bir meta olmadığını önemle vurgulayarak konuya girelim. Yumurta satın alırsınız (talep edersiniz) ve yemek yapıp tüketirsiniz, geriye bir şey kalmaz. Altında ise diyelim bir bilezik aldınız. (talep ettiniz) Ama bu altın kaybolmaz. Bir ay veya yıl sonra paraya ihtiyacınız olur, satarsınız. Arz edersiniz. Dolayısıyla altında arz üretime eşit değildir. Yumurtada ise aşağı yukarı (biraz stok olabilir) arz üretime eşittir. O halde altında fiyatı belirleyen üretim değildir. İnkalardan bu yana üretilen bütün altın arzda dikkate alınır.

Dünyada 1835–2007 yılları arasında üretilen altın miktarı 160 000 tondur. (Kaynak: www.goldsheetlinks.com) 2009 yılında dünyada üretilen altın miktarı ise 2572 tondur. Yani her yıl tüm stokun ancak %1,61'i kadar altın üretiliyor. Türkiye'de üretilen altının ise 2009 yılında 14,5 ton olduğu bildiriliyor. Bu ise dünya üretiminin %0,56'sı, dünya stokunun ise % 0,0009'u (on milyonda dokuz) ediyor. Türkiye'deki altın üretimini 100 misli arttırsanız bile bunun arz yönünden hiçbir anlamı olmayacaktır.

Almanya'nın altın üretimi istatistiklere bile girmiyor. Dünya'da en çok altın üreten firmalara ve ülkelere bakıyoruz. Bunların Amerikan, Kanada, Güney Afrika ve Çin şirketleri olduğunu görüyoruz. O zaman bu üretimimizi önce bu ülkelerin engellemesi gerekmez miydi? Gördüğümüz şudur: En başta Amerikan şirketleri Türkiye'de altın üretimi için uğraşmaktadırlar. Kaldı ki altın fiyatları üzerinde başka şeyler de etkilidir. Dünya tarihinde altının nerede ise son zamanlara kadar para yerine kullanıldığını biliyoruz.

Dünyanın büyük altın şirketlerini inceliyoruz. Aralarında doğru dürüst bir alman sermayesine rastlamıyoruz. Üretim işinde almanlar çok önemli değil. Ayrıca Bergama'da altın işine girişen Eurogold'un ilk kurucuları arasında almanların da olduğunu görüyoruz. O halde neden bu firma Türkiye'de altın üretmeye gelmiş? Diğer yandan siyanür üretiminde alman şirketlerinin önemli bir yeri var. Yani iddianın tam tersine alman şirketlerinin altın üretilmesinde önemli çıkarları var.

Altın Madencileri Derneği 2010 yılında üretilen 17 ton altının değerini 800 milyon dolar olarak açıklamış. Bundan devlete kalan sadece %2'dir. Altın madencilerinden "ruhsat sahibi tarafından beyan edilen" ocak başı satış fiyatının %2'sinin devlet hakkı olarak alınacağını biliyoruz. Bu 16 milyon dolardır ve Türkiye için önemli bir sayı değildir. Çalışanların da emek geliri kazandıkları söylenebilirse de bu da ihmal edilir düzeylerdedir.

Ancak siyanür liçi yöntemiyle üretilen altının çevreye, insana zararları konusunda muazzam bir bilgi birikmiştir. Avrupa Birliği de buna dayanarak siyanür liçi ile üretimi yasaklamıştır. Türkiye'de altın üretilen yerlere bakıyoruz, tarımsal üretim ve turizm açısından cennet gibi yerler olduğunu görüyoruz. İzmir'de içme suyu kaynaklarının kirlenmesi tehlikesi de çok yüksektir.

Altın üretiminden bize kalanın dolarlar mı yoksa çevre tahribatı mı olduğu üzerinde iyice düşünmeliyiz.

Tayfun Özkaya - 28.1.2011
Kaynaklar:
(*1) Altın ama önce “insan ve çevre”
Jeo. Müh. Bülent Can

Bergama gerçeği ve siyanürlü altın madenciliği

Yasa olmazsa tanımı değiştir!

warrior Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön