agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin
(https)




Beğeni Düzeni8Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 16-01-2008, 16:57   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
nevsune demiş ki:
pastörize sütü reddetmek yerine uzun ömürlü sütten uzak durmayı çözüm olarak düşünüyorum.’…’ Dişlerimin dökülmesine de, kemiklerimin erimesine de katlanabilirim


Buna karşılık

Hakan KINACI demiş ki:
Biz yıllardır bir çare bulamadık aşırı kemik erimesine çünkü verilen ilaçlar bir taraftan yapıcı olduğu sanılırken diğer tarftan götürdüğü daha da fazla...



Bu konuyu okuduğumda, neyin tartışma konusu yapıldığını içtenlikle söylüyorum onu anlamış değilim. Yani, artık pastorize sütü zinhar ağzımıza koymayalım mı? Bu mu denmek istiyor?
Pastörize süt aleyhinde yazılanlara bakılırsa sonuç bu çıkıyor.

Deneye bakar mısınız?
Pastörize süt ve pişmiş etle beslenen kedilerde, çiğ süt ve et ile beslenen guruba göre diş çürükleri, kemik deformasyonları ve erken ölümlerin çok daha sık görüldüğünü fark etmiştir.
Hadi balkonda, bahçede koyun, keçi besledik; dayadık ağzımızı memelerine çiğ sütü kana kana içtik diyelim, çiğ eti ne yapacağız peki?..
Ha diyeceksiniz sütü doğrudan hayvanın memesinden içmek şart mıdır?
Evet efendim şarttır!..
Süt memeden çıkar çıkmaz anında mikropları kapıyor, bakterilerin alayı faaliyete geçiyor.
Hadi diyelim memeden emmedik de sağdık; evde kaynattık. Bu defa pastörize sütte olan yararlı bileşenleri ocakta kaynatılan sütte ara ki bulasın.

Amerikalı bebelerin pastörize süt yüzünden diş teli kullanma olayına gelince.

Valla, bence Cola ve obezite sorunu elinde perişan olan ABD bebelerinin dişlerinin çarpıklığı pastörize sütle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı, çarpık beslenme alışkanlıklarından ileri geldiği cümlenin malûmudur. Siz ne diyorsunuz? Adamlar pek çok eyalet okullarında Colalı içecekler yerine süt satılması için oldukça sert önlemler almaktalar. Çünkü gazlı içeceklerin insan kemiğini sünger gibi un ufak ettiği bilimsel bir gerçek... (Buna itiraz olacağını sanmıyorum) ABD bebelerinin kemik gelişiminde en büyük engel süt değil tam tersi Colalı içeceklerdir. Diğer zararlı yiyecek alışkanlıklarını bu arada pas geçiyorum.

Şimdi asıl benim kafama takılan soruya bir yanıt veren olursa sevineceğim. Ama ben önce kendi cevabı vermiş olayım
OECD ülkeleri içinde süt ve süt ürünleri tüketiminde ülke olarak biz çok ama çok gerilerdeyiz. Bu durum aynı zamanda pastörize sütten uzak durduğumuzun kesin delili olduğunu gösterir değil mi? İyi de yine OECD ülkeleri içinde diş sağlığı açısından yine en gerilerdeyiz. Oysa bu teze göre (yani pastörize sütten uzak durmuş olduğumuza göre) diş ve kemik sağlığında en üstlerde olmamız gerekmiyor mu? Ne diye diş sağlığında en gerilerdeyiz?

Cevap: Süt ve süt ürünlerini az tükettiğimiz için:

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-01-2008, 18:33   #2
Ağaç Dostu
 
Oyaman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: DAVUTLAR
Mesajlar: 715
Galeri: 12
Kullandığımız sokak sütünü 15-20 dakika kaynattığımızda mikrobu ve vitamini ölüyor. Az kaynattığımızda ise mikroplar ölmüyor. Sokak sütü kullanım ve koruma şartları için ne yapmamız gerekiyor?
Sokaktan alınan süt kaynatılmadan kullanılamaz Yanıt basit; sokak sütü kullanmayın. Diğer sütleri kullanın ve bu sütlerin kullanımı esnasında hiç bir ısıl işlem gerektirmediğini unutmayın. Isıtmak isterseniz çok ısıtıp (kaynatma değil) 35 - 40 º C sütü içebilirsiniz.

Sokak sütü dediğiniz maddeyi biz kendimiz üretiyoruz. Hayvanları makinelerle sağıyoruz. Bunların temiz olduğundan emin olduğumuz için kullanıyoruz. Peki yine de mikrop var diyebilir miyiz?
Evet, sokakta satılan süt kesinlikle mikropludur Unutmayın pastörize ve UHT sütlerde hijyenik koşullarda sağılmış sütlerden yapılmaktadır. Eğer sağım ve diğer koşulların (hayvan sağlığı, sağım aletlerinin temizliği, ağıl koşulları gibi) uygun olduğunu düşünüyorsanız tabi kendi ürettiğiniz sütleri kullanabilirsiniz.



Ambalaj devi Tetrapak ' tan alıntıdır . Herkes kendi cebine oynuyor artık bu ülkede .Yıllarca kendi sütünü üretip tüketen annelerimizin 70 - 80 yaşından sonra bile anca rastladığı kemik erimesi acaba hangi yaşa indi .
Enteresan olanda adına sokak sütü denmesi .

Oyaman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-01-2008, 20:03   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oyaman Mesajı Göster
Herkes kendi cebine oynuyor artık bu ülkede .Yıllarca kendi sütünü üretip tüketen annelerimizin 70 - 80 yaşından sonra bile anca rastladığı kemik erimesi acaba hangi yaşa indi .
Enteresan olanda adına sokak sütü denmesi .
Bu çıkışınızda çok haklısınız, çünkü bundan 20-30 yıl öncesine kadar bu ülkede suni gübre ve suni yemler bu kadar yaygın değildi; hormon takviyeleri, kimyasal katkılar ise hiç yoktu. O yıllarda hayvancıklara tümüyle doğal yolla elde edilmiş olan buğday kırması, arpa, yulaf, saman, kepek verilirdi, pancar küspesi yedirilirdi. Diz boyu türlü çeşit otu olan meralarda, yemyeşil yayla ve ovalarda otlatılırdı, gürül gürül akan pınarların yalaklarından su içerlerdi. Çobanlar kepenekleri omuzlarında her dertden azade, aşkın elinde biçare kaval çalarlardı. O yıllarda 'helal kazanç' diye yerleşik bir kavram, etkin bir toplum çekincesi vardı.

Şimdi, sokak sütçülerini ve onların beslediği hayvanları kim denetliyor? Ağustos ayında bile güneş tepedeyken 35-40 derece sıcaklıkta bütün semti dolaşan sütçünün pikabının üstünde bulunan tankerdeki süt neden hiç kesilmez?
Önlem olarak üzerinde sadece bir plaj şemsiyesi var!..
hayvanlarını Yerleşim alanları içindeki derme çatma ahırlarda suni gübre, yurda kaçak sokulmuş horman takviyeleriyle ve küflü ekmek artıklarıyla besliyorlar. Ne merası, ne yaylası...
Hayvanlar otoban kenarlarında egzos dumanları içinde otlatılıyor.
sıl benim dehşetle tanık olduğum olay şu: müşterileri olan hanımlar evlerindeki küflenmiş bayat ekmekleri poşetlere doldurarak bu sütçülere veriyor. Sözüm ona iyilik yapıyorlar. Hayvanlar bu ekmekleri yediklerinde o küf bakterileri süte geçmez mi hiç?

Hadi, minerallerin, enzimlerin heba olmasına, faydalı mikrop ve bakterilerin hepsinin ölmesi pahasına zararlılardan kurtulmak için sokak sütünü kaynattık da kaynatık diyelim. Peki içine katılmış olan kesilmeyi önleyici, yoğunluğu ve miktarını artırıcı kimyasalları hangi yolla yok edeceksiniz?..

Evet, sütümüz ve suyumuz yavaş yavaş yabancı tekellerin eline geçiyor. Ne Atatürk Orman Çiftliği'nin, ne de SEK'in sütü eskisi gibi değil artık. Yani diyeceğim, piyasadaki fiyat ve kaliteyi belirlemede devletin eli özelleştirme gerekçeleriyle geri çekildi... (Yorumumuzun bundan sonrası siyasete gireceğinden ve muradımız da bu olmadığından burada kalıyorum)

İşimize gelse de gelmese de artık fiyatı ve kaliteyi serbest piyasa koşulları belirleyecek!.. Siz, bu dev sermaye gruplarının sokak sütçülerinin rekabetinden korktuklarını mı sanıyorsunuz?
Yapmayın Allahaşkına.
Aslında boşuna tartışıyoruz gibi geliyor. Sokak sütçülerinin sonu eninde sonunda bakkallara benzeyecek.

Ferhan Şensoy yeni bir oyun yazar artık:
"Kahraman sokak sütçüsü, süper pastorize olmuş süte karşı"

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-01-2008, 20:52   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-08-2007
Şehir: denizli
Mesajlar: 113
Arkadaşlar,yaklaşık 3 yıldır sürdürdüğümüz bir çalışma var.4 serbest veteriner hekim olarak.Yaptığımız çalışma gayrı resmi.Çünki ihbarı mecburi hastalıklardan ve devlet tarafından tazmini gereken bir hastalık.Özel labarutarlarda el altından yapmaktayız.Çünki onlarda ihbar etmek zorundalar.

Mevzuya geçeyim,Konya'da aldığımız süt numunelerinin %70 şi brucella mikrobunu taşımakta.İşin detaylarından kaçarak yazmaya çalışıyorum.Bu numunelerin %35 e yakın bir kısmı aktif.Allahtan şimdilerde süt üretenler kendileri işlemiyorlar.Resmi işlemler çok fazla olduğu için vatandaş kesilen hayvanlar şartlı tüketime tabi olduğu için kestirmeye yanaşmıyor.Kavurma yapılan etler etler satılamıyor veya değerinde gitmiyor.Kavurma alanlar faturasını vermediği için devlete ibraz edilemiyor.Vatandaş devletten parasını tam alamıyor.Hal böyle olunca ne zaman yavru atıkları başladımı vatandaş hayvanları satıp kurtuluyor!.Biz ihbar edemiyoruz,müşteri kaybedeceğiz korkusundan.Hepsini bildirsek devletin buna gücü yetmez,siyah plakalı arkadaşlar kabul etmez.Bunları niye anlattım.UHT sütün karşındaki arkadaşlar için.
Diğer taraftan,toplanan sütlerin kalıntıları incelenmiyor.Sadece kuru madde miktarına bakılıyor.Şimdilerde daha güzel incelemeler var(antibiotik vs).Fakat genelde içinde kalıntı olan sütlerde pastorizeye gidiyor.Sokakta süt satan arkadaşlar süt bozulmasın diye çamaşır sodasından tutun envai çeşit malzeme katıyorlar.(Bunda hata daha çok bizde,2 kg süt kesildimi sütü satanın kafasına geçiriyoruz,biz zorluyoruz kat diye)

Buzağılarda genelde bizim önerdiğimiz emzirme süresi 2 aydır.Fakat vatandaşların bazısı bizi dinlemez ve emzirmeye devam eder.İlerleyen dönemde baktığımızda 6-7 ay emmiş olan buzağıların hem sağlığı hem damızlık değerleri daha iyi oluyor.Süt kesinlikle tüketmemiz gereken bir malzeme.Bunun aksini kim iddia ederse etsin.Buzağılardaki bu farkı yurdumuzda ne kadar veteriner ve yetiştirici varsa teyid edecektir.

Espiri ile bağlamak istiyorum.En iyisi hastalıktan ari bir inek alıp balkonda falan bakmak galiba.

sapudeaure Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-01-2008, 13:23   #5
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 08-11-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 70
.

Şimdi asıl benim kafama takılan soruya bir yanıt veren olursa sevineceğim. Ama ben önce kendi cevabı vermiş olayım
OECD ülkeleri içinde süt ve süt ürünleri tüketiminde ülke olarak biz çok ama çok gerilerdeyiz. Bu durum aynı zamanda pastörize sütten uzak durduğumuzun kesin delili olduğunu gösterir değil mi? İyi de yine OECD ülkeleri içinde diş sağlığı açısından yine en gerilerdeyiz. Oysa bu teze göre (yani pastörize sütten uzak durmuş olduğumuza göre) diş ve kemik sağlığında en üstlerde olmamız gerekmiyor mu? Ne diye diş sağlığında en gerilerdeyiz?

Cevap: Süt ve süt ürünlerini az tükettiğimiz için:[/QUOTE]


Ne diye diş sağlığında en gerilerdeyiz demişsiniz.
Çünkü Türk halkı olarak dişlerimize bakmıyoruz, en önemli sebeplerden biri bu bence. Dişlerini arada sırada, aklına geldikçe fırçalayan, zorunlu kalmadıkça diş doktoruna gitmeyen insanın dişlerinin sağlıklı olmasını nasıl beklersiniz ki?

fkilimci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-01-2008, 17:29   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
fkilimci,
Söyledikleriniz elbette doğru. İşin vehametine bakar mısınız? Hem süt içilmiyor hem diş bakımı yok!.. Ama fare deneyinden anlaşıldığına göre pastörize süt içmeyenlerin dişlerinin bakımına da ihtiyaç olmaması gerekir değil mi ama

şaka bir yana, vatandaşımızın iskelet yapısı da malum:
Türkler nasıl tanınır?
Kara kuru diye değil mi? Bu arada bir bölümünde de obezite sorunu da var.

Benim demem şu:
Zaten süt içme alışkanlığı olmayan, yetersiz beslenen bir topluma bir de kalkıp, 'pastörize süt içeceğinize, musluktan suyu için daha iyidir...' demek çok yanlış.
İskelet yapısı bozuk olan bir toplumda ise bu çok daha yanlış.
Pastörize süt üzerinden böyle bir yıpratıcı propagandaya neden gerek görüldüğünü anlamış değilim. Ama sanki birileri bu toplumu iyice sütten, yumurtadan, kırmızı etten uzak tutmaya çalışıyor gibi geliyor... Yetersiz beslenen bir toplumda bu tür söylemleri sorumluluğumuzun farkında olarak yapmak gerekir. Çocuklarımız süt içme alışkanlığı edinmeli hem de pastörizesinden, yumurta da, kırmızı et de, beyaz et de, sebze, meyve de yemeli..


Düzenleyen hassoman : 18-01-2008 saat 18:25
hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:24.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025