agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Buralardan Çekip Gitmek (Ev yapımları)
(https)




Beğeni Düzeni975Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 26-02-2009, 17:05   #391
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Arkadaşlar önce selam buralardan çekip gitmek atlı konunuzu merak edip yazılanlar banim yaşam anlayışıma uygun paralellik arz ediyordu efe- can arkadaşımın yazılarınıda görünce kendimi konunun yabancısı görmedim.

Önce size kendimden bahsederek tanışalım ben bahçe,toprak ,kompost hobilerimi hayata geçirmek için geliboluda 300 mt2 arsa içinde bürüt 72mt2 tek katlı bahçeli evim de senenin yarısı orada yaşıyarak emekliliğimin demini sürüyorum. Bahçemde bulunan ağaçları çekirdekten yetiştirip amatörce aşılama işlerni onların üzerinde öğrendim.

Kendim pratikten yetişme elektronik teknisyeniyim Radyo,Tv Tamiri ve Uydu montajcılığı üzerine dükkanımdan 1995 senesinde emekli olduktan sonrada kesintili olarak devam ediyorum .

Buralardan çekip gitme duygusu, bana rahmetli babamdan kalma sanki vasiyet gibi hayata geçirme isteğini kabullendim . Bu duygu bende alışkanlık yaptı gelibolu ya gitme heyacanım bitmiyor .Ocak 23-Şubat 19 arasında yine orada kış da olsa bahçemde ağaçlarımın yanında olmak mutluğunu kendime yaşatmış oldum bahçe ve ağaçlarımla ilgilenip bakımlarını yaptım toprağın uygun yerlerine bakla,bezelye,soğan,sarımsak ektim aşıya gelen ağaçlara kalem aşısı yaptım.Bordo bulamacı ile ağaçlarımı asmalarımı ilaçladım.

Tanışma için sorularınız olursa cevaplamaktan kaçınmıyacağım tekrar bu satırlarda buluşmak üzere sağlık esenlik içinde olasınız

epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-02-2009, 10:36   #392
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 20-09-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 126
Sn. epsody, birşey soracağım. Sanırım İstanbul'da da yaşadığınız eviniz var, Gelibolu'da da.... Siz İstanbul'da olduğunuz zaman Gelibolu'daki evizin güvenliği problem olmuyor mu, yani eviniz kırsal kesimde mi, şehir içi bir yerde mi? Şehir içinde ise şehirden kaçmış olunmuyor pek diye düşünüyorum, şehir dışına çıkıp da 7/24 yaşamayınca güvenlik problemi oluşmuyor mu? Şimdiden teşekkürler...

açık-pozisyon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-02-2009, 22:38   #393
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Sn.Açık-pozisyon önce selamlarımı sunar, yazıma gösterdiğin alkana teşekkür eder, samiyetine istinaden sorularınızı tam anlamıyla yanıtlıyarak, şehirden kaçarak buralardan çekip giderek büyük şehir hayatının stresini küçük bir beldede sakin, mutlu, sade ve doğallığı içinde; yaşamın acı tatlı birikimlerin geçimden kaynaklanan olumsuz etkilerinin strese dönüştüğünde yaşamın güzelliklerinin silinipte hayatın çekilmezliğini tatlı anılara dönüştüren , kaçışın nasıl bir sihirle yeni bir dünya yaşamı başlattığını, romanlara konu olacak kadar uzun ben size özetliyerek sorularınızın içinde açıklamaya çalışacağım ..

İstanbul eyüpte babadan kalma bahçeli bir evde yaşıyorum, bu ev ne kadar müstakil olsada büyük şehir hayatının olumsuz, kargaşa stres yaratan koşullarınıda azaltmıyor. Mesleğim ve evliliğim içinde kırsalda yaşamanın hazlarını yakaladım, kenarda yaşama planları yaparken, atölyeme komşu bir avukat arkadaşla 1987 yılın da geliboludaki evim olacak koopratife üye olduk, fakat sizinde malumunuz koopratifler işi yokuşa sürerek üyelerin evlerini tamamlamadan 300mt2 arsada %20 imarlı tek katlı kaba inşaat durumda olarak 1993 yılında kooparatif dağıldığından üyelere teslim edildi.

Ben ve eşim kendi imkanlarımızla yaparız düşüncesiyle 1997 ağustosunda gerekli hazırlıkları tamamlıyarak, ben eve lazım olan kapı çerçeve ve el aletlerimi, eşimde evde kulanacağımız eşyaları tamamlıyarak geliboluya gidiş maceramıza başlamış olduk. Ben kendi evimin ustalığına soyunurken eşimde bahçe düzenleme işleriyle bir yandan bana çimanto işlerinde su ve elektrik tesisat işlerinde yanımda bulunarak yardımlarını kendi evini yapmanın şevki ve heyacanı içinde, büyük şehrin verdiği stresi umutsuzluğu evimizin inşaatına gömüyordük.

Bulunduğumuz yer şehir merkezine 6.3 km gelibolun dışında kırsal alanlarla çevrili tarlalar içinde, merkeze bağlı bir mahalle ulaşım münibüslerle sağlanıyor devamlılığı yaz sezonunda sabah 8den akşam 19a kadar saatte bir olarak servis yapıyorlar kışın yolcu olursa günde 3servis yapıyorlar, kendi aracımız olmadığından şehre gidişi minibüsler le karşılıyoruz .

Gelelim güvenlik konusuna sitemiz de hayvan severlerden dolayı bir çok kedi ve köpek barınıyor bunların ihtiyaçlarıda siteye kış aylarında da istanbulun yaşamından kaçamak yaparak yaşamaya gelen bir kaç komşunun bulunmasıyla sağlanıyor sizin bahsettiğiniz güvenlik soruları sitenin uzağında kalan komşularda görüldüğü oluyorsada bölgemizde askeri birlilkerin olması ve bölgemizde jandarmanın gözetimiyle sağlanmış oluyor zaten komşularda fazla kıymetli eşyalarda bulundurmuyorlar evler yazlık nizamında donatıldığından göze çarpacak durum arzetmiyor.

Sözün kısası ama sen dersen 15 milyonluk şehirden 22 bin nüfuslu beldeye gitmeyi şehirden şehre gitmek gibidir deyip, bana robinson kruzo misali ıssıs bir yerdeki yaşam biçimini kıstas alırım. Benim sana söyleyecek şu sözüm 60ına gelmiş bir insana yakışan bu yeter derim satılarıma son vermeden sağlık esenlik içinde gönlüne göre şehirden kaçışlarınız olsun sevgiler saygılar.

epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-03-2009, 07:37   #394
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 20-09-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 126
Sn. epsody, aleyküm selam... Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim... Ben henüz 31 yaşındayım, şu an para biriktirme/borçlarımı ödeme aşamasındayım... Ben, her an çekip gitmeyi düşünüyorum fakat sanırım 4-5 sene daha bekleyeceğim maddi durumlardan dolayı... Umarım "kaçış" yapmak isteyen herkese nasip olur...

açık-pozisyon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-03-2009, 19:59   #395
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Yorumlara açıklık

Sn,açık-pozisyon günün aydın olsun diyerek başlıyorum, kardeşim benim bir sözüm emekli olacaklara kedinizi emekli yaşamda nelerle uğraşacaksanınız emekli olmadan bunun ön görümünü yaparak beceri ve alışkanlıklarınızı geliştirerek sonra emekli olduğunuzda biçare kalmayınız. Sözün kısası emekliliğe kendinizi şimdiden hazırlayınız ki emeklilik geldiğinde şaşkın ördek durumuna düşmeyiniz.

Ben çok insan gördüm hazırlığını yapmayıp emekliliği geldiğinde yapıcak bir şey bulamadığından, yaşamı boyuca oluşturmuş olduğu kafa yapısına göre kimisi camii cematına katılıp onlarlar la vakit namazların da bulunmak la yaşam birikimlerini orada değerlendiriyor , bir başkası kendini kahvede dörtlü oluşturma deneylerini çoçukluğun da oyun oynamamış çocuklar gibi kendini oyunlarda arıyor kimiside hayatın zorluk ve çilelerini şişenin dibinde gidermeye çalışıp hayatı ayık algılama yetilerini kaybediyor bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.

Şimdi size soruyorum buradan zamanı gelince çekip gitmek sözünüzün samiyetini ortaya koyacak ve emekliliğe hazırlıklarınızdan bahsedermisiniz. Önce sizi buralardan çekip gitmeye gütüren sebebleri ortaya koyarmısınız, eşinizle bu konularda fikirleriniz nekadar örtüşüyor doğa merakınız deniz ve güneşin dışında dağ ve ormanıda kapsıyor mu. ?


Size bu suruları yöneltmemin sebebi, size kendi deneyimin birikimlerini aktarma ve bilgi paylaşımı sırasında yeterli desteği sağlamak için sizin samimi olan kişisel bilgilerinize örtüşücek bilgileri ortaya koyabilmek ve konumuzun özüne hizmet ederek hem bu konuda yorum koyanlara, hemde ağaçlar nette diğer arkadaşları da konuya yakınlık duyurarak ilginç fikirlerin alternetiflerini sağlamaktır.

Siz ne iş uğraşarak gelir sağlıyor, boş zamanlarız da neler yapıyorsunuz istanbuldaki eviniz bağçeli mi yoksa apartmadamı yaşıyorsunuz. Umarım sorularımla sizi sıkmamışşımdır. sorularımın ayrıntı detaylarını atlamadan açıklığa kavuşturmanı aynı hassasiyeti yazdığım yorumlarada aynı şekilde yazmanız dileğiyle satılarıma son vermeden önce cevabınızı, furumda yazan diğer arkadaşlarıda yurumlarını bekliyorum iyigünler sağlık esenlikler dilerim.Sevgilerle kal.

aziztoprak beğendi.
epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-03-2009, 07:41   #396
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 20-09-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 126
Sn. epsody, ilgi alakanız için teşekkür ederim... Ben istanbul'da Emirgan'ın ara mahallerinde birinde kendi halinde bir sokakta bahçeli 3 katlı bir evde yaşıyorum, ev kendimin değil, kiracıyım... Benim işim yazılım geliştirmektir. Ömrüm plazalarda geçmiştir, şu anda da bir amerikan firmasında çalışıyorum. Beni şehirden kaçıran şey aslında çok kişiyle benzer sebepler; trafik, kalitesiz insan yığını, kalitesiz ve pahalı beslenme olarak sayabilirm. Tabi daha çok sebep var... Henüz çocuğum yok ama olduğunda onun da benim gibi stresli, trafikli, pahalı, belki etrafı duvarla çevrili bir sitede doğayı hiç tatmadan, saygısız insan yığınları arasında değil küçük bir şehirde (örneğin balıkesir, çanakkale, bursanın merkez olmayan yerleri) büyümesini-yaşamasını istiyorum.

Boş zamanlarımda internet ile vakit geçiririm, tv hemen hiç seyretmem, olsa da olur olmasa da cinsinden yani... Saksılarımda domates, biber, çiçek vs dikerim, onlarla uğraşmayı severim. Sinemaya senede 2 defa giderim, eğlenceye düşkün değilim... İnsanları da genel olarak pek sevmem

Bir de emeklilik konusuna değinmek istiyorum, bu iş benim için zor, çünkü emeklilik yaşım 58 daha var 27 sene, ben o yaşa kadar yaşayabilir miyim bu şehirde bu soruya cevap vermek çok zor... O yüzden küçük bir şehire gidip kendimle başbaşa kalmak istiyorum, yani benim planım emeklilik için değil 5 sene sonrası için... Eşim de kısmen benimle aynı fikirde ama o küçük bir şehirde evde oturup çocuk bakmak konusunda kararsız... Sonuçta pek arkadaşı, komşusu, tanıdığı vs olmayacak orada...

Kendi evimi yaptıktan sonra, kira derdi olmayınca küçük bir iş kurarsam, geçinip gideriz diye düşünüyorum... En sonunda insan bir avuç toprak olup gidecek, çok lükse gerek yok...

aziztoprak beğendi.
açık-pozisyon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2009, 13:15   #397
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
Samimiyete teşekkür

Sn,açık-pozisyon açıklayıcı ifadelerinden dolayı medeni cesaretizi kutlarım.Size benimde bazı açıklamalarım olacak, konu çocuğunuz üzerine düşündüklerinize bazı ilavelerim olacak arkadaşım benim buralardan çekip gitme düşüncelerime kendi insanlarımı büyük şehrin pislik ve sıkıntılarıdan kurtarma amacı içinde çözüm olur bir yaklaşımı güderken, sonradan edindiğim izlenimler den dolayı bu yakaşımımın doğruluğu her kes kendi hayatının içinden çıkardığı doğrularla çeliştiğinden. Görüşüm her kes kendi hayatını yaşıyarak saptar kişinin geleceğe yatırım yapacaksa bu yönde olması ekonomik değer arz ediyor. Sizinde son sözlerinizdeki yaşama dair makul yaklaşımlarınız açısından açıklamağa değer buldum.

Bilgisayar donanımları hakkındaki malumatınız bizim oyun hastası oğlumuzun değişik oyunlar karşısındaki bilgisayar donanımlarının uyumsuzluğundan kaynaklanıyor bilgisayarı ortaklaşa kullandığımızdan senin bilgisayar üzerindeki çalımalarının farkına varınca derdini sana da açmak ihtiyacın dan dolayı çare arayışlarını sürdürüyor. 15-16 yaşlarında olmasına rahmen oyunlardan kendini alamıyor. ilgin için teşekkür ederim, satırlarıma son vermeden önce sağlık esenlik dolu günler seninle olsun tekrar görüşmek üzere hoşça kal. Saygılar


Düzenleyen epsody : 05-03-2009 saat 14:12 Neden: klevye hatası
epsody Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-05-2009, 21:36   #398
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 81
Merhaba
Paylaşacak tecrübelerim var.
Sanırım bu konuyu erken tecrübe eden "şanssız" kişilerden biriyim...
2000 yazında İstanbul'dan ani bir kararla Antalya'ya, Olympos'a yerleştim.
Bir sene kadar o arsa senin, bu arsa benim gezdikten sonra doğru yeri bulup satın aldım. Böylece 5 dönüm kocamaaaan bir arazim oldu. Biraz büyük biliyorum. İleride burada ufak tefek bir iş yapıp geçimimi de buradan sağlayıp yaşayıp gitmeyi umuyordum.

İnanması zor ama 2 sene boyunca hesap-kitap, mimari proje ve etüt çalışmaları sürdü. Kendimcede çizdim, mimarlarda. Bir mimar birşey, diğeri başka bir şey önerdi. Biraz araştırdım bana önerdikleri bölgeye uygun olmayan yapılar, maliyeti belirtmeme rağmen boyumu aşan yapılar çıktı. 2. mimar, 3. mimar derken sanki projeyi kendim çizdim...

Benim sizlere tavsiyem bir bölgeye bir ev yapacaksanız, mümkünse gidip eski yerleşimlere bakınız. Taştan mı yapmışlar, imkan varsa taştan yapınız. Ahşap mı, sizde ahşaptan yapınız. Çatınızın eğimini dahi mümkünse o binalardan örnek alarak yapınız. Bölgeye düşen yağmuru-karı çatınızın en iyi nasıl tutmayacağını deneyerek öğrenmişlerdir eskiler nasıl olsa.
Şahsi fikrimdir ama mümkünse bölgedeki görüntüyüde çok değiştirmeyiniz. Bütün mesajları okuyup, neredeyse tüm linklere baktım. Gördüğüm bazı evler tamam ekonomi buna izin vermiş olabilir ama o kadar sentetik, o kadar sakil duruyor ki arazilerin üzerinde...
Sadece ekonomik sebeplerle değil, mimari açıdan da bu durumda olan evler var.
Neyse..


Yazları serin, kışları daha sıcak olacağı için ben binalarımı taştan yapmaya karar verdim. 2000 yıldır orada duran yapılara, dokularına zaten aşığım. Köydede eski pek çok taş yapı var. Hatta arazide de yıkık duran, toprak harçla örülmüş, taş duvarlı bir ev ve han vardı.

İnşaattan önce sevgili devletimizin çıkarttığı imar kanunlarından nasıl en makul rakamla çıkılır, bürokrasiye en az nasıl takılınır diye araştırıp, başladım işlemlere.


Önce "Haritacı" getir dediler. Bir mühendisle çalışıp ölçümler yaptırdım. Sonra zemin etüdü istediler. Deprem ölçümü yapılmasınıda istediler, hallettim. Sonra dediler mimari plan, statik, elektrik... eee tamam onlarıda yaptırdım.
Benden yapı denetimi için bir firma istediler. Sordum bir firmada 2 milyar o zamanın parasıyla istedi, çok sağolun dedim ben almayayım. Öğrendimki 200m2 üstüne isteniyormuş yapı denetimi. Kestim biçtim plandan 200m2 altına düştüm, kurtuldum.
Ben iki ayrı bina yapmak istiyordum arazime. Bir tarafta kendi evim, yakınında daha sosyal bir alan. Ona da izin yokmuş. "Tek arazi tek bina" dediler. Bende projede binaları bir koridorla birleştirdim hallettik.
Daha bitmedi, malum inşaata dahi başlayamadık!
Sonra dediler ki: Mütahit kim?
Dedim: Benim
Dediler: Ama iş verende sizsiniz?
Dedim: O bir şey mi işçide benim!
Kafalarını iyice karıştırdıktan sonra, "Biz bir bunun kanununa bakalım siz mütahitlik belgesi getirin" dediler. Gittim Kumluca Ticaret Odası'na, dedim durum bu. O zamanın parasıyla 540 milyon kayıt parasını verice bir liste verdiler, mesleğinizi seçin diye . Seçince mesleğimi hani şu çerçevelenen kağıtlardan verdiler. Üzerinde Kerem Akyar İnşaat ve Taahhüt İşleri yazan, oldum mütahit.
Bütün bu kovalamacada dosya için tapu örneğide istiyolar ve o örnek 10 gün süresince geçerli. Her süre dolumunda tapu dairesine, oradan 1.75 TL'lik harcını yatırmaya Ziraat Bankası'na koşturmaya, sonra geri gitmeye vs girmiyorum hiç
Tekrar geldik Antalya Bayındırlık Müdürlüğü'ne. "Biz tam olarak çözemedik kanunen, ama siz yapın bir mahsuru yok" dediler Oh dedim tabi, bitti bu iş sonunda.
Amaaa sonra sıkıştırdılar, "İnşaat için suyu nereden alacaksınız, belge lazım?" Döndük köye...
Dereden desem, hem çok yakın **** ormanın içinde kuyu var. İkisi içinde DSİ'den yazı lazımmış yer altı suları kullanım vs... Arsanın hemen altında 50 tonluk sulama havuzu var, köy kullanımına ait oradan alayım dedim. Muhtara gittim. "Tamam alda" dedi, "Senin elektriğin yok. Su için dinamo taktıracaksın, onu neyle çalıştıracaksın?". Haklı!
"Haklısın dedim muhtar, haklısın".
Araştırınca elektrik bağlatmak için önüme iki yol çıktı. Ya imar iznim olacak şantiye elektriği alacağım **** çiftçi kağıdı alıp sulama elektriği alacağım. İmar almak için elektrik istediklerine göre (izah edemedim bir türlü nasıl döngüde olduklarını) çiftçi olmak gerekti mecburen.
Sağolsun muhtar verdi çiftçi kağıdını oradan Tedaş'a. Onlarda istedi elektrik saati, projesi vs. Bulundu elektrikçi, çizildi proje sonunda aldım elektriği. Oda az değil epey tutu. Arada atladığım o kadar çok parasal şey var ki!
Sigortalı işçi istediler O'da ben oldum. Ne dedilerse ben oldum galiba kurtulmak için sonunda gidildi Antalya'ya alındı imar!

Birinci kısmın burada sonuna geldik
Şayet kimse sus demez ise 3 bölümde bitirebilirim yazımı.

Olympos'da inşaat. İnşaattan kaçan taş ustaları azzz sonra...

Saygılarımla,
Kerem Akyar

hala neşeyle anlatabiliyorsam, bu hayatta nerede olsamda bana birşey olmaz.

therapido Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-05-2009, 13:51   #399
Ağaç Dostu
 
Koyu yeşil's Avatar
 
Giriş Tarihi: 24-10-2007
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,273
Galeri: 35
Sayın Therapido, yazınızı keyifle okudum. Çok da faydalı bir yazı olmuş. Devamını bekliyoruz merakla...En sona evin resmini de eklersiniz inşallah

Koyu yeşil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-05-2009, 14:01   #400
Ağaç Dostu
 
BalıkcıSerdar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi therapido Mesajı Göster
hala neşeyle anlatabiliyorsam, bu hayatta nerede olsamda bana birşey olmaz.
Hala neşeyle anlatabiliyorsanız yaptığınız işin sonunda alacağınız hazzın farkındasınızda ondan diyebilirim ancak

Allah muvaffak etsin, çok zor işler, helede tamamen yabancı bir çevredeyseniz, yardım edecek kimse yoksa çok çok daha zor.

Hikayenizin devamını ilgiyle bekleyeceğim, böyle işlere kalkışacak olanlara da çok güzel bir örnek. Yaptığınız bürokratik işlemleri de atlamadan anlatın ki tam örnek olsun.

Şöyle de bir ek yapayım, bütün hesapları yaptıktan sonra, yola çıkarken, yaptığınız hesap toplamının üç katını hazır edin

Selamlar, saygılar.

BalıkcıSerdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-05-2009, 14:03   #401
Ağaç Dostu
 
kömür's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-07-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 180
Sn therapido, öncelikle geçmiş olsun.
Merakla bekliyorum yazınızın devamını. Umarım mutlu sonla bitiyordur
Bende hayal ediyorum ki çakarım bikaç tahtayı birbirine, alırım dereden suyu, elektriğide güneş paneli rüzgar vb. + invertörle halletim mi, bitti gitti gibi hayallerdeyken tecrübeleriniz çok kişi için değerli olacaktır.

aziztoprak beğendi.
kömür Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-05-2009, 15:14   #402
Ağaç Dostu
 
aslan_k's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2008
Şehir: İSTANBUL-KARAMÜRSEL
Mesajlar: 399
Galeri: 1
Malesef her işini kuralına göre yapmak isteyen kanunlara saygılı bir vatandaşın daha iyi yaşamak için, sadece kendine ait bir araziye istediği evi yapabilmek uğruna, çektiği işkencelere bakın, bunların hepsini kaçak yapsaydı gelecek bir af ile kurtulmuş olacak ve yanına kar kalacaktı ..İşte bizim prosedürlerimiz, ahh ahhh

aslan_k Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 07:09   #403
Ağaç Dostu
 
tenar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-07-2007
Şehir: Yerdeniz
Mesajlar: 186
Sayın Therapido,

Ben de kendi arazime ev yaptırmak istedim. Önce maddi imkanım yoktu öyle bekledim. Sonra param oldu imkanlar elveriyor gibiydi ama vaktim olmadı. Sonra vaktim ve param oldu, prosedürlerin çeri çöpüyle uğraşayım derken herşey hazır, ama bu defa da tesadüfen öğrendim ki arazim bir iki yıl önce birinci derece doğal sit alanı olarak işlenmiş. Bundan da benim hiç haberim olmamış. Nasıl olabilirdi bilmiyorum ama ya evi yaptırmış olsaydım? Avukat arkadaşımın söylediğine ve araştırmalarımıza göre bunda başka bir iş var zaten. Sadece beni ilgilendiren bir durum değil, çok kimse de madur, üstelik haberleri bile yoktu maduriyetlerinden.

Ancak ben böyle artık ev yaptıramayacağım diye üzülerek, hayallerimi bir uçanbalonun ipinin ucuna bağlayıp gökyüzüne salıverirken, kimse sit alanı durumuna bakmadan yine evlerini de yaptırdılar; yaptırmışlar; seçim öncesi bir kaç hafta içerisinde hem de.

Ben mi aptallık ettim? İnsanlar nelerine güvenerek yapabiliyorlar. Ben bizler neden onlar gibi yapamiyoruz? Bilmediğim bir bildikleri mi var acaba? Bilen var mı?

mtarslan beğendi.
tenar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 10:20   #404
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 15-04-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 2
Merhaba arkadaşlar,bende sürekli olmasada siteye girip konuları takip etmeye çalışıyorum,özelliklede 'kaçıp gitme' kısmını.
Umarım hekes aklındakilere eninde sonunda ulaşır.Bende antalya kendime uygun bir yer arayarak planıma başladım.Bir kaç yer için girişimlerim oldu ama sonuç alamadım.Halen takipteyim ama bu işin bireysel değilde kollektif olduğunu düşünüyorum artık.Hayatın keyfini,zorluklarını yakın **** aynı kafa yapısındaki insanlarla paylaşmak daha güzel olacaktır.
Kerem akyarın arsasını gördüm.bir sitede 245.000 tl ye satılık.okadar değerli bir arsayı almaya cesaret etmiş birisinin hayalini yarım bırakması üzücü.
bende hikayenin gerisini bekliyorum.herkese iyi günler


Düzenleyen metin-neşe : 14-05-2009 saat 10:22 Neden: cümle bozukluğu
metin-neşe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 10:27   #405
Ağaç Dostu
 
bekiralkanat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 325
Galeri: 1
Sayın Therapido,ilk önce yazınızı bir nefeste okudum çok hoşuma gitti sizin ayzınızı okuyan bazı arkadaşlar bir yerde ev yapmak ne kadar zormuş diye düşüne bilirler.Bende emekliliğim için bir arazi aldım.Daha 7 senem olduğu için projesini yavaş yavaş çizmeye başladım ****** daha son şeklini almadı ,projenin resimlerini aşağı kısıma koyacağım ******
Bende 24 seneden beri bu işlerle uğraştığım içinmidir bilmem , bir evin doğaya ve o bölgenin şartlarına uygun yapılması taraftarıyım,şu andaki bilgilerimin bir kısmını anltsan şu anda kimse kendi evinde oturmaz diye düşünüyorum.gelelim benim yapmayı düşündüklerime ve yaptıklarıma dedimya daha emekliliğe zamanım var diktim araziye 300 zeytin ağacı(1 yıl önce) ,allahtan aldığım yerde kuyu vardı.Birtane jeneratör birtane camur pompası aldım sulama işinide damlama çekerek hallettim.bu arada bizim orada keçiler kol geziyormuş,500 m2 biryer cevirip zeytin fidanlarını oraya dikmiştim,bu sene **** seneye arazinin tamamını tel çitle cevirip zeytinleri yerlerine dağıtacağım.Bundan bir ay önce elektrik hattınıda hallettirdim.Ama bu arada rüzgar tribünleri ile ilglili bir çok araştırmam oldu işşallah onuda hallederim dışarda satılanlardansa kendim yapmayı daha uygun buldum ,hem maliyeti hem tamiri benim için daha olacak diye düşünüyorum.
binayı yapmayı düşündüğünüz yerde güneşin yaz kış hareketleri rüzgar yönü bina içi yaşam alanları için çok önemlidir.onun için bunları iyi tespit etmeniz lazım.benim bildiğim kadarı ile 5 dönümün altına arazilere imar yok ise %0,5 birtane olmak kaydıyla
yapı izni veriliyor.Bazı şeylere ulaşmak mesakkatli ama bir okadarda haz veriçi oluyor.Bence bunu biraz zamana yayıp bıkmamak lazım ve sizin yaptığınız gibi tam bir hazırlıktan sonra bina yapımına başlanmalı selamlar

bekiralkanat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 10:31   #406
Ağaç Dostu
 
bekiralkanat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 325
Galeri: 1
tenar kardeşimede şöyle bir şey söyliyebilirim bence bazı firmalar prefabrik (ama taşınabilir
olanlarından) evler yapıyorlar, herhangi bir ruhsata gerek yok bir problem çıkarsa al başka yere götür.Bence hayallerinden vazgeçme önemli olan biraz sabır ve azim
selamlar

bekiralkanat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 10:38   #407
Ağaç Dostu
 
bekiralkanat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 325
Galeri: 1
resimleri yolluyorum belki bir fikir verir

Eklenen Resimler
    
Ayazkızı ve pssakal beğendi.
bekiralkanat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 11:04   #408
Ağaç Dostu
 
optimus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-04-2009
Şehir: manisa
Mesajlar: 419
Sayın Therapido, mümkemmel bir hayat tecrübesi olmalı. Devamını merakla bekliyorum bende, sanırım sus diyen olmaz be yüksek tempolu hayata....

Bu arada Bekir İnşallah sizde evinize ve hayallerinize kavuşursunuz en kısa zamanda... Ev modeli de oldukça hoş duruyor, ben ahşap evleri çok severim

optimus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 11:06   #409
Ağaç Dostu
 
optimus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-04-2009
Şehir: manisa
Mesajlar: 419
gerçi sadece çatı ahşam ama

bu arada çizimleriniz için google sketch up programını öneriyorum, kullanımı da oldukça basit, belki tavsiye eden olmuştur ama ben gene de yazayım dedim...

optimus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 11:25   #410
Ağaç Dostu
 
bekiralkanat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 325
Galeri: 1
optimus kardeşime teşekkür ederim ama ben profesyonel çizim yaptığım için google sketch up programı benim isteklerimi karşılamaz benim kullandığım programda evin içine girip gezebiliyorsunuz herhangi bir hata yapma şansınız yok mimari çizim formlarına uygun bir program kullanıyorum ama yinede teşekkür ederim

bekiralkanat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 13:20   #411
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 81
Olympos'da inşaat Bölüm 2

Tekrar merhaba
Yorumlarınızı okuyorum. Yazımın sonunda ufak cevaplar vereceğim. Ama önce hikayemize devam edelim .

İmar izni alıp güle oynaya döndük köyümüze. Ertesi gün imar müdürlüğündeki denetim memurlarını alıp tekrar köye döndük. Bu durumda onların gelmesini beklerseniz ödenek, araç vs. çıkmasını 1 aya kadar bekleyebiliyormuş, **** onları siz getirip götürüyormuşsunuz. İzin almak için 90 km'lik Antalya-Olympos yolunu yaklaşık 8-10 kere aşındırdığımız düşünülürse bu bize engel olamazdı. Gittik, aldık, geldik. Evin yapılacağı yeri görmek istediler. Direkler çakıp tarif ettim yerlerini. Dediler ki "Bak güzel kardeşim sen bu inşaatı 200m2 altında tututun. Binalarda zaten taştan dolayısı ile bir kaybında buradan var (40-50cm kalınlık), gelsen bunu biraz büyük yap biz görmeyiz!". Hadi buyrun, şeytan girdi aklıma. Uğraştığım onca yasa sağ omzumda, denetim memuru sol omzumda fısıldayıp duruyor... İnsanoğlu işte yine uyduk şeytana...
Direkler birer metre genişletildi.
Sonradan araştırdığımda, zaten olası illegalite tespitinde para cezası verildiğini bununda m2 olarak hesaplandığında neredeyse imar izni almaktan ucuza geldiğini; hatta davayı temyize verip senelerce ödeme dahi yapılmadığını öğrendim.

Köyden iş gücü için iki kardeşle anlaşıldı o zamanın parasıyla günlüğü 30 milyona (sonra bir artış oldu). Mahallenin imamıda arada gelip ücretine mukabil yardım etti. Kazdık hep beraber evlerin pabuç çukurlarını. 70cm genişliğinde, 50cm derinliğinde yere gömülü çerçeve şeklinde demirli bir beton düşünün, onun yatağı. İş makinası opsiyonumuz vardı ama astarı yüzünden çoktu. Geleceği mesafe, yapacağı iş azlığıla toplanınca mantıksızlığı ortaya çıkıyordu. Nitekim daha önce istinat duvarları ve yol inşaatı için kullanmıştık kendisini. Yanılmıyorsam saati 60 milyondu, ve yola çıkarken açılıyordu saat. Siz hiç 100 K/h le giden iş makinası gördünüz mü?

Bu arada inşaat öncesi hazırlığım olan istinat duvarları ve yol yapımını anlatmayı sanırım hiç istemiyorum 3 ay kadar sürdü. Sanırım bir büyük evin kaba inşaatı kadarda tuttu. Hesaplanmayan bir maliyet değildi ama inşaata ilk adım olmasından dolayı epeyce zor oldu.

Yol duvarları esnasında, köyden bulabildiğim çalışan tek bir usta vardı. Sağolsun çok şahsına münhasır biriydi. Yaşı epeyce ilerlemiş olsada, senden benden güçlü ve sağlıklıydı. Anlaşmayı yaparken, (tabiiki yazılı değil) sürekli çay olmasını ve sigara molalarını ekledi (götürü yapmasına rağmen). Meğer saatte bir, sarma sigara içermiş yanındada çay . Semaverle çay sorun çözüldü.
Evine anlaşmaya gittiğimde duvarına asılı şu eski Q&Q plastk "kol" saatlerden vardı. Görmek için en az kırk santim yaklaşmak gerekenlerden. İki gün önce yaz saatine geçmiş olduğumuzu hatırlattığımda "nasıl olsa tekrar ileri alıyorsunuz, gerek yok". "Ben güneşle kalkar, güneşle yatarım, yarın güneş doğarken arsada görüşürüz!" dedi.
Geldide ekibiyle ve ördü. O yol duvarını örerken bende yan tarafta daha az yük binecek bir duvarı kendimce örmeye başladım. İki kardeşten Bedri bana harç ve taş getirdi, bende dandik bir çekiçle şekil verip taşları üst üste mantıklıca koydum. İki işde bittiğinde, ikisini karşılaştırdığımda şeklen benim yaptığımın işin acemiliği atmış taraflarının daha düzgün olduğunu bir kaç arkadaş onayıyla tespit ettik. Ama ustaya sadece malzeme hariç, işçilik bedeli olarak 1980 milyon lira vermiştik bile...

Durum böyle olunca ev için ekonomimiz el verdiğince başka bir usta aramaya başladım. Bir arkadaşla anlaştık. Hatta kendisi arsada kalabileceği bir küçük seraya benzer ev yapmayı önerdiğinde dahada sevindim. İşler daha hızlı yürüyecekti. Küçük bir paraya yaptı barakasını. Ev örülmeye başlandı. Bende etraftaki ufak tefek duvarları örmeye başladım. Arsadaki taşların yetmeyeceği gün gibi ortada olduğundan taş temin etmek gerekti. Arsanın hemen altından geçen derenin aşşağı kısımları yazın kuruduğundan taşları oradan almak en mantıklısı olurdu. Ama unuttuğumuz bir şey vardı. O taşlarında sahibi vardı, DEVLET! Ve o taşların devlet adına köydeki koruyucusu Ormancı! Bu durumu ve cezasını, bilmeden aldığımız bir kaç taktör taş sonunda kendisinden öğrendik. Aramıza devleti sokmadan anlaştık. Ama anlaşma bir iki traktörden fazlasına yetmedi oysa benim 50-60 traktör taşa ihtiyacım vardı. 4 iyi yüklü traktör = 1 Kamyon taş. 1 kamyon taş 600 milyon o zamanın parasıyla.
Taşlar azaldı usta kayboldu. Telefonlara çıkmaz oldu. Neyse dedim ben taş bulayım. Köydeki aza arkadaşlarımdan biri yardımcı oldu, amcasının arazisinden traktör başı 5 milyon alması üzere anlaştık. Taşın geleceği yer 6 km uzaklıkta olduğu için normalde 35 milyona gelen 1 traktör taş yanlış hatırlamıyorsam 45 milyona çıktı birde amcanın 5'i, 50. Her şekilde kamyonla getirtmekten iyidi. İki traktör 4 işçi, 3 günde bu işi halletti (onları hesaba katmayı unuttum ama yinede ucuz).
Bir süre sonra usta geri geldi. Annesinin hastalığı idi sanırım ilk koyboluşundaki bahanesi. Ev tekrar örülmeye başlandı. Ev yükselirken arada bir bakıyordum, usta arsanın başka bir kısmında başka bir duvar örmekte. "Hayırdır?" dediğimde, "Burasıda gerekli" diyordu. Haklı olabilirdide ama neden şimdiydi, neyse iyi geçinmek lazım...
İkinci bahanesini hatırlamıyorum ama epey bir kaybolduktan sonra geldiği üçüncüdeki bahanesinin "başka bir iş aldım onu halledip geldim" olması sanırım benim için en ağırıydı Başka bir usta bulmak şart olmuştu ama nereden bulunacaktı. 4. kayboluştaki aramalarımda o civarda yaptıkları işleri bitmek üzere olan bir ekipten, yine aza arkadaşım bahsetti "Lazlar var bizim" diye. Bir hafta sonra yere gelip görmeleri için anlaştık. Gelip görecekleri gün öncesi bizim kayıp usta, insan üstü bir heves ve kuvvetle geri gelip işe başladı. Ertesi sabah karşılaştıklarında, Laz ustalarla "Bu benim işim, vemem" dedi. Ben "Yok ben artık senle çalışmayacağım" dediysemde, bu sefer Laz ustalar "Biz kimseyi işinden etmek istemeyiz" dedi ve gitti!...

Sanırım bu durum 5. kayboluşa kadar 1 hafta 10 gün idare etti.

İnşaatı yaptığım para kısım kısım geldiği için çok kalabalık bir grupla işe girişmek benimde işime gelmediğinden az ve yavaş işleyecek bir ekip benim içinde mantıklıydı. Zaten taş duvar örerken bina çok büyük değil ise yavaş çalışmak mantıklı. Duvarın yükselebilmesi için alt taraflardaki betonun donmasın beklemek gerekli.

Yeni usta aradım bulamadım. bulduklarımda çok pahalı çıktı. Taş duvar yüzlerinin düzgünlüğüne bakılıp, tek yüz **** çift yüz örülmesine göre hesaplanıyor. Bir yere yaslanan bir duvar örerken tek yüz, bina için çift yüz hesaplanıyor. Eski ustamın verdiği fiyat o zamanın parasıyla (zam gelmeden önce) çift yüz duvar için metrekaresi 25 milyondu yanılmıyorsam. Bölgesel olarak bu rakamlar çok değişiklik gösteriyor.

Usta gitmeden evvel köşeleri örerken kullanmak üzere daha düzgün taşlar olsa daha iyi olur demişti. Bu boşlukta bende onları aramaya başladım. 30 km uzaktaki baraj kenarında bir ocaktan çıkan, bu daha şekilli taşlardan bir kamyon, yola döşemek üzere kayrak taşının epey kalınına benzeyen, üzerlerinden araç geçecek dayanıklılıkta, düzgün yüzlü taşlardan bir kamyon getirttim. Usta geri geldi, o köşeleri, ben yolu yaptım.

Gitti geldi, ilk binanın birinci katı bitti. Gitti geldi, lentosu, ara kat betonu bitti. Gitii geldi, aradaki ikinci binaya geçti. Sonunda onunda lentosu bitti. Arada birde foseptik kuyusu kazdı ördü.

Anlatırken çabuk geçti ama bu terane 2,5 senede geçti...

Bu bölgede kışları inşaata devam etmek çok yağmurdan dolayı neredeyse imkansız, durduğu günleride öncede tespit edip inşaatı planlayamıyorsunuz. Yazlarda hem teknik açıdan hem insani yönden çalışmak çok zor. Gölgede 45 derecede beton çok çabuk kuruyor ve çatlıyor, keza insanda öyle. Arada kalan dönem en mantıklısı. Olaki hala inşaat yapacak vardır diye söylüyorum

Günler geçti çatı için fiyat aldım, onun maliyet bunun maliyeti o kadar çok kalem vardı ki...
Bir gün arsada çalışırken yine o İstanbul'dan ayrılmaya karar veren Kerem geldi, geçti karşıma. "Ya kardeşim" dedi. "Ben sana İstanbul'dan ayrıl dedim ama, bu mudur?" dedi. dedim "Ben nerden bileydim". O'da dediki "işte şimdi biliyorsun, ne o hala elimde tutuğun?"
"Taş" dedim.
Attım o taşı. Herkesede attırdım kazma küreği taşı harcı. Paydos.
Anlamaları biraz zor oldu, özellikle ustanın ne güzel çalışıyordu...

Hayaller hiç bitmedi. Eskileri gider, yenileri gelir. Zaten belkide budur yaşamayı sağlayan.
Dükkan o gün kapandı,
kapısınada satılık tabelası çakıldı.
Merak edenler için,
http://www.hurriyetemlak.com/real_es...?ad_id=2687154
Buradada daha bol resim var
http://yfrog.com/2s43810366jx

therapido Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 13:20   #412
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 81
3 bölüm olur demiştim ama dayanamadım ikide bitirdim.

Sevgili Koyu Yeşil teşekkür ederim ilginize. Resimler linkte, hatta kalitesi düşük olsada bir videosu da var.

BalıkcıSerdar, haz almakla ilgili değişik fikirler var bazılarına psikolojik sapkınlık deniyor. Acıdan haz almak (ne yazık ki) benim için hala mümkün değil Tek hazzım bol bol hikayem var anlatacak. Maliyet tüm bunların arasında tek kestirebildiğim kalemdi bu arada.


Merhaba kömür, hikayenin sonu henüz hayatta olduğum için belli değil Umarım mutlu biter. Şu anda İstanbul'da istavrit avlayıp, bahçede-domates biber yetiştiriyorum. Hala hamağım var. Eğer arsayı satarda, makulde bir iş kurarsam daha iyisi şimdilik yok. Mühim olan kafamın içi. Nereye gidilirse gidilsin bu kafa bu omuzların üstünde duracak nede olsa.
Şunuda belirteyim, bende hala solar sistemler, rüzgar enerjileri; mobil hayat, karavanlar, tekneler; kendine yetebilen evler peşindeyim. Maliyetler çıkarıp, projeler çiziyorum. Dedim ya eski hayaller gider yeni hayaller gelir...

aslan_k, ben bu hale getirene kadar arsayı, mahallede köylüler tarafından 5 tane ev yapıldı. Hatta elektrik bağlandı, şebekeden suyu alındı .

tenar, bu konuda epey talihsizlik yaşamıssınız gerçekten. Ama bundan sonrası için en azından bekiralkanat gibi size bir kaç önerim olabilir. Benin yaşadığım yerde 1. dereden sit alanına çok yakın ve köylüler bu işi yapa öğrene yasal sorunu çözmüş . Evlerini ağaçların üzerine yapmışlar mesela. Bilen bilir bu şekilde pansiyonlarda var. Artık nasılsa inşaat konusunda daha rahat olsada, sit alanında toprağın 16 cm altını kazmanız yasak. Tapulu araziniz var ise oraya mobil bir sistem yapabilirsiniz. Bu tekerlekler uzerinde duran bir villa bile olabiliyor diye biliyorum ki örnekleri var. Eğer isterseniz daha detaylı görüşürüz.

metin-neşe, umarım sizde istediğiniz şekilde bir yaşam kurarsınız. Antalya civarında elimden birşey gelirse yardımcı olmak isterim. Bu arada arsanın değeri pek çok kişiye yüksek geliyor. Sanırım inşaat maliyetleri ile ilgili bilgi sahibi olmamaktan. Ben biliyorum nede olsa koskoca bir mütahitim Ben yaşadıklarıma paha biçmeye kalksam sanırım hiç satamam bu arsayı...

bekiralkanat, siz başaranlardansınız! 5 dönüm altına imar yok diye değilde, tapu ifrazı (bölme işlemi) yok diye biliyorum. Bölgesel değişiklik gösteriyor olabilir. Bizim orada köy yerleşim alanı (mahalle) sınırları dışında kalan yerlerde imar izni çok düşük. Benim arazim mesela köy yerleşim alanında kaldığından %10 emsalle, 6.5 m saçak yüksekliği ile inşaat iznim var, yani 500m2 ye tekabül ediyor.

optimus, umarım devamıda hoşunuza gitmiştir. Final biraz acılı olmuşya...

İlgilenip okuyan herkese teşekkür ederim.
Saygılarımla
Kerem Akyar

therapido Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 14:25   #413
Ağaç Dostu
 
bekiralkanat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 325
Galeri: 1
therapido bu hikaye değil hayat dersi gibi bir şey ama sonu kötü gibi bitti gibi görünsede birde bakmışsınız tekrar başlayıp bitiri vermişsiniz.yer güzel gözüküyor , yaşancak yer ama soğumadıysanız

bekiralkanat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 16:24   #414
Ağaç Dostu
 
BalıkcıSerdar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
Bu kadar uğraştan sonra vaz geçmiş olmanıza üzüldüm doğrusu. İmkanım olsa kaldığınız yerden devam etmeyi o kadar isterdim ki...

Hani derlerya; başlamak bir ayıp, bırakmak iki ayıp (tam deyiş: Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp), hele bırakmak zorunda kalmak...

Eğer imkanınız varsa, bir müddet dinlenip, kaldığınız yerden devam etseniz. Şu satılık levhasını kaldırsanız. Yüreğiniz cızz etmiyor mu şimdi? Benim bile yüreğim sızladı, yeriniz de o kadar güzelken, asıl zorlukları aşmışken

Buradan benim gördüğüm, okyanusu geçmiş, derede pes etmişsiniz. Tabi yer sizin, iş sizin, can sizin ve mühim olan içinize sinmesi. Bundan sonraki hayalinize yelken açarken, aynı zorlukları yaşamamanız dileklerimle.

Selamlar, saygılar.

BalıkcıSerdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 18:26   #415
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Sayın Akyar,

Yazdıklarınız bu yola çıkacaklara pek güzel dersler verecek mutlaka.
Kaçıp gitmede bütçe mühim. Eğer hesap şaşarsa ne yazıkki yolu tamamlamak imkansız.

Benzer durumum var ama ölçek sizinkine göre daha ufak. Bende yazayım yararlanan olacaktır.
Aldığım bahçe 800 m2. Tapusunda köy içi yazmakta, sahiden de içinde köyün.
Alırken buna dikkat ettim. Elektrik ve su hazır. Yola da cephem var ancak dar ve çok eğimli bir yol. Alırken atladığım bir nokta inşaat ruhsatının kolay alınacağı laflarına inanıp iyi araştırma yapmamış olmam. Eğer alacağınız arsa köy içinde ise ve o köyün bağlı olduğu şehirdeki belediye büyükşehir belediyesi ise, köyün şehir merkezine kuş uçuşu uzaklığı 50 km den uzak olacak. Buna dikkat eden kazanır. Aksi halde ruhsat için şehirdeki vatandaş ne yapıyor ise aynı şeyleri de siz yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ancak size ruhsatı veren belediye köyün bağlı olduğu ilçe belediyesi oluyor, ama kanalizasyon meselesi için büyük şehirdeki ilgili kuruluşa da ayrıca müracaat gerekiyor.
Tabii bu dediğim içinde eskiden yapılmış bir ev olmayan arsalar için. Yani alınacak arsa içinde eski bir bina varsa ve bunu muhtar belgeler ise iş biraz daha kolaylaşmakta imiş. Yaşamadım ama kendi ruhsatımı alır iken bunu da öğrendim.


Sayın Akyar sizede gelecek yaşamınızda mutluluklar diliyorum. Kaybınız olmayacaktır eminim. Arazi yerinde, taş deseniz altın gibi. Nasılsa bir meraklı daha çıkacaktır bu yükü sırtlanmaya hemde ne hayaller ile. Ve de adım gibi eminim ki o arkadaşımızda , sizin yeri aldıktan sonra ki bir vakitte, arazinin bir yerine çömelip " ya benim işim ne burada, nasıl girdim ben bu cendereye " diyecektir.
Hoşçakalın.

mtarslan beğendi.

Düzenleyen hosseda : 14-06-2010 saat 18:09
hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2009, 23:51   #416
Ağaç Dostu
 
BalıkcıSerdar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hosseda Mesajı Göster
arazinin bir yerine çömelip " ya benim işim ne burada, nasıl girdim ben bu cendereye " diyecektir.
Hoşçakalın.
Bunu dememek için, hayallerinizi aşmamak önemli, tamam böyle işler bir sefer yapılıyor ama, ayağınızı yorganınıza göre uzatmak en başta gelmeli. Ya sizin gibi maddi sorunlar nedeniyle yukarıdaki söz söylenir, ya da Sayın Akyar gibi çok büyük girilir, maddi sıkıntıda yoktur, ama iş büyük olduğu için bıkkınlık verir. Sayın Akyar daha evin yapım aşamasında pes etmiş, birde bunun 5 dönümlük bahçe düzenlemesi var. Bahçe işiki bir sefer yapınca bitmiyor da, her sene sil baştan başlıyacaksınız neredeyse.

Ben bir kaç yazı üstte "bütün hesapları yaptıktan sonra, yola çıkarken, yaptığınız hesap toplamının üç katını hazır edin" demiştim. Bu sizin için maddi açıdan geçerli iken, Sn. Akyar için zaman ve uğraş için geçerli. Bende böyle bir uğraş işine girdim, herzaman bir sefer yapılıyor şuda olsun buda olsun diyenler var, olacakta, aslında kötü birşey de yapmıyorlar, işte burada işe kalkışanın ayağını yorganına göre uzatması devreye girmeli diye düşünüyorum.

Yapı için böyleyken, bahçe içinde, tamam bahçe büyük olabilir ama gözünüz kesmiyorsa hepsine, hertarafına yetişmek zorundaymış gibi düşünmeyeceksiniz kendinizi. Yetişebileceğiniz yeri belirleyip, geri kalan kısma dokunmayın bile, şurda da şu olsaydı diye dahi düşünmeyin. siz yetişemezseniz yaptığınız emek hiç olacaktır, bunu görmektense, en aciz zamanınızda bile yapabileceğiniz kadar yeri işleyin. Gerisini bırakın, kendinize dert etmeyin.

Herşeyden önce siz burayı alırken kendinizi mutlu etmek için aldınız, başkalarını değil. Sizin mutlu olabileceğiniz ve yetişebileceğiniz asgariyi belirleyip önce ona ulaşmak olsaydı çabanız, şimdiye ona ulaşmış dahi olabilirdiniz ve "ben ne yapıyorum" yerine, büyük ihtimalle "şükürler olsun" diyordunuz.

Çıtayı yükseltmenin, olmuşken şuda olsun, buda olsun demenin sınırı yok. Evet herşey olsun ama her şuda olsun buda olsun demenin bir (gerek maddi gerek manevi) maliyeti var. Onun içinde o çıtayı "yetişebileceğiniz yere kadar" yükseltmekde sizin elinizde. Çevrenizde şuda olsun buda olsun diyenler, yetişemediğiniz yerde "alın şunuda tamamlayın" veya "işin şurasında ucundan da biz tutarız" veya "ustaların başında bir hafta da ben bekler ihtiyaçlarını giderir işi takip ederim" dediler mi hiç?

İşe kalkışırken yaptığınız hesabı, daha doğrusu koyduğunuz hedefi saptırmamak, çıtayı erişemeyeceğiniz yüksekliklere kaldırmamak çok önemli diye düşünüyorum.

Selamlar, saygılar.

BalıkcıSerdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-05-2009, 00:48   #417
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 81
Merhaba hosseda,
Birkaç bira (biraz fazla) içmiş olamam sebebiyle şimdilik çok yazamıyorum mazur görün. Ama ben derim ki 40 m2 bir ev ile 70 m2 çatı katlı bir ev arasında çok az bir maliyet farkı vardır. Malum aynı çatı altındalar. Ayılınca dahada yazacağım umarım
Ps:İstanbul'da olduğumu söylemeseler bahçemin ne farkı var Olympos'dan...

mtarslan beğendi.
therapido Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-05-2009, 23:41   #418
Ağaç Dostu
 
quercuslover's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-09-2007
Şehir: konya
Mesajlar: 145
herkese merhaba, deneyimlerini paylaşan arkadaşlara çok teşekkür ederim bu deneyimlerden olabildiğince faydalanıyorum burasının harika bir paylaşım platformu olduğunu gösteriyorsunuz.Bende doğayla daha içiçe olabilmek için bir arsa alıp içinede kütükten bir ev yaptırmayı planlıyorum fakat biraz araştırınca gördüm ki kütük evler öyle zannettiğim gibi ucuz değilmiş, 80 m2 kütük ev ile aynı büyüklükteki bir kaloriferli dairenin fiyatı nerede ise aynıymış şimdi taş ev daha mantıklı geliyor ne dersiniz.

quercuslover Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-05-2009, 08:56   #419
Ağaç Dostu
 
aslan_k's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2008
Şehir: İSTANBUL-KARAMÜRSEL
Mesajlar: 399
Galeri: 1
Sn quercuslover,
Taşevin de çok hesaplı olmayacağını düşünüyorum, önceki mesajlarda Sn.therapido'nun anlattıklarını dikkatle okuyun derim.Taşev için arsayı alacağınız bölgenin nerde olduğu çok önemli, taş ocaklarına yakıon mı?Çünki taş ucuz bir malzeme olabilr ama naklşye denen meret çok baş ağrıtabilir.

Ayrıca orada taşev yapabilecek usta bulabilecekmisiniz bunu da düşünmeniz gerek.Sadece bir ustaya bağlı olarak çalışırsanız haliniz yaman olur, tabiri bağışlayın ama parmakta oynatılabilirsiniz

Bence kafanızda düşündüğünüz arsa hangi bölgede ise orada çevreyi gözlemleyin ve üç aşağı beş yukarı aynı malzeme kökenli bir ev düşünün derim.Orada yapılmış eski evler çevrenin mimari yapısını ve malzeme kayanklarını gösterecektir size.

aslan_k Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-05-2009, 00:53   #420
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 81
Merhaba quercuslover,
Dolaylı olarak kendimi taş ev erbabı olarak gördüğümden, hemen atlayıp mesajınızı bende cevaplayayım dedim
Ben tecrübelerimle ve ****** zevkimle, taş evin benim inşaat yapacağım coğrafyadaki en uygun ev olduğunu düşündüm. Aslına bakarsanız benim hesaplarımda maliyet taş evde, ahşapla neredeyse denk gidiyordu. Ama ahşap kalitesi (Sadece ağaç türü değil koruyucular, yanmaz kimyasallar vs) değiştikçe ev maliyetide epey artıyordu. Ömürünü ve zaman içerisindeki bakımlarınıda düşünürsek bana taş daha mantıklı geldi. Boya istemez cila istemez koruyucu hiç istemez. Koruyucusu var aslında ama neden var bilmiyorum. Kimyasalada karşıyım zaten
Nerede ev hayal ettiğinizi bilmiyorum ama taş bulunan her yerde, ki bu nerdeyse Türkiye'nin tamamıdır; eski örnek olabilecek taştan evler bulabilirsiniz. Üç aşağı, beş yukarı maliyetlerde ortak bir paydada buluşur. Önemli olan sizin rayici doğru bilmeniz, kaba tabirle kazıklanmamanızdır. Bölgedeki insanlar size taşın 3 lira olduğunu söyleyebilir ama siz o taşın fizandan 2 liraya geleceğini bilirseniz bu sorun olmaz. Hatta bir arazi bulursunuz içindeki taşı topla topla bitmez
İnternette anahtar teslim taş ev yapan firmalar var, ama adım atmadan yöresel faktörleri incelemekte fayda var daha ucuza çıkabilir.
Tabi göze almanız gereken bir müteahhitlik süreci söz konusu olabilir.

Usta faktörü ise, en az 4 yedekle sahaya çıkmak gerektiren bir durum (Abartmış olabilirim). Yeteneği gerçekten çok önemli.

80 m2 telafuz etmişsiniz. Küçük bir arsada ve bu m2de bir ev için benim önerim hep çatı katını kullanmak olur. Tabanda kapladığı alan daraldıkça maliyetide biraz daha kadar düşer. Çatı katını klostrofobik bulmuyorsanız tabi (Ben çok sıcak bulurum mesela).
Eksileride var; mükemmel izolasyon yapılmazsa güneş altında çatı katı daha sıcak, kışında daha soğuk olabilir. Yaşlanınca bu merdivenleri nasıl çıkacağım sizin için dert olabilir... (Doğru rıht yüksekliği ile yapılan merdiven ömre ömür katar.)

Taş evde duvarlara nişler (girintiler) yapabilirsiniz unutumayın.
Işık almak için pencere genişlikleri de çok önemli, betonarmede kullanılan ölçüler taşta referans olmaz. Duvar kalınlığı bu konuda biraz engel olabilir. Pek az usta açılı örmeyi önerir cam kenarlarını, araştırıp izah edebilirsiniz.
İlerleyen zamanlarda iç tarafı sıvamak isteyebilirsiniz (İçeride sürekli taş görmek bir süre sonra gözünüze hoş gelmeyebilir). Bu yüzden boya badana işine bunu düşünerek girmenizi öneririm.
Takmak isterseniz klima için duvarı delmek sonrada problem olacaktır, yerini hazır bırakmak gerekir. Keza ihtiyaçlar için diğer delikleride...
Elektrik tesisatını, sıva yapmayacaksanız duvar üzerinden götürmek yerine epey zor olsada duvarın içine koydurabilirsiniz .

Bu tarz bir evi gerekli izinleri alırsanız; doğru lokasyonu olan bir arsada, iyi bir koordinasyonla 1 ay gibi bir sürede bitirebilirsiniz.
Bakmayın benim öteki anlattıklarıma
Benim o arazide ördüğüm istinat duvarları bile 2-3 ev yapardı. Arazinin düz olmaması ve yolu baştan yapıyor olmam da işleri zorlaştırdı. Kanun değişti deprem yönetmeliği çıktı. Bende çok nazlıydım mimari proje beğenmedim.
Gerçi bu doğru bir yaklaşım bence.

Mimari Projeyi onaylamadan, yapabiliyorsanız evin bir maketini edinin **** yapın. Bir süre hayal edin içinde yaşadığınızı, belki bir ay.
Koltukları, yatağınızı, klozetin yerini bile...

Daha sonra arsanıza gidin evi yapacağınız yeri belirleyin. Manzara kadar güneşin durumuna bakmanızıda öneririm. Jeolojik etkenleri zaten imar izni alırken bir bilene danışmanız gerekecek.
Yeri belirledikten sonra bence evinizin köşelerinin yerine birer çubuk çakın.
Ben okul hayatım boyunca öğrendiğim o kadar formülden neredeyse sadece pisagor toreminin gerçek hayatta işime yaradığını gördüm (Reklamcıyım belirteyim).
Evinizin gönyesinin doğru olmasını, köşelerin dikliğini sağlayarak başarabilirsiniz.
Çubuklara ipler bağlayın. İplerle duvarları (kalınlıklarıya!) işaretleyin. Sonrada odaları...
Boyutları birebir görmek, gerçeğe daha yakın hayal etmeyi sağlıyor.
Kapıları ve camların yerini ister çubuklarla, ister taşlarla belirleyin.
Elinizde plan dolaşın evde, kahve yapmak için mutfağa gidin, dolabı açıp fincan alın. Evde misafir varken banyoyu kullanmayı deneyin
Kitaplık orada güzel durmadı, ama diğer duvarda pencere var diyorsanız henüz geç değil.
Oda gündüz pek ışık almıyor ise hala çözümü var.
**** sabah güneşi ile uyanmak istiyorsanız o da hala mümkün.
Kapılar biraz dar gelebilir **** üst kata o yatağı çıkartmak için dönüş mesafesi olmayabilir.
Katlanan bir sandalyede epey işinizi görür, oturun salonda bir süre.
O LCD tv'nin yerinde harika bir şömine olabilir.
**** pencereler daha alçak. Doğramaları giyotin mi olsun yoksa kanatlı mı?
Bahçede o toprak hatta çamurda çalıştıktan sonra eve ön kapıdan girmek yerine belki banyoya açılan ikinci kapı daha mantıklı olur.

Pek çok şeyi düşünüp önermek elbette mimarınızın işi. Ama bence onun denetcisi olmaktan başka şansınız yok. Mimar arkadaşınız değilse evinizi sizin ihtiyacınız gibi tasarlaması için sizi çok iyi anlamış olması lazım ve çok tecrübeli.
Yinede sizin zevkinizde çok önemli.
Mesela girdiğiniz evlerde hoşunuza giden tavan yüksekliklerine dahi dikkat edin, beğendiğinizi sorun **** üşenmeyin ölçün.
Bu tarz detaylar projenizde çok işinize yarayabilir.

Ben yine konudan uzaklaşıp kendi alemime daldım.
2 satır suale 50 satır cevap yazdım
Saatte geç oldu bari yatıp rüyamda dolaşayım şu taş evimin içini...

Saygılarımla
Kerem AKYAR

therapido Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:36.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024