09-03-2013, 17:53 | #1831 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 09-03-2013
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 5
|
Alıntı:
zeytincilikten anlamıyorum,ama sıcaklığa göre değerlendirirsek nizip ve derik gibi yerlerde de yetişmemesi gerekirdi,çünkü nizip -15oc,derik-12oc'yi görmüş yerlerdir. |
|
10-03-2013, 06:47 | #1832 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-04-2008
Şehir: İzmir / Balıkesir Gömeç
Mesajlar: 376
|
Sayın Siyadere, Zeytinlik olmaması için bir sürü neden var gibi geldi bana: Yüksek rakım ve don riski, çay kenarında olması gibi sebebler. Kaldı ki birkça dönümlük alanda ticari değil hobi amaçlı üretim olur gibi geliyor bana. |
10-03-2013, 08:17 | #1833 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-02-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 85
|
Zeytin Nerede Yetişir: Kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak olan Akdeniz ikliminde yetişir. Bu nedenle don olayının görüldüğü iç bölgelerde yetişemez. *En çok üretim yapılan bölge Ege’dir. (Edremit, Aydın) (yağ sanayi) *Güney Marmara kıyılarında (Bursa-Gemlik sofralık zeytin tarımı yapılır.) *Hatay, Gaziantep ve Doğu Karadeniz kıyılarında kış ılıklığından dolayı yetişir Zeytinin İklim ve Toprak İstekleri: Zeytinler için en uygun iklim, ılıman Akdeniz iklimidir. Kışları ılık ve yağışlı, yazları kuru ve sıcak geçen, yıllık 400-800 mm yağış alan yerler zeytin yetiştiriciliği için uygundur. Toprak konusunda pek seçici olmayıp daha ziyade kalkerli-kumlu, derin ve besin maddelerince zengin toprakları sever. Zeytin kısa süre –9C’ ye dayanabilmektedir. Bu yazıyı bir yerden kopyaladım. Sayın Siyadare şansınızı fazla zorlamamalısınız. Sizin orada zeytin yetiştirmek biraz zor gözüküyor. |
10-03-2013, 12:58 | #1834 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 09-03-2013
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 5
|
Sayın arkadaşlar elbette bu bölgede zeytin yetiştirmenin teknik olarak zor olduğunun farkındayım;ancak zeytin ağacına karşı yoğun bir ilgim var ve zeytinin dekoratif görünüşü,kutsallığı kendine cezbetmemi sağlıyor.Ayrıca şunu belirtmek isterim ki Mardin'in kendi özgü zeytin çeşitleri bulunmaktadır ve bildiğim kadarıyla mazıdağı ilçesinde de birkaç köyde yetiştiriciliği küçük ölçekte de olsa yapılmaktadır ve zeytinlik kurmayı düşündüğüm bölgenin 35 km kuzeyinde,diyarbakır bismil ilçesine bağlı,kuzey batı cephesinde 720 m rakımlı bir köyde 20-30 ağaçtan oluşan ve yaklaşık 2-3 yaşında olduğunu tahmin ettiğim bir zeytinliği gözlerimle gördüm.Tabi buna binaen bu durumun bizde de geçerli olup olmadığını denemeden göreceğimi hiç sanmıyorum,en iyisi deneyip öğrenmek... |
12-03-2013, 13:04 | #1835 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-06-2012
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 4
|
merhaba
merhabalar herkeze ben aranıza mğladan katılıyorum yaşım 27 ziraat mühendisiyim. zeytinle alakalı sorularınıza elimden geldiğince yardımcı olurum. herkese iyi günler. |
12-03-2013, 17:18 | #1836 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-03-2008
Şehir: Aydın
Mesajlar: 208
|
Alıntı:
Zeytin yetiştiriciliği yapan ve ağaçları çok seven biri olarak sizi gayet iyi anlıyorum. Arazinizin olduğu yer itibarı ile mikro klima etkisi ile belki zeytin yetiştirilebilir ancak bunu anlamanın yolu mesajınızda da belirttiğiniz deniyerek anlamanız gerekiyor. Fidan dikim mevsimi olduğu için deneme amacıyla , ileride bahçe tesisine engel olmıyacak şekilde kenarlara bir kaç tane fidan dikin , eğer bir veya bir kaç kışı atlatabilirler ise bahçenizi tesis edersiniz. Ancak fidan seçiminde bazı noktalara dikkat etmeniz fidanların kış soğuklarını atlamasında faydalı olacaktır. Öncelikle dikeceğiniz fidanlar muhakkak delice üzerine aşılanmış olmalıdır , çelikten üretilen fidanların iklim şartlarına ve hastaklıklara dayanımı daha azdır. Birde çeşit seçimi çok önemlidir. Bölgeniz şartlarına uyum sağlamış , soğuğa dayanıklı çeşitleri araştırarak o cins fidanlardan dikmelisiniz. Biz ege bölgesinde olduğumuz için , bölgeniz şartlarına uygun çeşitleri bilmediğimden , çeşit konusunda yardımcı olamıyacağım. İzmir Bornovada Zeytinlik Araştırma Enstitüsü var , onlarla görüşerek doğru bilgiler alabilirsiniz. Son diyeceğim diktiğiniz fidanları kış soğuklarına karşı kamış vb. malzemeler ile sarın çok faydası olacaktır. Selamlar . . |
|
14-03-2013, 19:09 | #1837 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
- Kışın ocak ayında 5 dekarlık zeytinliğime tam alan 5 kilo DoctoHumate vermiştim..Bu gidişimde de 2.5 kilo daha verdim sırt tulumbasıyla tam alan.. - 6 gün tek başıma fidanlarımın diplerini, su yalaklarını çapa ile hafiften düzelttim, temizledim..Ayrıca V şeklinde su kanallarını açtım kazma ve çapa yardımıyla..bu işi yaparken en çok üzüldüğüm şey, en az 500 tane solucanın kazma ve çapa ile ölmesine sebep oluşumdu..fakat tesellim; ilk defa bu yıl toprağın biyolojik canlılığının çok artması sonucu, neredeyse her 15 santimde bir kocaman bir solucana rastlayışımdı..2 yıl üstüste leonardit, bu yıl da dekara 1.5 kilo humat vermemin semeresini gördüm diyebilirim. Düzenleyen pria : 14-03-2013 saat 21:02 |
|
14-03-2013, 19:23 | #1838 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
İçlerinde en iyi tanıdığım fiğ oldu..çok çok güzel çıkmışlar..keşke biraz daha fazla fiğ saçsaymışım..henüz boyları 10 santim olmalarına rağmen birkaç tanesini söküp baktım; köklerinde şimdiden mercimek büyüklüğünde azot nodüllerini görmek beni çok sevindirdi..sanırım toprağın azot ihtiyacını gidermenin en ideal yollarından biri fiğ ekmek..ektiğim fiğler bu yıl bol bol tohum saçacak, her tarafı örtecek inşallah.. - Bu gidişimde ayrıca fidanların sağına ve soluna açtığım v şeklindeki setlere toplam 1000 adet kadar da lipinus (acı bakla) ektim)..İnşallah bu aralar birkaç güzel yağmur yağar da, çıkıp azot biriktirme yarışı yaparlar fiğlerle.. |
|
14-03-2013, 19:37 | #1839 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
Çoğu fidanlarımın dibine çapayı bile fazla derine daldırmaktan çekindim..çünkü 10 santim derinlikte bile 3 santim kalınlığında kökleri yaraladım.. |
|
14-03-2013, 20:35 | #1840 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Benim fidanlık tam bir ot cenneti..Mahalle kadınları her bahar gidelrer, tel örgünün aralarından girip gelincik, pazı, labada, ebegümeci vesaire gibi otları yemeklik olarak kesip toplarlar..ama bu yıl bunu yasakladım.. fiğleri anlattım..çiğnenmesinler dedim.. Çok anlayış gösterdiler..hatta diğer komşularada söyleriz Adnan abi, onlarda gitmesinler, dediler..sağolsunlar.. |
15-03-2013, 12:58 | #1841 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 13-05-2011
Şehir: ist.
Mesajlar: 5
|
Herkese merhaba, aslında forumda diğer ilgili başlığa yazdım ancak orada pek hareket olmadığı için birde buraya yazma gereği duyuyorum. Özellikle Edremit körfezinde bodur zeytin tabir edilen , İspanyol zeytini denemesi yapan arkadaşlar varsa görüşlerini almak isterim. Tavsiye derlermi? Cevaplar için şimdidien teşekkürler. Saygılar. |
15-03-2013, 18:10 | #1842 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-12-2011
Şehir: Muğla /Dalaman
Mesajlar: 67
|
Alıntı:
|
|
15-03-2013, 18:30 | #1843 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-04-2008
Şehir: İzmir / Balıkesir Gömeç
Mesajlar: 376
|
2 dönüm hobi amaçlı bence arbequina denenebilir ama ben olsam bu kadar alana bulabildiğim her çeşit ağacı dikip kendi yetiştirdiğim meyvelerin keyfini sürerdim. |
16-03-2013, 21:15 | #1844 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-09-2007
Şehir: Muğla-Beşkaza
Mesajlar: 236
|
Fethiye'ye diken arkadaşım bodur zeytinlerden hiç memnun değil.Bilgilerinize... |
17-03-2013, 05:51 | #1845 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-10-2007
Şehir: Konya,Milas
Mesajlar: 433
|
Dünyanın en iyi zeytinyağı Milas'tan Gnaydn MLAS - Milasn En Byk Haber Platformu - Dnyann en iyi zeytinya Milastan |
17-03-2013, 12:23 | #1846 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
|
Alıntı:
V yerine meyile zıt (90 derece) I şeklinde birbirine paralel karıklar açmanız daha doğru olmaz mıydı? Eğimden ötürü V nin uçlarında su birikmeyip V nin dibinden akıp gitmiyor mu? |
|
17-03-2013, 16:27 | #1847 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Sayın Zeytinci.. Benim fidanların dibinde 12 sene önce dikim yaparken kepçeye açtırdığım, takribi 120-130 santim derinlikte ve 3 metrekare büyüklüğünde, iyi toprak+çay mili ile doldurulmuş çok geçirgen bir çukur var..Rahatlıkla 600-700 ltre suyu bir nevi depolar.. Bu yüzden karıkları V şeklinde yapıyorum ve her fidan başına düşen 25-30 metrekare alandan süzülen yağmur sularının doğrudan zeytinin köklerine gitmesini sağlıyorum..V' nin dibinden akıp gitmez çünkü her fidanın oldukça geniş bir yalağı var.. O çukurdan sağa sola her tarafa fazlalık olan suyu sızdırıyor, her tarafa nemin yayılması sağlanıyor.. Benim bunu yapmamdaki asıl amacım ise, bahar ve yaz aylarında olası şiddetli sağnak sularını kaçırmamak ve fidan çukurlarında depolayabilmektir.. Beni yazın 1-2 sulamadan kurtarsa çok büyük zaman ve para tasarrufu olur.. Düzenleyen pria : 22-03-2013 saat 11:47 |
17-03-2013, 16:42 | #1848 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-04-2008
Şehir: İzmir / Balıkesir Gömeç
Mesajlar: 376
|
çok doğru bir yaklaşım. internette bir videoda görmüştüm, toprağa düşen her damlayı toprağımda tutmak istiyorum diyordu konuşan kişi, hatta araziyi baştan ona göre tasarlayıp suyun mümkün olan en iyi şeklide arazinin içinde dolaşması sağlanıyordu. Fiğ ekimini buna göre yapmayı düşünüyorum. Permakültür uygulamalarının temelinde de bu mantık yer alıyor sanırım. merak edenler için, biraz uzuncana Mark Shepard on Restoration Agriculture - YouTube |
17-03-2013, 17:12 | #1849 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Valla, ben benim fidanlığa düşen yağmurların bir damlasının bile sel olup fidanlık dışına gitmesine izin vermediğim gibi, etrafımdaki tarlalardan gelen suları bile benim fidanlığın içine yönlendirmeye çalışıyorum.. Zamanında toprağa çok enine boyuna patlatma çektirdiğim için gelen her suyu toprak sünger gibi emiyor..3 yıldan beri de gerek leonardit gerekse humat verdiğim için toprağın rengi değişti, su tutma yeteneği arttı diyebilirim.. Bunun sonucunda toprağımın her tarafı bedava gübre fabrikası olan solucan kaynıyor.. Biyolojik canlılık çok arttı.. Bu yıl da ektiğim fiğler ve acıbaklalar da iyi bir azot gübrelemesi yaparlar ve bende artık yok 3x15 yok bilmem ne gübrelerini vermekten kurtulurum.. Bahar ve yaz aylarında 4-5 kerede yapraktan denizyosununu verdim mi, tombul tombul zeytin almamak mümkün değil.. Ya kısmet.. Düzenleyen pria : 20-04-2014 saat 12:08 |
17-03-2013, 18:38 | #1850 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-02-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 85
|
Sayın Pria Çanakkale'nın neresindesiniz ? Belki de bir birimiz yakınızdır. Ben Çanakkale Gülpınar'a bağlı Kocaköy sahilindeyim. Ben de leonardit kullanıyorum. Leonardit kullanmayan dört bir tarafıma baktığımda aradaki farkı görüyorum. 2012 de aldığım zeytinyağı 0,5 asit çıktı. Güzel söylediniz. Ya kısmet.. |
17-03-2013, 18:54 | #1851 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Ben Biga'lıyım sayın Perhan.. Hep leonardit kullanmayın derim..Bu yıl isterseniz DoktorTarsa'nın DoctoHumate'ını (toz) bir deneyin..Humate'ı yapraktanda topraktanda verebilirsiniz..Leonardite göre çok daha çabuk etkili.. Piyasada bunun yarım kiloluk kutusu 15-20 liraydı.. Ben Çanakkale Ziraat Odasından bu yıl çok büyük bir indirimle kutusunu 10 liraya 15 kutu aldım..Dekara 1.5 kilo verdim.. Sağolsun Çanakkale Zir.Odası yetkilileri.. |
17-03-2013, 19:21 | #1852 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-04-2008
Şehir: İzmir / Balıkesir Gömeç
Mesajlar: 376
|
eğer yanlış biliyorsam lütfen düzeltin (öğrenmek amacıyla yazıyorum): Leonardit ve humik asit toprağınızdaki organik madde miktarını kendi hacimlerince (ihmal edilecek düzeyde) artırsa da esas işlevleri besin elementlerinin alımını kolaylaştırmaları. Kaanatimce bu ikili tek başına organik madde oranı düşük olan topraklarda sorunu çözmüyor, sadece geciktiriyor. Sonuçta toprağın organik madde oranı düşükse organik gübrenin toprağa ilavesi gerekiyor ya da aynı yerde yeşil gübre yetiştirip bunları hasat etmeden toprağa sürerek ya da malç olarak geri vermek gerekiyor. Tarımda Leonardit Kullanımı |
17-03-2013, 20:21 | #1853 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-02-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 85
|
Tek başına hümik asitin yetmeyeceğini öğretim görevlisi hocalar söylüyorlar. Hümik asit toprağın içindeki azot, fosfat, kalsiyum ve iz elementleri çözüyor ve fülvik asitte bu besin kaynaklarının başka yerlere tutunmalarını önleyerek bitkiye, ağaça, toprakta yetişen her şeye ulaştırıyor. Ben her yıl leonardit kullanıyorum ve başka hiçbir kimyasal girdiyi bahçeme sokmuyorum. Ağaçlarımı ve yetiştirdiğim bitkileri görenlerin nazarı değmesin başka bir şey istemiyorum. Benim kullandığım ürünlerin kalitesi ve topraktaki işlevliği çok yüksek olduğu için neticeler çok güzel oluyor. |
17-03-2013, 20:25 | #1854 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-02-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 85
|
Alıntı:
|
|
17-03-2013, 20:33 | #1855 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
''...(Humik asit) Toprakta mevcut besin maddelerini şelat haline getirerek bitkiler tarafından alınmalarını sağlar. Demir iyonlarını ve diğer besin maddelerini serbest hale getirerek bitkiye kullanışlı hale getirir, klorozu önler. Toprakta iyon alışverişini artırarak kil minerallerince tutulan fosfor, kalsiyum ve iz elementlerini serbest hale getirir ve bitkilerce kullanılmasını sağlar.'' Organik Gübreler | DRT TARIM |
|
17-03-2013, 23:45 | #1856 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 04-01-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 98
|
Arkadaşlar geçen sene Çanakkale'deki 2,5 dönüm kadar tarlaya zeytin ekmek için aşağıdaki ürünlerden aldım fakat tarlayı eken köylü benden önce davrandığı için ne kendisini kırabildim ne de ekilen ürüne kıyabildim. ben de boşa gitmesin diye bunları erzincandaki bahçemizde kullanmaya başladım gerçekten hayret edilecek sonuçlar var ama zeytinde de bahçe sebzelerindeki gibi sonuçlar çıkar mı yoksa zararı mı olur bilemiyorum. tabi ben sadece hobi amaçlı düşündüğümden siz kesinlikle olmaz deseniz bile yine de deneyeceğim. asıl öğrenmek istediğim farklı mikroorganizmalar da tavsiye eder misiniz ) önyargılarım; ema, em1, deneyeceğim. fakat mayanın devamlılığının olmaması beni şüphelendiriyor. acaba zamanla içerisindeki bazı mikroorganizlamaların yok olması ya da daha etkin olanın diğerlerini bastırması gibi bir sorunu mu var? em1'i kendimiz etkinleştirdiğimizde farklı, ema aldığımızda farklı bir kültür elde etmiş oluyor olmamız da şüphelerimi arttırıyor. b5a ile ilgili okuduğum makalelerde de toprakda kendisi baskın kültür oluşturuyor ve diğer bakterileri yok ediyor gibi önyargım var... yani topraktaki ilaç ve gübre artıklarından kurtulurken, mikorizal mantarları da kaybetmek istemem. ilk dikimde mutlaka kullanacağım ürünler; Endo Roots Soluble içeriği; Glomus intraradices................................21 Glomus aggregatum................................20 Glomus mosseage..................................20 Glomus clarum...........................................1 Glomus monosporus................................1 Glomus deserticola...................................1 Glomus brasilianum.................................1 Glomus etunicatum...................................1 Gigaspora margarita.................................1 http://www.simbiyotek.com/SimDerma.pdf içeriği; Trichoderma harzianum izolatı (KUEN 1585) sizin de tavsiye edeceğiniz başka toprak mayaları var mı ) |
18-03-2013, 08:07 | #1857 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-02-2013
Şehir: hammalistan
Mesajlar: 56
|
63 sayfayi sonunda bitirdim,herkese tesekkurler.. |
18-03-2013, 08:29 | #1858 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-02-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 85
|
Sayın Pria internetten elime geçen bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. LEONARDİTİN BİR ORGANİK TOPRAK DÜZENLEYİCİSİ OLARAK YARARLARI Leonarditin (ve leonarditten elde edilen hümik asitin ), bir organik toprak düzenleyicisi olarak, toprak ve bitki üzerine olan yaralı etkileri çok sayıda araştırmacı tarafından incelenmiştir. Bu araştırmaların özeti bir derleme olarak aşağıda maddeler halinde sıralanmaktadır: LEONARDİTİN FİZİKSEL YARARLARI • Toprağın yapısını düzeltir. kil mineralleri ile birleşerek toprağı daha tanecikli duruma getirir. Böylece, toprağın hava ve su geçirgenliği artar. Toprağın gevşekliği ve işlenebilirliği artar, topaklanma önlenir. Verimsiz killi toprakların parçalanmasını sağlayarak verimli toprak haline dönüştürür. Toprağın zamanla sıkışmasını önleyerek daha havadar ve kabarık kalmasını sağlar. • Toprağın havalanma özelliğini artırır. Köklerin daha iyi havalanmasını sağlar. Yorgun toprakları gençleştirir. • Toprağın su tutma kapasitesini artırır (Kendi ağırlığının 20 katı fazla ağırlıktaki suyu tutabilme yeteneği vardır). Topraktaki su miktarını dengeler ve düzenler. Böylece, bitkinin kuraklığa karşı direnci artar ve kuraklık şartlarında bile daha iyi verim alınmasını sağlar. Daha az su ile daha verimli bir sulama için zemin hazırlar. • Uygun tohum yatağı şartları hazırlar. • Topraktaki kolloidlerin (çok küçük toprak parçacıklarının) birbirlerini tutma yeteneklerini artırır. Topraktaki erozyonu azaltır. • Toprağın rengini koyulaştırarak daha fazla güneş enerjisinin emilmesini sağlar. LEONARDİTİN KİMYASAL YARARLARI • Leonardit, asidik ve bazik özelliklerdeki toprakları nötralize eder. Fazla tuzluluğu ve fazla kireçliliği gidererek toprağın pH'ını düzenler. Bazik topraklarda yüksek pH aktivitesini ve miktarını düşürür. Asidik topraklarda ise çözünebilen toksit alüminyum bileşiklerini tutar ve absorbe eder. Toprağın tuzlanmaya karşı tamponlama özelliğini artırır. Bitki köklerini korumak için tuz eriyikleriyle reaksiyona girer. • Suda çözünebilir inorganik gübreleri kök bölgesinde muhafaza eder (depolar) ve bitkinin ihtiyacı oldukça bunları serbest bırakır. Kök çivarındaki besinlerin (ve gübrenin) yıkanıp uzaklaşmasını önler. Tüm fazla gübreyi bünyesine alıp yavaş yavaş toprağa verdiği için sürekli verimli bir toprak yapısı sağlar. Bitkinin köklerinde fazla gübrelemekten kaynaklanan zararları önler. • Toprağın iyon değişim kapasitesini en yüksek seviyeye çıkartır. Çok küçük toprak parçacıkları (kolloidler) tarafından tutulan veya bitki tarafından alınamayan besin maddelerini iyonize ederek serbest hale getirir. Bitki tarafından alınabilmelerini sağlar. • Hümik asit kimyasal olarak aktif bir karaktere sahiptir ve topraktaki çeşitli metaller, mineraller ve organikler ile çözünebilir veya çözünemez kompleksler oluşturma yeteneği vardır. Bu özelliği ile makro ve mikro besinlerin bitkiler için emre amade tutulmasını sağlar. Bitkinin besinleri kolay ve sürekli almasını sağlar. Topraktaki azot oranını artırır. Bitkilerde demir eksikliğinin (Kloroz – yaprak sararması) giderilmesine yardım eder. • Alkalik ortamlarda, topraktaki metal oksitlerin iyonlarıyla organik metal kompleksleri oluşturur. Şelatlama işlemi denilen bu reaksiyon sonucu oluşan organik metal kompleksleri çok aktif olup bitki köklerince kolayca özümlenirler. • Topraktaki kireç içerisindeki karbondioksiti serbest duruma getirir. Bu serbest karbondioksitin fotosentezde kullanılması imkanını hazırlar. Ayrıca, karbondioksit toprakta karbonik aside dönüşür ve toprağa bağlı olup da bitki tarafından alınamayan bazı mineralleri çözer ve bitki tarafından alınabilmelerini sağlar. • Topraktaki azot, fosfor, potasyum, demir, çinko ve iz elementler gibi gerekli besinlerin bitki tarafından alınabilmesini en yüksek düzeye çıkartır. Potasyum, azot gibi çözünebilirliği yüksek olan elementler bitki tarafından emilmeden önce yıkanıp uzaklaşırlar. Leonardit kullanılması durumunda ise, bitki hücre zarlarının geçirgenliği artar ve bu elementler yıkanıp uzaklaşmadan önce bitki tarafından alınabilir. Öte yandan, tam tersi olarak, topraktaki fosfor K, Mg, Al ve Fe iyonları ile birleşerek inert ve çözünemez duruma geçer ve bitki tarafından alınamaz. Leonardit kullanılması durumunda bu inert bileşenler tekrar çözünebilir hale gelir ve fosfor bitki tarafından alınabilir. Gübre kullanılması (özellikle mineral gübreler) halinde leonarditin bu özellikleri gübre veriminin çok artması açısından önemlidir. • Bitki gelişimi için gerekli olan mineraller (iz mineraller de dahil) ve organik maddelerce zengindir. Ayrıca, doğal karbon içermesinden dolayı bitkinin gelişimde kullanabileceği oldukça fazla miktarda enerji de ihtiva eder (1 gramda 5000 kaloriye kadar) • Hümik asit, biyokimyasal aktif özelliği ile, toprağın zararlı, kirletici ve zehirli maddelerden temizlenmesini sağlar. Toprakta mevcut olan kurşun, cıva, kadmiyum ve diğer zararlı ve radyoaktif elementlerin, endüstriyel atıkların, zehirlerin ve çevre için zararlı kimyasal maddelerin (ilaçlamadan gelenler de dahil) çözünebilir durumdan çözünemez duruma geçmelerini sağlar. Böylece, bunların bitki tarafından emilmelerini önler. Bunların zamanla dibe çökmesi sonucu toprak temizlenir. LEONARDİTİN BİYOLOJİK YARARLARI • Hücre bölünmesini hızlandırır. Dolaysıyla, bitkinin büyümesi ve gelişmesi de hızlanır. Fidelerin daha hızlı ve kuvvetli büyümelerini sağlar. • Kök oluşumunu ve gelişimini hızlandırır. Kökleri kuvvetlendirir. Köklerin, özellikle uzunlamasına, büyümesi ve gelişmesi üzerine uyarıcı etkisi vardır. Bitki köklerinin uzunluklarında, kesitlerinde ve özgül ağırlıklarında önemli ölçüde artışlar sağlar. Bunun sonucu olarak da, bitki daha fazla besini bünyesine alabilir ve hastalıklara karşı daha dirençli olur. Ayrıca, bu güçlü ve daha geniş alana yayılmış olan köklerle, bitkinin stabilizesi artar, topraktaki suyu bulma ve absorb etme yeteneği fazlalaşır. • Tohumda çimlenmeyi hızlandırır. Bitkinin hayatta kalabilme yeteneğini artırır. • Bitki hücre zarlarının geçirgenliğini artırır. Dolayısıyla, bitkinin topraktan daha fazla besini almasını ve kullanmasını sağlar. • Bitki bünyesinde vitamin miktarlarının artmasını sağlar. • Bitkide; klorofil, C vitamini, şeker, amino asitler ve diğer önemli bileşenlerin oluşmasını teşvik eder. Fotosentezi artırır. • Bitkide hücre enerjisinin fazlalaşmasını sağlar. • Bitki metabolizmasını düzenleyerek azot bileşenlerinin birikmesini önler. • Yararlı toprak mikro organizmalarının gelişmeleri ve çoğalmaları üzerinde uyarıcı etki yapar. Bunların topraktaki miktarını ve aktivitelerini artırır. • Bitki enzimlerini uyarır. Bitkinin enzim üretimini artırır. • Bir organik katalizör olarak görev yapar. • Bitkinin soğuğa, sıcağa, ve fiziksel etkilere karşı dayanıklılığını artırır. Böcek ve hastalıklara karşı direncini çoğalır. Bünyesinde bulunan antibiyotikler ve phenolik asitler gibi biyolojik aktif bileşenlerin bitkinin hastalıklara karşı direncinin artmasında önemli etkisi vardır. • Meyvelerde (üründe) hücre duvarları kalınlığının artmasını sağlar. Böylece, ürünün depolanma süresi ve raf ömrü uzar. • Elde edilen ürün (meyve, sebze, çiçek, dene, kök gibi) daha kaliteli olur. Bunların, dış görünüşlerinin daha göz alıcı ve besin değerlerinin daha yüksek olmasını sağlar. Tahıl ve hububatlarda; daha fazla protein içeriği ve amino asit içeriğinde daha fazla denge elde edilir. Bütün bunlar ürünün pazardaki değerini artırır. SONUÇ Yukarda ayrıntılı olarak sıralanan fiziksel, kimyasal ve biyolojik faydalı etkileri sonucu, tarımda LEONARDİT veya leonarditten elde edilen HÜMİK ASİTİN kullanılması ile : Ø VERİM ÇOK ARTAR Ø DAHA KALİTELİ, CANLI, SAĞLIKLI, BESLEYİCİ VE STANDART ÜRÜN ELDE EDİLİR Ø ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ERKENCİLİK SAĞLANIR Ø GÜBRE KULLANILMASI DURUMUNDA, KULLANILAN GÜBRE MİKTARI ÇOK AZALTILIR. AYRICA, LEONARDİT (VEYA HÜMİK ASİT) TOPRAĞIN YAPISINI MÜKEMMEL BİR ŞEKİLDE DÜZENLER VE İSLAH EDER. TOPRAĞI KİRLETMEZ VE ÇEVREYE ZARAR VERMEZ. TAM TERSİNE, TOPRAKDAKİ MEVCUT KİRLENMELERİ GİDERİR. TÜRKİYE TOPRAK YAPISININ DEĞERLENDİRİLMESİ Leonardit (ve hümik asit) her türlü toprakta etkilidir. Ancak, organik maddece zayıf topraklarda ve/veya yüksek pH derecesine sahip alkali (bazik) topraklarda kullanımının çok daha fazla önemi vardır ve çok daha fazla yararlı olmaktadır. Türkiye'nin tarımda kullanılan toplam 328.135.410 dekar toprağı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından ayrıntılı olarak incelenmiştir. İnceleme sonuçları, 1999 yılında, “Türkiye Topraklarının Verimlilik Durumu” isimli bir kitapta yayımlanmıştır. Bu kitabın; “ Türkiye Topraklarının Reaksiyonu (pH durumu)” ve “Türkiye Topraklarının Organik Madde Durumu” bölümlerinin sonuç tabloları ile, bu iki konu ile ilgili “Sonuç ve Öneriler” bölümde yazılanlar, hiç değiştirilmeden, aşağıda verilmektedir. Türkiye Topraklarınn Reaksiyonu (Bölgelere Göre pH Dağılımı) "Sonuç ve Öneriler" Bölümünde Konu İle İlgili Yazılanlar: "Toprak reaksiyonu bakımından Türkiye topraklarının en büyük kısmını hafif alkali karakterdeki topraklar oluşturmaktadır. Hafif alkali karakterdeki toprakların oransal olarak kapladığı alan %62'dir ve 20 345 796 ha alan kaplamaktadır. Toprak reaksiyonu bakımından ideal olarak tanımlanan nötr karakterdeki topraklar %29.86 oranında yer tutarken kapladığı alan 9 769 980 ha'dır. Türkiye topraklarının büyük kısmının pH'ı ideal tarım için uygun değildir. Bu tip topraklarda yüksek verim almak zordur. Yüksek toprak pH'ı, genellikle, Türkiye'de göreceli olarak üretimi sınırlayan bir faktördür…….." Türkiye Topraklarının Organik Madde Durumu (Bölgelere Göre Dağılım) Sonuç ve Öneriler" Bölümünde Konu ile ilgili Yazılanlar: "Organik madde kapsamı bakımından, Türkiye topraklarının en büyük kısmını organik madde kapsamı az olan topraklar oluşturmaktadır. Organik madde kapsamı az olan topraklar %43,78 oranında yer tutarken kapladığı alan 14 366 661 ha'dır. Tarım bakımından ideal sayılan iyi ve yüksek organik maddeli toprakların toplam oranı sadece %12.13'dür. Türkiye topraklarının çok büyük bir çoğunluğunun organik madde kapsamı tarımsal üretimden en yüksek verimin alınmasını engelleyecek düzeydedir. Türkiye topraklarının organik madde düzeyi tarımsal üretimi sınırlayıcı bir faktördür, hatta en önemlisidir. Türkiyenin toprak yönetimi açısından en önemli sorunlarının başında toprak organik madde seviyesinin yükseltilmesi gelmektedir……." (Kaynak Kitap: Dr. Fikret EYÜPOĞLU , Ziraat Yük. Mühendisi. "Türkiye Topraklarının Verimlilik Durumu". Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü - Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Yayınları. Genel Yayın No: 220. ANKARA-1999) Sonuç Türkiye toprakları, ne yazık ki, pH değerleri ve organik madde içeriği olarak, tarım açısından çok önemli dezavantajlara sahiptir. Bu durum da, leonarditin (ve hümik asitin) Ülkemiz tarımında yaygın olarak kullanılmasının ne kadar çok önemli ve gerekli olduğunu açıkça göstermektedir. |
24-04-2013, 17:34 | #1859 | |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Alıntı:
Zeytin tomurcukları oldukça kabarmış.. Yeni satın aldığım akülü ilaçlama makinasının sağladığı kolaylıkla önce yapraktan denizyosunu , 4 gün sonra da yüzde 1.5'luk bordo verdim zeytinlere.. Kışın fiğ tohumunun yetmediği 2 dekarlık alanı motorlu tırpanla biçtim..biçilince toprak hiç görünmez oldu, tam bir malçlama yani.. Fiğler yer yer küme küme çok güzel gelişiyorlar ve çiçekteler..köklerinde daha iri azot nodülleri oluşmuş..onları bir dahaki gidişimde biçeceğim..tohum bağladıktan sonra.. Seneye her tarafın sımsıkı fiğ ile örtülmesi için gayret edeceğim, takviye tohum da saçacağım.. Martta ektiğim acıbaklalar da çıkmışlar..onlar için bu yıl biraz geç kaldım..seneye kasım sonu gene ekeceğim; ki, daha erken gelişip boylansınlar.. Düzenleyen pria : 24-04-2013 saat 18:47 |
|
01-05-2013, 21:21 | #1860 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-05-2011
Şehir: ELAZIĞ
Mesajlar: 273
|
bu yıl ilk defa karşılaştıgımız bir durumu sizinle paylaşmak istedim. gerçi bu yıl 6. yılımız bu yılda zeytinimizin çiçeklenmesini bekliyorduk hakketen bizi utandırmadı .. yılcı bir cins oldugunu ilk çiçeklenmeyi 6-7. yılında göreceğimizi bile bile 6 yıl önce diktiğimiz zeytin agacımız bu yıl çiçeklendi usta abilerimden yardım istiycem.. döllenme-tozlaşma için meyve tutumu olabilmesi için (bilmiyorum cinsini burdan anlayabilirmisiniz bize ayvalık dediler) 2 tane yanyana aynı cins fidanımız var. bunların yanında bu yıl 3 adet gemlik fidanı diktik. sizce meyvesini görebilecekmiyiz..:-)) iklim şartlarını anlatayım eskisi gibi elazığ kışları cok agır geçmiyor. en düşük sıcaklığımız gecede dahil -5 ile -10 ( son 10 yılda en soğuk gördüğümüz) derece oluyor. 3 sene önce cok fazla kar yağdı kış agır geçti buna ragmen fidanlar kıştan etkilenmedi . genelde eksilere cok fazla düşmüyoruz artık.buda elazığın 3 tarafının sularla çevrili olmasından gerek. zeytin tozlaşması hangi bitkilerden olur. imkanlarımızın dahilinde tozlaşması için yapabilecegimiz bişi varmı cunku elazıgda zeytin meyvesini görmek cok istiyorum. olursa bir ilk olucak.. |
Etiketler |
ağaç, gübre, zeytin, zeytin gübreleme |
|
|