12-01-2010, 18:21 | #512 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Memet'e teşekkürler. Evet EM ilaç değildir ve ilaç olarak algılanmamalıdır. Bir bitki besleme ürünüdür. Ancak, yararlı ve etkin mikroorganizmaların bitkilerin, ağaçların ve kısaca canlıların üzerindeki olumlu etkileri de çok iyi bilinmektedir. Çünkü EM organik madde (topraktaki mesela) ile temas ettiğinde, doğal hormonlar, doğal antibiyotikler ve yararlı doğal bileşikler oluşmaktadır ki, işte bu dolaylı olarak oluşan bileşiklerden ötürü, birçok canlı iyileşebilmekte, ve genelde bağışıklık sistemini sağlam ve yüksek tutabilmektedir. O yüzden Sn Uğur'un limon ağaçlarında kullanmasını kuvvetle tavsiye ederim. Saygılar. |
17-01-2010, 13:54 | #513 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
EM1 den kompost yapımı
Alıntı:
Dormant halde yani uyuyor. Ph 3.5 olmalı. 4 ve üzeri bozuktur. Kullanılmaz. Bakalım neler yapabilirim? 1) AKTİFLEŞTİRME AŞAMASI 50 ml. EM1 (yani yarım çay bardağı_ince bellisi tecihimdir_) + 50 ml. melas (ben pekmez kulanacağım) = 900 ml _(klorsuz su_) ile karıştıracağım. (Ha unutmadan; pekmezi ılık suda 35. 40 C gibi sulandıracağım. Öyle em1 ile karıştıracağım.) Şimdi elimde EMAktif var. 50 ml den 1lt EMA yani. aktive ettim. Bunu bir plastik kaba koyacağım, ağzını sıkıca kapayacağım, ara sıra hafifce gazını alacağım; Ve 7 ile 10 gün bekleteceğim. Bunu 6 ay kullanabilirim. Oda sıcaklığında ve gölgede... 2) SEYRELTME AŞAMASI Şimdi elimde 1 lt. Ema var. Bununla; 1/20 ile klorsuz su ile seyreltip, Bukuşi yapabilirim. 1/400 ile seyreltip, toprağı spreyleyebilirim. 1/500 ile seyreltip ağaçları_zeytin_ spreyleyebilirim. 1/1000 ile seyrettip sulama suyuna katabilir ya da sebzelerimin üzerini spreyleyebilirim. Ben 1/10 0ranı ile KOMPOST yapacağım; 3) KOMPOST AŞAMASI Şimdi elimde 1 lt EMA vardı. Bunu 10 lt. su ile seyreltmiştim ya...! Yani elimde aslında 10 litre EMA var. Bunun 2 litresi ile kompost yapacağım. 100kg. yanmış hayvan gübresi. 100kg. çürümek üzere bahardan kalma çeşitli tarla otu(elimde 1 ton var. 5 kg. organik gübre (organasen) Bu karışımı harmanlayacağım ve 2 lt. EMA spreyleyeceğim. Yani sırt tulumbasıyla. Karıştıracağım. VE.... Üzerini siyah naylon ile kapatacağım_ biraz altından hava alsın_ 15 gün sonra bir defa karıştırıp, 1 ay bekleteceğim. Yani kompostlaşma gerçekleşmeli. Beyazlaşma yani küflenme olmuşşa tamamdır. Şimdi elimde 205 kg kompost oldu. Yani gübre. Şu gübrecilerden aldığımıza eş değer de, değil mi? 205kg tam tutmayabilir. (acaba içine 5kg. leonardit de mi katsaydım.) 4 KULLANMA Elimde 205 kg. Kompost vardı ve ; 1/3 oranında toprak ile karıştıracağım. 1 ölçeye 3 ölçek gibi. Yani, 1 kürek kompostu, 3 kürek toprak ile karıştıracağım. Yine siyah naylon ile kapatacağım. 15 gün de bunu bekleteceğim. Bu defa toprağı aşılamış olacağım. Şimdi elimde 615 kg aşılanmış bir ürünüm oldu. Yani o da gübre değil mi? Bununla fidanlarımı dikebilirim, ağaçlarımın taç izinden gübreleyebilim, hatta tarlaya serip sığ bir şekilde sürebilirim. (şu em' i sevdim, yoksa hayatta bu kadar uğraşmazdım) Bir dahaya Bukaşi yapacağım. 2 tane küçük Bukaşi kavası aldım. Evdeki mutfak atıkları için kullanmaya başladım. Ancak Bukaşiyi kendim yaparsam hem tarlada da kullanacağım. Hatta Bukaşi topu yapmayı öğreneceğim. Köylerdeki çeşme havuzlarına, ava gittiğimde dağlardaki göllere, Güzel Hisar çayına( koca çay) ve hatta Gediz' in suyu yazın düştüğünde su göletlerinne atacağım. El bombası atar gibi.... Yandan gecerken... Bu arada tanıştığım, Yeşil Adım sitesi (enternet) sahibi Özlem hanıma teşekkür ederim. Özlem hanımın özlemlerinin etkisinde mi kaldım ne? Bir mühendis kızın para kazanacak çok şeyi varken kendisini sevdiği bu istekli uğraşa adaması _nereye kadar giderim kaygısına rağmen_ çok hoşumuza gitti. Hayali çevreciler gibi adamını bulup bir dernek kurup, AB nin çevre örgütlerinden aldığı (para) yardımlarla ev, araba da alabilirdi. Halbuki kendisi için doğru bildiği yolu izleyen, yüreğinin peşinden giden ve çevresinde farklılık yaratmak isteyen bir doğasever, hayvansever bir insanın kirlenmekte olan toprağı ve suyu kurtarma, değiştirme, çabasını kutluyorum. Değişimi en iyi başkalarıyla birlikte değiştiğimizde yaşarız. Saygılar Yani |
|
17-01-2010, 14:12 | #514 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Halil bey, çok hoş bir yazı olmuş. EM'nin kullanım şekilleriyle ilgili de net ve ölçülebilir bilgi vermişsiniz. Küçük bir düzeltme; Alıntı:
|
|
17-01-2010, 15:35 | #516 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Halil bey selamlar Dersinize iyi calısmışsınız,son gunlerdeki suskunlugunuz bundandı demek,cok guzel özetlemişsiniz ,tesekkurler |
17-01-2010, 15:53 | #517 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sürükleyici anlatım tarzınız için çok teşekkürler Halil Bey. Bana eposta adresinizi yollayacaktınız. Hatırlatayım dedim. Saygılar. |
17-01-2010, 19:25 | #518 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-04-2009
Şehir: kdz.Ereğli
Mesajlar: 464
|
Halil Bey Hem espirili hemde akıcı bir yazı olmuş.Heykel işinden vazgeçtiğinizden beri en keyifli yazıyı yazmışsınız. |
17-01-2010, 22:15 | #519 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 711
|
Halil bey yazınız çok iyi ve öğretici olmuş.Akılda kalıcı.İnsan istedimi doğa dostu çok güzel şeyler üretebiliyor.Sizleri seviyorum. öğrettiğiniz her şey için teşekkürler. saygılarımla. |
18-01-2010, 10:32 | #520 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: Rize- Şanlıurfa
Mesajlar: 303
|
Ben bu başlığı yeni farkettim ve bir solukta macera romanı okur gibi, bir sonraki sayfada ne olacak merakıyla okudum.Ama bitiremedim.Hepsini inceleyeceğim.... |
18-01-2010, 12:03 | #521 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-09-2009
Şehir: Izmir
Mesajlar: 6
|
Sayin Halil Bey Akici anlatiminiz ve guzel dilekleriniz icin cok cok tesekkurler.. EMA hazirlanisi ve dogaya faydasi bu kadar net ve guzel anlatilmisken gunluk yasantida kullaniminin onemini kisaca hatirlatmak isterim. Zahmetsiz ve kucuk ayarlamalarla (Ev, isyeri ) • Atik sularin evlerimizden aritma tesisine ya da dereye/ gole kadarki yolculugunda kendini temizlemesine • Yasam alanlarimizda hijyen saglamak adina bircok kimyasalla yararli / zararli herseyi yok etmek yerine yasamin temel tasi iyilerle saglikli bir ortam ve guclu bagisiklilik sistemi olusmasina yardimci olabiliriz. Mesela; yarim kova (5 lt ) su + yarim cay bardagi EMA + uc dort damla lavanta yagi vb ile yerler silinebilir, sprey sisesine 1 lt su + 3-5 yemek kasigi EMA + bir iki damla hosunuza giden bir koku ile tum camlar, dolaplar, arabaniz temizlenebilir. Camasir, bulasik makinasina yarim cay bardagi EMA ilave edilebilir, Sn Dogasever in kitabindaki konu ile ilgili listesini kendisinin izni ile kucuk bir hatirlatma olarak paylasmak istedim. (Yazidaki EM lerin tumu EMA ifade ediyor) Alinti ; Japonya’dan Yükselen 21 yy’ın Teknolojisi: EVLERDE EM KULLANIMI Evlerde EM genelde aşağıdaki amaçlarla kullanılmaktadır: (Suyla seyreltme oranları her kullanım amacının yanında parantez içinde verilmektedir.) Seyreltme işleminde klorsuz su kullanılmalıdır. Eğer çeşme suyu kullanılacak ise, mutlaka ağzı açık bir kapta bir gece bekletilerek klorun uçması sağlanmalıdır. - Evin tüm odalarında kötü kokuların yok edilmesi (1:100) - Banyo, tuvalet ve lavabolarda hijyenliğin sağlanması (1:1 ile 1:10) - Drenaj tıkanmalarının önlenmesi (1:10 ılık suyla) - Çamaşır makinelerinde (yıkama başına deterjanla birlikte yarım bardak EMa seyreltmeden) Makinenin ve giysilerin ömrünü uzatır, deterjanın neden olduğu alerjileri önler, atıksu kendi kendini arıtır. - Bulaşık makinalarında (yıkama başına bulaşık deterjanıyla birlikte yarım bardak seyreltmeden) - Temiz iç çamaşırları ve çoraplar üzerine spreyleme (1:50 seyreltilmiş) ter kokularını önler. - Fırın temizliğinde, fırının içine (1:10 seyreltilmiş) - Perdeler, halı ve yataklar üzerine (1:100 seyreltilmiş). Halı ve yataklar üzerinde küçük parazitlerin yaşamasını ve üremelerini önler. - Dolaplar, çekmeceler ve havasız merdiven altları, kilerler. Buralardaki küf kokularını önler. Nötr bir atmosfer yaratır. Nemli olan yerlerin nemini alır. (1:50). - Mutfak çöplerinden organik gübre elde edilir. (Aşağıda ayrıntılı olarak anlatılmaktadır) - Bahçenizde güzel çiçekler ve sebzeler yetiştirmede kullanım (aşağıda anlatılmaktadır) Saygilarimla |
18-01-2010, 14:56 | #522 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Bukaşi Topları
Bukaşi Toplarını (Halil Bey'in el bombaları!) kirlenmiş dere ve gölleri ve havuzları temizlemek için kullanabilirsiniz. Yapımı: Bukaşi toprakla karıştırılır. Killi toprak daha iyidir. Yoksa %1 veya 2 civarında kil ilave ediniz. Toprak yerine derenin çamuru da kullanılabilir Bu karışıma EM Seramik (seçime bağlı) ilave edilir. EMa ve melası karıştırın ve karışıma ilave edin. İyice yoğurun. Kuru ve güneş almayan bir yerde topları 30-35 C derecede 7-10 gün kurumaya bırakın. Topların yüzeyi beyaz renkli bir mantarla kaplandığında, toplar kullanıma hazırdır. |
18-01-2010, 15:00 | #523 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Toplar göl ya da akarsuya atılır. Her bir top sürekli EM üretir. |
18-01-2010, 15:10 | #524 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Malezya Pinang Nehri
Toplar yapılıyor! EM Uygulanmadan önce EM Uygulandıktan 3 ay sonra EM Uygulandıktan 3 ay sonra |
19-01-2010, 08:31 | #526 |
Ağaç Dostu
|
Sn. Doğasever, Resimlerin hepsi birbirinden güzel, yapılan imece çalışması ve dayanışma daha da güzel. Bence 21. yy' ın mucizesi Bukaşi topları. Bence bu resimlerden afişler yaptırıp Ergene nehrinin içinden geçtiği bütün il, ilçe, nahiye, belde belediye başkanlıklarına ve özellikle ilköğretim okullarının panolarına asmak lazım. Çünki her okulun Çevre ile ilgili sosyal faaliyet klüpleri var. Bu kıvılcımı çakmak lazım. Bu resimleri Ergene nehri başlığına da link verin bence. 58.000 üyeli forumun toplumsal baskı gücünü de ihmal etmemek lazım. Trakya' da forumu takip eden her kullanıcı forumu takip etmeyen tanıdıklarına bu resimleri elektronik posta olarak gönderse yeter. Saygılar. Düzenleyen Sarıcan : 19-01-2010 saat 13:18 |
19-01-2010, 10:47 | #528 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Sarıcan, K0900 ve Sn Kiraz Dileklerinize yürekten katılıyorum. Yorumlarınız için teşekkür ederim. İnşallah güzel şeyler olmasını ben de umuyorum. Sivil toplum gücünün karşısında hiçbir yetkilinin durabileceğine inanmıyorum. Türkiye'de artık ok yaydan çıkmıştır. Batılılar, Türkiye için "Yeni Türkiye" adıyla birçok makale ve kitap yazıyorlar. Bu yazılarda birçok siyasi konuya işaret ediliyor ama bence tüm siyasi konuların üzerinde olan en önemli nokta, sivil toplum hareketinin ve en önemlisi vatandaş ve birey olma bilincinin Türkiye'de yükselmesidir. Ağa, köle veya daha kaba tabirle, koyun toplumu kabuğunu yırtmış, vatandaşlık bilincine dayalı gerçek bir bilgi ve demokrasi toplumunun ilk ışıkları görülmeye başlanmıştır. Ben bu ışığın hızla yayılacağını ve toplumun çevresindeki tüm sorunlara sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. Bunun son zamanlarda ortaya atılan "açılımla" hiçbir ilgisi olmadığını belirtmeliyim. Saygılar. |
21-01-2010, 00:10 | #529 |
Ağaç Dostu
|
Halil bey, sanki bir mutfakta hassas oranlarla eşsiz bir kek yapar gibi anlatmışsınız EM uygulamalarını. Tebrikler ve teşekkürler. Bu arada, Bukaşi kovalarındaki uygulamayı da bir tarif edebilir misiniz? Saygılarımla. |
21-01-2010, 02:05 | #530 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Yok, EM uygulamalarını tarlada yapacağım ve başladım. Ancak gerçekten mutfak hassas bir yer. Hem de kadınların en hasas oldukları iki mevziden biri. Ve elbette onların onayı gerekli. Zira bu işin içinde çümle alem de var. Rezil olmamak gerek. Yani başarısız olursam bütün proje çöker. Deneme başladı. Fotoğraflıyorum. Şimdilik iyi gidiyor. Mutfakta hatta apartmanda sirke kokusu yok. Kovalar iyi görünüyor. Gübre yapımı için apartmanın çöp ihalesini bile alabilirim. Şimdiden ortaklık teklif edenler bile var. Yani açıkcası mutfak işi tarla işine benzemiyor. Bir deneyeyim, olumsuzluklar varsa göreyim, hatalarımı bileyim sonra fotoğrafla anlatacağım. |
|
21-01-2010, 10:40 | #531 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Halil Bey yine ince mizah anlayışınız devreye girmiş. Tarladaki mevzinizden gelecek haberlerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz. İyi çalışmalar. |
21-01-2010, 12:28 | #532 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 394
|
Cok heyecanlandim simdi... Ankara agaclar.net etkinligi olarak piknige gidelim, bukasi toplarini yapalim, her turlu nehire gole atalim istiyorum Ama olmaz zira toplarin kurumasi gerek. O zaman iki bulusma yapalim, birinde toplari yapalim, ben arabayla gelirim evde, terasta kuruturum elimden geldigince. Sonra piknige gideriz, hertarafi bombalariz |
21-01-2010, 15:48 | #534 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 394
|
Bitti geldim Ekim 2009 tarihi itibariyla Ankaradayim... |
21-01-2010, 17:06 | #536 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 394
|
Guzel yerler gorduk elhamdulillah. Bitkilerin kendisinden ziyade meyveleriyle muserref olduk, zevkle... Tek tek anlatmasi zor. Genel olarak soyleyeyim: Londra'da ve Berlin'de kupeliler ve haseki kupesi sokaklarda agac oluyor. Butun yaz cicekliler. Ben evde bi saksi bi dunya zahmete bakamamistim. Londra cok nemli bir sehir. Binalari cok eski. Evladiyelik yapiyorlar hakikaetn, oyle yik binayi yenisini koy disinada fayans dose banyo gibi olsun.. yok oyle seyler. Dolayisiyla binalar hep sarmasikla kaplanmis ustu yesil yesil yosunla kaplanmis. Sehir kuf kokuyor... Ogrendigim kadariyla, Londra'da toprak derinligi fazla degilmis. Dolayisiyla bahceler, ozellikle mustakil ev bahceleri genelde dokme toprakmis. Ama o kadarcik topraktan bile hertur agaz fiskiriyor. Sehrin ortasi bogurtlen agaclariyla kaplanmis. Insanlar yemiyorlar Tuba bolll boll nasiplendi tabii... Kesi yoktu memlekette, fare de cok :S Birde ben 3 Ingiliz aileyle kaldim, bircok aile evine gittim, evlerinde bizim pencere onu bostanlarina benzer sifali otlari var. Saksilar pislik dolu ama bitkilerin masallahlari var Berlin ve Frankfurtu sevmedim. Sanki tas toprak les kokuyordu... Sehir ozellikle cop kokuyor. Alismasi cok zaman aldi, hatta alismadim, kactim geldim. Cok buyuk parklari var her mahallede. Iclerinde mini golleri, ordekleri. Berlinde sokaklarda tavsanlar kosuyordu benim oturdugum semtte. Bizde olsa coktan yahni olmuslardi ama orada tavan etini yemiyorlar nedense. Neyse, sehrin orta duzey, hatta hali vakti yerinde insanlarinin oturdugu evlerin-binalarin bahcelerinde sebze ekili Bizim gibi balkonda sebze gormedim ama ay cicegini sus olarak baklonlairna ekiyorlar. Ben de yanimda goturdugum red robinlerimi kaldigim evde mutfak camindaki saksiya ekmistim. ben gelirken yeni yesil domates vermisti, yiyemedim icimde kaldi :S 1,5-2 metre 30 cm capinda dev aycicekleri baklonlardan sarkiyor. Markette yesil sogan, nane, feslegen, maydanoz ve adini bilmedigim-tadindan hoslanmadigim bir bitki de saksida satiliyor. Demette maydanoz almiyor yabancilar. Demet demet maydanozlar sadece Turk marketlerinde var. Bir de bol-ucuz zendefile mest olmuslugum var ki anlatamam. Burada kilosu 14 TL orada 4€ en pahalisi :S Degisik tur pek gormedim. Sadece organik gida marketleri cok yaygin ve buradaki kadar pahali degiller. Senelerdir hakiki dogal baldan baskasi evimize girmez ama Almanya'da "bio" adli bir firmanin adi gibi bio-organik bali gibisini hic yemedim. Bir daha yolum duserse kesinlikle heybe doldurup donerim heralde. Sao Paulo-Brezilya'da tropik meyve sebze cennetinde gibi hissettim kendimi Cok genis topraklari var ve ulkede tarim cok ciddi gelir kaynagi. Avrupaya yas meyve sebze, kirmizi-beyaz et ve kahve ihracatina ait rakamlar akil durduruyor. MArkete gittiginizde domateslerin kokusundan bas donuyor o kadar lezzetli ve kokulular. Memleketleri cok bereketli. Meyve suyunu sadece meyveden yapiyorlar ki bu benim en sevdigim kismiydi Seul - Guney Kore ise binalardan kalan alanlari dogal olarak yesille kapli ama tarim ve hayvanciliga uygun arazilari yok. Yuzyillarca aclik sefaler cektikleri soyleniyor. Simdi ise buyun gida maddeleri ithal. Yemek kulturleri cok zayif o nedenle de. Domatesi meyve olarak tuketiyorlar. Ekmek kavramlari yok zira bugdayi bilmiyorlar. Simdilerde ekmek kek gibi algilaniyor. Dunyanin en cok domuz eti tuketen ulkesi. Cok ciddi bir aclik ve sefalet cektikleri icin etsiz yemegi yemekten saymiyorlar. Dana ve koyun eti cok cok cok pahali. Ulkeleri cok temiz ama kimsenin bitkilerle ilgili oldugunu gormedim. Tabii Kore cok kisa sureliydi, gozlem yapamadim genisce ama bunlar izlenimlerim oldu. Sehirlerde bulundum hep, dolayisiyla cok ilginc seyler gordugumu soyleyemem. Bana en ilginc gelen Almanya'da insanlar evlerinin dibinde ciftlik olsa da sutu marketten aliyorlar, kutu sut onayli oldugundan daha guvenilir kabul ediliyor. Taze sut icmeyen enteresan bi milletler. Koyler hem Ingiltere'de hem Almanya'da oldukca gelismiz, bizim buyuk sehirlerin bircok ilcesinden iyi durumdalar. Hatta Ankara Mamak - Gulveren - Altindag - Diskapi civari icinizi acitiyor :S Boyle... Bu basligi da isgal etmis mi oldum ki -- atmasinlar beni siteden. |
21-01-2010, 17:48 | #537 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Tuba Buraya yazdığınız için yazınıza istemeden göz misafiri oldum. Keşke İngiltrerenin kırsal bölgelerini da ziyaret edebilseydiniz. Köylerde, hemen hemen herkesin sebze bahçesi vardır. Hatta, bir çok kişi allotment denilen komün bahçelerde de yer kiralayarak ekip biçiyor. 2. Dünya Savaşı sırasında bu komün bahçelerin tüm nüfusu beslediğini hep övünerek anlatır köylü komşularım. İngilterede tarım çok önemlidir. Herşey bittiğinde, paranın hükmü kalmadığında, sadece tarımın karın doyuracağını çok iyi bilir İngilizler. O yüzden, bir ara hükümet bu komün bahçeleri kaldırmaya kalktı da yer yerinden oynadı. Ben herhalde, Marksist devrim olacak diye beklemeye başlamıştım. Ayrıca, bizim köyde bir de komün işlettiğimiz bir dükkanımız var. Köyün tek dükkanı ve postanesi. 10 yıl önce özel işletmedeydi, fakat özel işletme kar edemeyince, kapatıp gitmeye kalktı. Biz köylüler aramızda para toplayıp dükkanı aldık ve imeceyle işletmeye başladık. O günden beri yaklaşık 100 gönüllü çalışanı var ve herkes kendince katkıda bulunmaya çalışıyor ya da katkıda bulunamazsa da alışveriş yaparak para harcamaya çalışıyor. Köylülerin çoğu ya kendi bahçelerinde ya da komün bahçelerde yetiştirdikleri ürünlerinin fazlasını dükkana bağışlar ve dükkanda yine halka parasıyla ucuza satar. Biz de böylelikle ucuza taze sebze meyve yiyebiliyruz. Hem de organik. Ancak maalesef sütü çiftlikten içemiyoruz! Bu istemediğimizden değil AB'de yasak olduğundan. Sütün mutlaka pastörize edilmesi ve ambalajlanması gerekiyor. Aksi takdirde satışı yasak. O yüzden çiftlikler açıkta süt satamıyorlar. Geçenlerde çok kar yağdı ve köyde mahsur kaldık. Ayrıca şişe sütü getiren sütçümüzde gelemedi. O yüzden, köyümüzdeki çiftçilerden biri bidonla süt getirip dükkana bıraktı. Bizler kap getirerek "açıkta" verilen bu sütü alabildik. Yalnız bir şartla: Çiftçiye dükkan aracılığıyla bağışta bulunarak! Çiftçinin hiç o günkü kadar pahalı süt "satabildiğini" zannetmiyorum. İşte İngiltere böyle bir memleket. İstemedem göz misafiri oldum. Bir de yorum yaptım. Dediğiniz gibi bizi buradan kovacaklar! |
21-01-2010, 19:07 | #538 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Atış Serbest!
Toplar Mevzilere Sıralanmış Herşey Hazır. Emir Bekleniyor! Ve Atış Serbest! |
21-01-2010, 21:04 | #540 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Sarıcan Bu bir "Kurtuluş Savaşı." Bu tür Kurtuluş Savaşları'nın stratejisi, kuralı, maliyeti olmaz. Ne gerekiyorsa o yapılır! Nasıl toplar taşındıysa cepheye kağnılar üzerinde, nasıl yemekler pişirildiyse kazanlarda ordunun uğradığı yerlerdeki köylerde Türk kadınları tarafından, bu da öyledir. (Bu işin edebiyatıydı!) Birkaç gün içinde topların öyküsünü de yazarım. Bu defa resimler önden geldi. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim: Resimdeki uygulamada toplam 1 milyon top atıldı! Selamlar. |
|
|