07-01-2010, 17:42 | #151 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Onlar genelde fruktoz, glukoz vb. kullanıyorlar. Türkiyede gerçek kahverengi şeker hiç olmayabilir. |
07-01-2010, 17:49 | #152 |
Ağaç Dostu
|
Şarap ekipmanları satan bir adreste, depolama kabı hakkında aşağıdaki bilgiyi buldum. Bu adreste hava kilidi de satılıyormuş. "Damacana 19lt lik mavi polikarbonat su damacanaları ülkemizdeki en ideal damacanalardır. Bunun yanı sıra 3 lt lik cam su damacanaları veya hiç bulunamazsa 5 lt lik su pet damacanaları, fermentasyon ve stabilizasyon aşamalarında kullanılabilir." www.keyifdunyasi.com.tr |
07-01-2010, 17:53 | #153 |
Ağaç Dostu
|
Sn. meyvelitepe, Biz zaten glikozun fermentasyonu ile uğraşmıyor muyuz? Endüstride bulunuş şekillerini pek bilmiyorum ama kimyasal terkip olarak bir farklılıkları var mıdır? Kahverengi şeker' inde aslı glikoz değil midir? |
07-01-2010, 18:02 | #154 |
Ağaç Dostu
|
Enzimi içecek olarak ya da bitkiler için kullanacağımıza göre GDO'dan uzak kalmak (ne kadar kalabiliyoruz orası meçhul) gerekir diye düşünüyorum. Hazır gıdalarda kullanılan tatlandırıcıların çoğunda mısırdan yararlanılıyor, GDO'suz mısır da kalmadı. |
07-01-2010, 19:06 | #155 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
http://www.iyilikguzellik.com/haber.php?haber_id=119 http://www.beslenmebulteni.com/bes/i...187&Itemid=295 |
|
07-01-2010, 19:37 | #156 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Melas satışı daha çok hayvan yemi ticareti yapanlarda bulunuyor galiba. Aşağıda 2 adet güncel satış ilanı buldum. Belki bizde birleşerek sipariş verirsek alabiliriz. http://http://www.e-sirket.com/firmaara/Melas/ http://www.yempazari.com/yemcinsi.aspx?ID=1 Satıcı: Erol Sevim Hayvan besicilerine pancar melası Tel: +905324260071 Satıcı: Öysu Melas Şilempe Tic. Ltd. Şti Yurdun her yerine özel araçlarimizla melas şilempe yerinize teslim Telefon : +90 2246143565 |
08-01-2010, 08:36 | #158 |
Ağaç Dostu
|
İçilebilir enzim karışımını yaparken sıralamayı pekte yanlış yapmamışım. http://www.youtube.com/watch?v=8oq1gdWMV14 videoda suyun içine kahverengi şekeri boşaltıp çalkalayarak eritiyorlar. Meyva dilimlerini daha sonra ilave ediyorlar. Tam benim uyguladığım gibi. Sonuçları göreceğiz, bakalım nasıl olacak. Yalnız bu videoda da başka bir çelişki yakaladım. Bunlarda bir ay sonunda sistemde metan gazı oluştuğunu söylüyor. Şu gaz olayını bir açıklığa kavuştursak diyorum. Bu http://www.youtube.com/watch?v=MVD14...eature=related videoda yine ozon gazına vurgu yapmış ama kimyasal reaksiyon sonucu nasıl oluştuğunu yine tam anlatmıyor veya ben anlayamadım. Düzenleyen Sarıcan : 08-01-2010 saat 09:24 |
08-01-2010, 09:34 | #159 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Benim bildiğim havasız (anaerobik) fermentasyonda metan gazı oluşumu vardır. Hatta biyogazlar bu yöntemle üretiliyor. Acak bizim uyguladığımız yöntemde hangi aşamada oluşuyor tam olarak bilmiyorum. Biraz daha araştırmakta fayda var. Düzenleyen acemi_caylak : 08-01-2010 saat 10:58 |
08-01-2010, 09:57 | #160 |
Ağaç Dostu
|
Sn. acemi_caylak, Araştırdıkça metan gazı ile ilgili şu kanıya vardım, belkide ozon ile de aynı mantığı yürütmek lazım. Başka türlüsünü bir türlü çözemiyorum. Eğer mutfaktaki bu organik atıkları enzim yapmayıpta çöpe atsak, deneysel olarak biliyoruz ki çöplüklerde organik atıkların çürümesinden yoğun miktarda metan gazı oluşuyor ve zaman zaman patlamalara bile sebep oluyor. Çöplerden çıkan bu metan gazıda atmosfere karışarak küresel ısınmaya sebep oluyor. Videoda da buna vurgu yaparak metan gazı küresel ısınmada karbondioksit gazına nazaran 21 defa daha fazla etkendir diyor. Bu açıdan bakarsak evlerden çıkan organik atıkları enzime çevirip geridönüşüm projelerini hızlandırırsak küresel ısınmayı 21 kat yavaşlatmış oluruz. Ben bu sonucu çıkardım. Küresel ısınmanın bir sebebide atmosferdeki ozon tabakasının çeşitli nedenlerden dolayı incelmesine bağlanmıyor mu? Bu mantıkla bakarsak yeni ozon üretmesek bile atmaosfer tabakada ki mevcut ozon tabakasını 21 defa daha koruyarak küresel ısınmayı yavaşlatmamız mümkün olabilir. Kimyasal reaksiyon sonucu ne metangazı ne de ozon gazı üretildiğini zannetmiyorum. Enzim' in kataliz etkisinden bahsediliyor. Kataliz etki bu olsa gerek. Yani sebep olduğu yan etkileşimlerle atmosferi kirletecek ürünlerin azalmasına yardımcı oluyor. Yorumlarınızı bekliyorum. "REDUCE ENVIROMENTAL POLLUTION THROUGH RECYCLING Methane Gas are not only produced by animal's waste gas and burning fossil fuels. It is also produced from rotting plants and rubbish. Methane Gas trap about 21 times more heat than CO2" Tercümesi: Metan gazı sadece havansal atıklardan ve fosil atıkların yanmasından üreyen bir gaz değildir. Aynı zamanda çürüyen bitki ve çöplerden de ürer. Metan gazı karbondioksitten yaklaşık 21 defa daha ısınmaya tuzak hazırlar. Düzenleyen Sarıcan : 08-01-2010 saat 10:10 Neden: ekleme ve tercüme |
08-01-2010, 10:07 | #161 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Sarıca, Bu gidişle organik kimya kitaplarını iyice hatmetmemiz gerekecek anlaşılan. |
08-01-2010, 10:41 | #162 |
Ağaç Dostu
|
Bizim fermentasyon kabında bilimsel olarak gerçekleşen reaksiyonun formülü bu, yani glikozun parçalanırken Etil alkol ve Karbondiksit'e ayrışması ve enerji açığa çıkması. C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2 + 2 ATP (açığa çıkan enerji:118 kJ mol−1) Şeker (glikoz) → Alkol + Karbon Dioksit + Enerji (ATP) Bunun dışında bir parçalanma veya kimyasal reaksiyon tesbit eden arkadaşların bulgularını paylaşması iyi olur. Organik atıklarından ve şekerden glikoz dışında bir ana ürün çıkıyorda onun parçalanması sonucu başka reaksiyonlar gelişiyorsa onu bilmek lazım. |
08-01-2010, 10:57 | #163 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Sarıcan, Birden fazla fermentasyon türü var. Bizimki sanırım laktik asit kısmına giriyor. Aşağıda bununla ilgili ayrıntılı bilgi var. Fermentasyon Fermentasyon (mayalanma), genellikle glikozun alkole dönüştüğü reaksiyonlar için kullanılan bir isimdir. Bu dönüştürme işi maya adı verilen tek hücreli canlıların sitoplazmalarında gerçekleşir. Ancak fermentasyonun daha uygun bir tanımı, karbonhidratların alkol ve asitlere dönüştürülmesidir. Fermentasyon, anaerobik şartlarda, yani oksidatif fosforilasyon olamadığı durumlarda, glikoliz yoluyla ATP (adenozin trifosfat) üretimini sağlayan önemli bir biyokimyasal süreçtir. Fermentasyon işlemi pek çok farklı besin maddesinin üretiminde kullanılmaktadır. Yoğurt, boza, alkollü içkiler fermentasyon yoluyla üretilen pek çok besinden bazılarıdır. Özel olarak fermentasyonla ilgilenen bilimin adı ¨Zimoloji¨dir. Alkol fermentasyonu Fermentasyon, anaerobik koşullarda, glikoliz yoluyla ATP üretilmesinin devamı için önemlidir. Fermentasyon esnasında glikolizin son ürünü olan pirüvat farklı maddelere dönüştürülebilir. Homolaktik fermentasyonda pirüvattan laktik asit, alkol fermentasyonunda etil akol, heterolaktik fermentasyonda ise laktik asit ve bazı başka asitler ve alkoller üretilir. Reaksiyon Reaksiyona giren şekerin türüne göre, reaksiyon eştiliğinde değişiklikler olur. Sembolle eşitliği C6H12O6 → 2C2H5OH + 2CO2 + 2 ATP (açığa çıkan enerji:118 kJ mol−1) Yazıyla Şeker (glikoz) → Alkol + Karbon Dioksit + Enerji (ATP) Organizmalarda Mitokondrisi olmayan hücrelerde, oksijen kaynağı tükenen dokularda anaerobik glikoliz yoluyla laktik asit üretilir. Fermentasyon bakteriler ve maya hüvreleri tarafından enerji üretmek için kullanılır. Fermentasyon yapan bakterilere bir örnek yersinia pestis olabilir. Fermentasyonda glikoz (veya başka bir bileşik) hidrojenlerini teker teker kaybederek enerji üretimini sağlar. Oksijen olmadığı için bu parçalanma sonucunda ortaya çıkan basit organik bileşikler hücrenin kullanabileceği nihai elektron ve hidrojen alıcıları olurlar. Fermentasyonun son adımı (pirüvatın fermantasyon ürünlerine dönüşmesi) enerji üretmese dahi, bu süreç anaerobik bir hücre için önemlidir çünkü glikozun pirüvata dönüşmesi sırasında harcanan nikotinamit adenin dinükleotit'in (NAD+) yenilenmesini sağlar; glikolizin devamı için bu gereklidir. Örneğin alkol fermentasyonunda pirüvattan oluşan asetaldehit, NADH + H+ tarafından etanola dönüşür, bu da hücreden dışarı atılır. Glikozun fermantasyonunda genelde en sık üretilen basit bileşik pirüvat veya ondan türemiş bir veya bir kaç bileşiktir: bunlar arasında etanol, laktik asit, hidrojen, bütirik asit ve aseton sayılabilir. Şeker ve amino asitlerin fermantasyonu çeşitli canlılarda görülmekle beraber, bazı ender organizmalar alkanoik asitler, pürinler, pirimidinler ve başka bileşikler de fermente edebilir. Çeşitli fermantasyon tipleri ürettikleri ürünlere göre adlandırılırlar. Fermentasyon terimi biyokimyada oksijen yokluğunda enerji üreten reaksyonlar için kullanılmasına karşın, gıda sanayisinde daha genel bir anlam taşır, mikroorganizmaların oksijen varlığında yaptığı parçalama reaksiyonlarını da kapsar (sirke fermantasyonu gibi). Biyoteknolojide bu terim daha da genel kullanılır ve büyük tanklarda büyütülen mikroorganizmalara yaptırılan her türlü üretime (proteinler dahil) fermantasyon denir. Türleri Glikozun Fermentasyonu Glikoz fermentasyonu sırasında pirüvat çeşitli bileşiklere dönüşür: •Alkol fermentasyonu pirüvatın alkol ve karbon diyoksite dönüşümüdür. •Laktik asit fermentasyonu iki tipli olabilir: ◦Homolaktik fermentasyon, pirüvattan laktik asit üretimidir; Bakteriler arasında Streptokoklarda (örneğin Streptococcus lactis) ve laktobasillerde (örneğin Lactobacillus casei, L. pentosus) görülür. Kaslar da yeterince oksijen almadıkları zaman laktik asit üreterek kısa süreli olarak enerji üretimini sürdürürler. Glikoz başına 2 ATP üretilir. ◦Heterolaktik fermentasyon (veya heterofermentasyon) ise laktik asit ile diğer asit ve alkollerin üretimidir. Örneğin E. coli, fosfoketolaz yoluyla glikozdan laktik asit + etanol + CO2 üretip, bu yolla 1 ATP elde edebilir. Laktik asit fermentasyonunun nihai ürünü laktik asittir. Glikoz fermentasyonu ile yalnızca laktik asit üreten organizmalara homofermentatif denir. Glikozu birden çok nihai ürüne (asetik asit, etanol, formik asit, karbon dioksit gibi) fermente eden organizmalar ise heterofermentatif denir. Bu özelliğe sahip olan Lactobacillus, Leuconostoc ve Microbacterium türleri, Enterobacteriaceae familyasından bakteriler (örneğin Escherichia coli, Salmonella, Shigella ve Proteus türleri), ve zorunlu anerobik Clostridium türleri, fermentasyonla CO2, H2 ve çeşitli asitler (formik, asetik, laktik, süksinik gibi) veya nötür ürünler (etanol, 2,3-butilen glikol, bütanol, aseton, vd.) üretirler. •Karışık asit fermentasyonu: Enterobacteriaceae grubunda görülür. Pirüvat'tan asetat ve format, veya pirüvat, suksinik asit ve formik asit meydana gelir ve glikoz başına 3 ATP elde edilir. Düşük pH'de (6pH'den küçük) formik asit CO2 + H2'ye dönüşür. Clostridium türleri de karışık asit fermantasyonu yapar. •Butirik asit fermentasyonu: Asidojenik bir bakteri olan Clostridium tyrobutyricum ATCC 25755 başlıca fermantasyon ürünleri olarak bütirat, asetat, CO2 ve H2 meydana getirir. •Solvent fermentasyonu: Bazı Clostridium türleri şekerleri asetik asit ve bütirik aside dönüştürüp sonra bunlardan aseton ve butanol yaparlar. •Bütandiol fermentasyonu Erwinia-Enterobacter-Serratia grubunun özelliğidir, son ürün olarak bütandiol oluşur. •Propionik asit fermentasyonu Bu fermentasyonda pirüvat oksaloasetik asite dönüşür, bu süksinik asite indirgenir, o da propionik aside dönüşür. Bu süreçte 9 karbondan sadece 1 ATP oluştuğu için bu yolu kullanan bakteriler çok yavaş büyür. Aminoasit Fermentasyonu (Stickland Fermantasyonu) Bu fermantasyon türü çürüme sırasında olur ve karbonhidrat yokluğunda, proteinden beslenen Clostridium cinsi bakteriler tarafından yapılır. Bazı amino asitler elektron alıcısı, bazıları da elektron vericisi olarak işler ve reaksiyon sonunda çeşitli kötü kokulu ürünler oluşur. Amino asit başına 3 ATP molekülü üretilir. Enerji Üretimi Glikoliz anaerobik şartlarda ATP'nin tek kaynağıdır. Fermentasyon ürünleri tamamen oksitlenmemiş olduklarından kimyasal enerji barındırırlar. Ancak, oksijenin (veya başka daha yükseltgenmiş elektron alıcılarının) yokluğunda bunlar daha fazla ****bolize olamadıklarından hücre için artık üründürler. Bu yüzden fermeantasyon yoluyla ATP üretimi, pirüvatın kabon dioksite kadar tamamen yükseltgendiği oksidatif fermantasyona kıyasla daha az verimlidir. Fermentasyonda glikoz başına iki ATP molekülü üretilmesine karşın, aerobik solunumda bu rakam 36-38 civarındadır. Enerji randımanı düşük olsa da, oksijen eksikliğinde yaşama olanağı sağladığından dolayı fermantasyon pek çok canlıya bir avantaj sağlar. Kaslarda Laktik Asit Üretimi Fermentasyon omurgalılarda dahi enerji üretiminin etkili bir yolu olarak özel şartlarda kullanılır. Kısa süreli ve yoğun güç sarfı gerektiğinde, kaslara giden oksijen aerobik ****bolizma için yeterli olmayınca kaslar fermentasyon yoluyla enerji üretimine gider. Ancak, bu fermentasyon uzun süreli devam edemez. Örneğin, insanlarda laktik asit fermentasyonu 30 sn ilâ iki dakika arası bir süre boyunca enerji sağlar. ATP'nin fermentasyonla üretim hızı oksidatif fosforilasyona kıyasla 100 katı daha yüksektir. Laktik asit kasta birikince hücre sitoplazmanın pH'si hızla düşer ve bunun sonucunda glikolizden sorumlu enzimler engellenir. Genel inancın aksine, bu pH düşmesinin nedeni laktik asit değil, ATP tarafından hücre içine pompalanan hidrojen iyonlarıdır. İdman sonrası uzun vadeli kas ağrılarının nedeni ise laktik asit değil, kas iplikçiklerinde meydana gelen mikrotravmalardır. Laktik asit ve diğer artık ürünler idman sonrası kaslardan hızla atılır, karaciğerde tekrar pirüvata dönüşür. Kaslar uzun süreli ama düşük seviyede enerji üretmek için aerobik glikoliz yöntemini kullanırlar. Tarihçesi Fransız kimyageri Louis Pasteur 1857'de fermentasyon etmeninin canlı maya hücreleri olduğunu bulmuştur. 1907 Nobel Kimya Ödülünü kazanan Eduard Buchner, fermantasyonun canlı hücrelere has bir olay olmadığını, maya hücrelerinin parçalanması sonucu elde edilen öz suyun da fermentasyon gücüne sahip olduğunu göstermiştir Buchner'in bu sıvıda fermantasyon gücüne sahip etmene "zimaz" adını vermişti. Zimaz'ın aslında tek bir etmen olmadığı, izleyen yıllarda keşfedilen alkol dehidrojenaz, pirüvat dekarboksilaz, heksokinaz, glikoz fosfat izomeraz, pirüvat kinaz, enolaz, fosfofrüktokinaz ve aldolaz gibi enzimleri ortaya çıktı. Danimarka'daki Carlsberg araştırmacılarının bira mayalanması üzerindeki çalışmaları sayesinde hem maya hem de fermantasyon hakkında pek çok bilgi edinildi. Not: Bu bilgiler aşağıdaki linkten alıntıdır. http://www.bilgipasaji.com/forum/fiz...mentasyon.html |
08-01-2010, 12:01 | #164 |
Ağaç Dostu
|
Sn. acemi_caylak, Bilgiler ve kaynak için çok teşekkürler. Aynı kaynağı okuduğumu hatırlıyorum. Dikkat ederseniz yazdığım formülde sizin verdiğiniz kaynakla aynı. Bu kadar araştırmaya rağmen dönüp dolaşıp başladığımız noktaya geri geliyoruz. Hala ozonla ilgili bir bilgi kırıntısı bile yok. Okuduğum şu kaynakta http://translate.google.com/translat...en&sl=en&tl=tr Google translate' in bozuk tercümesi ile ozon için şunları yazıyor. "Ise çöp enzimlerin temizleme yeteneği, onun diğer yeteneklerini alacak gibi görünüyor oldukça uzak açıklanabilir alındı - örneğin, ozon tabakası tamir ve küresel ısınma azaltılmasında rolü. Its proponents say ozone generated by the enzyme solution will bind with heavy metals in the air to reduce global warming. Onun savunucuları ozon enzim çözüm tarafından hava ağır metaller edecektir bağlama küresel ısınma azaltmak için oluşturulan söylüyorlar. The ozone will also react with other elements such as nitrogen and sulphur to form nitrates and sulphates, which make good plant nutrients. Ozon ayrıca azot ve nitrat ve sülfatlar, hangi iyi bitki besinleri yapmak forma kükürt gibi diğer elemanları ile reaksiyona girer. The science behind these claims, however, is sketchy. Bu iddiaların arkasında bilim, ancak, yarım yamalak bir. It does not **** that the few documents available from Oon have been poorly translated into English from Thai. Bu birkaç belge Oon edinilebilir kötü İngilizce'ye Tay den çevrilmiştir yardımcı olmuyor. In Internet chat groups, some have censured the claims, especially the one about repairing the ozone hole. Internet, bazı varsa, ozon deliği onarma hakkında özellikle bir iddia censured grupları sohbet. It is argued that ground-level ozone is unstable and will break into oxygen before it has any chance to migrate to the stratosphere (10 to 48km above sea level) to form the beneficial ozone layer that prevents harmful UV radiation from reaching the Earth. Bu zemin düzeyinde ozon kararsız ve iddia olduğunu daha önce herhangi bir şans stratosfer (deniz seviyesinden 10 48km) yukarıda olduğu Dünya ulaşmasını zararlı UV ışınları engelleyen faydalı ozon tabakası formunu göç zorunda oksijen başlamak olacaktır." Ben yine diyorum ki organik maddelerin geridönüşüm sürecinin hızlanmasının sonucu olarak metan gazı oluşumunun azalması ve buna bağlı olarak atmosferdeki faydalı ozon tabakasının hasara uğramasının yavaşlatılması küresel ısınmayı yavaşlatacaktır. Ortalıkta bir ozon üretimi görünmüyor. |
08-01-2010, 12:32 | #165 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Sarıcan, Bence fermentasyon sırasında ozon oluşumu mümkün değil gibi gözüküyor. Basit bir mantık yürütürsek, doğada saf halde bir element içeren gazlar, çift atomdan oluşan moleküler yapıda (Oksijen-O2, Hidrojen-H2 vb.) bulunurlar. Normalde bu moleküllerin parçalanması için yüksek enerji gerekir. Örneğin, yıldırım veya ultraviyole ışınların O2 atomunu O-O şeklinde parçalaması ve daha sonra O2 ile O'nun birleşerek O3 şeklinde molekül meyadana getirmesiyle ozon oluşur. Bence fermentasyon sırasında açığa çıkan enerji bu kadar yüksek değildir. |
08-01-2010, 13:54 | #166 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Eger yaptiginiz islem sirasinda ozon ciksaydi, o kavanozlara bir de tertibat kurulur ve merkezi isitma sistemi ile tum mahalleyi isitirdiniz. Kusura bakmayin ama ben bu konuda gerekenleri bundan onceki yorumumda yazdim. Ayrica ozon yeryuzu duzeyinden stratosfer tabakasina kadar yukselemez! (Ozon tabakasinin bu yolla onarilmasi sadece bir hayaldir!). Çeviri yaparken İngilizceden Taylandcayada Google'u kullandılar herhalde. Çeviri ciddi iştir. Hele Türkçe çeviriyi Googla ile yaparsanız, Karganın burnu ......dan çıkmaz! Bunlar mumkun degil. Saygilar. |
08-01-2010, 14:37 | #167 |
Ağaç Dostu
|
Sn. Doğasever, Bizde sistemden ozon çıkmayacağını pekiştirmeye çalışıyoruz zaten. Google' ın tercümesinin bozuk olduğu zaten belli, bunu kılavuz karga benzetmesiyle açıklamanın ne gereği var. Sıkıştığımız yerde sizden çeviri isteyecek kadar ılımlı davranıyoruz. Kılavuz olarak sizi herzaman hazır ve nazır bulamayacağımıza göre zaman zaman google dan faydalanıyoruz. En azından sözlük olarak. Acelem olduğu için gramer yapısına göre cümleleri hiç düzenlemeden, anlam bütünlüğüne bakmadan olduğu gibi kopyala-yapıştır yaptım. Daha önceki çevirilerimde bir anlam bozukluğu var mıydı? |
08-01-2010, 14:46 | #168 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Tamam Sn Sarican hemen kizmayin. Hemen aliniyorsunuz. Ben kotu birsey soylemek istemedim. Fikir jimnastigi yapiyorsunuz anladim. Sizin icin yararli oluyorsa devam edin derim. Ben bu ara pek yardimci olamayacagim. Kusura bakmayin biraz mesgulum ama sizlerin ileri surdugunuz gorusleri de ilgiyle izliyorum. Saygilar |
08-01-2010, 15:39 | #169 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Asagıdaki Japonyadan Yükselen 21. yy Teknolojisi: EM adlı kitabımın 42 ve 43'üncü sayfalarını inceleyecek olursanız, ilgilendiğiniz konular hakkında açıklama bulabilirsiniz. 42'inci sayfa kirlenmiş akarsularda nitrit ve nitratın EM ile nasıl azaltıldığının teorik açıklamasıdır. Sizlerin kullandığı kavanozlardaki çözeltilerde tabii ki Nitrat yok. O yüzden, denitrifikasyon pek oluşmayacaktır ancak şeker olduğundan mayalar var demektir ve sonuçta mayaların tetiklediği bir fermantasyon söz konusudur. Metajenik mikroorganizmalar da yok. O yüzden metan gazı da oluşmayacaktır. Metan gazı oluşturmak isterseniz, içine ahırdan alacağınız yarım kilo taze inek veya tavuk gübresi atınız. Ondan sonra sürekli metan gazı üretebilrisiniz. Sizin kavanozlarda sadece organik madde parçalanırken vereceği elektronu alacak bazı biyoaktif maddeler (sizler hepsine enzim diyorsunuz!) ve karbondioksit oluşacaktır. Saygılar. Organik madde parçlanırken elektronunu kaybetmek zorundadır. Önce bu elektron su içinde erimiş oksijen tarafından alınır ve bu oksijen su molekülüne dönüşür. Oksijen bitince de, eğer kavanozunuzun içinde yeterince maya oluşturabilmişseniz, yararlı biyolojik aktif maddeler bu elektronu alarak oluşmaya başlar. (Bu elektronun bir şekilde kullanılması lazım!) Yoksa, patojen mikroorganizmaları duruma hakim olarak, elektronun Amonyak veya hidrojen sülfür gibi kötü kokan bileşiklerin oluşmasında kullanırlar ki kirlenmiş ve bu yüzden oksijeni bitmiş derelerimizde ve göllerimizde oluşan durum budur. Düzenleyen Dogasever : 08-01-2010 saat 16:09 Neden: Ekleme ve düzeltme |
08-01-2010, 15:40 | #170 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
42 ve 43 unce sayfalar |
08-01-2010, 15:49 | #171 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
08-01-2010, 15:49 | #172 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sn. Dogasever, Sanırım yanlış anladınız. Amacımız burada bir soruyu netleştirmekti. Sn. Sarıcan'ın Google'da çevirisini yaptığı dökümanda da bu durum açıkça ifade ediliyor. Dökümanda, Ozon iddiasının zaten tutarlı olmadığı, eksik bir ifade olduğundan sözedliyor. Hatta Tayvanca'dan çeviri yapılırken hata olabileceğini söylüyor. (siyah bölümler) Hatta dökümanda ve bir önceki mesajda benimde belirrttiğim gibi Ozon, ozon tabakasının bulunduğu yüksekliğe ulaşana kadar zaten yeniden oksijene dönüşecektir. Olsa olsa emzim üretimi, çöplerin metan'a dönüşmeden kullanımını sağladığı için daha az metan gazı üretimine neden oluyor. Buda yerkürenin ısınmasını engellemiş oluyor. While the cleansing ability of garbage enzymes can be explained, claims on its other abilities seem pretty far-fetched – for instance, its role in repairing the ozone layer and in reducing global warming. Its proponents say ozone generated by the enzyme solution will bind with heavy metals in the air to reduce global warming. The ozone will also react with other elements such as nitrogen and sulphur to form nitrates and sulphates, which make good plant nutrients. The science behind these claims, however, is sketchy. It does not **** that the few documents available from Ozon have been poorly translated into English from Thai. In Internet chat groups, some have censured the claims, especially the one about repairing the ozone hole. It is argued that ground-level ozone is unstable and will break into oxygen before it has any chance to migrate to the stratosphere (10 to 48km above sea level) to form the beneficial ozone layer that prevents harmful UV radiation from reaching the Earth. |
08-01-2010, 15:58 | #173 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
tekrar deniyorum. Dosya türü uygun olmadığından az önce yüklenmedi. |
08-01-2010, 16:03 | #174 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Metan ayrışması reaksiyonu yukarda çıkmamış. Aşağıya kopyalıyorum. |
08-01-2010, 16:13 | #175 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Kitabımın elektronik kopyasını almak isteyenler olursa, ücretsiz olarak gönderebilirim. Lütfen kayalci@hotmail.com adresine bana mail atın ve ad ve soyadınızı ve agaçlar rumuzunuzu da yazarak isteyin lütfen. Herkese saygılarımla. (Sadece Agaclarnet üyelerine ücretsiz göndereceğim!) Düzenleyen Dogasever : 09-01-2010 saat 12:01 Neden: Eksik |
08-01-2010, 16:27 | #176 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Yukardaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, organik madde fermantasyon sonucu parçalanırken sonuçta hangi gazın veya maddelerin çıkacağı hakim olan mikroorganizmaların türüne ve suyun içindeki diğer bazı elementlerin konsantrasyonuna bağlı olacaktır. Bazen reaksiyonların birden fazlası da bir arada görülebilir. Bizler bitkilere yararlı olacak bileşiklerin ortaya çıkmasını istediğimizde ya da atııksulardan nitrat ve nitritin arıtılmasını istediğimizde EM mikroorganizmalarını kullanıyoruz. Böylece mikroflorayı kontrol altında tutabiliyoruz. |
09-01-2010, 11:20 | #177 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Sarıcan, Rica ederim. Mesajınız için ben teşekkür ederim. Aslında, bundan önceki mesajlarımda bazı yönlendirmeler vardı ama hakllısınız çok fazla bir bilimsel açıklama yoktu ama bunun nedeni var: Ben durup dururken bazı doğal olaylarlarla ilgili kendiliğimden burada yayınlamaya kalkarsam bu biraz ukalalık etmiş olmak gibi olabilir. Aslında, sizlerin yaptığı bu beyin jimnastiğinin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Hiç alakası olmasa bile gerçekleri bulmanın birinci yolunun soru sormaya başlamak olduğunun bilincindeyim. Siz, mühendislik bilgilerinizin yanında aynı zamanda iyi bir araştırmacısın. O yüzden asıl ben sizi tebrik ediyorum. Sizin araştırmalarınız olmasa, benim yapacağım açıklamalar havada kalırdı. Farkındaysanız, ve yazıları okursanız herşey belli bir mantık ardışıklığında adım adım ilerliyor. Ben aslında malzeme mühendisiyim. İlk önce membran teknolojileri ortaya çıktıktan sonra bu teknolojilerin su arıtmada kullanılmasıyla uğraştım. Bu arada, suyun çok ilginç bir madde olduğunun farkına vardım. Gerçekten aslında sadece "SU" konusunda aylarca burada tartışılabilir. EM ile tanıştıktan sonra organik maddenin suda parçalanması çok ilginç gelmeye başladı ve bu konuya kafa yordum. Sizin bu başlıkta sorduğunuz soruların hepsini ben de kendi kendime sormuşumdur. Ancak her bir sorunun yanıtlarını alabilmem çok uzun zahmetler ve çabalar gerektirdi. Tekrar saygılar ve iyi çalışmalar. Bu arada İngilizce çevirileriniz son derece düzgün ve hatasız. Hatanın Taylandcadan İngilizceye çeviride olduğunu zannediyorum. Ozon da bu işin içine bu tür çeviri hatalarıyla girmiş olabilir. Ama tabii benim rastlamadığım fevkalade başka bir olay da olabilir. |
09-01-2010, 11:28 | #178 | |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Sarıcan, çok yararlı bir konuda son derece enerjik giden bir başlık açmışsınız, tebrik ve teşekkür ederim. Hiç aklımda bile yokken aklıma enzim yapma fikri düşürdünüz. En kısa zamanda gerekli malzemeyi temin etmeye başlayacağım. Bir de; Alıntı:
|
|
09-01-2010, 13:05 | #179 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Malbman, Sizin böyle bir konuya igisiz kalmanız düşünülemezdi zaten. Ayrıca konuya ilk başlarken tercüme desteğin içinde yeri gelmişken teşekkür etmeyi borç biliyorum. Malzeme almaya giderken bir de eczaneye uğra istersen. Yeni bir düzenek hazırladım, belki evde kendi likörünü yapmak istersin. Bir serum şişesi ve seti alırsan çok basit bir düzenek yapabilirsin. Bu sefer taşıma ve bakım yaparken şişe hava almasın diye araya bir adet vana koydum ama hortumun en uç çıkışına çöp enzim kavanozuna yaptığım sistemdeki gibi bir genleşme tankı koymak lazım. Onun içinde serum setlerinin plastik haznesi çok güzel oluyor. Evdeki serum setinin haznesini kullandığım için bu düzeneğe takamadım. Yenisini almam lazım. Renkli sıvı konusunda arkadaşların vişne meyve suyu önerisi vardı ama evde hazırda yoktu. Şişedeki sıvıyada karışsa zarar vermeyecek herhangi bir renkli içecek olabilir. Bu şişede de geçen günki enzimden artan çileklerden çilek enzimi yapacağım. Artık enzim mi olur, likör mü olur ona kendisi karar verecek. |
09-01-2010, 15:02 | #180 |
Ağaç Dostu
|
Çilek Enzimi
Bir litrelik serum şişesine 750 cc içme suyu 225 gr Çilek 75 gr Kahverengi kesme şeker Fermentasyondaki gaz çıkışını gözlemledikten sonra hortumun ucuna genleşme haznesini koyup koymamaya karar vereceğim. İlk intiba sanki oluşan gaz hortumdaki suyu tamamen iterek boşaltacak gibi ama yinede denemek lazım. Garanti olsun diyorsanız hortumun ucuna mutlaka bir genleşme haznesi takınız. Denemeler hortumdaki suyun basınçla boşalıp şişenin hava alacağını gösteriyor. Bu yüzden hortumun çıkış ucuna tekrar genleşme haznesi bağlamaya karar verdim. Evde bulunan 5 cc lik enjektörün gövdesi bu genleşme kabı için uygun olacak gibi görünüyor. Düzenleyen Sarıcan : 09-01-2010 saat 19:14 |
|
|