![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 25-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 60
|
Bu yazı Kedili Baba içindir
Şehir, insanlar ve hayvanlar... Bina yığınları arasında azıcık yeşil kalan o ender alanlarda bazen bir araya gelirler.. Çalıştığım yerin yakınında, park alanı olarak düşünülmüş ama asla gerçek bir park kimliğine kavuşamamış bir yer vardır. Yine de o yerde hayvanlar ile insanlar biraz soluklanır... Parkın çıkışında, bir garip meczup vardır. Yer edinmiştir orayı, belki de şehirde kendini rahat hissettiği tek yer orasıdır... Orası evidir, yaşam alanıdır, dünyayı gözlediği yerdir... Bir garip adam...Uzun boylu, zayıf mı zayıf..öğleye doğru gelir, parkın yanındaki muhtarlığın girişine yakın merdivenlerde oturur.. Parktaki bütün kediler heyecanlanır onu görünce... Kedilerle birlikte bende heyecanlanırım.. Benim heyecanım, kedilerin ona nasıl büyük bir sevgiyle koştuklarını görmek içindir... Her yanını bir anda kedi kaplar... O kir pas içindeki adam, kedileri kucağına alır, kimisi yüzüne tırmanır, kimisi kolarında bacaklarında huzur içerisinde uyur. Kedileri sever sakince..ama ne sevme...belki de dünyadaki en yakınlarıdır o kediler... Kedilerde de bir huzur bir huzur...Bir uyku... Ama ne uyuma... Öyle tilki uykusu filan değil..Derin derin huzur içinde uyur kediler...normal şartlarda sokak kedilerinin uyumayacağı tarzda. Sırt üstü kendilerini dağıtırcasına uyur kediler onun kucağında, tepesinde, torbasının üzerinde Onu öyle gördükçe adamcağızın bir çeşit "ermiş" olduğunu hayal ederim... İçimden "Kedili Baba" taktım adını... Bütün gün selpak mendil satıp kedi sever... Gelip geçen hiç kimseyi taciz etmeden... Ben mi onu ermiş yaptım, yoksa gerçekten mi ermiş bilemiyorum. Bir noktadan sonra her iki durumda birbirine karışıyor... Belki benim niyetimden oldu, belki öyleydi..Ne fark eder ki.. Bildiğim birşey var ise; gönlü herkesten zengindir. Çok şahidimdir, sadece tek bir kuru lokma ekmeğinin yarısını kendi yer, yarısı ise o inanılmaz sayıdaki kedileri beslemek için böler... Belki de tüm varlığı olan tek bir kuru ekmektir ve onu paylaşır! Biz onun kadar zengin değiliz...Tüm varlığımızı aç kalma pahasına kedilere vermeyiz ![]() Bu tabloya şahit olduğum ilk günde, çok derinden etkilendim... Kedilerin ona olan sevgisi, onun kedilere olan sevgisi ve cömertliği... Kendi içimizde onun gibi bir yüreğe sahip olmadığımıza eseflendim... Gittim Kedili Babaya yenek, kediler içinse mama götürdüm... Çok sevindi, kirli yüzü aydınlandı ve bana öyle içten bir "Allah razı olsun" dedi ki... İçim ürperdi bir an! O hafta inanılmaz bereketli bir hafta oldu benim için... İşlerim bir açıldı, bir açıldı! Tesadüf olduğuna kanaat getirdim... Ertesi hafta bir mendil aldım sattıklarından ama epey yüklü bir para verdim üzerini almadan.. Yine aynı ifade ile bana "Allah razı olsun" dedi... Ve tekrar aynı bereket ve bolluk!!!!! Tamam dedim...Bu baba, gerçek bir ermiş! Lakin ben ona yemek vermek istiyorum, ama bu yemeği verirken kendi işlerimi düşünmek istemiyorum... Nefsimde en ufak bir çıkar hesabı olsun istemiyorum... Önceleri acaba vermesem mi diye de düşündüm... Ama adamcağızın haline de içiniz acıyor... Ne yapacağımı bilemeden aklımın bir kenarında da kedili baba durdu... Yine gittim mendil almaya... Mendili aldım, yüklüce parayı uzattım..ve "Allah razı olsun demeni istemiyorum" dedim..."Yoksa alamam!" Güldü "Tamam" dedi... Şimdi arada yemek götürdüğümde veya mendil aldığımda ondan, bana sadece başıyla selam veriyor... İçim rahat, işlerimde ekstra bir artış yok...Artış olacaksa başka nedenlerle oluyor zaten.. Bende vicdan hesabı yapmadan Kedili Baba'ya yemek verebiliyorum ![]() Bu öyküyü bir arkadaşıma anlattım.. Hemen zıplamış gitmiş bir mendil almış ondan, bir sürüde para vermiş.. Hiçbir şey olmamış.. Telefon açtı bana, "Kedili Baba' ya bir sürü para verdim hiç birşey olmadı" diye... Güldüm sadece.... ![]() Not. Sevgili Kartalpin, kaktüs aldım, fotograf makinası da alacağım, formatı bozmayacağım söz...ama kedileri görünce dayanamadım ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|
|