Geç cevap için özür ablacım. Zambaklar hakkındaki söylediklerin içimi rahatlattı.;) Söylediklerine aynen uyacağım.
Seni sayfamda görmek beni çok mutlu etti söyleyeyim. Sitenin ağır toplarını sayfamda ağırlamak şereftir. :D SDurul ablam gibi senin gibi.;)

İki yıllık Tarsus macerası sonucunda gelinen noktayı sayfalarımda görebilirsin. Van'dayken kendimi beceriksiz bir çiçeksever sanıyordum ama meğer öyle değilmişim. Bilgileri biriktirip uygun iklim ve toprakla karşılaşınca pratiğe döktüm ve başardım. Bu da beni mutlu ediyor tabii.

Mum çiçeğinin kokusunu beğendiğimi söyleyemem, bana hitap eden bir koku değil en azından ama görüntü muhteşem. Çok estetik, tasarım harikası diyebilirim. ;)

Sende böyle bir etki yapacağını hiç tahmin etmemiştim ablacım. Ama fotoğrafı görür görmez araman ve o sesindeki heyecan, sevinç beni de çok mutlu etti. ;)
İnşallah seninkiler de açar, hatırası olan çiçeklerin insanda nasıl etki yaptığını iyi bilirim. İnsanın içi bir yandan cız eder, duygulanır, o günlere gider bir hasret kaplar gönlünü;)

Şu son cümlelerin 32 dişimi birden göstertti:D ne güzel yazıyorsun öyle:D İnşallah hakettiğim hoyalarla en kısa zamanda vuslata ererim:D Şu hoya lacunosa (kartozu) yı çok merak ediyorum. Parfüm kokulu diye geçiyor Türkçe ismi de çok güzel ayrıca uçuk, fantastik, sevimli;)

Amaryllisi unlu bitler sarınca saksıyı boşaltıp soğanları kurumaya aldım gölgede. Bu yavrucuğu anasından ayırmayacaktım ama kendisi kopunca ayrı saksıya aldım.

Eklenti 624352

Parmağımdaki lekeler dikkatinizi çekmiş olabilir, bu işten önce patlıcan doğramıştım, yıkadım ama gitmedi.

Yapraktan üretim yeni gloksinyalarımın fotoğraflarını buraya ekledim.

Bu da gloksinyalarla gelen kök yününe batırılmış yerli gardenyam. Hani daha önceki aylarda "ön yargıları kıralım" diye kendimi gaza getirip aldığım bir gardenyam vardı ya o sizlere ömür. Aslında toparlamayı başarmaya doğru gidiyordum ama yer değişimi tekrar her şeyi berbat etti.

Eklenti 624360

Şu saksıdan saksıya geçirip durma kötü huyum yüzünden 8 ay sonra canlanan güzelim çin hanımelimi de kaybettim. Şimdi ara ki tohumunu bulasın.:(:mad:

Meksika petunyasının en çiçekli hâli bu olur sanırım.
Eklenti 625396

Yumurtadan demincek çıkmış gibiler demi;) Bu taraf pencere ve perdeleri hiç açmıyorum. Rüzgâr kalın perdeyi açınca tesadüfen annenin uçtuğunu gördüm sonra da yuvadaki civcivleri. ;) Fırsat bu fırsat deyip makineyi kaptım, çektim.

Eklenti 625397

Maşallah, harikalar sevgili Sûz-i Dilârâ. Tüyleri sarı renkli gibi, hiç böyle sarı renklisini görmemiştim. :eek:

Bir balkondan bahçe yaratmak budur herhalde, kocaman bir alkışı hak ediyorsun Suz-i Dilara'cığım

Gerçekten her şeyi hayranlıkla izledim, vahşi doğayı bile ustaca fotoğraflamışsın..
Fotoğrafların tertemiz net olması benim en fazla dikkat ettiğim husus, bu konuda da çok başarılısın..
Kısaca, balkonuna bayıldım...

Yeni Ginecim, sarı renklerine dikkat etmemiştim, sen yazdıktan sonra gidip baktım gerçekten sarı renklilerdi. ;) Ancak yazmaya fırsat bulamadan memlekete gittik. Geldiğimizde de anneleri çoktan uçurmuştu.;)

Daha yumurtadalarken bir tanesi yuvadan kaymıştı ne yapayım edeyim elimin kokusu sinmeden bu yumurtayı yerine koyarım diye düşünürken aklıma selluka yaprakları geldi. İki tane koparıp üst üste koydum yumurtayı yapraklarla tutup yuvaya bıraktım. Sonra da merakla annenin ne yapacağını beklemeye başladım. Çok şükür ki kabul etti ve bu civcivler çıktı. ;)

Şimdi gelelim bitkilerimizdeki yeni gelişmelere. Şu mesajdaki kök yününe batırılmış gardenyam köklendi ve küçük bir torf saksıya aldım. Şimdi görüldüğü üzere yeni saksısında iki yeni yaprak verdi. :D
Eklenti 629187

Forumdan gelen dört adet gloksinya yapraklarımı da memlekete gitmeden önce yumrulandıkları için saksılara almıştım. Onlardan ikisi filiz sürdü, bir tanesi yeterli büyüklüğe ulaşmadığı için annesinden ayırmadım. Diğerinin yaprağını kestim. Tabi ki kesilen yaprağı da atmaya kıyamadım ve pet bardağa yeniden diktim. ;)
Eklenti 629188
Eklenti 629189
Eklenti 629190

Adalet ablacım, güzel sözlerin için çooook teşekkür ederim. Balkonumdaki vahşi doğacığı çok seviyorum, hele de süleymancıklarıma bayılıyorum. Minicik yavrular gece oldu mu mutfağa da giriyorlar, suratları sanki gülümsüyormuş gibi çok tatlı ifadeye sahipler.

Bir keresinde Ece'nin canı sabahın dördünde yoğurt çekti, birlikte mutfağa gittik, ışığı yakar yakmaz ortalık yerde dondu kaldı, aklı sıra ölü taklidi yapıyor:D Enselendi ya:D "Gel korkma bizden, biz seni çok seviyoruz" demeye kalmadı, yaklaşınca vıınn diye buzdolabının altına kaçtı. Bazen çöp kovasının etrafında, bazen saksı kenarlarında onları görünce ne kadar mutlu oluyorum anlatamam. Yalnız elime alamadığım için üzülüyorum çok hızlılar:dilli:

Bu plumeriacık, asıl bitkinin çeliğinin çeliğinden büyüme. Azıcık elime ayağıma sahip olabilseydim şimdiye koca ağaç olmuştu. Şubat geldi mi "şundan bir çelik alayım" diye kese kese asıl bitkiyi öldürdüm. Neyse ki bu iyi durumda bu sene söz verdim hiç ellemiycem. Sanırım bitkim portakal renkli çiçeğe sahip, lila olanı hâlâ yaşam savaşı veriyor. Son olarak köklenip sıcaklarda çürüyen bitkiden yeni bir çelik yapıp tekrar diktim. Havalar serinledi, tutar diye ümit ediyorum.
Eklenti 629191

SDurul ablamdan gelen hoya carnosa, iki çiçek daha açacak. İkisini de biz memleketteyken açmış. ;)
Eklenti 629192
Eklenti 629193

Geçen yıl ki sonbahar ve ilkbahar sezonu soğan satışlarında çok sevdiğim frezya soğanlarından bulamamış ve oldukça üzülmüştüm.
Frezya sayfasında dert yana yana yazıp dururken sayın Dumlupınar ve sayın kgursan sağolsunlar sezon sonunda kendi frezya soğanlarından gönderdiler. Sonra da bu gördüğünüz frezya tarlası ortaya çıktı. Onlara ne kadar teşekkür etsem az. Garibi ne kadar sevindirdiniz bilseniz. ;)

Frezya yetiştirmeyi zor bulan arkadaşlara tavsiyelerim, frezyayı asla sıcak, güneşli güney taraflara bırakmayın ya da dikmeyin. Frezya serin sever.

Bir de fazla sulanmayı sevmez. Suladığınız vakit suyun saksıdan tahliyesi çok önemli.
Hem saksı tabanına koyacağınız çakıllar, hem de saksı altına vereceğiniz yükseklik önemli.
Saksı tabağındaki su asla saksıya değmemeli. Geçen yıl suyu fazla kaçırdığımı düşündüğüm zaman saksıyı duvara dayayıp suyun iyice süzülmesini sağlardım.

Ekili olanlardan bir kısmı benim tohumdan üretimim soğancıklar, bir kısmı anaç soğanlarımdan ayırdığım yavrular.

Diğerlerinin bir kısmı sayın Dumlupınar ve sayın kgursan'dan gelen soğanlar. Sayın Dumlupınar, mini, beyaz çiçekli, yoğun kokulu frezya tohumu göndermişti, onları ayrı diktim. Geçen yıldan bitkilerimden aldığım karışık renk frezya tohumlarını da ayrı diktim.

Eklenti 629194

Geriye beklemek kaldı.

Yılbaşı çiçeklerimin de saksılarını azıcık büyüttüm. Sevgili A_Nomad'ın tavsiyesiyle bu mevsimi bekledim. Teşekkürler arkadaşım yönlendirici bilgilerin için. ;)
Eklenti 629195

Sayın telato'dan geçen yıl tek soğan olarak gelen pembe sümbülteber epey yavrulayıp sayısını artırmıştı. Bu yıl o yavrular da eminim yavrulamıştır:D Ancak anaç soğan bu yıl ilk çiçeğini açacak inşallah.

Eklenti 629196

Sayın Suz-i Dilara; ne kadar güzel balkonunuz var çiceklerle dolu ellerinize sağlık hoyanız çok güzel olmuş ^_^

Çok teşekkür ederim sayın dongyul :) Daha sık beklerim sayfama :)

Beğenip geçen eski dostlara da sitemler yolluyorum buradan, siz kendinizi bilirsiniz. :( İki kelam yazsanız parmaklarınız nasır mı tutacak ?

Vallahi özlettiniz kendinizi arkadaşım, sayfada güncelleme görünce içim sevinçle doldu ;)

Bütün bitkiler iyi görünüyor da benim aklım sümbültebere takıldı kaldı, açsa da çiçeklerini görsek bir an evvel, kokusunu ise hayal etmeye çalışırız en azından :D Hanımeli kokusunu andırıyormuş sanırım, bir yerde öyle tarif edildiğini hatırlıyorum...

Bir de frezyalar hakkında verdiğiniz bilgiler aklımı çelmek üzereydi ki nasıl olduysa 'dur' diyebildim kendime :D

Teşekkür ederim sevgili A_Nomad. Benim de seni gördüğüme çok sevindiğimi bilmeni isterim.
Memleketteyken telefondan arada bağlanmaya çalışıyordum ama o kadar yavaştı ki vazgeçip kapatıyordum:D

Şinci bah, sümbülteber pembe diyorum da ben de telatonun yalancısıyım. Gönderen o, soğanları karıştırıp da pembe diye beyaz göndermişse kusura bakmazsın artık. Pembe diye hava atıp duruyorum. Beyaz herkeste var. Pembenin kokusu beyaza göre daha azmış. Beyaz gerçekten daha yoğun kokulu ama ben hanımelinden çok full arap yaseminine benzettim kokusunu. Yalnız yazın ki keskinlik havalar serinleyince gitmiş daha yumuşak ve hoş bir koku gelmiş.

Hanımeli kokusunun ilk, orta ve son notaları aynı yumuşaklık ve yoğunlukta. Sümbülteberde ilk nota keskin orta ve son notalar yumuşak. Bilmem anlatabildim mi?
Eskiden kullandığım kozmetik katologlarından araklama cümlelerle bir şeyler söylemeye çalıştım. :D Sen anlarsın, biliyorum ki zekisin:cool:

Frezya konusuna geleyim sen aklını çel bence. Hem eşin de kokulu çiçek seviyor yanlış hatırlamıyorsam. Güneşsiz serin balkonunu sevecek bence aldığı kadar güneş de ona yetecek. Sen birkaç soğanla bu işe gir en iyisi söylüyorum pişman olmayacaksın. ;)

Bir de balkonum soğuk diyorsun neden kafkas gülü gibi bir harikayı yetiştirmiyorsun anlamıyorum. :( Sonra müge, içim gidiyor ama bir türlü olmuyor burada. :( Sıcaktan nefret ediyor. Daha bir sürü kokulu, soğuk baygını bitkiler var.

Burada havalar aniden ısınıyor diye cesaret edemiyordum ama kafayı köye taktım, orada yetiştireceğim bazı soğuk severleri. En azından elimde olduklarını bilirsem aklımda takılı kalmayacak.

İki senedir pembe açmasını bekliyoruz.

Ya pembe açmazsa:( Korkmuyor da değilim.

Şimdiden çalışmam lazım:D Neler söyliyeceğime:D

Yüzdük yüzdük kuyruğuna gelmişiz :D iki sene bende dahil bekledik, elimiz mahkum gerekirse iki ay daha açması için bekleriz :D en azından sevgili Suzi Dilara'nın kisi tomurcuklanmış :)

Bende kinde daha tık yok, ana soğan çok güzel gelişti, her gün çiçek verecek mi diye başına gidip duruyorum ama nafile :mad: açacakmış gibi de bir hali var aslında, bende çok merak ediyorum.

Çeldim gitti :D

Anlaşılmıştır ki o frezyalar bir şekilde edinilecek, kaçış yok zira bu mesajı okuduktan sonra o 'kendine dur diyebilen ben' kayıplara karıştı :D Zaten bu frezya konusu dönem dönem aklıma takılır sonra bir şekilde bilinç altına doğru ittirilirdi, demek karar verme zamanı gelmiş artık :rolleyes:

Evet eşim kokulu çiçek çok seviyor ama mesela bir gecelik gelinin tüm sokağı dolduran kokusunu bile hafif buldu, hanımeli kokusu favorisi, melisanın bana of dedirten yoğun kokusunu da belli belirsiz algılayabiliyor, değişik bir koku algılama sistemi var :D

Kafkas gülü ve mügeler bana sadece uzaktan hoş gelen bitkiler, o yüzden hiç düşünmedim, vardır öyle tuhaflıklarım benim :rolleyes:

Sümbülteberin pembesinin fotoğrafını sümbülteber başlığında birisi paylaşmıştı yakın zamanda (hatta bugün bile olabilir) cidden çok güzel görünüyor ama bana sorarsan beyaz daha alımlı derim ;) Koku tanımlamana ise hayran kaldım, adeta parfüm katoloğu okur gibi hissettim, tebrik ediyorum :p

Sn. Sûz-i Dilârâ, beklediğim gibi bir yanıt oldu. Teşekkür ederim.
Ben, 3. senedir sümbülteberi açarken göremedim ve vazgeçtim. İnşallah sizinkiler açarlar.
Eşimin de selamları var.

Ben de var mıyım, sitem alan?

Sûz-i Dilârâ'cım, epeydendir yoktun, hızlı bir giriş yaptın. Genelde bir sessizlik, sakinlik var forumda. Yorum değil, beğeniler bile azaldı. Belki de içinde bulunduğumuz şartlardandır.

Gloxinya üretimine bayıldım. Ben hazır aldığımı bile yaşatamadım. Sümbülteberler de öyle. Bu sene pembesini satın aldım, yeşermedi bile. Şimdi elimde bir adet sümbülteber soğanı var, yeni aldığım pembe mi, beyazlardan mı, bilemiyorum.:) Saksıda soğanlıları başaramıyorum, bundan böyle ille de olacak diye inatlaşmayacağım.:rolleyes:

Gelişmeleri merakla bekleyeceğiz, Sevgiyle...

Sevgili Suz-i Dilara hoşgelmişsin; hâlâ meraktayım o yavrular kumru yavrusu idi değil mi? Maşallah, sümbülteberin tomurcukta inşallah sayende çiçeğini görebileceğiz. Benim çoğu çiçeğim gibi sümbülteber de çürüdü maalesef... :(
Rastgelsin inşallah, merakla bekliyoruz.

Sevgili Suz-i Dilara balkonunuz, çiçekleriniz harika, hayranlıkla bakıyorum hep sayfanıza.. :)
Mum çiçeği ne güzel olmuş..
Frezyaları dikmişsiniz, hava o kadar sıcak ki, Kasımda dikerim diye düşünüyordum.. Geç mi olur acaba?
En kısa zamanda fotoğraflarla teşekkür etmek istiyorum..
Sevgiler, selamlar, her şey gönlünüzce olsun!.. :)

Bence ne söyleyeceğinizi değil kurtuluş fidyenizi düşünseniz iyi olacak. :D Elimden kurtulamazsınız sayın telato:D İki (bu seneyle 3.) senedir ayrı saksılarda, simsiyah topraklarla mı beslemedim, en güzel güneş alan yerleri ona tahsis mi etmedim.

Adeniumlarım, sanırım 2010 doğumlular. Van'daki canım arkadaşımla bir siteden tohum sipariş etmiştik, sonra elimizdeki tohumları yarı yarıya değiş tokuş yapmıştık.
Ben gardenya gibi zor çimlenen tohumlar aldığım için olmadılar, onunkilerin de bazısı oldu bazısı olmadı. Bizi üzmeyenler sadece bu adenium tohumları oldu.
Anlattığında çok gülmüştüm, yatarken saksıyı başucuna koyuyormuş, o kadar sevdi ki adeniumlarını. Bunlar onun tohumlarından benim payıma düşenler. Kulakların çınlasın canım arkadaşım. Kendisi siteye de üyedir ama gezici üyelerden hiç yazmaz.
Eklenti 629238

Şebboy tohumlarımı hatırlarsınız, SDurul ablamdan gelmişlerdi. Sıfır fire çimlendiler ve elimde bir tarlaya yetecek kadar şebboy fidesi oldular. Dağıt dağıt bitiremedim. En son oldukça fazla bir kısmını apartman bahçesine diksin diye Adalet ablama gönderdim. Kalanını da köye götürüp diktim bu yaz. Durumları iyi, ceviz ağacı altına diktim. Kendime de bir tek bu fideyi bıraktım, yeterli gelmezse köyden takviye yaparım.

Eklenti 629239

Geçen yıldan öldü sandığım mor çiçekli achimenesim ilkbaharda rizomlarından sürmüş, havalar serinleyince canlandı ve çiçeklendi.

Eklenti 629240

Sefil Bilocanım, hasta oldu, öksürüp duruyor. Soğan rendeleyip suyunu sıkıp bir tatlı kaşığı bal ve birkaç damla limonla şurup yapıyorum. Ece'nin bronşitinde sonuç aldım bu karışımdan. Kızım iki yaşındayken birkaç kere antibiyotik kullandıktan sonra tamamen kestim ve keçiboynuzu pekmezi, ayva yaprağı çayı ve yukarıdaki karışımla devam ediyorum. Çocuklarım 3,5 yaşındalar.
Son 1,5 yıldır ne soğuk algınlığı şurubu ne de antibiyotik vermiyorum. Tabii beslenmeleri de hayati öneme sahip. Bol meyve, mümkün olduğu kadar çiğ sebze, kuruyemişler (ceviz, yaban mersini, kuru üzüm, badem, kayısı çekirdeği (az miktarda) antep fıstığı, fındık vs. gibi )
Çiğ zeytinyağı, süt ürünleri, pekmez, bal tatlandırıcı olarak. Bitki çayları (zencefil, ıhlamur, tarçın, nane, kekik) vs. vs. Köyde kuruttuğum meyveleri de meyve suyu niyetine hoşaf yapıp içiriyorum.

Bunlar evet yekun tutuyor, tek maaş bütçemizi zorladığı oluyor ama inanın hayatımızdaki gereksiz harcamaları çıkarınca hepsine yer açılıyor.

Çocuklarımız benim için çok önemli. Sadece benimkiler değil hepsi. Çocuklarımızın uyduruk şeyleri yemeleri, zamanlarını internet, tv, cep telefonu başında öldürmeleri, amerikan kültürünün iliklerimize kadar işlemesi, birliğimizin, dirliğimizin tehlikeye düşmesi, en kötüsü de bizi en hassas noktalarımızdan vurup kutsallarımız üzerinden yıpratılmamız, değerlerimiz konusunda şüphe ve umutsuzluk yaratılmaya çalışılması. Dört tarafımızdan kuşatılmışız, hem maddi hem manevi. Çok dikkatli olmamız gerek çok :(Çocuklarımız bu ülkenin geleceği, farkında olmadan elimizle kucaklarına veriyoruz. Deşmeyim yaramı, laf lafı açıyor, Oğuz Kağan'dan nerelere geldik.

Oğlum, ful arap yaseminlerinin önünde.

Eklenti 629241

Mor yapraklı süs yoncam. Dikkat ettim, mor yapraklarının içindeki şekillerin hiçbiri diğerinin aynı değil.

Eklenti 629242

Abla, yeterince güneş almışsa havalar soğumadan belki açar. Geçen sene hocam100'den aldığım yavru sayılabilecek soğan tomurcuk yapmış.

Saksı derin olunca ve iyi güneş alınca açar. Geçen sene görümceme soğanlarından götürdüm. Küçücük yoğurt kabında, iyi güneş altında çiçek açtırdı. Doğru dürüst sulamamış bile, toprak erimiş, çakıl taşları kalmış:D Soğanları da hâlâ hayatta. :D

Ablacım sana yarım sitem vardı, varlığını ve desteğini hep hissettiriyorsun sayfamda. Yazmadığın zaman biliyorum ki gerekçelerin var:) ama sayın telato'ya X3:D neredeyse iki senedir sayfama beğeni bırakıp gidiyor. Kabaklarından, patlıcanlarından başka gözü çiçek miçek görmüyor. Sebzecilere kaptırdık onu:D

Gloksinyaların bir kısmı benim zengarden ve sayın alys'ten alıp yedeklediklerim. Bir kısmı sayın cengizildas'tan kök yününe batırılmış olarak gelenler. Kök yünündekiler çoktan yumru yaptılar da benim torftakiler 4 aydır bekliyoruz. Kök yapmışlardır eminim de filiz sürmelerini bekliyorum.

Sümbülteberlerden nasip olursa hem pembelerden hem de beyazlardan göndereceğim sana aklımdasın defterime de not aldım unutmayım diye:). Saksıda olduramadığın soğanlıları bahçeye ekiyorsun ya sümbülteberi bir de bahçede dene istersen martın 15'inden sonra ekersin.

Kumru olduklarından emin olabilirsin YeniGinecim.

Sümbülteberlerim büyük saksıda 12 çiçek sapı çıkardı. Pembe saksıda bir, bir beyaz saksı daha var orada da 1 adet tomurcuk var. Bu sene iyi gitti maşallah. ;) Sümbülteber soğanları sana gönderebilirim kışın nasip olursa elimde epey olacak. Aşırı üreyen bir bitki.

Sayfamda görmeyi çok istediğim ama göremediğim üyelerdensiniz:(

Frezyaları kese kâğıtlarına koymuştum, geçenlerde soğanları kontrol ederken frezyaların filizlendiklerini, köklendiklerini gördüm ve dikmeye karar verdim. Kuru toprağa diktim ve hiç sulamadım. Yine de sürüyorlar. Eğer filizlenmemişlerse bekleyebilirler bence. Gece sıcaklıklarının 10 derecenin altına düşmesi gerekir genel olarak soğan ekimi için. ;)

Ha şöyle:D

Tam da soğanlar satışa çıkmaya başlamak üzere. Eğer ekmemiş olsaydım sana hızlıca bir kargo yapardım.

Senin yaptığın canlı yayınlarla bir gecelik gelin kokusunu acaip merak eder oldum. İki adet de bende var da.

Melisa kokusu ciddi anlamda ağır, bunaltıcı, (bende mide bulantısı yapıyor, olduğu yerden hemen uzaklaşıyorum). Geçen sene akşamları balkona çıkamadım o koku yüzünden. Garibim bu yıl benim bu halimi mi sezdi hiç açmadı. Ben de eşimin okuluna götürdüm, hizmetli amca bahçeye dikti. Öyle trajik de bir ayrılığımız oldu. Niye bilmiyorum çok üzüldüm ve onun da üzüldüğünü hissettim derinden. :( Psişik saçmalıklar işte:o

Pembe sümbülteber fotoğrafını ben de gördüm sayfada. Ama bizim çabamız telato'dan gelen pembe sümbülteber ve onun görkemli açılışı olacak. İki senedir bekleşiyoruz kaç kişi. :D

Şöyle kıyıdan mügeye bir daha vurgu yapayım hemen kaçayım bilinç kıyılarından:D "Müge çok güzeldir, çok güzel kokar" lay lay lay...:D

Yok yok, ne kadar lay lay desen de bu konuda kanıma giriş yolları kapalı :D Ben bu çiçeğe baktıkça adeta boğazımı birileri sıkıyor, geçmişte kendisiyle alakalı herhangi bir anım da yok ama nedense bende oluşturduğu etki böyle, yani bir nevi 'sanki böyle böğrüme bir öküz oturmuş' durumu... :rolleyes: