Mavişcikler
 

Arkadaşım sağolsun. Mavişler büyümeye başladılar...

sevgili asmalıtepe, mavişlerin maşallah yerlerini sevmiş.inşallah diğer çiçeklerde yüzünüzü güldürür.arap yasemini fidan olarak aldım.çelikten üretmediğim için beklemekten başka yol yok gibi görünüyor.ben saksıya iki yıl önce kokulu sarı yasemin diktim bu yıl sürgün verdi.hemde nasıl birden bir metreyi geçti.birde dal çıkartıyor ki sağından solundan anlatamam. halbuki kaç defa elimi sökmek için attım,her seferinde bir şey beni engelledi.iyi ki içimdeki sesi dinleyip söküp atmamışım.sizde sabırla bekleyin.umudunuzu yitirmeyiniz.çıkmadık canda umut vardır ablacım.bu sene asmalıtepe bereket tepesi olmaya hazırlanıyor gibi geldi bana. maşallal çalışmalara son hız devem ediyorsunuz. sizi böyle görmek çok güzel abla inşallah sağlıkla afiyetle sevdiklerinle tadını çıkarırsınız. sevgiler.

Sevgili Münevver gerçekten bereket tepesi olacak inşallah.

225 adet domates ve biber fidem olmuş,
10 adet Enginar
30 falan Mavi peygamber çiçeim
2 paket sedum
2 paket Fesleğen
2 Paket Ballıca
Roka, tere, maydonozlarım, Dereotu
Gelişmeye devam eden kendim ektiklerim...

Çelikler ve köklü gelen Gül ve çiçeklerim..

Hepsini birden düşünürsem nerelere sığdıracağım diye düşünüyorum.

Bir iki adet sebze adası yapmayı planlıyorum.

Bunca emeklerin fidelerini kimselere de veremem veya atamam, çözüm bulmaya çalışacağım.

Şu bahar çok özletti kendini, yağmurlar dursa hava ısınsa biz de kendimizi bahçelere bağlara atıversek, akşam sabah uğraşsak inşallah.

Siz de güzellikleri açığa çıkarmışsınız. ELLERİNİZE SAĞLIK.

Asmalıtepe' bir gün
 

Önce müthiş bir fırtına, ara ara çiseleyen yağmur ve verimli sayılacak bir gün:

Sebze adası daha önce bellenmişti. Bu gün de bolca yanmış koyun gübresi yayıldı üstüne ki yağmurlarla toprağa süzülsün diye. Bir kaç gün sonra da toprak tekrar karıştırılacak ve fideleri bekleyecek dört gözle..

Fideler dikilmeden önce de leonardit, Meşe külü, tarım kireci de atılacak karışıma..

Bu sene domateslerde çiçek burnu çürüğü görmemek için gerekeni zamanında yapmak adına uğraşıyoruz.

Üç adet kurumuş kesme çalısı ağaç şeklinde, bir vişne ağacı, bir elma ağacı kesilmeyi bekliyordu onlar kesildi. Yerlerine iki Kiraz, bir dut dikilecek. Ocakları hazırlandı dikim için.

Diğer yandan küçük inşaattan artan epeyce taş vardı, üst bölümdeki bağın altına bir kuru duvar örülmeye başlandı devam edilecek.

Gözlemler
 

Uzuun metraj Maydonozlarımın boyları hala bu kadarcık. Ama Maydonoz olmuşlar artık.

Rokalar da öyle, boy vermeseler de minik minik roka olmuşlar.

Acaba şaşırtmakmı gerekti.

Aynen Maydonozlar gibi uzun zaman Laleleri ve diğer soğanlılarımda da çiçekten geçtim boylanma, büyüme ne kadar yavaş değil mi..

Sevgili asmalıtepe maydanozlar ve rokalar çok sağlıklılar ve çok güzel görünüyorlar, şaşırtmaya gerek yok bence. Ben otları çok sevdiğim için o rokalardan şimdi yemeye başlamıştım bile. Biraz irilerini aralarından çekip sabah kahvaltısında yemeye bayılıyorum.
Siz emek verdiniz onlar da size en güzel şekilde emeklerinizin karşılığını vermişler maşallah diyorum.

Soğanlılarınız acaba iklim farkından mı geç kalmışlar bilemiyorum, çünkü bende kırmızı lale vardı aynı lale şimdiki bulunduğum yerde tam bu dönemde açıyorlardı, Ankara'da ise Nisan ayı sonuna doğru açardı, 23 Nisanda çocuklara toplayıp okula götürmeleri için veriyordum oradan kalmış aklımda.

O yüzden vakti saati gelince açacaklardır hiç meraklanmayın, yeşilliklerinizi ağız tadıyla tüketmeniz dileğimle, sevgiler.

Sevgili Akçabardak sağolun, teşekkür ederim.

Rokalar çok kısacıklar. Bütün güzellikleriyle Roka oldular da boyları minik. Bağda açık balkondalar hala çok soğuk bizim oralar bir de güneş alamadılar.

Lalelerin de sebebi o sanırım mevsimle ilgili. Dediğiniz gibi açarlar elbet sağlık olsun.

Bunları gözlemlemek çok zevkli. Şimdi bütün dikkatim yanıbaşımda kapalı balkondaki fidelerde..Gidip gelip takibediyorum onun için onlar da geç büyürler bu gidişle..))

Teşekkürler sevgiler...

Bu da Dereotum, Haseki küpelim ve diğerleri
 

...

Nergislerin toprağında bir sorun var gibi..
Acaba fazla besin yüklemesi mi yaptınız toprağa ?

Nergis olduklarını da bilmiyordum. Allah razı olsun sizden sayın pria.

Gübreyi fazla mı yükledim acaba... ne yapabilirim şimdi ne önerirsiniz?

Şimdiden teşekkür ediyorum.

1- Fazla azotlu gübre yüklemesi yapmış olabilirsiniz,
2- Fotoda alttaki soğanda mantari hastalık ta olabilir..Parmağınızla eşeleyip soğanı kontrol edin..Yumuşama falan yoksa ya ya çok soğuklarda dondan etkilenmiş veya fazla gübreden sararmış veya saksının en dibi susuz kaldığı için kök uçlarında bir bozulma olmuş olabilir..

Siz en iyisi, saksı toprağınızı birkaç kez bol su vererek yıkayın..İnşallah iştahlanıp huzla büyümeye başlarlar..Bu zamanda bu kadar ninik olmamaları gerekirdi..

Selamlar.

Üç günde bir yaptığım sulama, bu nemli havalarda fazla gelmiş olabilir mi acaba? Ya da açık balkonun şiddetli rüzgarı sebeb olabilir mi sayın Pria ?

Son ihtimal soğanları fazla derine gömmüş olabilir miyim?

Aşırı suluyorsunuz..Haftada hatâ 15 günde bir sulama yeterlidir..Aşırı nemden de kaynaklanıyor olabilir, saksı toprağı nemli değil de çok ıslak, çamur gibiyse soğanlarınız çürüyebilir..

Derin ekilmesinin neden olacağını sanmıyorum..

Haklısınız ben de aşırı sulamaya ihtimal veriyordum, hem yalnız bunlara değil elime muhtaç tüm fideleri aşırı suluyor olmaktan korkuyordum.

Teşekkür ederim beni uyandırdınız. Bundan böyle mesafeli sulayacağım.

Sakız çeşitlerimin sonuncusu
 

Kızlarını görmeye gittiğim evlerin çiçeklerini isteyip alıyorum..))

Ama bu Sakız da başka güzelmiş..Acaba Sakızların da üretimi, hibriti falan mı var.. Çünki benim çiçekçiden aldığımın yaprakları daha yuvarlak hatlı idi.

Ama arkadaşımdan gelenle, bunun yaprakları sanki daha doğal ve keskin formlu geldi bana..

Yani asıl Sakız bunlar olsa gerek.

Aceleden diğer yavru Sardunya'nın yanına ilştirdim inşallah kaybetmem.

Acer Akçaağaç tohumları
 

Üç ay oldu; Buzdolabında katlamaya aldığım 8 adet Akçaağaç yohumundan, 1 tanesi uyanmış çok minik haliyle..

Diğerlerinde bir kıpırtı yok. Usulca tekrar aldığım yere bıraktım.

Çimleneni de hemen kestiğim kola şişesinin en alt bölümüne alarak pencere kenarına ışığa çıkardım, çok az bir sulama ile..

sevgili asmalıtepe yine heyecan dorukta!!! gözün aydın.güle güle büyütürsün akçaağaç fidesini darısı diğer tohumların başına kısa zamanda onlarda filizlenir. lale soğanların ne durumda açan yok mu? benim kırmızılar firesiz açtılar.mor olan sarı çıktı ve biraz kırmızıya göre nazlı açıyor.oysa ikisi de aynı yerde ve saksıdalar. demek ki soğanların türü farklı sizin lale fotoğraflarını da yakında görürüz sevgiler.

Teşekkür ederim sevgili Münevver48, evet heyecanlar daim de dediğiniz gibi tohumlar soğanlar tekdüze değil gerçekten; 8 tohumdan sadece 1 tanesi canlanmış. Halbuki aynı uygulama ,aynı şartlar, aynı süre.

Soğanlılar da ha keza: Çok yavaşlar. Frezya hiç görünmedi. Kontrol etme fırsatı da olmadı. Şimdi de yine Elbistan'dayız, bütünüyle uzağım yine..

Yağmurları savuşturayım bu seyahat süresinde diye gezmeye çıktım.

Ama Asmalı'ya bir girersem çok iş var inşallah. Toprak işlenmedi bile bağda..bordo bulamacı yaptık üstüne yağmur yağdı.

Olacak hepsi olacak ta belki biraz gecikmeli.

Hepimiz aynı şartlarda, havanın sürprizlerine karşı uğraş vermekteyiz.

Gelecek açık havalar da, bahar geçiyor birden yaz gelecek sanırım ...

Mentur
 

Bizim buralarda Mentur derler. Kokusu balkonu sardı.


Şebboy mu yoksa?


İki sarı güzel arasında Sıklamen..

Artık hediyeler çiçekten, böcekten, bitkilerden..

sevgili asmalıtepe,evet şebboy kokusu gerçekten çok güzeldir.sizinki yalın katlı birde katlısı vardır.farklı renkleri var hepside güzel sizin yerinizde olsam birde katlısını edinirdim.onun da güzelliğini görmeniz adına.bu arada soğanlılar açmaya başlamış. benim laleler geçiyor sizinkilerin çiçeğini henüz göremedik.sıklemenin de ne güzel şirin çiçeklerini açmaya başlamış.bu havalarda bu güzellikler maşallah sevgiler.

Sevgili münevver48; Adının Şebboy olduğunu yeni öğrendim. Bizim buralarda çok olur Mentur derlerdi.

Laleler boy bile uzatamadılar. Bir mesajımda uzunca yazmıştım da sizden kaçmış. Ben de anlamadım.. Asmalıtepe'de üstü kapalı açık balkondalar, güneşi tam görmüyorlar ama şartlar iyi. Yalnız benim diktiklerim değil, Elbistan çiçekçiden dikili aldıklarım da açamadılar. Kimbilir belki beni sevmediler..Açan soğanlılar benim diktiklerim değil, Bir vefalı arkadaşın hediyesidir, Bahçesinden söküp saksılamış..sağolsun.

3-4 günden beri de zaten çok uzaklarındayım, elim ermiyor gözüm görmüyor.

Fideleri merak ediyorum, inşallah bir hafta on günlük susuzluğa dayanırlar diyorum.

Sevgiler..

Terketmedim onları..
 

Döndüm. Döndüm de on günlük bir ayrılık, neredeyse onlardan bir kısmını kaybettirecekmiş..

Son nefeslerinde yetiştiklerim var:

Utanıyorum bu vefasızlığımdan..

Susuzluktan, rüzgardan mağdur olanları görünce içim paralandı.

Yoldan gelir gelmez doğruca önce evdeki fidelerime, çiçeklerime koştum.

Neyse ki domates ve biberlerim çok hafiften sararmış ama boy atmışlar.

Önce çabucak, dinlenmiş sularla onları suladım.

Sonra çiçekleri alelacele suya doyurdum ama yapraklarını sermiş olanları vardı

bir kısmı toparladılar. Kekik, Erengülüm, adını hatırlayamadığım bir ikisinin durumu bir iki günde açığa çıkacaktır.

Aslan ağzı çok çabuk kendini bırakıyor zaten, ondan da korkuyorum.

Neyse, bir çoğunu da( sebze fideleri hariç) yanımıza alarak, bu gün de Asmalı'ya çıktık.

Oradaki durum da rüzgara maruz kalarak perişan olanlardan ibaret.

Üstü kapalı balkonda batı rüzgarına açıktaydılar. Biraz siper etmiştim ama yine de hırpalanmışlar.

Rokalarım, Dereotum, Sardunyalarım susuzluğa doğru yol almışlardı.

Hatta Rokalar(dört saksı) ölmek üzreydiler..

Acele acele sularını verdim güneşe bıraktım.. Ve çok üzüldüm çünki bu kış süresince o Rokalara öyle gönül bağlamış emek vermiştim ki.

Aaa bir kaç saat sonra bir de baktım ki boyunlarını kaldırmış dimdik oluvermişler. Çok vefalı bunların hepsi de.

Çok duygulandım adeta ruh halinizi, duygularınızı okuyor bunlar..

Ben şimdi, bu ayrılıktan etkilenmemiş olanlardan paylaşacağım sizlerle:

1. Acer Akçaağacım bir aydan beri Asmalıtepe salonunda güneş alan pencere önünde misafir idi. Ve çıplaktı ilk koyduğumda oraya.
Bakın ne güzel açmış yapraklarını hatta çiçeklerini..

2. Bunlar da kapı önündeki kır çiçeklerimiz..

3. Nihayet tomurcuk veren Lalelerimden ikisi

Kısa günün kÂrı..

:):)sevgili asmalıtepe, bence susuzluktan değil sizin hasretiniz den boyunlarını bükmüşler. bir damla su da gönül almaya yetmiş.ne bitkiler bizden ne de biz bitkilerimiz den ayrı kalamıyoruz. işin kötüsü emanet bile edemiyoruz. bu kadar bağlanmışız. bu arda gelişinizle asmalı canlanmış.laleler açmaya başlamış. benimkiler neredeyse bitmek üzere son lalem tomurcukta bekliyorum ne renk açacak diye paketimizin birisinden üç farklı renk çıkınca mutluluğumu tahmin etmişsindir. şimdi sizinkileri merak ediyorum;) inşallah bir daha bu kadar bitkileriniz den ayrı kalmazsınız.sevgiler:):):)

Sevgili Münevver çok doğru onlar bizim ilgimizden ayrı kalamıyorlar..

Gerçekten büyük bir badire atlattık, bir gün daha gelmeseymişim kesin kuruyacaklardı. Şimdi şükretme zamanı..

Kimseye de emanet edemedim. Ya çok suluyorlar ya yerlerinden oynatıyorlar diye.

Haklısınız onlardan uzun süreli ayrılmamalıyız.

Asmalı'da herşey güzel gidiyor denebilir.

Çiçeklerde çiçeklenme olmaması dışında.

Çok yoğun ot gelişmiş, iş çok. Yarın toprak işlnecek atlı sürümle. Sebze tarhını

iki defa belledik. Yarın da ikinci sebzeliği hazırlayacağız.

İki işçi çağrıldı bazı ağır işler için...

İki ayrı yere biriketle 5-6 basamaklı bir merdiven yapmalıyız.

Bağ toprağı akmasın diye başlanan kuru taş duvar tamamlanacak..

İki yıl önce bu türlü işleri kendim yapabiliyordum. Şimdi ne yazık ki geçmiş ola.

Bu sardunyalar boyuna doğru gidiyor çiçek te vermiyorlar arkadaşım ne yapsam ki?

Bu gün çiçekçime gittim yine ne güzel açmış Sardunyalar rengarenk...

Bende şu an küçüklü büyüklü 15 saksı gibi sardunya var çiçeksiz. Çiçeklileri görünce dayanamadım birkaç yine aldım. Ama çözüm bu değil sanırım. Elimizdekileri açtırmak lazım ama nasıl..

Bugünlerde araştırma perfomansım da düşük ki siteden bakayım.

İşte böyle.. Çiçeklerin hepsini Asmalı'ya taşıdım sabit yerlerine yerleştirdim. İnşallah yerlerini de severler de belki çiçeklenirler.

sevgili asmalıtepe,öncelikle adını merak ettiğin yukarıda saksının içindeki minik çalının ismi loropetalum olabilir mi?çok benziyor.http://www.agaclar.net/forum/611082-post1.htm

ayrıca sardunyalar, sera ortamıyla ev ortamı bir olmadığı için biraz daha sabırlı olmalıyız benim sakızlar daha ancak yaprak çıkartmakta havalar soğuk gidiyor güneş yüzünü yeni göstermeye başladı. birde çiçekçiler gübre veriyorlar erken çiçek açtırıp ticaret yapsınlar. birde uzayan demişsin sakızlar mı uzadı?bu normal benim sakızlar bazen 2 metreyi buluyor.biraz güneşimi az görüyorlar acaba ışığa doğru uzuyorsa mutlaka biraz daha fazla güneş görmelerini sağlaman gerekiyor. sevgiler.:)

Teşekkürler bilgilendirmelerinize.. Evet biraz güneşe hasret kaldılar belki ondandır..

Ama bu gün güneşli günlerin başlangıcı.. Harikaydı hava.

Çok özlemiş bitkiler, çiçekler güneşi..

Tabi toprak ta.. Hele yağmurlardan coşmuş çayır çimenler ağaçlar yemyeşildi.

Bir gün aralıkla çıktık çok büyük fark gördük.

Asmaların gözleri patlamış neredeyse minicik yapraklar yumuk yumuk..

Dünden planlanan bütün işler bitti sayılır.

Yarın olmazsa öbür gün soğan sarımsak dikmek istiyorum inşallah.

Sevgili Münevver48 Gönderdiğin bütün güllerim çeliklerim, köklülerim hepsi tuttu.

Şimdi önemli bir aşamadayız, onları asıl yerlerine şaşırtmak ve ya dikmek.

Hasekilerim iki saksıda sağlıklılar..

Bir tek Pasiflora tek çubuk oldukça pasif duruyor.. ama kuruma yok sanırım.

Hepsini bilahere fotoğraflayacağım.

Şimdilik dağınık durumdaki yeni yerleşim yerlerinden bir kaç kare..

Sevgiler..


Çiçeklenemeyen Sardunyalar, çelikten yetişen yavru sardunyalar..

Ve.. şimdilik tesbit ettiğim firelerim. Yine de kurumadıklarından umutluyum.

Yine yeniler...
 

Akçaağaç delisi oldum:

Bir kısmı buzdolabında katlamada, bir tanesi bardakta cotyledon evresinde, bir tanesi hala torfta, bir minik te çelik dikilmişti ama o umutsuz vaka.

Ama öyle bir; ikisi var ki dün Asmalıtepe' de gören hayran oldu.

E haklı insanlar benim gibi onlar da daha önce görmemişler ki böyle bir güzellik.

Yüce Rabbim ne güzellikler yaratıyor..

Ne yapayım nasıl koruyayım nasıl bakayım da büyüteyim diye şaşıp kaldım.

Kınamayın dostlar görgüsüzlük zor iş, neyi görmemişseniz onun fukarasısınız.

En büyük görgüsüzlük te bu güzelliklerin farkında olmamakmış..

Bakın ne güzel kardeş kardeş yanyanalar..

Birini 3 ay önce almıştım.Diğerini de bir ay önce alımış serada bırakmıştım. Havaların ısınmasını beklemiştim yerine getirmek için.

Çınar yapraklı kırmızı: ACER PALMATUM ATROPURPUREUM

Dantela yapraklı( ben koydum adını) ACER PALMATUM DİSSEKTUM garnet

diye geçiyor. Yanlışım var sa lütfen düzeltiniz.

Sevgili asmalıtepe maşallah diyeyim, çok güzeller hele de altta ki iki fotoğraf sanki kocaman ağaç olmuşlar gibi yansımış ekrana, çok hoşuma gitti, güle güle büyütüp kocaman ağaç olduklarını görmek nasip olsun dileklerimle, sevgiyle sağlıkla kalın.

Teşekkür ederim sevgili Akçabardak. Büyütmeye çalışacağım. İnşallah başarırım.

Edinmek kadar yaşatabilmek, büyütebilmek te önemli.

Siz ustaların yardımlarına muhtacız artık. Şimdiden teşekkürler..sevgiler...

Çiçekli Sardunyalar..
 

Ne yapalım eldekiler nazlanıyorsa biz de açmış sardunyaları bulur alırız.

Haftalık sera ziyaretlerimin sonuncusunda gördüm bunları da.

Itır dediler çok beğendim hele de kokusunu...

Ama ne hikmetse çiçekli geliyoruz, çiçeksiz kalıyoruz..

Ama birtakım çiçeklendirme formüllerini ben de denemeye karar verdim:

Siyah Pirinçten, Sodaya kadar.. bakalım; ya herro ya merro derler bizde..

Ya tamamen kayıp giderler elimizden ya da çiçekten geçilmez olurlar dermişim.

Bu cesaretin zararını henüz bugün gördüğüm halde yine de aynı yoldayım.

Domates ve biber fidelerim süper sağlıklıyken, Asmalıtepe'ye taşıdım ve direk güneşe bıraktım.

Yarım günlük bir güneş banyosu sonunda maalesef 10-15 fidem boynunu büktü ve gitti.

Üzülmek fayda etmez, olan oldu bir kere.Hemen cam arkası güneşe kaçırdım..

Şu anda Sardunyalar da aynı güneşin altındalar dilerim böyle güzel kalırlar..