Orhan Özbilgiç / bahçe

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi Adalet Yağcı

"Hocam" ha... Hayatımda duyduğum en güzel iltifat .....

Adalet Hanım;

Sayın pria, o kadar mükemmel bir ilişkilendirmeyle sizi yanıtlamış ki...

Bana sadece, ''Fazla söze ne hacet?'' demek kaldı. Eline, beynine ve diline sağlık.

[elif elif]

çok bakımlı bahçeniz var...emeğinize sağlık...

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi elif elif

çok bakımlı bahçeniz var...emeğinize sağlık...

Sayın elif elif;
Çok teşekkür ederim.

[pria]

Adalet Hanım,

Bu yıl belki benim site bahçe sayfasına gözatmışsınızdır..Siz yaşlarda dünyalar tatlısı bir hanımefendi yöneticimiz var..Adana'lı..Tam bir ''Hanım Ağa''..Mert, dobra dobra, riyasız, dolansız, cömert bir insan..
Onu çok sevip saydığım için bu yıl sitenin peyzaj işlerini fiilen ben de çalışarak 3 bahçevanla yürütmeğe çabalıyoruz..

Ben ona ''hocam'' derim; yöneticilikte ve insani ilişkilerde ''usta'' olduğu için..
O da şimdilik benden daha ''usta'' bitkilerin dilinden anlayan birini bulamadığı için bana ''hocam'' der..

Doğru insanlar için kullanılan güzel bir kelime yani..
Nice diplomalı cahillerin olduğu ülkemizde, illa ki diplomalı hoca olmak şart değil ki..
Önemli olan karşınızdaki insanın sizi nasıl gördüğü değil mi ?

[Adalet Yağcı]

Sayın pria, Orhan bey;

Sağolun, varolun.
Böylesine güzel ifadelerinizle beni yüreklendiriyorsunuz.
Yaşamdan algılayabilip biriktirebildiklerimizi yansıtabiliyorsak ne mutlu bizlere.

Bakın aklıma bir fıkra geldi;

Ölen papağanının yerine yenisini almak isteyen biri, papağan satan dükkana girer.
Gözüne kestirdiği en gösterişli kuşun fiyatını sorar, kuşçu, "5.000 dolar" der, adam şaşırır, "nesi var bunun bu kadar pahalı" diye sorar.
"Efendim, beş dilde şarkı söyler, her gün sahibinin hatırını sorar vs." der kuşçu.

Fiyatı pahalı bulan adam daha gösterişsiz bir kuşu sorar, kuşçu ona da "4.000 dolar" der.
Adamın canı sıkılır, "e bunun ne marifeti var ki" diye sorar, kuşçu, "o da üç dilde şarkı söyler, misafirlere hoş geldiniz der vs." diye cevap verir.

Adam ille de bir papağan alacaktır ama fiyatı bir türlü tutturamaz.
Sonunda kıyıda köşede kalmış gösterişsiz uyuklayan yaşlı bir papağan görür, "hah işte bu olabilir" diye düşünüp onun fiyatını sorar.
Kuşçu "onun fiyatı 10.000 dolardır" der gururla.
Adam şaşırır, "bu miskin yaşlı kuşun nesi var ki bu kadar pahalı" diye biraz da bozularak sorar.
Kuşçu boynunu büker, "valla biz de bilmiyoruz ama buradaki bütün kuşlar ona "Hocam" diye hitabediyor" der

Sevgi ve muhabbetle...

[Orhan Özbilgiç]

Şakayıklarımın en güzel görüntülerini yakaladım. Bu yıl gerçekten coştular.

Gülleri gölgede bıraktılar desem yeridir. Gerek görsellikleri ve gerekse kokularıyla. Özellikle , kırmızı,sarı ve pembe müthiş kokuyorlar. Bilmiyordum. bu yıl yanlarından geçerken fark ettim.

[Orhan Özbilgiç]

[YeniGine]

Sevgili Orhan Bey bu bahçe başka bahçe. Gerçekten titizlikle, itina ile, gönlünüzce emek verilmiş bir bahçe.
Çok istememe karşın bir tanecik sarmaşık gül almış idim düz duvarın önüne diktim ilk başta fakat sonradan gördüm ki baya bir uzuyor dertlendim tabi ben bunun bu dallarını nereye tutturacağım, neyle bağlayıp tutturmalıyım. Zira uzayan dallar ince ve hatta cılız dercesine uzuyor. Onun için mart ayında o cılız dalları budadım kendimce kalan dallar kuvvetlensin diye düşündüm. Şimdi gülümün son hali normal bir gül gibi. O yüzden fotoğraflayamıyorum bile.
Ve bu arada şakayıklarınız muhteşem olmuşlar, maşallah!..
Sonra sevgili Adalet Hanım, Sayın pria muhabbetiniz de harika geçmiş. Hocam kelimesini çok sevdim.
Emeklerinize, gönlünüze sağlık Orhan Bey.

[Orhan Özbilgiç]

Sevgili YeniGine;

Sizde çok emek vererek bir cennet yarattınız. Bir çok bitki konusunda uzmanlaştınız. Yani, ''Hocam'' sözcüğü sizede yakışır artık. İnşallah bir gün müstakil bir bahçeniz olur da, sarmaşık gülün nasıl ve nereye tutunacağını düşünmez, dilediğiniz yere ağ gerer, dilediğiniz zaman sökersiniz.
Şakayıklarımın bu denli muhteşem olabileceğini bende düşünmemiştim. Demekki, yaşlandıkça daha çok yumru ve daha çok çiçeklenme... Şimdi onları daha çok seviyorum.
Selamlar.

[sonkez]

Maşallah yalancı cennet yapmışsınız bahçeyi..Yüreğinize,emeklerinize sağlık...

[Orhan Özbilgiç]

Sayın sonkez;
Çok teşekkür ederim. Ama sanıyorum birkaç sene sonra, daha güzel olacak. Zira bahçeler, eskidikçe güzelleşiyor.

[Adalet Yağcı]

Bu nasıl bir şölendir, olur da bu kadar olmaz ki.
Benim şimdi ağlamam lazım
İki yıl önce Bauhaus'tan aldığım üç kök şakayık onları gölge alana diktiğim için bir karış boyda kaldılar, tomurcuk falan da yok.

Şaka bir yana, Orhan bey şahane olmuşlar, Nazarlardan korunsun.
Valla kıskanmadımdım desem de inanmayın

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi Adalet Yağcı

Bu nasıl bir şölendir, olur da bu kadar olmaz ki.
Benim şimdi ağlamam lazım
İki yıl önce Bauhaus'tan aldığım üç kök şakayık onları gölge alana diktiğim için bir karış boyda kaldılar, tomurcuk falan da yok.

Şaka bir yana, Orhan bey şahane olmuşlar, Nazarlardan korunsun.
Valla kıskanmadımdım desem de inanmayın

Biraz da şans Adalet Hanım.
Bende iki yıl önce, Büyükdere Fidanlığı'ndan, bir yıl önce saksısında açmış, sarı çiçekli bir çalı şakayık aldım. Yani en azından 4-5 yaşlarında. Diğerlerinin birkaç metre ötesine diktim. Yani onlar kadar güneş alıyor. Ama onun çiçeğini henüz görmedim. Her yıl ''İnşallah seneye!'' Diyoruz. O galiba daha eğimli ve daha süzegen toprak istiyor. O da bizde yok. Sağlık olsun.

[Adalet Yağcı]

Bu şakayıklar farklı bir dil konuşuyorlar Orhan bey, ben çözemedim bir türlü.

Benim de en az 5 yıl açmasını beklediğim kırmızı yalınkat endemik bir tür olan şakayıklarım bu yıl ben yokken açmış.
Bakar mısınız, inat yapar gibi, çiçeğini bana göstermiyor, sanki yiyecez
Bazı türlerin de ekstra soğuklama istediğini düşünüyorum, özellikle endemiklerin.

[athena -asena]

Sayın Hocam bana yolladığınız eskolonya çalısı çiçeklerini gösterdi. Size çok çok teşekkürler hocam.

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi athena -asena

Sayın Hocam bana yolladığınız eskolonya çalısı çiçeklerini gösterdi. Size çok çok teşekkürler hocam.

Sayfamda paylaşmanızdan büyük mutluluk duydum. Bende teşekkür ediyorum.

O'nun anneside, İstanbul'a gelmeden çiçeklenmeye çalışıyordu. Kasım ayında oldukça sert budamıştım. Şimdi daha derli toplu bir görüntüye kavuştu.

[Orhan Özbilgiç]

Sarı yasemini vazo biçiminde budamıştım. Yeni yeni çiçekleniyor.







Ihlamur altındaki Rhododendronlar (Orman gülleri) de yeni açmaya başlamışlardı.





Geçen yıl, Kokusuz çiçekli filbahrinin dibine diktiğim, kokulu çiçekli filbahri çiçeklenmeye başlamıştı.

[Orhan Özbilgiç]

Nisan ortasında İstanbul'dan alıp götürdüğüm Kanayan Kalpleri, Pierislerin yanına dikmiştim. Hemencecik yerine alıştı. Çiçeklenmeye bile başladı.





Kokusuz filbahriyi, kasım ayında, bahçe ortalarından, kenara taşımıştım. O da henüz çiçekleniyordu.

[Orhan Özbilgiç]

Deutzialar (Havlu püskülleri de tam açmadan gelmek zorunda kaldım.

[Cumhur Tonba]

Güzel ne güzel olmuşsun,
Görülmeyi görülmeyi,
Ateş çalısı bile gelinliği giymiş,
Ben görmeyeli.

Hele o kedi. Bayıldım ona.

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi Cumhur Tonba

Güzel ne güzel olmuşsun,
Görülmeyi görülmeyi,
Ateş çalısı bile gelinliği giymiş,
Ben görmeyeli.

Hele o kedi. Bayıldım ona.

Cumhur Baba;
Gene tüm sevimliliğin üstünde. Sen çok yaşa e mi?
Kedi çok güzel, ama çok yabani. Kardeşi de öyle. Anne de öyleydi.

Ama benim 4-5 senedir baktığım sokak köpeklerinden ''Kontes'' öyle değil. Yan komşunun odunluğunda 8 güzel torun verdi. Henüz gözleri açılmadı. Ama onlarda çok güzeller.

[YeniGine]

Sevgili Orhan Beey, yine her zamanki gibi şahane... Maşallah!.. Ellerinize, gönlünüze, emeklerinize sağlık.
Kaybettiğiniz bitkilerinize (Özellikle tabi inci çalısı fidesine) formatla birlikte giden fotoğraflarınıza ben de üzüldüm. Ama ne yapalım canınız sağ olsun hepsi sizde, tekrar fotoğraflarsınız inşallah!..
Ve kedinize ben de bayıldım, ne kadar güzelmiş. Görünce kedi alıp bakasım geldi.

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi YeniGine

Sevgili Orhan Beey, yine her zamanki gibi şahane... Maşallah!.. Ellerinize, gönlünüze, emeklerinize sağlık.
Kaybettiğiniz bitkilerinize (Özellikle tabi inci çalısı fidesine) formatla birlikte giden fotoğraflarınıza ben de üzüldüm. Ama ne yapalım canınız sağ olsun hepsi sizde, tekrar fotoğraflarsınız inşallah!..
Ve kedinize ben de bayıldım, ne kadar güzelmiş. Görünce kedi alıp bakasım geldi.

Sevgili YeniGine;
Çok incesin. Sağol. Gerçekten, fotoğrafların silinmesinin şokunu hala atlatamadım. Ama kulağıma küpe oldu. Bundan böyle, her altı ayda bir fotoğraflarımı yedekleyeceğim.

İnci çalısı fidelerini, çok basit bir sulama hatası yüzünden kaybettim. Diğer büyük saksıların arasında aşırı sulama kök çürümesine sebeb oldu. Tutmasına çok sevinmiştim. Sizler için. Sardunyalara ne oldu anlayamadım. Çok su vermediğim halde, önce yapraklar dipten itibaren sarardı. Sonra döküldü. Hepsi de kök ve gövde çürümesi yaparak öldü. Daha sardunya ile uğraşmayacağız. Diyoruz ama....

Neyse, sağlık olsun. Selam ve sevgiler kardeşim.

[günebakan]

Kayıplar için geçmiş olsun abiciğim allah can sağlığı versin. Diğer bitkiler harika görünüyor hepsi birbirinden güzel

[Orhan Özbilgiç]

Sevgili günebakan;
Çok haklısın. Özellikle bizim yaştakiler için, sağlık her şeyden önemli. O nedenle, çok fazla dert etmemeye bakıyorum. Geride kalanlar bizi mutlu etmeye yetiyor.
Selam ve sevgiler.

[Orhan Özbilgiç]

Süslenip, püslenme sırası Osmanthus ta. Dünden beri, nefis kokulu çiçeklerle bezendi.

[gülsu]

Sayın Orhan hocam ben görmeyeli bahçeniz çok güzel olmuş. Yaz boyu kötü günler geçirdim. Onun için ne sizin bahçenizde nede başka bahçelerde gezemedim. Zaman zaman baktım ama mesaj yazmak içimden gelmedi. Kendi bahçemi bile ihmal ettim. Bahçenizi gezince gözüm gönlüm açıldı. Kendimce düşünüyordum. Orhan hocamdan biraz çelik isterim diye ama siz İstanbula dönmüşsünüzdür. Sağlık olsun. Bahçeniz gittikçe daha da güzel oluyor. Uzun yıllar keyfini sürün İnşallah. Sağlıcakla kalın..

[Orhan Özbilgiç]

Sayın gülsu;
Dilerim kötü günleriniz, bir daha geri dönmemek üzere bitmiştir.
Bugünler de bahçenin henüz söğüt ağaçları ile belirlenmiş son 150-200 metrelik sınırlarını da, beton direk-dikenli tel ve bazı bölümlerini kafesli telle çevirmekle meşguldüm. Nihayet bugün bitti. Şimdiden sonra, rutin bakım işleri ile uğraşacağım. İstanbul'a dönmemiz en erken 10-15 gün sonrayı bulur.
Saygılarımla...

Adalet Hanım;

Osmanthus, gerçekten çok güzel kokulu ve eziyetsiz bir çalıymış. Bu sene iyice gönlüme girdi.
Pentasları fileli saksılarla, toprağa dikmiştim. Bir hafta önceki soğuklarda,oluşan kırağıya değdirmeden içeriye almıştım. Fileli saksıyı iki numara büyük saksılara diker gibi koydum. Şimdi iş garanti oldu. Nisan ortasında tekrar saksıdan çıkarıp, fileli saksı ile toprağa gömerim.
Bu yaz, her yıl bana yardım eden elemanım bir tekstil atölyesine girmişti. Bu yüzden her işi kendim yapmak zorunda kaldım ve yoruldum. Bu yüzden internete günde yarım saat bile zaman ayıramadım. Sadece, eşim benim hesaplarımdan girdiği için önemli haberleri ondan alıyordum. O da, selamlarını iletiyor.
Her şey gönlünüzce olsun.

Sevgili İlksenozturk;
Beni yüreklendiriyorsun. Sağol. Ama İstanbul'a uzak olmasaydı. Sözünü ettiğin üretim işini düşünebilirdim.
Gerçi burada adları duyulmamış çok büyük iki fidanlık var ki, yok yok. Her biri 300-400 dekar arazi üzerinde Ağaç, çalı ve sarmaşık grubu süs bitkileri alım satımı ve yetiştiriciliği yapıyorlar. Anlayacağın geç kaldık.
Sevgi ve selamlarımla...

Sözünü ettiğim, sınır yenileme çalışmalarına ilişkin birkaç görüntü ekleyeyim bari.

[Orhan Özbilgiç]

[Adalet Yağcı]

Bu sene siz de benim gibi tembellik ettiniz Orhan bey, yaz boyu bahçenizi sessiz bıraktınız.


Osmantusa bayıldım, süper bir güzellik.
Şimdi bana osmantus aratacaksınız

Yavruların hepsi de birbirinden güzel, ah şu şehir dışı seyahatlerim olmasa kesin isterdim birini.

Bahçenizde mandalina limon oluyorsa pentaslar da yaşar, yine de siz önleminizi alın ne olur ne olmaz.

Valla çalı cenneti oldu bu bahçe, hangisi daha güzel diye düşündüm ama yok hepsi de birbirinden güzel.
"Çektiğim zahmeti verdiğim emeği ben bilirim" diyeceksiniz haklı olarak, ama değmiş yani, ellerinize sağlık.
Selâm ve sevgilerimle.