agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Topraksız Tarım (https://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/)
-   -   Damda 12 m2 Hidroponic Sera Yapımı (https://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/32636.htm)

leventali 07-05-2014 23:28

Domatesle ilgili yeni yorum...
 
İzleyenler bilir, sürekli yaptıklarımı kayıt altında tutuyorum. Bu da bana bitkilerle ilgili öngörü sağlıyor. Marul'da dikkatimi çeken aynı şey şimdi domateste başıma geldi.

Benim otomatik sulama saatim sabah 6 da başlayıp akşam 19'da bitiyordu. Günlük 300 ml A ve B besin ekliyordum. Neredeyse her gün eşit miktarda tüketim oluyor. Yaklaşık 20-25 litrede su tüketiyorlardı.

Hem yaz geldiğinden hemde maruldaki gibi mi olacak diye sulama programlarını 3 gündür değiştirdim ve izledim. O kadar ilginç ki, maruldaki gibi beslenme durumu ortaya çıktı.

Sulama saatini sabah 5 akşam 21 yapmıştım. Ve saatte 20 dakikaya çıkardım. İlk birinci gün biraz fazla besin ve su tükettiler. İkinci ve üçüncü gün kasanın tamamını bitirir hale geldiler.

Günlük tüketimleri 750 ml A ve B olmak üzere 40-50 litrelik deponun neredeyse tamanını bitirir oldular. Bugün sulama programını 1 saat daha uzatıp, 22 ye getirmiştim. Ne olup bittiğine bakmak için çıktığımda kasada pompanın çekeceği su kalmamış.

Marul bölümünü okuyanlar hatırlar, marulda akan su kültürü olduğundan bunu takip etmek daha kolay oluyordu. Orada da marullar akşam 5-6 dan sonra besin tüketmeye başlıyor ve gece 10-11'e kadar sürüyordu tüketimleri. Gece 11 de tamamlıyordum, sabah yeniden baktığımda tüketim fazla olmamış oluyordu.

İlginçtir domateste de beslenme saat 18'den sonra hızlanmaya başlıyor. ve 22-23 e kadar sürüyor. Gün boyu beslenmeleri normal seyrederken, bu saatten sonra inanılmaz besin ve su tüketiyorlar.

Bunun bir nedeninin hava şartlarından kaynaklandığını sanıyorum. Gündüzleri sera sıcaklığı yükseldiğinden beslenme yapmayıp yan gelip yatıyorlar :) Akşam ısının düşmesiyle birlikte beslenmeye başlıyorlar gibime geliyor.

Ama her iki bitkinin de bu saatlerde beslenmeye başlayıp bitirmesi bir tesadüf olmamalı kanısındayım. Tabi bunu yorumlamak benim boyumu aşar. Bu gösteriyor ki amatör yetiştiricilik yapan arkadaşlar bu saatleri dikkate almalı diye düşünüyorum.

Bitkilerim çok büyüdüğü için dün hazırladığım besin formülünde değişiklik yaptım. Sonuçlarını izledikten sonra buradan yayınlayacağım. Bitkiler çok büyüdüğünden dolayı kalsiyum ve potasyum miktarını artırdım. Bugünkü kasanın boşalmasının sebepleri içerisinde bu da var mıdır bilemiyorum. İzleyip göreceğiz.

Domates yetiştirmek isteyen amatör arkadaşlara birkaç (uyulmayacak :) ) tavsiyede bulunmak isterim.

1- Domateslerin ekim araları en az 40-50 cm olmalı. İkinci bir sıra ekilecekse bunların bir birine olan araları da en az 30-40 cm kadar olmalı. Çok hızlı büyüyen bir bitki ve çok fazla yaprak veren bir bitki. Biz profesyonel büyütme yapmadığımızdan dallanıp budaklanmasında bir sakınca görmüyoruz. Öyle olunca da kollar bacaklar bir birlerine giriyor.

2- Besin tankını (amatörler için söylüyorum) küçük tutun. 40-50 litre civarı. Ben 10-15 gün besin ve su ile tamamlıyorum, kasayı komple boşaltacağım zaman tamamlama yapmıyorum ve suyun bitmesini bekliyorum. Sonra komple taze suyla doldurup bir gün sulamayı besinsiz yapıyorum. Bitki köklerinin yıkanması amaçlı. Ertesi gün yeniden besinini tamamlayıp yoluma devam ediyorum.

Deponun büyük olmasının elbette avantajları var. Ama en büyük dezavantajı bir süre sonra o tankı boşaltıp, yeniden hazırlamanız gerekecek. Ve içindeki suyu da bir şekilde tabiata bırakacaksınız. Hem malzemeden tasarruf edersiniz küçük tankla, hemde tabiatı kirletmezsiniz. Tabi ilgilenme sürenizde beraberinde düşecektir.

Sürekli mesaj yazıp soran arkadaşlara bir de buradan belirtim. Sandığınız kadar zaman ayırmıyorum. Akşamdan akşama besin ve su tamamlaması yapıyorum o kadar. Ha bir de sabahları kahvaltı için uğruyorum o kadar :)

Evden ayrıldığım zamanlar anneme tankı suyla doldurmasını söylüyorum o kadar. 3-4 gün ayrıldığım bile oldu zaman zaman.

3- Besin tüketim miktarını yazıyorum ki 10 kök domates yetiştirecek olan arkadaşlar besinlerini ona göre temin etsinler diye. Besin, bu işin olmazsa olmazı olduğu gibi, sürekli artan miktarlarda ihtayacınız olacaktır. O yüzden kendi besininizi hazırlamayı öğrenmenizde yarar görüyorum.

Sayın AteşKaptan gramajlı olarak bile formülleri vermiş durumda. Kafa karıştıracak çok şey ortadan kalkmış durumda. Miktarlar büyükse tüm rakamları 2 ye bölerek aynı miktarın yarısını hazırlarsınız. Ya da 4'e bölerek daha az üretebilirsiniz.

Buradan en iyi, en mükemmel, en harika, en muhteşem, en verimli formülü açıklamak istiyorum.

Kendinizin hazırladığı besin varya, işte o formül.

O yüzden hangisi daha iyi diye aranıp durmanıza gerek yok. Beğenin birini ve hazırlayıp başlayın. Başladığınız formülün ne kadar mükemmel sonuçlar verdiğini göreceksiniz. Çünkü 10 dönüm serada bitki üretmeyeceksiniz. Çok çok domateslerinizin bir kısmı küçük çıkar, kimisi büyük. Kimisi erken kızarır kimisi geç. Kimisi çiçek açar vermez, kimisi 5-6 çiçeğin hepsinde verir. Siz onu büyütürsünüz, o da sizi :)

Amacınız amatörlükse bu yazdıklarım tecrübeyle sabittir.

Saygı ve sevgilerimle...

volkan0048 08-05-2014 07:53

Selam sayın leventali,
pratik ve güzel proje ,güzel sonuç,en güzeli deneylerinden bize aktardığın tecrübelerin,bu aktarımların çok işimize yarıyor,çok teşekkür ederim....

ykaya194 08-05-2014 08:58

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1281067)

Bunun bir nedeninin hava şartlarından kaynaklandığını sanıyorum. Gündüzleri sera sıcaklığı yükseldiğinden beslenme yapmayıp yan gelip yatıyorlar :) Akşam ısının düşmesiyle birlikte beslenmeye başlıyorlar gibime geliyor.

Nedeni; Besin ihtiyacının bir kısmını gündüzleri ışıktan aldıklarından dolayı, gündüzleri daha az besin eriği tüketmiş olabilirler. Ayrıca bitkiler gece karbondioksit salınımı ve gündüzleri oksijen salınımı yaparlar, bununla ilintili de olabilir.
Kolay gelsin.

vetman996 08-05-2014 08:59

1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1280965)
Bu mikroları göndermek büyük sıkıntı. Ben sigara jelatini içine koydum. Gece gece anca onu bulabildim. 1 gram oldukça az bir yer kaplıyor. Yakın zamanda yapacağım organizasyona da deneyim oldu. Mikro elementleri koymak için sanırım ilaç şişeleri uygun olacak. Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa sevinirim. Ona göre deneyler yaparım.

Sayın Leventali Bey merhaba.

Bu mikroları göndermek için 5-10-50 -100 gr.lık kilitli poşetler var. Bunları kullanabilirsiniz düşüncesindeyim. Aşağıda resimlerini ekledim.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi kiziltan (Mesaj 1280978)

Penisilin konulan kucuk siseler olabilir, hatta tibbi malzeme satanlarda bos ampul ( ucu acik ) satiliyor.

Sorun olur mu bilmiyorum, ama tam gramaji bir miktar su icinde eritip sivi olarak siseye koymak olabilirse kullanisli olabilir. Uzerine sadece kuru madde gramini yazmak yeter sanirim. Boylece ornegin 2 gram malzeme 10 cc su olsa, isteyen oranlayarak kullanabilir, ornegin 1 gram icin 5 cc alir, 1.5 gram icin 7.5 cc alir gibi.

Sayın Kiziltan kargoya sıvı olarak vermek uygun olur mu bilemiyorum. Bazı kargo firmaları sıvı ürün taşımak istemiyorlar. Sıvı olarak göndermek istediğinizde hem şişeleme maliyeti, hem de taşıma maliyeti yükselecektir. Ama kilitli poşetleri zarf içinde de gönderebilirsiniz düşüncesindeyim.

Bu organizasyonda bize verilecek görevi sabırsızlıkla beklemekteyim. Molibdatı biz 25 kg olarak almıştık. Bu nedenle bize çok uyguna geldi. Çorbada tuzumuz olmasını arzu etmekteyiz. Bu nedenle ihtiyaç bildirilebilirse katkı yapmaya hazırız.

Her şey gönlünüzce olsun... Selamlar... Saygılar...

kiziltan 08-05-2014 11:22

Sn Vetman

Kargolarin sivi tasiyip tasimadigini bilmiyorum.

100 cc bir sise icerisinde ( plastic ve ya cam ) toz malzeme bulunsa, adi ve tam gramaji yazili olsa bile olur. Alan kisi uzerine su ekleyerek ornegin 100 cc tamamlasa ve erimesini saglasa kolaylik olur sanirim. Isterse yarisini kullanir ve kalani saklar.

Posetteki tozu hele de 1-2 gram ise bosaltmak benim icin sorun, su doldurup calkalayip dokmek zorunda kaliyorum, zaten birkac gram malzeme olunca %10 unu bile kaybetmek sorun oluyor.

Elinde hassas terazisi olmayanlar icin uygun olabilir bu yontem.

Bir konu da pipet, sanirim almaya gerek yok. Seker hastalarinin kullandigi plastic enjektorlerden 9-10 tane alinsa yetebilir. Her malzeme icin belli birisini kullanip uzerine malzemenin adi yazilsa karisma olmaz. Bu enjektorlerin uzerindeki taksimat cok hassas.

Saglicakla kalin

duvane 09-05-2014 07:52

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1280965)
Sayın Kızıltan,
Çorbada sizin de tuzunuz oldu. Benimki tükenmesin diye molibdatı sizin gönderdiğinizden tartıp gönderdim :) Siz de teşekküre hak ediyorsunuz.

Hiç önemli değil Erdal kardeşim. Güle güle kullan. Hayırlı hasatların olsun. Bu arada sana gönderdiğim demir % 6 bilgin olsun...

Bu mikroları göndermek büyük sıkıntı. Ben sigara jelatini içine koydum. Gece gece anca onu bulabildim. 1 gram oldukça az bir yer kaplıyor. Yakın zamanda yapacağım organizasyona da deneyim oldu. Mikro elementleri koymak için sanırım ilaç şişeleri uygun olacak. Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa sevinirim. Ona göre deneyler yaparım.

Teşekkürler Sn. Kızıltan.
Engelli olduğumu belirtmiştim, T.Sandalye kullanıyorum. Genetik bir hastalığım var, DNA mutasyonunun FXN proteininin üretilmesini engellemesiyle oluşan ve kümülatif ilerleyen nadir görülen bir sinir sistemi hastalığı. Mitokondriyal hastalıklar için 2005 ve öncesi yıllarda ülkemizde bulunmayan idebenone isimli supplementi ABD den 20g toz olarak sipariş ederdim. Araştırmalarda kullanılan dozda almak içinse yine ilaçla sipariş ettiğim gelatin kapsullerine doldururdum. Kapsuller 500mg idi. Bunlarla mikro elementlerde depolanabilir. :D

duvane 09-05-2014 08:12

1 Eklenti(ler)
Bahsettiğim kapsuller resimdeki gibi şeffaf, suda dağılıyor, zararsız, doldur-kapat ve kapatınca açılmıyor,dağılmıyor. 250mg, 500mg ölçeklerinde. Yurtiçi fiyatlarını bilmiyorum ama yurtdışından ebay aracılığla getirilebilir. 500 capsul posta dahil 10$... Renkli de var, BURADAN BAKINIZ.

leventali 09-05-2014 08:52

Buna dolum yapmak oldukça zor Erdal Bey...Sayın Vetman'ın önerisi oldukça güzel ve ucuz bir çözüm gibi görünüyor...

duvane 09-05-2014 09:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1281758)
Buna dolum yapmak oldukça zor Erdal Bey...Sayın Vetman'ın önerisi oldukça güzel ve ucuz bir çözüm gibi görünüyor...

25 kapsüllük bir tablası vardı. Tablaya kapsülleri yerleştiriyordum, altına titreşim modunda cep telefonu koyuyordum. Üzerine tozu koyup telefonu arıyordum :D titreşimle dağılıp doluyorlar, geriye kapaklarını kapatmak kalıyordu. Aslında kredi kartı gibi plastiği var, tozu dağıtarakta oluyor. Arıcıların arı sütlerini alıp muhafaza etmek için kullandıkları minik plastik şişelerde alternatif olabilir.

leventali 10-05-2014 17:36

Önce Resimler-1
 
5 Eklenti(ler)
Önce Resimlerimiz...

Eklenti 491450

Eklenti 491451

Eklenti 491452

Eklenti 491453

Eklenti 491454

leventali 10-05-2014 17:38

Önce Resimler-2
 
5 Eklenti(ler)
Önce Resimler-2

Eklenti 491455

Eklenti 491456

Eklenti 491457

Eklenti 491458

Eklenti 491459

leventali 10-05-2014 18:09

Önce Resimler-3
 
5 Eklenti(ler)
Önce Resimler-3

Bu çiçeğin adı Yaprağı Güzel. Burda öyle diyorlar. Domates besinini bunun kadar seven bir bitki daha var mı bilemiyorum. Bu gördüğünüz küçücük bir daldı. Yaklaşık 1 ayda bu hali aldı. Belirtmek isterim. Oksijeni çok seviyor kökleri. Nereden mi biliyorum? Çünkü bunlar suyun içerisindeyken hava taşı koymuştum birine, bir diğerine koymamıştım. İnanılmaz farklı büyüdüler.

Eklenti 491465

Bu domatesimizi de köküyle komple buraya aktarmıştık. Gelişimi durdu gibi. Ama dün onları da otomasyona bağladım. Düne kadar sabah akşam elle suluyordum. Bu önümüzdeki hafta gelişimine bakacağız...

Eklenti 491466

Seranın yan boruları arasına tel çektik. 50 şer santim arayla. Bu tele domateslerimizi bağladık. Artık boyları seranın içine sığmayacak düzeyde. Şu anda 3 metreyi çoktan geçmiş durumdalar. Kaldı ki büyümesinler diye tepelerini geçen ay kesmiştim. Yoksa şimdi kat be kat daha da uzarlardı.
Seranın yüksekliği 2.20 m. Domatesler yerden 40 cm yüksekte kökleri. yani tepe noktası 1.80. Sera eni 3 m. Ölçmedim ama tahmini boylarını görüntüyle hesaplayabilirsiniz. Neden mi yazdım bunları. Domates eken arkadaşlar bunları dikkate alsın diye...

Eklenti 491467

Ortalığı bu hale getirebilmek için sabahtan beri uğraşıyorum. Kamera arkasını görmek istemezsiniz bile :) Derli toplu olmak kadar güzel bir şey yok. Bir hafta kadar gider sanırım bu :)

Eklenti 491468

PH ölçerimiz. Bayağıdır kullanmıyordum. İki gündür yeniden kullanmaya başladım. İzleyenler hatırlar kara lahanadan yapmıştım PH ölçerimizi. Tek kelimeyle harika bir çözüm. Herkese öneririm. PH'ımız yüksekmiş haberimiz yok. Daha doğrusu nötr. Bu da bitkilere yüksek sayılır. Biraz düşürmek gerekiyordu. 5.5 - 6 civarına. Sodyum Hidroksit kullandık.

Burada ustalara sormak istediğim birkaç şey olacak. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmeye düşürüyor ancak tanktaki suyu da bulandırıyor. Bunun normal olup olmadığını öğrenmek istiyorum.

Şelatlı demir kullanıyorum. Bunu suyla karıştırdığımda kırmızı bir renk alıyor. Sayın MeyveliTepe bir yazısında kırmızıya dönüşen demirin aslında oksitlendiğinden (paslandığından) bahsetmişti. Bu yüzden kırmızıya dönüştüğünü yazmıştı. Benim aldığım şelatlı demir hazır satılanlardan. Markalı bir ürün. Sordum hepsinin böyle olduğunu söylediler. Doğruluk payı nedir ustalar cevaplarsa sevinirim. Bitkilerde demir eksikliğini gösterecek bir emareye de rastlamadım.

Eklenti 491469

Bitki yapraklarında bazı değişiklikler oldu. Yaprakları incelediğimde ve yaptığım araştırmada Çinko, Molibden ve Bor eksikliğinden kaynaklı olabileceğine kanaat getirdim. Çünkü araştırdığım kaynakta en yakın bunu gösteriyordu. Son hazırladığım besinde bunların oranlarını artırdım.

Ancak bunun nedenlerinden birinin de PH'ın yüksek olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Yaptığım araştırmada yüksek PH'ta en çok da mikro elementlerin alımında zorluk yaşandığı notu eklenmişti. Her iki unsuruda şu anda halletmiş durumdayız. Bu önümüzdeki haftayı gözlemleyeceğiz.

Bu arada bitkilerin besin alımının hızlandığını anlatmıştım geçen yazılarımda. Bir nedenin de bu olduğunu düşünüyorum...

Çok yararlı gördüğüm bir kaç kaynak paylaşacağım. Besin noksanlıklarının bitkilerdeki belirtileri...

http://yadi.sk/d/wQeK6euqPjVam

http://yadi.sk/d/RVlAp9wAPjVnK

http://yadi.sk/d/zUAj7YTAPjVqt

Dileyen indirip arşivine atabilir..
Saygı ve sevgilerle...

MeyveliTepe 10-05-2014 18:37

Alıntı:

PH'ımız yüksekmiş haberimiz yok. Daha doğrusu nötr. Bu da bitkilere yüksek sayılır. Biraz düşürmek gerekiyordu. 5.5 - 6 civarına. Sodyum Hidroksit kullandık.

Burada ustalara sormak istediğim birkaç şey olacak. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmeye düşürüyor ancak tanktaki suyu da bulandırıyor. Bunun normal olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
Aman dikkat. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmez, yükseltir.

Alıntı:

Sayın MeyveliTepe bir yazısında kırmızıya dönüşen demirin aslında oksitlendiğinden (paslandığından) bahsetmişti.
Bu söylediğim EDTA ile şelatlarken ortaya çıkan bir durum. Şelatlama esnasında ölçüler tam doğru iken renk koyu sarı iken, 3-5 damla potasyum hidroksit çözeltisi ilave edildiğinde renk bir anda kırmızıya dönüp demir oksitleniyor. Siz muhtemelen eddha şelatlı bir hazır ürün kullanıyorsunuzdur. Söz konusu renk demirin oksitinden değil de başka bir şeyden geliyor olabilir.

vetman996 11-05-2014 05:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1282366)
.......

PH ölçerimiz. Bayağıdır kullanmıyordum. İki gündür yeniden kullanmaya başladım. İzleyenler hatırlar kara lahanadan yapmıştım PH ölçerimizi. Tek kelimeyle harika bir çözüm. Herkese öneririm. PH'ımız yüksekmiş haberimiz yok. Daha doğrusu nötr. Bu da bitkilere yüksek sayılır. Biraz düşürmek gerekiyordu. 5.5 - 6 civarına. Sodyum Hidroksit kullandık.

Burada ustalara sormak istediğim birkaç şey olacak. Sodyum Hidroksit PH'ı düşürmeye düşürüyor ancak tanktaki suyu da bulandırıyor. Bunun normal olup olmadığını öğrenmek istiyorum.


Sayın Leventali Bey merhaba.

Sodyum Hidroksitin Ph değeri = 13.8 dir. Dolayısıyla kullanıldığında Ph yükselir.

Biz Ph'yı düşürmek için zamanında Sülfürik Asit bile kullandık. Ama kanser dahil zararlarını okuyunca da kullanmaktan vazgeçtik. (zararları ile ilgili burada özet bilgi var http://www.metinsert.com/?Syf=15&cat...IgdGVoZGl0Pw==)

Daha önce sayfanızda kimyasal gübrelerin zararlarıyla ilgili yazılar paylaşınca tartışmalar ortaya çıkmıştı. Yazımız solucan gübresinin reklamını yapmak için yazdığımız yorumlarına neden olmuş, biz de bu yorumlardan alınarak kimyasal gübreleri de satacağımız e-ticaret sitesi kurmaya karar vermiştik.(Yazıları takip edenler bilirler, sitemiz bu tartışmalar sonucunda ortaya çıktı :D)

Ph'yı düşürmek için önerdiğimiz bir ürün var. Bu ürün Carboxylic Acid % 24, Percarboxylic Acid % 10 ve Peracetic Acid % 15 içeriyor ve %100 doğal bir ürün. Ph'yı düşürdüğü gibi mantari hastalıklar, kırmızı örümcek vs. için de koruma sağlıyor.

Ürünle ilgili detayları yukarıda bahsettiğim siteden (mantari hastalıklara kesin çözüm) okuyabilirsiniz.

Sayın Leventali abi; Ticaret ile ilgili girişimde bulunduktan sonra yazılar paylaşmaktan çekinir olduk. Topraksız tarım konusunda düşüncelerimiz o kadar örtüşüyor ki. Örneğin :
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi leventali (Mesaj 1279190)

Tarsus'ta evimin 4. katında damda tarım yapabiliyor olmak büyük ayrıcalık. 20 m2 gibi bir serada verimli kullanıldığında bir ailenin kendi ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayabilecek imkan sağlanıyor. Eğer damın komplesini kapatsam ki yaklaşık 140 m2, bir aileye ciddi sayılabilecek bir gelir getirebilecek bir sistem. Çukurova'da yüz binlerce dönüm dam var. ...

Biz de bu düşünce ile yol alıyoruz. "Her eve bir sera" yeni parolamız. İnsanın kendi yetiştirdiği ürünler o kadar lezzetli oluyor ki, hele kimyasal gübre kullanılmadan (çok az kimyasal gübre kullanılan) elde edilen topraksız tarım ürünleri. Bu tadı tüm dostlarımız tatmalı düşüncesindeyim.

Bu düşünce ile organizasyonda (besin eriyiği ile ilgili) üzerimize düşeni yapacağımızı yazmıştım. Hala görev beklemeye devam ediyorum.

Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...

beingobserver 11-05-2014 18:52

Sevgili Levent Ali bey, özenli paylaşımlarınız için tekrar teşekkür ederim.

Genelde başlığınızı takip ediyorum fakat kaçırmış olabilirim.
Besin eriyiği hazırlama konusunda biraz detay rica edebilir miyim?

Soru 1: Hangi kimyasalları, hangi gramajlarda almamız lazım?
Soru 2: Büyük paketlerle aldığınızda fiyat neydi ve nereden aldınız?
(Toptan fiyatlarını öğrenirsem küçük gramajlarda alınca ne kadar pahalıya geldiğini hesaplayabilirim)
Soru 3: Tüm bitkilere uyduğunu söylediğiniz karışımın detaylarını mahsuru yoksa paylaşır mısınız? (Gram bazlı olursa şu aşamada daha faydalı olur)
Soru 4: Karışım hazırlamak için Kudret bey'in anlattığı şekilde moleküler ağırlıkları hesaplama yoluna mı gittiniz, yoksa gram bazlı mı yapıyorsunuz?

Kusura bakmayın "Soru 1", "Soru 2" diyerek sanki cevap verme zorunluluğunuz varmış gibi bi hava oluşturmak istemedim, sadece eğer cevap verecek olursanız işiniz kolaylaşsın diye bu şekilde bölümledim.


Topraksız tarım konusunda atılan bireysel ve küçük adımların bile büyük etkiler yaratacağı konusunda sanırım herkes hem fikirdir. Elinize sağlık.

leventali 12-05-2014 10:33

Sayın MeyveliTepe, Uyarınız ve ilginiz için teşekkür ederim. Zamanlaması inanılmaz harika oldu; bitkiler size minnettar :)

Sayın Vetman, Size de teşekkür ederim ilginiz için. Organizasyondan mutlaka haberdar olursunuz.

Sayın beingobserver, Size madde madde yazmıştım dün gece. Yaklaşık 25 dakikada yazdığım yazı, gönderilirken uçtu gitti. Şu ana kadar da giremedim Agaçlara. Bu üçüncü yaşadığım bu tip facia oldu. Size yeniden buradan yazacağım.

Saygı ve sevgiler...

beingobserver 12-05-2014 11:15

Geçmiş olsun :) Teşekkür ederim zaman ayırdığınız için.
Chrome'da geri tuşuna basarak birçok kez formdaki textleri kurtardığım oldu, bilginiz olsun.

leventali 12-05-2014 23:40

Herkese Hayırlı Geceler,

Sayın beingobserver, madde madde sormanızda sakınca yok, bende öyle yaparım.

Cevap 1-2) Makro besinleri 1 er kilo almanız yeterli. Ancak tavsiyem, kalsiyum nitrat ve potasyum nitrat ya da sülfat'ı 2-3 kilo almanızı öneririm. Zira bunlar diğerlerinden çok kullanılıyor. Özellikle kalsiyum.

Bunları kilo ile aldığınızda pahalılığına bakmayacaksınız zira zaten torbadan hesapladığınızda pahalı olması gayet doğal ve normal. Ben 3 ila 5 tl arasında aldım kilosunu. Bir tek mono basic fosfat gübresini göz göre göre 30 tl ödedim 1 kilosuna. Emir Kimya'dan almıştım. Hepsi var dediler, üç parça da geldi ürünler ödediğim kargo parası cabası.Halen göndermedikleri pipet ve ürünüm de ayrı cabası.

Alımlarınızı içimizden birinden yaparsanız, ki satışını online olarak yapan arkadaşlarımız var, Sayın Vetman yapıyor bunu, pahalı ucuzuna bakmayacaksınız eğer torbayla almıyorsanız. Onlar da haklı. 25 kg lik torbayı açıp, kilo kilo anca amatörlere satabilirler; çiftçi almaz bu miktarı. O yüzden torbası şu kadar, kilosu bu kadar geliyor demeyin, bir kaç milyon pahalı olsun önemli değil.

Siz makroları satın alın, mikroları isteyen arkadaşlara ben ücretsiz gönderiyorum zaten. Gramajını tartar gönderirim. Söylemeniz yeterli.

Cevap 3-4) Benim iddialı olduğum formül, bir amatörün ordan burdan bulduğu formülleri beğenmeyip, kafası karışıp, hepsinin ortalamalarını alıp hazırladığı bir formül. Yani iddia kısmı işin şakasıydı ki sanırım sitedeki arkadaşlar anlamışlardır; bu konularda bu kadar iddialı olabilecek bilgide değilim. Ama gerçek şu ki ben memnunum. Sadece çikeklere verirken bazılarına ağır geldiğini düşünüyorum, o yüzden yarı yarıya sulandırarak veriyorum. Bir anlamda EC sini düşürüyorum anlayacağınız.

4. defa hazırlayıp kullandığım formül. Son formüle eksikliğini hissettiğim potasyum ve kalsiyum miktarlarını artırarak verdim. Benim bitkilerim çok büyükler ve çok fazla meyve var üzerlerinde. Bakır, Çinko ve molibden eksikliği hissettim onlarında ölçülerini bir miktar artırdım.

Geçen de yazmıştım en iyi, en mükemmel formül, ucundan tutup hazırladığınız formüldür. Zaten bitki size bas bas bağıracaktır benim şuyum eksik diye.

formülü buraya ekliyorum. Arzu eden indirip deneyebilir. Excel tablosunda açıklamalarıyla anlattım. Gram bazlı, ama tüm hesaplamalar yapılarak gram elde edilmiş durumda. O yüzden PPM den grama kadar her şey mevcut tabloda.

http://yadi.sk/d/__u7retTQ2Gxx

Buradan tekrar belirtmek isterim. Ben bir amatörüm. Kullandığım formüller, öneriler bir amatörün yaşayarak, deneyerek paylaşmak istediği bilgiler olarak değerlendirin. Bazı bilgilerin eksikliği, teknik noksanlığı, profesyonelliğe uymadığı durumlar olabilir.

Deneyerek başıma gelenleri amatör arkadaşlara öneriler olarak paylaşıyorum.

Şu sıralar bana yine çok sorulan bir kaç konuya değinmek isterim. Bir çoğuna uymayacağınızı bile bile :)

1-) İlk başlıyorsanız işi zevkten eziyete çevirmeyin. O yüzden bir birine yakın besinlerle büyüyecek, bitkiler seçerek başlayın. Çok çeşit ekmeniz size ayrı ayrı zahmetler getirecektir. İnanın bir süre sonra işin tadı kaçacaktır. Çünkü çocuk gibi her biri ayrı emek istiyor. Ha buna zamanı olan arkadaşımız vardır amenna...

2-) Bitkileri asla ve asla sık ekmeyin. 15 kişilik dolmuşa 30 kişi bindiğimiz çok oldu. Biz orada ne hissediyorsak bitkilerde böyle hissediyor emin olun. Biz bir süre sonra inip kurtuluyoruz ama bitkiler son nefeslerine kadar buna mahkum kalıyorlar.

Bu size hastalık olarak dönecektir. Zira iyi havalanmadıklarından nemlenme artacaktır. Bir sürü zararlıyı barındırma görevi üstleneceklerdir. Sizin müdahele şansınız azalacaktır. Domates ekiyorsanız bir birleri arasını enaz 40-50 cm bırakın. İlk ektiğinizde fide gözünüze küçük gözükecek ama bir kaç ay sonra benimkiler gibi 3 metreyi bulacaklardır.

3-) Besin tankınıza bir tane akvaryum hava motoru ile hava taşı bağlayıp sürekli çalıştırın. Bunun çok faydasını göreceksiniz. Bizzat deneyerek yaptığım testlerim var. Heleki kök gelişiminde inanılmaz etkili bir durum.

4-) Besin tankınızı küçük tutun. Benimki 50 litre portakal kasası. Bunun dez avantaj olduğu kadar avantajlı yönleri de çoktur. Dökmek zorunda kalacağınız besin suyunuz olmaz. Hata durumunda giderme şansınız var. Bir şekilde fazla besin dökmüştüm, 1 kovasını alıp, bir kova su ekleyip, yeniden EC sini ayarladım. Diğer kovayı da ertesi gün ekleyip, eksiğini gidererek kullandım. 250 litrelik bir tank olsaydı bu hatayı düzeltmek pek kolay olmayacaktı.

5-) Besin eriyiğinizi kendiniz hazırlıyorsanız, ilk başlarda küçük miktarlarda hazırlayın. Örneğin benim burada gönderdiğim formülasyon 250 litrelik. Buradaki gramajları 10 a bölerek 25 litrelik hazırlayabilirsiniz. Ya da 4 de bölerek 75 litrelik hazırlayabilirsiniz.

Böylece hatalı bir durumda ki siz hesaplayı öğrenene kadar bolca olacak, bazen benim gibi PH'ı düşürmek için Sodyum Hidroksit kullanma gafletinde bulunacaksınız ve belki sizi hemen uyaran çıkmayacak :), çok çok elinizdeki eriyiği gidip bir ağaca boca edeceksiniz...

Bu arada Sayın beingobserver, geri tuşu server aktifse işe yarar, dün site durdu o yüzden geri getiremedim. Normalde gönder butona basmadan CTRL-A ya basıp, komple blokluyorum, CTRL-C'ye basıp kopyalıyorum öyle butona basıyorum. Eğer bir hata olursa, yazdıklarımı worde aktarma imkanım olabiliyor idi. Dün delikanlılık yaptık, o da sökmedi :) Umarım yardımcı olabilmişimdir.

Saygı ve sevgiler..

MeyveliTepe 13-05-2014 00:19

Ne tür bir kalsiyum nitrat kullanıyorsunuz? N %11, Ca %16 olarak formüle sokmuşsunuz. Markadan markaya değişiyordur belki, benim kullandığımda 14,40 + 1,10 N (14,40 nitrat + 1,10 amonyum), Ca 18,80 (26,3 CaO'dan indirgenmiş yüzde) olduğunu belirtmişler.

Kullandığınız formülde azot, potasyum ve kalsiyum gerçekten epey yüksek. Fakat fosfor'u 118 ppm olarak formüle etmişsiniz ki bu değer hiç bir formülasyonda bu kadar yüksek değil. Genellikle kullanılan fosfor seviyesinin iki mislinden de çok. Buna kaynak olan formül hangisidir?

beingobserver 13-05-2014 20:09

@leventali bey çok teşekkür ederim. Harika bir kaynak olmuş, elinize sağlık.

Makro besinler için yakın civarda sadece Amonyum Nitrat (NH₄NO₃ - Azot: %33) bulabildim.
Yarın farklı firmalara da bakacağım.

Sayın Vetman'ın e-ticaret sitesinin adresini bilmiyorum, yazan olursa bakmak isterim.

@leventali bey, en azından ilk sefere mahsus mikro besinleri gönderirseniz çok sevinirim.
Bu sefer için mikro besin tedariğiyle zaman kaybetmemiş olurum.
Gönderdikleriniz bitene kadar da yeni bi tedarikçi bulurum.
Fakat ücreti neyse de göndermek isterim, banka hesap bilgilerinizi bildirmeniz yeterli.
Adresimi size mesaj yoluyla mı iletmem gerekiyor?

@vetman996 sülfirik asidin kanserojen olduğu ile ilgili bir kaynak paylaşmışsınız.
Ben de çok küçük bir araştırma yaptım, gördüğüm kadarıyla, araştırmalar sülfirik asit solumanın akciğer kanserine sebep olduğunu göstermiş.
Fakat suya karıştırıldığında kanserojen olur mu emin olamadım.
Bilen arkadaşlar varsa lütfen bizi de aydınlatsınlar.
Bildiğim kadarıyla Ph- olarak sülfirik asit kullanımı oldukça yaygın.

İyi çalışmalar, tekrar teşekkürler.

İsmail Karagülle 13-05-2014 21:48

beingobserver ;Sayın Vetman'ın e-ticaret sitesinin adresini bilmiyorum, yazan olursa bakmak isterim.

solucan Gübresi satışı : madrasol.com

beingobserver 13-05-2014 21:54

Teşekkü ederim sayın @İsmail Karagülle

leventali 13-05-2014 23:46

Hayırlı Akşamlar,

Sayın beingobserver,
Özelden de mesaj atıp adresinizi bildirebilirsiniz ya da leventaliketen@gmail.com adresine mail atarak da. Ücretine gelince, nasip olur da bir gün Bursa'ya gelirsek bir çay içirirsiniz ödeşiriz. Zaten elimdeki mikroları kendim kullanmaya kalksam 250 sene kadar gider gibime geliyor :) Sayın Kızıltan'ın gönderdikleriyle 500 sene :)

Benim de biten makrolarım oldu. Yarın torba fiyatlarını alıp bir inceleyim. Buradan da yayınlarım.

Sülfürik Asit konusuna gelince bu benim boyumu aşan bir soru. Bu soruya daha önce de aslında farklı başlıklarda cevaplar verildi. Burada da yazacak olan arkadaşlar vardır; yazarlarsa seviniriz.

Sayın MeyveliTepe, Kullandığım Kalsiyum Nitrat CaN206 * 4 H2O, 236,15 g/mol yazıyor etiketinin üzerinde.

Besin dersi çalışırken siteden araştırma yaptım ve araştırma notlarıma N %11, Ca %16 yazmışım.

http://www.agaclar.net/forum/239212-post49.htm
http://www.agaclar.net/forum/239855-post70.htm
http://www.agaclar.net/forum/240510-post83.htm

Bu başlıkta bunlarda bu değerler yazarken hiç bir itiraz gelmemiş. Hatta hesaplamalar hep bu yönde yapılmış. Birçok arkadaşımız gibi bende buradan öğrenmeye çalıştım. Eğer bir yanlışlık varsa iş taa buralara kadar gidiyor demekki.

Ama ben http://www.agaclar.net/forum/1248568-post408.htm burada zaten yapacağım formülü yayınlamıştım. Orada dikkatten kaçmış sanıyorum ki kimse uyarmadı. Hatta hatalı mikro hesaplamasını bile Sayın AteşKaptan ve sizin sayenize düzeltmiştim. Sanırım o günlerde gözden kaçmış herkes tarafından ve ben de hatayı bu şekilde devam ettirmişim :)

Sayın AteşKaptan Mikrolardaki hesabı yapabilmem için geçen yayınladığı tabloyu orada da yayınlamış ama gözden hep kaçmış.

Son olarak

... Formül şöyle : N-P-K-Ca-Mg-S = 145 - 72 - 306 - 208 - 47 - 98
mikro elementler yukarıdaki kullandığım son formülasyonu kullanacağım.
diye belirtmişim ama mevcut formülü yapmışım yine.

H.body, H.Resh, Ateş Kaptanın daha önce yayınladığı formüller, de dahil internetten bulduğum formüllerle 9 ayrı formülü alt alta yazıp, 3. evreler için ortalamalarını alıp, değerleri sıfırlamaya çalışmışım gibi görülüyor notlarımdan.

Şu ana kadar bu formülden eksik gördüğüm tek şey, bir kaç yazı önce bulduğum notlardan tahmin ettiğim mikro eksikliği hissettim. Çinko, Molibden ve bor. Onları da biraz artırdım son yaptığım eriyikte. Belki de söylediğiniz değerlerin fazlalığının yarattığı sorunlardır bana mikro gibi gelmiştir.

Gerçekten uyguladığım formül bu. Son bir ayda bazı hatalar gözlemledim. Araştırmalarımda bir birine yakın sonuçlar görünüyor. Yani bir şeyin eksikliği fazlalığı, başka bir elementin eksikliğine fazlalığına çok benziyor. Bunun anca iyi bir eğitimden sonra algılanabileceğine inanıyorum.

Ama gönderdiğim kaynaklara göre makrodan çok mikro eksikliği belirtileri vardı. Yukarıda yazdığım Çinko, Molibden ve Bor eksikliği. Dallar çabuk kırılıyordu, kalsiyum miktarının artırılması yazılı bir çok kaynakta. Gönderdiğim formülün üzerine yaklaşık 50 gram kadar artırdım. Domatesler geç kızarıyordu ve bazıları küçük kalıyordu, okuduğum kaynaklarda potasyumla ilgili olduğu yazıyordu. Bir miktar potasyum miktarını da artırdım. Tabi bunlarla birlikte azot miktarı da arttığı için son hazırlamamda amonyum nitrat kullanmadım.

Belki de yanlış yorumlamış da olabilirim.

Son hazırladığım besinle birlikte, bitkilerin besin tüketimi inanılmaz arttı. Bitkilerde bir canlanma da gözlemledim. Kızarmayan domatesler kızarmaya başladı. Olmayacak yerden yeni çiçekler açıyor. Elim çarptığımda bile kırılan dallar sallasam da kırılmıyor. 15 günde bunlar olur mu bilemiyorum ama gözlemim bu. Dün gece hazırladığım depo, biraz önce baktığımda tamamı bitmişti yine. Yaklaşık 50 litre. EC oranını 2.2-2.5 arası tutuyorum. PH da 5-6 civarında. PH'ı net söyleyemeyeceğim zira kara lahanayla test ediyorum :) Sadece 5-6 aralığında olduğundan eminim.

Bir de şunu belirtmek isterim. Bunca yaptığım hataya rağmen benim bir çok amatör arkadaşımda olmayan avantajım olduğunu düşünüyorum.

Sıcak bir iklimdeyim. Güneş harika. Doğuşundan batışına kadar hiç bir engel yok. 3. kat damındayım. Yani yerden yaklaşık 15 metre yükseklikte olduğundan hava yerdeki kadar yakıcı sıcak değil. Esinti oluyor. Nem aşağıdan düşük. Yani Hava, Su, Işık avantajım belli ki birçok hatayı örtbas ediyor.

Ayrıca gözlemimi daha paylaşmak istiyorum. Belki yanılıyor olabilirim ama benim yaşadığım bir gözlem.

Geçmiş resimlerde fark etmişsinizdir. Küçük bir PVC borusunu akan su kültürü gibi mevcut depoya bağlamıştım. Marulda kullandığım kırılan bir boruyu böyle değerlendirmiştim.

Buradaki deliğe domates dallarından kırıp koyduğumda 1 haftada köklenme başladı, 15 günde inanılmaz kökler oluşturdu. Aynı yere çiçek de ektiğimde aynı sonucu alabiliyordum. Hem hızlı köklenme yaşanıyor, hemde çabuk büyümeye başlıyorlardı. Çalışma sistemi sürekli akansu dan ziyade, domates sulaması başlayınca bu boruya da su geliyordu. İçerisine hava taşı da koymuştum. Yani her sulama başladığında hava da veriliyordu.

Çiçek kökleri, kuruyan yaprakları ve içindeki yosunlanmadan dolayı kaldırdım. Gri bir plastik şişe içerisine hava taşı koydum. Yine depodaki besinden hemen her gün eksildikçe koydum. Ancak şu ana kadar köklendirmeyi başardığım bir domates olmadı. Akan su borusunda kırıp ektiğim hemen hepsi tutmuştu. Bunda bir tanesini bile tutturmayı başaramadım. Perlit içerisinde denediklerim de aynı başarıyı göstermedi. Çoğu tutmadı.

Ve bir deney daha yaptım. Kırdığım dallardan, mevcut domateslerin köklerinin yakınına, sulama kazığının hemen yanına diktim. Hemen hepsi köklendi ve bulunduğu yerde çiçek bile açtı.

Ben bundan şu sonucu çıkartıyorum. Bu tamamen kendi kişisel yorumum. Bilimselliği olmayabilir.

1- Aynı besin deposuyla beslenen diğer köklü domateslerden gelen suyla, bağlantılı çalışması (akan su olması kaydıyla) köklenmeyi hızlandırıyor. Yani diğer köklü domateslerle bunların arasında bir etkileşim oluşuyor. Ütopik gelebilir ama öyle düşünüyorum.

Bunun doğru olup olmadığını gözlemlemek için perlite bir dal dikip, depodan gelen sudan her gün döktüm. Aynı zamanda biraz önce bahsettiğim gibi, köklü bir domatesin kökünün yakınına, biliyorsunuz onlar da perlit içerisinde, damlama kazığının yanına diktim.

Ayrı olan ekim köklenmeden çürüdü ve yosunlandı. Diğeri köklendi ve yaşamına devam ediyor.

Aralarında bağ olduğu sürece sanki dalın köklenmesi için diğer bitkilerden yardım geliyor. Aynı tanktan alıp başka bir kapta ektiğiniz dalda ise bağın koptuğu bir şekilde anlaşılıyor.

Dikkat ederseniz evre formülü de değil, mevcut büyük domateslerde kullanılan besinle devam ediliyor.

Ben bu olayı bilimsel bir yöntemle açıklayamam. Ama bağı kopardığınızda bu iletişim kopuyor. Yani bitkiler arasında bir iletişim olduğu, köklü bitkilerden ayırmadığınız sürece bu bağın devam ettiği gibi bir sonuç çıkıyor.

Garip ama gerçek!

Belki de sadece bir tesadüften ibarettir.

Saygı ve sevgilerimle...

beingobserver 14-05-2014 00:23

@leventali bey, son gözleminiz belki sağlıklı mikro organizmalarla açıklanabilir. Sağlıklı köklerinizde yaşayan mikro organizmaları diğer bitkinize de taşımış oluyorsunuz.

Mikrobiyal gübrelerle çok başarılı sonuçlar alındığını görmüştüm. Tabii ben ne biyoloğum ne de bitkilerden anlarım. Sadece internetten okuduklarım :)

Not: @leventali bey size mail attım.

İyi çalışmalar.

beingobserver 14-05-2014 00:29

@leventali bey daha önceki postlarınızdan suyu tamamlama işinin size biraz zahmet verdiğini okumuştum, yanlış hatırlamıyorsam.

Bir öneride bulunmak isterim.
- Eğer elinizde yoksa Gitti Gidiyor'da, Pvc kaynak makinesi 55 tl.
(Ben kullanabildiysem herkes kullanabilir :) )
- Pvc borunun metresi 2 tl.
- Bağlantı parçaları 2-3 tl.
- Plastik vana: 10 tl (Sanırım)
- Şamandıra 9-15 lira civarında. Sarı aksamlı, ucunda kırmızı top olanlardan.

Muhtemelen sizin daha önce aklınıza gelmiştir fakat yine de hatırlatmak istedim.
Belki diğer arkadaşların işine yarar.

İyi çalışmalar.

leventali 14-05-2014 01:26

Sayın beingobserver,

2 aydır ara ara zaman buldukça çalıştığım otomasyon çalışmaları devam ediyor. EC, PH, Su eksiklerini kendisi tamamlayan bir sistem üzerinde çalışıyorum. Dediğim gibi işten zaman ayırdıkça. Su konusunu da elektrikli vana ile çözmeyi düşünüyorum. Evimin taksitlerinin bitmesine az bir zaman kaldı. Bitince bu konulara daha ciddi bütçe ve zaman ayırabileceğim.

PH için çok özel bir çalışma üzerinde çalışıyorum. Bittiği zaman ki sanıyorum dünyada bir ilk olacak, çok değişik bir PH sensörü mantığı ortaya çıkacak. Eğer başarabilirsem çok ucuza ve uzun süre çalışabilen bir sensör oluşacak.

EC için geliştirdiğim sensörü yaklaşık iki aydır kullanıyorum. Şu ana kadar ki testlerde gayet başarılı. Ama geliştirilme çalışmaları devam ediyor.

Amacım, amatörler için portatif, akıllı bir sera üretmek. Ve hedefim bu yıl bunu bitirmek.

Bir yazımda altını çizmiştim. Akıllı sera sistemi pahalı değil, pahalılaştırılmış bir sistem. 8-10 kalemde devletin destekleyeceği ciddi bir ar-ge bütçesiyle, ilk etapta %50, sonraki aşamalarda daha da düşük maliyetlerde bu seraların üretilebileceği kanısındayım. Maliyeti 5 doları bulmayacak bir ürün 400 euro'dan satılıyor.

Ben de ticaret yapıyorum. Kar, ticaretin ana unsurudur. Ama fahiş rakamda kar'ın ticaretle de ekonomiyle de iktisatla da hiç bir alakası yoktur. Bedeni yerde sürünen vahşi kapializmden başka bir şey değildir.

Dönüp dolaşıp yerli üretim demekten kendimi alamıyorum.

Türkiye'de bir siyasi partinin çıkıp da parti programına milli gelirin %10-20'sini Ar-Ge'ye ayıracağız dediği günü hasretle bekliyorum...


Eklemeden geçemeyeceğim. Türkiye'de beni en çok etkileyen ölümler iş kazalarıdır. İş kazalarının eğitimsizlikle bir alakası yoktur. Tedbir ve uygulama ile alakası vardır. Nice eğitimli insanların bile bile ne hatalar yaptıklarına şahit olduğum için eğitimle bir alakası yoktur diyorum.

Şu saat itibariyle 157 ailenin ocağına ateş düştü. Bugün de sabah olmaz bana. Tedbir ve uygulamada suçu bulunan herkesi, bu ülkede kanunlar işlemediği için, Allah'a havale ediyorum.

Ölenlere Allah'tan rahmet diliyor, sayının burada kalması için de dua ediyorum.

Saygı ve sevgilerle..

MeyveliTepe 14-05-2014 01:27

Sn.leventali, elinizdeki malzemeye göre kullandığınız N ve Ca oranları doğru olabilir. Bu yüzden ne tür bir kalsiyum nitrat kullandığınızı sordum.

Laboratuar kimyasalı olarak edindiyseniz, kimyasal formül ve mol ağırlığı belirttiğiniz şekilde verilmiş ise %11 N, %16 Ca oranları doğrudur. Ancak "Kalsiyum Nitrat" ismiyle satılan gübrelerden aldıysanız üzerlerindeki oranlar (14,4 + 1,1) 15,5 N ve 26,3 CaO şeklinde belirtiliyor. Bunun sebebi gerçekte formüllerin farklı olmasından, kalsiyum nitrat diye satılan gübrelerin aslında "kalsiyum amonyum nitrat" [5Ca(NO3)2.NH4NO3.10H2O] olmasından kaynaklanıyor.

Alıntı:

Son olarak

... Formül şöyle : N-P-K-Ca-Mg-S = 145 - 72 - 306 - 208 - 47 - 98
mikro elementler yukarıdaki kullandığım son formülasyonu kullanacağım.
Linkini verdiğiniz excel'de değerler 297,118,358,318,45,61 olarak görünüyor. Buradaki fosforun çok yüksek olması sebebiyle hangi formülün esas alındığı sorusunu sordum. Kullandığınız değerler bunlar değil de son mesajınızda yazdığınız üzere 145,72,306,208,47,98 şeklinde ise fosforun hala biraz yüksek olmasının dışında temel bir sorun görünmüyor. Hatta fosforu 50 ppm mertebesine indirip potasyumu 350 mertebesine çıkartmanızı domatesleriniz sevebilir.

leventali 14-05-2014 01:39

Sayın MeyveliTepe, Excel'deki değerleri kullanıyorum.

MeyveliTepe 14-05-2014 02:31

Alıntı:

H.body, H.Resh, Ateş Kaptanın daha önce yayınladığı formüller, de dahil internetten bulduğum formüllerle 9 ayrı formülü alt alta yazıp, 3. evreler için ortalamalarını alıp, değerleri sıfırlamaya çalışmışım gibi görülüyor notlarımdan.
Alıntı:

Sayın MeyveliTepe, Excel'deki değerleri kullanıyorum.
Bu durumda 297,118,358,318,45,61 değerlerini gözden geçirmenizde fayda var. N, P ve Ca'nın (özellikle de P) bu kadar yüksek ortalama vereceği uygulama formülleri olmaması lazım.

kiziltan 14-05-2014 17:38

Sn Levent Ali

Sadece mikrolarin bile ucretsiz olmasi kendi formulunu uygulayacak olanlara yardimci oluyor, degil mi? Makrolar icin toplu alim kargo masrafi nedeniyle hala sorunlu.

Yakinda ( Cuma ) Istanbul da olacagim, su ensulin siringasi ve mikrolarin ambalaji icin kucuk sise temini isini halledebilirsem bir miltarini size ulastiririm. Boylece siz ambalaj derdinden kurtulurken siringalari mikrolarla birlikte gonderirseniz herkes yararlanmis olur.
Zahmeti yine size yikmis oluyorum ama kusuruma bakmayin lutfen.

Makrolarin temininde alim yapacaklar size acik mesaj ile bildirse, ayni sehirden olanlar haberdar olur ve birlikte alsalar bir miktar ucuza gelir saniyorum.
Saglicakla kaliniz


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 03:59.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025