![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-06-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 554
|
Sn Halil Önen, tam soracağım sorunun cevabını vermişsiniz ![]() Benim bukaşi kovasıyla beraber gelen bukaşi biz tatildeyken torbanın içinde bembeyaz küf olmuş. Onu bir daha kullanabilir miyim diye soracaktım. Bu haliyle gölgede kurutsam bir yıl kullanabilirim yani öyle mi ![]() |
|
|
|
|
|
#2 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Yeni üretilmiş Bukaşi gölgede kurutulursa, 1 yıl veya daha uzun süre dayanır. Ama anladığım kadarıyla sizin Bukaşi bembeyaz küf olduğuna göre (yanlış anlaşılmasın beyaz küf bozulmuş demek değil aksine bukaşiniz en verimli çağını yaşıyor demektir!), benim düşünceme göre kurutma işlemi için artık çok geç. (Bunun söylememin nedeni hiç beyazlaşmış Bukaşiyi kurutmadığım için ama siz deneyebilirsiniz! Sonucu bize de bildirirsiniz.). En iyisi en kısa sürede kullanmanız. Kompostunuza ilave edebilirsiniz. Saygılar |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 26-04-2010
Şehir: MANİSA
Mesajlar: 3
|
Öncelikle herkese selamlar; EM için verilen bilgiler için herkese teşekkür ediyorum.EM'den bir arkadaşım sayesinde haberdar oldum ve daha detaylı bilgi alabilmek için siteye üye oldum ve EM hakkında birçok şeyi sizlerin sayesinde öğrendim. Benim ailem manisa alaşehirde bağcılıkla geçimini sağlıyor yaklaşık 30 dönüm üzüm bağımız bulunuyor, genelde kulaktan dolma eski yöntemler kullanıyorlar bu nedenle de verimli ve yüksek oranda üzüm elde edemiyorlar buna rağmen harcanan emek ve yapılan harcamalarda artmakta özellikle kimyasal gübreler ve zirai ilaçlamalara yapılan masraflar aşırı derecede artmış durumdadır yıllık bazda 30 dönümlük bağ için işçilik masrafı hariç zirai ilaçlara ve kimyasal gübreye 7000 tl para harcanmaktadır. Aynı zamanda bu kadar ağır masraftan sonra zirai ilaçlar ve kimyasal gübreler nedeniyle bağ toprağına ve asmasına büyük zararlar vermek zorunda kalıyoruz.EM bizi gerçekten bu maliyetten kurtarıp organik bağçılık yapmamızı ve verim artışını sağlayabilir mi çok merak ediyorum.forumda yapılan tüm yorumları ve bilgileri inceledim, ama üzüm bağları ile ilgili soru soranı **** uygulama yapanı göremedim bu yüzden sizden detaylı olarak bilgi almak isterim. Bağlarımızda şuan 30-40 cm boyunda filizlenme oldu ve ilk sulamayı salma sulama yöntemiyle yaklaşık 15 gün önce yaptık bir sonraki sulamayıda yaklaşık bir ay sonra yapacağız bu aşamadan sonra bana EM uygulaması olarak hangi oranda ne yapmamı tavsiye edersiniz(çünkü em'i hemen uygulayıp sonuçları görmek için sabırsızlanıyorum) EM kullandıktan sonra ilerleyen dönemlerde salkım boylarında ve tanelerde ne gibi değişiklikler gözlemlerim. saygılarım... |
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Sizi görmediğimizi zannetme, biz muhabbete dalmışız da siz ekmek arası gidiyorsunuz gibi gelebilir. Değildir. 30 dönüm bağınız var ve geçiminizi buradan sağlıyorsunuz. Az yeri olanlar için değil ama, dediğiniz gibi gübreler çok pahalı. Ancak zehirli ilaçlar nedense ucuz ama alternatifleri pahalı. EMA ise bunların içinde en ucuza geleni ve hemde kullanım kolaylığı var. Biz de ilk defa 2 dönümde deniyoruz. Başladık. 500 lt suya 1kg ema' yı yapraktan atarak başladık. (Şimdi yapraklar küçük az ema gidiyor) Bunu tam bir sıraya oturtmadık. Ay da bir gibi düşünüyoruz. 2 defa 1000lt ye 1 kg Ema' yı topraktan vermeyi düşünüyoruz. Sulama zamanı. Salma sulama ile. Saldığımız su dizinin sonuna yakın ema'yı az az vermeyi düşünüyoruz. (ema ıslanmış toprağı çok seviyor) (Unutmayın pekmezi sizden olursa 1 lt. ema 3 tl ye bile gelmiyor.) Deniyoruz ya, bu tarlada hiç bir gübre kullanmayacağız. Böylece net faydayı göreceğiz. Küllemeye karşı Mastercop sc ve salkım güvesi için delfin wg kullanmayı düşünüyoruz. Bunlar da organik ve Ema ya zararları yok. (em5 ve emfpe belki zararlılara iyi gelebilir. Az bir yerde denemek gerek. Büyük yerler için pahalıya gelir. bu karışımlarım da ana maddesi em1 ama...!) Bence denemeye değer. Kolay gelsin |
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/showpos...20&postcount=3 |
|
|
|
|
|
|
#6 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
İsteyenin bir yüzü hesabı ![]() |
|
|
|
|
|
|
#7 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Mesaj alındı, harekete geçildi. Bir bileşeni bekliyorum. EM FPE'ye ilave edip yollayacağız. İnşallah göz kurdu belasından elbirliğiyle kurtulacağız. Kolay gelsin. |
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Halil bey selamlar Zeytin pamuklu bitinden uyguladıgınız başarılı yöntemle kurtuldugunuz kulaktan kulaga dolaşıyor anlatırmısınız? |
|
|
|
|
|
#9 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
kesin ve net bir zafer kazandım, başımın belası pamuklu biti yendim. 15ml. Em5 + 15ml. Emfpe + 15ml. Delfin WG : bu 3 ürünü 15lt. suda _sırt tulumbası_ karıştırdım. 5 er gün ara ile 4 defa zeytin fidanlarına attım. Delfin' i zeytin uc zararlısı için karıştırdım. Zira geçen yıldan teçrübem vardı. Ema tek başına başarılı değil. Hatta bizim çiçekcilerin uyguladığı; 10 yemek kaşığı arap sabunu, 5 diş sarımsak zeytinyağında ezilir _bir çıkıya konur ve sırt tulumbasının içine sarkıtılır_ şeklindeki ilaç da etkili olmadı. Pamuklu bitler dağıldıktan sonra yine _eskisi gibi olamasada_ toplandılar. Belki birkaç uygulama gerekiyordu. Heryıl yapacağım pamuklu bit ve zeytin uc zararlısı ile organik mücadelemi netleştirdim. Ayrıca bu karışımın fidanların gelişimini ve tomurcuk oluşumunu çok olumlu yönde etkilediğini görüyorum. Meyve tutumunu nasıl olur bilemem. Bu karışımı 1 ay ara ile devam etmeyi düşünüyorum. Belki arada ema da atarım. Hani zeytin kurduna da iyi gelir mi gibisinden. ![]() (doğasever' e teşekkürler.) |
|
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Halil Bey'e söz vermiştim. Ağaç diplerinden temizledğimiz otlarla siyah poşetler içerisinde yaptığımız kompostun görünümü aşağıdaki gibidir. Oluşum tam tamamlanmamış ancak beyaz küf oluşumları gözüküyor. Bence poşetin içerisine birazda kahverengi malzeme katsak güzel bir kompost elde edebilirdik. Şimdi bunun üzerini toprakla kapattık, sürecin tamamlanmasını bekliyoruz. ![]() |
|
|
|
|
|
#11 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-06-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 554
|
Alıntı:
Önceki mesajlarınızın tarihine baktım. İlk mesaj 09.03.2010'daymış. Yani 2 ay olmadan otlarınız bu hale gelmiş. Benim çimlere göre bayağı iyi durumda. Elinize sağlık ![]() http://www.agaclar.net/forum/showthr...t=3903&page=23 http://www.agaclar.net/forum/showpos...&postcount=737 |
|
|
|
|
|
|
#12 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Sevgili Dogasever, İz element içeren ürün ne zaman hazır olacak acaba? Çünkü bazı ağaçlara (kiraz ve bağ) demir sülfat uygulamak istiyorum. Eğer ürünün hazır olması uzun sürmeyecekse iz element içeren EM yi kullanabilirim. Eğer biraz daha zaman alacaksa, EMA ile demir sülfatı karıştırsam bir problem olur mu acaba? Daha önce bakır sülfatta bir problem olmayacağını söylemiştiniz ve bunu deneyerek yararını gördük. Ağaçlar çok güzel toparladılar. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-02-2010
Şehir: Tunceli Adana
Mesajlar: 58
|
sayın acemi_caylak elinize sağlık güzel görünüyor bu 48 gün boyunca poşetleri açtınız mı nemlendirme yaptınız mı bizim burada da bu senede yağmurun çok yağmasıyla ot çok fazla kendime birde belediyelerin kullandığı motorlu tırpandan almayı düşünüyorum bol bol otları biçerim ![]() ayrıca kıştan kalan yaprakta çok birde içine hayvan gübreside katarım bu sene de samanda ayırırım yani kısaca elime ne geçerse katarım bakalım nasıl bir gübre olacak yok mu başka fikri olan |
|
|
|
|
|
#14 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Alıntı:
48 gün (6 Mart - 23 Nisan Arası, fotoğrafı bugün eklememin nedeni, çektiğim dosyaları flash belleğe kopyalamıştım ancak flash bellekteki dosyalar bozulmuştu. 22-23-24 Nisan tarihinde çektiğim resimleri CD ile Antep'ten tekrar gönderdiler.) boyunca poşetleri hiç açmadık. Poşetlere otları doldururken EMA ile spreyledik ve her ağacın dibindeki kendi toprağından ekledik. Daha sonra poşetleri sıkıca bastırarak havasını aldık ve ağızlarını kapattık. 23 Nisan'a kadar hiç açmadık. Sizin sözünü ettiğiniz malzemeler ile karışım çok daha güzel sonuç verir diye düşünüyorum. Düzenleyen acemi_caylak : 03-05-2010 saat 17:35 |
|
|
|
|
|
|
#15 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn Acemiyi kutluyorum. Kendi toprağındaki yerli yararlı mikroorganizmaları da bu yolla çoğaltmış oldu. Yeni ürün hemen hemen hazır olmak üzere. Sanırım size yeni üründen gönderilecek. Sadece küçük bir not: EM Kompost'un nasıl göründüğü önemli değildir. Nasıl görünürse görünsün kullanılabilir. |
|
|
|
|
|
#16 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Komkarbey'e fikri katkılarım.
Alıntı:
Mevcut malzemelerinle oluşturacağın gübreden ( bitki besin maddesi) daha yararlı özelliklte organik madden çok yönlü bir etkileşimle toprağının ve bitkilerinin yararına aynı zamanda çevre içinde yağmur, rüzgar ve güneşin zararlı etkilerini azaltacağı gibi maksimum seviyede yarar sağlayacaktır. Arkadaşım saydığım bu doğanın etklerini biraz açmam gerekecek, yağmurların şiddetiye oluşan sel sularının toprak erozyonunu azaltılması ve yağmur suyundaki azutun, yapılan malç malzemesiyle tutularak toprağa ilave azot takviyesi, rüzgarın etkileriyle toprakların taşınması ile toprak erozyonunun rüzgarla önlemesi ve rüzgarlarla savrulan yabani ot tohumlarının toprakta çimlenmesinin önlenmesi, güneşin bozucu etkilerinden toprak neminin kaybının önlenmesi ve toprak üstüne serilen malç'ın bir güneş kalkanı gibi foto sentez olayıyla malç'ın güneşin enerjisini toplıyarak topraklara artı değer olarak katılması. Benim topraksever olarak bu gerçekleri gördüğümden sizleri bilgilendirerek paylaşımlara sunmaktayım, fikir benden hayata geçirerek pratik açıdan değerlendirmek sizlere düşmektedir, bütün toprak severlere sevgilerimle kolaylıklar dilerim. |
|
|
|
|
|
|
#17 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Kıbrıs'ta Bukaşi Topları Uygulaması
Lefkoşe Türk Belediyesi, Göçmenköy'de GÜYAP evleri yakınından geçen kötü kokan derede kirliliği ve kötü kokuları yok etmek için ilk Bukaşi Topu uygulamasına başladı: Haber için tıklayınız: http://www.kibrisgazetesi.com/popup....me/Ic_Haberler |
|
|
|
|
|
#18 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/showpos...0&postcount=83 |
|
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-05-2009
Şehir: EDİRNE
Mesajlar: 1,576
|
sayın DOĞASEVER yazılarınızı ilgi ile takip ediyorum bilesiniz )bu güne kadar girdiğim organik tarım macarelarında hep aksilikler beni buldu o yüzden sadece şimdilik seyirciyim,sahadaki arkadaşlarıma başarılar dilerim |
|
|
|
|
|
#20 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
Organik girişimlerinizinde tailhsizlikler yaşamanıza üzüldüm. Ama bu tür olaylar inanın birçok kişinin başına geliyor. Tabii ki insan doğal olarak umutsuzluğa kapılıyor. Bizler eğer arkadaşlara zehirsiz tarım yapma çabalarında bir nebze ışık tutabiliyorsak ne mutlu bizlere. Mutlaka organik tarım yapıyor olmanız şart değil, eğer geleneksel tarımda da, sorunlar yaşıyorsanız, lütfen yazın. El birliğiyle, en akılcı çözümleri bulmaya çalışalım. Saygılar |
|
|
|
|
|
|
#21 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 14-03-2010
Şehir: kırklareli
Mesajlar: 15
|
Halil beyin bukaşi yöntemini uygulayarak bende kendime yaptım. 10 günden sonra partmanda oturduğum için kuzeye bakan fazla güneş almayan balkonumda hazırladığım bukaşileri kurutmaya başladım. Birde kardeşim badana yapmıştı. Boya kovasını aldım. Annem tohumluk patates ekmişti. Ondanda çuvalı tedarik ettim. Biriktirdiğim mutfak artıklarının içine elime geçen kağıt parçaları ve bukaşidende katarak. ilk kompostumu yapmak için kovaya delikli çuvalın içine karışımı koyarak bastırdım. Güneş görmeyen kömürlükte bekletmeye başladım. Apartmana ait bahçemizde var. Komşular normal olarak ekim yaptılar. Bende deneme amaçlı küçük bir yere fasulye ektim. Gelişmelerden haberdar edeceğim. |
|
|
|
|
|
#22 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-06-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 554
|
Bugün bahçede 2 hafta beklemiş ilk EM kompostumu toprağa gömdüm. Kesinlikle rahatsız edici bir kokusu yoktu ![]() Kahverengisi biraz fazlaydı, yeşil ve az koyun gübresi ekleyip EM'leyip karıştırdım, üstünü kapattım. |
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-01-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 35
|
Sayın Doğasever, Ben EM nin göztaşı yani bakır sülfatla kullanılamayacağını sanıyordum, aynı zamanda bağlarda da kullanılan sıvı kükürt ile birlikte kullanılıyorsa bordo bulamacı ile de kullanılabilir, netleştirebilirmiyiz göztaşi ve sıvı kükürt EM ile karıştırılarak yapraktan püskürtülebilirmi? saygılar. |
|
|
|
|
|
#24 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Alıntı:
EM'nin Bordo bulamacı uygulamasından olumsuz etkilenmeyeceğini bu başlık altında belirtmiştim. Şu anda kaç numaralı mesaj olduğunu hatırlamıyorum. Ama sizin söylediğiniz gibi, birbiriyle karıştırılarak atılması doğru olmaz. Ne de olsa bakırlı bir bileşiktir ve tüm organizmalar için zararlıdır. Ama Bordo bulamacını uyguladıktan 1 hafta 10 gün sonra EM uygulayabilirsiniz. Her ihtimale karşı ikisini karıştırarak uygulamayın derim. Saygılar. |
|
|
|
|
|
|
#25 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 19-08-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 11
|
Sn Doğasever Bir süredir bu başlığı takip etmekteyim. Çalışmalarınızı ve her konuya detaylı yaklaşan ve çözüm üreten tavrınızı yürekten kutlarım. Gerçektende EM teknolojisi; günümüzdeki birçok teknolojiden farklı olarak, doğadan fayda sağlarken doğanın bozulmasına değil hatta belki onarılmasına katkı yapıyor gibi görünüyor. Bu yönüyle sizinde işlediğiniz gibi her yönüyle bu teknolojiden faydalanmak , geliştirmek gerektiğini düşünüyorum. Bende bu sene diktiğim 12 zeytin, 12 çeşitli meyve ağacı ve yaklaşık 60 asma fidanı bulunan İzmir Foça'daki hobi bahçemde kullanmak üzere EM siparişi verdim. Zaten çok detaylı olarak anlattığınız tekniklerle kullanmaya başlayacağım. Kullanıma başladıktan sonra başta siz olmak üzere burada sorularımıza cevap verebilecek birçok tecrübeli arkadaşın olduğunu bilmek çok güzel. Hem bahçemizdeki, tarlamızdaki verimi arttırırken, hemde doğayla dost ürünler kullanmak ayrıca güzel. Çalışmalarınızda başarıların artarak devamını dilerim. İyi günler. |
|
|
|
|
|
#27 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
TARIMDA EM KULLANIMI Ülkemizdeki tarım işletmeciliğinde, çok uzun yıllardır aşırı kimyasal gübreler ve zehir kullanımı sonucu maalesef topraklarımız ölmüş, canlılığını yitirmiş, doğal yapısını kaybetmiş, dolayısıyla artık verim alınamaz hale gelmiştir. Aslında, geçmiş yıllarda, doğal yapısı itibarıyla topraklarımızda var olan yoğun miktardaki yararlı mikroorganizmalar, son yıllarda iyice artan, aşırı kimyasal madde kullanımı ve zehirlerle yok edilmiş ve topraklarımız tamamen patojenlerin (kötü ya da zararlı mikroorganizmaların) istilasına uğramıştır. Yani kısaca, topraklarımız işlevini yitirmiş; üstelik nematod, fusaryum vb.’ne dayalı köklerde çürüklük, verim ve kalite düşüklüğü, kalıntı pestisit içeren ve doğal olmayan sağlıksız ürünler, bitkilerde çökme, hastalıklar, ölüm v.s. gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalınmıştır. Yine tamamen patojen (zararlı) mikroorganizmaların topraktaki hastalık yapıcı etkisi sonucu, zeytin ağaçlarında vertisilyum solgunluğu denilen hastalık, narenciyede uçkurutan hastalığı, diğer meyve ağaçlarımızdaki patojen kaynaklı hastalıklar, verim düşüklükleri, üzümlerimizdeki hastalıklar v.b gibi sorunlar maalesef hızla artmıştır. Üstelik hastalıklı topraklarımıza bir başka ürün ekilse de veya fidan dikilse de, ana hastalık kaynağı bizzat topraktaki zararlı bakteriler olduğundan sıkıntı devam etmektedir. Sonuç olarak da, topraklarımızın üzerinde sağlıklı olarak tarım yapılamaz, yapılsa da sağlıklı olarak verim alınamaz hale gelinmiştir. Ayrıca kimyasal gübrelerin toprakta oluşturduğu kalıntılar ile zehir kullanımının doğal bir sonucu olarak, toprak yaşamsal işlevini yitirdiği gibi; tekstür yapısı da bozulmuş ve topraklarımız biyolojik, kimyasal ve fiziksel olarak zarar görmüştür. Üstelik kimyasal ve zehir kullanımı doğal dengeyi öylesine bozmuş ve hatta yok etmiştir ki; topraktaki yararlı mikroorganizmalar neredeyse tamamen yok olduğu gibi, keklik, yılan, solucan hatta arı v.b gibi doğal denge için çok önemli olan canlı türleri de tarım alanlarından kaybolmuş ve sonuçta, örneğin, hızla artan fare istilası gibi sorunlarla karşı karşıya kalınmıştır. Arı, yeryüzündeki mevcut bitki varlığının %86’sını dölleyen bir canlıdır. Yani yeryüzünden arı nesli kaybolsa mevcut bitki varlığının %86’sını kaybetme tehlikesi baş gösterecektir. İşte günümüzde, ülkemizdeki döllenememeden ötürü meyve alınamamış olmasının ana nedenlerinden biri de bu sorundur. Maalesef, kendi ellerimizle kendi toprağımızı ve doğamızı öldürmekteyiz. Üstelik bunun için, üstüne bir de para ödemekteyiz. Şu anda ülkemizde tarım yapılan tüm topraklardaki sıkıntıların ana nedeni budur. Bitkiler atmosferdeki ve toprakta parçalanmakta olan organik maddenin sağladığı azottan yararlanamamaktadır. Oysa havadaki azot miktarı %76 dır. Normal olarak gerek bitkiye ve gerekse toprağa organik ya da kimyasal azot takviyesi yapmanın hiçbir anlamı yoktur. Fakat topraklar artık nefes alamadığından, yeterli derecede yararlı mikroorganizma bulunmadığından (aksine patojenlerin istilası söz konusu olduğundan); bitkilerde, her türlü hastalıklar oluşmaktadır. Ülkemizde çiftçilerimiz bu tür sıkıntılardan kurtulabilmek için çareler aramakta ve fakat maalesef kesinlikle bulamamaktadırlar. Çare diye sunulan pek çok ürün ise sadece ticari amaçlarla piyasa sürülmüş olup kafa karıştırmakta, geçici, ufak tefek etkilerinin bir süre sonra kalmadığı da anlaşılmaktadır. Toprak analizleri yaptırarak, topraklarımızdaki var olan makro ve mikro elementlerin oranları ile ilgili bilgi alabilmek ve güya buna göre kimyasal gübrelerle takviye yapılması önerilmektedir. Oysa bu da tek başına tamamen eksik veya yanlış bir çözümleme yöntemidir. Özellikle hastalıklı topraklarımızdaki gerçek sorunu ve sebebini açığa çıkarmadığından, yanlış uygulamalara sebebiyet verilmektedir. Üstelik de zaten sorunun kaynağı aşırı kimyasal gübre ve zehir kullanımı olduğundan, hastayı tedavi ediyoruz diyerek hastalığın bizzat sebebi olan kimyasal ve zehirleri, tedavi etmek için önermek akıl işi değildir. Belki ticari kazanç adına yapılabilir. Ancak böyle bir uygulamadan ötürü, milli ekonominin, ülke topraklarının, milli servetin ve insanlarımızın zarara uğradığı düşünülürse, bu durum hiç de ahlaki değildir. Sadece fiziksel ve kimyasal analizlerle problemin kaynağı bulunamamaktadır. Kaldı ki toprakta doğal denge gereği; makro ve mikro bitki besin maddelerini uygun oranda ve bitkilerin alabileceği formda bitkiye sunma görevlerini yapacak olan yararlı bakterilerin yok edilmiş olması sonucu, toprağa vereceğimiz her türlü kimyasal gübrenin pek çoğu toprakta kalarak kimyasal birikinti teşkil etmekte, sonuçta taşlaşan, çoraklaşan, hasta topraklarla karşılaşmaktayız. Sorunun esas kaynağı, topraktaki iyi veya kötü mikroorganizmaların durumlarıdır, yani sorun biyolojiktir! Bir başka deyişle, sorun, toprağın bozulmuş olan doğal yapısının sonucu hastalık yapıcı kötü mikroorganizmaların istilası ile karşı karşıya bulunulması gerçeğidir. Buna neden olan da topraklarımızdaki bu kimyasal birikimlerdir. Toprakların hasta olmasının tek nedeninin kötü mikroorganizmaların istilası ile hastalık üretmeleri olduğunun, bunu engelleyecek olan yararlı mikroorganizmaların maalesef yok edildiğinin bilinmesi gereklidir. Daha anlaşılır bir ifadeyle, ortamdan iyiler yok edilmiş, ortamı tamamen kötüler istila etmiştir. Topraklarımızla ilgili analizi yapılması gereken öncelikli ve asıl konu işte budur. Ülkemizde bu tip ileri analizler yeteri kadar yoğun yapılamamaktadır. Bu nedenle de sorunun esas nedeni tesbit edilememiş olmakta, dolayısıyla çiftçimize ya toprakları ektirilmemekte ya da çözüm diye bir başka kimyasal ya da zehir satılmaktadır. Bunlar çözüm değildir. Bilakis hastayı daha da ölüme sürüklemekte ve çiftçimize gereksiz yere para harcattırılmaktadır. Böylece, bir yandan verim düşüklüğü ya da bitkilerinde, ağaçlarında hastalık sıkıntısı ile boğuşan çiftçilerimiz, diğer yandan da yanlış çözümlere yönlendirilerek daha büyük açmazlara ve çaresizliğe sevk edilmektedir. Çözüm toprakların yeniden sağlığına kavuşturulup canlandırılmasıdır. Ektirilmeyen topraklarımızın bile kısa sürede EM (Etkin Mikroorganizmalar) ile kurtarılarak tarıma ve milli ekonomiye kazandırılması çok kolay olup fazla bir maliyet de gerektirmez. İşte EM (Etkin Mikroorganizmalar) teknolojisi tarımda çaresiz kalındığı sanılan sorunların halledilmesini sağlayan dünyadaki tek ve muadili olmayan üründür. Bu özelliğiyle de liderdir. Yukarıda açıklanan sebepler sonucu düşülen kötü durumdan topraklarımızı ve bitkilerimizi, kesinlikle herhangi bir kimyasal ürünle kurtarabilmemiz mümkün değildir. Ayrıca kimyasal ve zehirlerle tarım yapmak da son derece yanlıştır. Yeniden topraklarımızı kazanmanın, sağlıklı ve tarım yapılabilir, verim alınabilir hale getirmenin tek yolu; topraklarımızı yararlı bakterilerle yeniden canlandırmaktır. Bunu başardığımız zaman, aynı zamanda toprakta hastalık yapan zararlı bakterileri yok etmiş ve mevcut kimyasal gübre kalıntılarını da parçalayıp toprağın doğal formuna kavuşturulmasını da sağlamış olacağız. Dolayısıyla, tüm bu sorunların üstesinden gelebilmek için, toprağımızın yeniden yararlı mikroorganizmalar ile aşılanması ve toprağın canlı ve aktif hale getirilmesi gerekmektedir. Yani toprağın gerçek anlmada düzene sokulması gerekmektedir. Buna, bir nevi, hasta ve hatta, işlevlerini yitirmiş haldeki toprağın yeniden canlandırılması işlemi de denilebilir. İşte bu işlemi yapabilecek dünyadaki tek ürün EM’dir. EM’nin dünyada bir başka eşdeğeri yoktur. EM (Etkin Mikroorganizmalar), bugüne kadar dünya mikrobiyoloji biliminde geliştirilmiş en üst düzeyde bir buluştur.
|
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Sn. Doğasever, bahar geldi ve ot keneleride geldi. Daha doğrusu baharla birlikte hızla çoğaldılar ve iki av köpeğime saldırıyorlar. Her yıl istemesemde kimyasallar ile savuşturuyorum. Deriye damlatılan ilaç bile zararlıymış diye duydum. Diyorum ki; 20 litreye 1 litre EMAktif koysam, köpeklerin kulubelerine, yatıp kalktıkları yerlere hatta tüylerine, ellerine, ayaklarına, kulaklarına sırt tulumbası ile atsam; ne dersiniz? Ve hatta girip çıktığımız, ara sıra oturduğumuz _dağ başındaki_ iş yerine de atsam diyorum. (iyice öğrenmişim mi? bir tecrübe edeyim.) Saygılar |
|
|
|
|
|
#29 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-04-2007
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 130
|
Alıntı:
EM.5 Kullanabilirsiniz. |
|
|
|
|
![]() |
|
|