agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama)
(https)




Beğeni Düzeni544Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 06-07-2011, 21:13   #1
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Ajanse1978, teşekkür ederim. Başlığı ve konunun tekniğini takip edenler her şeyin farkında zaten. Sn.Suna, size de teşekkür ederim. Söyleminizin arkasında temel bir soru var. Aslında sıralı ve objektif olarak takip ederseniz o sorunun yanıtını bulursunuz. Bu konudaki hassasiyetimizi ise bu yazımızda yazmıştık, devamındaki gelişmeler ise bu yazıya gelen tepkilerden bu güne geldi. Neden hassasiyet gösterdiğimize gelince sebebini siz de yazmışsınız. Yoksa bize ne, öyle değil mi? Hoş, linkini verdiğim yazımıza tepki olarak yazılan, bizi elimize tutuşturulan broşürleri bellemiş birileri olarak niteleyip, üstüne üstlük bu işin literatüründe manipülasyon yapılarak belirli bir grup bilim adamının hiç söylemediği bir şey söylenmiş gibi yazılmamış olsaydı, yine bize ne, kim ne yaparsa yapsın olurdu. Nasılsa ortalıkta böyle 8-10 tane ürün var.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-07-2011, 22:58   #2
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Geçmişte bir ürünün yanında olmakla başka ürünlerin hakkında çok bir şey söyleyememiş hatta yeterince sorgulayamamış ve hakkaniyeti tarafsız birisi olarak istediği gibi dile getirememiş birisi olarak şunu söyleyeyim ki bu başlıkta gerçekleşen olaylardan son derece üzüntü duyuyorum zira benim yaşadığım benzer olayların bu başlıkta da yaşandığına şahit oluyorum ya da olduğumu düşünüyorum. Sonucun aynı olacağınıda biliyorum aslında.

Herkes kendi ürününün peşinde olmalı işine gücüne bakmalı ve işin doğrusu bu şekilde olmalı. Ürün kendini ispatlayabiliyor mu mesele budur.

Bir ürün uğruna ürünlere izin veren makamların işini yapmaya kalkışmak ya da kontrol mekanizmalarının işini yapmaya kalkışmak tüm rakiplere karşı sizi hedef yaptığı kadar ne denli zorlu bir mücadeleyi göze almış olmak bir, ürünü olan kişinin o ürünün bir şekilde karalandığını görerek o zorlu mücadelenin karşı tarafı olmak ve bunlardan ciddi düzeyde etkilenmek o ürünü pazarlamaktan çok çok daha zor ve anlamsız iki.

Hele hele karşılıklı taraflarının iyi niyetli olduğunu bildiğinizde bu daha anlamsız bir hal alıyor, resmen bu anlamsızlığı sorgulayıp duruyorsunuz, bu tıpkı kısır döngü gibi ve her yeni çıkan üründe bu döngüye insanların kapıldığına şahit oluyorum bu anlamda başka ürün isimleride verebilirim işin aslı bu Türk tarzı gibi bir şey ya da Türkün ürünle imtihanıda diyebiliriz.

Bir ürünün peşinden koşmanın değeri o ürünü ispatlamakla ölçülür ürünü ispatı bilimsellik dışında üreticinin ürününün üzerinde görülür ancak zira kimsenin umrunda değil bilimsel sonuçlar o sadece otokontroldür belgelendirmedir belgesi olmayan şeyin uygulaması da yoktur bilimselliğide yoktur zaten. Başka ürünler varsa ispat mekanizması ürünlerin etkinliğinin karşılıklı ortaya konulmasıyla ölçülür, bunun dışındaki ölçüleri yönetmelikler, kontrol makamları ve izin veren makamlar belirler.

Bu başlıktaki mesajları aslında okumuyorum ama saolsun Hamdi bey (Acun beyin hamdi beyi değil agaclar.netin Hamdi beyi )neredeyse günlük haberini taşıyor, tabi farklı kanallardan da başlıktan haberim oluyor. Bu forum nedense hayatımın hep bir yerinde dışarda olsamda bir şekilde geri çekiyor beni. Dolayısyla dönüp tıpış tıpış okuyorum.

Elime benzer amaçlı ve daha fazla özellik olduğu söylenen zeolit tozu geçti hatta forumdaki bu tartışmaya uğramadan işine gücüne bakan buradaki tartışmayı kafaya o kadarada fazla kafaya takmayan bir arkadaşımdan bizaat kendim istedim, ayrıntıları çok anlatacak değilim ama buradaki tartışmalardan sürekli kafamda sorgulayarak anladım ve kanaat getirdim ki piyasadaki bir çok ürün var olmak için ya alternatif ürün geliştiriyor ya da arge ürünü niteliğinde değişik etkili karışımlar piyasaya sürüyor ve ürün değişimlerindeki farklılıklar buradan geliyor yoksa sizlerde sepiolit-bentonit-kalolin-zeolit karıştırın kullanın o kadarda çok mahsuru yok. Diyelimki piyasaya sürülen ürünün sahteliği var o zaman yapılacak iş bakanlığa ufak bir dilekçe vermektir ve doğru mekanizmada budur.

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 07:31   #3
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
oooo Halil bey hoş geldiniz.

Artık dikkat çekiyor, ne zaman forumda bir tartişma çıksa hemen internete bağlanamaz köyünüze kaçıp, final bölümüne doğru ortaya çıkıyorsunuz.

Şaka bir yana dün kendisi ve diğer arkadaşlarla beraberdik. Özlemişim kendilerini. Aramızdaki sohbetin temelini elbetteki son günlerdeki kaolin hakkındaki hararetli tartışmalar oluşturdu.

Yaptıkları uygulamaları gördüm. Herkesin ellerine sağlık.

Son derece teknik olan böylesi bir konuda tartışma bilimsel olmaktan çok taraf olup, renk bildirme, bazıları içinse ''sen beni falanca bölümde sıkıştırmıştın işte bak seni burada yakaladım'' a doğru gitmeye başladığından, biraz soğutulup, zamana bırakılmasını teklif ediyorum.

guneydefne beğendi.
Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 07:49   #4
Ağaç Dostu
 
Çamtepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-12-2010
Şehir: İstanbul, Çanakkale, İzmir
Mesajlar: 646
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
... biraz soğutulup, zamana bırakılmasını teklif ediyorum.
Can-ı gönülden destekliyorum

Çamtepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 09:51   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
oooo Halil bey hoş geldiniz.

...
Teşekkürler dostum.

Böyle durumlarda, Akdeniz insanının sıcak kanlılığına muhalefetim vardır.

Biliyorsun köyde bir şeyler üretiyorum. Özellikle doğal yani hiç bir kimyasal gübre kullanmadan ve kalıntı bırakan zehir kullanmadan yapıyorum bunu. Köy kahvesinden beni izliyorlar. Olmaz yapamaz diyenler oldu.


Şu anda fasulyelerim çıktı.Üçüncü defadır ortalama 20 kg. kadar çıkarıyorum. Örnek olsun diye yaptım. Ve ilk defa fasulye yetiştiriyorum

İnan dostum insanlar gerçek fasulye tadını o kadar özlemişler ki, _ kimyasal gübre ve zehirli ilaç fasulyeyi lastik gibi yapar_ sipariş aldıktan sonra kendime bile kalmıyor.

Sizlere birer kg. bile getiremedim.

Şimdi de yukarı köyde kalan perma kültürcüler ısrarla 3. 5 gün önceden sipariş veriyor.

Keşke daha çok dikseydim diye hayıflanıyorum.

Köyden bir abinin dediği gibi; bu insanın _ ki benim köyün hanımları zor beğenir_ zehirli olana ve doğal olmayana karşı bir tepkidir.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 10:11   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
oooo Halil bey hoş geldiniz.

Artık dikkat çekiyor, ne zaman forumda bir tartişma çıksa hemen internete bağlanamaz köyünüze kaçıp, final bölümüne doğru ortaya çıkıyorsunuz.

Şaka ..
Değerli dostum bizim insanların algılama gücünü bir parça dahi esnetmeye hakkımız yok _ki o zaman yazılanların eğrimi doğrumu olup olamadığını tartışacağı yerde hepimizi gereksiz ayrıntılarla uğraştığımızı söylerler.

Kaolin bir marka _ ondan elde edilenler birer ürün_ bu tartışmada zarar görmemeli.

Kaolinin Tarım üzerinde oynadığı rolü belirlemeye kalkışmışken, bütün yazılanlardan sonra gereksiz ayrıntılarla uğraşmak olarak algılanacaktır.

Kaolin uygulamaları daha bir çözüme ulaşmış değil_ ki üreticinin zehir atar gibi davranışı_ temel sorunlar varken ve daha işin başındayken;

tam mükemmellik gerçekleştirilemez, 'o' na bir türlü erişilememesini kılar.

Bizim yapmamız gereken en mükemmel olana göre yönlendirmektir ve elde ettiğimiz gelişmeyi ölçmemizi sağlamaktır.


Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 08:59   #7
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Halil bey,

İyi bir kaplama konusunda yazdıklarımın buradaki gereksiz tartışmalarla bir ilgisi yok, yanlış anlaşılmasın.

Hangi ürünü kullanırsanız kullanın, bir parçacık film uygulamasının hemen akabinde malzeme kuruyunca yapraklarda gördüğünüz, kullandığınız alet edavat, elinizin ayarı vb. ye göre irili ufaklı beyaz lekeler. Mısır nişastası bile aynı şekilde görünüyor.

Siz de uzun bir süredir bu gibi malzemeleri kullandığınıza göre farketmişsinizdir. Uygulamadan 3-4 gün sonra, 10 gün sonra ne oluyor, uygulamanız ne duruma geliyor? Bu kadar bir zaman geçince görmeniz gereken, belli belirsiz ama homojen bir kaplama olmalı. Bu kaplamanın elde edilmesinin de çok aykırı değilse (iri parçacıklalar, az sayıda parçacık vb.) kullanılan malzeme ile doğrudan ilgisi yok.

Uygulamadan 10 gün sonra yapraklara yakından baktığınızda hala belirgin ve kalın beyaz noktalar görüyorsanız, bunların arası kaplamasız nisbeten geniş boşluklar şeklinde kalmış ise, ağaçlar hala beyaz görünmesine rağmen iyi bir kaplamanız olmamış anlamına gelir.

Bir ağaca ilk kez uygulama yapılıp 10 gün sonra yapraklara bakıldğında kalın ve birikintili malzeme incelerek düzgün kaplama haline gelmiş olsa bile muhtemelen aralarda pek çok boşluk da görülecektir. Bu sebeple, 10-15 gün ara ile peş peşe üç uygulama yapılıp bu boşlukların yok edilmesi, kalın birikintiler yok olduktan sonra da geriye homojen bir kaplamanın kalması istenir.

Bu filmin iyi ya da kötü, az ya da çok, iş yapması ise malzemenin detay özellikleriyle ilgili. Sonradan, kısmen mevsim sonunda, yapılan benzer araştırmalarda da iki-üç yıllık dönemlerde olumlu ve olumsuz etkilerin ayırd edildiği bildiriliyor.

Ağaçların metabolizmalarının fazla hızlanması ise benim kişisel bir endişem. Metrelerce sürgün verenler naşiler. Zeytinler tepelerden 40 santim kadar fırça gibi sürgün verdi. Çoğu ilk budamada çıkarılacak. Dengedeki bir ekosisteme müdahalenin uygun ölçüsü nedir diye düşünüyorum.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 09:28   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
....

Siz de uzun bir süredir bu gibi malzemeleri kullandığınıza göre farketmişsinizdir. Uygulamadan 3-4 gün sonra, 10 gün sonra ne oluyor, uygulamanız ne duruma geliyor? Bu kadar bir zaman geçince görmeniz gereken, belli belirsiz ama homojen bir kaplama olmalı. Bu kaplamanın elde edilmesinin de çok aykırı değilse (iri parçacıklalar, az sayıda parçacık vb.) kullanılan malzeme ile doğrudan ilgisi yok.

Uygulamadan 10 gün sonra yapraklara yakından baktığınızda hala belirgin ve kalın beyaz noktalar görüyorsanız, bunların arası kaplamasız nisbeten geniş boşluklar şeklinde kalmış ise, ağaçlar hala beyaz görünmesine rağmen iyi bir kaplamanız olmamış anlamına gelir.

Bir ağaca ilk kez uygulama yapılıp 10 gün sonra yapraklara bakıldğında kalın ve birikintili malzeme incelerek düzgün kaplama haline gelmiş olsa bile muhtemelen aralarda pek çok boşluk da görülecektir. Bu sebeple, 10-15 gün ara ile peş peşe üç uygulama yapılıp bu boşlukların yok edilmesi, kalın birikintiler yok olduktan sonra da geriye homojen bir kaplamanın kalması istenir. .
Ben buna bakmam.

Hiçbir üretici de buna bakmaz. İlacını atar gider başka tarlasına çiftini sürer, çapasını yapar.

Üretici;

1.İlaç iyi yapışmışmı,
2. güneşten koruyormu,
3. bitkiye/ağaca sürgün veriyor mu yoksa durrurmuşmu,
4. Sineğe _ zararlıya_ etkilimi,

bunlara bakar.

Bunlardan bir ya da ikisi yoksa arkasına bile bakmaz.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 13:22   #9
Ağaç Dostu
 
üzüm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: Sarıcakaya/Eskişehir
Mesajlar: 1,606
Galeri: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Ben buna bakmam.

Hiçbir üretici de buna bakmaz. İlacını atar gider başka tarlasına çiftini sürer, çapasını yapar.

...
Konvansiyonel yetiştiricilikten organik yetiştiriciliğe geçişte yapılan büyük hatalardan birini yazmışsınız.

Organik yetiştiricilik iyi bir gözleme dayalıdır.


Düzenleyen üzüm : 07-07-2011 saat 13:24 Neden: ilave
üzüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 13:01   #10
Ağaç Dostu
 
üzüm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: Sarıcakaya/Eskişehir
Mesajlar: 1,606
Galeri: 1
Ağaçlar için güneş ışınlarından korumak amacıyla kaolin kullamaya karar vermiş ve bu bahar almıştık. Atma zamanını beklerken içimdeki şeytan dedi ki 'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?'.

Bölgemiz yazları aşırı sıcak oluyor. Bahar/yaz başından itibaren uygularsak güneş yanıklığını, sıcaklık stresini azaltıyor. Buraya kadar çok güzel. Peki bir nedenle kaolin uygulamasını gerekli/doğru zamanlarda yapamazsam/tekrarlayamazsam sonuç ne olur diye düşündüğümde ağaçların çok büyük strese gireceğini, bölgenin ikliminide göz önüne aldığımda özellikle meyve ağaçlarında kaybım bile olabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple kaolini henüz uygulamadım.

Bölgenin en sıcak olduğu dönem Temmuz 15 - Ağustos 15 gibi. Şimdilik bu dönemde kullanmayı düşünüyorum.

'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?' konusunda Sayın Meyvelitepe'nin aşağıdaki cümlesinide göz önüne alarak yorumlarınız nelerdir?
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
... Dengedeki bir ekosisteme müdahalenin uygun ölçüsü nedir diye düşünüyorum.


Düzenleyen üzüm : 07-07-2011 saat 13:15 Neden: imla
üzüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 15:42   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi üzüm Mesajı Göster
.. 'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?'.

Bölgenin en sıcak olduğu dönem Temmuz 15 - Ağustos 15 gibi. Şimdilik bu dönemde kullanmayı düşünüyorum.

'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?' konusunda Sayın Meyvelitepe'nin aşağıdaki cümlesinide göz önüne alarak yorumlarınız nelerdir?
demişsiniz.

Evet bence de bu şekilde kaolin uygulanmalı. Yani güneşin en yakıcı olduğu zaman diliminde, geçici bir süre _1 ay gibi_ kullanılmalı.

Yani; Örneğin zeytin çiçekten çıktıktan hemen sonra _olası zararlı veya yakma tehlikesine_ karşı başlamak ve meyve toplama dönemine kadar 3 defa uygulamak; sorgulanmalı.

Yine örnek üzerinden gidersek, diyelim zeytinde kaolin uygulanacak;

hedef zararlı _ zeytin sineği_ ise, taneye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında uygulanmalı.

Çünkü zeytin sineği bu dönemde tane üzerinde o meşhur 'V' şeklini çiziyor ve yumurtasını bırakıyor.

Bu bölgeye, hava sıcaklığına, sineğin döl verme yeteneğine göre farklılık gösterir_ ki 2 ay önce atmanın bir anlamı yok.

Yani dediğiniz gibi bitkiye her müdahale _ ki doğal, organik olan da bir müdahaledir ve Sn. Meyveli Tepe çok güzel bir soru sormuş_ sadece zeytine değil ekosisteme bir müdahaledir.

Peki 'doğal dengeye herhangi bir müdahalenin' ölçüsü nedir? Ölçü olmayan yerde _ ki bu doğa bile olsa_ hiç bir şeyin erdemi yoktur.

Bu bize ' peki doğada bir denge vardır ve insan neyin dengesidir'' e kadar götürür.

Diyelim ki;

hava raporu don tehlikesi verdi. Ve siz birkaç günlüğüne zeytininize don vurmasın diye kaolin attınız. Ve onu dondan zarar görmesini önlediniz. Belki onu ölümden korudunuz.

Ya da, yaz dönemi güneşte oluşan patlamanın getirdiği yakıcı sıcaktan haberiniz oldu; yakmasın diye kaolin attınız, 5, 10 günlüne...


Bu ölçülü bir müdahale değil mi?

Peki bu sizin yaptığınız yararlı müdahaleye zeytininiz alışırsa ve en küçük dondan etkilenir olursa, hep kaolin isterse ne olacak?

Doğanın insanlaştırılması yolu sonuna kadar açık. Zeytinin böyle bir isteği olabilir mi?

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 10:16   #12
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 07-07-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5
"Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim" ))))Bayıldım buna))) göz var izan var, el insaf.

Benim bu bardak deneyinden ve yazılanlardan anladığım:

Pazara gittim 1 kilo taze ceviz aldım, 50 tane aynı irilikte ceviz vardı, çok beğendim.
Komşum da beğendi, nereden aldın diye sordu.
Falancadan dedim, ertesi hafta yine aynı pazarcıya gidip birlikte aldık.
Bir dahaki hafta bir de baktım ki eskiden tanıdığım biri de aynı cevizden satıyor.
Tanıdıktan alayım bari dedim, 1 kilo aldım geldim.
Eve gelince gördüm ki torbada 25 ceviz var, şüphelendim tarttım. Yine de 1 kg geldi.
Hemen eski cevizciden 1 kilo ceviz alıp karşılaştırdım:
Cevizler aynı boyda, ikisi de 1 kg. ama bir torbada 50 ceviz, diğerinde 25 ceviz var. Akıl erdiremedim, ama kazıklanmasın diye komşumu uyardım.
Komşumu uyardığım için de ikinci pazarcı ve durumu anlamayan ya da anlamak istemeyenler bozuldu, beni suçladı.
Her zamanki gibi bir haksızlığı dile getirdiğim için desteklenmek yerine suçlandım. "Kral çıplak" diye bağıran bendim, ama birileri beni kral sandı
Gerisi alıcıların isteğine kalmış, isteyen istediğini alsın, ne isterse yapsın.

Şimdi artık sadede gelelim de kaolin ile ilgili bitkiler üzerindeki gözlemler paylaşılsın, hakaret etmeye devam etmek isteyenler için ise "ayrı bir başlık" açılmasını rica ediyorum.

Merdümgiriz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 10:35   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Merdümgiriz Mesajı Göster
"Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim" ))))Bayıldım buna))) göz var izan var, el insaf.

Benim bu bardak deneyinden ve yazılanlardan anladığım:

Pazara gittim 1 kilo taze ceviz aldım, 50 tane aynı irilikte ceviz vardı, çok beğendim.
Komşum da beğendi, nereden aldın diye sordu.
Falancadan dedim, ertesi hafta yine aynı pazarcıya gidip birlikte aldık.
Bir dahaki hafta bir de baktım ki eskiden tanıdığım biri de aynı cevizden satıyor.
Tanıdıktan alayım bari dedim, 1 kilo aldım geldim.
Eve gelince gördüm ki torbada 25 ceviz var, şüphelendim tarttım. Yine de 1 kg geldi.
Hemen eski cevizciden 1 kilo ceviz alıp karşılaştırdım:
Cevizler aynı boyda, ikisi de 1 kg. ama bir torbada 50 ceviz, diğerinde 25 ceviz var. Akıl erdiremedim, ama kazıklanmasın diye komşumu uyardım.
Komşumu uyardığım için de ikinci pazarcı ve durumu anlamayan ya da anlamak istemeyenler bozuldu, beni suçladı.
Her zamanki gibi bir haksızlığı dile getirdiğim için desteklenmek yerine suçlandım. "Kral çıplak" diye bağıran bendim, ama birileri beni kral sandı
Gerisi alıcıların isteğine kalmış, isteyen istediğini alsın, ne isterse yapsın.

Şimdi artık sadede gelelim de kaolin ile ilgili bitkiler üzerindeki gözlemler paylaşılsın, hakaret etmeye devam etmek isteyenler için ise "ayrı bir başlık" açılmasını rica ediyorum.
Şehri '' yeryüzü '' dostum buraya daha ilk mesajınız da geldiniz;

başımızın üstünde yeriniz var.

Hoş geldiniz.

İsterseniz sizden başlayalım;

biraz derin düşünmek ne kadar zor değil mi?

Zira derin düşünmekte elinizin boş dönme ihtimali her zaman vardır. Ve derin düşünmek de sorunlu bir eylemdir.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-07-2011, 23:28   #14
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen Mesajı Göster
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Merdümgiriz
"Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim" ))))Bayıldım buna))) göz var izan var, el insaf.

Benim bu bardak deneyinden ve yazılanlardan anladığım:

Pazara gittim 1 kilo taze ceviz aldım, 50 tane aynı irilikte ceviz vardı, çok beğendim.
Komşum da beğendi, nereden aldın diye sordu.
Falancadan dedim, ertesi hafta yine aynı pazarcıya gidip birlikte aldık.
Bir dahaki hafta bir de baktım ki eskiden tanıdığım biri de aynı cevizden satıyor.
Tanıdıktan alayım bari dedim, 1 kilo aldım geldim.
Eve gelince gördüm ki torbada 25 ceviz var, şüphelendim tarttım. Yine de 1 kg geldi.
Hemen eski cevizciden 1 kilo ceviz alıp karşılaştırdım:
Cevizler aynı boyda, ikisi de 1 kg. ama bir torbada 50 ceviz, diğerinde 25 ceviz var. Akıl erdiremedim, ama kazıklanmasın diye komşumu uyardım.
Komşumu uyardığım için de ikinci pazarcı ve durumu anlamayan ya da anlamak istemeyenler bozuldu, beni suçladı.
Her zamanki gibi bir haksızlığı dile getirdiğim için desteklenmek yerine suçlandım. "Kral çıplak" diye bağıran bendim, ama birileri beni kral sandı
Gerisi alıcıların isteğine kalmış, isteyen istediğini alsın, ne isterse yapsın.

Şimdi artık sadede gelelim de kaolin ile ilgili bitkiler üzerindeki gözlemler paylaşılsın, hakaret etmeye devam etmek isteyenler için ise "ayrı bir başlık" açılmasını rica ediyorum.
Şehri '' yeryüzü '' dostum buraya daha ilk mesajınız da geldiniz;

başımızın üstünde yeriniz var.

Hoş geldiniz.

İsterseniz sizden başlayalım;

biraz derin düşünmek ne kadar zor değil mi?

Zira derin düşünmekte elinizin boş dönme ihtimali her zaman vardır. Ve derin düşünmek de sorunlu bir eylemdir.
"Merdümgiriz" öyle bir örnek vermiş ki tam uymuş. Yarı sayıda ağır çeken ceviz, tam sayıda hafif çeken ceviz.

Asında şöyle olmalıydı. Az sayıda çok büyük cevizler, ve çok sayıda küçük cevizler. Bize lazım olanlar ise sadece küçük olanlar. Ama bu biraz karışık. Merdümgiriz'in örneği daha basit. Ağır cevizleri de satan tanıdıkmış üstelik.

Sanıyorum bu örnek Sn.Suna için. Halil bey görüp çok derin yorumlamış, ama derinliğin farkları da olabiliyor. İş dünyasında, "karmaşık bir şeyi basit anlatacak kadar zaman ayıramadık" deriz çoğu kez. Üstünde çok çalışmak gerekir bunun için. Bazen benim yeteneklerimi aşar.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2011, 01:01   #15
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi meyvelitepe Mesajı Göster
"merdümgiriz" öyle bir örnek vermiş ki tam uymuş.

Sevgiyle kalın hoşçakalın,

Sizi seviyorum.

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 10:30   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Kaolin ve kaolin üzerine tartışmalar

şeklinde iki ayrı konu başlığı açılması yerinde olacak.

Ben karşılıklı atışmaların, laf yetiştirmelerin özellikle bu forumda olmaması gerektiğine inanıyorum.

Hatta 2 ayrı konu başlığı açılması yerine bu konu başlığındaki işin tekniğinden uzak, "kişisel üstünlük içgüdüsüyle" yazılmış tüm yazıların-sataşmaların çıkarılmasından yanayım.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 10:59   #17
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Görünen kar mı yoksa görünmeyen kar mı?

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe
..
Eklenti 217837
...
Yapraktaki ideal bir kaplama ise budur. 2 mikrondan daha küçük tanecikler homojen bir şekilde dağılarak eşit kalınlıkta bir film oluşturur. 2 mikronluk tek bir tanecik, siyah bir zemine dahi koysak çıplak gözle göremiyeceğimiz kadat küçüktür. Yaprak stomalarının kapanmaması, fitotoksite oluşmaması ve fotosentezin devamı için bu kalitede bir film oluşturmak elzemdir...
Alıntı:
Sevgili Dostum Meyveli Tepe,

kaolinin yaprakta ideal kaplaması bu ise; biz _siz de dahil_ yanlış yapıyoruz demektir.
Bu şekli ile Temmuzda zeytine kar yağması mümkün değildir.

Böyle bir kaplamayı tutturmak da mümkün değildir.

Halil Bey ve Sn Meyvelitepe mesajlarınız için teşekkürler.

"Yaz ortasında kar yağdı" dediğinizde, karın yağıp yağmadığını belirleyen şey, kaolin süspansiyonunun (çözeltisinin) içindeki kaolin partiküllerinin boyutu ve yaprak üzerine düşen sıvı damlacığının boyutu ve düştükten sonraki davranışıdır. (Ben yıllarca metal yüzeylere sıvı çözelti uygulayıp Gümüş nitrat filmi ile kaplayarak metal yüzeyinden hidrojen çıkışını fotoğrafladım.)

Her şeyden önce damlacığın çapı önemlidir. Bunu uygulama yapılan nozülün deliğinin çapı belirler. Yaprak yüzeyine düşen bir damlacık parçalanır ve küçük damlacıklara ayrışır. Bu küçük damlacıkların içindeki kaolin parçacıklarının bir kısmı yaprak yüzeyine yapışır. (Yaprağa yapışma kuvveti, damlacıkların birbirlerine yapışma kuvvetine karşı galip gelir. Bunun gerçekleşmesi için damlacık boyutunun ve partikül boyutunun mümkün olduğunca küçük olması gerekir!). Bir kısım damlacık ise (kritik bir çapın üzerinde büyük damlacıklar ve iri partikül içerenler), birbirlerine çekim kuvveti (her damlacık yüzeyindeki yüzey gerilim kuvvetinden ötürü birbirine yapışmaya eğilimlidir!), yaprak yüzeyine yapışma kuvvetinden daha büyük olduğu için yaprak yüzeyinde büyük damlacıklar oluştururlar ve böylece kururlar. Aslında Yaz ortasında kar yağdıran şey işte bu büyük damlacıkların kurumuş hallerinden başka birşey değildir. Bu damlacıklar kuruduklarında, öbek halinde veya iri yığılmış halde (yaprağa yapışmış değil! ya da daha zayıf kuvvetlerle yapışmış diyelim) beyaz partüiküller bırakırlar. Çekilen fotoğraflarda görülen de bunlardır. Çünkü 2 mikron kalınlığında bir tabaka zaten gözle görülmez. Aslında yaz ortası yağan kar bence asıl iş gören partiküller değildir. Asıl iş görenler gözle görülmeyen kar taneleridir.

Yukardaki benim görüşümdür ve tartışmaya açıktır.


Ek not 1: Yukardaki fikirden küçük çaplı nozül ile çalışmanın gereği anlaşılıyor ancak pratikte maalesef tıkanmayacak minimum çapta bir nozül ile çalışmak gerekiyor. Bu yüzden de, ister istemez görünen karla görünmeyen kar birlikte yağıyor! (Keşke hepsi gözle görünmeyen kar taneleri olsa ama pratikte bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil!)

Ek not 2: Yine yukardaki fikirden 2 mikron çapındaki partiküllerin oranının yüksek olduğu bir malzemeyle çalışmanın da ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.


Düzenleyen Dogasever : 07-07-2011 saat 11:34 Neden: ekleme
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 11:35   #18
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
Görünen kar mı yoksa görünmeyen kar mı?
...
Halil Bey ve Sn Meyvelitepe mesajlarınız için teşekkürler.



Ek not 2: Yine yukardaki fikirden 2 mikron çapındaki partiküllerin oranının yüksek olduğu bir malzemeyle çalışmanın da ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Teşekkürler Doğasever.

Bu ek 'not' unuz çok önemli.

Şu anda elimizin altında bulanan tabancaların çapı buna uygun değil ve bir an önce değiştirilmeli; daha ince ve daha yüksek basınçla olmalı, atılmalıdır.

Bunu bir üreticinin tarlasında denediğimizde _ yeni aldığı taral ile_ çok güzel sonuçlar elde ettik.
( Ben yazarken iletinizi yenilemişsiniz.)

Ek not 1. için yazdıklarınız çok daha önemlidir.
Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 11:47   #19
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Halil Bey, aklıma geldikçe pratik açıdan önemli olabilecek hususları ilave ediyorum. Asıl ben size teşekkür ederim. Sizin ve Sn Meyvelitepe'nin mesajları sonucu biraz beyin jimnastiği yapmış olduk.

Saygılar.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 11:59   #20
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
Halil Bey, aklıma geldikçe pratik açıdan önemli olabilecek hususları ilave ediyorum. Asıl ben size teşekkür ederim. Sizin ve Sn Meyvelitepe'nin mesajları sonucu biraz beyin jimnastiği yapmış olduk.

Saygılar.
Çok sağol dostum.

Yardımlarınıza ihtiyacımız var.

İyi düşünmek ve entellektüel düzeyi yakalamak zor değil. ( Bunu ben bile yapabiliyorsam)

Teşekkürler

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 12:14   #21
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
"Ben bile" ne demek Halil Bey! Hepimizin birbirine ihtiyacı var. Yeter ki olayları kişiselleştirmeden sakin sakin tartışalım. En doğruları bulacağımızdan eminim. Sevgiyle kalın.

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 14:39   #22
Ağaç Dostu
 
Lilium's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2008
Şehir: Balıkesir Gönen
Mesajlar: 7,546
Galeri: 106
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
"Ben bile" ne demek Halil Bey! Hepimizin birbirine ihtiyacı var. Yeter ki olayları kişiselleştirmeden sakin sakin tartışalım. En doğruları bulacağımızdan eminim. Sevgiyle kalın.
Dileğinize canı gönülden katılıyorum. Yeterki bunu hep birlikte yapma başarısını gösterebilsek, birbirimizi kırmadan inciltmeden eksiklerimiz yanlışlıklarımız varsa hep birlikte düzeltelim. Birimizin ufak bir açığını buldukmu vurun abalıya misali olmasın.

Şimdi

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Onun yerine siz de başka bir seviyeden medet umuyorsunuz. Ne diyeyim.
Sevgili meyvelitepeciğim, beni çok üzüyorsunuz, benim medet ummak gibi bir beklentim yokki, neden olsun. Ben sizi uygulamalarınızdan dolayı teşekkür etmiştim, bu yapmış olduğunuz deney (vs) nin analiz raporları test sonuçlarının belgeleri varmı dediğimde beni hemen yanlı olarak afişe ettiniz. Ve "olmayan şeyin belgesimi olur"dediniz. Peki olmayan bir şeyin deneyi nasıl oluyor.

Bir şeyi iddia ederken ya da alenen beyan, reklam, ederken bunu kanıtlayan belgeleriniz olması gerekir. Hani bir deyim var, on tane şahit getireceğine bir tane belge getir. Diğer taraf içinde aynı şey geçerlidir, ama bunu belgeleri size veya bana verip vermemesi ürün sahibinin keyfiyetindedir, istemişimdir vermemişse ve ürünün eksikleri aldatıcı yönlerini tespit ettirir belgeler gerekli mercilere baş vururum, ve bu başvuru sonucunu almadan çıkıp reklam etmek suçtur.
Belgeleri alsanız dahi reklam edemezsiniz ama dava açabilirsiniz.

Tüm anlatmak istediğim bu, herhangi birini korumak, kollamak, kayırmak, ya da çamur at izi kalsın(bu babam olsa dahi) gibi bir karaktere sahip değilim.

Ben üründe eksik yanlış bilgi (vs) yoktur demiyorum, sizin testlerinize göre vardır da diyemem. Nasıl güveneyim size (Hani bir söz var, bir babama güveniyordum onuda anamın üstünde yakaladım

Belgele be abicim, belgele ki size bir kez daha teşekkür edelim. Arkanda olalım.


"Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, "

Şu yazmış olduğunuz mesajın cevabını elini vicdanına koyan herkes tarafından gayet güzel cevaplanır.

Bıraktım hukuku,
Ya, beyaza gri diyen vicdanların, vicdani cevabı nedir.

Lilium Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 16:43   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 1,281
Tartışmaları hararetle ızliyorum
tempo yüksek
günde bir kaç kez kontrol edıp okuyorum
bir çok ürünü farklı şekıllerde de olsa hepımız kullanıyoruz
ben kaolın kullanmadım
ancak 60 agaç yalova cinsi cevizde kullanmayı düşünüyorum
şahsi kanaatım kendı köyümde güneş yanıgı açısından bir risk yok
yazları bırkaç gün aşırı sıcak oluyor
asıl zararlılarla mücadele konusunda benım açımdan kullanılması gerektiğine inanıyorum
aslında felsefi olarak bakınca her sey bir müdahale anlamına gelıyor
çocuklarımıza zorla yedırdıgımız gıbı bıtkıye zorla bırseyler tıkıyoruz
bitkininde kaoline alışınca sonradan uygulama görmez ise mutlak bir sitres yaşamaşı büyük ıhtımal
bir üniversite gıbı gördüğüm sitemizdeki hararetli tartışmaların tatlıya bağlanmasını temennı edıyorum

Safranlı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 18:25   #24
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Sevgili Safranlı,

Yukarıda söylediğin doğaya müdahale konusuna tümüyle katılıyorum. Doğaya müdahale, daha tarımın başlangıcında bitkileri kültüre almakla başlıyor. Olayı sadece kaolin boyutuna indirgememek lazım. Örneğin bizim bahçede zeytinleri sulamaya alıştırdık. Su kullanmayı geciktirdiğimizde genç ağaçlarda hemen etkisi görülüyor.

İnsanın her türlü eylemi aslında doğaya müdahaledir. Gerçek anlamda doğal üretim yapmak istiyorsak tıpkı toplayıcılık dönemindeki gibi, sadece doğal yetişen bitkilerle beslenmek gerekirdi ki mümkün değil. Açıkçası sınır nerede başlıyor, bu tartışılır. "Organik", "doğal", "ekolojik" vb. denilen üretimde de doğaya müdahale var. Örneğin organik üretimde kullanılan makinelerin tükettiği fosil yakıtlara ne diyeceğiz? Ya da insanların tükettiği antibiyotik ve doğum kontrol ilaçları tüm pestisitlerin toplamından daha fazla doğaya zarar veriyor.

Kaolin kilinin pestisit olarak kullanımına gelince, önce kavramları netlleştirelim:

Pestisit, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde "Zararlılarla savaşta kullanılan öldürücülerin genel adı." şeklinde tanımlanıyor ki, kaolinin zararlılar üzerinde öldürücü etkisi yoktur. Mister Glenn, abartarak, bakterisit (Bakteri öldürücü madde) ve fungusit (Mantar (küf) öldürücü madde.) olarak kullanılabileceğini iddia etse de buna ciddi bilim çevrelerinden oldukça fazla itiraz var. Mister Glenn'in yaptığı testlerde elde edilen %20 - %30 luk başarının yeterli olmadığını söylüyorlar.

Kaolin zararlılar üzerinde repellent (kovucu) etkiye sahiptir. Zararlıların meyveye yaklaşmasını engelliyor. Bu zararlılarda taşınabilecek bazı zararlı mikroorganizmaların bulaşıklığı da dolaylı olarak engellenmiş oluyor. Bunun dışnda kaolinin ekstra bir etkisi yoktur.

acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 23:23   #25
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi İnci Akalp Mesajı Göster
Bence tamamen yanılıyorsunuz Sn Sarıcan.. Sn. Meyvelitepe'nin böyle bir güç kullanmaya ihtiyacı yok, o sadece doğru ürün kullanmak isteyen bir tüketici. Siz herşeyi satın alırken etiketini kontrol etmiyor musunuz? Doğru beyan edilmemiş bir etiketi sorgulamıyor musunuz?


Keşke söyledikleriniz doğru olsaydı Sn. İnci Akalp, ben yanılıyor olsaydım. Sn. meyvelitepe her ürüne karşı aynı objektif gözlükle bakabilseydi. Her ürünün etiketini aynı gözle sorgulayıp yanlış yapanları aynı sertlikte uyarsaydı.

Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı bugün bu tartışmalar olmayacaktı. Ben bu yüzden anafikriniz nadir? diye sormuştum. Bugün hangi ürünün katalog veya prospektüsüne bakarsanız şöyle bir ifadeyi görebilirsiniz. "Üretici haber vermeksizin verilen spektlerde her türlü değişikliği yapma hakkını mahfuz tutar." Yeni geliştirilen bir üründe de bu kaçınılmazdır. Eğer torbanın üzerinde 25 kg yazıpta içinden 20 kg ürün çıksaydı sahtekarlık olurdu. Ya da torbanın üzerinde kaolin yazıpta çimento çıksaydı.

Ama hiç bir zaman şöyle bir açıklama bulamazsınız. siz etiket üzerinde yazan bilgilere bakmayın hepsinin üstünde A yazar, siz eğer A ürününü sipariş ettiyseniz ürün A' dır. Yoksa B' dir. Ya da sipariş ettiğiniz ürünün fiyatı 6xB ise ürün A' dır. Yoksa ürün B' dir gibi. Böyle bir çarpıklığı içimize sindirir o ürünü alır kullanırız ve sesimizi çıkarmayız, eleştirmeyiz hatta gönül rahatlığı içinde öneririz. Yani markete gidip zeytinyağı almak istiyorsunuz, şişelerin hepsinin üzerinde sızma zeytinyağı yazıyor. Eğer 6xB fiyat verirseniz aldığınız zeytinyağı sızma, yoksa rafine çıkar denilen ürüne birşey demeyeceksiniz. Bu ürünü forum ortamında herkese tavsiye etmekten kaçınmayacaksınız.

Her ürün kendi literatürünü oluşturmak zorundadır, bu işe öncülük etmiş firmaların literatüründen faydalanmak etik dışıdır diyeceksiniz. Sizin forumda önerdiğiniz Sunguard adlı ürün web sitesinde başka bir firmanın broşürlerini kullanması etik olacak. Onu da içinize sindireceksiniz. Yeni çıkan bir ürünü OMRI listesine girmiş ürünle imtihan etmeye çalışacaksınız ve bu imtihanda önünüze çıkan her belgeyi kullanmaya çalışacaksınız. OMRI belgesi var dediğiniz ürünün web sitesinde OMRI’ nin lafı bile geçmeyecek. Ben bu çelişkileri algılayacak gözlükle baktığım için yazıyorum bu satırları. Yoksa bende sizin gibi forum ortamından veya ağaclar.net’ in yıllık toplantılarından tanıyorum buradaki tüm arkadaşları.

Ama ne zaman yeni bir ürün çıkar, hep aynı kişiler arı gibi o sayfaya üşüşüp soru üstüne soru sormaya başlarlar. Sn. Selahattin Yılmaz nihayet deneyimlerini yazmış. Bir markaya veya bir kişiliğe nasıl saldırılırmış kendisi bunu en acı şekilde yaşamıştır. Ben o başlıkta da dayanamamış müdahil olmuştum. b5A başlığını okumanızı öneririm. Şimdi yeni çıkan bir kaç üründe yine sorgulamalar başlamış. Forumu takip etmenizi tavsiye ederim. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yalnız bu sayfa ile kalmayınız. Bu forumda kimlere toplu saldırı düzenlenmiş daha iyi anlarsınız. Dün b5A’ yı toplu olarak topa tutanlar bugün başka bir ürünü, yarın yeni çıkacak başka bir ürünü topa tutabilirler. Hemde kendi ayıplarını hiç yokmuş veya olağan bir şeymiş gibi varsayarak.

Forumda bu işi uzaktan sadece okuyarak takip eden bizlerde sesimizi çıkarmayıp, bana değmeyen yılan bin yaşasın mantığı içinde iki kelime yazmaya korkarsak o grupta istediği gibi at koşturur. Ondan sonrada kendilerine en küçük bir eleştiri geldiğinde çetecilikten dem vururlar. Şu anada bu başlıkta bile aynı gruplaşma var zaten.


Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Sn.Sarıcan, buradan anladığımız, aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz. "Karalama" (gerçek olmayan bir şekilde iyi bir şeyi, değilmiş gibi gösteren şeyler) dediğiniz şeye engel olmak istiyorsunuz, onun için bir dizi mesaj yazdınız. Doğru mu?
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster

Bahsettiğiniz gibi bir forum üyesiyseniz yapmanız gereken, bu ürünün tam da ilan edildiği gibi bir litresinin 315gr olduğunu ispat ederek beni yalancı çıkarmanızdı. Düğüm noktası budur. Bunu size kaç kere yazdığım halde bunu düzeltmek için hiç bir şey yapmadınız. Bu bir karalama ise lütfen öyle olduğunu gösteriniz.

Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.

Not: Engelleme çabalarınızda sözünü ettiğiniz web sitesi vb. şeyleri oradaki iletişim bilgilerine ulaşarak, ilgililerine sorabilirsiniz. Sürekli tekrarlayarak sanki o ürünlerle bir bağım varmış intibaasını yaratma gayretiniz gereksiz. Madem ki, bizim önerdiğimiz ürünler bir çok kişi tarafından uygun kabul ediliyor, biz de bu sorumluluğumuz çerçevesinde şimdilik üç ürün öneriyoruz. Kullanıcı arkadaşlar hangisi uygun ise onu alıp kullanırlar. Kimse kusura bakmasın, bizce uygun olmayan ürünü önerme sorumluluğunu almayız. Önermediğimiz ürüne karalanıyor demek de diyenlere aittir.
Sn. Meyvelitepe,

Aynen söylediğiniz gibi “aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz.” Bir üyeyim. Tek özelliğim yanlış giden bir şey gördüğüm zaman dayanamıyorum.

Düğüm noktasına gelince, ürün spektleri konusunda sadece bu ürüne özgü değil yıllarca sanayide katalog karıştırdığım için spektlerin değiştirilebileceği konusunda genel düşüncemi belirttim. Asıl düğüm noktasının olmayan şeyleri varmış gibi göstermek olduğu kanısındayım. Hatta bunu laf kalabalığı arasına sokuşturup gizlemek ustalığı olsa gerek diye düşünüyorum. Hatta dikkat dağıtmak için araya başka destek mesajlar almak, selam sabah muhabbeti ile dikkatleri başka yöne çekmek gibi.

“Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.“ Diyorsunuz. Bildiğiniz bir şey varda açıklamıyorsanız sizi alenen müfteri ilan ediyorum. Sn. Acemi_caylak’ ı sizden farklı olarak iki defa agaclar.net toplantısında tanımış bir forum arkadaşlığının dışında başka bir organik bağımı ispatlayamazsanız aynen bütün yazdıklarınız gibi sizi yalanlarınızla başbaşa bırakıyorum. Forumda düzgün olarak tanıdığım her arkadaşı neden destekliyorsam bugünki desteğimde ondan öteye geçmez. En küçük bir yanlışını görürsem onuda aynı sertlikte eleştirebilirim.

Sunguard markasını dilinden düşürmeyen ve öne çıkarmaya çalışan sizsiniz. Benim böyle bir markadan siz bahsetmeseniz haberim bile olmazdı. Eğer bu üründe diğer önerdikleriniz gibiyse… Önerdiğiniz başka ürünün ambalajının içinden ne çıkacağı bile belli değil. Ne çıkarsa şansınıza. Kullanıcı arkadaşın deyimiyle bu bizim size kıyağımız olsun diyorlarmış. Ama ne gam, bu durum sizi hiç rahatsız etmiyor. Siz hep doğruların yanındasınız ya. Herkes sizin önerdiğiniz ürünü gözü kapalı kullanıyor nasıl olsa. Siz en iyisi bir reklam şirketi kurun. Bu güvenirliliğiniz varken iyi kazanırsınız.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 23:54   #26
Ağaç Dostu
 
İnci Akalp's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-03-2007
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 103
Galeri: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan Mesajı Göster
Keşke söyledikleriniz doğru olsaydı Sn. İnci Akalp, ben yanılıyor olsaydım. Sn. meyvelitepe her ürüne karşı aynı objektif gözlükle bakabilseydi. Her ürünün etiketini aynı gözle sorgulayıp yanlış yapanları aynı sertlikte uyarsaydı.

[Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı bugün bu tartışmalar olmayacaktı)
Sayın Sarıcan,
Sanırım son yazdığım cümleyi okumamışsınız
Burada kişilerin değil, ürünün tartışmasını izliyoruz.
Yazdıklarınız maksadını aşıyor bence

İnci Akalp Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-07-2011, 01:55   #27
Ağaç Dostu
 
cemo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-04-2008
Şehir: kdz ereğli
Mesajlar: 5,237
Galeri: 13
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan Mesajı Göster
b5A başlığını okumanızı öneririm. Şimdi yeni çıkan bir kaç üründe yine sorgulamalar başlamış. Forumu takip etmenizi tavsiye ederim. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yalnız bu sayfa ile kalmayınız. Bu forumda kimlere toplu saldırı düzenlenmiş daha iyi anlarsınız. Dün b5A’ yı toplu olarak topa tutanlar bugün başka bir ürünü, yarın yeni çıkacak başka bir ürünü topa tutabilirler. Hemde kendi ayıplarını hiç yokmuş veya olağan bir şeymiş gibi varsayarak
Buna, topa tutma değil de sorgulama desek. Bursa toplantısında bana da b5a verildi, ama buzdolabımda patladı aktı. Sordum bişey olmaz dendi. Hala kullanamadım duruyor elimde. Dolabım battı, neden aktı hala acıklanmadı. Sadece bişey olmaz.
Dün, bişey olmazla geçiştirileni yaşamak istemediğimden, bugün sorgulamak isterim. Sorguladığım zaman tu kaka mı olacağım.
Sorular insanları neden rahatsız eder ki. Cevap verin yeter, kırmadan dökmeden.

Saygılar

cemo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2011, 23:42   #28
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sn Sarıcan

Gerçekten kendinizi artık komik duruma düşürmeye başladınız. Artık insanlarla uğraşmayı bırakın lütfen. Gerçekten konuyla uğraşın. Sizin sorununuz hep kişilerle nedense. Bu anlaşılmaz bir şekilde hoşunuza gidiyor. Daha kaç kere bu forumda başka başlıklarda yazdığınız yazılarla bana taş atacaksınız? Ben size ne yaptım? Bu başlık altında kaolin tartışılırken bile, Doğasever'e isim vermeden ama imalarda bulunarak ve linkler yoluyla saldırıyorsunuz. Ama benim için sorun değil. Artık siz umurumda değilsiniz. Ne derseniz deyin, sadece gülüyorum. Biraz büyüyün artık!

Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-07-2011, 01:35   #29
Ağaç Dostu
 
cemo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-04-2008
Şehir: kdz ereğli
Mesajlar: 5,237
Galeri: 13
Kolin kili kullanacağım , hala ürünü değil kişileri konuşuyorsunuz. Kaolin üzerine konuşulursa sevinirim. Ayrı başlık açıp, tartışmaya devam edebilirsiniz. Ürün üzerinde yazan ile, tartı yanlış ise elbet tartışılmalı.
Gecen yıl, Balıkesir den bir arkadaşımın gönderdiği kaolini kullanmaya çabaladım, pompanın tıkanmasından dolayı fiyasko oldu herşey.
Kaolin deyip almak doğru değil demek. Ne nedir bilgilenmek istiyorum.

Sn meyveliTepe, araştırmalarına güvendiğim bir doğa dostu. Tartıp yanlış demiş ise, (değildir deyin) ayrı başlıkta siz devam edin.
Ben ise, amatör organik sebze yetiştirmeye çalışan üyeyim.

Bu tartışmadan sıkıldığımı belirtmek isterim.

cemo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-07-2011, 08:47   #30
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cemo Mesajı Göster
...
Gecen yıl, Balıkesir den bir arkadaşımın gönderdiği kaolini kullanmaya çabaladım, pompanın tıkanmasından dolayı fiyasko oldu
...
Bu tartışmadan sıkıldığımı belirtmek isterim.
Balıkesir de ocaktan çıkarıldığı gibi satılan kaolin bu günlerde _ isimsiz çuvallarda_ çok dolaşır oldu.

Bir üretici ( Sn.Serdar Lek) Balıkesir den çıkarıldığını ve aldığını söylediği kaolini 400 zeytin ağacında kullanacağını söyledi.

Örnek olarak bir cuvalda aldığı;
getirdiği kaolini inceleyip, kullanılabilir mi diye test ettik.

Tarımda kullanılan kaolinin böyle olmaması gerektiği ve taralı ( pompayı) tıkayabileceğini söyledim.

Daha sonra ise, bunun yerine Sun Shader uyguladığını söyledi.

Ancak bu şekilde;
Balıkesir de ocaktan çıkan kaolin piyasada çok dolaşır oldu. Bu şekli ile bazı üreticiler tarafından kullanıldığını da biliyoruz.

Belki iyi yedirildiğinde taralı ( büyük içten karıştırıcılı pompa) tıkamıyabilir.

Sn. Meyveli Tepe nin tarımda kullanılan kaolinin ne olaması gerektiği üzerine çalışmaları ve Sn. Ayhan Kaptanın ve bizlerin çabaları _ Ağaçlar. net e herkesin ulaşamaması_ yetersiz kalmaktadır.

Tarımda kullanılan kaolini üreten kuruluşların da bu konuda üreticileri bilgilendirme çalışmalarının olması gerekir diye düşünüyorum.

Saygılar

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:51.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025