04-10-2007, 15:02 | #33 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 18-09-2007
Şehir: Manavgat
Mesajlar: 46
|
Türkçe'de "Kaplumbağa" yalnızca suda yaşayan kaplumbağa anlamına gelir. Tosbağa ise yalnızca karada yaşayan kaplumbağa demektir. İngilizcesi "turtle" ve "tortoise" şeklindedir. |
05-10-2007, 14:58 | #34 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba kaplumbağa ve tosbağa severler. Ben Adana'da yaşıyorum imkan buldukça eşimle bisiklete biniyoruz. Adana'dan akan bir nehir var köprünün üzerinde bisikletle durup nehirde yüzen, güneşlenmek için kayaların üstüne çıkan kaplumbağaları mutlaka seyrediyoruz. Kimisi baya büyük kimisi daha yavru. Kesinlikle dayanıklılar yaşıyorlar. Benim de 2 tane kaplumbağam vardı, balıklarımın olduğu akvaryuma almıştım onları da ama bir zaman sonra benim balıklar ( neon tetralar ) yem olmaya başladı kaplumbağalara. Sonra yerlerini tekrar değiştirdim Bir de Vosvos'tan dolayı çok seviyorum onları. |
09-10-2007, 12:38 | #35 |
Ağaç Dostu
|
Bu kaplumbağaya çok üzüldüm. :(
|
02-12-2007, 08:35 | #37 |
Işık
Giriş Tarihi: 30-03-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 15
|
yazık ya çok üzüldüm |
02-12-2007, 20:10 | #38 |
Ağaç Dostu
|
Osman Hamdi'nin 'Kaplumbağa terbiyecisi' konusu kapanmışsa da entellektüel ahkâma katılmak boynumun borcudur diyerek affınıza sığınarak tabloyla ilgili şu görüşü yazmadan edemedim: Efendim, Osman Hamdi'nin 'Mihrap' adlı eseriyle ilgili araştırma yapacak olursanız, otorite tarafından korunan ve savunulan bir sosyal hayat biçimini nasıl pervasızca ve cesurca eleştirdiğini görerek irkilirsiniz. Bu gün bile benim diyen ressam böyle bir resim yapmaya cesaret edemez. Çünkü, resimde mihraba arkasına dönmüş, döneme göre oldukca açık giysili bir kadın Kuran'ın olması gereken rahleye oturmuş, ayakları altında ise Kuran kitap ve sayfaları dağınık vaziyette atılı haldedir. Önde bir buhurdanlıktan kokular yayılmaktadır... http://www.eskikent.net/index.php?op...d=54&Itemid=24 Yani diyeceğim, tabulara bu kadar sert tavır koyan Osman Hamdi'nin Kalumbağa Terbiyecisi resmiyle söylenenden çok daha sert mesajlar vermeyi istemiş olsa gerektir. O da devletin yapısının (bürokrasinin) ve işleyişinin (bu günkü anlamda yasama, yürütme, yargı) iflah olmaz (terbiyesi imkansız) bir hâle geldiğini vurgulamaktır... Nitekim Osmanlı Devleti kendini bir türlü iyileştirmeyi başaramamış, tablonun yapımından (1906) 14 yıl sonra temelli yıkılmıştır. İkinci söyleyeceğim de şudur: - Evde bakılan su hayvanları genellikle ithal kökenlidir. Yani yabancıdırlar. Bunların doğaya salınması ülkemizdeki doğal yapıyı bozmakta, ortamın yozlaşmasına neden olmaktadır. Nitekim pirina balıkları başta olmak üzere sair akvaryum balıklarının sularımıza ve nehirlerimize salınması beraberinde bir çok sakıncaları ortaya çıkarmıştır. Örneğin bunların salıverildiği göl ve nehirlerde yerel balıkların kalmadığı, onların yerine geçen bu balıkların ise ekonomik değerlerin olmadığı söylenmektedir. Semtimizdeki akvaryumcunun söylediğine göre bu yüzden pirina balıklarının satışı yasakmış.. Son olarak da şu ilginç bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Kaplumbağaların yeni bir özelliğini öğrendim. Hayvanlar aleminin en güçlü çene yapısına sahip hayvanı kaplumbağalarmış (Kapan kaplumbağası). ikinci sırada timsahlar geliyormuş, sırtlanlar ise üçüncü sırada yer alıyormuş... Düzenleyen hassoman : 04-12-2007 saat 08:11 |
03-12-2007, 15:13 | #39 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
05-05-2008, 18:39 | #40 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
|
Benekliler Kurtuldu
BENEKLİLER KURTULDU ( Bu benim Afyonkarahisar'da, geçen yıl bir mahalli gazetede yazdığım, köşe yazılarımdan biri. ) Hızla artan şehirleşme, birçok canlı türünün yaşadığı doğal ortamları yok ediyor. Bu baharda böyle canlı bir örneğe şahit oldum. Uydukent civarında, galiba Akarçay’ın kolu olan bir dere var. Oldukça kirli olan bu dere, Alparslan Türkeş Köprülü Kavşağı’nın yapımından sonra ikiye bölündü ve suyunu çekmeye başladı. Derenin kapatılması için, kenarlarına inşaatlardan çıkan toprak ve molozlar döküldü. Son bir ayda su kaybı hızlandı. Oysa bu derede yaşayan bazı canlı türleri vardı. Su kurbağaları, su yılanları, soyu tehlikede olan yeşil ayaklı su tavuğu ve en çok da benekli kaplumbağalar. Bir tür tatlı su kaplumbağası olan bu türde, vücut sarı beneklerle kaplı. Önceleri nadiren görülen ve hemen kendini suya atan benekliler, suyun çekilmesiyle daha çok görülmeye başlandı. Hatta civardaki çocuklar bu kaplumbağalardan birkaçını yakalayıp asfalt yolda ezmişler. Bu durum, zamanla bende vicdan azabına dönüşünce, durumu yetkililere bildirmeye karar verdim. Bir iki kuruma sözlü başvurudan sonra doğru adresi buldum. Başkomutan Tarihi Milli Parkı müdürü İhsan Bey, konuyla yakından ilgilendi. Su kaplumbağalarını toplayıp başka bir sulak alana bırakacaklarını söyledi. İki gün sonra dört kişilik bir ekiple ilgili yere geldiler. Su kaplumbağası yakalamak sandığımız kadar kolay değildi. Benekliler bir hareketlilik gördüğünde hemen kendini suya atıyor ve çamurlu zemine gömülüyordu. Onlar sadece iki kaplumbağa yakalayabilmişler. Ekibe katıldıktan sonra bir tane de ben yakaladım. Bir gün önce de iki tane su yılanı yakalayıp müdürlüğe teslim etmiştim. Çaresiz operasyona son verip birkaç gün sonra yeniden denemeye karar verdik. Ekip, yakalanan kaplumbağa ve yılanları Erkmen’deki gölete bırakmak üzere ayrıldı. Sular iyice çekilince sığınabilecekleri bir balçık da kalmayacak. Böylece beneklileri yakalamak kolaylaşacak. Not: Başvurumu ciddiye alarak harekete geçen Milli Park Müdürlüğü çalışanlarına içten teşekkürler. Düzenleyen omereser : 06-05-2008 saat 12:13 |
07-05-2008, 19:10 | #41 |
herpetolog
Giriş Tarihi: 11-01-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 57
|
Ömer Bey'e Teşekkür.
Merhaba Ömer Bey, Sizin gibi çevre konularında bu kadar duyarlı, duyarlı olmakla da kalmayıp elle tutulur icraatlarda bulunan pek fazla öğretmen yoktur herhalde. Koyduğunuz fotoğrafa bakılırsa bir ilköğretim okulunda öğretmensiniz ve bu konuda öğrencileri de bilgilendirme çabalarınız fotoğraftan anlaşılıyor. Özel olarak ilgilendiğiniz konunun da herpetoloji olması beni ayrıca sevindirdi tabi. Sürüngenlerin, dünyada olduğu gibi yurdumuzda da en çok öldürülen hayvan gruplarından biri olduğu düşünüldüğünde, o yaşlardan öğrencilerinizi bu hayvanlarla yakından tanıştırmanız çok güzel. Bu ilginizin ve çabalarınızın artarak devam etmesini diliyorum. Ben de Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü son sınıf öğrencisiyim, 2 aya kadar mezun oluyorum inşallah. Önümüzdeki sene de herpetoloji alanında yüksek lisansa başlayacağım kısmetse. Herpetolojide özel olarak ilgilendiğim konu engerekler, yüksek lisans tezim de büyük ihtimalle Şeritli Engerek (Montivipera xanthina) üzerine olacak, ki zaten bitirme çalışması olarak da aynı hayvanla ilgili bir proje yürütüyorum. Eğer herhangi bir konuda yardım edebileceğim, bilgi sağlayabileceğim bir durum olursa yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Bana igcinasit@yahoo.com.tr e-posta adresinden ulaşabilirsiniz. Saygılarımla Naşit İĞCİ |
07-05-2008, 21:59 | #42 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
|
Teşekkürler Naşit
Yazdığınız yürekten yorumlar için teşekkür ederim. Ben de eski bir biyoloji mezunuyum. ( Buca Eğitim-1994 ). Biz de öğrenciliğimizde, hocamız İbrahim BARAN'la beraber çok sürüngen kovaladık. Sürüngenler konusundaki heyecanlarını çok iyi anlıyorum. İnşallah yüksek lisansa devam eder ve bu konuda otoritelerden biri olursun. Yardım konusuna gelince; geçen yıl Avrupa Birliği kapsamında, okullardan çevre ve tiyatro alanlarında proje yapmak isteyen varsa başvurması istendi. Ben sınıfımla beraber büyük bir hevesle " Afyonkarahisar Şehir Merkezi ve Civarının Kurbağa ve Sürüngenleri" konulu bir proje başvurusunda bulundum. 15 kadar tür bulmayı hedefliyorduk. Bunların yaşayışları, pekçoğunun insan için zararsız olduğu ve bu türleri korumak gerektiğine vurgu yapacaktık. İl Özel İdaresi de kabul edilen projeleri destekleyecekti. Ama herhangi bir gelişme olmadı. İlerde yine bu tür bir durum olursa mutlaka sizinle diyaloğa geçmek isterim. İlginize tekrar teşekkürler. |
18-05-2011, 12:11 | #43 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-03-2011
Şehir: Amasya
Mesajlar: 146
|
Herkes kaplumbağaların ne tatlı yaratıklar olduğundan bahsediyor.Tamam şirin şeyler fakat bahçeme verdikleri zararı görünce acaba diyorum.Sabah 8'de bahçeye çıktım herşey normaldi.Bir saat sonra çıktığımda ise bir karış büyümüş fasülyelerimin yerinde yeller esiyordu.Kaplumbağalara zarar vermeden bahçemden uzak tutacak bir formül bilen var mı?Nette araştırdım bir şey bulamadım.Herkes ne cici,ne sevimli diyip duruyor.Kimse kaplumbağanın zararlarından ve korunma yollarından bahsetmiyor.Lütfen bilen varsa yardım etsin. |
18-05-2011, 12:39 | #44 |
Ağaç Dostu
|
Bahçede gördüğüm kaplumbağayı, http://www.agaclar.net/forum/showthr...=17576&page=46 adresinde görebilirsiniz. |
02-04-2012, 09:44 | #45 |
Ağaç Dostu
|
Baharın gelmesiyle kaplumbağalar da uyanmışlar, kırlarda gezmeye başlamışlar. Hafta sonu kırlara gezi düzenledik eşimle birlikte. Bir kaç yerde kaplumbağalara rastladık... Gezinirken, çam ağaçlarının arasından tak tuk diye yüksek sesler duyduk, ben gitmeyelim oraya koçlar ya da tekeler kavga ediyorlar dedim eşime. Uzağından geçerken bir de baktık 3 kaplumbağadan çıkıyormuş o ses. Ortadaki kaplumbağa hızlı hızlı bir bu yandakine gidiyor, bir öteki yandakine. Yaklaştığında da kendini hızla ötekinin kabuğuna çarpıyor. Çıkan tak tuk sesleri meğer bunlardanmış. Neden böyle yaptıklarına anlam veremedim. Belki bir çiftleşme seromonisidir... |
11-07-2012, 22:11 | #46 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2006
Mesajlar: 179
|
Merhaba Kara kaplumbağaları asla yüzemezler ve derin bir suya örneğin havuz gibi düşerlerse içerisinden çıkamayıp ölürler. Bahçede baktığım kara kaplumbağam havuza düşerek ölmüştü, kurtaramadık. Dışarıdan aldığınız yeşil su kaplumbağaları ise eğer mümkünse evde bakılmalı ve Türkiye'de doğaya bırakılmamalı. Var olan türler ile karışarak o yerli türleri baskılayabilir, dengeyi bozabilir veya iklime uyum sağlayamadığı için ölebilir. Hayvan satılan mağazalarda ve akvaryumcularda satılam kaplumabağlardan almamanızı öneririm, hele hele çocuklar için kesinlikle alınmamalıdırlar çünkü yetersiz bilgi ve eksik beslenme bu güzel ve sevimli canlıların ölümüne yol açmaktadır. Kara kamplumbağası olsun veya su kaplumbağası olsun tüm bu türler doğada yaşadıkları ortamın aynısının sağlanmasını isterler. Örneğin eğer bir su kaplumbağası bakıyorsanız(türünden bağımsız olarak) mutlaka sürüngenler ve kaplumbağalar için özel üretilmiş uv(güneş ışını benzeri) ışınları veren bir lamba-florasan gereklidir. Bu ışık sürekli olarak yanmamalı baktığınız hayvanın yaşadığı iklimdeki güneş ve gece saatlerine göre ayarlanmalıdır. Örneğineğer yaz ise sabah 6.30-7 gibi lambanın açılıp akşam 7 gibi kapatılması gerekir.(Zamanlayıcı ile yapılabilinir) Su kaplumbağaları için hem rahatça yüzebilecekleri, akvaryum filtresi ile sürekli olarak temizlenen bir su ve bir de kara bölümü yapılabilinir. Teraryum diye bir arama motorundan araştırma yapabilirsiniz. Türkiye'de bu işi hakkı ile yapan birçok kişi ve dernek var. Akvaryum dernekleri gibi. Bunun yanında hayvanlara verilmesi ve verilmemesi gereken besinler ve yemler, ek olarak besin maddeleri de araşatırılmalıdır. Kış uykusuna yatan bir tür ise kış uykusuna hazırlanmaları ve ara sıra kontrol edilmeleri ve iç, dış parazitleri için önlem alınmalıdır( sürüngenler için olan özel ilaçlar ile) gerekir. Anlaşılacağı üzere kaplumbağa ve sürüngen bakımı sanıldığı gibi bir plastik kabın içine su ile doldurarak bakım değildir. Oldukça özen ve bakım ister. Bu arada Türkiye'de dere ıslahı ve sulak alan ıslahı adı altında birçok dere beton ile kaplanmakta, üzeri kapatılmakta ve orada yaşayan tüm türler hiçbir şekilde bir araştırma ve koruma çalışması yapılmadan canlı canlı betona gömülmektedir. Buna örnek olarak beni çok üzen ve çoğunluğun farkında bile olmadığı bir olayı paylaşmak istiyorum. Çeşme'de Alaçatı Çamlık yol'dan gelerek, Ilıca Kırçiçeğinin arkasından geçerek Yıldızburnuna doğru dökülen bir dere vardır belki dikkatinizi çekmiştir. O dere "ıslah" ve "modernleşme" çalışması ve "hizmet" adı altında tahrip edilmiş, yok edilmiş ve şu anda beton bir yoldan başka bir şey değildir. Eskiden(7-8 yıl önce) o derede saz bitkileri, acı su balıkları, kurbağalar ve de tatlı su kaplumbağaları vardı ve de o dere hiçbir zaman bırakın taşmayı derenin yarısı bile dolmazdı. Alaçatı ve Çeşme belediyesi oldu bittiye getirerek tüm doğayı yok etti. Kaplumbağalar betona gömüldü ve ben gördüğümde iş işten geçtiği için hiçbir şey yapamadım ( Biliyorum bu bölüm kaplumbağalar ile ilgili ancak belki de bu tür olaylar bundan sonra engellenebilir diye ümit etmekteyim. Sizler de Alaçatı'dan başlayan ve Ilıca'dan denize dökülen dereyi görürseniz lütfen dikkatlice bakın. Aynı kaderi paylaşmaması ve doğanın korunması için dua ettiğim diğer bir yaşam dolu dere ise Alaçatının bitiminden(Otoyoldan İzmire dönüş tarafında Alaçatı tarafından görülebilinir) baraj suları ile beslenen bir dere. |
12-08-2012, 00:30 | #47 |
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar geçen sene kırmızı yanaklı su kaplumbağası almıştım...bir şey alacağım zaman çok araştırma yaparım eğer bu bir canlıysa bakımını üstlenebilir miyim diye biraz endişe ederim...bir kaç siteye baktım ve almaya karar verdim...akvaryumcu hiç büyümediklerini, bu kaplumbağaların hep böyle kaldığını söylemişti...araştırmalarımda büyüdükleri yazıyordu...ben yin de aldım...isim falan koymadım "minik oğluşum" diye seviyordum hep...fakat bizim o minik oğluş 7 ayda öyle bir büyüdü ki anlatamam...hiç bir yere sığmaz oldu...ve yanında bir arkadaş yoktu...etrafımdaki insanların,hayvanların,bitkilerin yalnız kalması beni üzüyor şahsen...bu kaplumbağaların bizim iklimimizde yaşayamadığını öğrendim...onun için doğaya bırakamadım...daha doğrusu vicdanım el vermedi...aldığım yere söylediğimde büyüyen kaplumbağalara özel bir yer varmış onu oraya götürdük...bir sürü büyük kaplumbağa ile beraber artık...işte bir kaç fotoğrafı... Düzenleyen ...nokta : 13-08-2012 saat 13:53 |
14-08-2012, 12:16 | #48 |
Ağaç Dostu
|
Bahçemizin yamaç kısmında bahçe duvarı olmadığı için uğrak veren yabani hayvanlarımız çok oluyor. En çok uğrak verenlerin başında sansar ve kaplumbağalar oluyor. Dün bahçede 4 tane büyük kaplumbağa ile karşılaştım. Bahçede 4-5 yerde yuva gördüm. Daha da olabilir. Gelelim soruma. Açıkta yetiştirdiğim kabaklarımı yememeleri için yaklaşık 1 km uzaklıktaki bir yere kaplumbağaları bıraktım. Dönüş yapamayacakları kadar engebeli ve hayatlarını devam ettirebilecekleri sulak ve yeşillik bir yer. Kafama takılan yuva yaptıkları bahçeme geri gelirler mi? |
14-08-2012, 14:35 | #49 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
14-08-2012, 22:24 | #50 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
İyi akşamlar,genel olarak memleketimizde kara kaplumbağalarının yavrularının yakalanarak satılması ve satın alınıp tutsak ortamda beslenmesine karşıyım ama Karşıyaka da bir akvaryumda satılan Afrika leopard kaplumbağasını yaklaşık 20 gün önce yüksek bir fiyata satın aldım ,avuç içi kadar ,şu anda çeşme de müstakil evimin bahçesinde sabahtan akşama kadar serbest olarak dolaşıyor geceleri ise ev içindeki teraryuma alıyorum .Bahçede bol miktarda yetişen semiz otu,ayrık otu ve ebegümeci yiyor ve halinden memnun çünkü bol miktarda yürüyor ve adeta tabii ortamındaki gibi yaşıyor fotoğraf makinem yanımda yok çepten çektiğim resimleri de yükliyemiyorum yaz sonunda resimlerini beğenilerinize sunacağım.Ayni akvaryumcuda yine Afrika leopard kara kaplumbagalarinin flat olarak isimlendirilen (yassı ve daha yumşak kabuklu) bir çeşidi de 300 tl ye satılıyor cinsiyetini kesin olarak tespit edebilirsem bu cinsten de bir çift almayı düşünüyorum .Alabilirsem daha detaylı bilgileri sunacağım, Düzenleyen selcuk44 : 06-09-2012 saat 23:01 Neden: Eksik harfler tamamlandı |
05-09-2012, 23:19 | #51 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-08-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 123
|
Bu şirinleri, geçen sene biyoloji öğretmenimiz okula getirmişti. Çok sevimli hayvanlar. |
05-09-2012, 23:44 | #52 |
Ağaç Dostu
|
gerçekten çok şirinler...öndeki büyük olan nasıl bakmış öyle...fotoğrafının çekilmesinden pek memnun değil gibi |
06-09-2012, 16:47 | #53 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Çok doğru. Böyle bir şeyi yıllar önce (8-9 yaşlarımda iken) denemiş ve bir kaplumbağa'nın ölümüne neden olmuştum. Çok meraklı ve hemen hemen her şeyi deneme yapan bir çocukluğum vardı. Bir Hıdrellez günü mahalleden komşular ile hep beraber piknik yapmak için İlya çayına gittiğimizde, dere'de yüzen kaplumbağalar görmüştüm. Ne güzel yüzüp duruyorlardı. Birkaç gün sonra evimizin arkasında'ki tarla-bahçe olan bir yerde gezinirken bir kara kaplumbağası gördüm ve nasılsa yüzüyorlar diye, yüzmesini izlemek için kuyuya attım. Bir süre geçti ve kaplumbağa'yı görmek yerine kabarcıklar çıktığını görünce, bir şeylerin yolunda olmadığının farkına varıp, son sürat kova ve urgan almak için eve koştum. Ağbim ile birlikte koşarak ve bir yandan da ağbimden "hem hayvanları seviyorsun hem de kuyuya atıyorsun" şeklinde fırça yiye yiye, kuyunun başına geldik. Urganı kovanın sapına bağlayıp, daldırıp daldırıp çıkarma yöntemi ile kaplumbağa'yı çıkardık ama ne yazık'ki ölmüştü. Bu olay bende feci halde vicdan yapmıştı. Hala bu yaşımdayım ve bir yere araba ile gidip-gelirken karayolunun üzerinde bir kaplumbağa gördüğüm an, hemen arabayı durdurup kaplumbağa'ları alıp, gittikleri yöne doğru karayolunun kenarlarında'ki tarlalara ezilmesinler diye bırakıyorum. Hala içim sızlar bu olaya. Bunlar, Dünyanın en sevimli hayvanları bence. |
|
18-09-2012, 12:20 | #54 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-08-2012
Şehir: İstanbul- İsviçre
Mesajlar: 22
|
Bu gün bahçeme ziyarete geldi Yerli bir kaplumbağa |
22-09-2012, 17:20 | #55 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Afrika Leopard kara kaplumbağası ve Afrika Flat kaplumbağaları
İyi Akşamlar, Bitkilerin ve özellikle Paskalya kaktüslerimin bu sene yaz sıcaklarına dayanamayıp kuruması ben de bu cinsle ilgili ümitsizliğe varan bir travma yarattı ayni zamanda da sık sık seyahat etmem , İzmir dışına çıkmam ve her gidişimde de en az on gün dönememem sebebi ile benim duruma uyabilecek bir canlı arayışına yöneldim . Kaplumbağaların yaşantılarının benim yaşamımdan etkilenmiyeceklerini buldum ama yerli ve Özellikle Türkiye'mizde yetişenleri (bu hayvanları yakalayıp pazarlıyanları özendirmemek için)almak istemiyordum kesinlikle. Sonra bir firma da Afrika Leopard kaplumbağası(tek)yavrusu buldum, düşünmeden aldım ve daha sonra ayni firmada Afrika yassı(Flat )kaplumbağalarının da olduğunu öğrendim(Yassı kaplumbağaların daha da kıymetli ve ender olduklarını okudum) onlardan da iki tane aldım cinsiyetlerini öğrenmek için can atıyorum ama zannediyorum 3 veya 4 yaşında oldukları için henüz öğrenmek çok profeyonellerin yapabileceği bir beceri. Bu hayvanlar metobolizmalarını gereği aylarca hiç bir şey yemeden ve içmeden yaşayabiliyorlar dolayısıyla giderken bol bol yiyecek ve içecek takviyesi yapacağım da göze alınırsa on günlük ayrılık onları pek zorlamaz diyede düşünüyorum . Evvela Afrika leopard kaplumbağa'sının resimlerini beğenilerinize sunuyorum |
22-09-2012, 17:28 | #56 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Afrika leopard ve yassı kaplumbağaları
Resimler devam ediyor.. |
22-09-2012, 17:40 | #57 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Resimlerini sunduğum bu yavru yaklaşık bir ay önce Çeşme'de evimin bahçesine yaptığım ve yeşil renkli (Doğaya uygun görünümü olduğu için tercih etmiştim) bir ayırıcı ile sınırladığım bahçesinden kaçtı ve dört gün dolaştıktan sonra bahçem de gölgelik bir çalı altında serinlerken buldum.Daha ileride resimlerini sunacağım flat kaplumbağalar la kıyaslarsak çok daha sakin ve yeni yaşantısına adapte olmuş durumda.Bu arada çeşme de sitede çok popüler ve hemen her gün çocuklar ve diğer yetişkin komşularım çok alakadar oluyorlar ve bir komşum Almanyada kızlarına Yunanistan menşeli iki kaplumbağa aldıklarını ve beslediklerini anlatarak gezinti bahçesi için tahta dan yapılmış ayırıcı önerilerini söyleyince hemen gittim ve tahta ayırıcılarını aldım ve beraber yeni gezinti bahçesini kurduk ve artık kaçmaları imkansız artık diye düşünüyordum ki!!!!!! Gerisini yarın flat kaplumbağa resimleri ile sunacağım. Şİmdilik iyi akşamlar(Haberleri izlemem lazım onun için müsaadelerinizi rica ediyorum) |
23-09-2012, 15:46 | #58 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Afrika leopard ve Afrika plat(yassı )kaplumbağaları
İyi günler bu gün sizleri Afrika flat(yassı ) kaplumbağalarımla tanıştıracağım . Bu cinsler yine Afrika da yaşarlar ama leopard kaplumbağaların aksine karın kabukları yumuşak olduğu için diğer etoburlarca daha kolay öldürüldüğü ve yendiği için nesilleri tükenmekte olan hayvanlar arasına alınmışlarsa da uzakdoğu üikelerince lezzetli etleri ve kanlarının bazı hastalıklarda tedavi amaçlı(batıl inanç olduğuna inanıyorum)kullanılması dolayısıyla kaçak olarak yakalanıp satılmaktadırlar.Diğer bir özelliği ise yumuşak karın düzeyleri sebebi ile kaya aralarına saklanıp günlerce kımıldamadan durmalarıdır.(Bütün bu bilgileri internet ten okuyarak edindim.) Şimdi sahip olduğum iki adet flat kaplumbağalarının resimlerini sunacağım |
23-09-2012, 15:48 | #59 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Afrika flat kaplumbağaları
Resimlerin devamı..... |
23-09-2012, 15:52 | #60 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
Giriş Tarihi: 05-05-2007
Şehir: Karşıyaka İzmir Bostanlı Atakent
Mesajlar: 581
|
Afrika yassı kaplumbağaları
Diğer resimler........ |
|
|