![]() |
|
|
|
|
|
#1 | |
|
Ağaç Dostu
|
Şimdi başlığı iyi dikkat edelim ''organik tarım 'hikaye''' yani bir işe yaramaz ve yalandır demektir bu. Diğer bir yandan kimyasal tarıma bir teşvik içermekte, sanki kimyasallık doğallıkla yarışabilirmiş gibi. Burada sadece besin değeriyle ilgili bir tartışma yok, kısıtlı bir araştırmadaki sonuç söylenmiş; besin değeri aynıymış buna göre. Halbuki organik tarım konusu, kimyasal tarım mevzusu bu kadar değil ki; işin içinde kimyasalların zararıda var yani. 10 mg vitamin ondada varsa bu bişeyi değiştirmez; çünkü onda 10 mg zehirde vardır ona kalırsa bilmem anlatabildim mi.. Organik tarımla ilgili yazılmış çizilmiş şeylerin hepsini okuyun, bu kısa cümle bunların hepsine yalan diyor, sanki kimyasal tarım doğruymuş gibi. İkincisi bilime inanmak ve bilimsel davranış içerisinde olmak sürekli olarak onun yeni verilerle değişebileceğini bilmek, yeni kanıtlara, teorilere, mantıki verilere soğukkanlılıkla açık olmakla mümkündür. Bilimsel bir araştırmanın sonuçlarının geçerliliği diğer kurumlar tarafındandan kabul edilirse kanıtlanırsa bu doğrudur deriz; ancak bu durumda bile bu sonucun bile çürütülebileceğine inanmalıyız. Sayın mücahit bereket elbette ideolojilerin ve diğer yaşanılan gerçeklerin etkisinde kalmalıyız; çünkü hiçbirşey doğal değil herşeyin içinde bir yalan var, bunu görmek için gereklidir. Avrupa ne kadar güvenilir olduğunu kanıtlıyor zaten her geçen gün, büyük kurumları bile çıkar elde edebilecek şekilde konuşup kararlar alabiliyor. ****** söylediklerim sadece bunlardan da ibaret değil, daha fazla olarak yine aynı kanıtlanmış gerçekler. Alıntı:
Besin değeri hakkında karar verirken nicelik değil nitelik önemlidir, mesela solgar firması diyor ki, bizim ürünümüzün şu vitamini diğerinden daha kaliteli ve güçlüdür, toksik etkisi azdır doğaldır.. Ancak bakıyoruz ki, o da diğer hap gibi 100mg lık ağırlıkta.. peki ne farklı? İçindeki nitelik farklı, kalite yani. Neden tatları daha dolgun gelen besinler, hormanluya ve genetiği bir anda büyümeye programlanmış meyvalardan daha lezzetli? İçsel olarak, manevi olarak gördüğümüz bir gerçeği doğruluğu bilimsel verilerin bulması çok zordur. Doğruluk ve ahlak her işte en güvenilir ve üstün sonucu verecektir. Bakıyoruz ki katkı maddelerine bir yasak gelmese kattıkça katıyorlardı. Eğer ki bunlara karşı bir önlem alınmasa halk zehirlenip genetiğini iyice bozmuş olacaktı, hastalıklar artacaktı, zehirlenmeler.. Filanca üniversitenin çalışması gibi itinayla kullanılmıyor ilaçlar, onlar görüşlerini kanıtlamak için en zararsız kimyasalı ve en tutarlı miktarda kullanıyorlardır: Hadi o zaman bizim çiftçimizi alayım döksün tarım ilacını gönlünce, hasadı alınca ölçsün bakalım yüksek birimler, ne kadar faydalıymış kimyasallar, valla kendisi o an hikaye olur gider.. Şöyle bir gerçeğe değil bir birim tüm kurumlar bir araya gelse iradeli, gerçeği gören birine kabul ettiremez: ''Kimyasal maddelerle,isle,dumanla,kimyası bozulmuş yapılarla yaşamak doğal olanla eşdeğerdir'' İşte aynen böyle bir teori atmışlar önümüze, teoriler çürütülür, insanlar gerçekleri yaşadımı, acılarını çektimi doğruyu görmeye başlar. |
|
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Doğal veya organik olmadığı anlaşılan ürünlere karşı uygulanabilen yaptırımlar nedir?
Merhaba, Değinmek istediğim konu, Halkın güvenini kazanmış olan kişilerin, (Doktor, Bilimadamı, Artist vb.)televizyonlarda bazı holdinglerce, ürünlerinin doğal olduğu hakkındaki şüphelerimizi ortadan kaldıracak söylemler için kullanılabiliyor olmaları. Kanunlarımız neden böyle aldatmacalara izin veriyor? Unlu mamul dükkanlarında satılan rengarenk ekmekleri kim denetliyor? Etiketinde yazdığı halde, Doğal veya organik olmadığı anlaşılan ürünlere karşı uygulanabilen yaptırımlar nelerdir? Mesela kime uygulanmış? Saygılar. |
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Uygulanmasında etkinlik tartışılır. |
|
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2006
Şehir: Türkiye
Mesajlar: 365
|
Çok güzel bir tartışma olmuş gerçekten. Daha önceden okuyamadığım için üzgünüm. |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-04-2006
Şehir: Türkiye
Mesajlar: 365
|
Uygulamadaki aksaklıkları geçelim , genel anlamda organik tarım ürünleri ve konvansiyonel tarım ürünleri arasında kesinlikle fark vardır. İlk baştaki çalışma bu farklılığı ortaya koymak için yapılmış bir çalışma değil. Sadece temel besin ve iz element miktalarına bakılmış. Oysa organik fosforlu bir zirai ilaç kullanılmış sebzede kalıntı analizi yaparsanız ilacı (zararlı içeriği) bulursunuz, besin analizi yaparsanız buradaki fosfor bitkinin toplam fosfor miktarına dahil olur. Aynı bileşik bir analizde üründe ilaç kalıntısı olduğunu gösterirken , diğerinde bu durum toplam fosfora ilave olur ve bunun kaynağının ilaç olduğunu bilemezsiniz. Şunu da bilmemiz gerekir ki tükettiğimiz sebze ve meyvelerin bir çoğunda tam olarak tanımlanamamış bileşikler bulunmakta. Sağlık üzerinde olumlu ya da farklı etki gösteren kısımlar da zaten bu bileşikler. Bunların analizlerle tam anlamı ile ortaya çıkarılması da kolay bir iş değildir. Organik tarımın hikaye diye geçiştirilemeyecek bir metot olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. Türkiye de uygulamalarının güvenilir olmaması organik tarımın güvenilirliğini ya da önemini azaltmaz. Tartışmanın başlangıç kaynağı olan araştırma makalesi, tam metin ya da link olarak gönderilirse yorumlanması daha doğru yapılabilir. Düzenleyen Sebahattin : 27-04-2009 saat 22:38 Neden: İlave ve düzeltme |
|
|
|
![]() |
| Konu Araçları | |
| Mod Seç | |
|
|