![]() |
gnc_nihal;
hiç farketmez, istediğin zaman dik..Mum çiçeği (hoya carnosa) hiç öyle nazlı değil, her şartta büyüyor neredeyse. Daha bahara çok var, kim bekleyecek o kadar :D |
Yanlış bir kargoya(üstelik en büyüklerinden biri) düştüğümde, 340 km.lik bir yoldan fidanlarımın nasıl cançekişir halde geldiğini bildiğim için, yurtdışından gelecek bir çelik konusunda biraz tereddütdeyim aslında.
Mucip bey'de ağzımıza bir parmak bal çalıp yok oldu. Çeşit ve fiyatları bilsek de bir karar versek. |
Alıntı:
Mesela Hollanda'daki Paul Shirley'in 5'li koleksiyonları var. Beginners Collection (Yeni Başlayanlar için Derleme- sanırım hızlı kolay büyüyen tipler, o yüzden böyle isimlendirmiş), 5 tanesi 7 avro (bella, carnosa, lacunosa,gracilis, shepperdii)., Scented Collection (Kokulu Derleme) ise yine 5 türden oluşuyor ve 8 avro (verticillata, carnosa, lacunosa, sp bogor, australis) imiş. 10 ve 15 avroluk Derlemeleri de var.. Yani bu şekilde, 9-10 avroluk posta masrafını da ekleyince, 25 avroya 10 çelik elde etmek mümkün kişisel bir siparişle.. bilginiz olsun dedim.. Selamlar... |
teşekkürler cezzar o zaman şimdi diksem dah iyi olur.Zaten sabırsızlanıyorum
|
Sayın cezzar,
bu paul shirley'iun linkini verebilirmisiniz. kişisel sipariş verebileceğimiz...? |
Sayın praecox; daha önceki sayfalarda geçmişti:
http://www.paulshirleysucculents.nl/ ana sayfa; hoya sayfası da http://www.paulshirleysucculents.nl/shop_hoyas.htm burada en alt kısımda Derleme (Collection) seçenekleri var.. Ama bir yandan da Avrupa Çiçekçilik getirmeye çalışacak zaten, belki o çok daha ucuza gelir, hatırlatayım. Sanırım Eylül'de belli olacaktı, değil mi Memet Bey? Selamlar.. |
Evet Avrupa Çiçekçilik görüşme yapılmıştı.Sanırım haber bekleniyor.
|
Kokulu çeşitlerden istesek aslında.:)
|
Yanlış anlamadı isem, bu hoyalar da özelikle belirtilmemiş ise sadece çelik şeklinde satılmaktadır. Doğru mu?
Hal böyle ise Paul Shirley'den almak çok daha uygun. bu arada benim özel zevklerimden Dischida'ları da görmek sevindirdi. sanırım ben Dischidalardan da getirteceğim. Avrupa çiçekçilik dediğiniz Kağıthanedeki çer çöp'ün yanı sıra fahiş fiyatlara nebatat da getiren Euro flora değil mi? |
Ben hala uyarın teklifine olumlu bakıyorum ****** tekseferde herkez birden fazla çelik isterse fiyatın ayarlanması gerek akşam uyar11 le yeniden konuşup fiyatı indirtmeyi başarabilirmi onu bi araştırayım genede bu ender türler için cargo masrafı dahil bu fiyat uygun geldi bana gelişmeleri yeniden yazarım yarın arkadaşlar.
Arkadaşlar biraz daha realist olalım ithal edilebilinecek bir sürü firma çeşitli fiyat aralıkları ve ithalatçı bir sürü yerli firma var hodri meydan yapabilirim diyen çıksın ortaya , tevatürden başka birşey görmedik bu dışardan hoya getirtme konusunda , yaparım diyen varsa geçsin öne gelelim arkasından yoksa öyle birparmak bal sürüp saklanmakla olmaz bu iş. |
Hafize hanım ve Mehmet beye mahcup olmamak için, Avrupa çiçekçilikten yanıt alınana kadar yurtdışından çelik getirme konusunda tek kelime etmem.:rolleyes:
Avrupa Çiçekçilik getirebilirse ne ala, getiremezlerse bu işi hep beraber halldederiz arkadaşlar. Ben biraz sabır diyorum. |
Sabır Sabır Ya Sabır ...:)
|
Arkadaşlar,uzun zamandır farklı türler edinmeye çalıştım ama başaramadım önerim birbirimize destek olalım(dil,imkan,zaman v.s.) edinmeye çalışalım.Memet Bey'lere de ayrıca sipariş verebiliriz.
|
Sayın dkp ve diğer arkadaşlar;
Eylül ayına sadece bir ay kaldı, bence; hoyadag'ın da dedigi gibi, biraz daha sabredip Avrupa Çiçekçilik'ten ne ses çıkacağı beklenmeli. Yoksa onlara ayıp olur da dediydi memet bey. Eğer o seçenek olmazsa, sayın ephesos'un hodrimeydan çağrısıyla ;) somut öneri isteğine cevap da olarak şunu söyleyebilirim; yakında Hollanda'ya gidiyorum inşallah; Avrupa Çiçekçilik'ten ses çıkmadığı takdirde, sayın Paul Shirley'le direk irtibata geçip, kendisini ziyaret edip sizlere hoya çelikleri sağlamada elimden geleni yapacağım. Ahan da söz verdim :D İşler o aşamaya gelirse konuşuruz tekrar; belki sevgili hoyadag THY yoluyla çeliklerin ücretsiz ulaştırılmasında yardımcı olabilir hatta.. Selamlar.. |
Cezzar top sizde o zaman.Hadi hayırlısı...
İnşallah çeşitlere kavuşuruz.Özelliklede kokulu olanlara...:)) Selamlar... |
Sayın cezzar;umut oldunuz :) selamlar.
|
Ooooo, bir hafta yok oldum, Mum Çiçeği Kardeşleri ''çıldırmış''.:p :p
Ben de inanılmaz derecede farklı Mum Çiçeği sahibi olmak istiyorum. Sevgili Cezzar sanırım bu isteklerin sonunda siz ve sevgili Hoyadag ile çeliklerimize kavuşmamız daha muhtemel görünüyor. Sevgili Hoyadag, Serpens'iniz nasıl? Gelir gelmez hemen foruma baktım güzel bir haber var mıdır diye.. Bu arada 'Sonuç' yazınız muhteşem olmuş.:p Ellerinize sağlık. |
Sevgili dostlar dün gönderdiğim mesajda belirttiğim gibi hediyem olsun ancak benim için sorun isteyenlere bunları nasıl göndereceğim. Cinsi cornosa boyları 30 cm. ile 150-180 cm civarı eğer çok isteyen olursa bunlardan çelik alıp çoğaltmam gerek. Hoyalar 17 lik saksılarda bambulanmış durumda şu anda dışardalar. Reklam olmaması için firma ismimi yazmıyorum telefon yazmak doğru olurmu bilmiyorum.Bu konularda beni yönlendirir aydınlatırsanız bu kadar hoya dostunu mutlu etmiş olurum.Lütfen beni bilgilendirin. hepiniz hoşçakalın.
|
Alıntı:
|
Sevgili dost bu işi bildiğimi iddia edecek kadar bilinçliyim ben bu çiçek çeşitlerinin haricinde ağırlık kaktüs'te şu anda elimde satılabilecek sayıda 25 çeşit, çoğaltmaya çalıştıklarımla birlikte 50 çeşit olmak üzere 40000 kaktüs var.Vergi kaydım,ticaret odası kaydım vs. her şey kurallara uygun çiçek fuarınada katıldım, 2005 yılında panelvan araba aldım kendim direkt pazarlamaya başladım ve her gittiğim şehirde ithal edilerek getirilmiş benim fiatlarımın 6-7 kat fazlasıyla bütün çiçekçilerin elinde kalmış gözleri korkmuş kaktüs diyince otomotik reddeden bir müşteri gurubu çıktı karşıma,bunun yanında birde fırsatçı gurup varki bu daha kotü aman nasıl olsa gelmiş yarı fiat verenimi 1/4 fiat verenimi? Şimdi üretimi iyice azalttık elimizdekilerle bu işi gittiği yere kadar götürmek daha bakımı kolay bitki türlerine yönelmeye karar verdim.Bu arada şunuda belirtmemde fayda var Türkiyede kaktüs tohumu yok biz üretimi yavru yapıyoruz bir çeşidi satılabilir sayıya getirmek 5 yıl bulduğumuz yeni çeşidi çiçek açtığında döllenip tohum tutmasını sağlıyarak tohum alıyor yetiştirmeye çalışıyoruz. Tohumdan satılabilecek boya gelmesi yine 5 yıl. bütün bunları kendimi acındırmak için yazmadım sizinde belirttiğiniz gibi çiçekten hiç anlamayan kataloglara bakıp "ahan bundanda yolla" diyen bir defada vole vurup üreticilerin önünü tıkayanlar bu işin kaymağını yiyorlar ülkemizde üretim yapanlara " nesli tükenmiş enayiler " diyorlar artık. selamlar, sevgiler, hoşçakalın.
|
Alıntı:
|
Mucip bey, verdiğiniz emeklerin karşılığını alamamış olmanız gerçekten üzücü. Malesef günümüz ticari şartları oldukça acımasız, geçmişin kazan-kazan prensipleri yerine, kapitalist, büyük balık küçük balığı yer kuralları işliyor, geçmiş olsun.
Hoya edinmek isteyen arkadaşlar özel mesajla size ulaşıp, satın almak isteyeceklerdir. Sonuçta siz bu işin ticaretini yapıyorsunuz, bu kadar hoyayı hediye ederek kendinize yük getirmenizi istemeyiz. Arkadaşlar da olaya bu şekilde yaklaşacaklardır eminim, selamlar, sevgiler. |
Sayın Mucip Gürbüz Bey elinizdeki hoyaları ister çelik olarak ister saksı halinde belirli bir ücret karşılığında vermeniz bizim için daha sindirilebilinir bir iyilik olacaktır , öyle komşuda varsa bir çelik alıp bende dikeyim hayellerine karşyım ki sonuçta siz bir üreticisiniz.Üretici değilde meraklısı olsaydınız ozaman bende isterdim en beleşinden ;) birde elinizdeki hybritlerin isimlerini biliyor musunuz.
|
Alıntı:
|
[QUOTE=hoyadag;138007]Nedenini yazarak sizleri de üzmek istemem ama buldum. QUOTE]
Çok üzüldüm sevgili Hoyadag..:( :( Ama yaptığınız yanlışı burada yazmanız bizi üzecek bile olsa, eminim bir tecrübe olarak aynı zamanda yardımcı olacaktır bizlerin de aynı hataya düşmemesi için. Bu arada bana gönderdiğiniz çelik en alt kısmından kökler vermiş çok sevindim. 1-2 gün içinde resmini koyarım. |
Sevgili dostlar,
Yazilan mesajlari tek tek okudum. Aslini sorarsaniz benim Hoya ile pek alakam yok. Bazilariniz bildigi gibi kaktusler ile ugrasiyor ve burada da bir kaktus serasinda calismaktayim. Bu forumdan bir arkadasimizin ricasi uzerine hoya celikleri arastirmasi yapmis ve sonuclari buraya aktarmistim. Aslinda celikleri satan kisi saksilar icinde koklendirilmis sekilde satiyor ve istek uzere koksuz de verebilecegini belirtmisti. Neden koksuz?. Oncelikle posta masraflarini arastirmis ve enaz paket posta ucretinin 2 kg. ye kadar 17,50 oldugunu ogrenmis ve bu kiloya en fazla celik sigdirabilmek icin de saksisiz,topraksiz ve koksuz olarak dusunmustuk zira hoya bitkisi kolay koklenen, alinmis celigin de uzun zaman canliligini koruyan bir succulent. Fiyatlar konusunda tekrar yazisirim ama fazla degisek birseyin olacagini sanmiyorum. Daha oncede yazdigim gibi Turkiye ye buradan paket posta ucreti 2kg. ye kadar 17,50 euro. Kaktus **** orkide konusunda aradiginiz ozel cesitler varsa bunlari size temin edebilirim. Bunun icin ozelime **** e-mail adresime yazabilirsiniz. Hepinize saygilar, sevgiler. |
Alıntı:
Bahsettiğiniz minik kökcükler gönderirken gözüme çarpmıştı. Daha önce de yazmıştım, kesildiğinde taze incir koparıldığında çıkan süt gibi bir sıvı akıyor. Buna rağmen sütün kapladığı kısmın kenarlarından kök vermeye çalışıyordu. Çok sevindim, güle güle büyütün, sevgiler. |
Çok şükür..:dilli:
Yanlış deyince ben de sandım ki siz bir şeyler yaptınız fazladan.. Ne bileyim gübre vermeye kalktınız, kökler çok uzadığından kırıldı filan. Bu çok daha üzücü olurdu. Müdahale edeceğiniz bir ortam değilmiş, üzülmeyin lütfen.. Bugün eve girdiğimde ilk yaptığım iş çiçeklerime bakmak oldu.:p Bir sardunya ve bir de küpe çiçeği ile atlattım ayrılığı. Ayrıca her ikisinden de bekliyordum bu sonucu. Zavallı eşim ben çiçeklere bakarken telaşla 'nasıl, iyi bakmışım değil mi? Vallahi hiç sularını aksatmadım' diye panikle soruyordu.:p Bir an düşündüm, çevremizdeki insanları da nasıl panikletiyoruz, strese sokuyoruz diye. Ve çiçeklerim konusunda daha sakin olmaya karar verdim..;) |
Geçmiş olsun Hafize hanım. Mesajınızı okuyunca sevgili Serder'in eşiyle ilgili yazdıkları aklıma geldi. O kadar güzel çiçekler açan mumçiçeğine dokunamadığını söylüyordu.:p
|
Bir Mum Çiçeği Hikayesi
Mum Çiçeği
Soğuk kış günlerinden, gece geç vakitte yattığım için gözlerimi zor açtığım sabahlardan biriydi. Çok derinden bir ses geliyordu; “canım” “canım” “birtanem”. Gözlerimi zar zor açıp, sesin geldiği yöne doğru dikkatimi topladım. “Canım”, “bebeğim”. Ses anneme aitti. Umursamayarak mahmurluğun verdiği rehavetle de başımı yastığa koyup, yorganın altına iyicene sokuldum. Tam uykuya dalacak iken yine annemin sesi ile gözlerimi açtım. “Gülüm”, “hadi canlan”, “hadii hadii”. Acaba annem bana mı sesleniyor, yoksa içeride başka biri mi var? Sabah sabah annem kime sesleniyor olabilir ki? diye içimden geçirdim. Sonra önemsemeyerek çok uykum var ve uyumalıyım telkini ile tam başımı yastığa koymuştum ki annemin yeni bir sesi duraksamama neden oldu; “canım gel annene”, “hadi kalk artık” “hadi canlan biraz”. Artık şüphem kalmamıştı, annemin seslendiği şahıs ben idim. Annemin güzel sesiyle uyanmanın ve güzel kelimelerinin inanılmaz mucizesi ile vurdumduymazlığı yırtarak yataktan kalktım. Sesinin geldiği yöne doğru ilerledim. Fakat yaklaştıkça o tatlı kelimeler yerini sitemkar bağırmalara, tehdit ve tenkitlere bırakıyordu. “Bak eğer ayağa kalkmazsan, canlanmazsan sonun kötü, seni atacağım”!. Şaşkınlıkla ilerledim ve annem ile göz göze geldik. Dumur olmuştum. Annem çiçekleriyle konuşuyordu. “Anne ne yapıyorsun Allah aşkına? Bende bana seslendiğini düşündüm ve kalktım. Meğerse çiçeklerinle hasbihal ediyormuşsun.“ Ortalığı bir anda kahkahalar kaplamıştı. Bana bakıp bakıp gülüşü hala hatırımda. İçimden de kendime güldüm ya neyse. Bizim ev annem sayesinde çiçek bahçesi gibidir. Yemyeşil ve rengarenk çiçeklerle süslüdür. Al’ı, mor’u, pembesi, beyazı ile menekşenin her tonu. Boyum kadar kılıç çiçekleri. Akşam olunca yaprakları toparlanırken ses çıkartan ve beni zaman zaman korkutan; gündüzleri yaprakları genişleyen dua çiçeği. Küpe çiçeği, yılbaşı çiçeği ve adını bilmediğim bir sürü çiçek. Ha bir de baş belası mum çiçeği. Sabah sabah bana söylendiğini sandığım sözcüklerin tamamı, yıllardır çiçek açmayan mum çiçeğine imiş meğer. Sevgili mum çiçeği eve geleli uzunca bir zaman olmuştu. Lakin ne o güzel çiçeklerini ne de dillere destan o mis kokusuna hiç şahit olmamıştık. Annemin tüm çabası göremediğimiz bu güzelliklerin ortaya çıkması içindi anlayacağınız. “Çiçekleri neden böyle seviyorsun“ diye sordum anneme. Gayet hanin ve sevecen edayla yanıtladı; “Onlar da sevgiye muhtaç ve benim çocuklarım. Tıpkı sizin gibi. Onlarla yatıyorum onlarla kalkıyorum. Onlar da sevgiyle büyüyorlar. Sizi nasıl seviyor ve nasıl sevgi dolu büyütüyorsam çiçeklerim de benim içi o derece kıymetlidir. Her şeyin özünde sevgi vardır evladım. Sevgiyi de verebildiğin kadar alırsın. Elbet bir gün bu sevginin karşılığı olur”. Tebessüm ederek anneme sarıldım ve yarım kalan uykumu tamamlamak için koşar adımlarla yatağıma gittim. Annemin söylediği sözlerinin titreşimleri ile bir güzel uyudum. Gel zaman git zaman, yaz’a doğru yaklaştığımız o günlerde salonumuzun balkonundaki çiçekler açtı. Ortalığı renk cümbüşü kapladı ve bu gayet normal idi. Fakat alışık olunmayan bir durum vardı. Evin içerisi önceden duymadığımız tarifi imkansız ve harika bir koku ile kaplanmıştı. Hepimizi bir şaşkınlıktır almıştı. Acaba dışarıdan mı geliyor, yoksa bu parfüm kokusu mu idi? gibi sorularla birbirimize bakışıp durduk. Ne yaptık ettiysek kokunun kaynağını bulamadık. Meraklarımızı bir kenara koyarak vazgeçtik aramaktan tabi. Ertesi gün ise annemin çığlık atmasıyla ev halkı koşuşturdu salona. Herkes şaşkın ve telaşla anneme bakıyordu. Annem ise ağlamaklı gözlerle bize bakıp, çiçeğin küçük küçük tomurcuklarını teker teker severek bize gösteriyordu; “Bak” “gördünüz mü”, “size demedim mi?” Ben de dayanamadım ve gözlerim doldu. Buğulu gözlelerle sarıldık annemle birbirimize. Gözlerimden yaş akarken beynimden de düşünceler süzülüyordu. Annemin çiçeklerine olan ilgisi ve sevgisini karşısında ince bir tebessüm etmiştim. Belki basit bir olaydı ama anlam bakımından zirveninde ötesinde idi. Sevginin açamayacağı kapı yoktur derler ya, sevgi yıllardır açmayan mum çiçeğini bile dize getirmişti. Yaşadığın bu olaydan çıkardığın anlamı kulağına küpe yap dedim kendime. Küpenin adı ise; “Sevgi hayattır“. Funda Hotmanoğlu |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 08:00. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025