![]() |
Teşekkür ederim. Sayın Nevsunenin göndereceği kefirle ilgili de fotoğraf eklemek istiyorum. Daha önce onu hiç denemedim. Bilgisi olanlar yardım ederse başarabilirim sanırım.
Hatta üretebilirsem ben de isteyenlerle paylaşabilirim... |
Ev yapımı yoğurdu bolca tüketmeye başladıktan sonra kendimde gözlemlediğim değişiklikler :p
Önce midem rahatlamaya başladı. Biraz hassas bir sindirim sistemim var. Sindirim problemi yaşayanlara ısrarla tavsiye ederim. Her öğünde hatta kahvaltıda bile bol bol tüketin. Daha sonra tırnaklarımın pembeleştiğini ve pürüzsüz hale geldiğini farkettim. Eskisine göre biraz daha hızlı uzuyor. Dişlerimde bir kuvvetlenme hissettim. Eskisi kadar hassas ve çürüme eğilimli değil gibi... Hatta biliyorum çok yanlış ama dişimle fındık kırmaya bile cesaret edebildim. Bir de sanki daha dinç ve kuvvetli gibiyim eskisi gibi kambur durma ihtiyacı duymuyorum ( Bu sonuncusu başka sebepten ya da tamamen psikolojik de olabilir :D ) Şimdilik gözlemleyebildiklerim bunlar. Bazen halime acıyorum. Yaylacı akrabalarım tüm bunları okusa ne düşünür acaba...:D:dilli: |
Sayın Baldaş, elinize sağlık çok güzel anlatmışsınız.
Bende doğal sütten yoğurt yapanlardanım. Sütü aldığımda süzerim. Kaynattıktan sonra serin yerde bekletip, üzerinde biriken kaymağı alırım; sonra mayalarım. Kaymağı çırpıp kahvaltıda, hamur işlerinde, yemeklerde kullanırım. (Kaymağın suyunu özellikle hamur işlerinde kullanırım, çok güzel olur). |
Hamilelik sırasında hazır yoğurt hep mideme dokunmuştu ama ev yoğurdu yediğimde rahatsızlığım olmuyordu.
Sevgili Baldaş, ben de açık sütün besleyici değerinin, pastörüze ile mukayese bile edilmeden, üstün olduğuna inanıyorum. Ne var ki mikrop barındırmaya bu kadar müsayit olan sütün, ülkemizdeki yetiştiricilik ve sağım şartlarını da gözönüne alınca, kaynağını bilmediğimiz yerlerden alınması riskine giremiyorum ve pastörizeye yöneliyorum. Şanslısınız kaynağını bildiğiniz yerden alım yapabiliyorsunuz ama bizim için burada çok zor. Şansıma, komşum çok çok iyi şartlarda yaptırtığı sağımdan ve özenle beslediği ineklerinden arada süt getirtebiliyor( çiftlik başka şehirde) ve bir parmak kaymaklı, mis gibi ev yoğurdu yiyebiliyoruz. |
Arkadaşlar, kefir mayası ile yoğurt yapmayı deneyen oldu mu acaba?
|
Nurbahar Hanım komşunun çiftliği avantajını sonuna kadar kullanın bence. Nasıl olsa güvenilir kaynak.
Sayın Copur09 gereken bilgiyi kefir sayfasında bulabilirsiniz. Ben de denemedim merak ediyorum ama galiba mayalanma süresine bağlı olarak tatlı ya da ekşi ayran kıvamında bir ürün elde ediliyor. Yoğurt kıvamında ürettiğini söyleyen bir arkadaşımız da olmuştu... Sayın Üzüm söylediklerinizin tamamını inşallah ben de bir gün becerebilirim. Sütün kaymağını ayırıp dolaba koyuyorum biraz tuz ekiyorum. Sonra ne yapacağımı bilmiyorum çırparak yağa mı dönüştürmeliyim hiçbir fikrim yok :rolleyes: |
Sayın Baldaş,
Süt kaymağını (tuzsuz) yayvan olmayan kapda elektrikli çırpıcının en düşük devriyle çırpmaya başlıyorum, uzun sürdüğü için (bıkıp;)) orta devirde çırpıyorum. Su ve yağ ayrılana kadar çırpıyorum (yağ kaba sıvanıyor, su altda birikiyor). Çıkan suyu bekletmeden o gün kullanıyorum. Yağı kaşıkla bastırarak sıkıştırıp ve tuzlayarak bir kaba koyuyorum; buzlukda saklıyorum. |
Üzüm mesajını şimdi farkettim. Ben de öyle yapayım o zaman... Dolapta bir haftadan fazladır bekliyor bozulmadıysa denemem lazım. Yazık etmeyeyim kaymağa...
|
Meyveli Yoğurt
Arkadaşlar. Bende size kendi buluşum, marketlerden aldığımız meyveli yoğurt tadını, kokusunu ve rengini taşıyan, yapılışı çok kolay meyveli yoğurt tarifimi vereyim. Deneyin. Pişman olmayacaksınız.
Küçük bir kavanozun üçte birini kaplayacak kadar meyveyi (çilek, muz, şeftali yani hangi meyveyi kullanacaksanız) küp küp doğrayın. Üzerine iki-üç yemek kaşığı toz şeker serpin. Sonra meyvelerin üstüne yoğurt koyup kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Buzdolabına koyup 12 saat bekletin. Kavanozun kapağını açıp bir güzel karıştırın. Meyveli yoğurdunuz hazırdır. Afiyet bal şeker olsun. Not: Kendi çocuklarıma yoğurdu bu şekilde sevdirebildim. Şimdi de kavanozun başında kavga ediyoruz. Ben yicem, ben yicem diye...:D |
Alıntı:
Bunun haricinde ise annem böreklerine ve makarnalara vs sos niyetine, yağ yerine koyardı, çok da güzel olurdu. Kahvaltılık için kısa sürede kullanılacak kısmı buzdolabında tutar, yemeklere böreklere koyacağını buzluga koyardı. En çok da meyhane pilavına koydugunda severdim ben. Şimdi maalesef süt bulamadıgımız için, kötü paket yoğurt yiyoruz. Adı yoğurt ama tadının alakası yok :( |
Bende ilk denemelerimde kıvamını tutturamamıştım.
Fakat maya olarak süzme yoğurt kullandıktan sonra kıvam çok güzel oluyor çokta lezzetli oluyor.Maya en az süt kadar önemli bunu unutmamak gerekir. |
Merhaba , bende bu güzel sitenin dün itibariyle üyesi oldum..Yeni evli, mutfağına ve doğal ürünlere çok meraklı biri olarak bende size şöyle bir tavsiyede bulunmak istedim yoğurt mayalamak konusunda.Mayalacağınız kabı hani havlulara sarıp,uzunca bir süre bekliyorsunuz ve de tutup tutmadığını kontrol etmeniz gerekiyor ya hani, benim tavsiyem bununla ilgili. Şöyle ki, kabınızı kapağı kapalı olarak fırına koyun ve fırının kapağını kapatın ama herhangi bir ısıya tabi tutmayacaksınız yani fırın kapalı olucak. Sadece içinde yoğurt mayalanacak kabınızı fırının içine koyucaksınız ve 1 saat sonra yoğurdunuz hazır ve nazır efendim...Sevgiler ve selamlar :-)
|
Yoğurt mayalamak için tava yoğurdu kullandım. Kıvamı çok güzel oldu. Tavsiye ederim.
|
Silivrim Kaymak - Türkiye’nin Yoğurtları
Güngör Uras Olayların içinden
Silivrim Kaymak - Türkiye’nin Yoğurtları 2 Mart Pazartesi 2009 Alıntı:
|
İstanbul gibi bir yerde sağlıklı sütü bulmak ve bu zaman da sütü yoğurda çevirebilecek bir hatunu bulmak bir o kadar zor olsa gerek. :)
Burada ki sütlerle mayalanan yoğurtlar da kaymak olmuyor ve çok sulu oluyorlar. |
Jelatin, yoğurt katkı malzemeleri.
Hemen hemen tüm yoğurt imalatcıları ürünlerinin katkısız olduğunu belirtiyorlar.
Ancak piyasadada yoğurt katkı malzemeleri, jelatinler aleni satılıyor. Hatta online satış yapan siteler bile var. Ürünlerinin kullanımınıda detaylarıyla anlatıyorlar. Jelatin, yoğurta protein miktarınıda artırıyor. Çocuklar fabrikada üretilen yoğurta okadar alişmışlarkı köyde yapılan yoğurdu iyi yapılmamış, eşki diyerek yemiyorlar. |
Dün akşam Star TV-19.00 Haber Programı'nda yoğurtla ilgili bir haber 'YOĞURTTA OYUN' 'Yoğurdun standardı değişti kafalar karıştı' tanıtım yazısıyla Milliyet Gazetesi yazarı Güngör Uras'ın görüşleri de alınarak özetle şöyle yer aldı:
Gazeteci Uras, 16 Şubatta Resmi Gazetede, yayınlanan Türk Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliğinde belirlenen yeni standarta göre katı madde oranı 12'den sıfıra, protein oranının ise 4'ten 3'e indirilmesinin sakıncalarını ekrandan dile getirdi. Kendisine mikrofon uzatılan Gıda Uzmanı Dr Can Demir ise, Türkiye'de toplanan sütün protein değerinin yüzde 3'ün altında olduğunu, bu oranı süt tozu katarak yüzde 4'e çıkarılmasının böylece önüne geçileceğini öne sürdü. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz ise yoğurttaki kalori ve protein dğerinin önemi olmadığını asıl olanın bakteriler olduğunu belirttikten sonra 'bu bakterilerin vücudu genç tuttuğunu, bu bakterilerin ise ev yoğurdunda zengin olduğunu, bu yüzden ev yoğurdunun yenmesi gerektiğini söyledi. Evet haber özetle böyleydi. Anlaşılan bu konu daha çok tartışılacak. Ama vatandaş olarak hiç tepki gösteren yok. Evet, bu arada, Prof. Topuz'un daha önce yoğurt hakkında söylediklerini kısaca hatırlatmakta yarar görüyorum: - Yoğurt, kolon kanserinden korumada çok büyük rol oynar. Kafkasya'da kolon kanserinin çok az görülmesinin nedeni, 'halkın çok yoğurt yemesi' yüzündendir. Ama süt tozundan yapılmış yoğurt değil.... - Çocuklara meyve ve yoğurdu bol yedirelim. Ancak, yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Ev yapımı yoğurdun günde yarım litre tüketilmesinde yarar var. Yoğurt günlük sütle yapılmalıdır. Yoğurdun ilk mayasının da probiyotik yoğurt olmalıdır. Meme konserinden korunmak için bol bol yoğurt yemelidir. Hasta olanların mutlaka yoğurt yemeleri gerekir... |
Hocanın üzerinde önemle durduğu konu yoğurdun probiyotik olması.
Yani diğer yoğurtlar, protein ihtiyacını sağlıyor ama faydası o kadar. Ben marketten aldığım küçük kaplardaki sade probiyotik yoğurttan, AOÇ sütü kullanarak (kaynatmadan-ısıtarak)yoğurt yaptım, kıvamı sert olmamakla birlikte yoğurt oldu. |
Benim aynı yöntemle yaptığım yoğurdun kıvamı, satılan bir çok yoğurttan daha katı.
Bu işin bir püf noktalarından biri, mayaladığınız yoğurdun içine bir tatlı kaşığı kadar şeker atmak. Bir de bazen sütün sıcaklık derecesi az bile oynasa yoğurdun daha sulu olmasına neden oluyor. Son bir püf noktası (bunu daha önce de yazmıştım), mayalama süresini 4 saatten fazla tutmamak gerekiyormuş, yoğurdu sulandırırmış. |
Şekeri hangi aşamada katacağız?
|
Süte karıştırmadan hemen önce yoğurdun içinde eritip öyle mayalıyorum. Denemenizi isterim, bakalım fark olacak mı.
Sıcaklık konusunun da özellikle üzerinde durdum. Arada sütün sıcaklığını biraz kaçırıyorum ve hani vardır ya el yakmayacak ısı, o az bir şey bile el yakacak gibi olduğunda yoğurdum ya cıvık ya da salyamsı bir şekilde oluyor. |
4 saat mayalanmadan sonra buzdolabına mı kaldırıyorsunuz?
|
Ağzı açık olarak buzdolabına kaldırıp, bir kaç saat sonra kapaklarını (ben yoğurt makinesinin küçük kaplarında yapıyorum) kapatarak bir gün geçmesini bekliyorum. Genelde tam kıvamını ertesi gün alıyor.
|
1 Eklenti(ler)
Bir fikir vermesi için, dün yaptığım yoğurdun kıvamını göstereyim size.
Eklenti 65286 Biraz daha eğebilirdim ama bir elimde yoğurt, bir elimde makine zorlandım:) |
Önce bu faydalı başlığı açtığı için sayın Selahattin Yılmaz beye teşekkür ediyorum.
Konuyu başından sonuna kadar okudum, Türk mutfağında önemli bir yere sahip olan yoğurdu en iyi şekilde nasıl yapabiliriz, arkadaşlar pek çok öneride bulunmuşlar, genel kanı, günlük, doğal mahallî sütlerin doğal maya ile mayalanması. Ben her yıl bahçem için yanmış çiftlik gübresi alırım, konuyla ne alakası var demeyin, anlatıyorum. Gübreler geldiğinde ki, genellikle bir traktör dolusu, içinde onlarca boşalmış ilaç kutuları görüyorum, şu anda ismini hatırlayamadığım bir antibiotik, bu ilaçlar ineklere veya koyunlara öyle sık veriliyor ki, ben gübrenin içinden bunları tek tek ayıklamak zorunda kalıyorum. Sanırım bilinçsiz bir kullanım var bu konuda, bu yüzden yaylada olduğum süre içerisinde taze sağılmış süt almaktan imtina eder oldum, dolayısı ile hazır yoğurt ve süt tüketiyoruz. Ben şunu merak ediyorum; Kullanılan bu ilaçlar, hayvandan sütüne geçip sağlığımıza zarar vermezmi? Bu konuyu okuduktan sonra tekrar yıllar öncesi yöntemime dönüp yoğurdumu kendim yapmayı düşünüyorum, geç bile kalmışım aslında :( |
Alıntı:
Resimdeki yoğurt prebiyotik mi, normal mi? Hangi sütten ? |
Probiyotik yoğurttan alınan maya ve günlük herhangi bir sütle. Hele şişede olanlara bayılıyorum.
Bu yeni bir mayaydı çünkü geçenlerde hastalanıp yemekten kesilmiştim ve evdeki herşey gibi yoğurdum da bozulmuştu. Genelde satın aldığım bir probiyotikten aldığım mayadan yapılmış yoğurtların mayalarını ardarda kullanarak, aylarca aynı kıvamda yoğurt yapmayı sürdürüyorum. (Zor ve kötü bir cümle oldu, umarım anlaşılmıştır:)) |
Ben de küçük bir öneride bulunmak istiyorum. marketlerden yoğurt yapmak için aldığımız probiyotik kutular genellikle 4 lü **** 6'lı paket şeklinde geliyor. Ben bunları "damızlık" olarak kullanmak için buz kalıplarının içine boşaltıp derin dondurucuda koruyorum. Her yoğurt yaptığımda yoğurdun tatlı olması, tadının ve kıvamının iyi olması için bu kalıplardan kullanıyorum. Akşamdan sütün miktarına göre yeteri adette kalıptan çıkarıp erimesini bekliyoruz. Mayalamayı akşamdan yapıp sabaha kadar bekliyoruz. Kalıpların tamamen boşalmasına yakın yaptığım sonuncu yoğurtlardan kimse kaşıklamadan plastik kaşıkla yeni damızlıklar alıp kalıplara koyup tekrar donduruyorum. Böylece yapılan yoğurdun lezzeti ve kıvamı her zaman iyi oluyor... Bu döngü böylece devam ediyor. Eğer mayaladığım yoğurttan aldığım damzılıklarla mayalamada istediğim tada tekrar ulaşamıyorsam marketten yoğurt satın alarak süreci yeniden başlatıyorum.
Birde sütün mayalama için doğru ısısını ayarlamak için herkes serçe parmağını kullanır ben bunu doğru bulmuyorum bunun yerine herkesin gıda termometresi almasını tavsiye ederim.. "gıda termometresi" ni google larsanız görseller bölümünden satan yerleri bulup online da satın alabiliriz.. |
Alıntı:
Diyeceğim şu ki, yoğurt da süt ürünü olması ve mayalanarak yapılması gibi peynirle hemen hemen aynı özellikleri taşıdığına göre, acaba dondurucuda saklamak doğru olur mu? |
Sevgili Nevsune,
Keşke gıda mühendisi olsaydım bunun cevabını teknik verebilirdim, ama bilmiyorum.. ancak şu kesinlikle doğru; dondurucudan çıkartılan her ürün, süratle tüketilmeli **** hangi amaçla kullanılacaksa o amaçla işleme koyulmalı. Bu durumda dondurucuya koyulan ve pişirme sürecinden geçmeyecek yiyecekler sanırım kullanılacak kişilerin bir kullanımda tüketebileceği küçük porsiyonlar halinde olmalıdır. Bende peynir koyuyorum ama bir kullanımda tamamen tüketeceğim küçük miktarlarda...Yani 5 kişilik bir aileysek kahvaltıda 5kişilik aynı anda tüketebileceği ufak porsiyonlar şeklinde...Kilit nokta hemen tüketilmesi yoksa gıda çözüldükten sonra günlerce bozdalabında bozulmadan durmasını beklemek doğru olmaz. Yoksa derin dondurucuda sakladığımız dondurma ambalajlarından dondurma yemekte doğru olmayabilirdi? Ben bu şekilde, yoğurduda, peyniride hatta yaş hamur mayasını bile saklıyorum ve bu şekilde çok tükettim. Şimdiye kadar hastalanmadık ama başka şeylere sebep oluyormu onuda bilmiyorum... Umarım bir gıda mühendisi arkadaşda bilgisiyle bize yardımcı olur. |
1 Eklenti(ler)
Eklenti 65311Belki, sanayi yoğurdunun üretilmesindeki standartların devlet tarafından değiştirilmesi konusunda ikide bir yazmam, alıntılar yapmam gereksiz bir hassasiyet gibi görünebilir. Ancak olay hakkında çeşitli görüşler, değerlendirmeler ortaya çıkmaya başlayınca paranoyam iyice debreşti. Mesela, eski uygulama kimsenin yakınması olmadan sürerken birden bire ne oldu da standartları değiştirme gereği ortaya çıktı?
Maliyetin sorun olmasından başka bir neden aklıma gelmiyor. Öyle ya, yeni standartlar sayesinde eskiden 1.600 gr sütten 1.000 gr yoğurt üretilebilirken, şimdi 1.000 gr sütten aynen 1.000 gr yoğurt üretebilmenin yolu açıldı... Bunun bazı süt ve süt ürünleri şirketlerinin yabancıların eline geçmiş olmasıyla ilgisi var mı? Haydi kuşkulanmayın da gelin... Bir kere 'Türk Yoğurdu' nun marka olarak aslının korunması, yozlaştırılmaması boynumuzun borcu. Çünkü yoğurt bize ait. Bizim kültürümüzden çıkmış.... Hadi işin duygusal yanını bir kenara bırakalım. Kim ne demiş onlara bakalım: Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz: 'Sütaş bu tebliğin önerdiği uygulamanın Türk yoğurdunun kalitesini, lezzetini ve besleyici değerini düşüreceğine inanmaktadır, dolayısıyla değişikliğe karşıdır..... Türk sanayii, Türk yoğurdunu özünü hiç bozmadan üretecek teknolojik seviyeye sahiptir..." MMOB Gıda Mühendisleri Odası: 'Yapılan düzenlemeyle geleneksel yoğurt yapısı ve tadı bozulurken, tüketici de yeni bir damak tadına alıştırılmak istenmektedir. Yağsız kuru madde açığının, melamin benzeri kimyasallarla kapatılması gündeme gelecektir. Bu tür ürünlerin tüketilmesi durumunda, ölümle sonuçlanabilecek önemli sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır.' Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği Alt çalışma grubu Başkanı Ankara Üniversitesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Sezgin: “Benim çağrılmadığım toplantıda kararı almışlar ve tebliği yayımlamışlar. Yoğurtta muazzam kalite düşüklüğüne yol açacak. Halkın beslenmesiyle oynanıyor. Bu düzenleme çıkarken, bir firma ‘merdiven altı üretim yapılıyor, biz onlarla rekabet edemiyoruz, maliyeti düşürelim, rekabet edelim’ diyordu. Gerekçe de bu.” Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celalettin Koçak: “Tüketici aleyhine bir düzenleme. Protein oranı ne kadar yüksekse peynirin ve yoğurdun kalitesi o kadar yüksek olur. Sütteki protein oranının yüzde 2.5 olması, yoğurttaki proteini düşürmeyi gerektirmez. Sütün suyunu uçurup yoğunlaştırarak ya da süttozu katarak protein oranı yükseltilebilir. Şimdi 100 kg sütten, içine stabilizatör koyarak, 100 kg yoğurt üretebilecek. Eriyip akan bir kaşar peyniri veya ayran kıvamında bir yoğurt istemezsiniz. Tüketicinin lokmasını çalacaklar.” SETBİR (Süt üreticileri örgütü) Genel Sekreteri Melek Us: “Bu konu alt komitede 1 yıl tartışıldı, firmalar arasında mutakabat sağlanmadı. Bakanlığa bıraktık. Oranın yüzde 3’e düşürülmesi, bizi de şaşırttı, tedirgin etti. Daha makul oranlar, yüzde 3.5-3.8 olabilirdi. 2-3 gün içinde ilgilileri çağırıp tekrar değerlendireceğiz.” Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada: `Kaldı ki, yeni düzenlemede verilen bu değer minimal değer olup kıvamlı yoğurt yapmak isteyen üreticilerin tüketici talepleri doğrultusunda verilen değerden daha yüksek protein ve kuru madde içerikli yoğurt üretmelerinin önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.... Yeni düzenleme bu yönüyle yoğurda yapılabilecek bazı hilelerin önlenebilmesi açısından da önemlidir' demiş... Ne olacak şimdi? Evde yoğurt yapımı yaygınlaştırmakta başka çözüm kaldı mı? Foto: Milliyet |
Halkın yoğurduyla oynamayın Güngör URAS
4 Mart Çarşamba 2009 Bizim inek sütlerimizde ortalama yüzde 2.9 protein var. Yağ hariç sütler yüzde 8 katı madde içeriyor. Protein sütün temel besi maddesi. Yağ hariç kuru maddelerse vucudun gelişmesini, sağlıklı olmasını sağlayan süt şekeri, kalsiyum ve diğer mineraller, A ve E vitaminleri. B2 ve B 12 vitaminlerini içeriyor.. Yoğurdun sütten daha yararlı olmasının nedeni, sütün suyunun kaynatılarak uçurulması. Böylece daha fazla protein ve katı madde içeriyor. 1.600 gram sütten 1 kilo yoğurt yapılıyor. İçindeki protein ve katı madde miktarı artıyor. Bugüne kadar yoğurtta en az yüzde 4 protein, en az yüzde 12 katı madde bulunması şartı var idi. Tarım Bakanlığı protein miktarını yüzde 3’e indirdi. Katı madde şartını kaldırdı. Şimdi 1 kilo sütten 1 kilo yoğurt yapılabilecek. (1) Yoğurttaki protein ve yararlı madde miktarı azalacak, (2) Yoğurdun yoğunluğu azalacak. Bunları yükseltmek için yoğurda katkı maddeleri eklenmesinin yolu açılacak. Sütaş’ın duyarlılığı Milliyet Ekonomi’de geçen pazardan bu yana halkımızın çok ilgilendiren bu değişikliğin yanlışlığını anlatmaya çalışıyorum. Sütaş yapılan yanlış diyor. Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz diyor ki, - Sütaş bu tebliğin önerdiği uygulamanın Türk yoğurdunun kalitesini, lezzetini ve besleyici değerini düşüreceğine inanmaktadır, dolayısıyla değişikliğe karşıdır. - Dünya yoğurdu “yogurt” olarak tanıyorsa, Türk yoğurdunun fayda ve lezzeti korunmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. - Türk sanayii, Türk yoğurdunu özünü hiç bozmadan üretecek teknolojik seviyeye sahiptir. Süt sanayiinde 35 yıldır yoğurt üreten yoğurt uzmanı Gülay Özcan ile konuştum. Diyor ki, ”Yoğurt Türklerin ve Balkan ülkelerinin geleneksel ürünü. Başka ülkelerde yeni tanınmaktadır. Bu ülkelerde protein miktarı düşük tutulmakta, meyveli ve meyvesiz ayrımı yapmaksızın değerlendirilmekte ve kıvam problemini için kıvam artırıcı kullanımına da izin verilmektedir. Ülkemizde kıvam ve besleyiciliğe ulaşabilmek için geleneksel olarak süt uzun süre açık kaplarda kaynatılarak yoğunlaştırıldıktan sonra yoğurt yapılıyor. İşte bu nedenle Türk yasaları süt yağsız kuru maddesini geçmişten bu yana en az yüzde 12 oranında tutmaktadır.” TMMOB da karşı TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, yoğurt standardında Tarım Bakanlığı’nın yaptığı değişikliğin yanlış olduğunu belirten bir açıklama yaptı. Deniliyor ki, “Türkiye’de beslenme alışkanlığı gereği süt yerine yoğurt daha çok tüketilmekte, sütten gelen protein, mineral, vitamin gibi beslenme ögeleri büyük ölçüde yoğurt tüketimi ile karşılanmaktadır. Yapılan düzenlemeyle geleneksel yoğurt yapısı ve tadı bozulurken, tüketici de yeni bir damak tadına alıştırılmak istenmektedir. Yağsız kuru madde açığının, melamin benzeri kimyasallarla kapatılması gündeme gelecektir. Bu tür ürünlerin tüketilmesi durumunda, ölümle sonuçlanabilecek önemli sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır.” |
Elime Arçelik marka yoğurt yapma makinası geçti. Kullanma kılavuzu yok, bu nedenle ne şekilde kullanılacağını bilemiyorum. Bendeki cihazın üstünde orta bölümünde 1 den 12 ye numaralar var, yuvarlak bir cihaz. Nasıl kullanılacağım konusunda bilgi verebilir misiniz acaba? Küçük kapları kaybolmuş, tek büyük boy kabı var. Teşekkür ederim.
|
Bende bir Arçelik yoğurt makinesi kullanma kılavuzu bilgisayar ortamında ve pdf uzantılı olarak var, işinize yararsa yollayabilirim.
Ayrıca küçük boy cam kavanozları da kullanabilirsiniz.. |
Teşekkürler snoppy, e-posta adresimi özel mesaj ile gönderdim.
|
Dosyayı yolladım, çok net değil ama okunuyor..
Umarım aynı makinedir, işinize yarar.. |
Buradaki bilgileri okuyup,cesaretlenip denedim.Bir yerde eksik yaptım galiba açtığımda su gibiydi bozuk süt görüntüsü vardı.Yinede bir umut buzdolabında durursa olur diye koydum ama nafile ilk deneyim başarısız
|
Sn. sdk ısı yeterli gelmemiş olabilir ( ya daha fazla ısıtacaktınız ya da beklediği ortamda ısısını biraz koruyacaktı). Bu şekilde mayalanmanın tamamlanmadığını gördüğünüzde, sallamadan yeteri kadar ısıtın ve mayalamaya devam edin.
|
Alıntı:
Madem ilk yapıyorsunuz, ayrıntılı yazmakta yarar var. Sütün ısısı 37°C civarlarında olacak. Evde ısı ölçecek bir yemek termometreniz yoksa çok bilinen geleneksel yönteme başvurmak durumundasınız. Süt parmağınızı yakmayacak kadar sıcak olmalı (bu konuda hiç bir mutfakseverin uyarılmaya ihtiyacı yoktur, hepimiz sokacağımız parmağımızı yıkayacağımızı biliriz). Bunun anlamı, bizim vücut ısımız 36,5-37° olduğuna göre, sütün ısısının beden ısımız kadar olmasıdır. Parmağınız ısıyı fazla hissederse, gerekenden fazla olmuş demektir. O zaman biraz ılınmasını beklersiniz. Hani bebekleri yıkarken suyun ısısını dirseğimizle ölçeriz ya, aynen o ısı kadar:) Sizin bozuk süt tanımınız bana soğuk yoğurdu ılık sütle alıştırıp halletmeden, doğrudan süte kattığınızı düşündürttü. Mayalayacağınız yoğurdu bir saat kadar önce dolaptan çıkartıp oda ısısına gelmesini sağlayın ve içine bir tatlı kaşığı kadar şeker ilave edin. Ardından, ılıttığınız sütten biraz katıp yoğurdu iyice ezdikten sonra mayayı ılık süte dökerek iyice karıştırın. Ölçülerini tekrarlayayım isterseniz: 1 kg. süte, maya için dolu dolu bir yemek kaşığı yoğurt yeterlidir. Son aşama, mayaladığınız sütü istediğiniz kaba dökerek üzerine bir şeyler kapatıp, sıcak bir ortamda dört saat kadar mayalanmanın tamamlanmasını bekleyeceksiniz. Yoğurdunuz olduktan sonra birkaç saat ağzı açık olarak buzdolabında bekletip afiyetle yersiniz:) |
Şekeri unuttunuz :)
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:56. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025