![]() |
|
|
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
|
Patara Patara antik kenti Fethiye-Kalkan arasındaki bereketli Xanthos vadisinin güneybatı ucunda yer alır. "Apoolon'un doğduğu yer olarak bilinen Patara, Lykia'nın en önemli ve eski şehirlerinden birisidir. Patara Xanthos vadisinde denize açılabilecek tek yer olması sebebiyle tarih boyunca önemli bir kent olma özelliğini devam ettirmiştir. Şimdilik tarihi, M.Ö.VI. ve V. yüzyıla kadar çıkılabiliyor ancak yeni yapılan kazılar şşehrin tarihinin tayini açısından çok önemlidir. Hitit Kralı IV.Tudhaliya (M.Ö.1250-1220) Lukka Seferi sırasında 'Patar Dağı'nın karşısında adaklar ve armağanlar yaptım, steller diktim, kutsal mekanlar inşa ettim' demiştir. Buradan anlıyoruz ki Hiti Çağı'nda Parata, Patar adıyla vardı. " Patara'nın simgesi haline gelen M.S.100 tarihli şehir kapısı ![]() Çok gezip çok yorulunca deniz molalarına başladık. Önce Patara Plajına gittik, ancak deniz çok dalgalı ve çok rüzgarlıydı. Kumsaldaki muhtarın yerinde karnımızı doyurup, Kaputaş'a doğru yola çıktık. "Patara, Türkiye'nin en geniş (800 m.) ve en uzun (15 km.) kumsalıdır. Akdeniz'de yaşayan 5 ayrı deniz kaplumbağası türünün ikisi Caretta caretta (Atlantik Okyanusu’na mahsus çok iri deniz kaplumbağası) ve Chelonia mydas (yeşil kaplumbağa) Antalya sahillerinin 17 bölgesini yumurtlama kumsalı olarak kullanmaktadır." Fotoğraf internetten alıntıdır. ![]() Hava kararmadan denize girmek istediğimizden giderken Kalkan'ı es geçip, Kaputaş Plajı'na gittik. 20 yıl önce bıraktığım gibi bulduğum ender yerlerden birisi daha. Sadece yukardan düşen kayalar eski merdivenleri yıkınca yenisini yapmışlar. Bu merdivenlerden çıkmak daha kolay olmuş. Dalgalarla oynamayı sevenlerin çok seveceği bir plaj. Denizi çok berrak, serin, yalnız hemen derinleşiyor. ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
|
1-2 saat denizden sonra Fethiye'ye dönüş yolculuğumuz başlıyor. Önce Kalkan'a çok kısa uğruyoruz. Her zamanki gibi yine çok güzel ama ev sayısı artmış. Daha geniş açıdan görülebilmesi için 2 fotoğrafı birleştirdim. ![]() Kalkan'dan Begonviller.... ![]() Ve dönüş... ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
|
Bunlar da tatilde çektiğim bitki fotoğraflarından bir kaçı. Pınara'da tepede rasladığımız rehber bize çıkıştaki yoldan inişin tehlikeli ve zorlu olduğunu söyleyip, kolay iniş yolunu tarif etti. Tam inişi bitirdiğimizde koca bir kayanın altından berrak, buz gibi bir su kaynadığını gördük. Çok terlemiş olduğumuzdan elimizi yüzümüzü yıkadık, bilmediğimiz için suyu içmedik, girişteki görevliye sorduk. Suyu tahlile gönderdiklerini, insan sağlığına zararlı hiç bir madde bulunmadığına ancak demir oranının diğer sulara göre %50 daha yüksek olduğuna ve bunun da çok faydalı olduğuna dair yazı gönderdiklerini söyledi. Kendileri de içecek sularını oradan dolduruyorlarmış, bir şişe su verdi bize, gerçekten içimi çok yumuşak, çok güzel bir suydu. İşte bu kaya ve altından çıkan kaynak su. ![]() Bir kayanın üzerindeki bitkiler, türünü bilmiyorum. ![]() Pınara'nın tepesinde tarihi kalıntıların arasında çıkmış, gördüğüm en uzun Çam Ağacı. Yanında karınca gibi duran eşimin boyu 1.80. ![]() Her yanda kekikler var, mis gibi kokuyorlar. Defalarca tohumlarını satın alıp filizlendirememiştim, biraz tohumlarından topladım, bakalım yeşerecekler mi? ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
Bu fotoğraflar da kaldığımız köyden. Bu çiçekleri tanıdınız mı? Yeni filizlenenleri görüyor musunuz? ![]() O sıklamenler nerede çıkmış bakar mısınız? Muhteşem değil mi? ![]() Bunlar 2 metreden uzunlar, sanırım Aloevera. ![]() Mavi Yaseminler de çok güzellerdi. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
|
Bu sarı çiçek açan bitkiden yol kenarlarında çokça vardı, ismini sordum ama bilmiyorlardı. Tohum kesesi aynı bamyaya benziyor. ![]() Letoon şehrinin girişinde gördüğüm en büyük ağaç olmuş asma. Üzerinde o kadar çok salkım üzüm vardı ki anlatamam. Herkes çok bonkör ve çok güleryüzlüydü. Biz "Asmanın büyüklüğüne bakın" derken çengelli sopalarını alıp, yarım metreye varan salkımlarla doldurdular kucağımızı. Küçük, çekirdekli fakat çok lezzetli üzümlerdi. Hiç ilaçlanmadığını, tamamen doğal olduğunu söylediler. ![]() Bonsaicileri de unutmadım. O kadar güzel örnekler vardı ki... ![]() Bu Japon gülü değil Japon Gülü Ağacı, o kadar büyüktü ki ve gözümü kamaştırmış ki arkasındaki kocaman Kauçuk Ağacını ancak fotoğrafa bakarken fark ettim. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|