![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
Bugünlük bu kadar olsun. Yarın veya sonraki gün, Pınara, Xanthos, Letoon, Patara, Kalkan ve bizim son durağımız Kaputaş ile yazımı sonlandıracağım. Likya Yolu Antalya'ya doğru devam ediyor ama vaktimiz bu kadarına yetti. Bu arada 2 kez katıldığımız tekne turlarından bir kaç güzel fotoğrafla bugünü sonlandırayım. ![]() Dağlar her zaman bulutlu, hatta gök gürültüsüyle şimşek çaktığı da oluyor. ![]() Buraya "Mavi Mağara" diyorlar. Bildiğim kadarıyla bir kaç yer daha var aynı isimde. Burada da yanyana 2 fotoğrafı birleştirdim. Denizin rengi birebir aynı. Ölüdeniz'den kalkan tekne turlarının ilk durağı burası. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
|
Bir günlük programımızda, Antalya güzergahında bulunan bence en etkileyici antik kentlerin sıralandığı, Xanthos, Letoon'daki tarihi harebeleri gezip, oradan Patara kumsalında denize girip, Kaş'ın biraz ilerisindeki Kaputaş Plajında günü sonlandırmak vardı. Yola çıktığımızda Pınara levhasını görünce merak edip, görmeye karar verdik. Pınara'ya ilk gidişimizdi, bence çok etkileyici şehirlerden birisi. Kekik kokuları eşliğinde gezdik. Tohumlarından topladım. Pınara "Fethiye-Kaş karayolu üzerinde Eşen yakınında ayrılan yol bizi 6 km. sonra Minare Köyü yakınındaki harabelere götürür. Pınara harabeleri bu köyün gerisinde bulunmaktadır. Pınara, Lykia dilinde yuvarlak demektir." Tepeye ulaştığımızda, bir Alman turist kafilesine rasladık. Türk rehber bize yuvarlak isminin, kaya mezarlarının bulunduğu tepenin şeklinden geldiğini söyledi. "Pınara'da zengin mimari kalıntıların bulunması şehrin eskiden refah içinde yaşayan bir kent olduğunu göstermektedir. " ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüze oldukça sağlam biçimde gelebilen Pınara Tiyatrosu ![]() Düzenleyen limon : 27-09-2009 saat 17:43 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
|
Xanthos "Pers ordusu, başında komutanları olduğu halde Xanthos Ovası'na indiği zaman, Xanthoslular bitmez tükenmez kuvvetlere karşı az sayı ile dövüştüler, yiğitlikte nam saldılar, ama yenildiler, kentlerine geri atıldılar, kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurdular. Alttan, yandan ateşe verdiler. Öyle ki yangın kaleyi yerle bir etti. Bundan sonra birbirlerine korkunç yeminlerle bağlanarak düşmana saldırdılar ve Xanthos'ta oturanların tümü de savaşarak öldüler." "Herodot, M.Ö.545 yılında Lykialıların Pers komutanı Harpagos'a karşı savaşını böyle anlatmaktadır. Bu ateşten yalnızca o sırada başka yerlerde olan Xanthoslular kurtulabilmişler, daha sonra şehirlerine geri gelerek şehri baştan kurmuşlardır. Buradan Xanthos'un M.Ö.V.yüzyılda var olduğunu anlıyoruz. M.Ö.1200 yılında yapılan Troya Savaşı sırasında başlarında Xanthoslu Sarpedon olduğu halde Lykialılar Troya Savaşı'na katılmışlardır. Bu da bize gösteriyor ki Xanthos M.Ö.1200 yıllarında da vardır. Fakat görkemli ama talihsiz bu şehir, M.Ö.475-450 arasında bu kez yangın felaketiyle karşılaşarak baştan başa yanmıştır. Kazılarda bu tarihlere ait kül tabakaları bulunmuştur." Kaynak:Arkeolog İlhan Akşit Xanthos, Fethiye-Kaş yolu üzerinde, Feyhiye'ye 55 km. uzaklıktadır. Kınık Köyü'nün hemen yanından Xanthos harabelerine çıkılır. Hem hikayesiyle, hem gökemiyle bizim en etkilendiğimiz şehirlerin başında geliyor. "Xanthos'u 1838 yılında ilk keşfeden Ch.Fellows'un bütün rölyef ve büyük mimari parçaları sökerek, Patara'ya yanaşan harp gemisiyle Londra'ya taşımış, bugün British Museum'un Lykia salonunda sergileniyor. " Buna hem üzüldük hem de acaba korunması açısından daha mı iyi oldu diye düşünmeden edemedik. ![]() ![]() ![]() Düzenleyen limon : 27-09-2009 saat 12:58 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
Letoon Kaş-Fethiye karayolunda, Kaş'a 50 km. uzaklıkta, Kınık yakınından ayrılan 4 km.lik yol bizi Bozoluk Köyü'ndeki Letoon harabelerine götürür. Letoon, Tanrı Apollon ve Artemis'in annesi Leto adına kurulmuş bie şehirdir. Tanrılar Tanrısı Zeus, Titanlardan Kios ile Phoine'nin, güzel saçlı kızı Leto2ya gönlünü kaptırır. Diğer sevdikleri gibi Leto'ya da sahip olur ve Leto hamile kalır. Çapkın Zeus'un kıskanç karısı Tanrıça Hera Leto'yu adım adım takip ettirerek O'nun Zeus'tan olacak çocuklarını doğurmasına mani olmaya çalışır. Nihayet Leto, Anadolu'daki Lykia'ya kaçar ve Hera'dan kurtulur. Çocukları Artemis ve Apollon'u Delos Adası'nda doğurduğu söylense de bir efsaneye göre Apollon'u Patara'da doğurduğu kabul görmektedir. Güneş Tanrısı olan Apollun'un ışık ülkesi olan Lykialı olmasından tabii ne olabilir. Üstelik O'nun bir ismi de Lykialıdır." "Leto adına kurulan Letoon kenti Lykia'nın kutsal merkezidir.1962 yılında yapılan kazılarda bulunan kalıntılar şehrin tarihinin M.Ö. VIII. yüzyıla kadar gittiğini göstermiştir." "Letoon'un dikkati çeken en önemli kalıntıları burada bulunan üç tane tapınaktır. Bunlardan biri, M.Ö. IV.yüzyıla ait olan Artemis Tapınağıdır. Diğeri de Apollon'a aittir, en baştaki ise Leto'ya ait tapınaktır. Apollon'un tapınağında bulunan bir mozaikte Artemis'in ok ve sadağı ile Apollon'un liri tasvir edilmiştir. Ayrıca tapınak yakınında Grekçe, Aramca ve Lykia dilinde olmak üzere üç ayrı dilde yazılmış bir metni içeren çok önemli bir yazıt bulunmuştur. M.Ö.358'e tarihlenen bu yazıt, Lykia dilinin çözümlenmesi açısından çok önemli olup, bugün Fethiye Müzesindedir." Kaynak:Arkeolog İlhan Akşit ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
|
Patara Patara antik kenti Fethiye-Kalkan arasındaki bereketli Xanthos vadisinin güneybatı ucunda yer alır. "Apoolon'un doğduğu yer olarak bilinen Patara, Lykia'nın en önemli ve eski şehirlerinden birisidir. Patara Xanthos vadisinde denize açılabilecek tek yer olması sebebiyle tarih boyunca önemli bir kent olma özelliğini devam ettirmiştir. Şimdilik tarihi, M.Ö.VI. ve V. yüzyıla kadar çıkılabiliyor ancak yeni yapılan kazılar şşehrin tarihinin tayini açısından çok önemlidir. Hitit Kralı IV.Tudhaliya (M.Ö.1250-1220) Lukka Seferi sırasında 'Patar Dağı'nın karşısında adaklar ve armağanlar yaptım, steller diktim, kutsal mekanlar inşa ettim' demiştir. Buradan anlıyoruz ki Hiti Çağı'nda Parata, Patar adıyla vardı. " Patara'nın simgesi haline gelen M.S.100 tarihli şehir kapısı ![]() Çok gezip çok yorulunca deniz molalarına başladık. Önce Patara Plajına gittik, ancak deniz çok dalgalı ve çok rüzgarlıydı. Kumsaldaki muhtarın yerinde karnımızı doyurup, Kaputaş'a doğru yola çıktık. "Patara, Türkiye'nin en geniş (800 m.) ve en uzun (15 km.) kumsalıdır. Akdeniz'de yaşayan 5 ayrı deniz kaplumbağası türünün ikisi Caretta caretta (Atlantik Okyanusu’na mahsus çok iri deniz kaplumbağası) ve Chelonia mydas (yeşil kaplumbağa) Antalya sahillerinin 17 bölgesini yumurtlama kumsalı olarak kullanmaktadır." Fotoğraf internetten alıntıdır. ![]() Hava kararmadan denize girmek istediğimizden giderken Kalkan'ı es geçip, Kaputaş Plajı'na gittik. 20 yıl önce bıraktığım gibi bulduğum ender yerlerden birisi daha. Sadece yukardan düşen kayalar eski merdivenleri yıkınca yenisini yapmışlar. Bu merdivenlerden çıkmak daha kolay olmuş. Dalgalarla oynamayı sevenlerin çok seveceği bir plaj. Denizi çok berrak, serin, yalnız hemen derinleşiyor. ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|