![]() |
|
|
|||||||
![]() |
|
|
|
Dış Bağlantılar | Konu Araçları | Mod Seç |
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-05-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 81
|
Sayın ağaç dostu fmt79 Açıklamalarınızdan yararlandım. Teşekkürler. Aklımı karıştıran bir konuyu sormak istiyorum. Kullanacağım pestisitin hasat süresi 3 gün ise, bitki bünyesine ulaşan ilaç bu süre içinde gerçekten de inaktive oluyor mu? Yoksa ilaç üreticileri ticari başarılarını düşünerek, denetimsiz ortamın başıboşluğundan yararlanarak gerçek olması gerekenden daha kısa mı gösteriyorlar? Bu sorumun muhatabı olmayabilirsiniz ama yine de bir uzman olarak belli bir kanıya sahipsinizdir. Kullandığımız bitkinin türüne göre bu süre elbette değişkenlik gösterecektir, örneğin patlıcanda başka, asmada başka gibi... Beni rahatsız eden nokta bu: Prospektüslerde yazılı rakamlara güvenelim mi, yoksa daha mı titiz olalım.? Üç gün önce, hasat süresi 3 gün yazılı bir ilaç kullandığım patlıcanlarımı çocuklarıma yedirebilir miyim? Ne önerirsiniz? Pek havada bir danışma gibi olduysa da... Teşekkür ve saygılarımla... |
|
|
|
|
|
#2 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-08-2006
Şehir: Muğla
Mesajlar: 225
|
Alıntı:
Ruhsatlandırma çalışması için ürünlerden ilaçlanmadan hemen önce, ilaçlandıktan hemen sonra numune toplanır. Daha sonra ise ilacın tahmini inaktivasyon süresi göz önüne alınarak diğer günlerin numuneleri toplanır. (1. gün, 3. gün, 1. hafta,10. gün, 15. gün ...vb) Sonra bu ürünler laboratuara gelir ve hepsi ayrı ayrı analizlenir. Ürün ilaçlanmadan önce toplanmış olan numune de herhangi bir kalıntı beklenmez. Bu nedenle bu numune kör kabul edilir ve kontroller için kullanılır. İlaçlamanın hemen ardından toplanan numune ise 1. nokta kabul edilir. Sonra diğer günler de çalışılarak ürün üzerindeki kalıntının ne zaman insan sağlığı için sorun oluşturmayacak düzeye indiği tespit edilir. İşte o numunenin üzerinde yazan gün ilacın etiketi üzerinde yer alacak olan hasat zamanıdır. Yani orada yazan günde ürününüz üzerinde sıfır kalıntı diye birşey sözkonusu değil. Size zarar vermeyecek düzey söz konusu. Burada size küçük bir bilgi de vermek isterim. Biz üniversite birimi olduğumuz için aynı zamanda doktora tezleri, bitirme tezleri gibi konularda da üniversite mensuplarımıza çalışmalarında destek veririz. Bu çalışmalar kapsamında bir öğrenci arkadaşımızın (şu an personelimiz) bitirme tezi çalışmalarından çıkan şöyle bir sonuç var. Ancak önceden belirteyim ki tüm pestisitler için çalışılmış ve değerlendirilmiş değildir. Bu nedenle genel bir kural olarak algılamanızı tavsiye edebilirim. Sonuç şu; Üzerinde tarım ilacı kalıntısı bulunan bir tarım ürünü 20 dakika su içerisinde bekletilirse, üzerinde bulunan kalıntı düzeyi % 60 oranında düşmektedir. Yani sadece suda 20 dakika bekletirseniz su bu ilacın %60 ını çözerek üründen çekmektedir. Tabi bunu her tarım ürününe uygulamak mümkün değil. Bu çalışma domates ile yapılmıştı ve 20 dakikada domatese herhangi birşey olmuyordu. Ancak bunu üzümde yapmaya çalışırsanız üzüm bu kadar sürede içerisine bol miktarda su alacak ve çatlayacaktır. Bu nedenle ben kendi evimde domates, patlıcan, elma ...vb suya dayanıklı ürünleri 20-25 dakika, üzüm, çilek gibi suya dayanıksız ürünleri ise 5-10 dakika (arasıra çalkalayarak) suda tutup sonra yıkayarak tüketiyorum. Şu anki şartlar altında alabileceğiniz en kolay ve etkili çözüm budur. Saygılarımla. |
|
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-05-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 81
|
Alıntı:
Sn Olmez İnternete ilk bağlandığımda yanıtınızı okudum, gecikerek de olsa teşekkür ve saygılarımı sunmak istedim. Verdiğiniz bilgiler benim ve benim gibi bu konuyu merak edenler için oldukça doyurucu ve sevindirici. Ruhsatlandırma işlemlerinin sandığımızdan daha iyi denetimli bir süreç izlediğini öğrenmek ne kadar güzel. Benimle birlikte çok sayıda tüketicinin içini kemiren bir nokta idi. Güzel dile getirmişsiniz. Anlattığınız ruhsatlandırma aşamalarının mesleki ilgimiz nedeniyle, olması gerektiğini öteden beri biliyorduk ama uygulamada ne ölçüde titizlik gösterildiğini bilmiyorduk. Suda bekletme öneriniz de son derece yararlı. Evlerimizde genellikle yıkanır, suyunun süzülmesi için bir yerde bekletilirdi. Bir tek üzümde 5-10 dadika kadar su içinde tutulurdu. Bu öneriniz çok yerinde olduğu için, bundan sonra çevreme de yaymaya çalışacağım. Tekrar teşekkür ve saygılar sunarım. Düzenleyen yazsonu : 12-09-2008 saat 18:00 |
|
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2006
Şehir: Hatay
Mesajlar: 342
|
Alıntı:
Olmez arkadaşımıza aynen katılıyorum. Mesajı biraz geç gördüm üzgünüm... Ama soruya değer verdiğim için yine de yanıt vermek istiyorum (cevaplar aynı olsa bile) - Tarım ilaçlarına ruhsat vermekle yükümlü kurum ülkemizde Tarım Bakınlığına bağlı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğüdür. Ruhsat aşamasında pestisitler, firmanın iddia ettiği zararlı, hastalık **** yabancı otlara karşı, iddia edilen üründe denenirler. Bu denemeleri KKGM genellikle Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü'ne, **** uzmanı olan diğer araştırma enstitüleri ile üniversitelere isterse verebilir. Bu pestisitler Olmez arkadaşımızın anlattığı gibi denemelerden geçer, başarılı bulunursa ruhsat verilir. Ruhsatlamada da mutlaka yapılan kalıntı analizlerinin sonucuna göre hasat aralığı yazılır. Dolayısıyla, bir pestisiti üzerinde yazan, önerilen bitkide, önerilen zamanda ve önerilen dozda kullanmış iseniz o zaman hasat aralığına güvenmek durumundasınız. |
|
|
|
|
|
|
#5 | |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-05-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 81
|
Alıntı:
Sn. fmt Sn Olmezle birlikte ruhsatlandırma çalışmalarının disiplinli bir uygulama ile yürüdüğünü savunmuş bulunuyorsunuz. Bu bize bir rahatlık sağladı. Öteden beri alışıla gelmiş vurdum duymazlığımızdan tedirgin olduğumuz için, içimizi pestisittten önce bu konu kemiriyordu. Açıklamalarınız için teşekkürler ve saygılar. |
|
|
|
|
![]() |
|
|