![]() |
1982 yılında hem öğrenci hem de Univac Türkiye merkezinde çalışırken, o zamanlar 8 inç çapındaki çok plakalı ve kapasiteleri 5, 10 ve 15 MB olan değiştirilebilir manyetik kartuş disklerin yerine, içinde hiç mekanik parça olmayan, elektronik chip'lerden oluşan disklerin 2000 yılına kadar gelmiş olacağını söylediğimde bana deli gözüyle bakmışlardı.
Oysa böyle bir tahminde bulunmam çok mantıklıydı. O sıra zaten eeprom teknolojisi vardı. Küçük miktarda veri chiplere yazılabiliyor, enerji kesilse bile yazılan veri tekrar enerji verildiğinde kaybolmuyordu. Zaten var olan bir teknolojinin, kapasite arttırımı ve kullanım değişikliğiyle gelişiminin basit bir tahminiydi. Bugünkü SSI diskler o zamanki tahminimden biraz daha gecikmeli geldi. Aslında, o zamanki kapasiteler açısından bakılırsa 2003 yılında flashdisk'ler şeklinde, optimum rekabetçi kapasiteler bakımından 2009'da (>120G kapasitelerle) piyasaya girdi. Daha önce olmamasının sebebi ise, elektro-mekanik disk üreticilerinin mevcut teknolojiyi sonuna kadar satmak istemeleriydi. 1993 yılında 33Mhz 80386 işlemciler 32 bit işlem yetenekleriyle bir devrim gibi ortaya çıktı. Bugün 8 çekirdekli, 64bit 3.5Ghz işlemciler fiyat performans bakımından kolayca satın alınabilir durumdalar. Gelişim ve yeteneklere bakınca aradaki farkın geometrik olduğunu görürüz. Güneş enerjisi panellerinde halen yaygın satılan verimlilikler %16 civarında. Dolayısıyla gelişme potansiyeli yüksek. Bildiğim kadarıyla %30 verimli teknoloji hazır. Hızla yükselmemesi için bir sebep bulunmuyor. Bu yüzden önümüzdeki zaman dilimde birim metrekare üretilen güç miktarının hızla ve bu günkü ile karşılaştırılamayacak şekilde yükseleceğini göreceğiz. Farklı kaynaklar (rüzgar, güneş, biomass vs.), farklı ölçekler ve dağıtık besleme/tüketim ağı için mevcut şebekenin neredeyse tamamının değişmesi gerekiyor. Aslında, mevcut kayıpların da kaynağı olan şimdiki şebekede nükleer ile bile doğru dürüst işletim yapmak tartışılır. "Smart Grid" (akıllı şebeke) denen alt yapının acilen planlanarak hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu yönde çalışmalar olduğunu da biliyoruz. Böyle bir şebekenin varlığı, ülkemizde çok büyük boyutlarda olan kayıpları engelleyeceği gibi, irili ufaklı her türlü enerji kaynağının sisteme girebilmesinin, tüketimin ve üretimin dengelenmesinin önünü açar ki, bu başlı başına planlanmamış yüzlerce santralin devreye girişi anlamına da gelir. Kendi adıma tekrar edeyim, bu günkü teknolojilerle bile yıllık toplamda şebekeye borçlu kalmayacağımın garantisini veririm. AB ülkelerinin de, çok değil 9 yıl sonrası için minimum 20% hedefi koyarken, tüm alt yapının akıllı şebeke yapılacağı var sayımı var. Bir çok ülke bu hedefi şimdiden geçmiş durumda. Bazılarının hedefleri ise çok daha yüksek. Alıntı:
İskoçya %80 diyor. Finlandiya %38, İsviçre şimdiden %52, İsveç şimdiden %42. Bu stratejilerin birinci hedefi karbon dioksit emisyonları. UK Renewable Energy Strategy The EU Target for Renewable Energy 20% by 2020 Australia will maintain 20% Renewable Enery Target Finland has sat their target at 38 percent Düşünülmesi gereken, nasıl yapılabileceği, nasıl yapılamayacağı değil. Her zamanki gibi ilk düşünen de biz değiliz. Her ne olursa olsun, çocuklarımın evlerinden sürülüp iodine tabletleri yutmak zorunda kalmaları, ikide bir radyasyon taramasından geçmeleri asla istediğim bir şey değil. Öyle ki, gerekiyorsa mum ışığında oturmaları bile bundan iyidir. Gelişmişliğin ölçüsü çok tüketim değildir. Gelişmişliği medeni olmakla ölçmek gerekir, yoksa vahşi kapitalizmin acımasızca tüket, daha çok tüket, tüketmek için kazan ilkelliği ile değil. Nükleer santral patlatarak ders almaktansa, nükleere hiç bulaşmadan, doğadan ve doğa ile uyumdan ders almayı yeğlerim. |
Sn. Kazanlık sizin kafanız biraz karışık galiba, tek çözüm nükleer santraldir diye öne sürdüğünüz gerekçeler tam tersini kanıtlıyor. Gelin hesabı beraber yapalım.
Öncelikle çatıda elektrik üretmek için UPS, bunu soğutmak için klima da gerekmiyor, PV'lerde üretilen elektriği şebeke elektriği ile karıştıran bir alet kullanıyorsunuz, adı şebeke bağlantılı evirici - grid tie inverter (benim verdiğim fiyata dahil idi). Bu sayede normal şebeke elektriği kullanıyorsunuz sadece tüketiminiz PV'lerin ürettiği kadar düşük oluyor. Siz 2.8euro=3.9$/watt almışsınız, ben $3/watt aldım. Bahsettiğim rakam farazi bir rakam değildir, 1500watt'lık bir sistem için gerçek değerdir. Biliyorum çünkü bilfiil siparişi verdim, ürünler de yolda... buna panellerin çatıya montajı dahil değildir ve de öngörülmeyen %20-30 maliyet olabilir. Sizin için $4/watt veya kolaylık olsun diye 3euro/watt. Bulgaristan için yıllık PV'den şebekeye enerji üretimini 1,22kwh/watt olarak buldum. Güneye bakan eğimli sabit panelde yansıma, ısınma, evirici kayıpları için %25 düşülmüş olarak. Farklı seçenekler için: http://re.jrc.ec.europa.eu/pvgis/apps4/pvest.php Sizde alım 0.4euro/kwh miş demek ki 1.22kwh/yıl*0.4euro = 0.49euro/yıl ( 1 watt yani 3 Euro yatırım için) Bu durumda yatırım geri dönüşü 6 yıl. Böyle bir destek Türkiye'de olsa inanın biz değil nükleer santral yapmayı bırakın mevcut santralleri kapatmaya başlardık. Herkes birden çevreci kesilirdi. Peki bu destek olmazsa ne olur ? geri dönüş 6 değil 15 yıl olur, toplam maliyet $3/watt seviyesinde olursa 10yıla düşebilir, yine de birileri devlet destek vermese bile ben destek veririm illa kısa geri dönüş beklemem varsın uzun olsun diyebilir ( benim gibi )... Ama sonuçta panel fiyatları düşüyor, elektrik tüketim bedelleri yükseliyor, bu ikisi eninde sonunda çakışacak. Buna da grid parity deniyor. Bugün karar versek nükleer santral en az 10 yıl sonra devreye girecek, o zaman grid parity haydi haydi geçerli olacak. İster hesabı yapın 10 sene sonra paneller kaça düşer, devlet nükleer üreticisinden şu anki 7-8sent aldığı elektriği 18sente alırsa son kullanıcıya kaça satar ? Eğer bir işe olmaz diye bakarsanız olmaması için istemediğiniz kadar neden bulabilirsiniz, doğru bakış açısı yenilenebilir enerji ile çözüm bulacağım bunu nasıl yaparım olmalı. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Mum ışığında oturmaya razıyım. |
Sayın kazanlik, eski ve riskli ve risk sonuçları çok büyük zarar olan nükleer enerjiyi bu kadar savunma sebebinizi anlayamadım. Affınıza sığınarak, bu merakımdan profil bilginize baktım orda da tam tersi, ilgi alanınızda yenilenebilir enerji yazıyor. İlginizin kaynağı bu enerji türünü karalamak anlamında mıydı? Sadece şaşırdım, o yüzden kusura bakmayın.
|
Alıntı:
|
Şu anda bir arkadaşım Japonya'da, dolayısıyla japonya'da olanları takip ediyorum, 3 reaktör yeterince soğutulamıyor, pratik olarak santraller dursa da bu reaktörler çalışmaya devam ediyor, insanlar ortaya çıkan müthiş enerjiyi kontrol etmeye çalışıyorlar. Bunlardan birisinin beton muhafası reaktörde yüksek enerji nedeniyle oluşan hidrojenin patlaması sonucu havaya uçtu, 3 tanesinde reaktörü çevreleyen çelik muhafazasının sağlam olup olmadığı bilinmiyor, 3ünde de basıncı düşürmek için dışarıya radyoaktif sızıntıyı kabul ederek buhar püskürtüyorlar, reaktörlerden birisine son çare deniz suyu basıyorlar. (artık o reaktörü kurtarma umudunun tükendiğini gösteriyor, artık nükleer çöp) Özellikle bu reaktörde her an ciddi bir sızıntı olabilir, çünkü reaktör çekirdeğinin ne durumda olduğu bilinmiyor.
Bunun sizin ülkenizde olması durumunda, sizi, çocuklarınızı, yaşadığınız toprağı yıllarca etkileyecek bir sızıntı olmasının bedeli nedir ? Böyle bir olasılıkla yaşamak yerine daha fazla bedel ödemez misiniz ? Şu kurulacak 2 nükleer santralin üreteceği elektriği üretmek için gerekli yeşil enerji yatırımları hesaplansa, mutlaka o kadar enerjiyi daha pahalıya yeşil olarak almayı tercih edecek kadar kişi çıkar. ( bu arada daha pahalı da olmaya da bilir, o da ayrı konu ) |
Sn. Kirmit, Forum`un agaclar.net olmasi, forum uyelerinin bizim gibi dogasever olmasi, Japonya`da bir nukleer sizinti RISK`inin olmasi gibi sebebler nedeniyle dunyada nukeeri savunan tek insanin ben oldugum izlenimi dogmus.
Forumda bolca gecen risklerinde farkindayim, radyasyon bagimlisi, tiryakiside degilim, Profilimde yazdigim gibi yenilenebilir enerji kaynaklari konusunda hem ilgili hemde bilgiliyim, ayrica termik santrallerin ve HES lerin yaptigi doga tahribatinin da farkindayim, Ozellikle termik santrallerin sebep oldugu sera gazi salinimlarini bizzat yasiyorum,, 15MW gucunde kurutucularin bacagazi emisyinlarini her gun olcup normlarin altina cekmek icin harcadigimiz para, emek, tecrubeyi dusundugumde vardigim sonuc yenilenebilir enerjinin ne kadar GEREKLI oldugu savidir. ozelliklede cozum yollarinin ormanlarin gelecegini ne kadar yakindan ilgilendirdigininde bilincindeyim, Hatta ruzgar enerjisinin ormanlarda yuzey sularinin tasinmasi icin kullanilmasi yolunda PATENT almayi bile dusunmustum, calistigim fabrikadaki atik isidan yararlanarak enerji uretmenin yollarini ararken jeotermal kaynakli santraller konusunu arastirdim, (su anda teklif asamasinda ) kendi cabalarimlada Peltier element kullanarak dusuk isi kaynaklarindan yararlanma yollarinida kucuk duzeneklerde test ettim. 1000m2 bahcemdeki kuyu suyunu ruzgar enerjisi ile sulama sistemi icin kucuk denemeler yaptim, Gunes panelleri ile elektrik uretme yontemleri konusunda seminerlere katildim, teklifler aldim, butun bunlarin yani sira evimde ve is yerinde enerji tasarruf yontemlerini arastirip uyguladim, Bu nedenledir ki nukeer baslikli forumdaki ilk mesajim isi yalitimi konusundadir. Su anda fabrikayi klima , elektrik sobalari ve dohalgaz yerine atik isidan faydalanarak isinan ofisimde calisiyorum, yaz aylarindada buz gibi balkan suyuyla serinleyecegiz. yatirim maaliyeti 40000euro, geri donusumu (devlete satmadan-tesvik almadan)2,8 yil. Defalarca yenilenebilir enerji yontemlerinin arastirilmasi gerektigini soyledim, Devlet tesvigi ve yenilenebilir enerji konusunda tecrubelerimi paylasmami ``karalama`` olarak nitelendirmeniz cok yazik.Halbuki hersey sandiginiz kadar toz pembe degil. ben yenilenebilir enerji yontemlerini dahada ileri goturup YENEBILIR enerji kaynaklarini daha cok savunuyorum, soya fasulyesi , aycicek gibi. ben oncelikle nukleer santrallerin kurulup daha sonra HES lerin, termik santrallerin kapatilmasi gerektigini savunuyorum, Ben tasarruf yontemlerinin devlet tarafindan desteklenmesi gerektigini, izolasyonsuz bina insaatlerine musade edilmemesi gerektigini, tungusten lambalarin yasaklanmasini, kiremit yerine gunes panellerin konulmasinin tesvigini savunuyorum, Ben AR-GE calismalarinin arttirilmasini savunuyorum,, bence nukleer japonyadaki depremden sonra RUSTUNU ispatlamistir. Dunyanin merkezinin kaydigi bir depremde radyoaktif kirlenme neredeyse yok. tekrar HELAL olsun. Yeni teknolojilerle verimin %80 olacagi, kullandikca fiyatinin dusecegini yazmissiniz. bu konuda bilimsel veriler var, haklisiniz sonuna kadar hepinizi destekliyorum, ama nukleerin zararlarinin yok edilebilecegini, gunun birinde arabalarda bile kullanilabilecegini niye kabul etmiyorsunuz.? gunun birinde nukleer kaynak olarak siradan maddelerin kullanilamayacagini ne biliyorsunuz? siz hic dizel motorlu yuk gemisi motoru gordunuz mu? bir piston icine ayni anda 3 insan girip birbirlerine degmeden temizleyebiliyorlar, ve bu pistonun icinde gul suyu yanmiyor, petrol kaynakli yakit yaniyor, CO emisyonlari dogayi kirletiyor. petrol kaynakli yakit bitince gemileri neyle calistiracaksiniz? yelken lemi? Ben nukleer sevdalisi, yenilenebilir enerjiyi karalamaya calisan sermaye yanlisi biri degilim, ben gercekleri goren , hatta Teknolojik cihazlarla OLCEBILEN, dogayi seven , bilgiyi paylasan tecrubeli bir muhendisim, Japonyada 3 degil 3milyon insan hayatini kaybetse bile,, japonlar cinlilerin somurgesine girse bile hic kimse nukleerden vazgecmeyecektir. japonlar bile. Gaz yagini tercih eden arkadaslara gelince,, gaz yagida petrol kaynaklidir ve CO salinimi vardir. burdaki antikacida varmi diye bakar ilgilenenlere bildiririm, bulamaz isem USB porttan beslemeli 4 LEDli kucuk aydinlatma armaturleri var.bilginize. |
Dün akşam Okan Bayülgen konuklarıyla deprem konusunda konuşurken sarfettiği bir cümle dikkatimi çekti.
DİLEK Mİ ? NİYET Mİ ? GERÇEK Mİ? bu olgular iyice karışmış durumda. Ne yazıkki bambaşka yerlere,yer yer hakaretlere varıyor tartışma. çok enteresandır ben nükleer enerjiyi savunan kimse göremiyorum topikte ? fakat bir kaç kişinin ''evet çok ciddi olumsuzlukları olmasına rağmen '' dünyanın mevcut ve yakın gelecekte çok daha büyüyecek enerji krizini aşmanın yegane yöntemi füzyon dur... bugün bu uranyum yarın hidrojen öbür gün..... dır.hop diye belli aşamaları yok sayıp geçemiyoruz malesef. kazanlıktan çokda farklı düşünmediğim için aynı alınganlığı bende gösteriyorum. |
Nasıl bir rüşt ispatından sözettiğinizi hayretler içinde kalarak anlamaya çalışıyorum.
Santralde felaket henüz sürüyor Önlemler yetersiz kalıyor. Patlamalar oluyor. Sızıntı olup olmadığına dair bir fikrimiz yok. Soğutucular çalışmıyor. Daha ne kadar büyük bir felaket size rüşt ispatı değil felaket olduğu fikrini edindirecek. Üç milyon insanı bile hiçe sayan bir mantığınız da olduğuna göre, sizin insan hayatını hiçe sayan bi anlayışınız var. Olsun nükleer santral olsun o sırada ölen ölsün. Kimin öldüğü kendi çocuklarınıza gelen kadar önemli değil. Bu konuya birkaç kere değinmiştim benim sizde edindiğim izlenim kendi çocuklarınızın da ölmesini önemsemeyeceksiniz. Yeterki nükleer santral olsun diyeceksiniz. |
"Sözün özü şu: Endüstri ülkeleri devasa malîyetler ile yaşamı tehdit eden çok büyük tehlikeleri göze alarak dünyadaki toplam uranyumla ancak iki kuşak [5] boyu, yani daha 60, 70 yıl nükleer enerji üretebilirler. Gelecek bütün kuşaklara da babalarından dedelerinden yalnızca radyoaktif atık sorununun amansız derdi miras kalacak!
Çünkü atom çekirdeğinin erimesiyle açığa çıkan Americum izotopu 5400, uranyum 238'den açığa çıkan plütonyum izotopu ise 24 000 yıl etkinliğini kesintisiz koruyor, yani ölümcül alfa, beta ve gama ışınları yayıyor. Dahası, bu derece tehlikeli plutonyum izotopu açığa çıkan en uzun ömürlü tek izotop da değil! Hayal gücümüz bu kadar uzun zaman dilimlerini algılamakta korkarım zorlanacak, hatta eminim yetersiz kalacaktır. Onun için tarihin yardımına baş vuralım: Americum izotopu 5400 yıl, Plutonyum izotopu da 24000 yıl etkinliğini koruyarak durmaksızın ölümcül ışın saçıyor ve ikisi de ancak bu kadar zamandan sonra eriyip yok oluyorlar! İmdi: - Americun izotopunun ömrü 5400 yıl; Mısır piramitleri 7000 yıl önce yapılmışlardı. - Plutonyum izotopunun ömrü olan 24 000 yıl, 700 kuşak ise günümüzden geriye doğru gidildiğinde üçüncü buzul çağının ortalarına rastlıyor. - Bin yıl önceki Büyük Selçuklular, sekizyüz yıl önceki Anadolu Selçukluları, daha dün kadar yakın altyüz yıl onceki Osmanlılar tarihin ulu çınarları oldular. Ya “nükleer aids” olarak tanımlanabilecek izotopların zehir saçan binlerce, onbinlerce yıllık ömürlerine ne diyelim? Türkiye’nin açtığı nükleer enerji santralı ihalesini hangi yüksek teknoloji ülkesinden yine hangi deneyimli ve yetkin yüksek teknoloji firması alırsa alsın, santralı kuralacaktır. Ama o ülke ve o firma nükleer reaktörden çıkacak nükleer atığın doğaya ve yaşama zarar vermeksizin nihai biçimde depolanmasına ilişkin sorunu da kesin olarak çözmüş müdür acaba? Çünkü bugüne kadar dünyada ne böyle bir ülke, ne de böyle bir firma var! Yıllardır yararlandıkları nükleer enerjiyi bırakmak isteyen endüstri ötesi ülkelerin bulundukları bir ortamda düşünmek, düşünmek, yine düşünmek ve bir kez daha düşünmek lazım. İş işten geçtikten sonra çok ama çok geç olur…" http://dogader.org/index.php/bilgi/5...oaktif-atiklar Sn Kazanlik, biraz sert yazdığımın farkındayım ancak bu konunun bende oluşturduğu endişe boyutundan kaynaklanıyor. Şahsen yaptığınız yenilenebilir enerji çalışmalarını takdir ediyorum ancak bende, nükleer enerjiden ne olursa olsun vazgeçemeyiz der gibi bir izlenim oluştu yazdıklarınızdan. Yanılıyorsam özür dilerim. Bu sertliğimin sebebi şahsınıza değil, tüm nükleer enerjiyi risklerine, halen var olan tehlikeli sonuçlarına rağmen uygulayanların, benim, başkalarının, (başka canlıların da dahil) yaşam haklarını ve özgürlüklerini hiçe saydıklarını düşündüğümdendir. Düşünün ki böyle bir kaza oluştu, (olmayacağını da kimse garanti edemez), ben benim gibi insanlarla birlikte, hayatta kalmış isem, evimi, yaşadığım yeri bırakıp gitmek zorunda kalacağım. Sadece bu bile benim hakkıma büyük bir tecavüzdür, haksızlıktır diye düşünüyorum. En fazla 60-70 yıl dünyaya enerji sağlayabilecek bu kadar riskli bir kaynakta ısrar etmektense, yaşananların tehlikeleri, yıkımları halen devam ederken, "mecburuz" demek yerine "alternatifleri değerlendirmek" daha akıllıca geliyor bana. Düşünün ki şimdi vazgeçemediğimizi düşündüğümüz tv, makineler, bilgisayar ne kadar yıl öncesinde girdi hayatımıza! Bu kadar kısa sürede insan yaşantısının bu kadar değişimi söz konusu oluyor ve hızlı bir tüketime yönlenebiliyorsa dünya, bunun da elbet bir bedeli olacaktır. O zaman öncelikle gereksiz tüketimleri azaltmakla bile bireysel olarak çok yol katedeceğimizi düşünüyorum. Bizden sonraki nesilleri düşünmek de bizim insanlık görevimizdir diye düşünüyorum. |
Sn. memet sizin gibi dusunmeye baslarsam yoga dersleri alip Fenshui kitaplari okumam gerekecek.
beni insan hayatini hele hele kendi cocuklarimin hayatini hice saymakla itham ediyorsunuz,, sizce japaonlar kalan 54 nukleeride yikacak mi? yikilanlarin yerine 3 tane daha yeni santral kurduklarinda japonlarida salaklikla mi itham edeceksiniz? 284. mesajda nukleeri savunanlarin yasamasini dahi istemem diye yazmis bir hemsehrim (karabuk)buna bir yorum yapmamissiniz,, herhalde sizde oyle dusunuyorsunuz,, nukeeri savunanlari once umursamazlik sonra riyakarlik, simdi canilikle sucluyorsunuz. yarinda katil diye polise bildirirsiniz herhalde. bu forumun keyfi kacti. ayni depremle ruzgar gulleri yikilinca, paneller devrilince elinizdede HES,TES, nukleer yok, neyle haberlesip , insanlari neyle tedavi edeceksiniz? haaa,pardon dumanla haberlesip, gulsuyunuda yaralarin ustune serptik mi tamamdir,, benim yukarida bu kadar yazdigimdan cika cika bu sonucumu cikardiniz, colugu cocugu yok olsun,, eneji olsunda nerden olursa olsun,, valla sizede bravo. Ben yukarida tecrubelerimi paylastim, |
Kusura bakmayın. Bunu yaratan sizsiniz. Kaç kişi ölse makuldür diye soruyoruz, sıfır diyorsunuz. Sonra da kaç kişi ölürse ölsün önemi yok anlamında şeyler söylüyürsunuz (bunu söylerken de sanki siz söylemiyormuş gibi cümle yapısı kuruyorsunuz -bu da ikinci riyakarlık-).
Üstüne üstlük okuduğunuzu bile anlamıyorsunuz. Bahsettiğiniz mesaj, nükleer savunanların bile nükleer etkileri yaşamasını istemem anlamında yazılmış (nükleer savunanlar ölsün anlamında değil). O kadar körleşmişsiniz ki, her türlü algılama yeteneğini dahi muhafaza edemiyorsunuz. Bu anlamda kim adına konuşuyorsunuz, kimi temsil ediyorsunuz? Buradaki herkes düşündüğünü, hissettiğini, duruşunu yazıyor. Japonlar yeni santral kurarlar diyorsunuz. Belki kurarlar. Ama bu evlerinden sürülmüş 200 bin kişinin, radyasyondan etkilendiği şüpheli 160 kişinin, tedaviye alınan 9 kişinin isteği olmayacaktır. Floridada köpek balığı, uçak kazası vb. şeylerle özdeşleştirmeye çalışıyorsunuz. İstiyorsanız gidip kendinizi ısırtırsınız balığa kim karışır. Sen ısırılacaksın diye ben ne diye ısırılayım diyorum, verilecek cevabınız yok. Aklınızca gaz lambası diye dalga geçiyorsunuz. Merak etmeyin, ayrıca keyif almazsak gaz lambasına düşmeyiz. Biraz dürüst olmak lazım. Deyin ki, "nükleer lazım. Bunun sonunda ölen olur, binlerce yıla sirayet eden kirlenme de olur. Olsun varsın. Çernobil de, Japonya da bunun bedelidir. İnsan ve çevrenin önemi yoktur. " buna kimsenin diyeceği bir şey olamaz. Sizin düşüncenizdir. Nitekim böyle diyenler de oldu. |
Vallahi 3 milyon kişi de ölse Japonya nükleer kullanmaya devam eder diyorsanız bir şeyler yapsanız iyi olur. Yoga mı olur, fenshui mi olur bilemem... Çünkü değer yargılarınızda bir hata var. Gelişmiş bir ülke için 3 milyon kişinin canının karşısına denk gelecek bir ekonomik fayda söz konusu olamaz. İsterseniz şöyle bakın japonya nufusu 120 milyon, şimdi bir japona sorsak sana 3 seçenek veriyoruz
a) elektrik tüketimini %25 azalt (nükleere gerek yok) b)elektriğe %25 fazla para ver ( nükleer yerine 2 kat pahalı alternatif enerji, farkı abarttım ama olsun ) c) Seni,aileni, tanıdıklarını bir rus ruletine sokacağız, 40 kişiden birisi ölecek, 3ü de ömür boyu sakat kalacak. hangisini kabul ederler ? Siz hangisini kabul ederdiniz ? Kaç kişiyi tanıyorsunuz ? Hangisinin daha fazla enerji tüketmek veya daha ucuza tüketmek için ölmesini sakat kalmasını kabul edersiniz ? |
Yogaya başlamak kötü bir şey değil. Tavsiye de ederim. Japonların santrallerini yıkmıyor olması da beni ilgilendirmez. İşte sonucunu görüyorlar. Bile bile insan yaşamını riske atmak onların huyu ise bundan bana ne. Bütün bir halkı 2. dünya savaşı gibi bir felakete maruz bırakan bir yönetim anlayışından ne beklentim olur.
Nükleer santrali savunmayı tam da dediğiniz gibi cinayeti istemek olarak düşünüyorum. Çernobilden etkilenen çayların ne olduğunu daha önce anlattım. Okuma gereği de duymamışsınız belli. İçirdiler o çayları bitene kadar .Sonuçlarını şu anda yaşadığımız felaket ortadayken başka da bir şey düşünmem imkansız. Heryerleri nükleer santralle dolu olduğu için mi japonların da iletişim sistemi kesildi. İletişimin kesilmesi ya da kesilemmesi enerjini elde ediliş biçimiyle ilgil ideğil. Telefon sistemiyle ilgili. Yukarıda yazdıklarınızdan felaketleri gördükten sonra yokmuş gibi davranmanızdan riskler sayıldıkça önemsemeyişinizden sadece bu sonuç çıkıyor. |
Yoga ve Fenshui kitaplarindan söz eden arkadaşlara teşekkür ediyorum. Nihayet sonunda insanın kendi içine doğru yolculuk geç de olsa başlayacak demektir. Bu forumda şimdilik fazla teknik bir şey yazmama gerek kaldığını düşünmüyorum çünkü her şey ortada. Elmayla armudu birbirine karıştırmayalım yalnız. Nükleer farklı türden bir tehlike.
|
tutturmussunuz risk diye,,
trafik kazalarinda kac kisi oluyor haberiniz vardir herhalde,,o zaman niye cocuklarinizi servise bindirip okula gonderiyorsunuz? yuruyerek gidin isinize,, dersenizki ben yururum,, kusura bakmayin ama siz tabanlari sisireceksiniz diye beni yurumeye mahkum edemezsiniz,, lafi cokda guzel anlamissiniz ama safliga veriyorsunuz,, riyakar falan diye,, Nukleer lazimdir,, cernobilde olsa , japonyada olsa BEN ve hayatta kalan kalan herkez yeni ve daha guvenli santral kuracaktir. NOKTA. Bunun boyle oldugunu sizde gayet iyi biliyorsunuz, gecen yorumlarda nukleer kaza olasiligi, kirlenme , gelecek v.s. istatistikler vardi. bende size bir istatistik bilgisi vereyim,, hemde %100 dogru, milyonlarca yil kanitlanmis bir sonuc. her insan ölur, madem cocugunuzunda yaslanip ölecegini biliyorsunuz , neden cocuk yapiyorsunuz? evlat katili misiniz? yenilenebilirle ilgili olarak bir daha soyleyeyim, önce kurun santrali sonrada istediginiz kadar panel v.s. yerlestirin,, Ben 500kW motora her start verdigimde calismasini isterim. balkondaki panelden iki tane eko lambayi calistirip sonrada insanlari cinayetle suclamayin,, bana benim gibi damdan dusmus adam getirin, catisindaki panelden , balkondaki pervaneden camasir makinasi calistirmis adamdan fazlasini,,, fabrika calistirmis adam gosterin,, bende nukleere karsi cikayim,,camasir makinasi emperyalizmin v.s. ...... diyecekseniz ,, bekara kari bosamak kolay geliyor,, su anda camdan baktigimda ruzgar gullerini goruyorum,, balkanlarin tepesinde 11 adet, 1000kW ve sadece biri donuyor,, ayrica yan taraftaki arsada buyuk 20m lik bir kule var,, gunes isinlarini toplayip havayi isitiyor,, isinan hava pevaneyi ceviriyor, 3 kW elektrik uretecekmis,, guya,, avrupa birligi fonlarindan yesil enerji diyerek 10bin euro aldi adam bu gunes paneli icin,, merak edenlere fotolarini yollarim. simdi, ruzgar kesildi,, havada kapali,, bu fabrika nasil calisacak? baska sehirlerde ruzgar varsa mi? ee, ne oldu %19 nakil kayiplari.. riyakar olmayan arkadaslar gelip uflesinler pervaneleri,, ben gercekleri konusuyorum, kendi fikirlerimi ve kendi tecrubelerimi,, tasarruf yontemlerini destekledigimi daha kac kez yazmam gerekecek. insanlar öldu diye lafini daha kac kez carptiracaksiniz, Canakkale savasindada insanlar öldu, dedelerimiz öldu, o zaman savasma , sevis,, |
konuyu kendi adima toparlayayim,,
nukleer gereklidir. nukleere evet eski santraller sokulmeli ve yenileri yapilmalidir. daha guvenli santraller kesvedildikce modernize edilmelidir. yenilenebilir enerji desteklenmelidir, ama tek basina yeterli degildir. tasarruf yontemleri desteklenmelidir. Bunlar benim goruslerimdir. baskasinin degil , daha once yazdiklarimin hepsiyle harfi harfine uyumludur. |
Ha şöyle sadede gelin. Dürüst olun ki, tuhaf olmasın. halk arasındaki deyim ile baklayı çıkartın ağzınızdan. Sözün özü, insalarda da ölecek, radyasyon da olacak, kanser de olacak. Hem nasılsa ölmeyecek mi sonunda diyorsunuz. Neden baştan söylemiyorsunuz? Kaç kişi ölse makuldür diye sorulduğunda sıfır filan diyorsunuz. Bunun sözlük karşılığını söylediğimde de kızıyorsunuz.
|
Sn. meyveli tepe ,,
Motorlu araclardan vaz gecmek icin trafik kazalarinda kac kisinin ölmesi makuldur? |
Kaza yaptınız öldünüz. Bu sizden sonra zincirleme ölümlere neden oluyor mu?
Çocuğunuz yolda kaza geçirdi. Geri kalan çocuklar da zincirleme olarak ölüyor mu? Önlenebilir riskler vardır. Okula dikkatli giderseniz bu riskleri azaltırsınız. Siz ne yaparsanız yapın, Ülkeyi kirletmiş olan Çernobil kirlenmesinden kurtulmanın bir yolu yok. Nesillerce sürecek bir kirlenme altndayız. Çocuğunuz okula hangi yoldan giderse gitsin kirlenmeden etkilenen Bulgaristan'da da radyoaktif serpintini etkisi altında gidiyor. Ama sizin niyetiniz de zaten son sözerinzle gayet açık. Nasılsa ölüyor bu insanoğlu diye zaten ABD de iki milyon Irak'lıyı öldürdü. Amaç aynı. Enerji, petrolünü çalıyor şimdi ülkenin bu size çok makul geliyordur. Bu Araplar ölümsüz değildi ya öleceklerdi nasılsa. Üstelik de Arap bunlar. Potansiyel el kaide. |
Sn.Kazanlık, motorlu araca binip binmemek kişilerin iradesi içinde bir durumdur. Nükleer santral ile karşılaştırmayın. Bunlar kurulduğunda o bölgede yaşayan insanlara sorulmadan kurulurlar. Sonra da o insanlar çeker bunun ceremesini. Buna kararı veren adamlar, çok yüreklilerse çıkıp bedel ödedik derler ama yalandır. Bedeli ödeyen onlar değil, ölen, zehirlenen, bir şekilde etkilenen insanlardır.
Bana göre radyasyon sebebiyle tek kişinin bile ölmesi veya etkilenmesi makul değildir. Bunu garantileyecek bir güç, bir mukavele yoktur. Riski siz kendiniz için göze alıyor ve bedel ödemeye de hazır olabilirsiniz. Bu manada bedel ödemenize de itirazım yok. Ama ben bu bedeli ödemek istemiyorum. |
kendi cevabinizla celisiyorsunuz,, daha once risk var diye nukleerden vazgectiniz,, simdi trafik kazalari onlenebilir v.s. diyorsunuz,, Sn Meyvelitepe bir yorum yapsin,, tdk.org.tr
kazada bir kisi hayatini kaybediyor ama hergun binlerce insan hayatini kaybediyor,, trafik terorune dur demeyecekmiyiz? arabalari hurdaya atip tabana kuvvet yurumeyecekmiyiz,, ? alinti :memet ``Ama sizin niyetiniz de zaten son sözerinzle gayet açık. Nasılsa ölüyor bu insanoğlu diye zaten ABD de iki milyon Irak'lıyı öldürdü. Amaç aynı. Enerji, petrolünü çalıyor şimdi ülkenin bu size çok makul geliyordur. Bu Araplar ölümsüz değildi ya öleceklerdi nasılsa. Üstelik de Arap bunlar. Potansiyel el kaide.`` alimin fikri neyse zikride odur. bunlar sizin ruh halinizi yansitiyor.. benim degil. ben insanlarin yaslanarak ecelleriyle olmelerinden bahsettim. Araplar,, el-kaide falan,, kendinizi tutamadiniz heralde,, muhalif oldugunuz baska konularda var anlasilan,, ama sakin olun ,, bu forum bu konularin yeri degil |
insanlarin evinin duvarindan , catisindanda eve araba girip insanlari oldurebiliyor,,
bir stadyuma ucakda dusebilir,, bunlarda riskdir,, ,, onlarinda secme sansi yoktu.r hala soruma cevap vermediniz,, milyonlarca insanin hayatini kaybettigi,, ustelik bir cogunun sucu olmadan, hatta bazilari arabada bile degilken olen insanlar,, trafik terorune dur demeyecekmisiniz?bakin, milyonlarca insan olmus,, ve olmeye devam edecek,, alternatif var. tabana kuvvet yurumek,, motorlu araclardan vazgecmek icin daha kac kisinin olmesi makuldur? |
Trafik kazaların önlenemez olduğuna dair bir kanınız mı var. Her günbinlerce insan ölüyor diye, bir de radyoaktif serpintiden ölsün önemli olan kazanılacak para diy ebir mantığı nasıl yürütebiliyorsunuz? Bazıları eceliyle ölmesine gerek kalmadan radyoaktif serpintiyle öldüler Ukrayna'da Türki'ye'de.
Herhangi bir konuda herhangi bir şeye muhalif olabilirim sakıcası mı var bunun. Petrolün çalınmasına siz destekmisiniz yoksa? |
Başka bir şey daha.
Daha önce de uçak kazaları için sordunuz aynı şeyi. Size riskler arasında ne kadar büyük bir fark olduğunu rakamlarla gösterdim (15 bin defa daha fazla). Benzeri durum trafik kazalarında da söz konusu. Araç sayısı, araçla seyahat sayısı vb. ile kaza sayısını oranlarsanız motorlu araç trafiği çok daha emin çıkar. Buna bir de "iradi" olma durumunu ekleyin. Bir çok tanıdığım hayatında uçağa binmedi. Bir sürüsü mecbur kalmadıkça şehirler arası motorlu vasıta ile seyahat etmez. Kendi seçimleridir. Kimse de bunları istemedikleri araca bindiremez. |
Bütün yazdıkalrınız nükleer sızıntların kazaların makul olduğunu anlatmaya çalışmak sanırım yazdıkça farkedemiyorsunuz yazdıkalrınızn anlamın bütünüyla ortayz çıktığını.
Kaç stada düşen uçak nesiller boyunca sürecek kanser olaylarını tetiklemş olabilir. Enkazı kaç nesil boyunca çevresine ölüm saçar. Kaç bin kilometre ileriye kirlilik bulaştırır. |
tarfik kazalarinin onlenebilecegine inaniyorsunuz ama nukleer kazalarin onlenecegine inanmiyorsunuz ,, ilginc,,
arap petrolunu ele gecirmek icin 2milyon insani oldurenlerin, iki atom bombasini masum insanlarin uzerine atanlarin 2035 de %80 yenilenebilir enerjiye gececegine inaniyorsunuz ,, ilginc, insanlarin arabaya binmezlerse kazada olmeyecegine,, dolayisiyla secme sanslari varken yaya gecidinde can vermelerini makul sayiyorsunuz,, ilginc, ucak kazalarinda olme riski 15000 kat daha az hesabiniz var,, bu hesap size ait,, benzer bir hesap makinasini ilginc bir politikacimizda kullaniyor,, ayrica,, ``ehlen ve sehlen`` |
nukleer sizintilarin ve kazalarin makul oldugunu kabullendigimi daha once belirttim, asla kazalar olmamistir, insanlar olmemistirde demedim. bunlardan ders alinacaktir ve daha modern santraller yapilacaktir.
ilk yapilan arabaya fren koymayi dusunmediklerini biliyor musunuz? emniyet kemerini, ABS, ESP, hava yastigi,, bunlarin bazilari hala opsiyon olarak sunuluyor,, biliyor musunuz? ilk araba kazasinda insanlarin motorlu aractan vazgecmesini mi beklerdiniz? siz vazgecer miydiniz? belkide milyonlarca insanin hayatini kurtarabilirdiniz,, |
Evet, bende de yaratılan izlenim nükleer felaketlerin makul ve normal olduğunu, başka şeylerde olan kazalardan bir farkı olmadığını ve aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiği şeklinde. Bu açıkça söylense sorun yok. Beğenmesem bile bir düşünce, bir inançtır. Tersini düşündüğüm için kabul etmediğimi belirtirim.
Fakat, bunu açıkça söylemeyip, bir yandan kimsenin ölmesi makul değildir deyip, bir yandan başka kıyaslamalarla insanların radyasyonu ev kazası gibi kabullenmesi gerektiğini empoze etmeye kalkışınca, bunun adı, tdk'dan verdiğim linkteki gibi oluyor. Oysa, radyasyondan dolayı kimsenin ölmesi makul değil ise, bundan nasıl kaçınılacağını anlatması gerekirdi. Makul ise zaten söylenecek bir şey yok. |
İki bomba atması iki milyon kişi öldürmesi petrol çalması ve farklı enerji üretim biçimlerine yönelmesi karlılığı bakımından ona uygun süreçlerse hiç bir biçimde çelişmez.
|
Alıntı:
Oysa bir sayınız, altında kalınması gereken bir oranınız bile yok. Koşulsuz olarak nükleer santraller kurulsun istiyorsunuz. Sizin orada zaten en az iki tane nükleeriniz var bildiğim kadarıyla. Ne diye balkonda pervane çevirdiniz ki, prize fişi takınca elektrik yok muydu? |
alinti; memet
Alıntı:
yani adamlar insafa geldi, pisman oldular kiyoto protokolunude imzalayacaklar diyorsunuz ,, valla billa bravo,, hemen yoga ya basliyorum, Fenshui menshui nevarsa okuyorum, aksama gaz lambasi yakacagim, eve yuruyerek gidecegim,, sayenizde dunyam degisti,, huzura erdim,, hakkinizi hepiniz helal ediniz,, benden yana helal olsun, forumda son noktayi koydum . daha fazla yorum geregi duymuyorum, |
1 Eklenti(ler)
|
Alıntı:
İngilize tweet'leri #jishin_e 'den izleyebilirsiniz. |
Sn Kazanlik, bu kadar ısrar ve inatla savunduğunuz nükleer enerjinin atıklarını hale hazırdaki muhafazalı! şeklinde ( ya da muhafazasını siz halledersiniz beğenmiyorsanız) arsanızda, evinizde küçük miktarda da olsa barındırmaya da gönüllü olmalısınız o zaman. Bunu yapar mısınız? Tabi bu sizin seçiminiz olur, istemeyenlere yaptıramazsınız. Tabi komşularınıza da zarar vermemelisiniz. Bunu nasıl garanti edeceksiniz?
Kazalarla ilgili verdiğiniz örneklerin nükleer enerji ve kazalarıyla hiç alakası yok. Lütfen kendinizi kandırmayın. Trafik kazası bilgisizliğe dayanan ya da kurallara uymayanların sebep olduğu, kişi olarak kazaya karışanları ilgilendiren ve cezası olan bir konudur. Yani bu konudaki kıyaslamalarınız "hayat acıdır, biber de acıdır öyleyse hayat biberdir" gibi bir genelleme geyiğine giriyor ki keşke bu kadar eğlenceli bir konuyu tartışıyor olsaydık. Hadi diyelim bu santralden çok büyük kar edecek bir işe girdiniz, insan bunca yazılandan sonra durur bir düşünür yahu!! Israrınızı anlamakta zorlanıyorum. |
Alıntı:
Sanirim nükleere karşı olan arkadaşların söyledikleri yukardaki açıklamanızda biraz çarpıtılmış. Ben şu kadarını söyleyeyim: Bir otoyolda bir trafik kazası meydana gelince. O kazanın en fazla 5 ila 10 metre civarı etkileniyor. Haklısınız keşke trafik kazalarını önelyebilsek. O civardaki köyler, kasabalar, kentler, kırlar, bahçeler, dereler, nehirler, göller, arılar, kuşlar, balıklar, böcekler, diğer mikro ve makro yaşam etkilenmiyor. Ama trafik kazası yerine nükleer kaza oldu diyelim: o civardaki köyler, kasabalar, kentler, tüm doğal yaşam, tüm insanlar ve gelecek binlerce yılda doğacak olanlar, hepsi ve her şey etkileniyor. Sanırım arkadaşların ısrarla üzerinde durdukları konuyu anladınız. Ayrıca binlerce yıl etkilenecek olan tüm canlıların bugün alınacak Nükleer seçim kararıda hiçbir şey söyleme hakkı da yok. Böyle bir kumar oynayamayız. |
Sn Kazanlık (hemşehrim)
Nükleer hakkında teknik donanımım yok ancak, trafik terörü ve ucak kazaları sonucu olabilecek sonuclarla, nükleer sonucu yaşananlardan etkileşimi, ayırd edebilecek kadar yaşamışlığım var. Dilerim bir gün savunduğunuz nükleer, ne sizi ne de yakınlarınızı etkilemesin. |
Ben de nükleer enerji ve nükleer santrallere hayır diyorum. Çernobil faciasını ve etkilerini unutmadık.
Ben sadece fikrimi yazdım, mesajımı alıntılayan kimseyle polemik yaşamak istemem. |
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 19:06. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025