Silikon kağıdı gurmenet' ten mi sipariş etmiştin? Sırf onun için sipariş vermek tuhafıma gittiği için benimki şimdilik bekliyor.:)

Evet, oradan aldım...

6. deneme
 

Eklenti 198497

Maya ile zaman problemi yaşıyorum. Ya o kabarmadan ben acele ediyorum ya da o acele ediyor. Geceden, radyatörün üzerine tahta koyarak hamurun mayalanması için üzerine tenceremi yerleştirmiştim. Hamur çok güzel esnekti, iyi sonuç bekliyordum. Sabaha ise biraz gevşemiş hamurla karşılaştım. İlk denemelerde bir günde mayalanan hamur sanırım ısının da etkisiyle çabuk mayalandı ve sönmeye başladı (emin değilim ama bana öyle geldi).

Tencerede yağlı kağıt kullanılmasa da olurmuş ama ben yine korkumdan ve mutfak bezlerine yapışan hamurlardan bıktığımdan yağlı kağıt kullandım. Isınmış tencere içine yağlı kağıtlı hamuru yerleştirince, üstteki tüm fazla kağıtları kestim.


"Hamurlar yeterince kabarınca kaplar kapakları kapalı halde dikkatle sıcak fırında ızgara üzerine konulur. 220 Santigrat derecede 20 dk, 200 Santigrat derecede 10 dk kapaklı bir halde pişirme devam eder. 30 dk.'nın sonunda kapak, kabın üzerinden dikkatlice fırın dışına alınarak ekmek kapaksız kapta 15 dk.- 20 dk. arası daha pişirmeye devam edilir."http://ekmeksanati.com/documents/kaf0fdt_ekmef0i.html

Yukarıdaki pişirme şekline uydum. Bu sefer rengi istediğim gibi oldu, kabuk çıtır çıtırdı, tadı güzeldi, az kabarmıştı. Ama gelecek sefere hamurun kulaklarını çekeceğim.

Bu sefer üstünü çizmedim, istediği gibi çatladı. Kapalı kapta hamurun üstünün çizilmesine gerek yokmuş.


Not: Tchibo'dan iki sene önce silikon almıştım ama başka bulamam diye kesmeye kıyamamıştım.

Isınmış tencere kullandığınız zaman, yağlı kağıt kullanmaya gerek yok. Yapışma problemi yaşamazsınız...

Bu ekmeğin büyüklüğüyle ilgili bir durum...
Yaptığım büyüklük gereği son ekmeğimi 20-25 dak + 10 dak olarak pişirdim...

Bi ara ben de alacağım. Çünkü ekmeğin üzerindeki o fazlalık un tadı hoşuma gitmiyor.

Eklenti 198522

Eklenti 198523

Kaçak göçek bir yerlerde yaptım. Tadı çok hoş.

"Beş tahıllı" ekşi mayadan ekmek-2. deneme
 

İkinci denememde de aynı başarıyı elde ettim. Fotoğraflarını ekleyeceğim şimdilik. Tarif aynı zaten :)


Eklenti 198524

Maya ideal kıvamındaydı, tahılların kokularını keskin bir burun, ayrı ayrı duyabilirdi :))

Eklenti 198525

Üzerine susam ekeceğim diye biraz su ile ıslatınca renk matlaştı. Ben de fotoşopta kontrast ayarları ile oynayınca böyle kızardı :)

Eklenti 198526

Ama leziz bir ekmekti...

İkinci deneme dediğin, ilk mayayı çoğaltarak yaptığın deneme değil mi?

Yok, mayanın fotoğrafını da koyayım diye yeniden yaptımdı :) Bundan sonra ayırdığım mayadan üreteceğim yeniden :)

Gezinirken şöyle bir bilgiye rast geldim. İlginç geldi bana ama Fatma'nın o anda başındakileri savmak için uydurduğu bir şey mi yoksa gerçekten de yöntemin bu mu olduğu konusunda kararsız kaldım. Belki daha önce aynı ya da benzer şeyler duyan arkadaşlar vardır.


Alıntı

Dort bes gunluk mayamın ekşi kokusu yakından cok keskin geldiği için bozulmuş olabileceği düşüncesiyle attım. Mayada hızlandırıcı olarak bir iki tane yıkadığım kuru siyah üzümü kullandım. üzümden önce pek kabarmadı çünkü. Üzümden sonra da attım. Ancak attıktan sonra çöpten gelen koku sanki mis gibi ekmek kokusuydu.
Dun yeniden denedim. Ilk denemem iki yıl once nisan ayında beyaz un ve önce nisan yagmuru suyu, sonra akrabalarım içme suyu ile de olur dedikleri için beyaz un ve içme suyu çok az toz şeker ile başarılı bir denemeydi. Şimdi Tam bugday unu ve hafif ılıtılmış
içme suyu çok az, çay kaşığı kadar var yok toz şeker ekledim. Bu gun iki tane siyah kuru üzüm attım altına ılıktan azıcık daha sıcak su koydum, maya cam kapta üzerinde bir cam kapak da var,sonra
peçetelerle örtüyorum. Bu gün yarın ekmek yapacağımı umuyorum. yapılan ekmek ten ayıracağım yeni mayayı küflenmemesi için kurutup una bulayarak serin yerde muhafaza edecekmişim. Eskiler una bulanmış olarak un çuvalında saklarlarmış. Nasıl kuruyacağını deneyip göreceğim. Mutfakta açıkta ya da buzdolabında kurur sanıyorum.

Bu gün ekşi maya ekmeğimi yaptım
 

Sadece tam bugday unu, bir çay kaşığı kadar hatta daha az toz şeker, ılık su, iki tane kuru siyah üzüm.
Maya ikinci günde oldu. Altina sıcak su koymak süreyi kısalttı.
Ve bu gün bu mayanın yarısı, ılık su, az tuz, tam bugday unu ile ekmeğimi yaptım.
Kalan mayayı unladım buzdolabında uyumaya aldım.
Ekmek fena olmadı, koku ve tad olarak nohut mayalı ekmeğe yakın oldu sanki. Beyaz fırına dayanaklı kapta pişirdim. Kabı biraz ılıttım, fırça ile sıvı yag sürdüm. Ekmek kaba yapışmadan çıktı.
Fırını önceden 150 dereceye kadar ısttım, 15 dakika sonra 200 e çıkardım,toplam 75 dakika fırında kaldı. Ekmeği kaba alınca üzerini ıslattığım elimle düzleştirdim, üzerini susam ve çörek otu ilee süsledim. Pişirme kabına da biraz susam serptim. altı üstü gayet güzel pişti. İstendiği kadar kabarmadı sanıyorum. Bir daha sefere tam bugday ununa
Söke un eklemeyi ve hamuru 50 derece fırında kabarmaya bırakmayı düşünüyorum. Sanıyorum o zaman daha güzel olacaktır.

Eklenti 200152

Eklenti 200153
Ekmeğin altı

bizde hafta sonunda taş fırında ekşi mayalı ekmek yaptık. 8 10 tane yaptık. yanında da içine ıspanak- ısırgan otu ve peynir karışımı koyduğumuz pidelerden yaptık. afiyetle yedik. ekmekleri de yemeğe devam ediyoruz. resimlerini çektim fakat yengemin telefonunda kaldı. en kısa zamanda (eğer becerebilirsem) resimleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

sayın müjgan ve sayın kiraz denemeleriniz için tebrik ediyorum. gayet başarılı bence. sayın toprak sizin ekmek de harika bir kızarıklıkta görünüyor. çok güzel pişmiş hissi veriyor. ellerinize sağlık. afiyet olsun...

Merhaba,

Ekşi mayalı ekmek hakkında baya bilgi toparlanmış. Benim maya hakkında yazacak bir şeyim olamaz. Ekmek hakkında bir iki cümle ben de yazmak istedim.

- Eski mayadan bir yumak ayırıp kenara, sonraki ekmekler için saklamayı (ki anneannem buna EBE derdi) anneannem un içerisinde yapardı. Ne sıcak ne soğukta, ne de buzdolabında güneş görmeyen kilerde, bir kabın içerisinde.

- Ebeyi, hamur yuğurmadan önce ılık suya koyarız. Su soğuk değil kesinlikle ve asla sımsıcak hiç değil, çünkü maya pişiyor. Ebe dış kabuğu yumuşayınca, unun ortasına önce bunu koyar ılık su (sıcak beya kaynar değil) ve tuz ilavesiyle yoğururuz.

- Mutlaka eldivensiz yoğuruyoruz. İnanın tadı farkediyor. Hamuru yoğurup iyice özleşip, eline yapışmayacak hale gelene kadar yoğurur, üzerini kapar, çok sıcak değil ama sıcak bir yere uyumaya bırakırız. Belki 1 saatte gözenekleri kocaman olur kabarır. O aşamada içine bir şey kaymayacaksanız (zeytin, patates, yağ...), fazla mıncıklamadan, soğuk olmayan tepsiye koyar, ılık fırına veririz. Fırında kabarmaya devam eder hamur, iyice kabardıktan sonra ısıyı 250 derece gibi bir yere çıkarmak gerekiyor artık.

- Hamurun yeteri kadar kabardığını anlamak için nazikçe çok yırtmadan üzerindeki kabuğunu azıcık çekiştirin, içindeki lifli yapıyı gördüğünüzde tamamdır, hemen ısıyı artırın. Piştikten sonra pufur pufur bir ekmeğinizin olacağının işereti bu işte.

- Tepsi ne kadar kalın ve ağır olursa o kadar güzel oluyor ekmekler.

- Deneyin: Hamur uyumada kabardıktan sonra içine bir şey katacaksanız ben zeytinyağlı ekmek deneyin diyorum. 1 kilo kadar unla yoğurulan hamura, 1 su bardağına yakın zeytinyağı iyi geliyor. Bu miktar yağla tekrar yoğuruyorsunuz, hamur çürüyor. Yağlı hamuru, ısınmış tepsiye döküyorsunuz, dilerseniz aralarına bolca kara zeytin de sarıyorsunuz. Bekliyorsunuz. Hamur yine şımarıyor, iyice kabarıyor. Bu aşamada ılık fırına atıyorsunuz önce, iyice kabardıktan sonra ısıyı yükseltiyorsunuz.



Zeytinli bu ekmeği, çıktıktan sonra, sarmıyor, terletmiyor, kabuğu kıtır olması için en dar yüzeyi üzerine dik bir havlu üzerine dikiyorsunuz. Havalanıyor ve biraz ılınıyor. En az bir saat beklettiğiniz kekik ve pul biber dökülmüş sızma zeytinyağına banarak yiyorsunuz. O kadar lezzetli oluyor ki misafirlerim bunun üzerine yemek yiyemiyor. Ekmeği yumuşak seviyorsanız, fırından çıkarçıkmaz üzerine su serpip ince bir pamuklu beze sarabilirsiniz.

Afiyet olsun.

sevgili admin sizinle tanışma imkanı bulamadım.ben balıkesir dursunbey ilçesi sarnıç köyünde suçıktı mevkiinde su ile çalışan karadeğirmen işletiyorum.değirmenime şu an un üretim izni almakla meşgulüm.değirmenimde tam bugday unu.tam çavdar unu-yulaf unu tahıl unu üretiyorum.değirmenim türkiyede kayıt altında un üreten tek su ile çalışan taşlı değirmen olacak.inşallah 15 gün gibi bir zamanda değirmenim tam kapasite ile çalışmaya başlıacagım.ürünlerim yüzde% doğal ve katkısızdır.hiç bir fırına satış yapmıyorum.ürünlerimi direk tüketiciye veriyorum.hiç bir bayim ve şubem bulunmamaktadır.

tam buğday unu
 

sevgili admin mahsülleri direk üretici köylüden almaktayım.seçkin ürünleri yıkayıp temizledikten sonra metal ve taş ayırıcı makinalardan geçirdikten sonra su ile çalışan taşlı değirmende üğütüp hijyenik ortamda paketleyerek anlaşmalı olduğum mng kargo ile indirimli olarak tüketiciye ulaştırıyorum.sizlerde benim bu işimi tüketicilere ulaşmama katkı saglarsanız çok sevinirim.saygılarımla
halil ayar
0535 678 24 85

Halil Bey sizi üyemiz olarak görmek ne güzel :) Hoş geldiniz.
Sizden aldığım un ile ekmek denemelerim sürüyor. Fotoğraflayamadığım son ekmeğimin tadı nefis olmuştu. Unla birlikte gönderdiğiniz ekşi maya için de buradan tekrar teşekkür edeyim. Onu bozmadan üretmeye devam ediyorum.
Kendi ununuz ile en başarılı ekmeği yapmak için, eşinizden aldığınız tüyolarla burada yazmanızı isteriz doğrusu...:p

Bir rica: Size sipariş verirken ağaçlar.net üyesi olduğumuzu söylersek, bize bir miktar indirim yapabilecek misiniz? :))

Sevgili tenar "ebe" ile ilgili eklediğiniz bilgiler yararlanacağımız türden, teşekkürler. Artık siz de yaptığınız ekmekleri buraya koysanız diyorumm...:D

Sevgili ekşi mayacılar ;

Bir süredir sesim çıkmıyor ama, ekşi mayalı ekmek yapmayı bıraktım sanmayasınız.Hatta bırakmak ne kelime, başka ekmek yemez olduk, bu ikinci çuval unu tüketmek üzereyiz.

Mayama gelince gittikçe daha kaliteli eskiyen bir mayam olduğu için çookk mutluyum.

Geçen zaman zarfında sevgili anneciğim ziyaretime geldi, tecrüblerinden faydalanmak için, burada olduğu sürece ekmek işini ona devrettim.Annem bana nazaran daha sert yoğurdu hamuru, "baklava hamurundan daha sert olacak " dedi, ekmekleri benimkilere nazaran çok daha pofuduk oldu, ayrıca daha az maya ile daha uzun mayalama yaparak,ekşi tadı hissedilen ama çok da baskın olmayan lezzetli ekmekler yaptı :)

Tabi biz sadece tam buğday unu kullandığımız için ekmeklerimiz yoğun ve dolgun kıvamda oluyor.

Ben de ondan öğrendiklerimle devam ediyorum yola, ama hala anneminki kadar lezzetli bulmuyorum benim ekmekleri.Marifet anne parmaklarında galiba :)

Mektubuma son verirken.... diye bitiresim geldi :))

Sevgili Livadi anne eli öyledir işte :)

Ben de davam ediyorum. Evde benden başka yiyen yok, haftada bir gün gelen Nermin Hanım bayılıyor. Onun geleceği gün pişiriyorum, kendime biraz ayırıp, kocasına da götürmesi için kalanı veriyorum, her hafta kulaklarımı çınlatıyorlarmış.


Mayamı önceden dolaba koymuyordum, dolaba koyup, haftada bir aktifleştirince daha güzel olmaya başladı. Minik güveç kaplarında da çok güzel oluyor.

Dün ekşi mayalı ekmeği iki tane yapıp derin dondurucuya koydum. Hafta içinde yapılan ekmek aceleye geliyor diye, pazar günü sakincecik yaptım.

Dün ayrıca ekmekçilik ve nişastacılık ile ilgili bir eski kitapçığı günümüz harflerine çevirdim. Bir tarafta ekmek mayalanırken, diğer tarafta gözlüklerini takmış, masa üstüne alabildiğince yayılmış, Devellioğlu'nun osmanlıca-türkçe sözlüğü içine gömülmüş bir anneydim. Bir akademisyenin çalışma gününe mi benzedi, yoksa Pazar gününün "Emine Beder'i" bir anneye mi benzedim, bilemiycem. :)

Hehheee... :D
Dün ekşi mayalı ekmeği iki tane yapıp derin dondurucuya koydum. Hafta içinde yapılan ekmek aceleye geliyor diye, pazar günü sakincecik yaptım.

Dün ayrıca ekmekçilik ve nişastacılık ile ilgili bir eski kitapçığı günümüz harflerine çevirdim. Bir tarafta ekmek mayalanırken, diğer tarafta gözlüklerini takmış, masa üstüne alabildiğince yayılmış, Devellioğlu'nun osmanlıca-türkçe sözlüğü içine gömülmüş bir anneydim. Bir akademisyenin çalışma gününe mi benzedi, yoksa Pazar gününün "Emine Beder'i" bir anneye mi benzedim, bilemiycem. :)

Yazınızı okudum, sizi de yazdığınız gibi hayal edebiliyorum, çok hoşsunuz :) Nedense ekmek yapmaya başlayınca, her seferinde "Gelecek sefer daha iyi yapacağım" duygusu ağır basıyor, ayrıca pes edip mayamı da ziyan etmek istemiyorum, bu nedenle devam, bakalım nereye kadar... Normalde ekmekçi değilim ama bu ekmeğin kokusunu gerçekten seviyorum.

Romatoloğa kontrole gideceğim, kilo vermemi istedi, ilk kontrolu erteledim, haftaya hesaplaşacağız :(

Bu mayaların -mayaların diye çoğul konuşuyorum çünkü dolabımda üç tip maya kavanozu oldu. Kavanozlar birbirine benzediğinden ve işaret de koymadığım için ne nedir unuttum- arada sırada yenileneceği olgusu yüzünden, her yenilediğim mayadan ekmek yapma zarureti ortaya çıkıyor. Derin dondurucu imdada yetişiyor iyi ki :))
1800'lü yıllarda bu maya saklama işini daha bi ciddiye alıyorlarmış mecburen. Bizim mayalar buzdolabında bile fermente olup kabına sığmıyor, ama eksi (-)derecelerin onlarca altındaki hava ısısı nedeniyle ekşi mayaları bozulmasın diye kadınların sorumluluğuna verirlermiş (ne beklenirdi ki? :) Alaska'da çocuklarına bakmayı beslemeyi doğa kanunu olarak algılamış her kadın gibi mayayı besleyip büyütme ve bittabii koruma işi de kadınlarınmış. Dondurucu soğuktan korumak için kadınlar mayaları sarıp sarmalayıp koyunlarına alıp uyurlarmış:)
E, yüz yılı aşmış bir süredir elden ele geçen mayayı bozmak, şartlar da çetinse yürek ister.

Önceki ekmeklerimin içi istediğim gibi pişmemiş ve çok yoğun oluyordu, bu sefer değişiklik yaptım:

1- Hamurumu daha sert yaptım (ele yapışmayacak kadar)
2- Su yerine süt koydum
3- Zaman olmadığından tek yoğurma yaptım
4- Metal kek kalıbında mayaladım. Akşamdan sabaha kadar oda ısısında bıraktım (öncekiler gibi sönmesin diye radyatöre yakın koymadım).
5- Mayaladığım kapta (soğuk kap) 150 derecede 45 dakika pişirdim.
6- Açık piştiği için bir kaseye su koyup, fırının alt köşesine yerleştirdim.

Sonuç:
Görünüm çok güzel olmasa da;
- Öncekilere göre daha güzel kabardı
- Tadı ve özellikle kabuğu (çok sert değil, kıtır kıtır) çok güzel oldu
- İçi hamur kalmadı
- Moralim düzeldi, "daha sonraki daha güzel olacak" psikolojisi depreşti
- Sabah erkenden pişirdim
- Eşim kapıda hazırlanırken, alel acele (beraber gidiyoruz) fotoğraf çektim, evden çıkarken sıcak sıcak ucundan azıcık aldım
- Az önce yedim, yanıma az aldığıma pişman oldum.

Eklenti 206793

Deneye yanıla öğreniyoruz. Ekmeğiniz de pek güzel görünüyor mmm... Afiyet olsunn :)

Ekmeğimin içi tıkız oluyor ve iyi pişmiyor
 

Bu sabah içi iyi pişmemiş, belki uzun süre pişmesini beklemekten kabuğu sertleşmiş buna karşılık, tadı kokusu güzel ve doyurucu ekmeğimden zorlukla kestiğim bir dilimi kızartıp kahvaltımı yaptıktan sonra bir kez daha nerede hata yapıyorum araştırmasına başladım. Uzun yıllardan beri Ankara'da yaşıyorum.
Ancak Izmir Tire'liyim. (Grubun en yaşlısı olma ihtimalim çok yüksek) Çocukluğum herşeyin evde yapılışını görmekle geçti. Ekmeğimizde nohut mayası kullanılırdı, bahçedeki taş fırında pişerdi.

Sabaha karşı maya alınır, ekmek o maya ile mayalanır, kalaylı leğende uzunca bir süre yoğrulur, iki elle tutulup kaldırılır, çarpılarak geri bıraklır, üzeri örtülür, bu sırada tavalar yağlanır, ekmek hamuru tavalara el ile konur. Tavaya aktarma işlemi bitince hamurun üzeri ıslatılan el ile
(yeperek) düzeltilir sonra ekmeğin ekmeğin üzeri önce susama sonra çörek otuna batırılmış parmaklarla süslenir ekmekler yanlış hatırlamıyorsam tavada da bir süre bekletilir ve bir ekmek küreği ile fırına verilirdi.
Pişirme işi evde yaşayan en yaşlılardan bir nineye aitti. Fırınnın başından ayrılmazdı.
Fırın odunla kızdırılıyordu. Şimdi evimde tariflerden ziyade o zaman gördüğüm hamur kıvamına göre
ekmek yapmaya çabalıyorum.

Mart- Mayıs ayları içinde un ve suyun kendiliğinden mayalanma yeteneği var.
Bunu tecrübe ile gördüm. Tire'de bu mayaya "mart hamuru" diyorlar. Ve mayayı ekmek yapmakta kullanmıyorlar, "bişi" yapmakta kullanıyorlar. Ekmeğinin içi bitik olur derken benim ekmeğimin içini tarif ediyorlar. Çocukluğumda içi iyi pişmemiş, nemli kalmış, tıkız olmuş ekmeğe yerel ağızda "balbastı oldu" derlerdi.

Şimdi benim derdim de ekmeğimin kabuğunun sert, içinin balbastı olması.
1- Hamuru katı ( ele gelir yoğrulma kıvamında) yaptığım için yeterli kabarmadığını
düşündüm bu foruma gönderdiğim ekmek resmi bu ekmekti.
2- Bu deneyimden sonra buzdolabında bekleyen ekşi mayamı ılık su ve un ile çoğaltıp sıcak su uzerinde bir saat kabarmasını beklettikten sonra tariflerinizde okudugum sekilde uzerine tuz ekleyip karıştırdığım ve elediğim tam bugday ve normal un karışımına mayayı döktüm, sonuncusunda mixerle de karıştırdım
hamurum kek hamuruna ya da maya yakın kıvamdayken ve artık ikinci kez bekletmeden sıcak borcama alıp 20 dakika, kapaklı olarak 20 dakika sonra 200 derecede ve 30 dakikada kapağını açarak 80 dakikaya kadar pişirmeye çalıştım. En son ekmeğimin kabuğu en sert oldu. İçi oldukça balbastı oluyor, kızartırken pişmese belki hazmı güç olacaktır.

Bu sabah güçlükle ekmeği dilimledim, sadece kahvaltıda yemek üzere yagli kağıda sarıp buzluğa kaldırdım.
Oysa yıllar önce kendi yaptığım nohut mayası ile ekmek yaptığımda iyi sonuç alıyordum.
Ekşi mayalı ekmeği mini fırında pişirmeye çalışıyorum. Çünkü son aldığım Arçeliğin
9310 EDG turbo fırını böreğin bile içini pek iyi pişirmezken sağ tarafın üstünü yakıyor.
Bu turbo fırında ekmek pişirmeyi denemedim.
Sonuç olarak, fırında içi dışı pişmiş ekmek yapmak istiyorum ama nerede hata yaptığımı bilemiyorum.

Sevgili S.toprak hanım, çok güzel anlatmışsınız anılarınızı. Zevkle okunuyor. :)
Ekmek yapma konusunda daha çok eksiklerimiz var gibi görünüyor. Bu işi iyi bilen birileri ile bir gün Ankara'da uygun bir mekanda toplanıp, birilerinden iyi ekmek yapmayı öğrenmemiz lazım diye düşünüyorum sık sık.;)
Şu planladığımız Ankara toplantısında da bunu konuşururuz ama, ekmeksanatı. com dan sayın soberman'a bu konuyu çıtlatıp, ondan bize bu konuda bildiklerini anlatmasını ve uygulamasını isteyebiliriz belki. Bunun için Ankara yakınlarında, bizi misafir edecek ve ekmeklerimizi taş fırında pişirebileceğimiz donanımda olan bir köy bulmamız gerekecek. Kısacası "ekmek pikniği, ekmek panayırı, ekmek semineri" adına ne derseniz deyin, bir ekmekli organizasyon yapmamız süpper olacakk :))

Sevgili Toprak Hanım, ekmeğimdeki bazı durumları tanımlamakta zorlanıyordum, artık kullanacağım kelimeleri biliyorum: bitik, tıkız, balbastı. Neyse ki son ekmeğim için balbastı demiyorum :)

Müjgan Hanım fikir harika, gelemeyenlere de güzel bir kayıt alınır herhalde.