Alıntı:
"Doğanın -kendine has- olağan akışında insanın müdahalesi olmadığı organizmaların DNA'ları konumuz dışı olduğuna göre, insanlık tarihi boyunca karşılaşmadığımız bir durum ile karşı karşıya kaldığımız bir gerçek değil midir?"
|
Demiştim, bu konuda düşüncenizi alabilir miyim?
Alıntı:
"Bu genlerin insan geni olmadığı ve bedenimizde aktive olma olasılığının neredeyse SIFIR olduğunu unutmamak lazım."
|
Demiştiniz. Sanırım yeterince açık ifade edemedim. Buna atfen söylediğim sözü biraz açayım. Konunun, geçiş yapan genlerin insan geni olup olmaması değil, hayatın doğal akışında -belki de hiç- karşılmayacak biçimde başka türlerden gen geçişinin mümkün olup olmamasıdır, ifade etmek istediğim nokta burasıydı.
Alıntı:
"... konumuz GDO'larda kullanılan markör genler ama bu genler de zaten fabrikada üretilmiş değil, doğadaki başka canlılardan alınmış genler."
|
Demiştiniz. Yukarıda ifade ettiğim mesele işte tam da bu idi. İsabet oldu.
Bu sorulara (A) dersek;
Bu genlerin getireceği yeni durumlar hakkında güvenli olabileceklerine dair yeterli çalışma, araştırma, bilgi, kanıt var mıdır? Yoksa yaşayıp görmemiz mi gerekmektedir? Peki bu süre içinde ne yapmalıyız? Tüketmeli miyiz? Tüketmemeli miyiz? Sonuçlarından kim sorumlu olur?
Ben kovalent bağa takılmadım, geçişin mümkün olabileceğine dair bir bilginin kaybolmamasını amaçladım. Şimdi de "e zaten bu hep olur denirse" bu durumda yine aynı soruları (A) sormak zorunda kalırım.
İnsan DNA'sına yabancı gen parçalarının bağlanabileceğini, bunun da yaşamın bir parçası olduğunu, milyonlarca yıldan beri gerçekleştiğini söylemiştiniz. Ben de bunu olayın böyle kalması gerektiği yönünde düşündüğümü söyledim.
Ama farkımız şurada, siz, herkese açık bilgi kaynaklarına sahip "doğa" yerine, araştırabilmenin sınırlandırıldığı, patentli(?!), sadece bildirildiği kadarının bilinebildiği, kapalı ve insan yapımı bir organizmadan gelebilecek genlerin bir sakınca oluşturmayabileceğini hatta daha da ileri götürerek, "İyi de, zararsız olduğunu anlamak için ne yapacağız o zaman? Mevcut verileri dikkate alarak bir tez oluşturmamız lazım! 20 yılda ciddiye alınacak bir zarar görmemişiz... bunun sınırı ne? 220 yıl daha mı bekleyelim?" demiştiniz.
(Öneriniz için teşekkürler DNA konusunda elbette okurum, sıkıntı yok.)