agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Anket Sonuçlarını Göster: GDO'lu besinler tüketmek ister misiniz?
GDO'suz olduğunu bilmek istiyorum 243 98.38%
Binde dokuza kadar GDO'lu içerik benim için sakıncasızdır 2 0.81%
Benim için olmuş, olmamış farketmez 2 0.81%
Oy Verenler: 247. Bu ankete oy veremezsiniz

Beğeni Düzeni200Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 16-03-2012, 10:38   #1
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Alıntı:
"Doğanın -kendine has- olağan akışında insanın müdahalesi olmadığı organizmaların DNA'ları konumuz dışı olduğuna göre, insanlık tarihi boyunca karşılaşmadığımız bir durum ile karşı karşıya kaldığımız bir gerçek değil midir?"
Demiştim, bu konuda düşüncenizi alabilir miyim?

Alıntı:
"Bu genlerin insan geni olmadığı ve bedenimizde aktive olma olasılığının neredeyse SIFIR olduğunu unutmamak lazım."
Demiştiniz. Sanırım yeterince açık ifade edemedim. Buna atfen söylediğim sözü biraz açayım. Konunun, geçiş yapan genlerin insan geni olup olmaması değil, hayatın doğal akışında -belki de hiç- karşılmayacak biçimde başka türlerden gen geçişinin mümkün olup olmamasıdır, ifade etmek istediğim nokta burasıydı.

Alıntı:
"... konumuz GDO'larda kullanılan markör genler ama bu genler de zaten fabrikada üretilmiş değil, doğadaki başka canlılardan alınmış genler."
Demiştiniz. Yukarıda ifade ettiğim mesele işte tam da bu idi. İsabet oldu.
Bu sorulara (A) dersek;
Bu genlerin getireceği yeni durumlar hakkında güvenli olabileceklerine dair yeterli çalışma, araştırma, bilgi, kanıt var mıdır? Yoksa yaşayıp görmemiz mi gerekmektedir? Peki bu süre içinde ne yapmalıyız? Tüketmeli miyiz? Tüketmemeli miyiz? Sonuçlarından kim sorumlu olur?

Ben kovalent bağa takılmadım, geçişin mümkün olabileceğine dair bir bilginin kaybolmamasını amaçladım. Şimdi de "e zaten bu hep olur denirse" bu durumda yine aynı soruları (A) sormak zorunda kalırım.

İnsan DNA'sına yabancı gen parçalarının bağlanabileceğini, bunun da yaşamın bir parçası olduğunu, milyonlarca yıldan beri gerçekleştiğini söylemiştiniz. Ben de bunu olayın böyle kalması gerektiği yönünde düşündüğümü söyledim.
Ama farkımız şurada, siz, herkese açık bilgi kaynaklarına sahip "doğa" yerine, araştırabilmenin sınırlandırıldığı, patentli(?!), sadece bildirildiği kadarının bilinebildiği, kapalı ve insan yapımı bir organizmadan gelebilecek genlerin bir sakınca oluşturmayabileceğini hatta daha da ileri götürerek, "İyi de, zararsız olduğunu anlamak için ne yapacağız o zaman? Mevcut verileri dikkate alarak bir tez oluşturmamız lazım! 20 yılda ciddiye alınacak bir zarar görmemişiz... bunun sınırı ne? 220 yıl daha mı bekleyelim?" demiştiniz.

(Öneriniz için teşekkürler DNA konusunda elbette okurum, sıkıntı yok.)

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2012, 17:42   #2
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
.
.. Konunun, geçiş yapan genlerin insan geni olup olmaması değil, hayatın doğal akışında -belki de hiç- karşılmayacak biçimde başka türlerden gen geçişinin mümkün olup olmamasıdır, ifade etmek istediğim nokta burasıydı.
...
Bu genlerin getireceği yeni durumlar hakkında güvenli olabileceklerine dair yeterli çalışma, araştırma, bilgi, kanıt var mıdır? Yoksa yaşayıp görmemiz mi gerekmektedir? Peki bu süre içinde ne yapmalıyız? Tüketmeli miyiz? Tüketmemeli miyiz? Sonuçlarından kim sorumlu olur?
..
.
Şimdi mesajınızın tamamı anladığım kadarıyla, aslında tek bir soru çerçevesinde dönüyor...

- GDO'lar doğal olmayan genlerdir.
=> Doğal olmayan genler DNA'mıza bağlanmaktadır.
=> Bu doğada olabilen, doğal bir süreç değildir.
=> GDO olmasaydı böyle bir durumda olmayacaktı
(Yanlış anladıysam düzeltirsiniz)

Bu çerçevede baktığınızda, evet, GDO olmasa böyle bir şey olmayacaktı DİYEMEYİZ! Çünkü bilmiyoruz!

Bunu bilmek de pek kolay değil. İnsan DNA'larını sürekli analiz edip şuradan şu gen gelmiş, buradan bu gen gelmiş demek pek kolay değil. Genleri işaretlemek zaten son 5-10 yılda teknolojinin ilerlemesiyle mümkün olmuş bir şey... GDO'da bunu tespit etmelerinin nedeni ise "bakmış" olmaları ve bu genlerin zaten işaretli genler olması.

Özetlemek gerekirse, tamamen organik ve doğal bir domates yediğinizde aynen GDO'da olduğu gibi domatesten doğrudan veya dolaylı olarak size geçen gen parçaları olup olmadığını bilmiyoruz. Bu tür şeylerin zaman zaman olması çok muhtemel. Çünkü Genetik haritamız bu tür pek çok işlevsiz hurda gen barındırıyor.

Bunlar işin oldukça teknik kısmı ama ben yine bir analoji yapacağım ve siz ne alakası var diyeceksiniz:

Varsayalım ki evinizde su boruları kurşundur. Kurşun bilinen en zehirli elementlerden biridir. Burada borunun kurşun olmasına mı kafayı takarsınız, yoksa çeşmeden akan suda kurşun bulunup bulunmadığına mı? Eğer akan suda kurşun varsa bunun yanlış bir uygulama olduğunu tereddütle (!!!) söyleyebilirsiniz. Çünkü boruya gelen suda kurşun olup olmadığını da ölçmeniz gerekir. Eğer çeşmeden akan suda kurşunun zerresi yoksa borunun kurşun olmasının bir önemi kalır mı?

*************

Genlerin getireceği yeni durumların güvenli olup olmadığını, yeterli çalışma, araştırma, bilgi, kanıt var mıdır diye sormuşsunuz.

Elbette bu çok önemli bir soru ve işin özü de aslında burada yatıyor.

Sizin için "yeterli" ne kadardır?

Benim için yeterli olan sizin için yetersiz olabilir. Sizin için yeterli olan benim için fazla olabilir. Tamamen subjektif bir ölçü birimi...

Dolayısıyla bu "yeterlilik" mevzusu hiç bir zaman ulaşılamayacak, ancak yaklaşılabilecek bir hedeftir. İngilizce bilip bilmediğiniz hakkında bir bilgim yok. Bir kaç mesaj önce verdiğim linklerde son 25 yıldır yapılan çalışmaların herhangi bir olumsuzluğu göstermediğini söylüyor. Bunun anlamı elbette her şey tamamen güvenli demek değil! Asla her şey tamamen güvenli ve "yeterli" çalışma yapılmış olmayacak! Belki 50 yıl sonra eldeki veriler aynı şeyi söyleyecek, ama yine yeterli olmayacak. Belki de sizin endişeleriniz haklı çıkacak.

Einstein, Newton'un yerçekimi kanununu yeterli görseydi, Genel Görelilik Kuramı asla ortaya çıkmazdı.

Şimdi ben size şunu sormak istiyorum: Sizin tamamen ikna olmanız, güvenmeniz ve yeterli bulmanız için gereken şartlar nedir? Tamam! Yemek zorunda değilsiniz... Ama sizin ikna olmanız için ne olması lazım? Sizi hangi sonuç tatmin edecek?

Siz bu sorunun yanıtını verebilirseniz, belki ben de sizi anlamaya çalışırım, daha iyi yanıtlar verebilirim.

Eğer yanıtınız: "Ben asla, hiç bir zaman ve hiç bir koşulda ikna olmaya niyetli değilim" diyorsanız, bu dogmatik bir yaklaşımdır ve benim sorularınıza karşı bir şeyler söylememin de bir anlamı olmaz.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:17.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025