View Full Version : Mine Pakkaner 'e soralım 2006-2009 (Zirai danışma, bahçe tasarımı, peyzaj)
Sayfalar :
1
2
[
3]
4
5
6
7
8
9
10
11
lerdemir
02-10-2006, 23:50
Mine Hn,
Çok fazla soru ile sizi meşgul ediyorum ama, dayanamıyorum... Velinimetsiniz bizler için...
Burada çok yer kaplamamak için ve de olur da diğer konu başlığında görmemeniz söz konusu olabilir endişesi ile sadece link vererek benim için çok önemli olan bir soruyu size yöneltmek isterim...
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=42727#post42727
Saygılarımla
Levent.
Mine Pakkaner
03-10-2006, 00:43
Cevabınız için (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=42737#post42737) aynı linke bakınız Levent Bey. :)
Mine Pakkaner
06-10-2006, 13:03
Zakkumun suda köklendirildiğini ben de ilk defa izlemiş olacağım. Zakkumu genellikle perlit veya torf- perlit karışımında köklendiririz. Köklendirme hormonu uygulaması süreyi kısaltır ve kök miktarını arttırır. 2 hafta kısa bir süre. Biraz daha beklemelisiniz. Eğer çelikleriniz çürüyorsa bir fungusit uygulaması yerinde olacaktır.
Kolay gelsin.
Mine hanım tavsiye ederim zakkumun yazın taze çiçek taşımıyan yeni filizlerini suda çeliklendirin. ben bunu 30 seneden beri torf'un torf olduğunu bilmediğim zamandan beri yapıyorum çok kolay başkacada bir deneme yöntemi kullanmamışdım en geç 15 günde salkım saçak köklenir.
Mine Pakkaner
06-10-2006, 14:27
Teşekkürler Erkan Bey, bunu öğrendiğim iyi oldu. Yukka, dracena filizleri, syngonium ve afrika menekşesi yağrağı dışında suda hiç köklendirme yapmamıştım. Deneyeceğim. :)
wonderlands
07-10-2006, 14:17
dracaena'mın yaprak uçlarında sararıp kurumalar var bunun için ne yapabilirim.yardımcı olursanız sevinirim.biraz araştırdım ama yeterli cevap bulamadım... ve bakımını nasıl yapmam gerekiyor?
Ben şunu öğrenmek istiyorum;
Geçen yaz evimin önünde yaklaşık 150 m² alanı 3 m yükseklikte dolgu yaptım. Üzerinede ithal Lollium perenne, Poa Prantensis ve Festuca Rubra içerikli üçlü karışım çim ektim.
Bütün kış yağmur yiyen dolgu zemin, beklediğim üzere zamanla oturma yaptı ve bazı bölgeler yaklaşık 5-20 cm çöktü. Şu anda yüzey çukurlarla dolu.
Bu yerimi tekrar teraziye getirmek istiyorum. Hali hazırda yeşil olan çimin üzerini toprak örtersem ve çim ekersem olur mu. Yoksa altta kalan eski çim, yeni toprağı kaldırır mı? Allta kalan çim zamanla çürüyüp, yeni ektiğim çimde mantara veya başka hastalıklara yol açar mı?
**** en pratik çözüm ne olur?
Mine Pakkaner
08-10-2006, 10:37
Arazinizdeki tesviye bozukluğu durumunu bilmiyorum ancak eğer çok değilse benim önerim çukurları doldururken çimi kaldırmanız yönünde. Zaman içinde çürürken yeni çimlenecek tohumlarınıza problem çıkarabilir ve onların henüz zayıf olan köklerine ana toprağa ulaşmakta engel çıkarır. Ayrıca tecrübem göstermiştir ki çim kaldırılmadan yapılan tesviyede bozukluk tam olarak düzelmemektedir.Küreğin yüzü ile sıyırsanız yeterli olur. Biz hiçbir çalışmamızda alttaki çimi kaldırmadan kaplama yapmıyoruz.
(Çimin üzerine bakım, ara ekim vs.amacıyla yaptığımız 1cm lik organik madde kaplamasını bunun dışında tutuyorum.İkisi farklı işlemlerdir.)
Merhaba!
Sayın Mine Pakkaner; size aşı macunu ile ilgili bir sorum olacak. forumları okudum ve aşı macunu tarifini öğrendim. Fakat bu malzemeleri almak için müsait değilim.
Acaba aşı macunu yerine bildiğimiz mum kullanabilirmiyiz? Biraz tuhaf olduğunu biliyorum. :)
Cevap için şimdiden teşekkürler.. Saygılar..
Mine Pakkaner
18-10-2006, 17:11
Merhaba!
Sayın Mine Pakkaner; size aşı macunu ile ilgili bir sorum olacak. forumları okudum ve aşı macunu tarifini öğrendim. Fakat bu malzemeleri almak için müsait değilim.
Acaba aşı macunu yerine bildiğimiz mum kullanabilirmiyiz? Biraz tuhaf olduğunu biliyorum. :)
Cevap için şimdiden teşekkürler.. Saygılar..
Çok tercih ettiğimiz ve pratik bir yöntem olmamakla birlikte geçici çözüm olarak kullanılabilir. Geçici diyorum çünkü sıcak ve güneşli günlerde etkisini kaybeder.
Dövülüp ince elenmiş odun kömürü tozunu da erimiş muma karıştırmanıza öneririm. Tozu erimiş muma hızla karıştırın. Soğumadan uygulamanız gerek ki kaplama yapsın. Mum yerine balmumu da kullanılabilir.
Kolay gelsin, saygılar.
bonsaisever
18-10-2006, 18:59
Sayın turunc, Aşı macununu Eminönünde Mısır çarşısının yanındaki çiçekçilerde, yarım kilosunu 8-10 Ytl ye alabilirsiniz :)
Mine Hanım Cevap için teşekkürler. Odun kömürü benim neden aklıma gelmedi:) Harikasınız.
Sayın Bonsaisever sizede teşekkür ederim. Fakat Mısır Çarşısı bana ters bir yer ve küçük çocuklu bayanlar kafasına göre öyle yerlere gidemiyor:) Beni anlayacağınızı umarım. Sizede bilgiden dolayı teşekkür ederim. Bol bonsaili günler..
Bazı arkadaşlar aşı macunu yerine cam macunuyla idare ediyorlar ..forumlarda zaman zaman konusu geçiyor...
filiz hanım
19-10-2006, 15:12
meraba arkadaşlar
filiz hanım
19-10-2006, 15:13
lütfen bana hızlı cevap dışında nasıl yazı yazabilirim açıklayabilir mi?
Hızlı cevabın üstünde solda konuyu yanıtla diye bir yazı var, orayı tıklayın...
Mesaj kutusunun altındaki gelişmiş moda dön yazısını tıklayın.
Sayın Mine hanım,
biliyorum her bi şekilde bu soracağım sorunun hem forumun bir yerlerinde sorulmuş vede olsun zatı aliniz olsun bonsai konusunda bilgili kişilerce cevabı verilmiştir. Hatta deneyimim olmamakla birlikde bu sorunun cevabından da eminim ama yine de size sormadan edemedim.
Kardeşimin evinin bahçesinden bu ay Acer palmatum sınıfı bir ağaçcıktan tohum aldım.
Bu tohumları en sağlıklı nasıl çimlendirebilirim?
Tohumlar kuru olarak şu anda buzdolabında. Sphagnumla ıslak 6-8 hafta yine buzdolabında tutmak sureti ile katlamak gerekir mi? Hemen ekimine geçeyim mi?
Mine Pakkaner
19-10-2006, 21:38
Bu konuda ne çok derin tartışmalarımız, çalışmalarımız sürüyor bilseniz Erkan Bey ;) . Çözüm de üretemedik. http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon13.gif
Geçen ocaktan beri konuyla ilgili uğraşıyoruz. (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=758) Henüz sonuç da yok. Tohumdan üretimle ilgili şimdiye kadar dormansi kırılıp düzgün bir üretim yapılamadı. Denemeler sürüyor. Katlama denendi, ancak kimyasallarla muameleler denenmedi hatırladığım kadarıyla...
Ben hiç Acer palmatum yetiştirmedim, ancak tohumlar olgunlaşmadan hemen toplanır ve ekilirse dormansi tam oluşmadığından kolay çimlenirler diye bir bilgim de var. Belki bu da sonraki üretimler için denenebilir. Klasik yöntem ıslak katlama.
Erkan Bey, sizin enteresan denemeleriniz olacağını şimdiden biliyorum. Yukarıda link verdiğim başlığa bu konudaki çalışmalarınızla katkıda bulunursanız tahmin edemeyeceğiniz bir ilgi ile takip edilecektir. http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon10.gif
Saygılar
Sayın Mine hanım,
yukarıda verdiğiniz mesajlaşmalardan sizin belirtiğiniz bir kaynaktan alıntı yaptığınız bir yazınızda bir şey dikkatimi çekti.
Sizden alıntı...
Tohumda dormansi:
1. Bazı tohumlarda sert tohum gömleği ve bunun üzerindeki mumsu tabaka suyu geçirmez.
Bu konu ile ilgili olarak "Tween 80" ile veya ben çoğu zaman bildik bulaşık deterjanı da kullandım. Şayet Tween 80 gibi bir polysorbat bulunamıyorsa en iyisi nonionik tensidler içeren bebek şampuanı kullanmaktır.
Bu sorunu etobur bitkilerde en çok Darlingtonia californica'larda yaşıyorum.
hydrophob yapıdaki tohum kabuklarını 48 saat ılık suda bekletmek bazılarında hiç yetmiyor. Hassas ve ufak tohumları da eğelemek veya zımparalamak mümkün olamıyabiliyor. (bu eğelemek veya zımparalama yolu ile çok hassas olmıyan bitkilerde kabuğun hydrophob yapısından oluşan su penetrasyon bariyeri aşılmış olur.
Bazen de 24 saat ıslatılan su ile beraber buzlukda dondurulmasını tavsiye ediyor.
Ancak deneyimlerim o yönde ki donmaya dayanıksız bitkilerde tohumdan ön ıslamalı katlamalarda ıslama suyunun da yüzey gerilimini düşürücü bir tensid kullanılması fayda getiriyor. tabii EBler gibi alkaliniteye hassas bitkilerde nonionik yapılı bir tensid kullanılması mantıklı olur.
Şu an bunları yazarkende aklıma gelen benzalkonyum-chlorid...:confused: hem 48 saat suyun kokuşmasını da frenleyen bir anti bakteryel yapısı var hemde insanlarda açık yaralarda dahi kullanılabilinecek kadar therapotik genişliği fazla olan bir aktif madde ve tensid olduğudur. :eek:
Denemeyilim...;)
Bir diğer konu da o ıslama suyunu gerek sonraki 6-8 hafta torfla buzdolabında bekletilmede de, ekimde de can suyu misali substratlara katmak gerekiyor.
Bazı tohumların kabuklarında dormancy'i bitiren abscissin saeure veya gibberelik asit misali hormonlar bulunmakda vede bu ilk ıslama suyunun dökülmesi ile tohumdan gereksiz yere uzaklaştırılmış oluyor.
Bilmem siz ne dersiniz?
saygılarımla
Mine Pakkaner
20-10-2006, 15:05
Erkan Bey,
Keşke kimyasallar konusunda sizinki kadar derin bir bilgi birikimim olsaydı.
Mumsu tabakayı deterjanla veya bebek şampuanı ile çözmek aklıma gelmemişti. Benzalkonyum-chlorid konusunda ise hiç bilgim yok.
Bu arada fizyolojik dormansi kırmakta bazen katlamayla birlikte GA3 de kullanılıyor . Tohum giberellik asitle muamele ediliyor (ortalama 24 saat 1gr/lt GA3 le ıslatma). Bu açıdan dediğiniz gibi ıslatma suyunu dökmemek akıllıca bir yöntem olabilir.
Denemelerinizin sonuçlarını merakla bekleyeceğiz.
Saygılar.
İyi akşamlar Mine Hanım,
Bir tecrübemi sizinle paylaşmak istiyorum. 2004 yılında seradan satın aldığım süs lahanalarını bahçemize diktim. Gayet güzel ve hoş bir gelişme gösterdiler ve 2005 Temmuz'unda oluşan tohumlarını topladım. Kırmızı tohumları ayrı beyaz tohumları ayrı topladım. Karıştırmadım.
Öğrendiğim kadarıyla süs lahanaları tohumları Ağustos ayı başında ekilmesi gerek. Ama ben o yıl ekim zamanını geçirdim. Geç kaldığımı bildiğim ve bitkilerin yetişmeyeceğini tahmin ettiğim halde Eylül ortasında tohumları ektim. Sonuç tahmin ettiğim gibi çıktı.
Ama bu tecrübeden şu sonucu çıkarttım. Bitkilerin gelişim dönemlerini öteleyemezsiniz. Yani 1,5 ay geç ektiğiniz tohumdan oluşan bitki 1.5 ay gecikmeli büyümez. Bu yıl daha dikkatli davranarak (biraz aşırıyı kaçtım herhalde) 10 Temmuz'da tohumları ektim. Bu yılki sonuç çimlenme ve sağlıklı fide üretiminde gayet iyiydi.
Torbalara şaşırttığım fideler çok güzel büyümeye başladılar ama sonrası gelmedi. Bitkilerim çok kötü değil ama profesyonel üreticilerinki gibi de değil.
Hatam şu olabilir. Toprağına yanmış ahır gübresi katmadım. Bir de öğrendiğim kadarıyla diğer üreticiler BGD ( bitki gelişimi düzenleyicileri ) kullanıyorlarmış. Ben 2 haftada bir vermek üzere 20+20+20 formatında bitki besini ( kimyevi gübre değil) verdim.Sonuç tam istediğim gibi değil. Yaptığım hatalar veya yapmadıklarım neler. Bu konuda bilgilendirirseniz sevinirim.
Bir de tohumları kırmızı ve beyaz olarak ayrı ayrı topladığım ve depoladığım halde tohum ekiminde bu konuya dikkat etmiş olmama rağmen lahanaların tamamı kırmızı renkli oldular. Bu normal mi? Tohumda renk değişimi olur mu?
Bu konularda yardımcı olursanız çok sevinirim. Biraz uzun yazdım kusura bakmayın. Olayı tam nakledebilmek içindi. İyi akşamlar.
Mine Pakkaner
20-10-2006, 23:16
Uyartem,
Piyasada profesyonel yetiştiriciliğini yaptığımız bütün mevsimlik çiçekler tamamen hibrit tohumdan yetiştirilir. Hibrit tohumdan yetişen bitkinin üzerinden tohum aldığınız zaman açılma gösterir.Boyutlarında küçülme bu yüzden olur.
Renk konusuna gelince lahananın döllenme biyolojisi yüzünden yabancı döllenme hakimdir. Lahanalarınız tozlaşmış, ve kırmızı renk baskın olduğu için bütün hepsi kırmızı çıkmış.
Lahanalar organik gübreye çok iyi tepki verir. Dediğiniz gibi , keşke harca yanmış veya kompostlanmış organik gübre katsaydınız.
Bu arada süs lahanası yetiştiriciliğinde BGD kullanılmamakta. Ancak GA3 deneyebilirsiniz. İri baş teşkilini sağlayacağını düşünüyorum.
Size profesyoneller gibi üretim yapacaksanız hibrit tohum kullanmanızı, fide harcınızı iyi hazırlamanızı, doğal BGD içeren deniz yosunlarını kullanmanızı öneririm.
Mine Hanım,
Cevabınız için teşekkür ederim. Sonucun hibrit tohuma dayanması ne kötü. Ama yapılacak bir şey yok. Hibrit tohum alınacak, iyi sağlam bir harç hazırlanacak ve GA3+Deniz yosunu. Piyasadan satın alabileceğim ticari marka önerebilirmisiniz. Bu arada site çalışanlarının ve üyelerinin Ramazan Bayramını kutlarım. Bayramda İzmir'de olacağım. Hoşçakalın.
Mine Pakkaner
21-10-2006, 10:12
Deniz yosununu kullanmanızı kesin öneririm.
GA3 konusunda yapılmış bir deneme sonucu bilmiyorum.GA3 kesme çiçek yetiştiriciliğinde iri kelle elde etmekte kullanılıyor. Ancak çiçek sapının boyunu uzatmakta da kullanılıyor. Dediğim gibi siz bazı denemelr yapmalısınız.Belki de sonuçtan memnun kalmazsınız.
Eğer deneme yaparsanız bize de sonucu yazın. En az 10 fide de deneyin. Denediklerinizi ve denemediklerinizi resimleyin. Deniz yosunlarında bitki gelişim düzenleyiciler doğal olarak bulunmaktadır. Onları da ayrı deneyin.
Herhangi bir zirai ilaç -gübre, malzeme bayisinde pek çok ticari marka bulabilirsiniz. Deniz yosunu için Maxicrop, ve giberellik asit içinse herhangi bir marka olabilir.
Mine Hanım,
Önerileriniz için teşekkür ederim. Bir dahaki sefere önerileriniz doğrultusunda yetiştireceğim. Ama bu denemeye 2007 Temmuz'unda başlayacağım . Sonuçlarını o zaman bildirebilirim. İyi günler..
acerpalmatum
24-10-2006, 21:48
Mine hanım ;
Bayramınız kutlu olsun.
Uzun süredir aklıma takılan bir konuda bitkilere daha kompakt bir yapı kazandırmak için kullanılan Türkiye'de ticari preparat ismi '' Durduran'' olan kimyasalların Acer gibi ağaçlarda kullanımı.
İçeriğinde ne var araştırmadım ama yurtdışında da benzer ilaçlar satılmakta. Bu tür kimyasalların daha kısa yaprak düğümleri ve daha sık yaprak oluşumu ve sonuçta da daha kompakt formlu bitkiler yetiştirmek üzere kullanıldığını biliyorum. Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir ? Bilmediğimiz ne gibi sakıncaları olabilir ? Acer gibi ağaçlarda kullanımı uygun olur mu ?
Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
acerpalmatum
25-10-2006, 01:21
Çok teşekkür ederim.
Soru soruyu doğuruyor kusura bakmayın uygulama için en uygun dönem ne zaman olmalıdır ?
Mine Pakkaner
25-10-2006, 10:23
Nasıl bir bitkiye kullanacağınızı bilmiyorum. Ancak sadece küçük bir fidanda denenebilir. Birkaç fidanda farklı dönem ve dozlarda denemelisiniz.Ağaç ve çalılarda hiç uygulamadığım için fikir yürütmek istemiyorum. Deneyimi olan başka üyelerimiz varsa belki bilgilerini paylaşırlar.
Merhaba ;
Suyun ph'ını düşürüp asitli hale getirmek için kullanılabilecek yöntemleri yazmışsınız burda.http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=46828#post46828
Peki ph ı yükseltmek için neler yapılabilir , ve saf suyun ph ı kaçtır acaba ? bazı tohumların çimlendirmesinde safsu kullanılmaktamıdır ?
Son olarak fosforik asit, nitrik asit, sülfürik asit , granül kükürt,üperfosfat gibi maddeleri nerelerden temin edebiliriz ? bazı maddeleri bir firmaya fatura kesmeden vermiyorlar kimyasal madde satan dükkanlar.Yoksa bu tarz maddeleri sorunsuz temin edebilirmiyiz ?
Mine Pakkaner
25-10-2006, 11:50
Suyun pH sı genel olarak zaten yüksektir.pH yükseltmek için kireçli, kalsiyumlu katkılar konur. Saf su nötr dür. Tohum çimlenme için ila ki nötr ortam istiyorsa kullanılabilir.
Bu saydığınız kimyasalları zirai malzeme satıcılarından ve kimyevi madde satıcılatından temin edebilirsiniz. Her miktar bulamazsınız. Profesyonel olmayan kullanıcılar için satış şeklini (faturalı- faturasız vs) bilmiyorum. Kısaca bunlardan çok basit temin edebilecekleriniz var, neden kendinizi zora koşuyorsunuz? Bakkaldan limon tuzu alın ve asitlik için onu kullanın .
acerpalmatum
25-10-2006, 23:48
Sayın Mine hanım bodurlaştırıcıyı acerlarda uygulamayı düşünüyorum.
Burada anlatılması mümkün mü bilmiyorum ama ; bodurlaştırıcıların etki mekanızması, çalışma prensibi nedir ? Belki çalışma prensibini bilirsek daha iyi bir çözüm üretebiliriz diye düşündüm.
Mine Pakkaner
26-10-2006, 00:21
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=27154&postcount=271 http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=27155&postcount=272 mesajlarını okuyunuz. Burada engelleyiciler ve etkileri anlatılmakta. Bir de http://ebkae.gov.tr/belgeler/bgd.htm belgesinde işinize yarayacağını umduğum bilgiler bulacaksınız.
acerpalmatum
27-10-2006, 12:17
Teşekkür ederim mine Hanım
Mine Pakkaner
27-10-2006, 15:07
Merhaba.
Leylandi tohumunu nereden bulabilirim?
Şimdiden teşekkürler.
http://www.agm.gov.tr/download.asp bu adrese bakarsanız, Ağaçlandırma genel Müdürlüğü fiyat listelerini verdiğine göre tohum da satıyor demektir.
Selamlar
Merhaba Mine Hanım,
Sabrınıza sığınarak bir kaç soru sormak istiyorum. Bitki yetiştirmek konusunda deneyimimi yok internetten araştırarak bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Çiçek ve saksıda sebze yetiştirmeyi planladığım bir terasım var. Bir arkadaşım 2 hafta kadar önce üç adet gül, melissa ve limon çamı hediye etti ve gayet amatörce onları saksılara diktim, henüz bir kaybım yok, güller biraz sarsıldı ama halen hayattalar. Bakımları (sulama, gübreleme, ilaçlama vs.)konusunda tavsiyelerinizden yararlanmak isterim. Saksıda sebze yetiştirmek konusu çok cazip geliyor, saksı torf, biber, domates ve maydanoz tohumları aldım. Tohumların amalajlarında ekim dönemlerinin ocak - mart dönemi olduğu yazılı, bu mevsimde ekebileceğim sebzeler var mı ? Son olarak saksıda limon ağacı yetiştirmek istiyorum, bir kaç çeşidi olduğunu duydum, siz hangisini tavsiye edersiniz ve İzmir'de nereden almamı önerirsiniz.
Şimdiden teşekkür ederim. Kolay gelsin
Mine Pakkaner
27-10-2006, 20:30
qblie,
Gül ve melisa ile ilgili başlıklarımız var onları okumanızı öneririm.Limon servi tam güneş sever, eğer gölgede durursa bir müddet sonra dalları kurur, kararır.
Bu mevsimden sonra yapacağınız fazla bir bakım işi yok. İlkbahara kadar gübre de vermeyeceksiniz. Herhangi bir sorun çıkmadan rutin bir ilaçlama yapmamalısınız. Kış mevsimi suyu azaltın saksı toprağı kurumalı olunca bir miktar su verirsiniz.
Bu mevsimde pazarda bulabildiğiniz kışlık sebzelerin fidelerini dikebilirsiniz. Tohumdan fide için geç kaldınız. Terasınızı süslemek için mutlaka hercai menekşe, şebboy, süs lahanası fideleri de alıp dikmelisiniz.
Saksıda yetiştirmek için bodur limon alabilirsiniz. Urla veya İnciraltı'ndaki herhangi bir fidanlıktan alabilirisiniz.
Sayın Mine Pakkaner
Her konuda sitede yardımlarınız için teşekkür ederim. Maymun çıkmaz ağacı yetiştirilmesi hakkında konu bulamadıgımdan size danışmıştım. İlgi alanımda bu agaç türünü yetiştirmek yer almakta farklı yetiştirme teknigi konular arasında aramıştım. ilğinize saygılar sunarım.Skala
Not : Mesaj kutunuz dolmuş olabilir size özelmesaj sistemiyle ulaşamadım.
Mine Pakkaner
29-10-2006, 10:16
Sağolun Skala gerçekten de mesaj kutum dolmuş. :)
Araucaria araucana Maymun çıkmaz ağacı olarak bilinmekte.
http://www.semencesdupuy.com/images/genres/874_ar.jpg
Maymun çıkmazlar, tohumdan veya tepe çeliği ile üretilmektedir.
Tohumlar olgunlaşır olgunlaşmaz bekletilmeden ekilir, eğer bekletilecekse soğukta saklanmalıdır.Tohumlar ekilmeden önce kabuk hafifçe yaralanmalı ve iri tohum olduğu için her kaba bir tohum ekilmelidir.Tohumların çimlenmesi 1-2 ay sürmektedir. Yavaş büyüyen bir ağaçtır.
Çelikte ise yarı odunlaşmış uç çeliği kullanılır.Mayıs- Haziran aylarında çelik alınır. Çelikler sera ortamında perlit yastıklara dikilir.Ara çelikleri ile üretim başarılı olmamaktadır. Ayrıca önemli bir nokta çeliklerin yukarıya dik giden dallardan hatta mümkünse lider daldan alınmasıdır. Yatay giden dallardan alınan çeliklerden yetiştirilen maymun çıkmazlar çalımsı bir form gösterirler.
Mine Pakkaner
29-10-2006, 10:30
Skala siz okuduktan sonra bu mesajı üretim teknikleri bölümüne ayrı bir başlık olarak taşıyacağım.
Sorularınız için burayı kullanabilirsiniz...
merhaba
Balkonda ortancam var.iki yılda gelişti çiçek de veriyor.Ankara'da kış sert olduğu için içeri alıyorum havalar ısınınca balkona çıkarıyorum.Fakat yedeği olsun istiyorum .Dalından kırıp köklendirmek mümkün olur mu?Açan çiçekler kuruduktan sonra elimle koparıyorum bu Doğrumudur?Son soru ortancam aldığımda maviydi ertesi sene pembeleşti mavi açması için ne yapmak gerekir? Şimdiden teşekkür ederim.Sevgiler Merih
Mine Pakkaner
29-10-2006, 12:22
Merhaba Merih, yeni gelen arkadaşlar başlığında kendinizi bize tanıtırsanız arkasını çok çabuk getireceğiz :)
Ateş Öztan
29-10-2006, 22:41
bu sene az miktarda şakayık tohumum oldu. geçen sene çok fazlaydı fakat değerlendiremedim. Daha doğrusu hepsini çürüttüm.
Tohumdan üretimi zor mudur?
Çok isteyen olursa hobi bahçesi ziyaretimde ona vermeyi de düşünüyorum.
Tohum bankasına yazmadım çünkü, çok az (bkz. resim)
Mine Pakkaner
29-10-2006, 23:46
Şakayığın tohumla üretimi hiç kolay değil, en basit üretim yolu ayırma. Ama belki denemek isteyenler vardır. Şunu anladım, biz zoru seviyoruz :)
Sayın Mine pakkaner
Maymun Çıkmaz Agacı hakkında profesyonel aydınlatıcı bilgilerinizi biz doğa sever dostlarla paylaştıgınız ve konular hakkında kısa öz anlaşılır bilgileriniz için teşekkürler.Saygılar. Skala
Ateş Öztan
30-10-2006, 09:17
Şakayığın tohumla üretimi hiç kolay değil, en basit üretim yolu ayırma. Ama belki denemek isteyenler vardır. Şunu anladım, biz zoru seviyoruz :)
Ben denedim. Sıramı savdım.
Aslında, çok güzel bir çiçek, fakat, nedense, yaygın olarak göremiyorum. Eskiden İstanbul bahçelerinin en yaygın çiçeği imiş.
Hanımların elbiselerinde abartılı çizilmiş bir gül zannettiğim çiçeğin, çok sonra, şakayık olduğunu anlamıştım.
Mine Pakkaner
31-10-2006, 00:20
merhaba
Balkonda ortancam var.iki yılda gelişti çiçek de veriyor.Ankara'da kış sert olduğu için içeri alıyorum havalar ısınınca balkona çıkarıyorum.Fakat yedeği olsun istiyorum .Dalından kırıp köklendirmek mümkün olur mu?Açan çiçekler kuruduktan sonra elimle koparıyorum bu Doğrumudur?Son soru ortancam aldığımda maviydi ertesi sene pembeleşti mavi açması için ne yapmak gerekir? Şimdiden teşekkür ederim.Sevgiler Merih
Ortancaları dalından alacağınız çelikle üretmek mümkün. Aslında üretim yöntemi de bu :)
Geçen çiçekleri kesip uzaklaştırmanız doğru ve sağlıklı bir yöntem.
Aslında ortancanızın gerçek rengi pembe. Pembe ortancanın rengini toprak asitliği ile kontrol edebilirsiniz. Sizin ortancanızın pembeye dönmesi toprağın alkalileştiğini gösterir. Yani kireçli su kullanıyorsunuz. Toprağınız da kireçli . Koyu pembe bir renk için süper fosfat kullanın.
Tekar mavileşsin istiyorsanız asitliği arttırmak gerek. Toprak asitliğini 5-5.5 noktalarına çekerseniz güzel bir mavi elde edersiniz. Bir de aktardan alacağınız karaboya yani demirsülfatı 1 tepeleme çay kaşığı 1 lt suya oranında, çiçeklenme zamanı her 2 sulamada bir sulamada kullanırsanız tekrar mavi çiçek elde edersiniz. Bu ayrıca ortancalarda sık sık görülen yaprak sararmalarının da çaresidir.
Sakız Hanım
03-11-2006, 12:22
merhaba mine hanım,
sonbaharla beraber sıkıntılarla karşılaşmaya başladım.bahçemde ve balkonumdaki bitkiler 1-2 yaşlarında.gardenya ve ortanca da belirttiğim gibi bu seneye kadar belkide yeni olduklarından bir sıkıntıyla karşılaşmamıştım.
3bitkiyle ilgili sıkıntım var:
1-leylak:edindiğim bilgiye göre sonbaharda yaprak döküyormuş ve bazik toprak seviyormuş.toprağını kum ile karıştırdım ve biraz sarı toprak ekledim,ancak bu yaprak dökümü olayı sonucu şu anda üzerinde tek bir yaprak bile yok ağacımın:(birde korktuğum yapraklar sararıp dökülmedi önce uçları karardı sonra döküldü,ağaçta bir iki tomurcuk dursada onlarında ucu kararık.
2-açelya,pamuk prensesiminde tüm yapraklarının uçları siyahlaştı,onunda toprağının dibine çam iğneleri karıştırmıştım birazda çürümüş bitki asitli toprak seviyor diye,birde evde değil dışarda bakılır diye okudum internette 5-6 aydır bu neenle balkonda duruyor.o da aynı leylak gibi yaprak dökmeye başladı.
3-karanfil;işte tek yaşatmayı beceremediğim çiçek.yaptığım toprak hatasını anladım ama genede fayda etmedi.ben karanfili alınca direk evde yeni saksıya geçirip humuslu kara toprağa dikiyordum.büyük hataymış,sarı ve adi toprak istiyormuş öğrendiğim kadarıyla ama genede yaşatamadım ve 4-5 aydır zar zor ayakta tutabildiğim kendi ektiğim fideyi bile kuruttum:(:(:(
sitede karanfil bölümünü okudum ama orada bu sorularıma cevap bulamamıştım.
bu arada bitki sararmasına karşı bitki besini almıştım(yapraklar için)bunu kullanmalımıyım(soruma ortanca ve gardenyada dahil tabi)
birde şöyle bir sorunda var izmirin suyu çok kireçli bu sararmalarda sanırım bunun da büyük payı oluyor.
sevgiler,şimdiden teşekkürler
Mine Pakkaner
03-11-2006, 23:18
1-leylak:edindiğim bilgiye göre sonbaharda yaprak döküyormuş ve bazik toprak seviyormuş.toprağını kum ile karıştırdım ve biraz sarı toprak ekledim,ancak bu yaprak dökümü olayı sonucu şu anda üzerinde tek bir yaprak bile yok ağacımın:(birde korktuğum yapraklar sararıp dökülmedi önce uçları karardı sonra döküldü,ağaçta bir iki tomurcuk dursada onlarında ucu kararık.
2-açelya,pamuk prensesiminde tüm yapraklarının uçları siyahlaştı,onunda toprağının dibine çam iğneleri karıştırmıştım birazda çürümüş bitki asitli toprak seviyor diye,birde evde değil dışarda bakılır diye okudum internette 5-6 aydır bu neenle balkonda duruyor.o da aynı leylak gibi yaprak dökmeye başladı.
3-karanfil;işte tek yaşatmayı beceremediğim çiçek.yaptığım toprak hatasını anladım ama genede fayda etmedi.ben karanfili alınca direk evde yeni saksıya geçirip humuslu kara toprağa dikiyordum.büyük hataymış,sarı ve adi toprak istiyormuş öğrendiğim kadarıyla ama genede yaşatamadım ve 4-5 aydır zar zor ayakta tutabildiğim kendi ektiğim fideyi bile kuruttum..
bu arada bitki sararmasına karşı bitki besini almıştım(yapraklar için)bunu kullanmalımıyım(soruma ortanca ve gardenyada dahil tabi)
Sorununuz sadece kireçli sudan mı kaynaklanıyor bilemiyorum.
Ancak leylak bazik değil, nötre yakın hafif asidik toprakları sever. Kireci tolore edebilir.Uzun süre gölgede de kalırsa bozulur. Tuzluluğa toleransı yoktur. Kışın üzerinde yaprak olmaması normal.Ancak dökülürken başka bir sorunu var mıydı şu anada fikir yürütmek imkansız.
Çam iğnelerini ve bitki çürüntülerini tam ayrışıp olgunlaşmadan, kompostlanmadan toprağa karıştırmamalısınız. Bitkiniz zarar görür. Ayrıca açelyalar sulanırken yapraklarını mümkün olduğunca ıslatmamanızı öneririm. Tabakta uzun süre su kalırsa kök hastalıklarına sebep olur. İçeride bakılan açelyalar sıcaktan ve kuru havadan bozuluyorlar. Dışarıda soğuk ve nemle keyifleri yerinde oluyor. Saksı açelyaları genelde yaprak dökmez yeni herdem yeşildir. Ancak yaprak döken türleri de var. Herdem yeşil bir açelyanın eğer yaprakları kararıp dökülüyorsa suyla ilgili sorununuz var demektir. Ya çok verdiniz ya az, ya da hava kuru. Şartları iyileştirin.
Karanfil çok kolay yetişen bir bitki,sitede bu konu ile ilgiler var bir göz atın. Nötr veya hafif alkali toprakları sever. Zannınızın aksine humuslu topraklara bayılır.
Sakız Hanım
04-11-2006, 11:28
teşekkürler mine hanım,
desenize boşuna debelendim leylağıma:)nerdeyse boyumun yarısı kadar saksıyı bitkiye zarar vermeden boşaltıp harmanlamak belimin canını okumuştu bari işe yarasaydı:'(açelyanın yaprağına hiç su değdirmiyorum neyseki bunu biliyordum.ancak tabaktaki suyu fazla bekletmeyin demişsiniz bu fazlalık kaç günü kapsıyor,belki sıkıntım bundan olabilir çünkü tabak dolana dek 4 günde bir su veriyorum ama hava şartları değiştiğinden son zamanlarda su vereceğim günler baktığımda tabakta su oluyor bazen.karanfil konusunda ise beceriksizliğimi kesinlikle kabul ediyorum,buluşmalarda içimizden biri yetiştiriyorsa bahçesine gidip görmek isterim çünkü onu dene bunu dene genede beceremedim,farklı yerlerden alsamda.genede siteyi bir daha tarayacağım karanfil üzerine,gerçi karanfilim kurudu ve öldü ne yazıkki ama kısmet bir dahaki sefere:(
selamibardakci
07-11-2006, 22:28
arkadaşlar
elma fidanı dikeceğim ancak fidanlar 3 yaşında ;
bu yaş fidanların tutmasını etkiler mi ? bir problem olur mu ?
Mine hanım 1 hafta kadar yok ondan cevap almak uzun sürebilir.
Bildiğim kadarıyla sorun olmaz. Ama dikerken köklerinin zarar görmemesine dikkat edin.
Mine Pakkaner
09-11-2006, 20:19
arkadaşlar
elma fidanı dikeceğim ancak fidanlar 3 yaşında ;
bu yaş fidanların tutmasını etkiler mi ? bir problem olur mu ?
Keşke bu kadar büyük olmasalar.Biz 1 yaşlı fidanı tercih ederiz. Yılmaz'ın dediği gibi köklerine dikkat edin, dağıtmayın.
çiçeksever
13-11-2006, 11:27
merhaba.bende 6 tane çiçek soğanı vardı.ha bugün ha yarın ekeyim derken soğanlar filizlenmeye başladı.geçen ay bahçede uzun balkon saksısına diktim. toprak içinde filizlenme devam etmiş.burası soğuk bir şehir kışın soğuktan zarar görür mü?veya ne yapmalıyım?
Hangi çiçeğin soğanı olduğunu söyleyebilirsen yardım alman daha kolay olabilir.
çiçeksever
14-11-2006, 15:02
tam bilmiyorum.İstanbulda mısır çarşısından 2 ay önce aldım
Resimlerini koyma imaknınız var mı? Filizlenmiş halleride olabilir, belki tanıyan çıkar:)
Ateş Öztan
19-11-2006, 16:44
Son Hobi bahçesi gezimiz sırasında yoldan bir limon fidanı aldım.
Gövde çok uzamıştı, üzerinde de çok fazla çiçek vardı.
Ancak, alttan da yeni sürgünler vermişti. Çiçekleri bitene kadar bekledim. Aşağıdan bu sürgünlerin üzerinden kessem doğru olur mu?
Bir de çiçeklerinin, biri hariç, tamamı döküldü. Yer ve hava değişikliği olarak düşünüyorum. limonda da iki tane olması (tozlaşma) gibi bir istek var mı?
Ev içinde tozlaşma nasıl olur?
Ateş Öztan
19-11-2006, 16:45
Yeni sürgünler,
Sakız Hanım
19-11-2006, 22:58
merhabalar
şebboyu nasıl çoğaltabilirim acaba?bir başka başlık altında mine hanım kapsülleri kurumadan(patlamadanda olabilir hatırlayamadım) toplayıp gazete kağıdının üzerinde gölgede kurutmaya alın demiş.ancak ben bu kapsülün ne olduğunu ve bitkinin neresinde olacağını anlamadım.
mutlu günler
Mine Pakkaner
20-11-2006, 13:07
merhabalar
şebboyu nasıl çoğaltabilirim acaba?bir başka başlık altında mine hanım kapsülleri kurumadan(patlamadanda olabilir hatırlayamadım) toplayıp gazete kağıdının üzerinde gölgede kurutmaya alın demiş.ancak ben bu kapsülün ne olduğunu ve bitkinin neresinde olacağını anlamadım.
mutlu günler
Şebboyu tohumla çoğaltırsınız. Kapsül tohum kapsülüdür. Geçen çiçek kapsül oluşturur.Tohum kapsülün içindedir.
Mine Pakkaner
20-11-2006, 13:36
...
Gövde çok uzamıştı, üzerinde de çok fazla çiçek vardı.
Ancak, alttan da yeni sürgünler vermişti. Çiçekleri bitene kadar bekledim. Aşağıdan bu sürgünlerin üzerinden kessem doğru olur mu?
Bir de çiçeklerinin, biri hariç, tamamı döküldü. Yer ve hava değişikliği olarak düşünüyorum. limonda da iki tane olması (tozlaşma) gibi bir istek var mı?
Ev içinde tozlaşma nasıl olur?
En altta değil de ortada bulunan sürgünlerin üzerinden kesebilirsiniz.
Narenciyenin döllenmesi böceklerin yardımıyla olur. Bu yüzden evin içinde bu zor olur. Bazı narenciye çeşitleri partenokarpiktir yani meyve bağlamaları için döllenme gerekmez. Washington ve yafa portakalı, çekirdeksiz altıntop, satsuma mandarini bunlara örnek. Evde tek başına yetiştirecekseniz bunları öneririm.
lerdemir
20-11-2006, 16:11
Sevgili Mine Hn ve Ateş Bey,
Ben de balkonumda Kıbrıs Limonu yetiştiriyorum. 2,5 yaşını geçti.
Havalar 4-5C'nin altına düşmeden kışın içeri alıyorum. Baharda da yallah balkona...
İçeri-dışarı değişimlerinde bazen biraz yaprak döküyor stresten ama ilk intibaktan sonra güzel güzel yaşamına devam ediyor.
Fakat esas konu, benim limonum tek olmasına ve evde yetiştirmeme rağmen çok sayıda çiçek verdi, çiçek yaprakları dökülüp meyveye döndü ve halihazırda ikisi kocaman 10'un üstünde irili ufaklı yeşil limonları var. Yani döllenme gibi bir sorun yaşamadım.
Örnek olması açısından iletmek istedim. Bilgilerinize.
Not: Ateş Bey, fotoğraftan görebildiğim kadarıyla, limonunuz aşılı; sürgünler aşının üzerindeki kısımdan çıktığı sürece sorun yok, ancak, aşı yerinin altından çıkan sürgünlerin kırılması büyümeden kesilmesi gerekir.
Saygılar.
Ateş Öztan
20-11-2006, 19:24
Budamayı dediğiniz gibi yapacağım.
Yazın bahçeye çıkarma konusunda da sorun yok.
Bu durumda lerdemir'in dediği gibi döllenme olacağı için ikincisine gerek olmayacak.
Kumquat ile birlikte olmasının fayada ya da zararı var mı?
Mine Pakkaner
20-11-2006, 20:26
Balkonda olursa elbette sorun yok. Ama evin içerisinde tozlaşma için yeterli ajan olmayabilir. Bu durumda açan her çiçek mevye tutmayabilir. Lamas limonu gibi limonlar da partenokarpiktir. Yani meyve için tozlaşma gerekmez.Çiçek açar döllenmeden meyve bağlar.
Limonunuzun kumkuat ile durmasının hiç sakıncası yok.
denizakvaryumu
21-11-2006, 09:05
Peki limon , kumkat ,süs mandalinası vs. gibi balkon ve salonda baktığımız turunçgiller için bir ilaçlama takvimi yapabilirmiyiz?
Mine Pakkaner
21-11-2006, 11:52
Bir sorun olmadan rutin ilaçlama yapılmasını çevre dostu yöntemler içinde kesinlikle uygulamıyoruz. :)
denizakvaryumu
21-11-2006, 12:50
Evet size katılıyorum...
Ancak mantar ,pas hastalığı gibi hastalıklar ortaya çıkınca ilaçlama yapmak için geç kalınmış oluyor.
Bazı hastalıklarda (mantar-pas vs) hastalık ortaya çıkmadan önleyici ilaçlama yapmak daha mantıklı değilmi ?
lerdemir
21-11-2006, 16:04
Sevgili denizakvaryumu, Mine Hn'ınki sadece bir hiciv olsa gerek diye düşünüyorum... :)
Mine Pakkaner
21-11-2006, 17:08
Evet size katılıyorum...
Ancak mantar ,pas hastalığı gibi hastalıklar ortaya çıkınca ilaçlama yapmak için geç kalınmış oluyor.
Bazı hastalıklarda (mantar-pas vs) hastalık ortaya çıkmadan önleyici ilaçlama yapmak daha mantıklı değilmi ?
Eğer bitkilerinizi güzelce izlerseniz hastalığı başlangıç anında yakalar ve müdahale edersiniz. Ticari yetiştiricilikte bile artık koruyucu ilaçlamaları mümkün olduğunca bırakıp ciddi kültürel önlemler alıyor ve gözlüyoruz. Değil ki evimizde ki birkaç saksıyı düzenli ilaçlayacağız. Siz bu etkili maddeyi azar azar ve düzenli olarak vererek patojen üzerinde bağışıklık gelişmesine de sebep oluyorsunuz. Daha sonra hastalıkla başa çıkmak için daha yüksek doz veya farklı ve daha etkili içerik gerekiyor.
Bu yüzden artık kimyasalları daha az kullanma gayreti içindeyiz. Çevre dostu yöntemler derken hiciv yapmadım. Gerçekten de bu konu çok ciddi,çok önemli. Hem bu yöntemlerle yetiştiricilik, hem de çevre dosyu iyi tarım uygulamalarında entegre mücadele konusunda ciddi eğitimler veriliyor.
Şöyle düşünün, birşeyiniz yoksa ve sağlıklıysanız antibiyotik içer misiniz? Ortada sinek böcek yoksa vücudunuza kaçırıcı losyon sürer, odaya sprey yapar mısınız?
Kısaca koruyucu ilaçlama yapmak ev koşullarında son derece gereksiz ve önermediğimiz bir yöntemdir ama yapmak isterseniz de buna bir engel yok.
Tohumları elime geçti ama ağaç hakkında veya tohumlarını nasıl çimlendireceğim hakkında her hangi bir bilgiye sahip değilim. Sadece çok güzel koktuğu söyleniyor.
Bu ağaç ile ilgili bilgi edinebilirsem çok memnun olacağım.
Teşekkürler.
Mine Pakkaner
23-11-2006, 23:19
Acaba misk-i amber dediğiniz, bizim amber ağacı dediğimiz Acacia farnesiana mı? Amber diye bilinen başka ağaç olmasa gerek. Küçük sarı kokulu çiçekli, dikenli bir akasya türü. Aşağıda tohum, çiçek ve yaprak resimleri var. Bir bakın bakalım , aynı bitkiden mi bahsediyoruz?
http://www.semencesdupuy.com/images/genres/8.jpg
http://www.anthorama.gr/fotos/acacia_farnesiana4.jpg
Mine Pakkaner
23-11-2006, 23:32
Eğer aynı bitkiden bahsediyorsak üretimi tohumla. Tohumlar olgunlaşır olgunlaşmaz hemen toplanıp ekilirse 25 derece sıcaklıkta kumda çimleniyor.
Yok eğer sizdekiler gibi beklemişlerse tohum kabuğu çok sertleşiyor bu yüzden yaralanması gerek. Ev koşullarında zımpara kağıtlarına iyice sürtün .Sonra ılık suda 48 saat bekletin ve yine kuma ekin. Kabın üzerini streç filmle kaplayın sıcak bir yere koyun. Kalorifer peteği yanı giibi. Sıcakta çimlenir. Yeterli sıcaklığı sağlayamazsanız çimlenmez. Çimlenme 3-4 hafta sürer.
Asagidaki yaziyi az once internette gordum ve hemen kopyalayip buraya yapistirdim.
Bu tur bilgilerin ilgili kisilere kesinlikle ulasmasi gerekiyor yani ureticimize, koylumuze, annemize babamiza **** amcamiza dayimiza, herkim bitkilerle ugrasiyor ise.
Tüm canlılar gibi böcekler de kendilerine besin arar ve bol besin bulabilecekleri yerleri seçerler. En bol besin bulabilecekleri yerlerse bizim tarım alanlarımız. Genellikle tek tip bitkilerin dikildiği bu alanlar böcekler için oldukça çekici. Bu nedenle tarlalarda rastladığınız ve ürünlerimiz üzerinde hastalık yapan böceklere doğal alanlarda, ormanlarda kırlarda pek fazla rastlamıyoruz. Yaşam döngüleri çok kısa olan bu zararlı böcekler, tarım alanlarına ulaştıklarında kendilerine uygun besin maddelerinin fazlalığı nedeniyle hızla çoğalırlar. İnsanlar, tarıma geçişten kısa bir süre sonra bu tür böceklerle tanışmış ve ürünlerini onlardan korumak için çeşitli yöntemler geliştirmişler.
İnsektisit - pestisit gibi çeşitli adlar verilen günümüz kimyasal böcek öldürücüleri yaklaşık olarak 150 yıl kadar önce kullanılmaya başlamış. Kimya biliminin gelişmesi ve çeşitli bileşiklerin sentezlenmesi sırasında bilim insanları bazı bileşimlerin canlılar üzerinde oldukça zehirli olduğunu bulmuşlar ve daha sonra bu zehirli bileşikleri evlerde ve tarım alanlarında kullanmaya başlamışlar. İlk yıllarda büyük başarılara imza atan bu zehirli bileşikler kısa sürede daha geniş çaplı kullanılır olmuş. Böcek öldürücü olarak kullanılan en ünlü kimyasal, DDT olarak bildiğimiz diklor-di- fenil-trikloroetilen (C14H9Cl5). Bu bileşik tarım alanlarında kullanılmış olan en güçlü zehir. 1940'h yıllarda İsviçreli kimyacı Paul Hermann Müiler tarafından bulunan DDT, 2. Dünya Savaşı sırasında sineklerin neden olduğu sıtma, tifüs gibi hastalıklarla mücadelede sinek ilacı olarak kullanılmış. 1948 yılında Müller'e Nobel Ödülünü kazandıran bu zehirin 1960'lı yıllarda balıklarda ve diğer canlıların vücudunda biriktiği tespit edilmiş. Kısa bir süre sonra diğer hayvanlar ve insanlar üzerinde de zehir etkisi gösterdiği anlaşılan DDT'nin kullanımı, 1970'li yıllarda Amerika ve Avrupa'nın birçok ülkesinde yasaklanmış.
Bu yıllardan sonra, özellikle suda çözünebilen kimyasal zehirler hakkında yapılan araştırmalar, pestisit ve insektistlerin suya karışarak önce yeraltı sularına sızdığını ve buradan da denizlere ulaşarak deniz canlılarına geçtiğini gösterdi. Bunun dışında, bu zehirlerin toprak canlılarını ve bu canlılarla beslenen diğer kara hayvanlarıyla kuşları da zehirlediği ortaya çıktı.
Tüm bu sonuçlar ışığında, dünya genelinde kimyasal böcek öldürücülerin üretimi yavaşlatılarak atalarımızın kullandığı bitkisel böcek öldürücülere doğru bir dönüş yaşandı. 'Günümüzde böcek öldürücü olarak kullanılan bitki sayısı, dünya genelinde yaklaşık 2000 kadar. Ancak bunların hemen hepsi aynı derecede etkili değil. Bugün organik tarımda kullanılan bitkisel böcek öldürücülerin başındaysa bizim çok yakından tanıdığımız bitkiler geliyor. Tütün, sarımsak, krizantem ve acıbiber bunlardan birkaçı. x
Sigaranın hammaddesi olarak tanıdığımız tütün (Nicotîana tobaccum), yeryüzünde bulunan en zehirli bitki ailesinin (solanaceae) bir üyesi olan patlıcangillerden. Tütün bitkisi içinde bulunan ve nornikotin ve anabasin adı verilen bileşikler, insanlar ve diğer memeliler için orta düzeyde zehirliyken böcekler için öldürücü derecede zehirli. 1690 yılından beri böcek öldürücü olarak kullanılan tütün yapraklarının kullanımı 1950 yılından sonra artış gösteriyor. Tütün yapraklarından elde edilen özüt suyla karıştırılarak tarlalara püskürtülüyor. Tütünden elde edilen bu doğal zehir, böceklerin vücuduna solunum yoluyla gaz halinde girerek sinir sistemlerini felç ediyor ve böceğin ölümüne neden oluyor. Tütünden elde edilen doğal zehir özellikle emici tipte ağzı olan ve yumuşak vücutlu böceklere karşı etkili oluyor.
Papatyagiller (asteraceae) ailesinden olan krizantem (Chrysanthemum cinerariaefolium), bilinen en eski ve en yaygın kullanım alanına sahip doğal böcek öldürücü konumunda. Çiçeklerinden elde edilen özütünde bulunan krisantemik ve pyretrik asitler, böcekler için öldürücü nitelikte. Bu bileşikler, böceklerin sinir hücrelerinin aşırı uyarılması sonucunda kaslarının kasılması ve felç olmalarına, daha sonra da hızlı bir şekilde ölmelerine neden oluyor. Krizantemden elde edilen ilacının güneşten çabuk etkilenmesi, onun geniş alanlarda kullanılmasına engel oluyor. Ancak susam ekstresiyle karıştırılarak tarlalarda da kullanılabiliyor. Daha çok kapalı alanlarda ve evlerde böcek ilacı olarak kullanılan bu tür, özellikle yaprak bitleri ve yaprak pireleri üzerinde etkili.
Sofralarımızın vazgeçilmez garnitürlerinden olan sarımsak da kuvvetli bir böcek zehiri. Zambakgiller (Liliaceae) ailesinden olan bu bitki, sahip olduğu kükürtlü bileşikler sayesinde zararlı böceklerin bitkilere yaklaşmasını önlüyor. Bu tip bileşiklere böcek kovucu adı veriliyor. Sarmısaktan elde edilen özüt böcekleri öldürmediği için, böcek öldürücülere göre daha sık kullanılması gerekiyor.
Tütün ile aynı aileden olan acıbiber (Capsicum annum) da böcekler için hem kovucu hem de öldürücü olarak kullanılabiliyor. Bibere acılığını veren bileşikler, böcek kovucu özelliğe de sahip. Yani biber özü sıkılan alanlara böcekler yaklaşmıyor. Hardal özüyle karıştırılan acıbiber özleriyse böceklerin ölümüne neden oluyor. Acıbiber bileşikleri böceklerin hücre zarını delerek, öldürücü olan hardal bileşiklerinin sinir hücrelerine girmesine ve onları etkisiz hale getirmesine yarıyor.
Cenk Durmuşkahya
BİLİM ve TEKNİK Kasım 2006
Mine Pakkaner
24-11-2006, 12:48
Bu konularda dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok geniş çalışmalar olduğundan kuşkunuz olmasın.Hatta yasal düzenlemeler de yapılıyor.Konu ile ilgili bir yeniden yapılanma mevcut.
Etkileri de ortaya çıkmaya başladı. Ancak değişim sihirli değnekle yapılmış gibi birden bütün tarımı sarmıyor elbette.Herkes atadan dededen böyle gördüm böyle yaparım zihniyetinde, tabuları kırmak gerek, ancak iyi sonucu görünce ikna oluyorlar.
Devlet de inanın boş durmuyor, zaten Avrupa Birliği ile Türk tarımının entegrasyonu çalışmalarından dolayı konu ile ilgili yasalar, yönetmelikler çıkıyor, çalışmalar sürüyor.
Ancak bakanlığın bütçesi elverdiğince, çiftçiye yönelik yayım çalışmaları ve arazide demonstrasyonlar, kontroller yapılacak. Bu konuda son dönemde neler oluyor bilmiyorum ama bir ara tasarruf tedbirlerinden dolayı araziye bile çıkamıyorlardı.
Üniversiteler çok atak. Ege Ü. Ziraat Fak. AB fonlarından aldığı projeler çerçevesinde çiftçiye yönelik çalışmalar yapıyor, toplantılar, ev gezileri yapıyor, hocalar köy kahvesinde "soracağınız birşey var mı, bakın hepimiz buradayız buyrun" diye oturuyor.Buna bizzat şahitim. Organik tarım hızla yayılıyor. Çiftçiler bireysel olarak değil, köy olarak Eurepgap sertifikalı üretim yapmak için başvuruyorlar. Kullanılan ilaçlar kontrollü. Hangi ilaç hangi ürüne ruhsatlıysa , ne dozda kullanılması gerekse o şakilde uygulanıyor.
1000 köye 1000 ziraat mühendisi gibi projelerle çiftçi eğitiliyor. Yani anladıkları dilde birşey anlatılıyor.
İlçe veya köylerde çiftçiye anlamadığı şekilde birşey anlatıp ta ona tepeden bakan biri ise inanın barınamaz.Çiftçi eğer güvenmezse o iş yerinden ne ilaç ne tavsiye alır. Yani böyle bir tavır kısa sürede değişmek zorunda kalır. Bu sadece çok tecrübesiz ve cahil birinin davanışı olabilir ( bazen eğitimli olmak cehalete çözüm getirmiyor).
İlaç tavsiyesinde bulunanların hepsinin ehil olmadığı konusunda ise haklısınız. Her önüne gelen ilaç tavsiye ediyor. Bu konuda yeni düzenlemeler başladı.
Bilim Teknik dergisinden alıntıladığınız doğal yöntemler ise organik tarım yapan çiftçiler tarafından uygulanmaktadır. (Bu çiftçiler ise endişelerinizin (yaprak biti ile saç biti ayıramayacak seviyede olmak) aksine çok ciddi bir kontrollü üretim yapıyorlar çünkü sertifikasyona tabiler. Yapılan her işlem kontrol mühendislerince takip ediliyor. Kafadan, uydurmasyon hiçbirşey yapamazlar yoksa belgeri iptal edilir ve çok ciddi harcadıkları para ve emek boşa gider. Bunda bir suistimal de olamaz merak etmeyin. Yoksa ürün yapılan analizler sonucu geri döner.Satış noktasından dönemsi bile söz konusu olur. Çünkü her paketin üzerindeki numaradan onu kimin nerede nasıl ürettiği takip edilir.)
Ayrıca son senelerde dikkatinizi çekiyordur, köylü hızla tarımdan çekiliyor. Şehire göç ediyor.Tarımda çalışan nüfus hızla azalıyor. Tarıma büyük dev holdingler, şirketler yatırım yapıyor. Profesyonel tarıma doğru hızla gidiyoruz.
Bizim sitemizde de doğal yöntemlerle hazırlanmış preparatların bir kısa dökümü (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1166) var. Hem de çok basit tariflerle. Gördünüz mü?
Sayın Mine Hanım,
Benim birkaç tane ortancam ve sakız sardunyam ve küpe çiçeklerim var. 1-2 hafta önce çiçekler dışardayken don oldu ve sakız sardunyaları genç fidelerdi ve yaprakları dondu . Ben dibinden budamak zorunda kaldım kış koşullarında bütün bu çiçekleri az ışık alan ve 3-4 derece sıcaklığı olan bodruma koymamda bir sakınca olurmu? Sulamaları ve diğer konular hakkında bilgi verirseniz çok sevinirim. Kısaca kışın ne yapmalıyım ? Teşekkürler.Bu arada ben daha önce İstanbul' da yaşıyordum . Şimdi Eskişehir'in sert hava koşullarına uyum sağlamaya çalışıyorum.
copur 09
26-11-2006, 18:12
selam; ben jojoba bitkisi hakkındaki yazılarınızı okudum. Ancak bir şeyi anlayamadım 600 - 1200 metrede yetişir diyorsunuz. Zeytin'in yetiştiği yerlerde yetişir diyorsunuz. Acaba 600 metrenin altında yetişirmi ?
Mine Pakkaner
27-11-2006, 00:34
Sayın Mine Hanım,
Benim birkaç tane ortancam ve sakız sardunyam ve küpe çiçeklerim var. 1-2 hafta önce çiçekler dışardayken don oldu ve sakız sardunyaları genç fidelerdi ve yaprakları dondu . Ben dibinden budamak zorunda kaldım kış koşullarında bütün bu çiçekleri az ışık alan ve 3-4 derece sıcaklığı olan bodruma koymamda bir sakınca olurmu? Sulamaları ve diğer konular hakkında bilgi verirseniz çok sevinirim. Kısaca kışın ne yapmalıyım ? Teşekkürler.Bu arada ben daha önce İstanbul' da yaşıyordum . Şimdi Eskişehir'in sert hava koşullarına uyum sağlamaya çalışıyorum.
Öncelikle bitkilerinizi bol ışıklı ve enaz 5-6 derece biryere koymalısınız. Karanlıkta öleceklerdir. Suyu da iyice azaltın. Toprakları kurumadan vermeyin. Dondan zarar gören bitkileri biz baharda keseriz, ki ölüm nereye kadar olmuş görelim.
Mine Pakkaner
27-11-2006, 01:05
selam; ben jojoba bitkisi hakkındaki yazılarınızı okudum. Ancak bir şeyi anlayamadım 600 - 1200 metrede yetişir diyorsunuz. Zeytin'in yetiştiği yerlerde yetişir diyorsunuz. Acaba 600 metrenin altında yetişirmi ?
Uzmanların söylemlerine göre yetiştiricilikte asıl önemli belirleyici sıcaklıktır. -5 ila -9 dereceler ölüme sebebiyet verir. Literatüre göre bitki zeytin yetişen coğrafyada deniz seviyesinde de yetiştirilebilir.
İlahi TRT. bende dedim ki ne çabuk Mart geldi haberim mi yok yoksa bilmediğim bir şey mi var?
Ama tebrikler Mine hanım iyi düzeltiniz... bende rahatladım :)
Mine Pakkaner
30-11-2006, 14:44
Onlar da Bugday dergisinin (http://www.bugday.org/)ajandasından bu bilgiyi almışlar. :)
sayın mine hanım malta eriği ağaci hakkında bir sorum vardı.yardımcı olabilirmisiniz acaba..
sorumu malta eriği agacı bölümünde yazmıştım. ilgilenebilirseniz memnun olurum.
teşekkürler
Mine Pakkaner
01-12-2006, 11:32
Cevapladım :)
ufukeles
02-12-2006, 21:17
Niğde Ulukışla Darboğaz beldesinin yüksek tepelerinde yetiştirilebilecek bir ağaç türü aramaktayım. Daha çok göze hitapedebilecek (çam türü, herdem yeşil bitki olursa çok daha iyi olur) türde bir cins önerebilirseniz memnun olurum.
Mine Pakkaner
03-12-2006, 11:48
Bu sorunuzu orman mühendisi arkadaşların cevaplamasını bekleyelim.
ormanbotanigi
03-12-2006, 14:56
Niğde Ulukışla Darboğaz beldesinin yüksek tepelerinde yetiştirilebilecek bir ağaç türü aramaktayım. Daha çok göze hitapedebilecek (çam türü, herdem yeşil bitki olursa çok daha iyi olur) türde bir cins önerebilirseniz memnun olurum.
Bu soruyu cevaplayabilmek için bu bölgenin iklim ve toprak yapısını iyi bilmek gerekir. Kafamda size önerebileceğim bir kaç tür var. Ancak iklim, toprak ve rakımı hakkında bilgi vermeniz gerekir. Bir ikinciside ağaçları hangi amaçla kullanacaksınız yani süs bitkisi mi yoksa küçük bir orman mı kurmayı düşünüyorsunuz. ?
ormanbotanigi
03-12-2006, 15:05
Sizden önce Ulukışla hakkında küçük bir araştırma yaptım. Edindiğim bilgiler şunlar; İklim tipik İç Anadolu bozkır iklimidir. Yazlar serin ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Yağış yoğunluğu ilkbahar mevsimine kayar. Bitki örtüsü step (bozkır) dır. 1.185.264,25 hektarlık genel ormanlık saha bulunmaktadır. Ortalama nemlilik oranı % 62,2, açık günler sayısı 128. Ortalama yağış miktarı 26,5 mm, karlı günler sayısı 57'dir. Hakim rüzgar; kış gününde keşişleme (Güneydoğu), yaz günlerinde batı rüzgarıdır. Çevre dağlarının ormansız oluşu nedeni ile karların erimesi ve bahar yağmurlarına bağlı olarak taşkın olayları yoğunlaşır.
Bu veriler doğrultusunda step iklimini bir numarılı ağacı olan karaçamı size önerebilirim. Soğuğa ve kuraklığa oldukça dayanıklı olması yetiştirilmesi için çok büyük bir çaba gerektirmemesi artıladır. Dikimde 2 yaşında karaçam fidanlarını kullanabilirsiniz.
Sebahattin
03-12-2006, 16:49
Mine Hanım, sedef çiçeğinin latincesi ya da ingilizcesi nedir, öğrenebilirmiyim.
Teşekkürler
Mine Pakkaner
03-12-2006, 17:13
Sedef çiçeğini bilmiyorum ama, sedef otu Ruta graveolens.
(Yalnız, Lunaria sp. da parlak tohum kapsülü sayesinde sedef çiçeği veya para çiçeği de diye isimleniyor.)
ufukeles
03-12-2006, 18:59
Sizden önce Ulukışla hakkında küçük bir araştırma yaptım. Edindiğim bilgiler şunlar; İklim tipik İç Anadolu bozkır iklimidir. Yazlar serin ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Yağış yoğunluğu ilkbahar mevsimine kayar. Bitki örtüsü step (bozkır) dır. 1.185.264,25 hektarlık genel ormanlık saha bulunmaktadır. Ortalama nemlilik oranı % 62,2, açık günler sayısı 128. Ortalama yağış miktarı 26,5 mm, karlı günler sayısı 57'dir. Hakim rüzgar; kış gününde keşişleme (Güneydoğu), yaz günlerinde batı rüzgarıdır. Çevre dağlarının ormansız oluşu nedeni ile karların erimesi ve bahar yağmurlarına bağlı olarak taşkın olayları yoğunlaşır.
Bu veriler doğrultusunda step iklimini bir numarılı ağacı olan karaçamı size önerebilirim. Soğuğa ve kuraklığa oldukça dayanıklı olması yetiştirilmesi için çok büyük bir çaba gerektirmemesi artıladır. Dikimde 2 yaşında karaçam fidanlarını kullanabilirsiniz.
Ön araştırma için teşekkürler.
İstek sahibi ormancı olduğumu bildiği için bizden yardım isteyen bir öğretmen arkadaşım. Ancak endüstrici olduğumuz için bu bilgilere sahip değiliz. Bu yardım bir otel projesinin çevre düzenlemesi için istendi. Sanırım karaçam orman teşkiline yönelik. Kuru iklim için peyzaj ağacı olarak hala birşeyler söylemem gerekiyor. Buna yönelik bir öneri var mı?
tekrar merhaba;
benim evimin yürüme yolları ve oturma alanlarında, zemin; bahçeler için kullanılan kilit ve çini taşlarla kaplı. evimin ön ve arka bahçesinde özellikle sonbaharda her taraf yerler bordürler yosunlanmaya başlıyor. Zeminde kayma ve görüntü kirliliği beni bayağı düşündürüyor.ilkbahar geldiğinde ya buraları tel fırçayla temizliyorum, genelde deterjanla yıkıyorum. ****** ne kadar dikkat etsemde bu işlemin bitkilere zarar verebileceği göz önüne alınırsa ;
bu yosunlanmaya çözüm bulamazmıyız acaba ? Bu konuda herhangi bir yazı veya dökümatasyon var ise yönlendirirmisiniz.
:confused:
teşekkürler
can dolunay
ormanbotanigi
04-12-2006, 11:51
Ön araştırma için teşekkürler.
İstek sahibi ormancı olduğumu bildiği için bizden yardım isteyen bir öğretmen arkadaşım. Ancak endüstrici olduğumuz için bu bilgilere sahip değiliz. Bu yardım bir otel projesinin çevre düzenlemesi için istendi. Sanırım karaçam orman teşkiline yönelik. Kuru iklim için peyzaj ağacı olarak hala birşeyler söylemem gerekiyor. Buna yönelik bir öneri var mı?
Karaçamı peyzaj ağacı olarak kullanmak pek doğru olmaz. Göknar ve ladinlerde nemli ortamları severler ve kuraklığa tahammülleri yoktur. Ardıç ve mazıları kullanabilirsiniz.
Aşağıda bir liste yaptım;
*Juniperus squamata "Blue star" resim için bakınız
http://www.geocities.com/mmelinda_211/jsqbluestar01.jpg
*Pinus mugo (Dağ çamı) resim
http://courses.washington.edu/ehuf331/Photos/Pinus_mugo_2_kbComp.jpg
*Thuja orientalis ''Compacta Aurea Nana''
http://www.klivia.com/Images/okrasne/ihlicnany/thuja/thuja_orientalis_compacta_aurea_nana.jpg
* Picea pungens "Hoopsii"
http://www.richsfoxwillowpines.com/Web%20Albums/Foxwillow%20Pines%20Photos%20Picea/slides/Picea%20pungens%20Hoopsii.jpg
* Juniperus communis ''Hibernica''
http://www.szkolkaciak.republika.pl/hibernicagrunt.jpg
* Juniperus chinensis "Pfitzeriana Aurea"
http://www.thuja.cz/pic/big/11.jpg
Yukarıda yazılan kültivarlar soğuğa ve kurak koşullara oldukça dayanıklı dekoratif ağaç ve çalılardır.
Mine Pakkaner
04-12-2006, 13:33
tekrar merhaba;
benim evimin yürüme yolları ve oturma alanlarında, zemin; bahçeler için kullanılan kilit ve çini taşlarla kaplı. evimin ön ve arka bahçesinde özellikle sonbaharda her taraf yerler bordürler yosunlanmaya başlıyor. Zeminde kayma ve görüntü kirliliği beni bayağı düşündürüyor.ilkbahar geldiğinde ya buraları tel fırçayla temizliyorum, genelde deterjanla yıkıyorum. ****** ne kadar dikkat etsemde bu işlemin bitkilere zarar verebileceği göz önüne alınırsa ;
bu yosunlanmaya çözüm bulamazmıyız acaba ? Bu konuda herhangi bir yazı veya dökümatasyon var ise yönlendirirmisiniz.
:confused:
teşekkürler
can dolunay
Can Bey bunun icin algisid kullanırsanız çözüm bulabilirsiniz, ancak önce çini ve kilitli taşta korozyon yapıp yapmadığına emin olmanız gerekir. Zirai ilaç bayilerinden algisid bulabilirsiniz.
ilginiz ve zaman ayırdığınız için çok teşekkürler. Bu arada koruma aşı macunu aldırdım. 1/2 kg 12 ytl fiyat(az mı çok mu bilemem).kahverengi ayakkabı boyası gibi birşey,ısıtırak uygulayın dediler.doğrumudur?
benim de elma ağaçlarımda elma kabuk kurdu sorunum var. ddvp uygulaması yaptım. yanlız kaç günde bir olacağı konusunda karar veremedim araştırmalarım sonucu 20 günde bir olması doğrudur dediler.bilgisi olanlar benimle paylaşırsa sevinirim teşekkürler
Mine Pakkaner
04-12-2006, 20:18
Flyakan her soru en uygun başlıkta ve bir kez sorulmalıdır. Bu sorunuzu ağaç hastalıkları (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1904&page=3)başlığında sormuştunuz .Siz bu mesajı gördükten sonra buradan sileceğim.
ufukeles
04-12-2006, 21:12
Karaçamı peyzaj ağacı olarak kullanmak pek doğru olmaz. Göknar ve ladinlerde nemli ortamları severler ve kuraklığa tahammülleri yoktur. Ardıç ve mazıları kullanabilirsiniz.
Aşağıda bir liste yaptım;
*Juniperus squamata "Blue star" resim için bakınız http://www.geocities.com/mmelinda_211/jsqbluestar01.jpg
*Pinus mugo (Dağ çamı) resim http://courses.washington.edu/ehuf331/Photos/Pinus_mugo_2_kbComp.jpg
*Thuja orientalis ''Compacta Aurea Nana'' http://www.klivia.com/Images/okrasne/ihlicnany/thuja/thuja_orientalis_compacta_aurea_nana.jpg
* Picea pungens "Hoopsii" http://www.richsfoxwillowpines.com/Web%20Albums/Foxwillow%20Pines%20Photos%20Picea/slides/Picea%20pungens%20Hoopsii.jpg
* Juniperus communis ''Hibernica'' http://www.szkolkaciak.republika.pl/hibernicagrunt.jpg
* Juniperus chinensis "Pfitzeriana Aurea" http://www.thuja.cz/pic/big/11.jpg
Yukarıda yazılan kültivarlar soğuğa ve kurak koşullara oldukça dayanıklı dekoratif ağaç ve çalılardır.
Teşekkür ederim.
Bu bilgi ve resimler şimdilik ihtiyacımı görüyor sanırım. Sayenizde dersimizi çalışmış olduk.
ceratonia
04-12-2006, 22:33
ufukeles'e sedir tavsiye edebilirim
Uyarılarınızı takip ediyorum.Hızla cevap bekliyorum teşekkürler
Mine Pakkaner
06-12-2006, 22:05
Flyakan,
Bitki koruma uzmanı Sayın Fmt79 ağaçkurtları ile ilgili 4 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=41050&postcount=4) nolu mesajda bilgi vermişti. Bu bilgiler size yardımcı olacaktır.
Mahmut Leventoğlu
20-12-2006, 08:41
EUROPGAP SERTİFİKASI hakkında detaylı bilgi varmı? Nasıl alınır,nerelere müracaat edilir. Biliyorum çok kapsamlı bir konu fakat üreticiler için de önemli bir konu.Bu konuda bilgi rica ediyorum.
Mine Pakkaner
20-12-2006, 10:38
Oo, en sevdiğim konular :)
Bu belgeyi alabilmek için üretici öncelikle bir sertifikasyon kuruluşu ile anlaşacak (pazarlık yapıp farklı kuruluşlardan teklif istenmeli). Daha sonra sertifikasyon için gerekli kriterleri sağlayacak,üretimi buna göre yapacak, her aşama belgelenecek, standartlara uygun olacak, kontrolörlerce denetlenecek, bundan sonra belgesini alacak.
Ancak, sertifikasyon kuruluşları çiftçiye bu sistemi kurarken danışmanlık yapmaz ve Europgap'e uygun üretimi nasıl yapacağını, sistemi nasıl kuracağını anlatmaz, zaten yaparsa etik olmaz. O zaman denetleme görevi sağlıklı yapılamaz.
Burada çiftçi Europgap'e uygun üretim tekniklerini bilen bir danışmanla çalışacak, işi öğrenecek veya kendi başına yapmaya çalışacaktır. Europgap bir iyi tarım uygulaması türüdür.
Her ürün için farklı kriterlere dikkat edilir, hayvancılıktaki iyi tarım uygulamalarıyla bitki yetiştiriciliğindekiler doğal olarak farklıdır. Hatta bitki yetiştiriciliğindekiler de tarla ziraatinde başka, bahçe ziraatindekiler başka, örtü altında başka, mantarda başka, kesme çiçekte, saksı bitkisinde başka başkadır. Tekniğe uygun sıfırdan bahçe tesis etmek başka, var olan bir sisteme uygulamayı giydirmek ise başkadır.Bu yüzden sistemeuygun yetiştiricilik yapmayı bilen uzmanlarla çalışmak gerekir. Bir kere işin tekniği ve prosedür öğrenildi mi gerisi kendiliğinden gelir.
Kısaca resmi olarak başvurulacak yer yetkili, akredite sertifikasyon kuruluşudur. Bunun dışında bir de, sadece sistem kurmak için değil, sisteme uygun yetiştiricilik yapmak için uzman danışmanla çalışılır.
Mahmut Leventoğlu
20-12-2006, 11:06
Çok teşekkürler Mine hanım. :)) Bu gün TRT de bununla ilgili İzmir e bağlı Sarılar köyündeki çalışmalar anlatılıyordu. Onlarıda takip ederek bir sonuca vardım sanırım. Bu konuda konuştuğumuz arkadaşları daha da bilinçli yönlendirebileceğim.
Ne yazıkki Eğirdir bölgesinde Elma Üreticilerinin bu tarz bir çalışması yok ve 2 yıldır Elmaları yurt dışından geri geliyor. Ayrıca aynı şekilde Akşehirde ki Kiraz ve Vişne üreticilerininde sıkıntıları var. Çok kapsamlı bir konu.
Tekrar teşekkür ederim.
Benim bir sorum var. Aldığım fesleğen,nane,kekik,maydonoz tohumlarını bu ay dikmem gerektiği yazıyor ben bu tohumları büyük marketlerde satılan sitenizde de görmüştüm şu küçük kartonumsu saksılara diksem olabilir mi? Ve de fideleri ana saksıya bu küçük saksılarla geçirsem bu bitkiler yeneceğinden bir problem yaratır mı? Teşekkür ediyorum
Mine Pakkaner
14-01-2007, 00:28
Jiffy saksılara ekmenizde hiç bir sakınca yok. Onları toprağa doğrudan ana saksıya da geçirebilirsiniz. http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2661&page=2
başlığını okursanız çok faydalanırsınız.
Çok teşekkür ediyorum Mine Hanım hemen okuyacağım.
Mahmut Leventoğlu
16-01-2007, 10:36
Elimde bir miktar çatıdan toplanmış GÜVERCİN GÜBRESİ var . Ne gibi işlemlerden sonra kullanmalıyım ?
Merhaba Mine Hanım, öncelikle çok teşekkür ederim.
İki sorum olacak;
Birincisi nar ağacımız ile ilgili. İzmir Çeşme'deki
bahçemizde biri ekşi ve biri tatlı olmak
üzere iki nar ağacımız var. Meyvelerini
Ekim ayında topladık. Fakat, tatlı olan
narlar tamamen sağlam çıkmasına
rağmen, ekşi narların hepsi de
kestiğimizde çürümüş çıktı. bunun
nedeni nedir ve nasıl önleyebiliriz?
Diğer sorum şu: bahçemizdeki zeytin
ağaçlarının zeytinlerini ekim
ayında topluyoruz fakat birkaç yıldır
tüm zeytinleri kurtlu çıkıyor. Nedeni
dallarının sık olması olabilirmi?
Seyreltmemiz işe yarar mı? bu konuda da
görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim,iyi çalışmalar.
Sevgili kmozt sorunuza cevap alana kadar kendinizi Yeni gelen arkadaşlar (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2595) başlığında tanıtırsanız seviniriz.
Mine Hanım sorunuzu görünce cevaplayacaktır.:)
Mine Pakkaner
16-01-2007, 17:02
Kmzot hoşgeldiniz.
Narda meyve çürüklüklerine mantari hastalık etmenleri neden olmakta. Meyve kabuğu, dal ve yapraklar ne durumda bunlar da bilinmeli. Daha sonra ilaçlama yapılmalı.
Zeytinde kurtlanmanın sebebi de zeytin sineği veya zeytin güvesi larvaları. Bunun da seyreltme ile düzelmesine imkan yok. Uygun bir ilaçlama programı yapılması gerekir.
Sayın Kmzot hastalık ve zararlı ile ilgili sorularınızı cevabı bütün üyelerimizin görebilmesi için
http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=54 başlığında sormanızı rica ederiz.
Selamlar.
Mine Pakkaner
16-01-2007, 17:04
Elimde bir miktar çatıdan toplanmış GÜVERCİN GÜBRESİ var . Ne gibi işlemlerden sonra kullanmalıyım ?
Mahmut Bey kanatlı gübreleri çok kuvvetli ve bitkiyi yakabiliyor. Bu yüzden iyice kompostlaşması gerekir ya da şerbet yaparak kullanınız. Bunun için de elinizdeki gübreyi su dolu bir kovaya ıslatınız ve gübreli suyu tekrar suyla seyrelterek kullanınız.
Mahmut Leventoğlu
16-01-2007, 17:40
Teşekkür ederim Mine Hanım :)
cevabınız için teşekkür ederim
Ortancaları dalından alacağınız çelikle üretmek mümkün. Aslında üretim yöntemi de bu :)
Geçen çiçekleri kesip uzaklaştırmanız doğru ve sağlıklı bir yöntem.
Aslında ortancanızın gerçek rengi pembe. Pembe ortancanın rengini toprak asitliği ile kontrol edebilirsiniz. Sizin ortancanızın pembeye dönmesi toprağın alkalileştiğini gösterir. Yani kireçli su kullanıyorsunuz. Toprağınız da kireçli . Koyu pembe bir renk için süper fosfat kullanın.
Tekar mavileşsin istiyorsanız asitliği arttırmak gerek. Toprak asitliğini 5-5.5 noktalarına çekerseniz güzel bir mavi elde edersiniz. Bir de aktardan alacağınız karaboya yani demirsülfatı 1 tepeleme çay kaşığı 1 lt suya oranında, çiçeklenme zamanı her 2 sulamada bir sulamada kullanırsanız tekrar mavi çiçek elde edersiniz. Bu ayrıca ortancalarda sık sık görülen yaprak sararmalarının da çaresidir.
merhaba Mine Hanım,
Balkonumdaki ortancaları bu yaz çoğaltmak istiyorum, araştırırken bu eski mesajınızı buldum.
Peki bu çelik yönteminde ortancalar için doğru zaman ne zaman acaba? KIşın olmayacağını tahmin ediyorum ama hem Adana'da olduğumdan hem havalar malum çok iyi gittiğinden önlemimi alıp doğru vakti şimdiden öğreneyim diyorum, geç kalmayayım.
Bu arada ben de, çelik yöntemi tam olarak nasıl yapılıyor onu araştırayım :)
Teşekkürler :)
Mine Pakkaner
18-01-2007, 22:23
Mehmet Bey ortancayı mart ayı gibi çeliklerseniz sıkıntınız olmaz. Ancak dediğiniz gibi hava çok yumuşak gidiyor, şimdi çelik alıp deneseniz bir şey kaybetmezsiniz, yalnız ılık ve nemli tutmayı unutmayın. %70 perlit ve % 30 torfla bir saksı harcı alıp çeliklerinizi buraya dikin. Üzerini de naylonla veya ters çevirdiğiniz pet şişe ile kapayın ki nemi korusun. Köklenme için ihtiyaç duyulan sıcaklık 21-23 derece civarındadır.
Aslında sonbaharda o senenin tek yıllık odunlaşmamış sürgünlerinden alacağınız tepe çeliğinin köklenmesi kolay olur. Şu anda alacağınız çelik daha odunlaşmış bir sürgünden olacak :)
Çelik alma konusu ise açelya, gül ve sardunyada resimlerle izah edilmişti oradan bakabilirsiniz.
Kolay gelsin. :)
Çok teşekkürler, hem şimdi hem mart ayında denemeler yaparım.Şimdi yapacağımda neyi yanlış yaptığımı da görme şansım olur belki, Mart denemeleri daha iyi olur :)
Çelik konusundakiş arşivlere bakacağım, tekrar teşekkürler :)
Merhaba
Dergideki Kalikantos'la ilgili yazıyı büyük bir zevkle okudum.Babam, rahmetli, bir gün bir fidan getirip bahçeye dikmişti.
Bu ne baba dediğimde , Kalikantos demişti.
O fidan şimdi en azından 40-45 yaşında bir ağaç oldu ama maalesef biz o evden ve o ağaçtan ayrılmak zorunda kaldık.
Yıllarca aradım, hiçbir yerde bulamadım.
Seralarda adını dahi bilmiyorlardı.
Geçen yıl, eski evimizin bahçesinden, babamın o güzelim ağacının dibinden sürgün aldım birkaç tane, onları çeşitli yerlere diktim.
Sadece bir tanesi yaşıyor.
Dergide Kalikantosun soğuğa çok dayanıklı olduğu belirtiliyor.
Acaba sıcağa da dayanır mı?
Yaşayan tek fidan, İstanbul Küçüksu'da ve diğer ağaçların olduğu nispeten gölge bir yerde.
Kuruyanları ise Tekirdağ Barbaros'ta devamlı güneş gören bir yere dikmiştim.
Şimdi bu yaşayan fidanımı Barbaros'a götürmek istiyorum ama kaybetmekten korkuyorum.
Ne yapmalıyım, lutfen yardım.
Teşekkürler, şimdiden.
Mine Pakkaner
24-01-2007, 18:27
Mahir Bey, Barbaros'taki bitkilerinizin tümü öldüğüne göre bence aynı noktada ısrarcı olmayın. Nispeten gölge bir yeriniz yok mu acaba?
Mahir Bey, Barbaros'taki bitkilerinizin tümü öldüğüne göre bence aynı noktada ısrarcı olmayın. Nispeten gölge bir yeriniz yok mu acaba?
Olabilir.
Bir Karayemiş, bir Ihlamur ve bir Dişbudak ağacının birbirine yakın olduğu köşem var.
Bunların arasına dikebilirim.
Asıl merak ettiğim, kurumalarının sebebi acaba güneş(sıcak) mıydı yoksa köklenecek ortamı mı bulamadılar.?
Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
İlginiz için teşekkürler.
Denersem sonucu bildiririm.
Mine Pakkaner
24-01-2007, 21:30
Köklenecek ortam mı bulamadılar sorunuzu uzaktan ve alan hakkında birşey bilmeden cevaplamak çok güç takdir edersiniz.
Siz uygun bir yerde güzel bir toprak hazırlığı yapıp fidanınızı dikerseniz bu sorunu ortadan kaldırmış olursunuz.
Fidanınızı dikerken, dikim çukurunu hazırlarken fotoğraflayıp bize de gösterin olmaz mı? :)
Köklenecek ortam mı bulamadılar sorunuzu uzaktan ve alan hakkında birşey bilmeden cevaplamak çok güç takdir edersiniz.
Siz uygun bir yerde güzel bir toprak hazırlığı yapıp fidanınızı dikerseniz bu sorunu ortadan kaldırmış olursunuz.
Fidanınızı dikerken, dikim çukurunu hazırlarken fotoğraflayıp bize de gösterin olmaz mı? :)
İnşallah.
Böyle dostlara can kurban.:)
Merhaba
Köklendirici için bir zirai ilaç bayiine uğradım. Bayide içinde IBA olan ve ismi galiba M harfiyle başlayan bir tohum paketi gibi toz gösterdi.Ancak son kullanma tarihi 6 ay geçmiş ve 2004 üretimiydi.Bende başka bayiden Koruma Tonik isimli Stimulant( bitki düzenleyici ) yazan bir plastik şişede 250ml lik sıvı aldım.Aldığım koruma Tonik litrede 1gr sodium penta-nitroguaiacolate , 2 gr sodium ortho- nitrophenolate ve 3 gr sodium para- nitrophenolate içeriyor. Ancak daha önce forumda da bahsedilen IBA içeriğinde yok. Acaba tarihi geçik olmasına rağmen diğer paketi mi alsaydım . Yoksa pasiflora çeliklerini bununla köklendirebilir miyim?
Mine Pakkaner
26-01-2007, 17:29
Ahmet Bey, süresi geçen hormonu almamakla iyi yapmışsınız. Tonikler köklenmeye yardımcı olur ama köklendirme hormonu değildir. Yani onunla aynı işi görmez. Çelikleri tonikte bekletin, sonra dikin. Otsuları 5 dakika, yarı odunsu ve odunsuları 20-25 dakika bekletin.
Mahmut Leventoğlu
30-01-2007, 11:41
Mine hanım arkadaşımız ve üyemiz Müge hanım Küstüm çiçeği arıyor. Ben de bilgi alabilmesi için sizi önerdim.Tv çekimi için kullanacaklarmış. :))
Mine Pakkaner
30-01-2007, 17:31
Mahmut Bey merhaba,
Müge hanım'la bağlantı kurduğumuzda Sevgili Klimanjaro'da yanımdaydı. (Malum hala Bursa'dayım.) Hemen İzmir Bayındır'da fidancılık yapan bir sınıf arkadaşını aradı. Haber bekliyoruz, bu mevsimde de pek bulunmaz, bakalım tohum almak için filan ayrılmış, serada kenarda köşede kalmış birkaç saksı bulunur mu?
Mahmut Leventoğlu
31-01-2007, 20:57
Teşekkürler Mine Hanım . İyiki varsınız. Acaba HIZIR Mine mi demeliyiz ? :))
Selahattin Yılmaz
31-01-2007, 21:46
Maalesef tüm Bayındır'ı seferber ettik ama bulamadık. Yine de sağa sola haber verdik haber gelirse bir kaç gün içerisinde sizlerle irtibata geçeriz...
Ferda Ülkümen
01-02-2007, 18:04
Küstüm çiçeğinin yeni yetiştirilen fidelerini geçen yaz Topçular-Yalova arasındakı fidanlıklarda ve koruköydeki seralarda görmüştüm.Bu mevsimde bulunurmu bilmiyorum?
Mine hanım öğrenmek istediğim iki şey var:
1. Resimdeki Ficus benjamin Starlight'ın (iç mekanda) ışık isteği nasıldır? İç mekanda üzerine gelen güneş ışığını sever mi, ister mi?
2. Toprak karışımı hazırlarken kullanılmasını önerdiğiniz "biofarm humus" resimdeki mi?
Mine Pakkaner
03-02-2007, 09:27
Merhaba Kagan Bey.
1. Starlight sabah güneşini sever, ama bu 1-2 saatten fazla olursa yapraklarının güzel alacalı renginin bozulmasına sebep olur.
2. Evet önerdiğim marka ve logosu bu.
Sergüzen
04-02-2007, 21:29
Mine Hanım merhaba
ağaçlar.net in yeni üyelerindenim. Kendimi daha önce tanıttım.
Bursa/Nilüfer hobi bahçelerinden bir bahçe kiraladım ve bu bahçeyi bahara yetiştirmeğe çalışıyorum.Toprak analizleri için YSE(eski) numune verdim.Bu arada leonardit ve humik asitlerin fiatlarını internette bulamadım.Bahçeme bunlardan kullanmak istiyorum.
Bunların fiatları konusunda (siz daha önce mutlaka kullanmışsınızdır) ve kullanım teknikleri (leonardit mi-Humikasitmi?) konusunda kısa bilgi verirseniz memnun olurum.
Selamlar
Mine Pakkaner
04-02-2007, 22:13
Eyüp Bey, yakın zamanda almadığım için fiyatları bilmiyorum.
Bahçeye birşey vermeden önce analiz sonuçlarını bekleyin. Leonardit ve humik asit ile ilgili sitede daha önce bilgi verdik. Bursa'daki üyelerimizden Klimanjaro ile mutlaka tanışın. Selahattin Bey Hürriyet'deki Tarım Meslek Lisesi'nde görevli bir öğretmen ziraat mühendisi. Son derece paylaşımcı ve pratik bilgi donanımlı. Mutlaka uğrayın tanışın. Bursa'da geçen hafta çalıştım, gerekli zirai malzemeyi sağlamamda yine Selahattin Bey yardımcı oldu. Sizi en uygun malzemeyi en uygun fiyata almanız konusunda da yönlendirir.
Selamlar
Selahattin Yılmaz
04-02-2007, 22:30
Sanırım sevgili eyüp1, forumdaki leonardit ve humik asit tartışmalarınızdan etkilenmişsiniz ve bu biraz da sizde bu maddelerin kullanımına yönelik heyecan yaratmış. Ancak bu tür maddelerin kullanımında Mine hanımında dediği gibi toprak analizinizin sonuçlarına göre kullanımda bir çözüm önerisi getirmek en akıllısı olacaktır. Bütün bunlarla birlikte yetiştiriciliğini yapacağınız bitkilerin seçiminde bu maddelerin tercihi de önemlidir.
Evet sayın eyüp1, eğer okula uğrarsanız hem bir çayımızı istersiniz hemde elimizden gelen yardımı size yapabilirim.
Sergüzen
04-02-2007, 22:54
Mine Hanım cevabınız için teşekkür ederim.
Selamlar
Sergüzen
04-02-2007, 22:55
Selahattin Bey ilginize teşekkür ederim.En yakında sizi ziyaret edeceğim ve bilgilerinizden faydalanacağım.
Selamlar
sevgili mine hanım,bahçemde üç yılda boyu altı metreyi bulan bir sögüt ağacım var.gövdesinden beyaz zamk gibi sıvılar çıkmaya başladı,neden oluyor ne yapabilirim
Selahattin Yılmaz
04-02-2007, 23:36
Açelya Hanım, söğüt ağacınızın kökleri evinizin atık su giderlerine ulaşmış olmasın...
Merhabalar.
Forumda aradım bulamadım.
Pitosporum, kaç yaşında çiçek açar?
Mine Pakkaner
05-02-2007, 23:39
Mahir Bey,
2-3 yaşındaki fidanlar çiçek açmaktalar. Boylusu da, bodur'u da aynıdır.
Mahir Bey,
2-3 yaşındaki fidanlar çiçek açmaktalar. Boylusu da, bodur'u da aynıdır.
:( :( :(
Benimkiler en az 5-6 yaşında, hala ses yok.
Sakın kısır olmasınlar.:dilli:
Halbuki çiçekleri de ne güzel kokar, açacaklar diye bekliyorum. Ühüüü! ühü!
tambulubu
06-02-2007, 14:14
Mine hanım iki sorum olacak yardımcı olursanız çok sevinirim.
* şubat başında(2-3 gün önce) 2 şimşir(buxus sempervirens) fidanı aldım. aldığımda açıktaydılar ve toprakları taş gibi donmuştu.
onları kapalı balkonumda, camı açarak saklıyorum(ankaradayım ama balkon kapalı olduğu için gece sıfırn altına indiğini sanmıyorum).
toprakları çözüldü ve çok nemli, kurumuyorda. pek sağlıklı görünmüyorlar, kuru yaprakları var. öleceklerinden korkuyorum.
internetten öğrendiğim kadarıyla şubat sonunda budayıp saksılarını değiştireceğim ama şubat sonuna kadar dayanmaları için yapabileceğim fazladan birşey var mı?
* birde yine 2 gün önce(4 şubat) evde yetiştirmek için yosun toplamıştım. onları aldığım gibi torflu toprağın üzerine yerleştirdim ve toprağı tam nemli tutuyorum.
fakat yeşil kalmalarına rağmen aynen koyduğum gibi, hiçbir değişikliğe uğramadan duruyorlar. acaba bu normalmi? ben çoğalıp yayılmalarını istiyordum.
Mine Pakkaner
06-02-2007, 16:06
Tambulu şimşiriniz için şu anda beklemekten başka yapacağınız birşey yok. Bekleyip takip edelim.
Yosunu yaşatmak ve üretmek çok kolay değil. Uygun nem, ışık ve ısıyı sağlamanız gerek. Özellikle nem çok önemli. Saksınızı bir naylon poşetle kapatın ki nemi muhafaza etsin. Ancak havalandırmayı ihmal etmeyin.
Sayın Pakkaner yine bir hata yaptım.Begonvilli.Saksıya alırken ,kökleri epey hırpalandı.Ben senelerimi vermiştim büyütmek ve şekil vermek için.Begonvilin köklerinin çok hassas olduğu tutma imkanının olmadığını söylüyorlar.üerine naylon torba geçirdim .Sizin tavsiyelerinizi bekliyorum.Ağustosa kadar yeşilliğini muhafaza edersek,yeni kökler salıp yaşama şansı var derler.Birde limonlara çare.Yeni konu olarak açmıştım.
Mine Pakkaner
13-02-2007, 12:08
Begonvilin kök yapısı çok hassastır. Çok hırpalanınca gerçekten tutması zordur,hatta hiç tutmadığı da vaki. Benim düzenleme yaparken begonvilya diken işçilerim bile ayrı. Eğer kökü dağıtırsanız tutmuyor çünkü. Şu anda bekleyip görmekten başka şansınız yok. Bir de kök geliştirici tonik uygulayın, Ziraai malzemecilerde bulursunuz. Atonik, Supertonik vs. gibi. Örtü altında tutmaya devam edin. Gelişmeleri dinlemek isteriz.
Tşekkür ederim sayın pakkaner Herşey de sorulmuyorki,bahçeye kaçtane diktim.Söküp başka yere tekrar diktim.Burdaki sorun büyük saksıdan küçük saksıya dikmek.Bahsettiğiniz kök kuvvetlendiricimi acaba?Köklendiricileri dikili ağaca verme imkanı varmı? Herşeye rağmen ben tavsiyenize uyarak atonik alacağım.
Mine Pakkaner
13-02-2007, 20:12
Atonik bir bitki gelişme düzenleyici. Kökten de yapraktan da alınıyor. Yeni kök oluşumunu da teşvik ediyor. Etiket bilgisine göre topraktan uygulayınız.
Tavsiyenize uyaraken kısa zamanda atonik uygulayacağım.Bir de şu içi sırlı saksıya açıklık getirsek.Plastik saksılarda içi sırlı gibi ve de her türlü bitki yetişiyor.Çiçek toprağı ,saksı duvarına yapışmaz da kenarları açılır diye mi sakıncalı,anlıyamadım !.
Mine Pakkaner
15-02-2007, 18:38
Plastik saksıda bitki yetiştirmenin hiç bir sakıncası yok.
Plastik saksıda bitki yetiştirmenin hiç bir sakıncası yok.
Sayın memet ve Ali bey.Sırlı saksı kullanmıya karşı çıkmışlardı da .Plastık saksı olurda sırlı saksı olmazmı -diye sormak istemiştim.-A tonik yerine megatonik verdiler.İkiside aynı herhalde.Orkide ki hataya düşmemek için tekrar sorayım dedim.Talimatında ölçü olarak 100 litre suya 25 cc gibi bir ifade kullanmış.Sizce 5 litre suya bir tatlıkaşığı kadar yeterlimi ? Büyük miktarda su kullanmıyacağımız aşikar.
lerdemir
16-02-2007, 10:31
Mine Hn,
Ev içindeki kapalı ortamlarda yetiştirilen ve çiçek açan meyve ve sebzelerin çiçeklenme sonrasında meyveye/sebzeye dönmeleri için tozlaşma gereksinimini aşağıdaki gibi çözmek mümkün müdür? Tam olarak neyi nasıl yapmak gerekir uygun tozlaşma için?
Son mesajdaki son ifade bizi ve konuyu ister istemez bu başlığa yönlendirdi :o
Saygılarımla.
Ben gerçekten dediğim gibi suni rüzgar yapıp sonucunu aldım:rolleyes:
Bitkinin tozlaşması lazım. Evde rüzgaz da sinek de olmayınca bu iş bana kaldı.
Yine de başka sebebi olabilir tabi. Bir bilene sormak lazım;)
dulantes,
Gerçekten böyle bir çözüm var mı, yoksa sadece bir şaka mı? :confused:
Neden bu kadar merak ettiğime gelince; ben bütün yaz balkonumda duran Kıbrıs Limonumu kış ilk bastırdığında içeri aldım ve oda sıcaklığında onlarca çiçek açtı ve fakat hiçbiri meyveye dönüşmedi.
Teşekkürlerimle...
Benim biberlerim de başta böyleydi.
Sanırım tozlaşamadıkları için meyva oluşmuyor.
Ben evde suni rüzgar oluşturarak çözüm buldum buna:rolleyes:
Selahattin Yılmaz
16-02-2007, 14:46
Her ne kadar soru Mine Hanıma yönelse de muhatap bilenler olduğu için cevap yazmayı uygun gördüm.
Öncelikle şunu söylemeliyimki döllenmede esas rüzgar değildir, hatta böcekte değildir. Bitkilerin döllenmesinde esas çiçek yapılarıdır.
Bu anlamda sadece sebzelerin değil tüm bitkilerin çiçek yapıları farklıdır.
Bitkilerde çiçekler yapıları:
Erkek ve dişi ayrı ayrı bitkilerde olanlar olanlar (İncir, anason, kenevir vs.)
Erkek ve dişi çiçekler aynı bitki üzerinde fakat ayrı ayrı yerlerde buylunanlar (Salatalık, kabak, ceviz vs.)
Erkek ve dişi çiçek aynı bitki üzerinde ve aynı yan yana olanlar (domates, biber, patlıcan, elma, şeftali vs.)
Bu son şık ise kendi arasında alt birimlere ayrılıyor.
Dişicik tepesi uzun, erkek organ kısa olan çiçekler
Dişicik tepesi ile erkek organ aynı hizada olan çiçekler
Dişicik tepesi erkek organdan daha kısa çiçekler
yine işte bu ilk madde haricinde bu son üç maddenin son ikisinde bitkiyi sallama, rüzgar etkisi yapma, işe yarayacak yöntemlerdir yani burada bahsedilen yöntemin karşılığıdır.
Kısaca diyeceğim şudur ki eğer çiçeği tanırsanız kendiniz elle bir bu işi yapabilirsiniz. Zaten bitkilerde hibrit tohum ıslah bilgisi yanında bu şekilde bitkileri el ile döllendirme yoluyla elde edilmesine dayanır.
Mine Pakkaner
16-02-2007, 17:20
Sayın memet ve Ali bey.Sırlı saksı kullanmıya karşı çıkmışlardı da .Plastık saksı olurda sırlı saksı olmazmı -diye sormak istemiştim.-A tonik yerine megatonik verdiler.İkiside aynı herhalde.Orkide ki hataya düşmemek için tekrar sorayım dedim.Talimatında ölçü olarak 100 litre suya 25 cc gibi bir ifade kullanmış.Sizce 5 litre suya bir tatlıkaşığı kadar yeterlimi ? Büyük miktarda su kullanmıyacağımız aşikar.
Plastik saksı bonsaide uygun olmayabilir. Sebebi de çabuk ısındığı için toprak nemini çabuk kaybeder. Bu yüzden toprak veya sermanik saksı daha kullanışlı olur diye düşünüyorum. Bir de plastik saksı zaten çok hafif, bonsai saksısı da küçük. Çoğu zaman malum bitki saksıdan büyük, bu yüzden denge de sağlamayabilir. Bana bu nedenlerle karşı çıkıyorsa çok makul gelir.
Megatonik kullanabilirsiniz. Çay kaşığı yerine eczaneden basit bir küçük enjektör almanızı öneririm. 5 lt su için 1,25 cc toniği enjektöre çekip suya katınız.
Mine Pakkaner
16-02-2007, 17:22
Her ne kadar soru Mine Hanıma yönelse de muhatap bilenler olduğu için cevap yazmayı uygun gördüm...
Teşekkürler Selahattin Bey, yokluğumda beni aratmadığınız için, her soruya cevap verebilirsiniz. ;)
Enşektör hiç aklıma gelmemişti.Teşekkürler mine hanım.
mustafakazar
17-02-2007, 09:31
Mine Hn,
Anıt ağaçlar bölümünde sorabileceğim bir alan yoktu veya ben bulamadım Fotoğraftaki bu ağacın cinsi,yaşı ve nereden yetiştiği hk. bir bilgiyi nasıl edineblirim.
Mine Pakkaner
17-02-2007, 19:10
Mustafa Bey sorunuzu http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=76277#post76277 başlığına kopyaladım. Bakalım istediğiniz bilgiyi bulabilecek miyiz?
muratdnr
20-02-2007, 22:33
mine hn,
3 dönüm büyüklüğünde bi tarla da fıstık çamı yetiştirmek istiyorum.Ekim öncesi ve tohum çıkış sonrası tarla da hangi ilaçlar ile yabancı ot mücadelesi yapmalıyım,her tohum arası ne kadar mesafe de olmalı(0-2 de tüplere alıcam),sulama sistemi nasıl olmalı?
Toprak analizi için tarım ilçeye başvurdum, sadece köyler için analzi yaptırıyolarmış.Özel olrak yaptırabilceğm bir yer varmı ?
teşekkürler.
Mine Pakkaner
21-02-2007, 00:06
Murat Bey, bu çok geniş kapsamlı sorunuzu parçalara bölüp,örneğin yabancı ot kısmını hastalık ve zararlı bölümüne, tohumu üretim tekniklerine gibi sorsanız.
Ben de burada analiz sorunuz için bir adres vereyim
www.laben.com.tr
Laben bakanlıktan akredite bir kuruluş. Örneği alıp anlaşmalı kargoya indirimli fiyattan veriyorsunuz bir hafta geçmeden analiz sonucunuz e-posta, faks ve nihayetinde posta adresinize gübreleme tavsiyesi ile birlikte geliyor. Ben kendilerine toprak ve yaprak analizi yaptırdım, memnun kaldım.
muratdnr
21-02-2007, 00:14
teşekkürler
lerdemir
21-02-2007, 13:30
Mine Hn ve/veya Klimanjaro,
Bana dair bir gelişme var mı acaba? :rolleyes:
lerdemir
22-02-2007, 12:16
Mine Hn,
Limondan ayrı olarak, yaseminden çelikleri bu zamanlarda (bugünlerde) alalım mı, yoksa bekleyelim mi biraz daha? Zira, buradan (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=736&page=5) alıntıladığım üzere Mart'ta alalım demiştiniz, ancak mevsim farklı seyretmekte.
Bir de uzman bir üyemizi rehberlik yapması ricası ile bulunduğu yerden alsam da, Tarabya taraflarındaki şu özel yasemine beraber gitsek de, bilinçli bir çelik alsak da, köklendirme şansımız artsa mı ki ne dersiniz? ;)
Mart ayında alınız.
Bende bir bilene sorayım bir de ondan fikrini alayım dedim.:o
Sayın Mine Pakkaner hanım,
bu konuda çok fikrim belki de bilgim var ancak çok çaresizim. Sorunum pamukçuklar sorum ise en sistematik vede "kısmen" kesin çözüm bu nebatat düşmanlarında neyi tavsiye edeceğinizdir. Sayın fmt79 buralarda olsa onun fikrini de almak isterdim. malum elimdeki miktar düşünülünce %70 bir i-Prop-OH çözeltisi bir elimde diğerinde suluboya fırçası ile artık kontrol edemiyorum sulama suyuna koyacağım vede bitkinin özsuyuna geçecek bir sistematik insecticide, sizin tavsiyeniz hangisi. sorunlu bitkilerim phalaenopsis ordan Heliconialarıma vede sterlizia larıma sarmış durumda. şimdilik etoburlar vakur duruyorlar.:D elimde bir dizi zirai ilaç var ancak ayda bir yine kıyıda kalmış bir meredin populasyonunu gözümden kaçarcasına artırması sinirlerimi geriyor. şu etapda çökertme korkumdan tam bir kaplayıcı ilaçlama yoluna da gidemiyorum.
bu haşarat kısmende diğer eski bildik insecticidelere de resistent görünüyorlar. bir tek alkola diretemiyorlar.
akıl vermek kolay ama forum da görsün ki çok şey bilip yazanlardan olan benim dahi sorunlarım oluyor.
yardımlarınızı bekliyorum. biliyorum bu konu forumun binbir yerinde geçmiş, sorulmuş, cevaplanmış, ancak ben yinede burdan doğrudan bir bilene sormak istedim "tekrardan"
şimdiden teşekkürler
saygılar
Mine Pakkaner
22-02-2007, 23:19
...
**** Acetamiprid, yaprak bitlerine karşı kullanılan sistemik bir insektisittir. Bitkiye sulama suyu ile verilse bile bitki tarafından alınıp en üst noktalara kadar taşınır. Sulama suyundaki insektisit uç sürgündeki yaprak bitini öldürür...
Sayın Praecox,
Fmt79 'un bu yazısında sulama suyu ile verebilmek için sistemik insektisit olarak Acetamiprid' den bahsediliyor. Ayrıca Imidacloprid etkili maddesi de bu zararlıyı güzel kontrol altında tutuyor, sulama suyu ile kullanılabiliyor.
Umarım bu bilgiler işinize yarar, güzelim bitkileriniz bu zorlu zararlıdan kurtulur. Orkideler yazlık yağa karşı hassas mı acaba? Denediniz mi, fitotoksite yapıyor mu? Malum, güzel bir kaplama ile iyi sonuç veriyor.
Mine Pakkaner
22-02-2007, 23:34
Mine Hn,
Limondan ayrı olarak, yaseminden çelikleri bu zamanlarda (bugünlerde) alalım mı, yoksa bekleyelim mi biraz daha? Zira, buradan (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=736&page=5) alıntıladığım üzere Mart'ta alalım demiştiniz, ancak mevsim farklı seyretmekte.
Bir de uzman bir üyemizi rehberlik yapması ricası ile bulunduğu yerden alsam da, Tarabya taraflarındaki şu özel yasemine beraber gitsek de, bilinçli bir çelik alsak da, köklendirme şansımız artsa mı ki ne dersiniz? ;)
Mart geldi sayılır haklısınız :) Ama ben yine de biraz sıcakları beklemenizi öneririm. Şubat sonu mart başı ne olacağı bilinmez.
Elbette ki tecrübeli, eli yeşil bir üyemizden yardım alırsanız bu çok güzel olur. :)
lerdemir
23-02-2007, 08:36
Peki Mine Hn,
Mart'ın muhtemel soğuklarının atlatılması için biraz daha bekleyeceğim.
Peki bu arada; "tecrübeli, eli yeşil bir üye" aranıyor başlıklı bir de konu açsam şööyle uygun bir forum alt başlığına, nasıl güzel olur değil mi? ;)
Muhabbet kuşlarının altında biriken dışkılarını afrika menekşelerimizin saksısına koysak nasıl etkilenirler acaba..?.
Sayın Praecox,
Fmt79 'un bu yazısında sulama suyu ile verebilmek için sistemik insektisit olarak Acetamiprid' den bahsediliyor. Ayrıca Imidacloprid etkili maddesi de bu zararlıyı güzel kontrol altında tutuyor, sulama suyu ile kullanılabiliyor.
Umarım bu bilgiler işinize yarar, güzelim bitkileriniz bu zorlu zararlıdan kurtulur. Orkideler yazlık yağa karşı hassas mı acaba? Denediniz mi, fitotoksite yapıyor mu? Malum, güzel bir kaplama ile iyi sonuç veriyor.
Sayın Mine Pakkaner hanım,
Imıdacloprid "Provado" isimli zirai ilaçda var olduğunu biliyorum ancak malum Türkiye'de bulamıyorum. Acetamiprid ve imidacloprid aktif maddelerinden birini içeren vede Türkiye'de ruhsatlı ilaçların generik isimleri nedir, veya varmıdır?
Yazlık yağının Orchlarda vd. diğer "cins" bitkilerime uygulaması konusunu hiç duymadım okumadım ama birini feda eder denerim.
saygılarımla
Ferda Ülkümen
25-02-2007, 22:29
Mine hanım;
Güneyde bol miktarda kullanılan bir yer örtücü var,küçük beyaz çiçekler açıyor.Ben adını Libya çimi olarak biliyorum.seneler önce getirip,bahçenin bir köşesine dikmiştim.Geçen yıl daha geniş alana ekmek için tohumunu aradım,İstanbulda tanınmıyor.Büyük bir alanı çelikleyerek çoğalttım çok zor oldu .Bu bitkinin Latince ismini öğrenebilirmiyim?
Mine Pakkaner
25-02-2007, 22:59
Bu bir Lippia sp. (Ya da Phyla canescens)
Basıma, biçime, su altında kalmaya, susuzluğa son derece dayanıklı. ( Eskiden bahçeli müstakil bir evde oturuyordum ve bahçesine libya çimi dikmiştim.8,5 sene bana hizmet etti.1995 selinde sular ve 20 cm mil üzerini kapladı. Alttan çıktı yine bahçeyi sardı. Bırakıp 6 ay işe gittim, kimse sulamadı, geldiğimde yine beni bekliyordu. )
Yalnız çiçekleri arıları cezbediyor. Çiçekli olduğu dönemde yakınında biryerde kahvaltı ederken canınız sıkılabilir. Bunu çiçekte iken biçim sıklaştırarak önleyebilirsiniz, ancak derin ve sık biçimden çok hoşlanmıyor. Bir süre sonra toprak üzerinde attığı kollar hasırlaşma yapıyor. İki en fazla 3 senede bir üzerine malçlama yapmak iyi sonuç verir ve bu sıkıntıyı ortadan kaldırır.
Yol kenarları ve şevlerin yeşillendirilmesinde de çok kullanılır, erozyon önler.
Mine Pakkaner
26-02-2007, 11:24
Muhabbet kuşlarının altında biriken dışkılarını afrika menekşelerimizin saksısına koysak nasıl etkilenirler acaba..?.
Ben koymamanızı öneririm. İllaki koyacaksanız, biriktirip uzun süre açık havada bekletin, sonra suya koyun bu su ile çiçek sulayın, ancak deneme yapmanız gerek. Çünkü kanatlı gübreleri çok güçlüdür, bitkinizi yakabilir.
Salon bitkileri için olan bir besin kullanın.
Ferda Ülkümen
26-02-2007, 11:38
Demek bildiğim isim doğruymuş.Buralarda tohumu yok,yine çeliklemeye devam.senede 2 defa biçmek yetiyor.Girişte göz önünde olan arka bahçeye diktim,kahvaltıyı ön balkonda yapıyoruz.Şimdiye kadar sorun olmadı.
Ön tarafta yaprakları böbrek şeklinde bir yer örtücü kullanıyorum(Agropyron??) O da çok dayanıklı ve biçmek gerekmiyor.Bir de piyasada arapsaçı denen sarı çiçek açan yer örtücüm var.Klasik çimlere göre bunlar daha dayanıklı ve bakımı kolay.
Mine Pakkaner
26-02-2007, 11:43
Agropyron olamaz. Sakın Dicondra repens olmasın, yani fare kulağı? Gölgede çok başarılı, biçime dayanıklı, ancak basım ve kullanım performansı çim gibi değil.
http://www.american-lawns.com/art/dichondra.jpg
Arapsaçı diye bir yer örtücü bilmiyorum. Yöresel bir isim herhalde. Botanik ismini bilsek veya resmini görsek...
sukranayalp
26-02-2007, 12:00
Arapsaçı : Helxin (adını yanlış yazmadıysam) adlı bitkidir. Genelde iç mekan saksı bitkisi olarak yetiştirdiği gibi İstanbul-İzmir-antalya deniz kuşağında bahçelerde de rahatlıkla yetiştirilir.Yayılıcı ve sevimli görünümdedir. Görünümü dicondra'ya daha çok benzer, ama daha küçük yapraklıdır.Orta gölge şartlarda daha iyi gelişim göstermektedir.
Evet Helexine'i bende arapsaçı olarak çok duydum. Almanyada da bubikopf derler kafa gibi saksıların içine koydunuz mu berberlik de yapabilirsiniz. ancak gölge vede fazlaca nem ister diye biliyorum.
Mine Pakkaner
26-02-2007, 15:37
Şükran Hanım http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=46324&postcount=161 başlığına bakarsanız Helxine ile ilgili daha önce görüşmüştük. Helxine aşırı derecede nemli, gölge ve ılık ortamlarda yetişir. Biz serada üretim tavalarının altında yetişme ortamı sağlayabilmekteyiz. Hem üreticilik yaptığım, hem de çiçekçi dükkanı işlettiğim dönemlerde aşkın gözyaşları veya arapsaçı olarak bilinen bu bitkiyi iç mekanlar için bolca ürettim ve sattım.
Bunca senedir Akdeniz ve Ege'de iş yaparım hatta Akdeniz- Ege spesyalistiyim diyebilirim açıkta yer örtücü Helxine hiç kullanıldığını görmedim. Zaten buna imkan yoktur. Biz İzmir'de yazın gölgede bile 45 dereceyi görürüz, bırakın Antalya'yı.
Ferda Hanım'a gelince arapsaçı diye adlandırdığı yer örtücüsünden sarı çiçekli, klasik çimlere göre de daha dayanıklı bir yer örtücü diye bahsetmiş. Dolayısıyla bu Helxine olamaz.
Mina Hanım, aşağıda resmi görülen Helxine farklı bir tür müdür? Yoksa benim daha önce gördüklerim hiç meyve döneminde değil miydi?
http://green.reinyday.com/housep/nertera.jpg
Todor çok güzel görünüyor.İlk defa görüyorum.Çiçekçide görmüştüm ama meyveleri yoktu.Yeniyor mu ?Çok İştah açıçı görünüyor.:)
Nertera...?
Rubiaceae lardan Nertera granadensis...?
Todor çok güzel görünüyor.İlk defa görüyorum.Çiçekçide görmüştüm ama meyveleri yoktu.Yeniyor mu ?Çok İştah açıçı görünüyor.:)
Meyvelerinin tadına bakmadım.:)
Mine Pakkaner
26-02-2007, 20:03
Evet Sayın Praecox, bilginiz tereddütsüz doğru. :)
sukranayalp
26-02-2007, 20:04
Sn Mine hn. Arapsaçı-Helxin'i apartman bahçesinde kullandım ve gayet iyi bir yer örtücü oldu. Kuytu bahçelerde çok olumlu sonuçlar aldım. Ayrıca ben kendi bahçemde de saksı içinde açıkta tutuyorum bu bitkiyi ve bir şey olmuyor.
Ben koymamanızı öneririm. İllaki koyacaksanız, biriktirip uzun süre açık havada bekletin, sonra suya koyun bu su ile çiçek sulayın, ancak deneme yapmanız gerek. Çünkü kanatlı gübreleri çok güçlüdür, bitkinizi yakabilir.
Salon bitkileri için olan bir besin kullanın.
Verdiğiniz bilgilere teşekkür ederim. Önerdiğiniz yöntemi deniyeceğim :p
Ferda Ülkümen
26-02-2007, 21:26
Mine hanım
Benim bildiğim arapsaçı da seralarda,tava altlarında yetiştirilenler.
Diğerinin arapsaçı olduğunu Eminönünde,çiçek pazarındaki çiçekçiler söyledi.
o gövdesi libya çimi gibi kol atarak çoğalan sarı çiçek açan üç yıldır dışarda yaşayan bir bitki .Fazla su da istemiyor.Resmini yollayacağım.
Mine Pakkaner
26-02-2007, 22:01
Sn Mine hn. Arapsaçı-Helxin'i apartman bahçesinde kullandım ve gayet iyi bir yer örtücü oldu. Kuytu bahçelerde çok olumlu sonuçlar aldım. Ayrıca ben kendi bahçemde de saksı içinde açıkta tutuyorum bu bitkiyi ve bir şey olmuyor.
Şükran Hanım, apartmanınızın bahçesinin kuytu bir yerinde ve saksınızda lokal olarak başarılı sonuç vermesi dış mekan yer örtücüsü olarak başarılı olduğunu elbette göstermemektedir.
...İstanbul-İzmir-antalya deniz kuşağında bahçelerde de rahatlıkla yetiştirilir...
Yukarıda, önceki bir mesajınızdan alıntı yaparak bunu bilhassa vurguluyorum; özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında bahçelerinde yer örtücü olarak Helxine deneyenler hüsrana uğrar. Hele ki, Ferda Hanım'ın bahsettiği gibi çim yerine kullanılması elbette ki imkansızdır. ( Malum, bu konu, satıcısının arapsaçı diye bahsettiği, Ferda Hanım'ın da az bakım istediği ve dayanıklı olduğu için çim yerine kullanılmasını öngürdüğü sarı çiçekli bir bitkiyi Helxine olarak tanımlamanızdan ortaya çıktı.)
Bu ful çiçeğim, bana biraz sıkıntıda gibi görünüyor.
Bunu budamalı mıyım?
Bakım önerileri için şimdiden teşekkürler.
http://img72.imageshack.us/img72/5826/cimg1578ro4.jpg (http://imageshack.us)
http://img132.imageshack.us/img132/6127/cimg1579ge0.jpg (http://imageshack.us)
Ya bu yılbaşı çiçeğine ne demeli?
İnanılır gibi değil ama bir yıldan fazladır bu renkte, ne ölüyor, ne oluyor.
Üzerindeki beyazlar, tavanı boyarken damlattığım boya. :(
http://img294.imageshack.us/img294/2237/tekirtekneveiekler007pb7.jpg (http://imageshack.us)
Mine Pakkaner
28-02-2007, 14:18
http://img72.imageshack.us/img72/5951/balikcirz6.jpg
Sayın Balıkçı bu güzel ful benim olsa gözümü kırpmadan gösterdiğim noktalardan budarım :)
Budama geciktirme dışında güzel bakmışsınız, maşallah, bir öneriye ihtiyacınız yok :)
Yılbaşı çiçeğinizin toprağını, saksısını değiştirin. Yeni güzel bir harca dikim yapmadan önce köklerini kontrol edin. Bozuk olanları temizleyin. Yeni saksıya dikince aspirinli su verin. Sonra 2 haftadabir salon düzenli besin vermeye başlayın. Fizyolojik bir problemi var gibi. Düzelir umarım. :)
setImgWidth();
Sayın Balıkçı bu güzel ful benim olsa gözümü kırpmadan gösterdiğim noktalardan budarım :)
Budama geciktirme dışında güzel bakmışsınız, maşallah, bir öneriye ihtiyacınız yok :)
;
Ben de usta sözü dinler, hemen denileni yaparım.:D
Kestiğim parçaları, çelik yapıp daldırsam, tutma ihtimali(Allah bilir tabii, de) olur mu?
Onları nasıl değerlendirebilirim?
Bir de fulun ikinci resminde, bir iki uçta sararma görülüyor.
Onları önemsemeyeyim mi?
Teşekkürler.
Mine Pakkaner
28-02-2007, 14:45
Biraz besin eksikliği de var gibi ama şu anda kıştan da çıkıyor. Hazır eliniz değmişken saksısını da değiştirin. Bahçe toprağı, torf ve kompost katılmış bir harç kullanın. Mart başı itibariyle düzgün olarak gübrelemeye başlayın. Bir de kara boya veya saçı kıbrıs adıyla satılan demir sülfat bulursanız alın ve 1 lt suya 1 çay kaşığı hesabıyla kullanın.
Çok teşekkürler.
Doğrusu, her zaman dua ediyorum, bu içten yaklaşım ve bu güzel paylaşım sebebiyle.
Allah razı olsun.
Mine Pakkaner
28-02-2007, 14:56
Biz de size teşekkür ederiz Sayın Balıkçı, sağolun :)
Ferda Ülkümen
02-03-2007, 16:13
Mine Hanım;
Bahçemin toprağı kumlu ve çok süzek.Sıcak günlerde her gün sulamam gerekiyor.Zeytin bölümünde bahsedilen Qemisoyl adlı maddeyi gül ve tek yıllık çiçekleri diktiğim tarhlarda kullanmamın faydası olurmu?
Mine Pakkaner
02-03-2007, 19:23
Qemisoyl'den mutlka fayda görürsünüz, ancak mutlaka organik madde de karıştırmalısınız. Torf veya kompost da ilave edin, sonuca inanamazsınız.
Ferda Ülkümen
02-03-2007, 19:53
Bulabildiğimce yanmış koyun gübresi kullanıyorum(sonrada kadı lokmalarıyla uğraşıyorum)Bizim oralarda torf bulmak imkansız.Kompost'u küçük çapta denemiştim,koca bir yığından bir avuç elde edebildim.
Qemysoyl, çimlerde de faydalı imiş.
Bu fayda, çim yapılmadan önce toprak hazırlanırken mi elde ediliyor yoksa mevcut çimlere gübre serper gibi üzerinden saçmak da fayda sağlar mı?
Bu yaz böyle tedbirlere çok ihtiyacınmız olacak gibi görünüyor.
Mine Pakkaner
02-03-2007, 20:55
Ferda Hanım, eğer civarda bir kültür mantarı işletmesi varsa oradan beklemiş mantar kompostu alınız. Mantar kompostu torf, saman, hayvan gübresinden oluşmuş ve pastörizasyonla kompostlanmış bir yetiştirme ortamıdır. Mantar hasadı bittikten sonra kompost atılır. Atık kompost hemen kullanılmaz, tuz ve yüksek pH sorunu olabilir. Bizler dışarıda açıkta beklemiş, yağmurlarla yıkanmış kompostu alır ve bahçelerde veya üretimde kullanırız. İçinde yabancı ot tohumu ve kadı lokması gibi zararlılar barındırmaz. Organik maddece zengindir, besleyicidir. Çimden, sebzeye, çiçek tarhlarına kullanabilirsiniz.
Mine Pakkaner
02-03-2007, 20:56
Qemysoyl, çimlerde de faydalı imiş.
Bu fayda, çim yapılmadan önce toprak hazırlanırken mi elde ediliyor yoksa mevcut çimlere gübre serper gibi üzerinden saçmak da fayda sağlar mı?
Bu yaz böyle tedbirlere çok ihtiyacınmız olacak gibi görünüyor.
Çimi tesis etmeden önce toprak hazırlığı aşamasında kullanılmalıdır.
Ferda Ülkümen
02-03-2007, 23:45
Teşekkürler Mine hanım.Araştıracağım.
muratdnr
03-03-2007, 00:29
Merhaba mine hanım,
Ben arıcılık yapmaktayım ve nektar sağlayan ağaçlar hakkında bilgi topluyorum ve bu bilgileri yakında tüm arıcıları ağaç üretimine teşvik için genel arıcılık sitelerin de yayınlayacağız. Ağaçlar.net ten çok yaralı bilgiler edindim , bunun için ayrıca herkeze çok teşekkür ederim.
Forumlardan edindiğim bilgiye göre yalancı akasya tohum ve dip sürgününden yetişiyor.Bir tanıdığım da şöyle bişey diyor ; akasya çelikten üretilebiliniyor ve yeterince büyük çelikler seçilirse o sene çiçek açtığını söylüyor. Bu konuda bilgi verirmisiniz?
Diğer sorum ise ; akasya 10-12 gün çiçek açıyor, bu çiçeklenme süresi akasyanın değişik orjinleri ile yapılan hibrit çalışmalarından elde edilen alt türlerde 1-1,5 aya kadar uzatılmış. Bu çalışma Macaristan dan örnek gösterilmiş ve 17 alt tür geliştirdiklerini söylüyolar. Bu konuda da yardımcı olursanız sevinirim.
Yalancı akasya dönüm başına 1000 kg. kadar nektar salgıladığı bir çok kaynakta var. Ülke ve arıcılar için çok önemli ekonomik bir gelir.
denizakvaryumu
03-03-2007, 21:16
Mine Hanım
iki sorum olacak ...şimdiden cevaplarınız için teşekkürler.
1-) e-dergide saksı değiştirme yazınızı okudum...aklıma takılan husus şu;
artık saksıyı büyütmek istemiyorsak (çünkü bu işin sonu yok) , kökler de saksıyı sarıp sarmalamışsa ne yapacağız?
2-) saçı kıbrıs veya kara boya yerine çiçek coşturanın sararan yapraklar için çıkardığı sıvı demir ürünü için ne dersiniz?
.
Arapsaçı diye bir yer örtücü bilmiyorum. Yöresel bir isim herhalde. Botanik ismini bilsek veya resmini görsek...
Arapsaçı diye şu yerdekine mi diyorlar acaba?
Ya o güzel çiçekli bitkinin adı ne?
http://img227.imageshack.us/img227/7416/cembotanik015qz3.jpg (http://imageshack.us)
dogaya asigim
04-03-2007, 13:44
Merhaba,
Mine hanim benim sorum gül asisi hakkinda olacak.2,5 hafta önce sitede gördügüm asi yöntemini güllerimde denedim.4 tane asi yaptim kabuk asisi sanirim ismi..camurlada hava almasini engelledim..anaca vurdugum kabuldaki ufak yapralciklar hala yesil ve diri..acaba ben o camurlari ne zaman temizlemeliyim asidan...yoksa hicmi temizlemiyecegim,öylemi kalacak.bana yardimci olursaniz cok sevinirim..asilarim tutumus gibi görünüyor.becerebildimmi acaba :-))) heyecanli bi is ya bu
sukranayalp
04-03-2007, 16:20
Sn Balıkçı , arapsaçı olarak bildiğim bitki bu. Ferda Ülkümen'in bahsettiği ise farklı bir bitki imiş. Sanırım yakın zamanda fotoğrafını ekleyecek. Diğer sorduğunuz gözalıcı bitki ise Bromeliadaceae (ananasgiller) familyasından Wriesea (yanlış yazmış olabilirim : okunuşu virezya).Ve yine sanıyorum Sn Praecox'un Bromelidacea familyasına da özel bir ilgisi var.
Neden praecox bromelia'larla ilgileniyor diye soranlara iki sebep...
Catopsis berteroniana ve Brocchinia reducta her iki türün de pre-karnivorie gösterdiği ispatlandı da ondan...:D
Vriesea ve Aechmea türlerini çok kolay karıştırabiliriz bizim Aechmea'lardan bildiğimiz "fasciata" Vriesea'lardan splendens... ben yinede tam çiçeğinden yaprağından bunu kolaylıkla ayırt edemezsemde örneğin Tillandsia wagneriana'nın da benzer çiçek açabildiğini varsayarsak ....
Sanırım Vriesea bleheri... ama çiçek rengi çok sarı...:o
neyse derin bir taxonomie girmeden bir tür anansgil diyelim gitsin...
sukranayalp
04-03-2007, 17:57
Sn Praecox en basit ayırıcı özellikler Aechmea bitkisinde yaprakların kenarlarının destere dişi gibi olması. Birkaç türünde bu dişlere rastlanmasa da genel olarak önemli bir farktır. Tilandsialarda ise şerit yaprakalr arapsaçı gibi ince ve uzundur. Benim için bir kısats olduğu için bunu belirtme gereği duydum.
Kitaplara bakınca altı kırmızı üstü sarı olarak Splendens daha yakın ihtimal gibi göründü.
mcalticak
05-03-2007, 16:43
Saksı bitkim var. Fakat yapraklarında resimlerde de görüldüğü gibi renkte bozukluk var. Ayrıca toprağında pamuk gibi beyaz topak halinde küçük şeyler var. Bu konuda yardımcı olabilir misiniz?
77787779
saksı bitkim var fakat yapraklarında resimlerde görüldüğü gibi renkte bozukluk (demir eksikliği olabilir mi) var ayrıca toprağında pamuk gibi beyz topak halinde küçük şeyler var mantari bir durum mu acaba bu konuda yardımcı olabilir misiniz.77787779
Susuzluktan ya da direkt güneş ışığından kavrulmuş gibi görünüyor.
Sn. Mine Pakkaner'den doğrusunu bekleyelim.
Selahattin Yılmaz
05-03-2007, 19:06
Daha çok don zararı gibi geldi. Bu bitki soğuktn üşümüş ve yapraklarını feda etmiş. Ayrıca yapraklardaki klorofil parçalanması uzun süre bu etkiye dayanmaya çalıştığının göstergesi...
Mine Pakkaner
05-03-2007, 20:10
Öncelikle, bugünlerdeki çok yoğun arazi çalışmalarımdan ötürü soruları cevaplamayı aksatıyorum, üzgünüm.
Öncelikle, bugünlerdeki çok yoğun arazi çalışmalarımdan ötürü soruları cevaplamayı aksatıyorum, üzgünüm.
Allah kolaylık versin.
Biz ve bitkilerimiz, sizden ve öğütlerinizden uzak kalmak istemiyoruz.
Mine Pakkaner
05-03-2007, 20:18
Mine Hanım
iki sorum olacak ...şimdiden cevaplarınız için teşekkürler.
1-) e-dergide saksı değiştirme yazınızı okudum...aklıma takılan husus şu;
artık saksıyı büyütmek istemiyorsak (çünkü bu işin sonu yok) , kökler de saksıyı sarıp sarmalamışsa ne yapacağız?
2-) saçı kıbrıs veya kara boya yerine çiçek coşturanın sararan yapraklar için çıkardığı sıvı demir ürünü için ne dersiniz?
.
1. Denizakvaryumu, saksıyı büyütmek istemiyorsanız yapmanız gereken kuş yuvası oluşumunu kesip çıkarmaktır. Fazla kökleri budayarak temizleyiniz. Bunun dengelenmesi için yeşil aksamı da kısmen küçültünüz.
Köklerin saksıyı çevresince kuş yavası gibi toprağı birkez daha sarıp sarmalamasını istemiyorsanız, saksının içerisine bakırlı bir preparat sürün sonra yeniden dikim yapın. Kökler bakırdan kaçacaktır. (kaynak: Yard. Doç. Dr. Murat İsfendiyaroğlu, Dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliğinde iyi tarım uygulamaları eğitimi notları )
2. Bahsettiğiniz ürünün bileşimini bilmiyorum, ancak demir preparatı ise güvenle karaboya yerine etiket bilgisine göre kullanabilirsiniz.
Mine Pakkaner
05-03-2007, 20:20
saksı bitkim var fakat yapraklarında resimlerde görüldüğü gibi renkte bozukluk (demir eksikliği olabilir mi) var ayrıca toprağında pamuk gibi beyaz topak halinde küçük şeyler var mantari bir durum mu acaba bu konuda yardımcı olabilir misiniz?
Sayın Mcalticak, önce http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2595 başlığına uğramanızı rica edeceğiz.
Mine Pakkaner
05-03-2007, 20:25
Merhaba,
Mine hanim benim sorum gül asisi hakkinda olacak.2,5 hafta önce sitede gördügüm asi yöntemini güllerimde denedim.4 tane asi yaptim kabuk asisi sanirim ismi..camurlada hava almasini engelledim..anaca vurdugum kabuldaki ufak yapralciklar hala yesil ve diri..acaba ben o camurlari ne zaman temizlemeliyim asidan...yoksa hicmi temizlemiyecegim,öylemi kalacak.bana yardimci olursaniz cok sevinirim..asilarim tutumus gibi görünüyor.becerebildimmi acaba :-))) heyecanli bi is ya bu
Aşı sürüp tutmadan temizlemeyiniz. Aslında çamur sürmek riskli bir yöntem, toprak mantarları veya bakteriler tarafından yara enfekte edilebilir ve aşınızın tutmamasına sebep olabilir. Şimdi artık aşı bantları kullanarak bu sorunu çözüyoruz veya aşı macunu da olur. Aşılarınız umarım tutar, biz de sonuçları bekliyoruz.
Mine Pakkaner
05-03-2007, 20:26
Allah kolaylık versin.
Biz ve bitkilerimiz, sizden ve öğütlerinizden uzak kalmak istemiyoruz.
Teşekkür ederim, çok naziksiniz. Vakit buldukça, hatta vakit yaratmaya çalışarak buradayım.
Mine Pakkaner
05-03-2007, 20:51
...akasya çelikten üretilebiliniyor ve yeterince büyük çelikler seçilirse o sene çiçek açtığını söylüyor. Bu konuda bilgi verirmisiniz?
Diğer sorum ise ; akasya 10-12 gün çiçek açıyor, bu çiçeklenme süresi akasyanın değişik orjinleri ile yapılan hibrit çalışmalarından elde edilen alt türlerde 1-1,5 aya kadar uzatılmış. Bu çalışma Macaristan dan örnek gösterilmiş ve 17 alt tür geliştirdiklerini söylüyolar. Bu konuda da yardımcı olursanız sevinirim...
Sayın Muratdnr, akasya çelikten yetiştirilmektedir. Uygun çelik boyu 7,5- 10 cm.
Arıcılık ve nektar üretimi olarak akasya ile ilgili spesifik bir bilgim yok. Bu konuda ziraat fakültelerinden bilgi almanız mümkün. Forumdaki diğer arkadaşlarımıza da danışalım, konu ile ilgili bilgisi ve daha önemlisi tecrübesi olan varsa bizimle paylaşsın. Ben de vakit bulunca araştırayım.
mcalticak
07-03-2007, 10:14
Yukarıda belirttiğim sorun için bir çözüm önerisi olan var mı?
Yardımcı olursanız sevinirim.
729 nolu mesajı sizin için yazmıştı Mine hanım, oradaki linke bir bakın.
Mine Hanım,
İyi günler. Sorunun muhatabını bilmediğimden size sormanın uygun olacağını düşündüm.
İstanbul Ambarlı'daki tesisimizin arkasındaki alanı ağaçlandırmak istiyoruz. Alanın bir kısmı düz bir kısmı ise oldukça dik bir yamaç. Tesisimiz liman içerisinde ve sürekli rüzgar alıyor.
Dikilecek en uygun ağaç tiplerini nasıl tespit edebilirim?
çiçeksever
08-03-2007, 11:32
bazı şeylerin çiçeklere iyi geldiği söyleniyor.Örn.Yumurta kabuğu ve suyu, haşlanmış kurufasulye suyu,çay küspesi vb.bu söylenenler ne kadar gerçekçi.
Mine Pakkaner
08-03-2007, 23:08
bazı şeylerin çiçeklere iyi geldiği söyleniyor.Örn.Yumurta kabuğu ve suyu, haşlanmış kurufasulye suyu,çay küspesi vb.bu söylenenler ne kadar gerçekçi.
Sayın Çiçeksever bu konuları daha önce farklı başlıklarda konuşmuştuk. Site içi arama motoruna başvurunuz. Hatta kompost konusunu anlattığımız başlığa bakınız.
Mine Pakkaner
08-03-2007, 23:13
Mine Hanım,
İyi günler. Sorunun muhatabını bilmediğimden size sormanın uygun olacağını düşündüm.
İstanbul Ambarlı'daki tesisimizin arkasındaki alanı ağaçlandırmak istiyoruz. Alanın bir kısmı düz bir kısmı ise oldukça dik bir yamaç. Tesisimiz liman içerisinde ve sürekli rüzgar alıyor.
Dikilecek en uygun ağaç tiplerini nasıl tespit edebilirim?
Sayın Egökkuş, bu tür çalışmalarda profesyonel yardım almanızda fayda var. Çünkü sadece meyil, rüzgar ve konuma bakarak bir yönlendirme yapmak doğru olmaz. Daha değerlendirilmesi gereken pek çok kriter var, toprak ve su yapınız da bunlara dahil. Sonuçta siz tek bir ağaç ekmeyeceksiniz, bir ağaçlandırma çalışması yapacaksınız.
Kolaylıklar dilerim.
ormanbotanigi
09-03-2007, 00:48
Ağaçlandırmalarda kullanılacak türlere karar vermeden önce Mine Hanım'a katılıyorum bir takım ekolojik ve klimatik koşulları bilmek gerekir. Toprak tekstürü, fraksiyonu, pH değeri, derinliği (çok önemli), drenajı ve bunun yanında meterolojik değerler, bakı, rakım ve oradaki bitki örtüsüne bakılarak amaca göre ağaç türü belirlenir. Bu işler sanıldığı gibi bu kadar kolay olmuyor. Ama şunu söyleyebilirim eğer toprak koşulları iyi ise amaç arazi değerlendirmekse ceviz ve fıstık çamına yer verilmesi kanatimce doğru olur. Ama siz yinede orman bölge müdürlüğüne başvurun size yardımda bulunacaklardır.
papatyama
13-03-2007, 22:26
Mine hanım benim bir arkadaşımın ödevi var.İnternette yeterli bilgiye ulaşamadık.Aklıma siz geldiniz.
Clematis ssp.,Rhus chinensis ve Rhus typhina'nın özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Mine Pakkaner
13-03-2007, 22:29
...Ödev yardımı yapılabilmesinin şartı öğrencinin elinde o ana kadar konu ile ilgili topladığı bütün dökümanı uygun bir başlıkta ortaya koyması ve gerisi için ne yapabilirim sorusunu sormasıdır. Bu aşamada üyelerimizden konu hakkında bilgisi olan varsa kendisine yardım eder.
...
Papatyama gördüğünüz gibi bu bilgileri vermemiz için arkadaşınızın şimdiye kadar toplamış olduğu bilgileri foruma yazması gerek. Ancak bu koşulla ödevlere yardım ederiz. :)
papatyama
14-03-2007, 19:18
Mine hanım kurallar biran için aklımdan çıkmış:( Arkadaşım çok kötü durumdaydı.Bende Mine hanıma sorayım dedim.Dün internette sorun vardı.Cevapda yazamadım.Birşeyler bulunca oda paylaşmayı düşünüyor bilgileri.Önce üye olacak ******:p
Sayın Mine Pakkaner,
osmocote nerden bulabilirim? sanırım Monsieur Klimanjaro da biliyor olabilir...
antalyada olabilme ihtimali kulağıma çalındı da...
yardımlarınız için peşinen teşekkürler...
saygılar
Selahattin Yılmaz
14-03-2007, 22:15
Osmocote'nin bir gübre markası olması dışında hakkında bilgim yok sevgili preacox ne kullandım ne de buralarda rastladım. Ancak eğer o gübreler gibi kendini yavaş yavaş salan çim gübresi tarzı organik gübreleri kastediyorsanız o zaman bulmak mümkün...
Evet sayın Klimanjaro yavaş salınımlı gübre...
ben eskiden reçine bazlı olanladan kulanmışdım sanırım bu zeolit bazlı bir ürün...
reçineler saksı harcı dışında hydroponik şekilde yani hydrokültürde batarya misali kullanmışdım ancak bu doğalmineral bazlı bir ürün olduğundan saksı harcına karıştırmak mümkün...MÜŞ...
saygılar
Sayın Mine Pakkaner,
ne zamandır kalıcı çözüm bulamadığım birkaç sorum var, siteye de bu sorular nedeniyle üye oldum.
ilki mazı da denilen iğne yapraklılardan bir fide ile ilgili, bu fideyi tohumdan yetiştirdim ve yaşından tam olarak emin olamasam da boyu 1.80i aşmış durumda, fide(ağaç?) 6 sene önce ankaradan geldi ve kısa bir adaptasyon sürecinde yapraklarını döktükten sonra tekrar yeşillendi, 3 sene önce de yaza doğru karıncalar gülün üzerinde de görülen ve özsuyuyla beslenen böceklerden getirdi ve 3 seneden beri bir çözüm bulamadım, ilk olarak sizin verdiğiniz pein otu-kırmızı biber ilacını denedim, böcekleri temizlediyse de bir süre sonra(1 sene) tekrar ortaya çıktılar, bunun üzerine toprağı ve saksıyı değiştirip, arapsabunu çözeltisiyle spreyledim, bu da bir süre idare ettiyse de böcekler tekrar ortaya çıktı ve ağacın gövdeye yakın yaprakları döküldü, henüz kalınlaşmamış dallar da dikliklerini kaybedip boyunlarını büktüler, şu an hala ağaçta bu böceklerden var ve ağaç sağlıksız görünüyor, ne yapmamı önerirsiniz?
ikinci sorum dağ çileğiyle ilgili, aytepe bölgesinden 4-5 kök dağ çileği getirdim, 2 tanesini nemli orman törfüne ektiysem de tutmadılar ve kurudular, 3 kök 1 aydır yarım santim suyun içinde, yayvan bir kapta duruyor, halen sağlıklı ve yeşiller hatta biri çiçek bile açtı, toprakta tutmalarını sağlamak için ne yapmalıyım?
üçüncü ve son sorum mantarlarla ilgini, evde kendi mantarımı yetiştirmeyi planlıyorum, bilmem bilginiz varmıdır ama acaba doğadan toplanan mantarların şapkalarından spor elde etmek ve bu sayede mantarı çoğaltmak mümkün mü? şapkanın kuru veya yaş olması fark edermi?
çok teşekkür eder, sayğılarımı sunarım
Mine Pakkaner
14-03-2007, 22:43
...
osmocote nerden bulabilirim? ...
Sayın Praecox Işık Peyzaj sayfasına koymuş, ellerinde olsa gerek.
http://www.isikpeyzaj.com/site/urunler.html
Ayrıca
http://www.agrium.com.tr/ adresine de bakınız.
Mine Hanım,
Bayer'in Provado adlı insektisitini sıklıkla etoburlar için tavsiye ettiğimi duymuşsunuzdur. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş; stoklarım tükendi. Türkiye'de Provado satan bir yer biliyor musunuz? Yurtdışından taşımaktan bıktım da :D
meralsan
15-03-2007, 13:45
merhaba,
size bir sorum olacak, ben yağmurlu bir havada pazardan aldığım kabuklu cevizleri evde sehpanın üzerinde bir kaba yerleştirdim..altta kalanlardan biri çimlenmiş onu küçük bir saksıda toprağa yerleştirdim..ocak ortasından itibaren bir ay içinde yedi dal verdi..4 ya d beşinci dalda onu bulunduğu saksının 4-5 katı hacminde bir saksıya yerleştirdim. şimdi büyümesi durdu..canlılığı verngi aynı..sadece büyümüyor..nedeni ne olabilir acaba..cevizler bölümünde bu konuya ilişkin bir bilgiyi bulamadığım için sorma ihtiyacı duyuyorum..şimdiden teşekkürler
mine hanım benim bahçemdede yetiştirdiğim lale ve sümbüller var malumunuz kısa ömürlü fakat görünümü güzel olan bu çiceklerin ciçeklenme zamanını savmalarından sonra yapraklarını kesip etraflarına başka çicekler dikmem mümkün mü yoksa lale ve sümbüllerin yeşil yapraklarını kesmem ertesi sene çicek verimini engeller mi teşekkürler
merhaba,
size bir sorum olacak, ben yağmurlu bir havada pazardan aldığım kabuklu cevizleri evde sehpanın üzerinde bir kaba yerleştirdim..altta kalanlardan biri çimlenmiş onu küçük bir saksıda toprağa yerleştirdim..ocak ortasından itibaren bir ay içinde yedi dal verdi..4 ya d beşinci dalda onu bulunduğu saksının 4-5 katı hacminde bir saksıya yerleştirdim. şimdi büyümesi durdu..canlılığı verngi aynı..sadece büyümüyor..nedeni ne olabilir acaba..cevizler bölümünde bu konuya ilişkin bir bilgiyi bulamadığım için sorma ihtiyacı duyuyorum..şimdiden teşekkürler
Sadece mevsimlere uyduğu içindir.
benimde saksıda bir cevizim var yapraksız şu an uyku döneminde. bahara canlanacak.
Siz içerde tuttuğunuz için erken uyandı. henüz bahar gelmediği içinde durdu büyümesi. İçerde de olsa sıcak bir ortamda olmasa ve uykuda olsa daha uygun olur bence.
Sn.Mine Pakkaner az once birsey okudum ve cok sasirdim acaba dogrumu cevaplarsaniz cok sevinirim. Genc bir agaca civi cakildigi zaman aradan yillar gecse dahi o civinin yerden yuksekligi degismiyormus. Yani agac buyuyor,yukseliyor fakat civi yerinde sabit kaliyormus. Eger dogruysa nedenini cok merak ettim. Simdiden tesekkurler.
Innuendo
15-03-2007, 21:11
Mine Hanım, Nar başlığı altında Gibberellic Asitle ilgili bir soru sormuştum acaba buradan cevaplayabilir misiniz?
ÇeteÇakal
15-03-2007, 21:38
Merhaba Mine Hanım. 5 dekar bir arazim var. Bu arazime ba 29 üzerine armut fidanı dikmeyi düşünüyordum. Ancak toprak testi sonuçlarına göre arazimizin ph'ı 8,5-9 arasında gözüküyor ve kireç problemi var. Bildiğiniz üzere ba 29 ayva klon anacı ve ayva anaçları kireçli topraklarda kloroz gösteriyorlar. Bunun tedavisi de bildiğim kadarıyla kükürt. Benim bildiğim bu kadar.
- Ben bu kükürt uygulamasını nasıl yapmalıyım?
- Dekara ne kadar uygulamalıyım?
- Bu kükürtü nereden ve nasıl elde edebilirim?
- Eğer kükürt tedavisi uygularsak ne zaman bahçeme armut dikebilirim?
- Armut dikmeye bu bahçemin tedavisinden sonra korkmalı mıyım? Tedavi sonunda dikebilir miyim?
Mine Pakkaner
15-03-2007, 22:54
...
ilki mazı da denilen iğne yapraklılardan bir fide ile ilgili, bu fideyi tohumdan yetiştirdim ve yaşından tam olarak emin olamasam da boyu 1.80i aşmış durumda, fide(ağaç?) 6 sene önce ankaradan geldi ve kısa bir adaptasyon sürecinde yapraklarını döktükten sonra tekrar yeşillendi, 3 sene önce de yaza doğru karıncalar gülün üzerinde de görülen ve özsuyuyla beslenen böceklerden getirdi ve 3 seneden beri bir çözüm bulamadım, ilk olarak sizin verdiğiniz pein otu-kırmızı biber ilacını denedim, böcekleri temizlediyse de bir süre sonra(1 sene) tekrar ortaya çıktılar, bunun üzerine toprağı ve saksıyı değiştirip, arapsabunu çözeltisiyle spreyledim, bu da bir süre idare ettiyse de böcekler tekrar ortaya çıktı ve ağacın gövdeye yakın yaprakları döküldü, henüz kalınlaşmamış dallar da dikliklerini kaybedip boyunlarını büktüler, şu an hala ağaçta bu böceklerden var ve ağaç sağlıksız görünüyor, ne yapmamı önerirsiniz?
ikinci sorum dağ çileğiyle ilgili, aytepe bölgesinden 4-5 kök dağ çileği getirdim, 2 tanesini nemli orman törfüne ektiysem de tutmadılar ve kurudular, 3 kök 1 aydır yarım santim suyun içinde, yayvan bir kapta duruyor, halen sağlıklı ve yeşiller hatta biri çiçek bile açtı, toprakta tutmalarını sağlamak için ne yapmalıyım?
üçüncü ve son sorum mantarlarla ilgini, evde kendi mantarımı yetiştirmeyi planlıyorum, bilmem bilginiz varmıdır ama acaba doğadan toplanan mantarların şapkalarından spor elde etmek ve bu sayede mantarı çoğaltmak mümkün mü? şapkanın kuru veya yaş olması fark edermi?
Mazınızdaki bit sorununuz için Malathion kullanın. Etiket bilgisine uyun.
Dağ çileği zor tutuyor. Torf, perlit ve deniz yosunu ekstesine dikim yapın. Dikim sonrası ayrıca Atonk gibi bir tonik verin.
Bahsettiğiniz şekilde mantar üretimi konusunda bilgim yok. Evde kendi kültür mantarınızı yetiştirmenizi öneririm (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2195). Doğadan toplanan mantarlar çok riskli bu konuda e-derginin ilk sayısı (http://www.agaclar.net/dergi/ocak07.html)ndaki yazımı okuyunuz.
Mine Pakkaner
15-03-2007, 22:59
Mine Hanım,
Bayer'in Provado adlı insektisitini sıklıkla etoburlar için tavsiye ettiğimi duymuşsunuzdur. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş; stoklarım tükendi. Türkiye'de Provado satan bir yer biliyor musunuz? Yurtdışından taşımaktan bıktım da :D
Maalesef hiç bilmiyorum sayın Dortyuz. Sanırım ilaç Türkiye'de ruhsatlı değil.
Mine Pakkaner
15-03-2007, 23:01
Sn.Mine Pakkaner az once birsey okudum ve cok sasirdim acaba dogrumu cevaplarsaniz cok sevinirim. Genc bir agaca civi cakildigi zaman aradan yillar gecse dahi o civinin yerden yuksekligi degismiyormus. Yani agac buyuyor,yukseliyor fakat civi yerinde sabit kaliyormus. Eger dogruysa nedenini cok merak ettim. Simdiden tesekkurler.
Sayin Seckayn, ağaçların büyüme noktaları tepelerindedir. Bu yüzden hep yukarıdan büyürler. Aşağıda çaktığınız çivi sabit kalır.
Mine Pakkaner
15-03-2007, 23:17
Mine Hanım, Nar başlığı altında Gibberellic Asitle ilgili bir soru sormuştum acaba buradan cevaplayabilir misiniz?
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=85132#post85132 Aynı başlıkta cevabınızı var. Soru orada cevap burada olmasın :)
Aslında çok basit ama basit olduğu kadarda ilginç. ****** ağaçlar sürekli filiz vererek uzuyor. Gövde kalınlaşıyor,ağaç uzuyor ama noktalar sabit kalıyor. bu durumda ****** dallarda aynı şekilde sabit kalıyor. Mine hanım çok teşekkür ederim. Ama inanın bu soru yumurtamı tavuktan çıkar, tavukmu yumurtadan çıkar gibi birşey:)Sokaktan 100 kişi çevirseniz 99'u hadi ordan be öyle şeymi olur diyecektir:))))))))))
Elleriniz dert görmesin. Bukadar çok kişi soru soruyor hepsini bıkmadan usanmadan cevaplıyorsunuz. Size bitki aleminin Güzin ablası diyebilirmiyiz:) İyi çalışmalar diliyorum,Türkiye sizinle gurur duyuyor.
Mine Pakkaner
15-03-2007, 23:26
...
..Size bitki aleminin Güzin ablası diyebilirmiyiz:)...
Ne diyeyim, günün yorgunluğu üzerine bu espri bana bir fincan kahve gibi geldi, keyiflendirdi, gülümsetti :D Çok yaşayın e mi? ;)
Selahattin Yılmaz
15-03-2007, 23:40
Güzin ablaaaaaa...
Güzin ablaaaaaa...
Evde yooook.:D
Mine Pakkaner
15-03-2007, 23:55
Merhaba Mine Hanım. 5 dekar bir arazim var. Bu arazime ba 29 üzerine armut fidanı dikmeyi düşünüyordum. Ancak toprak testi sonuçlarına göre arazimizin ph'ı 8,5-9 arasında gözüküyor ve kireç problemi var. Bildiğiniz üzere ba 29 ayva klon anacı ve ayva anaçları kireçli topraklarda kloroz gösteriyorlar. Bunun tedavisi de bildiğim kadarıyla kükürt. Benim bildiğim bu kadar.
- Ben bu kükürt uygulamasını nasıl yapmalıyım?
- Dekara ne kadar uygulamalıyım?
- Bu kükürtü nereden ve nasıl elde edebilirim?
- Eğer kükürt tedavisi uygularsak ne zaman bahçeme armut dikebilirim?
- Armut dikmeye bu bahçemin tedavisinden sonra korkmalı mıyım? Tedavi sonunda dikebilir miyim?
Kükürt miktarları için aşağıdaki çizelgeye bakınız.
8283 (http://www.toros.com.tr/turkce/ud_turuncgil1.asp)
Kükürdü toz formda kullanınız gübre veya zirai malzeme satıcılarından alabilirsiniz. Bu uygulmayı yapıp akabinde dikim yapabilirsiniz.
Sürekli olarak asitliği kontrol altında tutamayabileceğinizi düşünüyorum. Buna engel olmak için düzenli toprak analizi yaptırın.
Mine Pakkaner
15-03-2007, 23:59
Evde yooook.:D
Buradayım Sayın Balıkçı buradayım :)
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.