View Full Version : TCM / bahçe
Sayfalar :
1
2
3
4
[
5]
6
7
Yeni aldığımız sekiz farklı dahliya soğanının dördünü kendi hatam sonucu çürütmüşüm :( Yerini de ayarlamıştık, bahçenin ön tarafında. Elinde fazla olup satmak isteyen arkadaş olursa (ve hala yeşermemişse ) alabilirim. Yanındaki diğer dahliyalar ve konumu itibarıyle uzun boylu olması gerek.
Dahliya sorununu çözdük...
Dün drenaj takılı traktör ile bahçemizi sürdürdük. Bugün ayın yenisi, üç-beş gün bir şey ekip dikmemek lazım, zaten hava yağışlı hafta sonu ve sürülen toprağın kabarıp kendine gelmesi için de süre geçmesi iyi olacak. Sürmeden önce 35 kg. kadar granül halde leonardit, 10 dolu çuval keçi gübresi attım. Bahçenin ekilecek alanı yaklaşık 600 m.kare diyelim. Daha 30 çuval daha keçi gübremiz ve 15 kg. leonardit var. 20 çuval keçi gübresini seneye ayırdım. Bir kaç çuval gübre ile kalan leonarditi fideleri dikerken ve tohumları (barbunya-fasulye vs.) ekerken toprakla az az karıştırıp (misal fideye bir yemek kaşığı kadar leonardit ve bir avuç kadar keçi gübresi) vermeyi düşünüyorum. 10 çuval gübreyi de fideler büyüyüp boğaz doldurma zamanı geldiğinde diplerine az az vererek traktörle tekrar çapalatacağız...
Bu yaptıklarımın bahçeyi mükemmel olmasa da ekim-dikime hazırlayacağına inanıyorum. Keçi gübresinin tamamını atsak da olurdu bahçeye ancak fazla gelecek 600 m. kare yere bir traktörden fazla keçi gübresi, yarısını da seneye saklıyayım, gübreyi bulmayı geçtim taşıması ölüm, seneye de kafam rahat olur.
Yaylada traktör işlerini yapan böyle gündelikçi bir kaç kişi var. Bu sene kayınpederden fazla faydalanamayacağız, ovada kendi işleri var ve yavaştan emekliliğe hazırlıyor gibi kendini, yaş 70 tabi haklı adam... :) Gelen sağolsun ağaçlara zarar vermeden 30-35 dakikada işi bitirdi. Gitmeden konuştuk biraz, eşim de yayladan olduğu için eskilerden, yenilerden vs. Bu gübre az dedi, 3X15 gübresi de atacakmışım, tel kurdu için de ilaç, kenarlardaki otlar için ot ilacı vs.vs. Zihniyet değişmiyor maalesef, gübre at, ilaç at, öldür, yok et... İş yeri hekimliğini yaptığım gübre-ilaç-fide-tohum satışı yapan işletmeye cumartesi günü bir çiftçi geldi. Aldığı ilaç vs. arabasına zor sığdı. Nereye atacak bu kadar malzemeyi diye sorunca, 50 dönüm patatese atacağını öğrendim...
Neyse bizim bahçe işleri böyle, olduğu kadar ne yapalım :p
Pazar günü maydanoz ekmiştim ancak az geldi attığım tohum, dün tekrar tohum alarak ilave attım. Toprağı eşimle çapaladık, temizledik ve üzerine ince bir tabaka halinde cocopeat-hayvan gübresi atıp tohumları serptikten sonra sulayıp üzerine de naylonla bastırdık. Dün gittiğimizde ise ilave tohumlardan sonra daha uygun olur diye naylonu alıp elyaf ile örttük.
649276
Hemen yanında ise etkinlikten gelen diğer yeşillikler var; dereotu, tere, roka, maydanoz yapraklı tere...Hemen yanında da yine etkinlikten gelen sanırım @ Milla göndermişti, iki çeşit karışık marul var fide halinde. Biraz fazla geldi bize ektiklerimiz (bir kısmını daha sonra ekmek için ayırmıştım) ve yarıya yakınını komşumuza verdik. Dün gittiğimizde hallerinden memnun gibiydiler...
649277
Yukarıdaki resmin sağ tarafında yayılmaya devam eden limon kokulu yayılıcı kekik var. Hanım isyan etti ve yayılmalarını durdurduk. Minik minik söküp taşların arasına naklediyorum. Geçen sene yanılmıyorsam @ Muda nın da bu yönde önerisi vardı. Nispeten çim yerine geçeceğini ve diğer yabanilerin çoğalmasını azaltacağını düşünüyorum. Taşlar ile oynarken birinin altından karınca yumurtaları çıktı, aynen geri kapadık...
649278
Bahçenin girişindeki 'sedum reflexum' lar...
649370
Uzantılarını büyüttüler ve yavaştan tomurcuğa döndüler..
649371
Yakında da bir ay boyunca görsel şölene dönüşecek sarı yıldızımsı çiçeklerine kavuşacaklar...
649372
Sedumların bu yıl üçüncü yılları. Yabani otları aralarına koyduğum çam kabukları durduramadı, biz de işin doğrusu fazla özen göstermedik temizlemek için. Kimi yerlerinde ayrıklar da işin tuzu biberi oldu. Hiç uğraş istemeyen, verdiğiniz veya vermediğiniz suya, soğuğa, havaya, güneşe eyvallah deyip hastalık nedir bilmeyen bu arkadaşlar iyi de çok da albenilerinin kaldığı söylenemez artık. Girişe uzak yerdekileri çiçeklenme bittiğinde yapacağı pergulenin çatısına koymak isteyen bir arkadaşa verip yerlerine bu sene dikeceğim coreopsis gibi hoşumuza gidecek kalıcı çiçekler koymak istiyorum.
Bahçe sürüleli 10 gün oldu ancak sürekli yağan yağmurlarla çamurlaşan toprağın kurumasını ve sıraların açılmasını bekliyoruz. Eğer sorun olmazsa yarın öğleye kadar elimizdeki fideleri dikmeyi planlıyoruz çünkü cumartesi öğleden sonra yine yağmur var. Yoksa saksılara alacaz fideleri :) kabakgiller çiçek açtı bardaklarda ki bir tanesi aynı topraktaki gibi kocaman olmuş, dolmasını yapsak olacak, ilk çiçekleri kopardım. patlıcan ve domateslerin ilk çıkan yaprakları sararıp dökülmeye başladı. Havalar ısınınca kırmızı örümcek tehlikesi de başlıyor. Geçen sene çoğu salatalık heba olmuştu, bu yüzden yapraklarında sararmaları görünce (sadece kabakgilleri) ilaçlamaya başladım.
Dün de etkinlikten gelen fındık turbu ile komşunun verdiği salatalıkları (salatalıklar için ikinci tur oldu bu) bir gün suda beklettikten sonra viyollere ektim.
Aşağıdaki fideleri yavaş yavaş yaylaya çıkarıyorum, ortama yavaştan alışsınlar, camla kaplı balkonda sera gibi geçen sene mutlu olmuşlardı, hem de hepsini tek seferde benim araçla götüremem.. Hafta başı mesai sonrası yukarı çıktığımızda evin giriş kapısının önünde maydanoz roka tere ekerken bahçemizdeki fareleri avlayan kediyi telaşlı bir halde gördük eşimle. Yaklaşınca bir de ne görelim iki minik yavru gözleri yeni açılmış, bir tane de muhtemelen doğum sırasında ölmüş. Anne öyle bir baktı ki, eve girmeye korktum. Az etraflarında dolaşınca yavrularından birini ağzına alıp götürdü. Biz işimizi bitirip evden çıktık, kızımızı almak için merkeze gittiğimizde içimiz rahat etmedi. Bizim gittiğimizi görünce tekrar geri gelebileceğini düşünerek lokantadan üç-beş meşhuuuurrr 'Ödemiş köfte' (reklamımızı da yapalım) alıp geri gittik ama bıraktığımız yavru hariç ortalarda diğer ikisi gözükmüyordu yine. Köfteleri bırakıp ayrıldık...Dün tekrar yukarı fideleri bırakmak ve bahçeye bakmak için çıktığımızda köftelerden ve diğer yavrudan da iz yoktu...
Öğle arası çektiğim resimlerden ekliyeyim;
Acur-salatalık viyolü, çıkmayan bir iki göze de ilave olsun diye topluca ektiğim ve sonra dikecek yer bulamadığım jalapeno biberlerinden dikmiştim...
650147
Çiçekleri...
650148
Muhtemel kırmızı örümcek ziyaretine bağlı kimi sararmış yaprakları, belirgin sararmışları geçen hafta toplamıştım yoksa sapsarı olacaktı ortalık.
650149
Bozdağ da ziraatla uğraşan bir arkadaşın verdiği (bu sene ilk kez yaylada deneyecekler bir kaç arkadaşıyla birlikte) dört tek enginardan biri. Duyduğumu aktarayım; böyle hibrit enginarların yaprak kenarları resimdeki gibi iğneli olurmuş, dikim için karpuz gibi bir sıra atlayarak (iki ekilen sıra arası 120-140 cm. olacak şekilde) ve iki kök arasına bir metre boşluk kalacak şekilde ayarlanıyormuş. Bir kökten 20 civarı baş alınabiliyormuş..
650150
Etkinlikten iki çeşit pancar gelmişti, bunları çoklu ektim ve önceki gün tek viyol gözünde birden fazla olanları ayırdım ve resimlerini ekledim aktardıklarımın. Sanırım pancarın fazla kökü olmuyor, o sebeple aktardıklarım biraz da akşam güneşini fazla görmüş olacaklar ki baygın baygın yatıyorlar...
650151
Domates fidelerimizin bir kısmı... Şimdiye çoktan toprakta olmaları lazımdı ama hava şartları elvermeyince hafiften sararmaya daha doğrusu kocamaya - yaşlanmaya başladılar. Resimdeki kıvrık halleri susuzluklarından kaynaklanıyor. Köklerinin daha iyi olması, gelişmesi için suyu mümkün olduğunca geç veriyorum.
650152
Bunlarda domates -biber - patlıcan (Allah rahmet eylesin B. Manço) karışık. Patlıcanlardaki yaprak sararması domateslere göre daha çabuk oluyor sanki.
650153
Geçen cumartesi sabahtan yayladaydık. Yağışların ardından geçen iki güneşli gün toprağı kıvamına getirince arık (karık-dizi) açması için anlaştığımız (bahçeyi traktörle süren) vatandaş ile bahçede buluştuk. Biz domates, biber, patlıcan, kabak, salatalık, acur ve bir kaç değişik fideleri (yer bademi, kalıcı ıspanak, malabar ıspanağı, enginar) ayrıştırırken sıralar açıldı.
Karga kahvaltısını yapmadan erkenden oruçlu oruçlu acele etmemizin sebebi, akşam üzeriye doğru yağışın başlayacağının söylenmesi. Yukarıda yazmıştım; zaten fidelerin aktarımı için geç kaldık, bugünü de kaçırırsak yağmur yağacak, kurusun diye yine bekleyeceğiz vs.vs... Bu arada o gün yağmur doğumuz batımıza yağdı bizim oraya uğramadı. :D
Neyse saat 18 doğru 70 kadar domates, bir o kadar salatalık, beş kadar acur, beşer taneden üç ayrı cins tatlı kabağı, üç sakız kabağı, 30 kadar üç farklı cins patlıcan, 60 kadar (çifterli dikildiği için 30 kök) biber, dört enginar, tek kök kalıcı ıspanak yerlerine dikildi.
650845
650846
Fideleri dikmeden önce çukurlara bir tutam leonardit...
650853
Bir avuç yanmış hayvan gübresi atıp karıştırıyoruz. Daha sonra fideleri dikip iyice sıkıştırdıktan sonra can suyunu veriyoruz. Bardak viyol gibi hazır iyice köklenmiş yerlerden toprağa aktarım yaparken ihmal edilebilir olsa da özellikle çıplak kökleri dikerken günün serin saatlerini seçmekte fayda var.
650854
Bu da bizim amelemiz... Aslında birbirimizin amelesiyiz. Bu tip işlerde yapılan işe 'aşık olmak' lazım, birliktelik lazım, yoksa yürümez, yürüse de aksak aksak gider... Yoksa tatil günü, sabahın körü, öğlenin sıcağında kim niye uğraşsın ki... ;)
650855
Dün (07.06.2017) iş çıkışı bakliyat grubunu ekmek için tekrar çıktık yukarı; bu kez yanımıza kayınpederde eklendi. Aşağıda patates için kullandığı 'elyaf' tan küçük birer parçayı da getirdi.
Toprağın tavı güzel, bir kaç gün daha sıcak gitse kuruyacak ve çimlenme oranı düşecekti. Perşembe günü de yağmur bekleniyor, (ki az önce iyi bir yağmur yağdı) hafta sonu üniversite sınavı var, sonrası sıcak... yani dün ektik ektik yoksa işimiz zordu... Dört kısa sıra (100 ocak kadar) taze fasulye, dört sıra İspir in şeker fasulyesi, yine bir o kadar kuru fasulye ve üç sıra da kısa barbunya ekildi. Tek sırada zar zor (hanım ve kayınpeder yeniliklere kapalıdır, en güzel barbunya-fasulye onların ektikleridir her zaman, dolayısıyla alternatif çeşitlere gerek yoktur :D ) minik pandaları andıran Bolu fasulyesi ektik. Bir cins daha vardı bizim buradaki yerel etkinlikten vermişlerdi sağolsunlar, yine Bolu fasulyesini andıran bir tür, onu yukarı çıkarmayı unutmuşum, denk gelirse bizimkilere çaktırmadan ekeyim sonra.
Ekerken leonarditin yettiği kadar ocaklara (fidelerde yaptığımız gibi) birer kısım leonardit ve yanmış hayvan gübresi koyup karıştırarak, karışımın üzerine tohumları koyduk ve üç cm. kadar toprakla kapattık. Kapak toprağını az koyarsanız hava sıcak gittiğinde kuruma yapacağı için çimlenme oranı düşecektir. Çok koyarsanız da oradan çıkması zor olur. Üzerine bir de yağmur yağarsa toprak kaymak bağlayıp sertleşeceği için özellikle taze fasulyenin topraktan çıkma oranı çok çok düşecektir. Bunu engellemek için yettiği kadar elyafı ektiğimiz yerlere örttük. Yetmeyen üç-dört sıranın üzerini de bu işler için kullanıla ince şeffaf naylonla örttük.
An itibarı ile bahçenin yaklaşık beşte birlik kısımı boş. Evde viyollerde pancar var; laf aramızda bu pancarlar nasıl büyüyecek anlamadım, hercai menekşe büyütüyormuşum gibi; koskoca sebzesin arkadaş viyolün gözünde sağa sola kaykılmadan, yamulmadan dimdik dursana...Neyse işte bu pancarlar adam olursa onları dikecez boş yerlere; pırasa-karnabahar-brokoli (etkinlikten gelen tohumları yetiştiremedim bu sene)-kereviz-mor lahana-lahana ilk aklıma gelenler ekilecekler arasında. Bir de bana bağlı bir çiftçinin verdiği (tarlaya ekmiş yaylaya çıkarmadan önce çıplak kök olarak vermişti oradan) ince uzun piyasada pek göremeyeceğimiz eskilerden ince uzun patlıcan ile çarliston biber var hazırda ekilecekler arasında.
Bir de viyollerde ve küçük plastik kaplarda bekleyen bir sürü çiçek fidesi var...Yaylaya daha göçmediğimiz için uzaktan kumanda ile anca bu kadar yağmur-çamur-dolu arasında. Hobilerini oturdukları yerde gerçekleştiren arkadaşlara imreniyorum doğrusu.
Ek bilgi; forumda danıştığım arkadaşlar ve bölgede işi yapan çiftçilerin ortak görüşü; ekim için bakliyatlarda 25-30 cm. araları olan ocaklarda iki veya üç kök bırakmak.
Dutlubahçe
08-06-2017, 14:19
Dün (07.06.2017)
.. Evde viyollerde pancar var; laf aramızda bu pancarlar nasıl büyüyecek anlamadım, hercai menekşe büyütüyormuşum gibi; koskoca sebzesin arkadaş viyolün gözünde sağa sola kaykılmadan, yamulmadan dimdik dursana...Neyse işte bu pancarlar adam olursa onları dikecez boş yerlere..
Sayın TCM, geçen sene benim yetiştirdiğim pancarlar da önceleri aynı böyle idi, viyolden bahçeye aktarınca yumruktan büyük baş yaptılar.
Sayın TCM, geçen sene benim yetiştirdiğim pancarlar da önceleri aynı böyle idi, viyolden bahçeye aktarınca yumruktan büyük baş yaptılar.
Çok sağolun bilgi için. Bu arada az önce buraya yağan şiddetli yağmur yaylalara doluyla birlikte yağmış. Bizim bahçeye de yağdıysa şiddetli demek ki bu yaz sadece pancar yiyecez. :(
...Bu arada az önce buraya yağan şiddetli yağmur yaylalara doluyla birlikte yağmış. Bizim bahçeye de yağdıysa şiddetli demek ki bu yaz sadece pancar yiyecez. :(
Salı günü akşam üzeri (13.06.2017) yayladaydık. Kışlıkları ve zamanımız yettiğince hala viyollerde, plastik kaplarda bekleyen çiçekleri dikmeye çıktık. Dolu bahçemize fazla uğramamış herhalde; iki domates fidesinin ucunu kırmış, sanırım toparlarlar. Ancak son yağışlar zaten keyifsiz olan salatalıkları iyice kötülemiş. Bir kaç tanesi kurumuş, acurlar sanki daha dayanıklı gibi bu tip şartlara..
Ayın yedisinde ektiğimiz bakliyatların bir kısmı resimde arka tarafta gözüküyor. Kayınpederin önerisiyle toprağın yağmurdan sertleşerek 'kaymak' oluşturmasını engellemek için koyduğumuz elyaf bir işe yaramamış gibi. Bugün akşam üzeri nasipse yine yukarıdayız, bakliyatlar başarabildilerse topraktan çıkmaya başlamışlardır. Yoksa üzerindeki sert tabakayı ufak bir çapayla bozmak gerekecek, tabi tohumlara zarar vermeden, işe yaramazsa da ekim işi tekrarlanacak. Haziranın ortası oldu hala ekim ile uğraşıyoruz ;)
Resmin ön tarafında ilk diktiğimiz domatesler var. Hemen arkasında kurufasulyeler ve akabinde yeni diktiğimiz kışlıklar. Yukarıda bahsetmiştim bir arkadaş enginar verdi diye. Sağolsun aynı arkadaştan iki çeşit karnabahar (meriva ve kağıtta 'luka' benzeri bir şey yazıyor ama sanırım yanlış yazmış) bir çeşit brokoli (monopoly), brüksel lahanası ve kereviz getirmiş. Bunlar köpük viyollerde ve tamamı F1 çeşitlerden olmalı. Yanına pazardan açık kök olarak lahana, pırasa ve kırmızı lahana aldım. Pırasaları birer karış, diğerlerini 50 şer cm. arayla diktik. Lahanaların arasını az daha açıp, mor lahanaların ise kapatarak.
651603
Yeşillikler güzelleşmiş, özellikle de marullar. Marulların sağında kekikler atak yapıp marulları yakalamışlar, bir kaç hafta önce aralarında bir karış mesafe vardı.
651604
Dahliyalar ikişer karış olmuşlar, bahçenin diğer tarafında ilk ekilenlerden biri ise tomurcukta. Bu yıl büyük süs ayçiçeği ekmedik, bordürlerin ön tarafında gördüğünüz gibi pek çok yerden kafalarına göre topraktan fışkırmışlar. Resimdeki gibi düzgün yerden çıkanları ellemeyelim kafalarına göre büyüsünler...
651605
Plastik bardakta yetişen biberlerimiz. Öndeki iki ufaklığı da çapalanmış toprağın renginden anlaşılabileceği gibi yeni diktik. Muroga ve scorpion lar çifterli dikildi. Bu arkadaşlardan birer kök ile sadece bir kök çıkan carolina reaper ı sezon sonuna kadar dayanması ve çapraz tozlaşmayı engelleyebilmek için için büyücek saksılara dikerek aşağıda bıraktım. Biberlerin tamamı fazla toprak istememeleri ve birbirine destek olabilmeleri için ikili olarak ve 50 şer cm. arayla dikildi.
Üstteki resimde beyaz elyaf örtünün hemen berisindeki sıra bir tanıdık çiftçinin verdiği çarliston biberler. Çiftçi yaylaya dikmek için ovadaki tarlasına bunları ekiyor ve istediği boya gelince kökleyip yaylaya çıkarıp dikiyor. İki resimdeki biberler arasındaki boy-gelişme farkı çiçftçinin biberleri lehine oldukça bariz belli oluyor. Sanki bizimkiler plastik bardakta el bebek gül bebek büyümüş eski Türk filmlerindeki kolej kızı, çiftçininkiler ise bıçkın 'şoför Nebahat' ... Bakalım verim nasıl olacak.
651608
Elma ağacının çevresindeki sedumları söküp yerine geçen seneden beri peşinde olduğum ve etkinlikten iki arkadaştan gelen coreopsis fidelerini diktim. Çevresini de yurt dışından gelen küçük süs ayçiçeklerini sıraladım.
651610
Geçen sezon sonundan beri açmayı bekleyen papatyalar nihayet tomurcukta..
651609
Buraya uğramayalı epey olmuş. Kendi işlerimin yoğunluğu, hayatın anlamlı anlamsız telaşları, yıllardır aynı domates-biberin resimleriyle burayı gereksiz doldurmak istemeyişim, düzgün fotoğraf çekme imkanımın olmaması ziyaretimin geç kalmasının sebepleriydi. Olduğu kadarıyla ve arkadaşlara faydalı olması amacıyla bir kaç değişik taktik paylaşımımla bahçeme gireyim...
Bu sene sırık domatesler için resimdeki yolu izledim. İki demir arasını üç kök domates bırakacak şekilde sıraladım. Yerden birer karış aralıklarla sera ipini kullanarak her kökün önünden ve arkasından geçecek şekilde ikişerli şeritler çektim.
654504
654505
Bu şekilde (her ne kadar sn. İsmai KUZUCU nun intizamı gibi olmasa da) ip gibi gayet düzenli oldu.
654506
Fasulyelerin çoğuna da aynı taktiği uyguladım. Ancak domates gibi fazla ağırlığa maruz kalmayacağı ve dolayısıyla eğilip bükülmeyeceği için tek sıra ip çektim ve bu ipe fasulye barbunya kollarını sardırdım, şimdilik o da fena olmadı...
654507
Etkinlikten gelen patlıcanlar, bu sene ilk kez kendi yetiştirdiğimiz fideleri diktik, şimdilik gayet sağlıklılar ve çiçeklenmeye başladılar. Bilgileri hatırlayalım kısaca; patlıcan suyu sever, bol sulamazsak acı olur. Domatesi ise ilk meyveler görününceye ve ceviz gibi oluncaya kadar su vermemek gerek. Daha sonrada düzenli sulamak gerek.
654512
Biberin bir tanesi önceki sene olduğu gibi toprak seviyesinden kesilmiş. Suladıktan sonra 'decis' ile kepeği karıştırıp resimdeki ufak kaplara koyarak (toprağa direk dağılıp, yayılmasını engellemek için) üç farklı yere yerleştirdim. Geçen sene bu taktikle hiç kayıp olmamıştı.
654509
İki ortancayla geceyi kapatalım.
654511
Ortancaların küçük boyda olanlarını iki sene önce çelikten yetiştirmiştim.
654510
Musa Gündoğan
27-07-2017, 08:15
sayın TCM sizin daha önce bana söylemiş olduğunuz gibi biberleri 2 şerli dikmiştim. gerçekten dediğiniz gibi ne kırılma ne bükülme hiç bir şey olmadı hatta mutualist yaşam gibi birbirlerini büyüttüler diyebilirim.
size bir sorum olacak; biberlerin altı daha fazla güneş gördüğü için yer örtücü ve sarılıcı otlar sürekli büyüyor. ve biberler dahil tüm sebzelere sarılmaya başladı. bunun biberlere zararı olur mu? yoğunluk biberlerde olduğundan sormak istedim. yoksa hiç bir şekilde ot namına bir şey bırakmamam mı gerekiyor?.
@ Musa Gündoğan, resimlerde arık/karıkların arası tertemiz gözüküyor. Geçen haftaya kadar çok su alan yerler minik minik, kısmen birer karışa kadar uzamış yemyeşil otlarla doluydu. Bu otları mümkün olduğunca erken temizlemek ve vakit ve kuvvet varsa da çapalamak lazım. İki çapalama bir sulamaya bedel derler... Aralarda çıkan otların kökleri fazla olmadığından sulama sonrası hafif darbelerle bile çıkıyorlar veya devriliyorlar. Benim vaktim ve kuvvetim olmadığı için minik bir çapayla bir kaç saatte tüm arık aralarını toprağı sıyırarak hallettim. Sadece sonradan dikilen fidelerin diplerini oluşan sert tabakayı kırmak için çapaladım.
Bu otların kötü tarafı ürünlerinizin besinlerine ortak olması ve zararlıları kendilerine dolayısıyla sizin ürünlere çekmesi. Toprakta 10 birim besin maddesi varsa otlar dördünü alırsa sizinkilere altı kalacak. Otlar olmasa hepsi sizin :)
Bir de, siz börtü böcek fare yılan olsanız veya mantar hastalığının etkeni olsanız benim biberlere mi gelirsiniz, sizinkine mi :)
Musa Gündoğan
27-07-2017, 15:04
TCM bu otları yolmaktan ben bıktım onlar büyümekten bıkmadılar. kaç kez topladık ancak hep büyüdüler zayıflar ancak kökü azıcık toprağa dokunsun büyüyebiliyor. ilk iş olarak tüm sarılıcı otları temizlemek tamamen yok etmek iyi olacak. sağolun verdiğiniz örnek için.
Etkinlikten gelen patlıcanlar, bu sene ilk kez kendi yetiştirdiğimiz fideleri diktik, şimdilik gayet sağlıklılar ve çiçeklenmeye başladılar. ...
654510
Kopasıca dilime... :(
Önceki gün şiddetli yağmur vardı. Dolu yağmadı. Ertesi gün patlıcanlarda dört beş kök, kabaklarda bir kaç kök, salatalıklarda yine bir kaç kök, sanırım bir tane de domateste mantar başladı hemen. Sabah erken ilaçlayacaktım ancak evin içindekiişlerden dışarıya çıkamadım. Akşam üzeri fasulye-kabakgiller-domates-patlıcan ve çiçekleri sulandırılabilen kükürt ile ilaçladım. 16 lt. lik pompaya yarım su bardağından biraz eksik. Kükürtün mantarlar üzerine etkisi, domateste de kırmızı örümceğe etkili olduğunu hatırlatayım. Ayrıca organik tarımda geçerli ve tozu kadar olmasa da yılanları kaçırır(mış). Bir kaç güne etkisini göremezsem pek istemesem de bakır kullanıcam sanırım.
Dutlubahçe
04-08-2017, 19:20
Çok sağolun bilgi için. Bu arada az önce buraya yağan şiddetli yağmur yaylalara doluyla birlikte yağmış. Bizim bahçeye de yağdıysa şiddetli demek ki bu yaz sadece pancar yiyecez. :(
Sayın TCM, pancarların son durumunu merak ediyoruz.
Sayın TCM, pancarların son durumunu merak ediyoruz.
Fena değiller sanki, en yakın zamanda resimlerini çekip sorularımı sorayım :)
Bahçemizin dahliyaları arasında açanlar...
Rekor bu arkadaşta, kafa çapı 26 cm. 'Kelvin Floodlight'
654981
'Mom's Special' türlerinden olmalı...
654980
654982
654983
654984
Dahliyalara devam. Önceki senelerdekinin aksine bu kez dahliya aralarını 50 cm. civarına çıkardık ve yumruları ayırıp azaltarak ektik. Görüntü böyle daha güzel oldu ve hastalıklara (özellikle mantar) karşı havalanma da güzel olacağı için daha dirençli olacağını düşünüyorum...
654985
654986
654987
654988
654989
Bu sene diğer değişiklik sayıdan ziyade dahliya çeşit sayısını arttırmak. Bu sene sekiz tane yeni çeşit aldık ancak üçünü kendi hatamızdan dolayı çürüttük. Elimizde biriken aynı renk soğanları ise geçen sene yaklaşık 30 arkadaşımıza dağıtmıştık.
654990
654991
654992
654993
654994
Şu ana kadar açan son iki dahliya, halen açmamış olanlar daha sonra...
Dahliya 'hapet blue eyes'
654995
Ve 'encore'
654996
Bahçeden ilk yediğimiz ürünler biberler oldu...
Etkinlikten gelen çarliston biber, tatlı kıl biber ve bu yıl ilk kez denediğimiz değişik rengi-duruşu ile karizmatik biber 'buena mulata'
654997
Yine ilk deneyim, aslında bu tohumu ekme niyetimiz yoktu, sanırım ya gönderen arkadaş ya da ben tohumları karıştırdım. Ancak memnunuz, japon salatalığı...Salatalık ile acur arası bir tat.
654998
Phylox lar bulunduğu zeminin toprağının az olması sebebiyle geç gelişip geç açıyorlar... Hanım sağa sola devrilmelerini engellemek için bu kez işi sıkı tutmuş...Belinden bağlı çalı süpürgeleri gibi olmuş her biri...
654999
Sayın TCM; geçen etkinlikte ben paylaşmıştım japon salatalığını başka birinin paylaştığını görmedim.. Ayrıca benden talepte bulunmuşsunuz...
Eğer ekme niyetiniz yoktu neden talep ettiniz... diye sorar insan şimdi?
Ayrıca rica ederim. Afiyet olsun...
Yine ilk deneyim, aslında bu tohumu ekme niyetimiz yoktu, sanırım ya gönderen arkadaş ya da ben tohumları karıştırdım. Ancak memnunuz, japon salatalığı...Salatalık ile acur arası bir tat.
654998
...
Eğer ekme niyetiniz yoktu neden talep ettiniz... diye sorar insan şimdi?
Ayrıca rica ederim. Afiyet olsun...
Hanım sağolsun standartların dışındakilere soğuk bakar hep. Panda yavrusu gibi şirinlik abidesi bolu fasulyesini bile çaktırmadan bir sıra ancak ekebildim bu sene :D Neler çektiğimi görün işte. Ekmediğimiz sizinki değil de meksika salatalığı imiş bu arada..
Japon salatalığını komşu ilk gördüğünde 'bu ne böyle ejderha gibi' demişti. :) Bahçede ilk tadına baktığımız bu oldu, dediğim gibi tat, şekil açısından acur ile salatalık arasında. Her yıl olduğu gibi bu sene de mantar başladı salatalıklarda, az önce olanları topladım ve 'topas' ile ilaçladım, geçen hafta attığım kükürt işe yaramamış. Bir tane meyveyi tohumluk olarak bekletiyoruz. Topladıklarımızı tavsiyenizle turşu yapmayı düşünüyoruz. Paylaşım için teşekkürler...
655048
@ Dutlubahçe pancarlarımız / nız (@İsmail Kuzucu & bahcedenn ve sizinkiler) burada...Kırmızı pancar ve boğa kırmızı pancarlar..Pancarların hasada geldiğini nasıl anlayalım, sanırım daha erken..
655050
655051
Bunlarda pazardan hazır fide olarak aldıklarımız..
655049
Bu da kışın evde bozulduğu için dışarı attığımız bal kabağı tohumlarından çıkıp komşu bahçeye iltica talep etmeye niyetlenen arkadaş..
655052
Bahçenin bir kaç hafta önce yukarıdan görünümü,
655053
Biber, salatalıkların olduğu yan taraf,
655054
Bahçenin uç köşesine bu yıl depo yaptırdık, 25 m.kare civarı, kazma-kürek-çapa-tırpan-ıvır/zıvır ne bulursak koyduk. Daha küçük yaptıracaktık ancak ustamız betonu fazla dökmüş :p İnşaat ustaları ilginç oluyor hep, kalıpları görünce 'biraz büyük mü olmuş sanki' dedim, 'olur mu hiç dediğin ölçüye göre yaptık ya' dedi. Betonu döktükten sonra arıyor 'az büyük olmuş' diye :D
655055
İki yıldır ekinezyayı tohumdan yetiştirmeyi başaramayınca geçen sene bir arkadaştan hazır fide almıştım. Bu sene büyüyünce daha güzel açtı.
655056
Sedum reflexumlar. Resim önceki haftalardan. Artık çiçeklenmeleri bitmek üzere. Alanın geniş olması, aralarında çıkan ayrıklar, bizim bakımlarını aksatmamız sebebiyle görüntüleri zevk vermez oldu. Önümüzdeki sene bu alana dahliya ekmeyi düşünüyoruz. Reflexumlar emekli edilecek. Bu tarafa yolu düşen olursa arkadaşları erken emekli edebiliriz..
655057
Dutlubahçe
05-08-2017, 22:31
@ Dutlubahçe pancarlarımız / nız (@İsmail Kuzucu & bahcedenn ve sizinkiler) burada...Kırmızı pancar ve boğa kırmızı pancarlar..Pancarların hasada geldiğini nasıl anlayalım, sanırım daha erken..
Kendi sayfamdaki geçen yıla ait paylaşımlara baktım, mayıs sonu gibi pancar fidelerini bahçeye dikmişiz, ilk hasadı da 26 haziranda yapmışız.
Daha önce ve bu yıl kırmızı pancar ekmedim. Biz toprağı hafif eşeledik, pancarın büyüklüğüne bakarak hasat etmeye karar verdik.:)
Guernica
07-08-2017, 10:12
Sayın TCM, bahçenize eşimle hayran kaldık. Gölcük'te resmen bir cennet bahçesi kurmuşsunuz. Emeğiniz bahçenin her köşesinde yeşermiş. Bize ilham verdi bahçede yaptığınız çalışmalar. Tabiri caizse gaza geldik, kendi bahçemizde yapmayı planladıklarımız konusunda :)
Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ediyorum tekrardan.
Selma_321
07-08-2017, 11:08
Bu sene diğer değişiklik sayıdan ziyade dahliya çeşit sayısını arttırmak. Bu sene sekiz tane yeni çeşit aldık ancak üçünü kendi hatamızdan dolayı çürüttük. Elimizde biriken aynı renk soğanları ise geçen sene yaklaşık 30 arkadaşımıza dağıtmıştık.
654990
654991
654992
654993
654994
Çiçeklerinizin hepsi bir harika ama 3.dahlianın (sarı renkli olan)cinsini öğrenebilir miyim?O cinsin beyazını bauhaısetan almıştım (çokta seviyordum)ama çürüttüm.
Çiçeklerinizin hepsi bir harika ama 3.dahlianın (sarı renkli olan)cinsini öğrenebilir miyim?O cinsin beyazını bauhaısetan almıştım (çokta seviyordum)ama çürüttüm.
Cinsini bilmiyorum, buyukcicek.com dan alıyoruz iki yıldır, fena değil. Bizim hanımda beyaz çiçeklere hasta. Biz önceki sene bir beyaz aldık o da deli deli açıyor :)
655485
Bu arkadaş eski soğanlardan ancak bu şekilde rengimiz yoktu..Türk Malı..
655489
Yeni açanlardan biri daha..
655488
Rekor bu arkadaşa geçti geçen hafta, 33 cm. çiçek çapı, önceki rekor 26 cm. miydi..
655486
Kıyas için toplu çekim.. Önceki rekortmen soldaki sarı olan..
655487
Sayın TCM, bahçenize eşimle hayran kaldık. Gölcük'te resmen bir cennet bahçesi kurmuşsunuz. Emeğiniz bahçenin her köşesinde yeşermiş. Bize ilham verdi bahçede yaptığınız çalışmalar. Tabiri caizse gaza geldik, kendi bahçemizde yapmayı planladıklarımız konusunda :)
Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ediyorum tekrardan.
@ Guernica, 'mübalağa sanatı'ndan verdiğiniz örnekler için sağolun.. :o Amacımız 'bunlar bizim eserimiz' diyebileceğimiz ve hoşumuza giden şeyleri yapabilmek. 'Misafirperverliğe' gelince; geçen haftaya kadar elimizde salatalık ve tek tük biber harici bir şey yoktu :D ..Bu hafta ilk fasulyemizi yedik, biberlerimiz arttı. Hanımla birlikte bahçede ne kadar yeşillik varsa toplayıp resimdekini yaptık, hafta içi izinliyim, denk gelirseniz bekleriz yine, daha güzelini yapar, oradan sizin bahçeye bakmaya gideriz... Göl kenarındaki çayı hala içemedik.. Bizdeki misafirperverlik ancak bu kadar işte...
655490
İki resimle günü bitirelim.
Ayçiçeği, arısı üzerinde..
655491
Zinnialar, yine arısı üzerinde..(Aynı arı mı o :) )
655492
Bu sezon da bitti... Çocuklarınız ergenliğe ulaşmadan beraberliğinizin kıymetini bilip iyi değerlendirin. Sonra size takılmıyorlar, kimi sağa çekiyor kimi sola çekiyor ve sonuç karikatürdeki gibi bu yıl da geçen yıl gibi iyi 'evde kaldık' :D
Önceki sene dikmiştik böğürtlenleri, geçen sene yiyemedik, bu sezon başında yan komşu çam fidelerinin kenarındaki yabani otlara 'ot ilacı' atarken bizim böğürtlene de dokundurmuşlar hafiften, toparladı, beş kilo kadar meyvesini aldık. Reçel yaptık, bir kısmını da buzluğa depoladık..
657763
Yusufçuk... Güzel poz vermişti aslında, ama cepteki teknik imkanlarla güzelliğini bu kadar ortaya çıkarabildik...
657764
Bu yıl hepsiburadanın indirimlerinde denk geldi ve 'alaçam' firmasının bahçe masasını aldık. Sırt dayamalı görünüş olarak güzel ancak budakları fazla olduğu için mi ne çatlamaya başladı. Dayandığı kadar artık. Bahçe için kullanışlı güzel tavsiye ederim. Resimlememdeki esas amaç sabah çiyinin ne kadar fazla olduğunu gösterebilmekti, sanki hortumla sulamışız.
657765
Sürekli aynı bahçenin resimlerini eklerken faydası olacak bilgileri özellikle tekrar paylaşmak isterim. Bu yıl domateslere uyguladığımız destek sistemi (http://www.agaclar.net/forum/1514250-post1015.htm) mükemmel işe yaradı. O kadar rüzgar, fırtına, yağmur gördü ama hiç sorun olmadı. Yine mesajda paylaştığım gibi kimi fasulye ve barbunyalara da benzer taktik uyguladım ve güzel oldu. Daha önce bilinen yöntem ile fasulye ocaklarının kenarına kargıları dikip iki ocaktaki dört beş kök fasulye-barbunyayı bunlara sardırıyorduk. Bu yöntemde kötü taraf toprak sertleştiğinde kargıyı saplamak zor oluyor. Ancak onu da şöyle çözdük; bir buçuk metrelik demiri toprağa çaktık eşimle, demirii sağa sola sallayarak kenarında açılan boşluğa bir miktar su dökerek toprağın oluşan boşluğa girmesini engelledik. Daha sonra demiri iyice toprağa çakarak deliği derinleştirdik ve demiri çıkardığımızda oluşan boşluğa kargıyı rahatlıkla yerleştirdik. Bundaki sorun zamanla toprağın sulanması ve oluşan şiddetli rüzgarların sayesinde kargıların meyvelerin yükü de binince yan yatmasıydı. Bunun önüne de tüm kargıları üstlerinden iple birbirine bağlayarak geçebildik. Dördüncü yılımızın sonunda ideal yöntemlere ulaşabildik :)
22.07.2017 tarihli domateslerimizden...
Hafize önden...
657767
Hafize arkadan...Hafizeler pek güzel, pespembe, düzgün hatları, diğer domateslere göre biraz daha sert yapısıyla tadı bir tık geride olmasına rağmen darbelere daha dayanıklı.
657768
Mükemmel italian heirloom domates...Söbe, yumurtamsı yapısı, omuzları sarımsı, dümdüz, girinti-çıkıntı olmayan yapısı, sulu, incecik kabuğu, bol sulu gerçekten mükemmel tadı ile bu yıl da domatesler içinde gözdemiz oldu. Hiç mi kusuru yok bu arkadaşın derseniz; dal-yaprak yapısı çok narin, çok fazla meyve dökümü olmadı, genelde kök başına beş altı meyve, tane başı ağırlık 250 - 400 gr. desek iki üç kilo meyve ancak topladık. Bunu hesaplamak için özel çaba sarfetmediğim için hesabımda hata olabilir. Bir diğer ayrıntı bu yıl 90 kök civarı domates diktik ve içlerinden beş kök kadar mantari hastalık sebebiyle dalları siyahlaşarak fire verdik, bunların ikisi italian domatesti. Ancak özellikle bu yıl ilk yediğim domatesin ağzımda eriyip giden tadı hala aklımda.
657769
Domateslerin fiziksel olarak en güzeli 'blue beauty' ve bu yıl ilk kez denediğimiz 'russian cossack' ... Mavi güzellerimiz geçen senenin aksine bu yıl daha iri, lezzetli ve verimliydi. Bunda sıranın sonuna dikilmesinin ve dolayısıyla kökünün daha ıslak kalmasının sebebi olabilir.
657770
657771
Black vernissage domates; aslında kalın kabuğu ile pek diklesi değil, ancak bahçedeki görüntüsü ile apayrı bir karizması var. Bence mutlaka bir kök dahi olsa her bahçede bulunmalı. İri domateslerden daha erkenci olduğu için diğerleri gelene kadar işinizi de görecektir. Bol çekirdekli, oldukça etli yapısı, çok daküçük olmaması sebebiyle biraz uğraştırsa da yemeklerde dahi kullanılabilir.
657772
Bunlarda geçen haftanın (16.09.2017) toplu domates gösterisi...
Sağ öncen başlarsak; blue beauty - russian cossack ve hafize...Sağ arkadan devam edersek bulgar domatesi - Ödemiş in oturak domatesi ve muhtemelen tula domates...
657773
657774
657775
Ve bu senenin yeni keşfi, @ hcorak ın 'bulgar domatesi' ... Yumurtamsı italian heirloom un düz top gibi hali bulgar domatesi. Verim daha az, lezzet bir tık daha geride ancak oldukça iri domatesler verdi. Rekor elimdeki 980 gr. gelen domates oldu.
657776
Böyle domates resimleri görünce kendimden geçiyorum. Sizce normal mi doktor bey:D:D
Böyle domates resimleri görünce kendimden geçiyorum. Sizce normal mi doktor bey:D:D
Öyle bedava muayene yok, şaka bir yana 'o haldeki' resimlerinizi ekleyin birlikte karar verelim normal mi, yoksa bir sorun var mı :D
Benekli Bolu barbunyası - Önceki sene @ hcorak tan almıştım tohumunu, geçen sene az ektim, ekilenler de randımanlı olmayınca pek bir şey anlayamadık. Bu yıl 20 ocak kadar ektim, buradan iki buçuk yemeklik topladık. Birini komşulara verdik pek sevmişler. Birini biz yedik, sevdik. Notlara (http://www.agaclar.net/forum/1420030-post28.htm) bakarken kuru olarak ta yeneceği yazılmış, tohumlukları ayırdığımızda bir yemeklik daha çıkarsa öyle de deneyelim.Bu arada resimlerden de görüleceği üzere tadı madını bırakın da sadece şirin görüntüsü için dahi ekilebilir bu 'panda barbunya' lar :) İlk dağıtım sanırım @ Kaknus dan Bolu fasulyesi diye çıkmış ancak netten aradığımda uyumlu veri bulamadım. Ben de benekli Bolu barbunyası dedim.
657882
657883
657884
Bolu fasulyesinin tohumlarını fasulyede su durumunu ayarlayamadığım için arkadaşa vermiştim. Tohumluk için yetiştirmesine rağmen bize oldukça verimli geldi. Ben hala fasulyede başarı sağlayamadım. Bu yıl da çok az ekti. Ancak tohumluk olarak değerlendirdi sanırım. Tırmanabileceği biraz uzun bir yer gerekiyor. Tabi ki de sulama ve gübreye dikkat etmek başarı için şart.
@ Muda, bölgemizde fasulye - barbunya eken çok; ova tarafı yazın çok sıcak olduğu için ve bakliyatın da arası sıcakla iyi olmadığından yaz başında ürün alacak şekilde ekerler, yaylacılar da mayıs ayı ile birlikte tohumları toprağa atmaya başlarlar ancak esas ekim mayıs sonunda olur. Ancak özellikle barbunyada yayla ürününün verim, görüntü ve lezzetini hiçbir yer veremez.
Sezon başlamadan yayladan muayeneye gelenlerden biri 'ben size oturak barbunya tohumu vereyim' dedi. Olur dedim ama bekle bekle gelen giden yok. Baktım hanımı geldi, 'seninki oturak barbunya tohumu getirecekti n'oldu' deyince güldü, 'n'apcan oturak tohumu sen, oturak olan erken olur ama tadı sırık gibi olmaz, boşver oturağı moturağı bizim kısa barbunyada ek sen yine' dedi. O zaman öğrendim ben de, cinsine göre değişse de sırık daha tercih edilirmiş :)
Sulamaya gelince; ben ekstra bir şey yapmıyorum, toprak kuruyunca suluyorum o da altı günde bire denk geliyor aşağı yukarı, hava çok sıcak olursa bir gün önce işimiz çok olur da denk gelmezse bir gün sonraya kalıyor...
Dün iş çıkışı geç vakit yayladaydık. Hava çok güzeldi yine, gereksiz kalabalık yoktu.
Dahliyalar tam formunda...
Bu iki arkadaş kafa kafaya vermişler bizi çekiştiriyorlar...
657983
Kimmiş bunlar bakayım, gösterin kimliklerinizi...
657984
Neyse, bizim 'delikız' mış biri, delidir ne yapsa yeridir...
Bu yıl sarı etiketleri aldım. İki yıldır işyerinde kullandığımız tahta dil basacaklarına fidelerin isimlerini yazıyorum ancak sonrasında çapalarken, sularken, otlarını yolarken bir şekilde kayboluyor tahtalar, sonra ara bakalım bu biber pul biberlik maraş mıydı yoksa emcelli biber miydi..
Evin girişi;
Milletin ortancaları geçti bitti bizimkilerin bir kısmı yeni çiçekleniyor. Geçen yıl çiçeklenme neredeyse hiç olmamıştı, bunu yanlış budamaya bağlamıştım. Bu yıl da çok çiçeklendi sayılmaz, sebep bulamadım bu kez.. :(
Solda neredeyse eve çıkacak olan ve resmin sağındaki sarı kırmızı gül ve patımsıyı taciz eden arkadaş kendiliğinden çıkan black vernissage domates. Hiç ellemedik, kendi haline takılıyor, bir tane domatesini yiyemedik daha...
657989
Sezon başında bolca açıp biz taşınınca güllerini bitirip istirahate çekilen, biz aşağıya göçünce yine güllerini gösteren utangaç bir cimbomlu..
657990
Ortancalar...Ön taraftakiler kendi yetiştirdiklerimiz...Denk gelirse söylüyorum ayçiçeklerinden mutlaka edinin, çok güzeller. Biz bu yıl ekmedik hiç, resimdekiler kendiliğinden bahçede çıkanlar. Bunlar hanımın büyümesine izin verdikleri, yoksa tonlarcası boy gösterecek...
657991
Sarı çiçekleri dökülünce kuşlar halini hatırını sorup çekirdeklerini ellerinden alıyor gariplerin, başlarını tamamen eğebilenler kurtuluyor...
657992
birnefestoprak
27-09-2017, 15:34
Diğer Hafize Baliç meyveleri de böyle düzgün şekilli ve iri oldular mı? Bunun saflığıyla ilgili (burda dağıtılan tohumlarda da olmak üzere) sorunlar var. Sizin tohumunuz Sn üzüm'den mi gelmişti?
Black vernissage domates; aslında kalın kabuğu ile pek diklesi değil, ancak bahçedeki görüntüsü ile apayrı bir karizması var. Bence mutlaka bir kök dahi olsa her bahçede bulunmalı. İri domateslerden daha erkenci olduğu için diğerleri gelene kadar işinizi de görecektir. Bol çekirdekli, oldukça etli yapısı, çok daküçük olmaması sebebiyle biraz uğraştırsa da yemeklerde dahi kullanılabilir.
657772
Bunlarda geçen haftanın (16.09.2017) toplu domates gösterisi...
Sağ öncen başlarsak; blue beauty - russian cossack ve hafize...Sağ arkadan devam edersek bulgar domatesi - Ödemiş in oturak domatesi ve muhtemelen tula domates...
657773
657774
657775
Ve bu senenin yeni keşfi, @ hcorak ın 'bulgar domatesi' ... Yumurtamsı italian heirloom un düz top gibi hali bulgar domatesi. Verim daha az, lezzet bir tık daha geride ancak oldukça iri domatesler verdi. Rekor elimdeki 980 gr. gelen domates oldu.
657776
Bu ayçiçeği de tek başına çıkıp eğilip bükülmeden dimdik ayakta kalanlardan. Ama Bülent Ersoy misali köprünün altından çok sular geçmiş, çiçekleri geçmiş, tohumları yenmiş, iş hemen hemen bitmiş...
657995
Ama ayçiçeğinin dibinde bir renklilik var sanki... Bu da geçen senenin dökülen tohumlarından kendiliğinden çıkan aster. Geç kalmış biraz ama...
657996
Bunlarda bu sene 'kalıcı olduğu' söylendiği için ilk kez ekip-diktiğimiz ancak hala çiçeklenmeyen coreopsis - kız gözü çiçekleri. Önünde kendiliğinden kuru fasulye çıktı fasulyelerini topladık, yanında kendiliğinden 'cosmos' çıktı, çiçekleri oldu bitti bizimkinde daha tık yok. Acaba ilk yıl çiçeklenmiyorlar mı?
657998
Bahçeye giriş yolunun sağ tarafı, dahliyalarla çevrildi. İlk dahliyanın boyuna bakar mısınız, neredeyse üç metre...
657997
Bu da yolun diğer tarafı, katmerli, zahmetsiz, hoş kokulu, güzel görünüşlü, dayanıklı kadifeler...
657999
Bu yolu seneye fırsat bulmalı da çim yapmalı aslında...
Dutlubahçe
27-09-2017, 15:53
Dün iş çıkışı geç vakit yayladaydık. Hava çok güzeldi yine, gereksiz kalabalık yoktu........
Bu yıl sarı etiketleri aldım...
Çiçekler elbette güzel ama sarı etiketler de çok hoşuma gitti. Nereden buldunuz, kaça aldınız... bilgi verebilir misiniz?
@ birnefestoprak, 'Hafize Baliç' ile ilgili ilk paylaştığım yıl bilgisi burada (http://www.agaclar.net/forum/1413767-post21.htm). Paylaşanlar arasında @ üzüm ve @ heyyamola var. @ üzüm 2013 yılında paylaşmış, o zaman ben buralarda değildim :) muhtemelen @ heyyamola dan gelmiş bana tohum. O zamanki ürün bilgisinde boyut için çoğunluğu iri olan orta - iri büyüklükte yazmışım.
Ancak kendi paylaştığım tohumların açıklamalarında da belirttiğim bir durum var; siz de sık sık vurgulayıp karşı çıkıyorsunuz gerçi, amacım farklı tür domatesleri deneyerek istediğim türleri bulmak ve çeşitliliği minimuma indirerek aynı çeşitlerle yola devam etmek. Tabi bunu yaparken tohumlar arası çaprazlaşma olabilir ancak şu ana kadar ben bir sorun görmedim/göremedim. Aşağıdaki resim geçen haftalarda çekildi, soldaki gözüken tek kök hafize, diğerleri favorimiz italian.. Resim size fikir verdi mi bilmiyorum ancak isterseniz önümüzdeki günlerde gittiğimizde ayrıntılı resimlerini çekebilirim. Bu yılki hafizeler pembe, ince kabuklu genelde yumruk büyüklüğünde ve heybetli-italian-maniyeye oranlar daha sert-dayanıklı. Misal 10 tane italianı yayladan aşağıya indirince bakıyoruz kimi ezilmiş, kimi yarılmış ancak hafizeler 'blue beauty' ler kadar olmasa da sertimsi yapıları sebebiyle etkilenmemişler olaydan.
658031
Bir de bahçeye gelenlere, bilgisi olanlara bir sorum olacak; bu yıl bahçeye toplamda 750 kg. civarı keçi gübresi ve 50 kg. granül leonardit attım. Bahçede sebze ekilen yer yaklaşık 600 m.kare kadar olmalı. Bu gübre ve leonarditin büyük çoğunluğunu elimle ve kürekle serptim toprağın üzerine. Fideleri toprağa dikerken de açtığım çukurlara ikişer avuç keçi gübresi ve birer avuç leonarditi attım. Seneye toprağa serpmeden sırf bu sistemi kullanayım diyorum. Leonardit kullandığım ikinci yıl oldu.
Bu yıl sebzeler daha bir güzel, iri, lezzetli ve dayanıklı oldu. İlk kez domatesler tamamen hastalıksız yıl geçirdi diyebilirim. Yaklaşık 90 kök domateste mantar sebebiyle dalları kanserleşmiş gibi siyahlaşan üç kök domatesi söktüm sadece. Salatalık dahi (mantar ilacı iki kez attım salatalıklara) yiyebildik. Domates ve bakliyatlara üç kez sadece sulandırılan kükürt atarken patlıcan ve salatalıklara üç kez mantar, mısır ve brokoli grubuna ise bir kez böcek ilacı attım. Misal ilk kez ektiğimiz bulgar domatesinin bir tanesi 980 gr. geldi. Yaylada patlıcan olmaz derler daha önce de oluyordu ancak bu yıl sizlerden gelen üç cins patlıcanı epey yedik. Biberlere hiç bir şey atılmadı, kuru fasulyeye üstünkörü kükürt attım. Geçen yıl kükürt ile birlikte attığım bakırı doğaya verebileceği zararı göz önüne alarak bu yıl atmadım. Kimyasal gübre hiç atılmadı. Dolayısıyla bu yıl bahçemizden memnun kaldık diyebilirim. Bunda keçi gübresi, leonardit, şans, nasip hangisi öncelikli etmen bilmiyorum.
Sorum şu; üst resimdeki domatesler ile alttaki resimlerdeki çoğu domatesin omuz bölgelerindeki sararma (kızarmama) resmin orta bölgesindeki yapraklardaki sararma (pek az domateste oldu) topraktaki iz element eksikliğinin göstergesi olabilir mi? Bir ziraat mühendisi arkadaş domatesin içinde beyaz damarlanma olur deyince iricenin birini kesip resimledim, çok damarlanma yok gibi. Ayrıca omuz bölgesindeki kızarmama olayı her çeşitte yok, bu özellik domatesin cinsine bağlı olabilir mi? Misal italian heirloomlar geçen sene de aynı üstteki resimdeki gibi omuzları belirgin sarıydı. Tohumlarını verdiğim ve yetiştirip bana getiren iki arkadaşın italianları da bu şekildeydi. Altta ortası çatlak çatlak olan 'dester' domateslerde de omuzlar yeşil yeşil...
658055
658056
658057
Alttaki iki resim aynı domatese ait (muhtemelen italian)
658058
658059
Kıyas açısından @ Telato nun domateslerine (http://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/36369-61.htm#post1518760) de bir göz atın. Sanırım kendisi resim çekeceği domateslere ayrı bir işlem uygulayarak cilalayıp, süslemiş. Misal italian ve dester domatesler benimkilerden daha küçük olsa da (belki resimlenenler öyle) omuzlarındaki renk değişiklikleri daha az ve daha kırmızı görünüyorlar.
Neyse domateslerde 'iz element eksikliği' mi var, yoksa 'göz' mü var, yoksa bunlar olası şeyler mi fikirlerinizi beklerim.
Toprağın gücü konusunda; benim etkinlikte de sürekli dağıttığım lezzet konusunda mükemmel denebilecek kısa barbunyaları (http://www.agaclar.net/forum/1413377-post16.htm) bu yıl toplarken tanelerin çok iri olduğunu söyleyince ben de bizim yaylacı çiftçilere sordum sebebini, üç kişiye sordum üçü de aynı şeyi söyledi "yer güçlü gelmiştir"...
Bir de yeri gelmişken bu sene sulamanın önemini keşfettiğimi söylemeliyim. Arıkların sonu başına göre hafif aşağıda kalıyor ve su dipte daha fazla gölleniyor. Ben de arıkların başına bakıyorum, toprak iyice kurumuşsa veriyorum suyu, en erken beş en geç te haftada bir sulanıyor bahçe. Kuru fasulyelere baktım toplarken sıranın ortasındakiler misal 20 ürün verirken suyu gören yerdekiler 25 ürün vermiş. Geçen sene sıranın başında olan 'blue beauty domatesler' limon kadarken bu sene sıranın sonunda olan kardeşleri avuç dolduruyor. Demek ki neymiş, arıkların arasındaki engelleri uydur kaydır yapmayacak, sular içerisinde yeteri kadar duracak şekilde yapacakmışız.
Çiçekler elbette güzel ama sarı etiketler de çok hoşuma gitti. Nereden buldunuz, kaça aldınız... bilgi verebilir misiniz?
İnternetten baktım bu etiketleri. Ödemiş te dolaşırken tesadüfen saksı, bambu vs. satan yerde gördüm. Büyüklü küçüklü çeşit çeşit. Bunlar yanılmıyorsam orta boy ancak oldukça yeterli ve tanesi 35 kuruş gibi. 100 tane aldım, kimisinin üzerine asetat kalemiyle bir kerede yazınca silik kalıyor, onları iki kerede yazıyorum. Domates biberlerde farklı türden olanların bir başına bir sonuna koymayı düşünüyorum, yan yana duran 10 kökün hepsine de 'heybetli' diye yazmanın anlamı yok :D
Musa Gündoğan
28-09-2017, 16:31
sayın tcm
sarı etiketler için özellikle domateslerde size bir tavsiyede bulunacağım.
domatesler çok fazla büyüdüğünden ve de aralarda toplama sırasında ayağa takılıp yerinden çıkabiliyor. örnek olarak kendi bahçemden bahsetmek isterim. ben 5 mm çelik tellere etiketlik kaynattırdım. tanesi 3.5 tl ye geldi uzun vadeli olması için önce astar sornada sarı boyayla boyadım. bunların boyları 60 cm toprağa ne kadar soksam da domates toplama giren çocuklar ya da başkaları iri olmasından ve ayaklarına takılmasından dolayı yerinden sökülmüş olarak gördüm. sonrasında o çubuğun rastgele geri başka yere sokulduğunu gördüm.
bu şekilde domateslerinizin isimleri karıştırmanız mümkün olabilir.
Çözüm: domates karılarını yaptıktan sonra ve sarı etiketliklerini taktıktan sonra elime bir kağıt kalem aldım karıkları çizdim. hangi domatesin hangi karıkta olduğunu yazdım ve kağıdı tohum alana kadar sakladım. sonrasında tohum almaya sıra gelince bi baktım ki etiketliklerden 3 tanesi çıkarılmış kağıda baktım ve domateslerimi kurtardım.
söz uçar yazı kalır hesabı bunu dikkate alınız
Musa Gündoğan
28-09-2017, 16:40
domateslerin tepelerindeki sarımsı-yeşilimsi renkler benim gördüğüm kadarıyla türden türe değişiyor. bazı domateslere gerçekten az su vermek gerekli diye düşünüyorum. ben sizin gibi bol su verince domates hızlı olgunlaştı ancak sıklıktan dolayı güneş göremeyen üst kısımlarda sarartılar kaldı benim yorumlamam bu şekilde. yani az güneş bol su etkisi öyle oluyor gibi
birnefestoprak
28-09-2017, 16:52
Soldaki kökteki ve yukardaki resimdeki gibi görece düzgün şekilli ve yayvan, dediğiniz gibi orta-iri meyveli olmalı. Sizdeki meyveler iyi gözüküyor. Pembe Domates Ağı'ndaki yetiştiriciler ne yazık ki bu çeşidin saflığını bozdu. Çaprazlanmadan dolayı çeri domates haline geldikten sonra tohumunu paylaşmaya devam edenler vardı. Sn üzüm'den gelen tohumlarda sorun yoktu. Elinizdeki tohum değerlidir.
@ birnefestoprak, 'Hafize Baliç' ile ilgili ilk paylaştığım yıl bilgisi burada (http://www.agaclar.net/forum/1413767-post21.htm). Paylaşanlar arasında @ üzüm ve @ heyyamola var. @ üzüm 2013 yılında paylaşmış, o zaman ben buralarda değildim :) muhtemelen @ heyyamola dan gelmiş bana tohum. O zamanki ürün bilgisinde boyut için çoğunluğu iri olan orta - iri büyüklükte yazmışım.
Ancak kendi paylaştığım tohumların açıklamalarında da belirttiğim bir durum var; siz de sık sık vurgulayıp karşı çıkıyorsunuz gerçi, amacım farklı tür domatesleri deneyerek istediğim türleri bulmak ve çeşitliliği minimuma indirerek aynı çeşitlerle yola devam etmek. Tabi bunu yaparken tohumlar arası çaprazlaşma olabilir ancak şu ana kadar ben bir sorun görmedim/göremedim. Aşağıdaki resim geçen haftalarda çekildi, soldaki gözüken tek kök hafize, diğerleri favorimiz italian.. Resim size fikir verdi mi bilmiyorum ancak isterseniz önümüzdeki günlerde gittiğimizde ayrıntılı resimlerini çekebilirim. Bu yılki hafizeler pembe, ince kabuklu genelde yumruk büyüklüğünde ve heybetli-italian-maniyeye oranlar daha sert-dayanıklı. Misal 10 tane italianı yayladan aşağıya indirince bakıyoruz kimi ezilmiş, kimi yarılmış ancak hafizeler 'blue beauty' ler kadar olmasa da sertimsi yapıları sebebiyle etkilenmemişler olaydan.
658031
@ Musa Gündoğan, uyarılarınız için teşekkürler. Dediğiniz gibi kağıda yazıp sonradan ona baktığım da oldu, ancak ne kadar plan yaparsanız yapın tohum-fide ekip-dikerken evdeki hesap pazara uymuyor. Aceleyle onu oraya bunu buraya ekelim derken karışabiliyor. Meyve sebzeleri özellikle domatesleri toplarken benden başka kimse giremez bahçeye :) Hanım bile sorar hangisini koparabilirim diye, malum tohumluklar önemli, dağıtırım yoksa ortalığı. :D
Musa Gündoğan
02-10-2017, 08:20
@TCM domates konusunda bende çok hassas olduğumdan bu sene tüm tohum alacağım domatesleri taa ilk çiçek açmadan hepsini tül izoleyle kapattım. sonra kendi içinde tozlaştırdım. umarım çapraz tozlaşma bu sene olmamıştır. sırf bu yüzden bizimkiler yaklaşık 1 ay domates yiyemediler. özellikle ilk çiçeklerde bu uygulamayı yaptım. baktım domates gerçekten yansıtmıyor diğer tohumluğa geçtim.
Yaylada patlıcan olmaz diyenlere gelsin bu resim.
658326
Fuji elmasının (en sevdiğimiz elmadır hanımla) dördüncü yılı olmalı. İki tane var üstünde, dört beş idi bu ikisi kalmış.
658327
Hercai menekşeleri bu sezon ekmedik, sağda solda tek tük çıkanlar kendi çabalarıyla bugünlere geldiler.
Bu da pek şirinmiş...
658328
Etkinlikten gelen kalıcı ıspanak, 10 kadar ektiğim tohumdan sadece biri çimlenmişti. Sezon sonu artık etrafındaki yabancı otları mazur görün.
658330
Geçen sene ilaç yazdırmaya gelen ve ot-çöple haşır neşir olmayı seven bir amca, o an nasıl baktıysam artık 'seni stresli görüyorum ben, melisa göndercem bir saksı, kaynatır içersin arada' dedi. Bir hafta 10 gün sonra kapı çalındı amcanın 10 yaşlarındaki torunu, elinde kilosunun yarısı kadar kocaman bir saksı 'bunu dedem gönderdi' deyip odanın bir kenarına koydu. Oğlum kaç paraymış bu deyince de, 'kafanı takma doktor amca, sorun yok, bak işine' gibilerden cümleler söyledi ama tam hatırlamıyorum şimdi :D Canımsın dedim, böyle samimi güzellikler olmasa bu işler çekilmez.
İşte o saksı aşağıda ve hala saksıda. İçeride olmadı, geçen sene yapraklarını bir tur toplayıp yaylaya çıkardık ancak neremize kızsam bilemedim toprağa aktaramadık daha.
Ancak hafiften rahatlatıcı, kafa dinlendirici bir şeyler içmek isteyene melisa yı mutlaka öneririm. Bu aşırı kokulu olan melisa değil 'limon otu' olan melisa. Bir tatlı kaşığı silme bile olsa yeterli, suyun tadını rengini değiştiriyor, sıcak suyun içerisine döküp içerim arada ancak yaprak kalmadı :)
658329
Bu yıl ilk denememiz bu biberi, sanırım @ bahcedenn in paylaşımıydı. Pek sevdik biz, erken oldu bibersiz kalmamış olduk. Mor rengiyle her gören pek sevdi, daha öncede yazmıştım bilinmeyen, görülmeyen sebzelerden her bahçeye lazım tek tük. Ancak bu arkadaş 8-10 cm. boyu ve çıtır çıtır lezzetiyle de muhteşem, çok tazeyken yersen hafif acı, gittikçe artan acılığı var. Meyve verimi resimde görüldüğü gibi oldukça iyi.
658331
658332
Aşağıdaki arkadaşların bir kısmı yendi kalanı da pre / probiyotik olarak ufakça bir kavanoza yerleştirildi, yanlarına mor lahana, pancar sapı-yaprağı ilave edildi. Sorun olmazsa suyunun lezzetini ve şifasını tahmin edemiyorum...
Şu renklerin güzelliğine bakar mısınız..
658333
Sûz-i Dilârâ
02-10-2017, 18:05
Ancak hafiften rahatlatıcı, kafa dinlendirici bir şeyler içmek isteyene melisa yı mutlaka öneririm. Bu aşırı kokulu olan melisa değil 'limon otu' olan melisa. Bir tatlı kaşığı silme bile olsa yeterli, suyun tadını rengini değiştiriyor, sıcak suyun içerisine döküp içerim arada ancak yaprak kalmadı :)
658329
Aşırı kokulu olan melisa (kolonya çalısı) çalı formunda ve zehirli!
Sizdeki oğul otu, limon otu gibi adları da olan tıbbî melisa; depresyon ve uykusuzluk gibi sorunlara iyi geldiği ve rahatlattığı biliniyor. Yapraklara elinizi sürüp hafif ovunca limon gibi kokar.
Aman dikkat arkadaşlar, bilmeyenler için uyarı olsun.
Ben de çok sevdiğimiz doktorumuza peru mumu hediye etmiştim. "Bilgisayar başında çok duruyorsunuz bu kaktüs elektromanyetik enerjiyi çekiyormuş ve tecrübeyle sabit, dinçleştiriyor" deyince pek sevinerek almıştı. Epey alışmıştık, güler yüzlü, ilgili, mütevazı biriydi. Köyden gelince sağlık ocağına gittik, göremeyince çok üzüldüm. Güler yüzlü doktor eksikliğinden şimdi hastalansam bile ocağa gidesim gelmiyor.
...doktorumuza peru mumu hediye etmiştim. "Bilgisayar başında çok duruyorsunuz bu kaktüs elektromanyetik enerjiyi çekiyormuş ve tecrübeyle sabit, dinçleştiriyor" deyince pek sevinerek almıştı. ...
Ben hem işte hem de evde bilgisayarın başındayım.. ;)
Sûz-i Dilârâ
02-10-2017, 19:08
Mesaj alınmıştır:D Lakin adres isterem doktor amca:D
Mesaj alınmıştır:D Lakin adres isterem doktor amca:D
Ömürler görün e mi... Almış kadar oldum.. :)
Bu yıl önceki yıllara göre epey mısır yedik.
658347
Sadece biz değildik bizim mısırları yiyen. Kuşlar, fareler..
658348
Şundaki rahata bak arkadaş..
658349
Kıvrılmış mis gibi, kahve falan, gazete getireyim..
658350
Mısırlar büyümeye başladığında böcekler görünce bir kez decis ve toz şeklinde böcek ilacı attım, daha sonra ilaçlamadım bir daha.
İlk resimde çoğunlukta olan mısırlar etkinlikten gelmişti, görüntü, verim ve tat olarak oldukça güzeller, haşlamadan rahatlıkla yenebilir, çok da değişen bir şey olmuyor o kadar tatlılar. Ancak közlemeye gelmiyorlar, hem tatları kayboluyor, hem de çok fena dişlere yapışıyorlar. Hem haşlayalım, hem közleyelim, ayrıca çok ta tatlı olmasın canım ne bu pamuk helva mı derseniz bizim yörede sık ekilen eğri-büğrü mısırlar var ancak onlarda da verim olmadı.
Mısırları yüzeye çok yakın ekmemek lazım, kökleri dibe ulaşmayacağı için şiddetli yağmur - rüzgarda yan yatıyorlar. Geçen sene buna dikkat etmeyince kenarlarına ip çekmek zorunda kalmıştım. Bu yıl tek tük devrilen olsa da daha iyiyiz.
Resimleri ziraat mühendisine gösterdim, kuşlar bu kadar çok yiyemez (kimi koçanları tamamen temizlemiş keratalar) yenen kısımlar üst taraftaysa fare yemiştir dedi. Ben de fare delikleri bahçenin diğer tarafından bu tarafına niye geldi acaba diyorum.
Bu yeşil kurtlardan domateslerde de oluyor tek tük.
Biri blue beauty domates mi görmek istedi :)
@telato tabaktakileri göstermiş, ben de daldakileri göstereyim.
Bu yıl blue beauty ler geçen seneye göre daha iri oldular. Daha önce bahsetmiştim sanırım buna sebep suyun daha çok beklediği uç bölgeye ekilmiş olmaları.
658648
658649
658650
Biri blue beauty domates mi görmek istedi...
Of of of, böyle güzel domates mi olur arkadaş :eek:
Domates olsam kesin bunlara aşık olurdum, gerçi insan halimle bile ciddi elektrik aldığım ortada :D
Sayın TCM, bahçenizi severek takip ediyorum. Biberiniz çok hoş rengarenk çok güzeller. Hele son mesajınızdaki domates harika görünüyor. Bu sene etkinlikten domates tohumu talep etmiycem dedim değişik domatesleri görünce dayanamıyorum. Sayın TCM Blue Beauty domates tohumunu inşallah azda olsa etkinliğe ilave edersiniz bizde bu güzelliği bahçemizde görürüz.
Resulgur
08-10-2017, 23:21
Biri blue beauty domates mi görmek istedi :)
@telato tabaktakileri göstermiş, ben de daldakileri göstereyim.
Bu yıl blue beauty ler geçen seneye göre daha iri oldular. Daha önce bahsetmiştim sanırım buna sebep suyun daha çok beklediği uç bölgeye ekilmiş olmaları.
658648
658649
658650
Sn. TCM emeğinize sağlık çok güzel bir görüntü .. ;)
Bizim Blue Beautyler de sera içerisinde bu şekilde olmuştu, sizin domatesler dış ortamda görünüyor. ilaçlama ve gübrelemeyi nasıl yaptınız domates üzerinde beyaz benekler görünüyor ?
...bu yıl bahçeye toplamda 750 kg. Civarı keçi gübresi ve 50 kg. Granül leonardit attım. Bahçede sebze ekilen yer yaklaşık 600 m.kare kadar olmalı. Bu gübre ve leonarditin büyük çoğunluğunu elimle ve kürekle serptim toprağın üzerine. Fideleri toprağa dikerken de açtığım çukurlara ikişer avuç keçi gübresi ve birer avuç leonarditi attım. Seneye toprağa serpmeden sırf bu sistemi kullanayım diyorum. Leonardit kullandığım ikinci yıl oldu.
Bu yıl sebzeler daha bir güzel, iri, lezzetli ve dayanıklı oldu. Ilk kez domatesler tamamen hastalıksız yıl geçirdi diyebilirim. Yaklaşık 90 kök domateste mantar sebebiyle dalları kanserleşmiş gibi siyahlaşan üç kök domatesi söktüm sadece. Salatalık dahi (mantar ilacı iki kez attım salatalıklara) yiyebildik. Domates ve bakliyatlara üç kez sadece sulandırılan kükürt atarken patlıcan ve salatalıklara üç kez mantar, mısır ve brokoli grubuna ise bir kez böcek ilacı attım. Misal ilk kez ektiğimiz bulgar domatesinin bir tanesi 980 gr. Geldi. Yaylada patlıcan olmaz derler daha önce de oluyordu ancak bu yıl sizlerden gelen üç cins patlıcanı epey yedik. Biberlere hiç bir şey atılmadı, kuru fasulyeye üstünkörü kükürt attım. Geçen yıl kükürt ile birlikte attığım bakırı doğaya verebileceği zararı göz önüne alarak bu yıl atmadım. Kimyasal gübre hiç atılmadı. Dolayısıyla bu yıl bahçemizden memnun kaldık diyebilirim. Bunda keçi gübresi, leonardit, şans, nasip hangisi öncelikli etmen bilmiyorum...
Çok sağolun @ Resulgur, bir önceki sayfada yazmıştım, bu yıl yanılmıyorsam üç kez sadece sulandırılabilen kükürt attım. O beyazlıklar kükürt.
Soldaki kökteki ve yukardaki resimdeki gibi görece düzgün şekilli ve yayvan, dediğiniz gibi orta-iri meyveli olmalı. Sizdeki meyveler iyi gözüküyor. Pembe Domates Ağı'ndaki yetiştiriciler ne yazık ki bu çeşidin saflığını bozdu. Çaprazlanmadan dolayı çeri domates haline geldikten sonra tohumunu paylaşmaya devam edenler vardı. Sn üzüm'den gelen tohumlarda sorun yoktu. Elinizdeki tohum değerlidir.
@ birnefestoprak, 'hafize domates' in ayrıntılı resimlerini çektim geçen hafta. Soğuyan hava, geçmekte olan yayla sezonu yaprakları sararttı.
658995
658996
658997
Geçen sene @ erkanbey den gelen dünyanın en acı ikinci biberi 2 milyon scoville lik 'trinidad moruga scorpion' ...
Saksıya çift kök diktim, iki kökünü de toprağa dikmiştim. Yaylada önceki hafta yağan kırağı tüm yeşil yapraklarını dondurmamış ama dokundurmuş. Üzerindeki biberleri toplayıp söktüm. Saksıdakileri de iki hafta önce aşağı indirmiştim, baktım bir tane biber büyümeye başlamış.
Topladığım tüm biberler irili ufaklı yeşil, fiziki olarak özelliklerini yansıtan en güzeli bu.
659001
Bu da en olgunu.
659002
Önceki akşam resimdeki çentilmiş yeri yedim yetti :)
659003
İki hafta önce kırağı yağma ihtimaline karşı buradaki çiftçilerin yaptığı bir olayı deneyeyim dedim ve daha kızarmamış sert domatesleri toplayarak yine yayladaki deponun içerisine birbirlerine değmeyecek şekilde ve gölgelik olarak kullandığım kalın bezin üzerine sıraladım. Üç beş taneyi de eve getirdim ve ayakkabılığın üzerine gözümün önüne koydum. Bir hafta geçmeden bir gün baktım domatesler kızarmış :) Yayladakilere baktım yaklaşık üçte biri kızarmış. Lezzetleri de fena değil, yazın yediklerimizden çok farkı yok. Havalar önümüzdeki hafta salı gününden itibaren soğuyacakmış. Don tehlikesi olanlar deneyebilir.
Kabaklarımız,
Etkinlikten gelen fransız kabağını turunculaştıramadık, zaman yetmedi :) Kimi siyaha yakın koyulukta yeşil oldu, kimi açık yeşilden öteye gidemedi.
659679
Balkabakları arsız oluyor. Resimdeki arkadaş bizim taraftan komşuya tellerin arasından geçmiş, oradaki kütüğün üzerinde kendine yer bulup sefasını sürmüş.
659680
Bilgisayarda sorun olunca fasulyelerin resmini üste ekledim yazısını buraya yazayım.
Bu yıl domates ve fasulyelerin sırığa alma işleminde farklı yollar denedik. Domatesi daha önceki yorumlarımda (http://www.agaclar.net/forum/1514250-post1015.htm) anlatmıştım. Domatesleri yaparken fasulyelere de benzer yöntemi uygulayayım dedim. Farklı olarak iki demir arasını daha uzun tuttum ve nasılsa ipe sardıracağım için çift ip yerine tek sıra ip kullandım. Domateste dallara destek olması için önünden ve arkasından iki sıra ip geçiriyorduk. İpleri birbirine paralel birer karış aralıklarla demirlere bağladım ve uzayan fasulye kollarını fazla gerdirmeden (buna dikkat etmeyince ilk doladığım fasulye kolları koptu veya ezildi) yeşil sera iplerine doladım.
Sonuç; toplaması kolay, kargılardaki gibi devrilme kırılma yok ancak ilk aşamada biraz uğraştırıyor.
Şu mütevaziliğe (http://www.agaclar.net/forum/1477944-post872.htm) bakar mısınız, ordinaryüs profesor mübarek...
Kendinden emin tavırlar (http://www.agaclar.net/forum/1477947-post873.htm)...(Sanki 40 yıldır aşı yapardın)
İş güvenliği falan (http://www.agaclar.net/forum/1477949-post874.htm)...Tuzlayım da kokma...
Ve gerçekler...
647224
647225
647226
647227
647228
Aynı ağaca bir milyon tane aşı yap, o aşılardan 'Nagional Geographic' belgeseli oluştur ve hiç biri tutmasın... :o
Kayınpederle mevsim sonuna doğru armut ağacını kendi dalından aşıladık üç tane, ikisi tutmuş. Tutan iki aşının en az biri benim. Buradan şu sonuçlar çıkarılabilir: 1-beceriksizlik 2-göz aşısı yapılacak materyal mümkün olan en kısa sürede ana ağaca aktarılmalı, benim gibi göz olan dalı kes, 10 dk. yol git, 10 dk. hazırlan vs. derken zaman geçirince böyle oluyor...
Kestaneye göz aşısı maceramı hatırlar mısınız? Deli kestaneye 100 tane aşı yapmıştım da hiç biri tutmamıştı. Aşıdan anlayan arkadaşlar şu resme baksın bu gözlerden alınan aşılar tutar mı?
661914
Tutmaz hiç biri... Çünkü göz, tomurcuk yok hiç birinde :o
Aşağıdaki resimde ise iki tek tomurcuğu olan var.
661915
İşte böyle :D Bu yıl yine aşı yapmak üzere dalları elime aldığımda tesadüfen dikkat ettim gözlere. Geçen seneki gibi olmasa da kestaneye ve bir elma ağacına aşı yaptım gözlere dikkat ederek bakalım ne olacak.
Sn. TCM;
Sizin aşı maceralarınız benim maceralardan daha ilginç. Biz en fazla alıç benzeri olan tek çekirdekli çalıya kızılcık aşılamıştık.
Aşılama zamanınız ne zaman. Durgun göz aşısı mı yaptınız.
Elma ile kestane aynı çekirdek olmayacağı için aşı tutmaz diye düşünüyorum. Siz en iyisi meşe ağacını deneyin. Meşe ağacına bir kişi burada aşılamış ve tutturmuştu. En az birbuçuk metre sürgün vardı. Ancak şu durumda nasıl bilmiyorum. Ağaç yaşıyor mu gidip göremedim.
Burada bir arkadaş benden aldığı kestane çubuklarının uç kısımları ile aşılama yaptı. Aşı tuttu. Her yıl çekirdekten dikmiş olduğu kestanenin sürgünleri donuyordu. Ağustos 15 ten sonra su vermemesini söylemiştim. Ağaç büyümeye devam ettiği için kendini kışa hazırlayamıyor. Su vermeyi kesince ağaç donmadan kışı geçirmişti. Tabi daha tam ağaç halini almadı. Fidandan biraz daha büyük. Aklıma gelirse son durumu fotoğraflayayım.
@ Muda yanlış anladınız / anlattım. Göz aşısını kestaneye ve elmaya uyguladım. Bir de komşunun armuduna. Yani her cinsi kendine aşıladım, sadece armudun bir gözünü elmaya da yapmış olabilirim. Eylül ayının başındaydı yanılmıyorsam.
İki aydır bahçemizin sanal yüzüne uğramamışız, nerelerde çene çalıyorduysak artık...Ondan sonra bahçeden verim bekle...
Aralık sonuna doğru bahçenin bir köşesine kavılca tohumu ekmiştik, 250 gr kadar buğdayımız vardı onu da 10 m. kare kadar yere ekebildik. Sonra internetten siyez buğdayı buldum, onu da bahçenin öteki köşesine ektik iki hafta sonra. Baktım bu hafta sonu bir şeyler çıkıyor topraktan sivri sivri ama bizimkiler mi bilemedim.
Bahçedeki büyük ceviz ağacı kesilmişti sezon sonu. Onun yerine daha küçük chandler ceviz diktik hafta sonu iki tane. İki fidan arasında altı metre var ancak fidanların yan bahçeye yani komşu ile aramızdaki tellere ve etrafındaki kiraz ağacına uzaklıkları üç dört metre arası oldu. Tozlaştırıcı dikmedik, onun yerine bir tane aşılı kestane fidanı diktik. Malum kestane aşılama çalışmalarında başarısız oluyorum, bari direk aşılı alalım. Bunların yanında bölgemizde ufak çaplı tohum fidan etkinliği yapan öğretmenimizden aldığım içi dışı kırmızı posof elması ile iki kök ahududuyu da diktik.
Bir ek bilgi vereyim; kestane çıplak köktü, ahududular da öyle. Cevizler plastik poşette, posof elması da çıplak köktü ancak ben onu geç dikeriz diye saksıya almıştım. Fidancılık işi yapan abimiz bunu duyunca sen bir an önce yaylaya ek onları ki kökleri çalışmaya başlasın, yoksa biraz daha beklersen gelişim açısından bir yıl kaybedersin dedi.
Cevizimiz, fidanın üzerinde beyaz aşı bandı gibi bir şey vardı,
öteki fidandaki sıktığı için çıkardım, bunun üzerindekini havalar soğuk belki sıkıntı olur diye ellemedim.
665310
Cevizin 10 m. ilerisindeki kestane...
665311
İki kök ahududu, yan yana dikiverdik, toprağın üst tabakası buz, zor kazılıyor, hazır açmışken...
665312
Bizim bahçenin komşu tarafından görüntüsü...
665313
Biraz daha sol taraftan, öndeki dal parçaların komşunun ocak yakarken kullandığı budama artıkları. İçerisinde onlarca küçük kuş var...Ne işiniz var soğukta buralarda inin aşağıya...
665314
Sezonu patlıcan tohumlarını suya koyarak başladık. Bir kaç gün
sonra da biberleri sulandırırım.
Pazar günü fazla ince dallara dokunmadan, yapabildiğim kadarıyla da büyük dalları ve boya giden uzayan dallarını keserek budamaya başladık. Budamadan sonra tüm agaçları ilaçladım.
.:: Büyük Çiçek | Türkiye'de Bir İlk ::. (http://www.buyukcicek.com) da sezonu açmış, bu senenin siparişlerini de verdik.
Yaylacıların zamanı gelmiş ya, az sonra maç başlayacak. Hadi bakalım yaylacılar yavaş yavaş ısınma turlarına...:p
10 güne kadar patlıcanlar, bir hafta sonra biberler, önümüzdeki ay ortasından sonra domates tohumları vs. vs.
İLAVE: Üç hafta sonra bordo ilaçlaması, bir ay sonra budamalar yapılacak.
Sitemiz geri geldi. :)
20 şubatta patlıcanlar, sanırım 28 şubatta da biberler suya kondu. Patlıcanları iki gün biberleri bir gün suda bekletip daha sonra üç katlı tuvalet kağıdının içerisine koydum (peçeteye göre daha yumuşak oluyor) Beş gün sonra topan patlıcanlar çıktı ancak kırçıllı ve siyah patlıcanlardan hala tık yok. Sanırım tohum aldığım patlıcanlarda, aldığım tohumlarda yani bende sorun oldu. Elimde tohum çok olduğu için iki gün önce birer kısım daha koydum bakalım onlar ne yapacak.
Biberleri de çeşit çok olduğu için fırının içerisine koymuştum. Önceki gün fazla sıcak olmadığı için (20 derece) tepsinin içinde tabak, tabağın içinde tuvalet kağıdı olmak üzere 24 derece olan buzdolabının üzerine koydum ancak üstü açık olduğu için bir günde kurumuşlar, hemen nemlendirdim bugün tek tük çıkmaya başlamışlar, bakalım sorun olacak mı?
10 kök osmanlı çileği ve ahududu fidesi buldum (yöremizde tohum fide paylaşan hocamızdan) fideleri direk yaylaya diktim ancak çilekleri önce bardağa diktim biraz gelişsinler diye.
Tuvalet kağıdının içerisinde tohum kabuğundan çıkan kökü görünce plastik bardakların içerisine alıyorum ve oda sıcaklığında genişçe masanın üzerine sıralayıp üzerine de büyükçe camı koyuyorum. Camın altında topraktan kafasını çıkaranları da yine oda sıcaklığında tek bir led ampulun altına sıralayıp bir kaç gün kendine gelmesini bekliyorum.
Geçen sene çatıda yaptığım seranın (http://www.agaclar.net/forum/1499883-post963.htm) içerisine derece koydum dün. Bir günlük ölçümlerde minimum sıcaklık 12 derece maksimum ise 25 derecelerde. Demek ki evin içerisinde bir kaç gün tuttuğum yeni topraktan çıkmış bardakları yarın seraya yerleştirebilirim.
Gelelim hazırlıklara; geçen sene sanırım @ Dongyul demişti şeffaf bardak kullanmayın güneş ışığı köklere zarar verebilir diye. Onun önerisiyle bu yıl da beyaz plastik bardak aldım. Geçen sene plastik bardakların dibini havya ile eritmiştim, bu yıl matkap ile deldim ancak uç olarak ahşap delici ucu kullandım.
667287
Geçen sene ŞOK ayran kabından yaptığım kürek hala duruyormuş ya :)
667288
İçerisine dolduracağım malzemeler, soldan sağa sırayla; yanmış koyun gübresi çuvalı, torf, geçen seneden kalan perlit çuvalı...
667289
Geçen seneden kalma cocopeat, akvaryumun içerisinde sulandırdım.
667290
Cüruf...İnşaat malzemesi satan yerden yarım çuval aldım.
667291
Torf Potgrond un, 70 lt. 38 tl. önceki sene de kullanmıştım, bence çok kaliteli.
667294
Geçen seneden kalan perlit sanırım 100 lt. lik idi poşet neredeyse üçte ikisi duruyor. Hafif yapısı, su tutma kapasitesi ile karışımda çok işe yarıyor. Tek kötü tarafı hafif ve uçan yapısı sebebiyle doldururken nefes yollarına kaçması.
667295
Yanmış hayvan gübresi...Bana bağlı köyde bir çiftçimiz var, önceki sene muhabbet esnasında koyunları olduğunu, çok güzel yanmış gübreleri olduğunu söylemişti ve iki yıldır ikişer çuval getiriyordu. Bu sene tekrar gittim yanına, koyunları satmış ama ertesi gün bir yerlerden bulmuş yine iki çuval atmış arabasının arkasına getirdi sağolsun. Yanına da urfa biberi tohumu koymuş bir tutam, el kadar oluyor bunlar acı diye. Ben de kendisine bulgar domatesi ile italian heirloom domates tohumlarından verdim.
667296
Ve işte muhteşem karışım :) Beşte iki oranında cocopeat, kalanlar da beşte bir oranında torf, hayvan gübresi ve perlit.
667297
Cürufu önce tüm malzelerle karıştırayım dedim, ancak baktım ağır ve iri parçalı, diğer malzemeler hafif, karıştırıp koysam bile dibe çökecek. Ben de sadece bardağın altını hafifçe kaplasın drenajı sağlasın, köklerin rahatça ilerlemesine sebep olsuni doldursun diye bardakların dibine dörder-beşer tane koydum.
667293
its_just_a_ride
08-03-2018, 12:30
Torf Potgrond un, 70 lt. 38 tl. önceki sene de kullanmıştım, bence çok kaliteli.
Klasmann'ın torf grubu çok kaliteli gerçekten. Tohum için TS 1'i tavsiye ediyorlar ama potground da gayet iş görür bence. Ben TS 1'le kocaman klonları saksılayıp ilave gübresini sıvı olarak veriyorum. Fiyat olarak da fazla uyguna almışsınız sanki. İnternette 80 tl'den başlıyor.
Fiyatlar bazen uçuk olabiliyor, ben 2 hafta önce 250 litrelik torfu 115 tl ye aldım.
Klasmann'ın torf grubu çok kaliteli gerçekten. Tohum için TS 1'i tavsiye ediyorlar ama potground da gayet iş görür bence. Ben TS 1'le kocaman klonları saksılayıp ilave gübresini sıvı olarak veriyorum. Fiyat olarak da fazla uyguna almışsınız sanki. İnternette 80 tl'den başlıyor.
Sizin gördüğünüz 200 lt. lik olmasın, benim aldığım 70 lt.lik
Fiyatlar bazen uçuk olabiliyor, ben 2 hafta önce 250 litrelik torfu 115 tl ye aldım.
Elimde geçen seneden kalma cocopeatler olduğu için torf ile karıştırırım dedim, yoksa az daha fazla para verip sadece torf-perlit-hayvan gübresi karıtırmak daha mantıklı. Coopeati su ile çözmek uğraştırıyor ve içerisinde besleyici bir şey yok, bir de her tarafı homojen olmuyor.
Sizin gördüğünüz 200 lt. lik olmasın, benim aldığım 70 lt.lik
Elimde geçen seneden kalma cocopeatler olduğu için torf ile karıştırırım dedim, yoksa az daha fazla para verip sadece torf-perlit-hayvan gübresi karıtırmak daha mantıklı. Coopeati su ile çözmek uğraştırıyor ve içerisinde besleyici bir şey yok, bir de her tarafı homojen olmuyor.
Ben çelik köklendirmek için perlitle karışım yaptım. Hayvan gübresi ile üçlü karışım bence de uygun. Köklenme sağlanırsa poşetlere şaşırtma yapacağım.
Geçen seneden kalan resimler varmış ilginç...
Kurt ailesi güneşleniyor;
667417
Kısa kadife; önceki sene etkinlikten gelmişti, adı üstünde kısa olur herhalde deyip şeftali ağacının altına ektik. Büyüdü, büyüdü, büyüdü baktık azimle devam ediyor duvarı delecek ağacın altından diğer kadifelerin arasına aldık. Orada da nazlanmadan işine devam ederek büyüdü. Diğer kadifeler çiçeklendi, maçın sonu geldi uzatmalar oynanıyor bizimkinde hala çiçek yok. Eşim çağırdı bir gün, kısa kadifenin üzerinde çiçeğimsi bir şeyler gösterdi :p
667418
Kimileri çok şevkli oluyor yaşamak için, şansı da yaver gitti mi bahçenin en güzel yerinde olduramadığımız domates duvarın dibinde kendiliğinden yetişebiliyor.
667419
Evin bahçesinde turlarken otları yolalım dedim ve bir tutam resimdeki otlu bölgeyi söküp betonun üzerine attım ki komşular indi aşağıya ve öylece bıraktık.
667420
Betonun üzerine attığımız parça kendi kendine büyümeye devam etmiş :rolleyes:
667421
Ben sadece bardakların resmini ekleyecektim, baktım üsttekiler de var, onlar da forum dünyasını tanısın derken esas resmi eklememişim :)
Benim bardaklar oğlanın odasında duruyor, oda biraz küçük ve günde kimi zaman 25 saat çalışan bilgisayarın sayesinde diğer odalara göre iki derece daha sıcak.
Kağıdın arasında, kalorifer peteğinin yanında çıtlayan tohumları plastik bardaklardaki karışımlara koyup üzerini de bir parmak sadece torf ile örtüyorum. Niye sadece torf ile diye sorarsanız; görüntü olarak en güzeli perlit aslında, beyazlıkların arasından yemyeşil yaprakların çıkması pek hoş oluyor. Veya karışımı biraz fazla doldur tohumu parmağınla bastırıver girsin içeri ne uğraşıyorum ama, üst tarafın kuruduğu ve suya ihtiyacının olduğu en iyi torf ile belli oluyor.
Neyse topraktan kafasını çıkanları resimde görüldüğü gibi kulağından tutup alıyorum...
667435
Yukarıdaki mesajda demiştim topraktan kafasını çıkaranları, kulağından tutup camın altından alıyoruz diye. Aldıklarımızı çatıya minik seranın içerisine koyuyorum hava güzelse. Ama soğuksa bir kaç gün tek led ampulun altına alıyorum küvöz niyetine. Çok fazla bardak olmadığı ve çok kalmayacakları için yetiyor tek ampul..
668107
Seradaki askerler..
668097
Şimdilik patlıcan ve biberler var, domatesleri dün gece camın altına koymaya başladım bir kaç güne saflarda yerini alırlar onlar da.
668098
Kayrum38
16-03-2018, 19:15
İtalian herlom domatesi çok övmüşsünüz
İtalian herlom domatesi çok övmüşsünüz
Bu yıl için iki farklı domates çeşidimiz daha var. Yakında gelirse iki tane daha olacak. Şimdilik liderimiz 'italian'... :)
Kayrum38
16-03-2018, 22:33
Bu yıl için iki farklı domates çeşidimiz daha var. Yakında gelirse iki tane daha olacak. Şimdilik liderimiz 'italian'... :)
Sistemi güzel oturtturmuşsunuz farklı domatesler deneyebiliyorsunuz benimkiler karıştı.O kadar tohumdan bir çanak domates kaldı.
Sistemi güzel oturtturmuşsunuz farklı domatesler deneyebiliyorsunuz benimkiler karıştı.O kadar tohumdan bir çanak domates kaldı.
Zamanla oturur sistem. Çok da fazla çeşit yapmamak lazım, birbirine karışma ihtimali artıyor, bizde azaltmaya çalışıyoruz :)
ketenhelva
26-03-2018, 21:44
Sayın TCM, tohumlardan çıkan bitkileri, topraktan kafasını kaldırırsa ve yaptıgınız seraya koymak için hava soguksa önce tekli led ampul altına koydugunuzu belirtmişsiniz, bildigim kadarı ile led ampul sıcaklık vermez, ışık radyasyonu tayfıda fide büyütmeye uygun degildir ( güneş ışıgını taklit kabiliyeti zayıftır )..Sizin gördügünüz bir fayda varmı, kagıtta yazılanla (benim okuduklarım ), denenen (sizin yaptıgınız ) sıklıkla farklı sonuçlar verir..Paylaşırsanız sevinirim.Saygılar..
Sayın TCM, tohumlardan çıkan bitkileri, topraktan kafasını kaldırırsa ve yaptıgınız seraya koymak için hava soguksa önce tekli led ampul altına koydugunuzu belirtmişsiniz, bildigim kadarı ile led ampul sıcaklık vermez, ışık radyasyonu tayfıda fide büyütmeye uygun degildir ( güneş ışıgını taklit kabiliyeti zayıftır )..Sizin gördügünüz bir fayda varmı, kagıtta yazılanla (benim okuduklarım ), denenen (sizin yaptıgınız ) sıklıkla farklı sonuçlar verir..Paylaşırsanız sevinirim.Saygılar..
Mümkün olduğunca ince eleyip sık dokuyarak anlaşılır yazmaya çalışıyorum ama bazen yukarıdaki gibi eksik yazınca yanlış anlaşılıyor... :(
Sera yukarıda çatıda, yani açık alanda. Evde çıkarttığımız tohumlar ilk günlerinde bazen şaşkın oluyor, cılız oluyor, tohum kılıfını tam yırtamamış oluyor vs. Onları direk yukarı seranın içerisine soğuğa koymaktansa evin içerisinde bir odanın köşesindeki ufak led ampulun altında tutuyorum kısa bir süre. Oda sıcak oluyor zaten (standart 22-23 derece), soğuk olan yer seranın içi (12-35 derece arası gece-gündüz) bu sebeple ampulun sıcaklığına ihtiyacımız yok. Zaten dediğiniz gibi ısı vermiyor, ışığı da yetersiz ancak bizim burada tuttuğumuz süre kısa ve ışığın altına koyduğumuz bardak sayısı beş - 10 adet. Ve arada yer değiştirip dışarıdakileri ışığın altına yaklaştırıyorum. Geçen sene iki üç led koymuştum ancak bu sene üşendim, zaten dediğim gibi içeride fazla tutmuyorum.
Dahliyaları bu yıl her zamankinden biraz daha erken ekmeye karar verdim. Çünkü yayladayken geç çiçekleniyor, tam çiçeklenmenin doruğundayken sezon bitiyor, kırağı yağıyor dolayısıyla biz zevki tam yaşayamıyoruz, dahliyaların soğanlarının iyice gelişmesini de engellemiş oluyoruz.
Erkene aldım derken geçen senenin soğanları hala bodrumda uyuyor, baktım hareket yok daha. Sadece buyukcicek.com dan bu yıl aldığım 20 kadar dahliyayı siyah poşetlerin içerisine ektim.
Çiçeklerin listesini çıkardım; toprağa dikerken rengine-boyuna-özelliklerine göre ayırt etmek için.
669055
Şimdilik çatıda güneş - yağmur almayacak bir yerdeler. Geçen sene yine netten aldığım soğanları ekerken hata yapmış, üst tarafı kuru görünce sulamış ve güneşin altında tutmuştum. İçindeki perlit sebebiyle aslında içi nemli kalmış sıcağı da yiyince bir kaç çiçeği çürütmüştüm. Bu kez olması gerektiği gibi yaptım, yani ilk ekimde bolca su verdim bir daha yapraklar toprak yüzeyinden çıkana kadar su yok.
669056
Dil basacakları (abeslang) ile numaralandırdım.
669057
Selma_321
27-03-2018, 18:54
Bende lüzumsuz( belki de) birşeye takıldım, yazınızı görünce solak mısınız diye aklıma geldi..
Bende lüzumsuz( belki de) birşeye takıldım, yazınızı görünce solak mısınız diye aklıma geldi..
Değilim. :)
24.03.2018 itibarı ile bahçede durum aşağıdaki gibiydi...
Bahar yaylalara da gelmiş. Ortancalar yeşermeye başlamış.
669632
Şeftali..
669633
Geçen sene @ Guernica ailesinin hediyesi ayvamız...
669634
Nektarin..
669635
Ancak yukarıdaki şeftali ve nektarinlerin çiçekli resimlerinden sonra bir gün hafiften kar yağdı ağaçların üzerine. Bugün tekrar yukarıdaydık, sorun yok gibiydi ama bakalım artık..
Kestane aşımız bu kez tutmuş sanki di mi..
669636
Bahçe hazır, önce kabartıldı, sonra patozla parçalandı, sıralar açılacak ve pazar gününe kadar yağış olmaz ise fidelerimizi toprak ile buluşturabileceğiz.
673272
Geçen seneden kalan keçi gübresi, bu yıl toprak yüzeyine biraz attık, kalanı fideleri toprağa dikerken açılacak çukurlara atmayı düşünüyorum. Ne kadar çok olursa olsun en az bir buçuk yıldır beklediği için sorun olacağını düşünmüyorum. Geçen sene naylonun altında iken ilaçlamıştım özellikle keçi gübresinde çok olduğu söylenen pire için.
673273
Bu yıl bahçemize yeni gelenlerden, chandler cevizimiz. Bahçedeki büyük ceviz kaldırılarak yerine iki adet chandler ceviz ve bir adet kestane dikildi.
673274
Yöresel etkinliğimizden gelen posof elması ve hemen yanında lavanta.
673276
Kestane..
673275
Fideler hazır (02.05.2018) dikilmeyi bekliyor, geçen seneye göre mevsim olarak ta tohumların ekim zamanı olarak ta bir iki hafta önden gidiyoruz. Domates biber fide sayımızı biraz arttırdık, yeni çeşitler ekledik (Bayındır ın Çınardibi Köyünün [Bulgar Köyü - @birnefestoprak sayesinde haberimiz oldu] oturak pembe ve mavi domatesleri - bizim dağ köylerinden Köseler Köyünün oturak mor domatesi [burnumuzun dibinde duruyormuş, tesadüfen haberim oldu, deneyelim bakalım nasılmış] şu an tam kadro maça hazırız..
673285
Hatta kimi biberler tomurcuğa geçmiş :D Kopardım hemen, erken öten horozu keserler.
673286
Beni melisa (limon otu) ile tanıştıran amca geçen böğürtlen dalları getirdi, bir tanesinin köklü çıkarmış, diğerleri kesilmiş dal parçaları. Dal parçalarını plastik bardaklara torf-gübre-perlit-cocopeat içine diktim, önceleri yaprak çıkardı ancak sonradan tamamı kurudu, seranın içi sıcak mı geldi anlamadım. Saksıya diktiğim köklü olanı ise geçen haftalarda yaylaya diktim, keyfi gayet yerinde.
673287
Etkinlikte tohumlarını dağıttığım kekikler baharla gelişimlerini hızlandırdı.
673288
Üstlerini biçsem iyi olacak.
673289
Dışarıda kekiğin kendi başına tohumdan üremesi zor olsa da, etrafta tohum çok olunca tek tük başını kurtaran oluyor. Geçen sene phylox un yanında boy gösteren kekik bu sene tam gaz gidiyor. Phyloxlar ise yerde yayılmaya devam ediyor. Bu yıl bahçede yaklaşık 120 m.kare yere çim döşeme planımız var. Dolayısıyla phyloxların önünü kesip başka yere aktarmak, kekikleri ise kökleyerek bahçenin yan taraflarına aktarmak gerekecek. Kekiklerde geçen sene de belirtmiştim kökleyerek aktarımda hiç bir kayıp olmuyor. Kürekle hafiften daldırıp kaldırıyor, yeni yere aktarıyor ve toprağını kurutmamaya çalışıyorsunuz bir kaç haftada tamam. Phylox da aktarımlarda çok sıkıntı çıkarmıyor diye bir kaç deneyimimiz olmuştu.
673292
Yan taraftaki kekik bu yılın mahsülü daha ;)
673293
Sene sonuna doğru yine yöremizdeki etkinlikten gelen 250 gr. kadar Kavılca (Kavulca) buğday ını ekmiştim. Epey çıkmışlar..
673295
Yakından.. Bunları nasıl biçip, eleyip, öğütecez ?
673296
Buraya da bir hafta sonra siyez buğdayı ekmiştim ama görüyorsunuz, hatta göremiyorsunuz çünkü yok :( Tohumu bir kilo almıştım ve bolca olduğu için her tarafa serptim, ancak bir iki tane ancak çıkmış, sanırım aldatıldım. :rolleyes:
673294
Koca cevizin altında ömürlerini geçiren ve geçen sene bir avuç ancak meyve verebilen kirazlarımız cevizin ortadan kalkmasıyla geçmiş yılların acısını çıkaracak gibi duruyorlar.
673311
Armut fazla budanmazmış, önceki sene dallarını kırarak kendi kendini budayan armudumuza yine kendisinden aşı yapmıştık kayınpederle. Bu yıl kollarını tekrar açtı.
673312
Üzeri meyve dolu..
673313
Ancak hastalık başlamış, nette biraz bakındım, armut yaprak uyuzu gibi geldi.
673314
Cevizin altında büyümeye çalışan ve bahçenin uç tarafına pek bakamadığımız için susuzluğa ve bakımsızlığa alışan çilekler bu yıl son yağışlar ve kendilerini terk eden cevizin sayesinde epey çoğaldılar. Aslında düzgün bir yerde toplayarak ilgilenmek gerek ancak..
673315
Bu yıl 50 çeşitten fazla dahliya (dalya) ile sezona girmeyi düşünüyoruz. Buyukcicek.com dan aldığım 21 çeşit soğanı siyah poşetlere ektim. Şu ana kadar sadece bir tanesi çıkamadı, soğanlarında çürüme yok baktım ancak yeşeren bir şey de yok. Bu yıl kendini büyütüp seneye çiçeklenecek herhalde. Siyah poşetlerden başını çıkaranı yayladaki yerlerine aktardık, bu yıl daha erken ekebildiğimiz için soğanlarını daha iyi büyüteceklerine inanıyoruz.
673324
Zahmetsiz ortancalarımız, dahliyalar gibi uzun süre çiçeklenmeseler de, sök-tak-ilaçla gibi uğraştırmıyorlar. Ortanca ile karşısındaki sedum arası yol çim olacak sorun olmazsa bu yıl.
673325
Çam cinslerinin baharda yeni açan tomurcuklarını seyretmek bir ömür oluyor. Köknarımız (Göknar)...
673326
Daha yakından ve üstten..
673327
Yıldız elması, bu yıl üzerinde hiç elma yok, geçen sene de altı-yedi tane ancaydı. Kaşınıyor mu sizce..
673328
Dutlubahçe
10-05-2018, 17:09
Yıldız elması, bu yıl üzerinde hiç elma yok, geçen sene de altı-yedi tane ancaydı. Kaşınıyor mu sizce..
Cerrah olmadığınızı sanıyordum, yoksa yanılıyor muyum?
Ceviz gitmiş, elma yolcu, başka sırada kimler var kim bilir...
Erken öten horozu unutmuşum.
Cerrah olmadığınızı sanıyordum, yoksa yanılıyor muyum?
Ceviz gitmiş, elma yolcu, başka sırada kimler var kim bilir...
Erken öten horozu unutmuşum.
Kötü bi şey mi dediniz siz, neredeydi benim bistürim.. ;)
@ Dutlubahçe doğru hatırladınız bu arada cerrah değilim.
Ceviz epey büyükçeydi, aşı değil, meyveleri küçük ve sert kabuklu. Gövdesi çok büyük olduğu için birisini tutup cevizlerini tıplatamıyorum, eleman düşse başına iş gelse evi satsak sorunu gideremeyebiliriz, o yüzden iş güvenliği olmayan şeylerden mümkün olduğunca uzak durmak lazım. Kaç yıldır altına dökülenleri topladık. Chandler olursa meyvesi daha iyi, toplaması daha kolay ve çevreye zararı daha az olur diye düşündük. Bu tip ağaçları genelde sınırlara dikerler, bizimki de öyle olmuş, ağacın neredeyse yarısı yan bahçede ve biliyorsunuz cevizin altında başka bir şey yaşamıyor. Komşum şimdiye kadar ortalıkta görünmedi ama dese 'senin bu cevizi ne kadar çekeceğiz daha' diyecek lafım yoktu. Büyük cevizin gitmesi her açıdan gerekli gibiydi, yoksa severek kesmedik.
Yıldız elmayı kesmeyiz tabi de ilginç geldi bu yıl hiç meyvenin olmaması. Bahçenin girişindeki elmamızda da bir yıl tonla elma olup ertesi yıl olmuyor, hadi o yoruluyor tamam da buna ne oluyor :D
Bu arada yukarıda resmini verdiğim armut gerçekten uyuz olmuş, tedavisi de sulandırılabilen kükürt ile ilaçlamakmış.
Cumartesi - pazar yayladaydık. Günlerdir süren kuraklık sonucu taşlaşan topraklar hafta başından beri devam eden ve hafta ortasında kesilen yağışlar sonrası ekim için uygun şartlara kavuştu. Önümüzdeki hafta boyunca artacak sıcaklıklar ve yüzünü gösterecek güneş önümüzdeki hafta sonuna kadar şartları ekime zorlaştırabilir. Biz de han'ımla iki kişi mümkün olduğunca elimizdeki işleri bitirelim dedik ve cumartesi öğleyin maça başladık.
Bahçe önceden hazırlanmıştı, yağmurla fazla çökme oturma sıkılaşma olmadığı için işlerimizi yapan arkadaş gelip traktörüyle arık (karık - çizi - çizgi) ları açıverdi.
Fideleri gruplandırdım. 10 ayrı çeşitten yaklaşık 120 kök domates dikildi. Geçen seneye göre ekim olarak 10 gün dikim olarak ta 20 gün kadar erkenciyiz. Yani fideler için tam dikim zamanı diyebiliriz herhalde.
Geçen sene den farklı olarak bardakların dibine dört beş parça bardağın dibini kaplayacak kadar cüruf taşı atmıştım. Sonuç; hiç bir kökte bozulma yok, bu durum drenajın iyi olmasını sağlamış muhtemelen. Kökler çok güzel oluşmuş ve sarmış.
673765
İçeriğini kısaca hatırlatırsam; cürufun üzerinde cocopeat-torf-yanmış koyun gübresi-perlit mevcut.
673766
Hafize Baliçlerimiz;
673767
Toprağın altı börtü böcek dolu. Solucan dolu, tarım ilacı yok, yapay gübre yok, keçi gübresi, leonardit.. olacak o kadar diye düşünüyorum.
Keçi gübreleri iki senedir naylonun altında, kimisi taşlaşmış, kırması zor... Kimisinin içerisinden bu böcekler çıkıyor, bok böcesi mi acep.
673768
Bu sene çok tel kurdu görmedik, kırkayaklar artmış sanki.
673769
Yazmayı unuttum; fideleri dikeceğimiz her çukura bir avuç içi granül leonardit, iki-üç avuç keçi gübresi ekledik.
its_just_a_ride
15-05-2018, 00:49
Geçen sene den farklı olarak bardakların dibine dört beş parça bardağın dibini kaplayacak kadar cüruf taşı atmıştım. Sonuç; hiç bir kökte bozulma yok, bu durum drenajın iyi olmasını sağlamış muhtemelen. Kökler çok güzel oluşmuş ve sarmış.
Lav (pomza) taşı mı o? Çok iyi fikir gerçekten. Saksılarda kullandığımız yöntem. Fide toprağı bazen çok ağırlaşıp kök boğazı çürüğü yapıyor. Kesinlikle yeni partilerde deneyeyim.
Yalnız domatesler ne turlamış öyle bardağın dibini :). Benimkiler de ekin beni diye bağırıyor.
Sevgili doktorum, hocam;
Çok faydalanıyorum sayfandan. Seneye mutlaka ama mutlaka yapacağım en önemli şey tohumları senin yönteminle dikmek olacak. Kök gelişimleri inanılmaz olmuş. Ayrıca bardakların üzerine ne tohumu olduğunu yazarak benim gibi karışıklığa sebebiyet de vermiyorsun. O bitki sana hiç sebze vermez mi şimdi. Afiyetle yiyin gari.. :)
Domates fideleri dikim sonrası; hepsi neyse de can suyu verme uğraştırıyor adamı.
673861
Geçen sene tohumdan ekip elma ağacının altına diktiğimiz coreopsisler. İlk yıl çiçeklenmemişlerdi, denilen doğruymuş :) soğuktan etkilenmediler.
673862
Yıllardır tohumdan yetiştirmeyi becerememiştim de en sonunda bir arkadaş saksıda hediye etmişti ya ekinezyayı. Sağ taraftaki o. Soldaki de üstteki coreopsis gibi ilk yıl çiçeklenmeyen, soğuktan etkilenmeyen tohumdan ektiğimiz ama adını unuttuğum çiçeğimiz.
673863
Biraz geriye çekilip bakalım. Küçük arık sağ tarafındaki dahliyaları sulamak için açıldı. Toprak sertleşince küçücük arığı açmak bile öldürüyor insanı, şimdiden yerini hazırlamalı.
673864
Resimleri ekliyeyim şimdiden akşama açıklamalarını yaparım. Bakliyat grubunu pazar günü ekmiştik.
673867
673868
673869
673870
its_just_a_ride
15-05-2018, 12:06
Yıllardır tohumdan yetiştirmeyi becerememiştim de en sonunda bir arkadaş saksıda hediye etmişti ya ekinezyayı.
Neyse en azından bir sene deneyip bıraktım ben. Gerçi yine de aynı kaderi paylaşıyoruz sizinle :D.
Sulama yöntemi olarak vahşi sulama kullanıyorsunuz sanırım değil mi? Sulama periyotlarınız nedir haftalık olarak?
Lav (pomza) taşı mı o? Çok iyi fikir gerçekten. Saksılarda kullandığımız yöntem. Fide toprağı bazen çok ağırlaşıp kök boğazı çürüğü yapıyor. Kesinlikle yeni partilerde deneyeyim.
Yalnız domatesler ne turlamış öyle bardağın dibini :). Benimkiler de ekin beni diye bağırıyor.
Burada inşaatlarda kullanılıyor 'cüruf' diye, resimlerine baktım 'pomza' ile muhtemelen aynı. Yarım çuvaldan fazla aldım (kaldırırken zorlandığıma göre 30-35 kg. vardı herhalde). Ne kadar dedim 'bozuk varsa iki lira at' dedi, attım.
Köklerin böyle güzel gelişip dağılması yayılması iyi de, fazla dolaştırınca kök ihtiyarlamaya başlıyor, yani toprakta geçirmesi gereken dönemi bardakta geçirmeye başlayınca çiçeklenmeye, meyve vermeye başlıyor. O zaman kötü; 15 yaşında dikilmesi gereken fideyi 30 yaşında dikersen çalışacağı yerde 'emeklilik hesapları' yapmaya başlıyor ve haliyle verim düşüyor.
Mesela dün akşam üzeri bir arkadaştan sırık salatalık alıp yaylaya diktik, kimi fideler öyle gecikmiş ki, köklerinden toprak gözükmüyor ve üzerinde 10 un üzerinde meyve oluşturmuş.
its_just_a_ride
16-05-2018, 11:44
Burada inşaatlarda kullanılıyor 'cüruf' diye, resimlerine baktım 'pomza' ile muhtemelen aynı. Yarım çuvaldan fazla aldım (kaldırırken zorlandığıma göre 30-35 kg. vardı herhalde). Ne kadar dedim 'bozuk varsa iki lira at' dedi, attım.
Köklerin böyle güzel gelişip dağılması yayılması iyi de, fazla dolaştırınca kök ihtiyarlamaya başlıyor, yani toprakta geçirmesi gereken dönemi bardakta geçirmeye başlayınca çiçeklenmeye, meyve vermeye başlıyor. O zaman kötü; 15 yaşında dikilmesi gereken fideyi 30 yaşında dikersen çalışacağı yerde 'emeklilik hesapları' yapmaya başlıyor ve haliyle verim düşüyor.
Mesela dün akşam üzeri bir arkadaştan sırık salatalık alıp yaylaya diktik, kimi fideler öyle gecikmiş ki, köklerinden toprak gözükmüyor ve üzerinde 10 un üzerinde meyve oluşturmuş.
O inşaattan bana da lazım :D. Nitekim pomza topraksız tarımda da kullanıldığı için piyasası bir hayli aktif. Çuvalı bir hayli pahalı o nedenle.
Kök konusunda haklısınız. Bu sene o sorunu balkabaklarında yaşıyorum. Neredeyse çiçeğe duracaklar ki bu da çöp olmaları demek. Bakalım.
Gelelim bakliyatlardaki direk toprağa tohum ekimine. Bunları viyole ektiğinizde pek randımanlı olmuyor. Boyları uzuyor, gövdeleri inceliyor, yapraklar küçük oluyor ve toprağa diktiğinizde, hele ki geç kalırsanız kırılma yapıyor gövdeleri. Sonradan toprağa ektikleriniz viyole ekilenleri her açıdan geride bırakıyor. Yani mahallenin bıçkın delikanlısı 'pala fasulye', sizin pamuklarda yatırdığınız, kuş tüyü örtülere sardığınız 'fasulyecan' ı elinin tersiyle ittirip geçerek yoluna devam ediyor.
Tohumları ekmeden önce 15-20 dk. suda bekletmek iyi olur diye düşünüyorum, en azından biz bekletiyoruz, tohumu uyandırmada faydası olur mutlaka.
İlk sene; baktım domates-biber-patlıcan-darı-kavun-karpuz suda bir gün bekletilerek ekiliyor. Dedim ki hanıma 'fasulye-barbunya' ları da bekletelim suda, ertesi gün ekeriz'. Cumartesiden suya koyduk bakliyatları, pazar günü bahçeye çıktık, kayınpeder-kayınvalide de var. Sıra bakliyatları ekmeye gelince ben kasılarak suda ıslattığım, suyu yiyince şişip iki katına çıkmış fasulye-barbunyaları gösterdim. Neyse uzatmayalım o gün herkes kendi getirdiği tohumu ekti. Benim ektiklerim toprağın altında pişmiş neredeyse hiç biri çıkmamıştı. Boşa giden tohuma mı yoksa zamana mı yanayım bilemedim tabi..
Üst resimde sıraları (arık) açarken oluşan tepelerin üst kısımlarını küçük çapayla deviriyoruz ki, üst kısımdaki kuru toprak gitsin alttaki nemli - tavlı toprak ortaya çıksın.
Nemli kısım ortaya çıkınca yine küçük çapayla tepenin üstünde tohumları içine yerleştireceğimiz ufak bir oluk oluşturuyoruz. Fasulye ekeceğim oluklara yanmış keçi gübresi, leonardit ve perlit koydum biraz, ancak bu kez ortam kuru geldi ve yarım çay bardağı kadar da su dökerek tam tohumun oturacağı bölgeleri ıslattım ve taze fasulye tohumlarını nemli kısımlara parmağımla bastırarak yerleştirdim. Aslında korkarak yaptım bu işlemi, ilavelerle ortamı kuruttuysam çimlenme hava da sıcak giderse olmaz. Su fazla gelirse bu kez yıllar önce yaptığım gibi tohumları pişirebilirim toprak altında :) Dün akşam üzeri bahçeye çıktığımda taze fasulyelerin başına geçtim ve bir bölgeyi eşeledim. İkinci gününde fasulyenin birincil kökünün çıkmaya başladığını görünce sevindim.
Diğer bakliyatları ekerken, vakit yokluğundan oluklara sadece leonardit ve biraz su koyabildim.
Bakliyatları ektikten sonra belki de en önemli sorun yağmurun yağması. Yağmur sonrası toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabaka tohumların topraktan çıkmasını engelleyip zorlaştırıyor. Bu konuda en beceriksizi ise taze fasulye tohumları; eğer toprak yüzeyi sertleşmiş ise taze fasulye tohumlarının neredeyse tamamı topraktan çıkamıyor. Barbunya da ise tam tersi, tek tük çıkmayan yerlere sonradan ilave tohum koyuyoruz. Sertleşen tabakayı tahta parçası veya tırmık ile parçalamak çarelerden biri. Ben resimde de görüldüğü gibi sadece taze fasulyelerinin üzerini ince naylon (karpuz yetiştiricileri kullanır genelde ve bostan naylonu diye satılır) ile örttüm. Hafta sonu topraktan başlarını çıkarmadan naylonu kaldırırım.
Barbunya-taze/kuru fasulye-börülce ekim araları birbirine benzer. Sorduğum yetiştiricilerde nüans farklılıkları olsa da kabaca; barbunya için 35 cm. aralık her ocakta 3-4 tane kalacak şekilde ekilir ve iki ocak arasına kargı dikilir sardırmak için. Fasulyelerde tane sayıları bir azaltılabilir. Börülce araları 30 cm. ve ocaklarda iki tane kalacak şekilde ekim yapılabilir.
Neyse en azından bir sene deneyip bıraktım ben. Gerçi yine de aynı kaderi paylaşıyoruz sizinle :D.
Sulama yöntemi olarak vahşi sulama kullanıyorsunuz sanırım değil mi? Sulama periyotlarınız nedir haftalık olarak?
Ekinezya viyole ilk ektiğim tohumdu yanılmıyorsam. Travmaya bakın; ilk denemede 100 tane tohum ekiyorsunuz tek tük bir şeyler çıkıyor topraktan ancak onlar da canlı cenaze. Tesadüfen biriyle görüştük, ekinezya yetiştiriyor dönem dönem. Nasıl olur dedi ya, ben toprağa serpiyorum kendi kendine çıkıyor, uğraşmıyorum bile. Acaba dedim çiçeği mi karıştırıyor bu kıtıpiyoz, resimlerini gösterdim, tamam dedi bu. Sonraki iki sene daha aynı muhabbet devam etti, bende tık yok eleman taşın üstüne atsa ekinezya çıkacak. Sonunda halime acıdı bir baktım kocaman bir saksı içinde şu an bahçemde oturan ekinezya. ;)
Vahşi sulama yapıyorum, aslında elimde hortum ile (çiçekleri sulamak için) bir oraya bir buraya koş hoşuma gitmiyor ama damlama için yol gösteren mi arıyorum, parasından mı kaçıyorum (çok bir şey tutmuyor herhalde), insanlar ile uğraşmak mı istemiyorum bilemedim. Forumdaki bir ustanın vahşi sulamanın bitkiler için daha iyi olduğunu söylediğini hatırlıyorum ve teselli oluyorum :D
Sulama için havanın durumu önemli malumunuz. Genel olarak bir haftayı bulmuyordu sulama sıklığı, yanlış hatırlamıyorsam beş altı günde bir idi.
Sevgili doktorum, hocam;
Çok faydalanıyorum sayfandan. Seneye mutlaka ama mutlaka yapacağım en önemli şey tohumları senin yönteminle dikmek olacak. Kök gelişimleri inanılmaz olmuş. Ayrıca bardakların üzerine ne tohumu olduğunu yazarak benim gibi karışıklığa sebebiyet de vermiyorsun. O bitki sana hiç sebze vermez mi şimdi. Afiyetle yiyin gari.. :)
Teşekkür ederim, gaza getiriyorsunuz beni :cool: ama; Mevlana ya sormuşlar; o kadar okursun, o kadar yazarsın da ne bilirsin? ... 'Haddimi bilirim' demiş adam :) O kadar basit değil, küçücük bir ekmeği bile sağolsun @ its_just_a_ride ın sayesinde üç dört aydır ancak bir şeye benzetebiliyoruz daha.
Sadece bardakların üzerine yazmakla olmuyor, diktikten sonra da karışıyor keratalar :) Bu sene plastik bardakları fidesinin yanına toprağa gömdüm, biraz büyüyünce sarı tabelalarla değiştiririm.
esemeral
16-05-2018, 16:28
Sayın TCM merhabalar
dün forumda gezerken bahçenizin memleketimde olduğunu fark ettim.Daha önce de bir kaç yı önce bahçenizi dahliyaları araştırırken görmüş birkaç sayfayı dolaşmıştım. FAKAT memleket havası olduğunu görünce bir gram fazla alsam faydadır diyerek iki gündür notlar alarak hoş espirilerle süslemiş olduğunuz çalışma ve tecrübelerinizi takip ediyorum.
Fakat işyerinde olduğumdan fırsat buldukça kaldığım yeri not alarak ilerliyorum. Bugünü 14 Kasım kabak pramitlerle kapatacağım. Yarın muhtemelen devam.
Şimdi sizin Denizli şurası dediğinizi de duyar gibiyim ancak fazla akraba kalmayınca sadece bayramlarda ilk günü gelip geri dönüyoruz. ve muhteşem yayla havasını senelerdir içimize çekemiyorum.
NEYSE yarın devam
Bol çiçekli verimli sebzeli meyveli günler dilerim. Hayırlı Ramazanlar.
Sayın TCM merhabalar...
Şimdi sizin Denizli şurası dediğinizi de duyar gibiyim...
Hoşgeldiniz, güzel dilekleriniz için çok sağolun.. Arabanın son bakımını sizin orada yaptırdık, bana pek yakın gelmedi, epey yol gittik :) Yavaş sürdüm demek ki..
its_just_a_ride
17-05-2018, 00:42
O kadar basit değil, küçücük bir ekmeği bile sağolsun @ its_just_a_ride ın sayesinde üç dört aydır ancak bir şeye benzetebiliyoruz daha.
Ne demek, bilgiler yardımcı olduysa ne mutlu. Belki ileride bahçeye bir fırın ördürürsünüz kim bilir. Yolumuz düşerse beraber pişiririz :).
Hoşgeldiniz, güzel dilekleriniz için çok sağolun.. Arabanın son bakımını sizin orada yaptırdık, bana pek yakın gelmedi, epey yol gittik :) Yavaş sürdüm demek ki..
Nazilli yolunda ki ışıklardandır :)
Ne demek, bilgiler yardımcı olduysa ne mutlu. Belki ileride bahçeye bir fırın ördürürsünüz kim bilir. Yolumuz düşerse beraber pişiririz :).
Öyle demeyeydiniz, hatırlatmayaydınız iyiydi, zaten kafamda deli düşünceler..
Nazilli yolunda ki ışıklardandır :)
Hafiften yeri gelince, geçen duyduğum hikayeyi aktarayım. Artık ne kadar doğruysa, eskilerin pratik zeka ve nezaketini gösteren güzel bir örnek. İsimlerde yanlışlık olabilir.
Demirel Isparta da açılışta halka sesleniyor. 'Yolu açtık, Isparta Ankara arası artık üç saate düştü'...Alkışların arasında arka taraflardan kızın biri bağırıyor 'üç saat değil beş saat'...Demirel duymazdan geliyor 'artık Ankaraya üç saatte gidebileceksiniz'...Arkadan yine kızın sesi 'beş saaaattt'.. Bakıyor rahmetli olacak gibi değil eliyle arka taraftaki kızı işaret edip öndekilere sesleniyor kendi şivesiyle 'o yavaş gitmiştir'
90-100 ü geçmeyelim biz, yalancı çıkarmayalım rahmetliyi.. ;)
Sayın TCM bahcenizi meraktan şöyle bir göz atıyım dedim hiç sıkmadan bir yandan eglendirirken bir yandan oğretiyorsunuz.Ah vakit cok olacak kitap gibi okuyacaksın;)
Az önce çiftçi bir amca geldi, konuştuk biraz. 'Ülker giriyor bugün, ayın 24 ünden sonra ek tohumları' dedi.
Üç dört yıl önce ektiğimiz tohumların çoğu çıkmamış, çıkanlar da 'doğdu büyümez' kıvamında hastalıklı olmuştu.
Bu da ne ki, nerede hata yaptık derken sonradan bir köylüden öğrendik, 'ülker' de ekmişiz tohumları. O zaman araştırmıştım kim bu 'ülker' diye. Fazla bilgi yok internette, sadece 'ülker fırtınası' denen bir olay varmış ve bir nevi mantari hastalığa sebep oluyormuş.
Bu yıl tesadüfen o dönemi atlattık, fide dikiminde sorun olmuyormuş, özellikle baklagillerde bizim başımıza geldi. :)
esemeral
18-05-2018, 12:08
Hafiften yeri gelince, geçen duyduğum hikayeyi aktarayım. Artık ne kadar doğruysa, eskilerin pratik zeka ve nezaketini gösteren güzel bir örnek. İsimlerde yanlışlık olabilir.
Demirel Isparta da açılışta halka sesleniyor. 'Yolu açtık, Isparta Ankara arası artık üç saate düştü'...Alkışların arasında arka taraflardan kızın biri bağırıyor 'üç saat değil beş saat'...Demirel duymazdan geliyor 'artık Ankaraya üç saatte gidebileceksiniz'...Arkadan yine kızın sesi 'beş saaaattt'.. Bakıyor rahmetli olacak gibi değil eliyle arka taraftaki kızı işaret edip öndekilere sesleniyor kendi şivesiyle 'o yavaş gitmiştir'
90-100 ü geçmeyelim biz, yalancı çıkarmayalım rahmetliyi.. ;)
Tamamen katılıyorum size 90 nı geçmemek lazım zaten Beydağ dan sonra dağ yolu keskin virajlar ve yokuş olduğundan 90 km hız ancak nazilli den sonra yapılabilir.Tedbirli ve dikkatli olmak gerekli her zaman. Gerçi siz Ödemiş- gölcük arası virajlara alışmışsınızdır.
Yolunuz buralara düşerse beklerim her zaman. İş yerim yol üzeri tekstil sektöründe olduğumdan eşiniz de memnun olur bence (kaleyi içerden fetih etmeli) :D
Bereketli bir sezon diliyorum.
Acemi işi, bilmeden, tam öğrenmeden her yere yetişmeye çalışınca eksiklikler oluyor. Bu heves ve aşk kaybolmazsa önümüzdeki senelerde Allah ın izniyle daha ustaca çalışırız.
Demişsiniz sevgili hocam. Üzerinden çokta uzun süre geçmeden acemiliğinizi atıp, ben gibi acemilere yol göstermeye başlamış olmanız, heves ve aşkın halen devam ettiğinin kanıtıdır.
Ballıca lar, bahçenin hercai menekşelerle birlikte renkli köşeleri... Çiçekler kurusa da biraz tohum alsak...
Siemens Çiçeğinin tohumunu istiyorum :)
9. sayfada kaldım. (kendime not)
Demişsiniz sevgili hocam. Üzerinden çokta uzun süre geçmeden acemiliğinizi atıp, ben gibi acemilere yol göstermeye başlamış olmanız, heves ve aşkın halen devam ettiğinin kanıtıdır.
Dört yıl geçmiş, fakülte biter bu kadar sürede, meslek sahibi olur insan ;)
Bildiğimiz, öğrendiğimiz üç beş konu var derya içerisinde, o konularda yeri gelince katkı sunmaya çalışıyorum, bilmediğim konuda gıkımı çıkarmam, şüphem varsa mutlaka belirtirim.
Siemens Çiçeğinin tohumunu istiyorum :)
Biliyorsunuz siemens tohumu Almanyadan ithal ve malumunuz euro çok yükseldi, önümüzü göremediğimiz için sipariş almıyoruz artık. :D
Bahçenin üç gün önceki (27.05.2018) daha doğrusu bakliyatların ekimden tam iki hafta sonraki hali. Bu yıl pek çıkmayan yok; toprağın tavı önemli, geçen sene çıkmayan çok daha fazlaydı ve sonradan plastik bardağın altında eklemeler yapmıştım. Özellikle taze fasulyelerin fire vermemesi sevindirdi, ekerken yaptığım taktikler (ekilecek yere hayvan gübresi, granül leonardit, perlit, biraz su eklemek) ters tepecek diye korkmuştum.
675196
Bu yıl bal kabağı ekimini azalttım, toplam altı kök olacak galiba, 60 kg. luk kabak varmış, bakalım doğru mu :)
Soldaki malumunuz kabak, viyolde karpuza göre daha çabuk gelişti ve toprağa aktardık, sağdaki ise karpuz, gelişimi daha yavaş olduğu için yeni aktardık toprağa ve yarısı da geri kaldı fidelerin kökleri sarmamış daha.
Fideyi toprağa dikince verdiğimiz can suyu veya yağan yağmur sebebiyle fide köklerindeki toprak sertleşip fidenin gelişimini engelliyor. Bu sebeple fide toprağa tutunup başını kurtarınca hafiften eşeleyip, çapalayıp bu tabakayı kırmak ve fideyi esaretten kurtarmak lazım.
675199
Bir de çıplak kök ile bardakta yetişen fidenin farkını göstereyim. Gelişim olarak topraktaki daha gürbüz, afacan demiştik. Ancak yeterli kök oluşmadığı, etrafı sarıp sarmalamadığı için toprağa dikince bocalıyor, kurumalı oluyor ve sayıca az da olsa kimi fideler kuruyor. Resimde ön taraftaki taze fasulyelerin hemen solundakiler çıplak kök çarliston biberleri. Yaprakları kurudu kuruyacak. Arka sıradakiler ise bardakta kendi yetiştirdiklerim, toprağa tutunma ile ilgili hiç bir sorunları yok.
675197
Kırmızılı şey bizimki :p almış eline çapayı illa kenardaki yabani otların canını yakacak.
675198
Bahçenin önden panoramik görüntüsü;
675224
Geçen sene de yazmıştım, 'alet işler el övünür'; evin etrafındaki yollar geçen hafta epeyce boylanmış otlarla doluydu. Misinalı yan tırpanı alırsın eline, 45 dk. da tamam. Sağ tarafta elma ağacının altındaki coreopsis orayı güzel doldurdu.
675225
Bu iki resim üç gün önceden,
675226
Son resim ise düne ait, sarı sarı açmaya başladı, hanım pek sevdi, çiçeklenmesi kadifeler gibi uzun süre olursa seneye resimde komşu ile sınırımızdaki leylandinin altına da doldurabiliriz.
675227
Ben gaillardia - gayret çiçeğini bir tık daha sevdim, gazania gibi...Her iki çiçek tohumu etkinlikten geçen sene gelmiş ancak ekip büyütmeme rağmen ilk yıl çiçeklenmemişti.
675228
Canlı canlı renklerle pek bi şirin değil mi..Her iki çiçek te top gibi duruyor, sanki bir sepete dizilmişler gibi, her ikisi de kalıcı ve soğuğa dayanıklı. Coreopsise göre gayret çiçeği daha bodur.
675229
Gül sadece @ Güler Hn. da mı olacak. Bizim de güllerimiz var..
675230
Asma gülümüz de..
675231
675232
Kalan resimleri ekliyeyim;
Kavulca buğdaylarının sınırlarını belirlemek için koyduğum kiremitin içinden çıkan ota bakın. Azmin elinden bir şey kurtulmuyor.
675247
675248
Tek tük sağda solda hala görülmeye devam eden yabani lupin çiçeklerimiz.
675249
Sırık domateslerle nasıl başa çıkacağımızın yolunu bulmuştuk ancak oturak domatesler sürüncemedeydi. Bu yıl arık başlarında yarım saat düşündükten sonra farklı iki yöntem uyguladım.
İlk olarak kargıları yan yana beşer cm. arayla yatırdım ve birbirine sera ipiyle bağladım. Baş, orta ve son kısmına da daha uzunca bir kargıyı toprağa gömebilecek şekilde sabitledim. Sadece kargıya güvenmedim ve metal bir aparatı 'V' şekline toprağa iyice gömerek kargıları bunlara yine sera ipi yardımıyla sabitledim.
Daha sonraki sırada ise kargı yerine sadece 'V' şeklinde toprağa gömdüğüm metal aparatları ve sera ipini kullandım. Sera ipini yine üçer beşer cm. arayla demirlere, toprağa paralel kalacak şekilde bağladım. 'V' nin ileride ayrılamaması için üstten diğer iplere dik gelecek şekilde birbirine bağladım yine.
677387
Alttaki yöntemi de geçen sene uygulamıştım, ancak daha az tuğla kullandığım ve domatesler çok büyüdükten sonra yaptığım için randımanlı olmamıştı. Bu yöntemde büyük kiremitleri domateslerin aralarına yerleştirdim ve deliklerinden kargılar geçirerek dalların yere değmemesini sağladım.
677389
Domateslere genel bakalım.
677388
Hani domates fidesini iyice kök yapması daha güzel gelişmesi için üzerinde ceviz kadar meyveleri görününce sulamaya başlıyorduk ya, bu sene yağmurlardan dolayı yalan oldu bu. Hatta biberler için de benzerini söyleyen çiftçi gördüm bu sene; verdiği çarliston biber fidesi için "ilk dikimden sonra biraz büyüyünceye kadar sakın sulama, ondan sonra çok zarar vermez ama yine de ilk biberler görününceye kadar sulama yoksa biberleri daha küçük olur" demişti.
Tabi bu kadar yağmur çamur nem oranını sürekli yüksek tutarken mantari hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Geçen sene yaz yağmurları daha geç olmuştu ve yağmurlardan iki gün sonra patlıcanlarda sorun başlamıştı. Bu kez daha erken başlayıp daha uzun süren yağmurlar sonrası, aslında sonrası demeyelim, geçen hafta artık yağmurlar bitti deyip tüm bahçeyi sulandırılabilen kükürt ile ilaçlamıştım. Bir kaç kök sırık domatesin alt yapraklarında renk değişikliği, güllerin yapraklarında da kararmalar görünce sadece bu arkadaşlara ilave bakır attım.
Bir de taze fasulyelerde görmedim deseniz olacak; barbunyalarda tek tük, kuru fasulyede daha fazla (fazla derken 100 kök varsa 10 unda anca) yoğun küçük siyah böceklenmeler gördük. Bu böcekler daha çok hasat döneminde görülürken bu kez bir iki karış boyunda faaliyete başlamışlar. Parmaklarımla bitkiden sıyırdığımda ezilerek simsiyah tortu bırakıyor. Önce üzerlerine sıvı deterjan-sıvı yağ sıktım, bir kaç gün sonra değişen bir şey olmadığını görünce acetamiprid içeren toz ilaç attım, bakalım nasıl olacak.
Bu sene bahçemizde maksimum ekim alanını kullanmakla birlikte sanki daha az yorulup, etrafı daha derli toplu yapabildik. Traktörün çapası sonrası tarlada boşa çıkan alana mısır-ayçiçeği ektik ki yağmurlar yağmasa bunları firesiz çıkarmak zor olacaktı.
Fasulye-barbunyaları geçen sene mevcut inşaat demirlerine paralel çektiğimiz sera iplerine sardırmıştım, bir kısmını da kargıya bağlamıştık. Bu sene tamamını iplere sardım, hep yukarı gideceklerine biraz da yanlara uzasınlar. Böyle daha iyi oldu; kargı bulacam, yere saplayacam, saplayamazsam demirle delik açacam derdi yok, hem daha düzenli gözüküyor.
677408
Dahliyalarda da demir-sera ipi kullandım bu kez.
677409
Bu sene dahliya çeşit sayısı da zirvede; buyukcicek.com dan 20 nin üzerinde çiçek aldık, aldıklarımızdan sadece bir kök açmadı ancak bozulmadı da saksının içinde, tutabilirsek seneye açar herhalde. Boy ve kafa çapı olarak en büyüklerini almamıza rağmen bahçenin farklı taraflarına ektiğimiz dahliyalar 50-60 cm. olunca baş vermeye başladılar. Ekim sonrası bir süre toprağın kuru kalması, ilk kez ektiğimiz yerlerde toprağın işlenmemiş olması buna sebep midir bilmiyorum ancak ilk çiçeklerimizi görmeye başladık.
677410
...
Ve bu senenin yeni keşfi, @ hcorak ın 'bulgar domatesi' ... Yumurtamsı italian heirloom un düz top gibi hali bulgar domatesi. Verim daha az, lezzet bir tık daha geride ancak oldukça iri domatesler verdi. Rekor elimdeki 980 gr. gelen domates oldu.
657776
Bahçemize dönelim yavaştan...
Bu senenin de domates ağırlık rekoru 939 gr. ile @ hcorak ın sırık bulgar domatesinde. Özellikle tohum alabilmek için gereğinden fazla beklettim.
680154
Bulgar domatesi daha önceki yorumlarda da belirtmiştim; damla gibi yumurta gibi olan İtalian domateslerini yukarıdan bastırıyorsun, oluyor sana bulgar domatesi. Bulgar domatesin bir farkı da üzerindeki sarımsı-turuncumsu benekler. Her iki domates, sulu, ince kabuklu, etli ve lezzetli. İtalianın daha yumuşak, bekletince hafiften samanlaşan iç dokusu ile bir tık geriye atabiliriz. Yemekler için, şişe domatesi için ideal her ikisi de, girinti çıkıntı yok kabuklarıyla da atsanız sorun olmaz.
680155
İri bulgarın daldaki hali; geçen yıl meyve verimi daha az olmuştu, bu yıl arkadaki resimlerde de görüldüğü gibi iri ve çok sayıda meyve verimi oldu.
680156
İtalian domatesin en irisi 651 gr. geldi.
680157
İtalian domatesin en büyük sıkıntısı sırık domates olmasına rağmen çok dallanması, bu da yetmiyormuş gibi bu dalların pelte gibi olması. Diğer sırık domatesleri 5-6 klips ile tepeye kadar sabitleyebiliyorken bunda en az iki katı klips gerekiyor.
680158
Bu yıl bahçemiz pek zevk vermedi maalesef. Aşırı sıcaklarla başlayan yaz, arkasından uzun, sık yağan yaz yağmurları başta domatesler olmak üzere, fasulye, barbunyada mantarlara sebep oldu. Haftada bir atmayı düşündüğüm sulandırılan kükürtü düzensiz ve geç kullanmam mantarın ilerlemesine sebep oldu. Önceki iki senede domateste bir kaç kökte görülen dalların siyahlaşmasıyla başlayan mantar hastalıklı bitkileri söküp atınca tekrar görülmezdi. Buna güvenerek sistemik ilaç atmayınca neredeyse üçte biri hastalandı. Bir hafta arayla iki kez sistemik mantar ilacı kullanınca diğer köklere yansımadı ve/veya ilerlemedi. Şu an mevcut kökler fena değil ancak tabi sezon geçmek üzere ve fazla da verim alamadık. Zaten dediğim gibi sıcak başlayan yaz sebebiyle bitkilerin altlarındaki çiçeklerin neredeyse tamamı meyveye dönüşemedi.
Bu yıl ilk kez denediğim domates çeşitlerin hepsi oturak olunca sırıkların oranı toplamda da az kaldı. Malumunuz oturak çeşitler hastalığa daha yatkın olunca toplamdaki ürün verimimizin düşmesinde de etkili oldu diyebilirim. Seneye belki de hiç oturak cins ekmemeyi düşünüyorum. Yukarıda sezon başında oturak domatesler için bulduğum iplerle destekleme yöntemlerinin çok başarılı olmadığını da söylemeliyim.
Domateslerdeki bir diğer sorun da bu yıl ilk kez tanıştığımız domates çiçek burnu çürüklüğü oldu. Tarlayı süren, hazırlayan arkadaş eğimi iyi ayarlayamayınca kimi yerlerde göllenen su, kimi yerlerde ise bitki köklerine iyi ulaşamadı. Su alımındaki dengesizlik muhtemelen kalsiyum eksikliğine ve hastalığa sebep oldu. Seneye bu sorunu ortadan kaldırmak için damlama sulama yöntemine geçmeyi düşünüyorum, bunun için sanırım sizlere danışmam gerekecek. Bölgemizde patates ekimi fazla olduğu için traktör ekipmanları ona göre ayarlı ve diğer sebzeler için bu aralık az geliyor. Fasulye ve barbunya ekiminde bu mesafe yeterli sayılabilir ancak ocak başına bıraktığımız taneler fazla gelince, ve/veya fazlalıkları almayı unutunca/üşenince/kıyamayınca ilk etapta sıra araları orman gibi oldu. Destek için kullandığımız ve yine yukarıda resimleriyle gösterdiğim ip germe yöntemi çok ta başarılı olmayınca ormanlarımız balta girmemiş yağmur ormanlarına döndü. Bu durumda yeterince hava alamayan, attığımız kükürde ulaşamayan kökler baştan çok iyi gelişme gösterse de ilerlemesi çok ta iyi olmadı. Bize yetecek ürünü ancak alabildik sonuçta.
680164
680165
Bu yıl görev yaptığım Ödemiş Köseler Köyünden bana verilen ve mor oturak cins olduğu söylenen domatesler hastalıktan bolca nasibini alsalar da tadacak ve tohum alacak kadar domatesimiz de olmadı değil.
680166
Ancak gördüğünüz gibi mor değil de oldukça koyu kırmızı oldular. Ölçü için koyduğumu çay kaşığı.
680167
Kabuğu çok ince olmasa da rahatsız edecek düzeyde kalın değildi. Kahvaltılarda zevkle tükettik. Değişik sanki kekik tadını andıran aromasıyla beğendiğimizi söyleyebilirim ancak dediğim gibi seneye oturak ekmeyi şimdilik düşünmüyorum.
680168
its_just_a_ride
28-08-2018, 22:09
Geçmiş olsun Sn. TCM. Bu sene bahçeden keyif alan sayımız bir hayli azdır diye düşünüyorum. Sağlık olsun. Damlamayı da hiç dert etmeyin. Oldukça basit. Çocuklarla bile kurabilirsiniz. Hoşça kalın.
Sezerakk
29-08-2018, 00:02
Sayın TCM abim geçmiş olsun diliyorum bende. Üye olduğum sosyal medya gruplarında sıkça sorulan bahsedilen konu. Etraftaki konu komşuda da çok fazla görüldü. Herkeste Çiçek Burnu hastalığı oluşmuş sanırım. Bizde ürünlerimizin yarıdan fazlasını yanlardaki boş bahçelere salladık, sayende çok güzel domatesler tattık ve önümüzdeki sene için çok olmasa da yeteri kadar tohum ayırabildik. 1-2 haftaya kadar Küçük olan domateslerin büyüyeceğini ve tohum alabileceğimi hayal ederken şuan hepsi Kalsiyum eksikliğinden çürümüş vaziyetteler. Sağlık olsun diliyorum, umarım seneye daha az zahiyat ile sezonu geçiririz.
İyi günler dilerim.
... Bu arada yayladaki eve hırsız girmişti önceki hafta içinde. Arkadaşların evine kafa dinlemeye gittiğimiz gün hadi dedim bizim eve de bakayım, şiddetli yağmur yağdı aşayiş berkemal mi diye. Eleman plastik pen çift cam kanadın birini zorlamış ve perdeleri açtırarak girmiş içeri, bir güzel her tarafı dolaşmış balkon penlerini içeriden açarak çıkıp gitmiş. Pencerenin önündeki koltukta ayak izlerini görünce uyandım yoksa balkon kapısını açık unutmuş diye hanıma saydırarak evin içine girdim. Hanımı aradım telefonla kapıyı açık unutmuşsun derken ayak izlerini gördüm. Çaktırmadan sadece bu izleri silip delilleri yok edip sesimi çıkarmasam iyiymiş, ağzımdan kaçırmış bulundum 'ayak izi, hırsız' diye. Şimdi eve 'gusül abdesti' aldırır artık :rolleyes: tüm halılar yıkmaya, her taraf silinmeye...Evde çalınacak hiç bir şey yok ki bir şey almadan çıkıp gitmiş zaten ama hanıma iş çıktı işte. :D
Penceredeki plastik penlerde çok hafif çizik şeklinde zorlama var, kilit sistemine bakmadım aklıma gelmedi, tahribat var mı bir dahakine bakmalı. Ama oldukça ilginç geldiği için paylaştım bu kadar kolay mı koca koca penleri açmak.
Bizimki yine iş başındaymış geçen hafta. Bu kez pvc olan balkon kapısından girmiş. Yan komşunun lcd iki tv. sini götürmüş. Önce girdiğiyle aynı haftaya denk getirmiş. Evde götürecek bir şey yok daha önce gördün, niye ikidir giriyorsun :D Allahtan yağışlar başlamamıştı daha da geçen sefer ki gibi halılar ayak izleriyle batmamış.
ESAS BU HATIRLATMA İÇİN GELDİM: Bugün yarın Anadolu Ünv. ikinci üniversite ile ön lisans TARIM okumaya karar verdim ;) Son kayıt günü ayın 5 i, düşünen varsa kaçırmasın.
Müsait bir zamanda bahçeden geçmiş resimleri (özellikle dahliya çeşitlerini) paylaşırım.
@ birnefestoprak, önceki yazıyı ararken yazınızı görünce hatırladım, daha önce sorduğunuz domates aşağıdaki olmasın?
Bana birkaç sene önce Bozdağ'a ait olduğu söylenerek gönderilen bir çeşit var. Oturak, ince kabuklu ve çok lezzetli yalnız bence onun rengi mora çalıyor. Şimdi tekrar ekip tohumunu çoğaltacağım...
...
Bu yıl görev yaptığım Ödemiş Köseler Köyünden bana verilen ve mor oturak cins olduğu söylenen domatesler hastalıktan bolca nasibini alsalar da tadacak ve tohum alacak kadar domatesimiz de olmadı değil.
680166
Ancak gördüğünüz gibi mor değil de oldukça koyu kırmızı oldular. Ölçü için koyduğumu çay kaşığı.
680167
Kabuğu çok ince olmasa da rahatsız edecek düzeyde kalın değildi. Kahvaltılarda zevkle tükettik. Değişik sanki kekik tadını andıran aromasıyla beğendiğimizi söyleyebilirim ancak dediğim gibi seneye oturak ekmeyi şimdilik düşünmüyorum.
680168
birnefestoprak
16-10-2018, 01:02
Orda atıfta bulunduğum mor, Cherokee Purple moru değil. Mora çalan kırmızı bir kırmızı rengi kastediyorum.
@ birnefestoprak, önceki yazıyı ararken yazınızı görünce hatırladım, daha önce sorduğunuz domates aşağıdaki olmasın?
CornusMas
16-10-2018, 07:24
Sayın TCM, yazılarınızda zaman zaman "Ülker"den bahsettiğinizi farkettim. Benim bildiğim Ülker'in bir takım yıldız olduğu. Üstelik Türk geleneklerinde ve tüm dünya edebiyatında Orion (Avcı) ile birlikte en sık bahsi geçen takım yıldız. Köylüler arasında çok hassas olmamakla birlikte ay ve takım yıldızların durumları gözlemlenir. Eskiden daha sık yapılırdı bu gözlemler ve bir tür takvim görevi gördükleri için anlamlıydılar.
Ülkerden bahsettiğiniz son mesajınız 2018 Mayıs ayının ortalarına ait. Bu tarihlerde Ülker takımyıldızı saat 21:00 - 22:00 arasında Kuzeydoğu ufkundan yükselmeye başlıyor. "Ülker giriyor" bu anlama geliyor olabilir. Bu tarihten sonra gece erken saatlerden neredeyse gün doğumuna kadar gökyüzünde izlenebiliyor. Yani yılın bu zamanları Ülker takım yıldızının gece erken saatlerden başlayarak tüm gece boyunca gökyüzünde gözlemlenebildiği dönemin başlangıcı.
Ülker takım yıldızı'nın literatürdeki adı Pleiades. Ayrıca Subaru bu takım yıldızın Japonca'daki adı. Bizdeki Ülker firması da yurt dışında firma kurarken Pladis adını doğru seçmiş. Göreceğiniz gibi bir hayli popüler kendileri :)
@ CornusMas, ilk duyduğum zaman internet üzerinde araştırdım ancak pek bilgiye ulaşamadım. Mayıs ortalarında dikimden ziyade 'tohum ekimiyle ilgili' halkın anlattıklarında doğruluk payı yok değil. En azından bizim de sorunlarımız olmuştu Ülker ile ilgili. Yapay zekanın ne kadar önümüze geçebileceğinin tartışıldığı günümüzde, elektriğin dahi olmadığı dönemlerin gerçekliğini keşfetmek ilginç oluyor :)
...Damlamayı da hiç dert etmeyin. Oldukça basit. Çocuklarla bile kurabilirsiniz. Hoşça kalın.
Ekşi maya az geldi diyorsunuz :) danışırım yine.. ;)
Dahliyalarımız.
Islander..
682202
682203
Encore..
682205
Rekortmenimiz Emory Paul..
682206
682207
Break Out..
682208
682209
Bodacious..
682210
England's Glory..
682211
Hapet Blue Eyes..
682213
682212
Kenora Macop B ..
682214
682215
Deli kızımız Myrtles Folly ..
682216
682217
Show And Tell ..
682218
Sun Explosion ..
682219
Star Elite ..
682221
682220
Vassio Meggos ..
682223
682222
Purple Explosion ..
682230
682231
Frost Nip ..
682232
682233
Mom's Special ..
682238
Bu arkadaş 'Mom's Special' lerin arasından çıktı ve üçüncü senesinde böyle oldu.
Biz bunu daha çok sevdik ve 'Mom's Special's Special' dedik :)
682239
@ Zekos un dahliyası 'Zekos's X' ..
682240
Jaxon ..
682241
Fleurel ..
682242
682243
Jokondo ..
682244
682245
Biz 'Somon' dedik..
682246
682247
'Petek Sarı' ..
682251
682249
'Kırpık Sarı' ..
682250
'Ne Desek Bilemedik' ..
682252
682253
'Pudra Pembe' ..
682254
Bombus arısı ..
682256
Tatlı su levreği ..
682255
Yine @ Zekos 'un dahliyası .. 'Zekos's Y' ..
682257
682258
Sights of Summer ..
682259
682260
'Az Pembe Çok Beyaz' ..
682261
Büyüklükte ikinci sıradaki 'Büyük Sarı' ..
682262
682263
'Şeftali Pembesi' ..
682264
Selma_321
20-10-2018, 14:42
Dahlialarınız çok güzel, görünce içim cız etti. Çoğundan bende alıp ektim ama ara ara memlekete gidince kırmızı örümcek sarmıştı, bende söküp annemlere götürdüm ve soğanlarım orda kayboldu
Strawberry Ice ..
682265
Bunları da 'Bilen Söylesin' .. :D
682266
682267
682269
682268
Spartacus ..
682270
Bilen Söylesin Dahliya larımız yine..
682271
682272
682273
682274
Hapet blue eyes, deli kız, sarışınlar, vassio meggos, Zekos’s Y ....... hepsi, hepsi çok güzel sayın TCM. Ellerinize sağlık.
Dahlialarınız çok güzel olmuşlar. Maalesef benimkilerin çok azı hayatta. O kadar yıllık emekten sonra kaybetmek çok kötü oldu. Zaman içinde belki toplayabiliriz yeniden.
Dahlialarınız çok güzel, görünce içim cız etti. Çoğundan bende alıp ektim ama ara ara memlekete gidince kırmızı örümcek sarmıştı, bende söküp annemlere götürdüm ve soğanlarım orda kayboldu
Çok teşekkürler, bizimkileri toprağa yerleştirirken; açtığım çukura perlit-marangozdan aldığım talaş-cocopeat-yanmış hayvan gübresi-leonardit ve kendi toprağını koyup karıştırıp soğanları yerleştirip güzelce suladıktan sonra topraktan çıkıp birer karış olana kadar ellemiyordum. Ancak 100 ün üzerine çıkınca ekeceklerim gübre-toprak-leonardit koydum sadece. Çıkışlarda sorun olmadı. Sanırım toplamda üç kez yapraklarından gübre attım, bir kez koruma amaçlı bakır attım. Ancak eninde sonunda mantara yakalanıyorlar, ilk belirtiler başladığında bir kez mantar ilacı (ismini yine unuttum) atınca hemen toparlıyorlar, sezon sonunda yapraklar tekrar beyazlıyor ancak ilaçlamıyorum artık.
İlk 'don'lardan sonra yumruları topraktan çıkarıp kutuların içerisine marangozdan aldığım talaş, odun külüyle besleyip gazete kağıtlarıyla sararak bodruma yerleştiriyorum. Baharda kutuları açtığımızda tek tük bozulmuşlar oluyor. Benim korkum da, bir sebeple kutuları boş görmek :(
Hapet blue eyes, deli kız, sarışınlar, vassio meggos, Zekos’s Y ....... hepsi, hepsi çok güzel sayın TCM. Ellerinize sağlık.
Sağolun, Zekos's X ve Y çeşitleri forum üyemiz @Zekoş un gönderdiği dahliyalar, gerçek isimlerini öğrenene kadar isimleri bu :D
Bu arada tonlarca dahliya çeşidi var, mutlaka benim isimlendirdiklerimde de hatalı olan vardır, çünkü çok küçük nüanslara sahip farklı çeşitler var.
Dahlialarınız çok güzel olmuşlar. Maalesef benimkilerin çok azı hayatta. O kadar yıllık emekten sonra kaybetmek çok kötü oldu. Zaman içinde belki toplayabiliriz yeniden.
Yılların emeğinin heba olması üzücü tabi. Nasıl kaybettiğinizi merak ettim.
Dahliya çoğaltmasıyla ilgili daha önce de bahsetmiştim, yaylada yaşlı bir akrabamız söylemişti bize de; çelikten çoğaltma diye. Yaşlı ablamız bahçeyi ziyarete geldi bu sene ve beğendiği çeşitlerden çelikleri kopardı. O gidince biz de denedik 25 kadar. Plastik bardaklara cocopeat-perlit koyup çelikleri soktuk. İlk hafta güzeldi ancak sonraki zamanda çoğu çürüdü, kimisi mantar oldu, şu an sadece bir kök kaldı. O da bardağın dibinde köklenmiş, kökleri bardağı kaplamaya başlamış. Ancak onun da yapraklarında mantar başlamıştı, arada oksijenli su atıyorum. Büyüyünce yumruya mı çevirecek nasıl olacak bakalım.
Sezon açıldı. Dört gün önce topan patlıcan, halep karası patlıcan ve yamula patlıcan olmak üzere yaklaşık 20 kök patlıcan için tohumları iki gün bekleyecekleri suya koydum, önceki gün de tuvalet kağıtlarının içerisine aldım. Dün akşam da 11 çeşit biberi suya koydum, bir gün suda beklediler ve az önce muhtemelen yarına kadar bekleyecekleri kağıtların içerisine aldım. Yarın beyaz plastik bardakların içeriğini hazırlayabilirsem bardaklara aktarmayı düşünüyorum.
Epeydir bu kadar çeşit biber yetiştirmiyordum ama çeşitler güzel ne yapayım şimdi :) Türlerde bozulma olursa da bir önceki seneden devam ederiz artık.
Biber çeşitlerim: tohumları bardaklara yedekleriyle birlikte dörder tane tohum gelecek şekilde koyacağım, daha sonra dördü de çıkarsa ikisini alır ikili büyümelerini sağlarım ve toprağa da ikişer li olarak bardaktan ayırmadan dikeceğim. Biber biliyorsunuz domates gibi fazla toprak istemiyor, ikili ekilecekleri için bardaklarındaki toprak miktarı biraz daha fazla olacak ama.
1-Tatlı kıl biber 12 adet (toplam 6 kök kalacak) 2-Acı kıl biber 8 adet 3-Bana Köseler köyünden verilen çarlistonumsu biber 6 kök 4-@Musa Gündoğan ın gönderdiği kırmızı dolma biber 6 adet 5-Mohat dolmalık acı biber 10 adet 6-Boşnak biberi 6 adet 7-Üç farklı yerden gelen jalepano biber 6 adet 8-Salçalık kırmızı biber 10 adet 9-Jimmy Nardello biber 6 adet 10-Emcelli biber 8 adet ve en sevdiğimiz buena mulata biber 10 adet.
İki hafta sonra da domatesleri ayarlarız. Tabi hafta sonuna kadar yukarıdaki serayı tamir etmem gerekecek.
Bahçe sayfanızı ilk kez gördüm, ama kabahat sizde en son mesajı 4-5 ay önce yazmışsınız.
Müsait bir zamanda en baştan sona kadar inceleyip birşeyler öğrenir bir kaçta taktik kaparım inşallah.
Şimdiden sezonunuz bol bereketli olsun.
Telefondaki resimleri temizlerken geçen yıldan kalan ve aktarılmamış pek çok resim gördüm...
Melisa - Limon otu; yer örtücü olarak ta kullanılan, limon kokusunda, bir kaç yaprakla hazırlanan çayı sakinleştirici etkide, çabuk yayılan aromalı bitki.
688706
Süs ayçiçeği; 1,5 m. ye kadar boylanabilen her kökte 15-20 baş verebilen, arıların, kuşların pek sevdiği müthiş bir güzellik. Bir sene ektiniz mi pek çok yerden sonraki senelerde çıkıyor.
Resimdekini biz yemedik, kuşlar götürmüş.
688705
Terbiyesizler bari yediniz, kabuklarını atmayın.
688704
688703
Sezon sonuna doğru elma ağacının gövde bitimindeydi. Oldukça sert yapıda, ağaçtan düşünce toprakta dahi parçalanmadan kışı geçirdi. Kuş yuva yapsa yıllarca tamiratla uğraşmadan kalabilecek. Sanırım bir çeşit mantar.
688707
Salça yapıyoruz her sene, kendi domateslerimiz yetişmiyor, bir kaç sene denedik, hatta Amish domateslerinin tohumlarından da ekmiştik. Domatesler oluncaya kadar salça zamanı geçti. ;)
Önde buda buda başa çıkamadığımız kekikler, arkada son aşamalarındaki salçalarımız.
688708
Köseler Köyünün oturak domatesi, çay kaşığı ile birlikte.
688709
688710
Hastalıklarla geçen 2018 sezonunun gazilerinden oluşan toplu domates gösterisi. Okla işaretli olan (muhtemelen) İzmir Bayındır ın yayla köylerinden olan meşhur Bulgar göçmenlerinin köyü Çınardibinin oturak mavi domatesi. Bunun pembesi de var, nette aratırsanız onunla ilgili program da yapmışlar. @birnefestopak ın sayesinde haberimiz oldu. Bu yıl aksilik olmazsa hem mavisini hem de pembesini çoğaltmaya çalışalım.
688715
chelik26
12-03-2019, 20:48
688707
Önde buda buda başa çıkamadığımız kekikler,
Sn TCM,
Kekikleri ne yapıyorsunuz?
Tohum alıyormusunuz :)
Sn TCM,
Kekikleri ne yapıyorsunuz?
Tohum alıyormusunuz :)
Son sezon toplamadım. Önceki sene toplayıp etkinlikte de dağıtmıştım. Kekiklerle başım dertte. Benden başka seven yok. Aslında düzenli çiçeklenmesine fırsat vermeden üstten kesilse görüntüsü, kokusu pek güzel. Üzerine basmakla sorun olmuyor, yer örtücü, kendi kendine kısa zamanda yayılıyor, çim gibi kullanılabilir kısaca, aşırı basılmadığı sürece sorun yok. Ancak budanmaz ise dallar uzuyor, sağa sola yayılıyor böyle olunca da güzel gözükmüyor. Yandaki komşu, hanımla bir olup başımın etini yiyorlar 'eee ne zaman kaldırıp çim yapacaz bunları' diye. :D
Kısabacak pırasalar, geçen seneki etkinlikten. Minik minik fideleri bahçenin iki ayrı yerine diktik. Bir grup mısırların arasında kaldı, diğer grup ise ön tarafta göz önündeydi. Hanım 'olmaz bunlar' dediyse de, gariplerim mısırların tacizlerine ve sözlü sataşmalara rağmen aylarca mücadele edip bu hale geldiler...
688747
Bize bağlı ailelerden birinin kızı yurt dışında çalışıyor/muş. Amerika şimdi Afrika da vs. Önceki sene getirdiği tohumlardan birazını bana getirdi annesi. Unutma beni çiçeği, cosmos, minik ayçiçeği (ektim güzel olmadı) bir kaç tane de sebze tohumu. Biri havuç, toprağa serptik epey zaman sonra baktık bir şeyler çıkıyor...Zamanla her taraftan fışkırdı. Ufak boylu ve şişman vücut kilo endeksi yüksek obez havuçlarımız oldu bir sürü. Önce bir şeye benzetemedik ama soğuklarla tanışınca güzelleşti bizim obezler; sulandı, sertleşti, tatlandı. Ama keskin bir aroması vardı. Sevdik biz..Mavi dairenin içinde ki Amerikadan gelenlerden, paketini incelemeden atmışım, turp diye ektik, pancara benzettik ama şalgam gibi bir şey çıktı. Bir altta küçük boylu olanının kesilmiş hali var; sert, beyaz halkalı...Bahçede hala bir kaç kök kalmış, iki avucu dolduracak büyüklükte olanı bile var.
688746
688749
Hazır fide olarak ektiğimiz pırasa, pancar, kerevizler. Bir de yine önceki yıllarda etkinlikten gelen çekirdeklerimiz. Bu sene de tam anlamıyla değerlendiremedik. Bahçedeki depoda bırakıp gitmiştim iyice kurusunlar diye, ancak içerisi sandığımdan daha nemli çıkınca çoğu küflendi. Kalanları fırın tepsisinde tuzlayıp biraz unlayarak kavurduk. Mükemmel oldu.
688748
Etkinlikten gelen kırmızı başlıklı kız. Fotoğraf hilesi gibi di mi... Önce brokoli sanıp haşladık, sonra karnabahara daha çok benziyor deyip yemeğini yaptık. Yemeği daha güzeldi.
688752
Çok güzel resimleyemesem de yer bademi - tigernut. Üç kök vardı galiba, onu da birine vereyim diye ekmiştim az çıkınca veremedim mi nasıl oldu tam hatırlamıyorum. Yani öylesine ekmiştik bu yıl. Kendi başlığında da yazdım gerçi; kız tesadüfen bir kaç tane yeyip beğenince okula götürmüş, arkadaşları da çok beğenince bu sene çok ekilecek artık. Önceki sene unundan kurabiye yapacaktık ama güzel kurutamayıp küflendirince tüm hevesim kaçmıştı oysa.
688753
Kışlıklar devam..
688751
Şalgamsının daha iyi resimlerini buldum, 43 numara ayak için kusura bakmayın.
688750
Ağaç dahil köklere zarar veren manas - kadı lokması vs. nin çucuğu değil mi bu?... Nasıl tüketeceğimize karar veremeyip her seferinde yabana götürdüğümüz badem ağacını beşinci yılında kökledik. O kadar yerden 10 kadar çıktı.
688754
Domates fidesini toprağa diktiğinizde bol sulayacaksınız, meyveler ceviz büyüklüğüne erişinceye kadar bir daha su vermeyeceksiniz ki kökleri gelişsin, domates iki metreye kadar kök uzatabilir diyorlardı da inanmıyordunuz değil mi, alın size domatesin kökü. Zıkkımın kökü gibi oldu ama :) ..
Resimdeki kökler 80 cm. civarında ve uç kısmını tam çıkaramadığım için koptu, yaklaşık 90 cm. lik domates kökünü görüyorsunuz, ben de ilk defa bu kadar uzununu gördüm.
688755
Hep söylüyorum ya, bahçenizden kadifeyi eksik etmeyin. Zahmetsiz, zararsız, hastalıksız, böcek kovucu gibi bonusları da var üstelik.
688756
Yine buradan tanıştığımız arnavut biberi, bu yıl ekmedim artık, dokusu çok güzel, güzel de poz vermiş kerata.
688757
İki haftada bir ziyarete gittiğim ve yukarıda mor oturak domatesini tanıttığım Köseler Köyümüzden manzara. Tarlanın sahibi, baharda yağmurlardan sonra buraya karpuz, börülce (gördüklerim bunlar bir kaç çeşit daha vardı sanki) tohumlarını eliyle serpiyor ve bir daha da dokunmuyor, ilaçlamıyor, sulamıyor. İçerisinde yemiş ağaçları bulunan arazi eğimli ve manzarası müthiş. Kaç yıldır oğlu 'bi gidelim' diyordu da denk gelememiştik.
688758
Bu da ganimetimiz, biraz börülce de vardı. Susuz yetişen karpuzlar...
Her karpuz yediğimizde yemiş ağacının dibine çökerek, çakıyla kestiğimiz karpuz hatırlanacak artık. 'Neeerde çocukluğumuzun karpuzları' derdik ya, ben 'O' karpuzu buldum sonunda, siz başınızın çaresine bakın artık..
688759
Doğrudur hocam, o çucuklar kadı lokması. En son Meyvelitepe üstadın denemelerinde kesin bir kök zararı verdiklerine dair bir gözlem bulunmamıştı. Buna istinaden yazlık bahçesinde ki akrabaları tarafımca 'suçsuz' adledilerek doğal ortamlarında kendi başlarına bırakıldı.
Etkinlik sayfalarında da bahsetmiştim biraz. Agaçlar.net olarak ufak bir bankamız olsa iyi olmaz mı. Sürekli bulabileceğimiz en güzel tohumları bir kaç arkadaşa zimmetlesek.
Ben ufaktan başladım, daha doğrusu tüm tohumlarımı daha uygun şartlara geçirmeye başladım. Ağzı plastik tıpalı ilaç şişelerinin (flakon) içerisine nem alıcı ve koruyucu kül ekleyip tohumları yerleştiriyorum. Her yılın tohumu ayrı, tohumlarda çaprazlaşma sonucu bozulma olursa bir önceki yıla dönebileyim diye. Tüm cam şişeler teneke büyücek bir kutunun daha içinde buzdolabında duruyor. Buzdolabı içerisi ortalama 5-6 derece olduğuna göre kutu içerisi herhalde azcık daha sıcaktır. Derece koyup ölçeyim en iyisi. Bu sene multisef ve cefamed tohumları moda bu arada..
688760
Yarın İsrail tohumları satmaz, kıtlık kuraklık olur dünyada tohum kalmazsa, tüm tohumlarınızı fareler, karıncalar yerse kapımı çalmayın sakın. Veya siz de bir şeyler yapın.
688761
Şu ana kadar düzenleyebildiğim tohumların listesi... @ bahcedenn seneye tohum paylaşımında beni geçecekmiş... Peh... Tohumların tamamını paylaşıma açacam seneye...Tüm önlükler benim olacak... ;)
688762
AkisSoftware
13-03-2019, 11:30
Etkinlik sayfalarında da bahsetmiştim biraz. Agaçlar.net olarak ufak bir bankamız olsa iyi olmaz mı. Sürekli bulabileceğimiz en güzel tohumları bir kaç arkadaşa zimmetlesek. ...
Değerli üstad ellerin dert görmesin. Benzer şekilde ben de düşünmüştüm. Çok yerinde bir hareket. Adamların kafasının çok çalıştığını kimse sanmasın ha. İş gereği çok muhatap oluyoruz. Kafaları çok kalın. Bizdeki cinlerden onlarda hiç yokmuş gibi :). Ama adamlar teknolojiyi kullanıyor ve laf yapacağına icraat yapıyor....
Lakin burda sormak istediğim bir soru var. Buzdolabı içerisinde bu tohumlar bozulmadan ne kadar dayanır? Veya çok uzun süre bozulmaması için ne yapabiliriz? Tohum bankalarını gören duyan nasıl çalıştığını bilen birileri varsa bizleri aydınlatırsa çok mutlu oluruz.
Değerli üstad ellerin dert görmesin. Benzer şekilde ben de düşünmüştüm. Çok yerinde bir hareket. Adamların kafasının çok çalıştığını kimse sanmasın ha. İş gereği çok muhatap oluyoruz. Kafaları çok kalın. Bizdeki cinlerden onlarda hiç yokmuş gibi :). Ama adamlar teknolojiyi kullanıyor ve laf yapacağına icraat yapıyor....
Lakin burda sormak istediğim bir soru var. Buzdolabı içerisinde bu tohumlar bozulmadan ne kadar dayanır? Veya çok uzun süre bozulmaması için ne yapabiliriz? Tohum bankalarını gören duyan nasıl çalıştığını bilen birileri varsa bizleri aydınlatırsa çok mutlu oluruz.
Burada da bilgi verilmiş Türkiye de açılan Tohum Gen Bankası (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/19483.htm) ndan. Ara ara okuduğum bilgilerle kafamda kalan bilgilere göre; ideal şartların 4-5 dereceler olduğunu duymuştum, ancak linkteki verilere göre derin dondurucu soğuğu -20 ler uzun süreli saklama, 4-5 dereceler ise kısa süreli saklamalar içinmiş. Birkaç ay önce buzdolabının termostatı ikinci kez bozulup bu kez ürünleri dondurmaya başlayınca korkmuştum 'acaba tohumlara da bir şey oldu mu' diye. Sorun değilmiş demek ki. Odun külü özellikle mantari hastalıklara karşı koruma sağlıyor ve ortamın nemini de alıyor. Geçen okuduğum yazıda; tamamen külün içine konan (tohum idi herhalde) malzemenin bozulmadığını anlatıyordu. Bozulmada en başta etkenler hava, sıcaklık, hastalıklar ve nem. Şunu yapabilirim demek ki; daha küçük flakonlar edinip (elimdeki tohumlar zaten fazla değil yetecektir, ayrıca ne kadar küçük hacim o kadar az hava, o kadar az kül ihtiyacı ve yer kaplama demek) tohumlardan artan yeri tamamen kül ile doldurarak (düşününce zarar verecekmiş gibi geliyor ama alkali külün zararı olmaz herhalde) derin dondurucuda saklayabilirim. Var mı beyin fırtınasına katılan.
Doğrudur hocam, o çucuklar kadı lokması. En son Meyvelitepe üstadın denemelerinde kesin bir kök zararı verdiklerine dair bir gözlem bulunmamıştı. Buna istinaden yazlık bahçesinde ki akrabaları tarafımca 'suçsuz' adledilerek doğal ortamlarında kendi başlarına bırakıldı.
Di mi ya, uffacık ağzıylan ağacın kökünü yiyene kadar torununun torununu görür bu meymenetsiz. En iyisi ben de önüme çıkanı toplayıp geçici görev çıkartayım hepsine.
chelik26
13-03-2019, 15:54
Burada da bilgi verilmiş Türkiye de açılan Tohum Gen Bankası (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/19483.htm) ndan. Ara ara okuduğum bilgilerle kafamda kalan bilgilere göre; ideal şartların 4-5 dereceler olduğunu duymuştum, ancak linkteki verilere göre derin dondurucu soğuğu -20 ler uzun süreli saklama, 4-5 dereceler ise kısa süreli saklamalar içinmiş. Birkaç ay önce buzdolabının termostatı ikinci kez bozulup bu kez ürünleri dondurmaya başlayınca korkmuştum 'acaba tohumlara da bir şey oldu mu' diye. Sorun değilmiş demek ki. Odun külü özellikle mantari hastalıklara karşı koruma sağlıyor ve ortamın nemini de alıyor. Geçen okuduğum yazıda; tamamen külün içine konan (tohum idi herhalde) malzemenin bozulmadığını anlatıyordu. Bozulmada en başta etkenler hava, sıcaklık, hastalıklar ve nem. Şunu yapabilirim demek ki; daha küçük flakonlar edinip (elimdeki tohumlar zaten fazla değil yetecektir, ayrıca ne kadar küçük hacim o kadar az hava, o kadar az kül ihtiyacı ve yer kaplama demek) tohumlardan artan yeri tamamen kül ile doldurarak (düşününce zarar verecekmiş gibi geliyor ama alkali külün zararı olmaz herhalde) derin dondurucuda saklayabilirim. Var mı beyin fırtınasına katılan.
Aynı şeyi bende düşünüyrum, evin 1 odasını saklama odası yapıyım diye ama ortam çok sıcak olacak ve elverişisiz anlattıklarınıza dayanaraktan. Ancak size nacizane önerim uzun süreli saklayacaksanız çok tohuma gerek yok zannımca, her çeşitten 10 tane bana göre yeterli. Bir sene ekip çoğaltıp 2. sene ürün alınabilir. Ve çeşitleri etiketledikten sonra 8-10 çeşidi aynı şişeye koymanın sanırım zararı olmaz çünkü -10-20 derecelerde tohum zaten ilelebet uyuyor olacak. Ama yer sıkıntısı yoksa ****** çok tohum, tek şişe uygulaması daha sağşlıklı.
Sn. TCM;
Eskiler tohumları genelde bez içerisinde saklayarak hava almalarını sağlıyorlarmış. Etkinlikte gönderdiğim Tınaztepe domates yaklaşık 65 yıl kadar belki bin tohumun içinden çıkan 4 canlı domates fidesinden çıkanlar. İkinci yıl elde edilen domates tohumları çok fazla olmuş. Hava almayan yerde tohumlarda bozulma olabilir. Ancak nemi mantar için düşünce güzel. İlaç şişeleri içinde saklamak da güzel düşünce. Babam sünizit için çocukluğumda doktorların profesörler dahil koydukları yanlış migren teşhisi yüzünden denemediği şey kalmadı. En büyük faydayı da eşek hıyarı suyunu sizin yaptığınız gibi doldurup buzdolabında saklayarak bulmuştu. Tabi zehirli olduğu için çok az kullanıyordu. Bir başkası fazla kullanmış bir gün hastanede misafir olmuş. Ben doğduktan 8 yıl boyunca yanlış teşhiş yanlış tedavi ile hayatımız zehir oldu. Tanıdığı olan doktorla miğren ilaçlarının aksi tesir yaptığını konuşurken bir tane röntgen filmi ile doğru teşhis ve tedavi ile kurtuldu. Sizin şişeleri görünce o aklıma geldi. Biz de bakalım kendi tohum stoğumuzu sizin gibi güzelleştirmemiz lazım.
Kolay gelsin.
Sn. TCM;
Eskiler tohumları genelde bez içerisinde saklayarak hava almalarını sağlıyorlarmış... Hava almayan yerde tohumlarda bozulma olabilir. Ancak nemi mantar için düşünce güzel...
Çok haklısınız. Ben şöyle düşünmüştüm; flakonlar açılıyor ve en az bir kez içerisine iğne girip çıkıyor, ayrıca şişeleri-kapakları yıkarken, tohumları katıp çıkarırken bir kaç kez ağzındaki lastiklerin de eski elastikiyeti kalmıyor. Bu esnada az da olsa hava irtibatını sağlar herhalde. Aslında en güzeli şaraplar gibi ağzı dar şişelerde ve mantar ile kapatarak saklamak.
Aynı şeyi bende düşünüyrum, evin 1 odasını saklama odası yapıyım diye ama ortam çok sıcak olacak ve elverişisiz anlattıklarınıza dayanaraktan. Ancak size nacizane önerim uzun süreli saklayacaksanız çok tohuma gerek yok zannımca, her çeşitten 10 tane bana göre yeterli. Bir sene ekip çoğaltıp 2. sene ürün alınabilir. Ve çeşitleri etiketledikten sonra 8-10 çeşidi aynı şişeye koymanın sanırım zararı olmaz çünkü -10-20 derecelerde tohum zaten ilelebet uyuyor olacak. Ama yer sıkıntısı yoksa ****** çok tohum, tek şişe uygulaması daha sağşlıklı.
10 az olur yine de :) acil durumlarda, yerden de tasarruf için, her çeşit tohumu minik bezlere sarıp ağzı mantarla kapalı şişelere koyarak derin dondurucuya kaldırabiliriz. Kendi kullanımım için de flakonlarla normal buzdolabında saklamak bir bakışta istenilen tohumu bulmak, sürekli açıp kapamak için daha mantıklı gibi..
Çok haklısınız. Ben şöyle düşünmüştüm; flakonlar açılıyor ve en az bir kez içerisine iğne girip çıkıyor, ayrıca şişeleri-kapakları yıkarken, tohumları katıp çıkarırken bir kaç kez ağzındaki lastiklerin de eski elastikiyeti kalmıyor. Bu esnada az da olsa hava irtibatını sağlar herhalde. Aslında en güzeli şaraplar gibi ağzı dar şişelerde ve mantar ile kapatarak saklamak.Hocam, bu şişeler Kemeraltından ucuza temin edilebiliyor. 25cclieri özellikle epey ucuzdu. Belki işinizi görür.
@ g.c. medikal malzeme satıcılarında mı gördünüz şişeleri ?
@ g.c. medikal malzeme satıcılarında mı gördünüz şişeleri ?Hayır hocam, düğün, söz nişan ıvır zıvırları satan yerlerde bulunuyor. Genellikle içine renkli kolonya vb. Sıvı konularak davetiye yanında hatiralik gibi süsler yapılıyor bunlarla. (Yaptık ordan biliyorum) :)
MI 5 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Hayır hocam, düğün, söz nişan ıvır zıvırları satan yerlerde bulunuyor. Genellikle içine renkli kolonya vb. Sıvı konularak davetiye yanında hatiralik gibi süsler yapılıyor bunlarla. (Yaptık ordan biliyorum) :)
MI 5 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Hanım daha salı günü oraya gitmişti yeğeninin hazırlıkları için :(
AkisSoftware
15-03-2019, 07:15
Tohum saklamak için "cam" dan daha uygun bir kap bulunamaz heralde? Derin dondurucu tarzında bir ortamda saklamak tohum dayanımını maksimum seviyeye çıkarır diye düşünüyorum. Bu sene elimdeki tohumlardan bazılarını bu şekilde saklamak çok mantıklı...
Konuyu takipteyiz...
@ g.c. buldum :) Nette onlar da varmış, oldukça da hesaplı, 25-50 cc. mantar kapalı süs şişelerinin tanesi 1 tl. nin de altında. Bu yıl böyle idare edip seneye 'seçilmişler'a ayrı muamele yapmalı.
AkisSoftware
15-03-2019, 08:23
@ g.c. buldum :) Nette onlar da varmış, oldukça da hesaplı, 25-50 cc. mantar kapalı süs şişelerinin tanesi 1 tl. nin de altında. Bu yıl böyle idare edip seneye 'seçilmişler'a ayrı muamele yapmalı.
Adres verseniz ihtiyaç duyanlara yol göstermiş olursunuz sayın TCM.
its_just_a_ride
15-03-2019, 12:01
Adres verseniz ihtiyaç duyanlara yol göstermiş olursunuz sayın TCM.
gittigidiyor'da var fazlasıyla.
@ g.c. buldum :) Nette onlar da varmış, oldukça da hesaplı, 25-50 cc. mantar kapalı süs şişelerinin tanesi 1 tl. nin de altında. Bu yıl böyle idare edip seneye 'seçilmişler'a ayrı muamele yapmalı.
Hocam geçmiş gün, yanlış hatırlıyor olabilirim ama toplu alımda internet fiyatları ile hatrı sayılır fark oluşuyordu diye aklımda kalmış. Yolunuz düşerse gidip pazarlık ederek almak en iyisi.
Adres verseniz ihtiyaç duyanlara yol göstermiş olursunuz sayın TCM.
İnternet arama çubuğuna "süsleme malzemeleri şişe" benzeri bir arama yaparsanız karşınıza istemediğiniz kadar sonuç çıkacaktır. ;)
@ AkisSoftware, google amcaya 'mantar kapaklı küçük şişe' yazınca özellikle N11 de tonla yer çıkıyor. Kendim direk almadığım için bir yer önermedim. Kabaca göz gezdirdim 100 tanesi kargo hariç 65 tl. gibi fiyat vardı. Daha az 10-20-25 satan da var, alacak olursam (herhalde sezon sonu olur) mutlaka bilgi veririm.
Pişti olmuşuz az arayla :D
Resimleri atayım yarın tarım sınavım var çarşıya çıkmam gerek bıdı bıdısını sonra yapalım.
Önce @Lonicera nın emanetleri,
691038
Layığıyla baktığımı düşünüyor kendisine bir kez daha teşekkür ediyor, O nun gibilerinin sayısının artmasını diliyorum.
691039
Fidelerimiz bugün itibarı ile toplu görünümde;
691040
691041
Bu yıl tigernut-yer bademi senesi, 60 bardağa 150 tane ektim, çimlenmesi için neler yaptığımı sonra anlatırım, 'bitki delileri' sayfasına adayım.
691042
Domatesler, azcık boyları uzun derseniz benim suçum değil, podyum güzeli onlar, zarif..
691043
Garanti amaçlı kimi bardaklara çifter ektiğimiz fideler; az daha büyüsünler de ayıralım.
691044
Lonicera
13-04-2019, 15:00
Maaşallah emanetlerin hepsi çok sağlıklı görünüyor. Ellerinize sağlık.
Sizi seçerken doğru bir tercih yaptığımı biliyordum, yanıltmadınız. Emin ellerde olduklarını bilmek bile çok güzel bir duygu. Ben de size teşekkür ederim.
chelik26
13-04-2019, 17:05
Çok güzel büyütmiüşsünüz
Keşşşşke benimde olsa :)
Çok güzel büyütmiüşsünüz
Keşşşşke benimde olsa :)
Şevket Beyyyy.. Uğrayın bu taraflara fazlalık domateslerin bir kısmını size vereyim.. ;)
Sezon sonu eşimle İzmir den gelirken Bayındır a uğradık. Kış tam bastırmamıştı. Bir kaç yere ortanca sorduk, tam ayrılırken daha önce alışveriş yaptığımız bir amcaya denk geldik. Saksıdaki ortancalarına 7.5 tl. istedi. 'Amca bunları yaylaya dikeceğiz, hemen toprağa aktarsak havalar iyice soğumaya başladı başlayacak, sorun olmaz di mi' deyince amca 'arka tarafta genç birinde poşette ortanca var, boşuna saksıya para verme, iki-üç liraya ondan al' dedi. Neyse 2,5 tl. ye 40 kadar ortanca aldık poşette. Gence de sordum 'amcayla akraba veya ortak mısınız siz, böyle böyle yaptı' diye. Değillermiş.. Böyle güzellikler hala var..
Resim geçen pazar (07.04.2019) yayladan. Resmin sağındaki laleler yeni açacak daha. Solda mavi halkadaki geçen sene diktiğimiz ortancalar. Kırmızı küçük halkanın içinde dipten gelen ortanca sürgününü görüyorsunuz.
691142
Komşu sınırımıza mavi halkalarla işaretli yerlere 50 şer cm. arayla ortanca dikili. Gördüğümüz kadarıyla hepsi gayet güzel tutmuş. Resimde sağ taraftaki kırmızılar kekik ektiğimiz, sonradan parça parça aktardığımız ve kendiliğinden çıkan kekikleri gösteriyor. Bu araya da çim yapmayı düşünüyorduk ancak bu yıl kekikleri iyice yayarak yeri örtmesini sağlamaya çalışacağım. Bakalım çim mi, kekik mi..
691143
Üstte minik ortanca fidelerinin olduğu yer aşağıdaki resimde bizimkinin durduğu yer. Evin önünde eski ortancaları görüyorsunuz. Bir bilgi aktarayım; ortancaların budamasını çiçekleri iyice geçince yaparsak sonraki sezon çiçek açabilirmiş, şimdi budarsak bu sezon çiçek açmazlarmış. Ortancaların karşısında yolun kıyısında leylandiler ve önünde sedumlar var. Sedumların aralarında öbek öbek ayrıkotu mevcut. Çimlere muhtemelen sıkıntı verecekler (Güler Hn. buralarda olsa da sorsak ayrık ile çim amca çocukları sayılır, sedumların aralarındaki ayrıkları görmezden gelsek olur mu diye.
Mavi şeritlerin olduğu evin yan tarafına dahliya=dalyalar dikilecek ve aralarında da kadifeler. Bunların önüne de hazır çim. Yaklaşık 150 m.kare alan çimlendirilecek.
Resmin tam ortasındaki meydanlıkta kışın dökülen iki kamyon toprak vardı. Yıkılan otelin temelinden çıkan taşlı toprak. Taşlar temizlendi, tarlanın alçak yeri dolduruldu, kalanı da gördüğünüz gibi çim alanının düzlenmesi için ince bir tabaka halinde döküldü. Su göllenmesi olmayacak şekilde düzeltildi gibi ama bakalım artık.
Hazır çimin serileceği yer sert olmalıymış yer yer çökmesin diye. Şimdi buraya granül leonardit+solucan gübresi atıp çapa makinesiyle üstten hafifçe karıştırıp silindirle düzlemeli mi yoksa böyle kalsın da üzerine direk serelim mi..
Bilen varsa el atıversin de çıkalım yokuştan..
691145
Sedumların olduğu kısma yakından bakarsak. Bunlarında çime yakın ön tarafına geçen sene dahliyalar dikmiştik.
691146
Bahçenin yan taraflarında küçük arkadaşların evleri var. Her gördüğümde delikleri kapatıyorum ki daha çok çalışsınlar, bahçeyi daha iyi havalandırsınlar. Eninde sonunda giderler herhalde, benim gibi ev sahibini ne yapsınlar, hem Manisa dan oğlum gelecek yazın, bana lazım...
691147
Bahçe bir önceki hafta 31.03.2019 traktörle sürülmüştü. Bundan bir kaç gün sonra sürülen tarlanın kurumaması için üzeri örtülmüş ve seviye farkları kaldırılmış.
691148
Üç hafta önce ağaçlarda bir şey yoktu, budayabildiğimiz kadar budamış bordo bulamacıyla ilaçlamıştık. İki hafta sonra nektarin-şeftali ve ayvayı çiçeklenmiş bulduk..
691149
691150
...
Bu yıl tigernut-yer bademi senesi, 60 bardağa 150 tane ektim, çimlenmesi için neler yaptığımı sonra anlatırım, 'bitki delileri' sayfasına adayım.
...
Daha önce bahsetmiştim, geçen dönem tigernutun tadına bakan ve çok beğenen kızım ve arkadaşları sayesinde bu yıl çok ekmeye karar verdim. 60 a yakın bardağa üçerli gelecek şekilde suda iki gün beklettim yumruları ektim. Önceki bizim ve arkadaşların tecrübesi çimlenme oranının düşük olduğu yönündeydi. Bardakların yarısı çıksa 30 tane yapar ki dünyalar eder. Un yapıp kurabiye dahi yapabiliriz. Bu arada yine forum bilgisi sezon sonu toprak üstü kuruyan dal çöp vs. den yastık yapılabileceğini de size de hatırlatırım. Hanım öldürmezse belki ben de deneyebilirim.
Geçen sağolsun @ AkisSoftware yeni bilgileri paylaştı benimle, sıcak iklim bölgesinde yetiştiğinden çimlenme oranını arttırmak için sıcaklığın 30 derecelere çıkarmanın iyi olacağını yazmış. Bizim evde sıcaklık 23 derece, 30 a daha epey de var. Neyse fırın tepsisinin içine aldığı kadar bardakları koydum, alt üst ısıtmayı açtım ilk 'tık' dediği yer 50 derecenin altı. Yoğurdu da bu şekilde yaptığım için uzmanı oldum artık. Bir dakika kadar çalıştı içerisi 35 derecelerde, nem oranı güzel, böyle ellemezsek üç saat sonra 24 derecelere düşüyor, sonra bir tık daha tekrar 35 vs. 15 kadarını böyle çimlendirdik. Geçenlerde dalmışım fırın açık kalmış, 20 dakika sonra bir baktım fırın otomatiğe almış kendini çalışıp duruyor, dereceden maksimum sıcaklık 45 i görmüş :) Ondan sonra üç dört daha çimlendi ama iki gündür tık yok.. İşte böyle bizim tigernut çimlendirme hikayesi, hanım da alıştı artık, tigernut tepsisi dışarı kek içeri, kek dışarı fırın soğuyunca bizim tepsi içeri. Bir meslektaş ablam yıllar önce öyle demişti,'eşler zamanla birbirine benzer' diye.. Bizimki de gitti gider, Allahtan çocukların aklı başında..
Daha önce bahsetmiştim, geçen dönem tigernutun tadına bakan ve çok beğenen kızım ve arkadaşları sayesinde bu yıl çok ekmeye karar verdim. 60 a yakın bardağa üçerli gelecek şekilde suda iki gün beklettim yumruları ektim. Önceki bizim ve arkadaşların tecrübesi çimlenme oranının düşük olduğu yönündeydi. Bardakların yarısı çıksa 30 tane yapar ki dünyalar eder. Un yapıp kurabiye dahi yapabiliriz. Bu arada yine forum bilgisi sezon sonu toprak üstü kuruyan dal çöp vs. den yastık yapılabileceğini de size de hatırlatırım. Hanım öldürmezse belki ben de deneyebilirim.
Geçen sağolsun @ AkisSoftware yeni bilgileri paylaştı benimle, sıcak iklim bölgesinde yetiştiğinden çimlenme oranını arttırmak için sıcaklığın 30 derecelere çıkarmanın iyi olacağını yazmış. Bizim evde sıcaklık 23 derece, 30 a daha epey de var. Neyse fırın tepsisinin içine aldığı kadar bardakları koydum, alt üst ısıtmayı açtım ilk 'tık' dediği yer 50 derecenin altı. Yoğurdu da bu şekilde yaptığım için uzmanı oldum artık. Bir dakika kadar çalıştı içerisi 35 derecelerde, nem oranı güzel, böyle ellemezsek üç saat sonra 24 derecelere düşüyor, sonra bir tık daha tekrar 35 vs. 15 kadarını böyle çimlendirdik. Geçenlerde dalmışım fırın açık kalmış, 20 dakika sonra bir baktım fırın otomatiğe almış kendini çalışıp duruyor, dereceden maksimum sıcaklık 45 i görmüş :) Ondan sonra üç dört daha çimlendi ama iki gündür tık yok.. İşte böyle bizim tigernut çimlendirme hikayesi, hanım da alıştı artık, tigernut tepsisi dışarı kek içeri, kek dışarı fırın soğuyunca bizim tepsi içeri. Bir meslektaş ablam yıllar önce öyle demişti,'eşler zamanla birbirine benzer' diye.. Bizimki de gitti gider, Allahtan çocukların aklı başında..
Tigernut tohumlarını bende 2 gün suda beklettim 20 gün oldu ekeli henüz bir hareket yok, sabah güneşi alan soba yanmayan bir oda da, bu akşam eve gidince soba yanan yere alayım inşallah orada çimlenirler
Tigernut tohumlarını bende 2 gün suda beklettim 20 gün oldu ekeli henüz bir hareket yok, sabah güneşi alan soba yanmayan bir oda da, bu akşam eve gidince soba yanan yere alayım inşallah orada çimlenirler
Aynen @ pares, kimi bardaktan birer tane çıkarıp bakıyorum, çürüme bozulma yok. Sıcak yere alın hareket başlayacaktır eminim.
1 ve 4 Mayısta @Lonicera ya karşı görevimi de tamamladım. Göndermiş olduğu yanlış saymadıysam 12 adet fidenin tamamı eksiksiz toprağa sağ salim aktarıldı. Bu arada orijinal haline dokunulmadı, üzerinde ne varsa aynen o..
692800
Arka planda çıkan el arabasının içerisinde hafiften görüldüğü üzere; iki kürek perlit, 4-5 kürek yanmış hayvan gübresi, 3 kürek kavak talaşı, 4-5 kürek bahçenin toprağı ve 3-4 kürek A101 in saksı toprağı karıştırıldı, dikilecek yer iki karış derinliğinde açıldı, daha önce hiç ekim dikim olmadığı için kürekle işlendi, her ocağa hazırlanan karışım ile ikişer avuç granül leonardit eklenerek bolca sulandı.
Bahçenin sınır tellerinin iki yanı bu çalılar ile kaplanmış oldu. İlk girişten itibaren sağdan sayarsak; chester böğürtlen - aronia - Saskatoonberry - aronia - frenk üzümü - tayberry - Saskatoonberry - tayberry - güz zeytini - heritage ahududu - Karakablack bogurtlen ve reuben böğürtleni...
Keyifleri şimdilik iyi bakalım sonra ne yapacaklar.
692799
Çatıdaki arkadaşlar; ikişer karış oldular, seranın içinde biraz fazla kaldılar muhtemelen ona bağlı, yoksa diplerindeki hayvan gübresinden mi (öyle olsa daha önce de vardı) bilinmez sırım gibiler maşallah. Ancak renklerinde köklenmede pek sorun yok. Gövdeleri geniş alana ekilen yaşıtları gibi kalın olmasa da artık ilk zamanlardaki gibi ufak bir rüzgarla sağa sola da yamulmuyorlar. Önceki senelerle ekim zamanlamaları da aynı. Böyle ihtişamlı halleri uzaktan güzel görünse de aslında bu kadar büyümeseler iyiydi.
692805
692806
Bu yıl damlama sisteme geçiyorum ilgili kısımda (http://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/27751-2.htm#post1567578) belirttiğim üzere. Ancak kafamda soru işaretleri var, yukarıda sordum, tehditte ettim ama cevaplayan çıkmadı daha.
Damlama deliklerinin direk kök diplerine gelmesi gerektiğini, dolayısıyla tek borunun yeteceğini sanıyordum. Ancak kök dibini sürekli nemli tutmak yerine köklerin iyice yayılmasını sağlamak, mantarı bir nebze de olsa uzak tutmak için boruları fidelerin her iki tarafından 10 ar cm. öteye koymak daha mantıklı olacak herhalde.
692807
Weima 1000N 6,5 BG benzinli çapa makinesi aldım. Sıra aralarını 1 m. tutarsam borular arası 80 cm. kalıyor ve daha sonra boruları hiç ellemeden araları makine ile (70 cm. e düşebiliyor çapalama uzunluğu) çapalayabilirim. Sıra arası mesafeyi 1 m. den aşağı düşürüp çapalayacağım zaman boruları iç tarafa almak daha mı işlevsel olacak çözemedim. Öneriler olursa sevinirim.
AkisSoftware
07-05-2019, 12:14
Heyecanla izliyoruz sizi sayın @TCM. Bu arada lafı gelmişken herkese yaptığı iyiliklerden dolayı sayın @Lonicera hocamıza da teşekkür ediyorum.
Bahçenizden daha fazla resim bekliyoruz :) Sizin oralar çoktan yazı yaşamaya başlamış olmalı. Buralarda yavaş yavaş ısınıyor.
4 farklı çeşit yer bademi dikimi yaptım(2 Türk çeşidinden farklı olarak). İnşallah sene sonunda tohum alabilirsem ilk paylaşacağım kişilerdensiniz.
Başarılar dilerim.
elifaydin
07-05-2019, 12:28
Sayın TCM tecrübe açısından takip ettiğim kişilerdensiniz, bahçeden fotoğraflar bekliyoruz demek ki bu durumda....
692807
Weima 1000N 6,5 BG benzinli çapa makinesi aldım. Sıra aralarını 1 m. tutarsam borular arası 80 cm. kalıyor ve daha sonra boruları hiç ellemeden araları makine ile (70 cm. e düşebiliyor çapalama uzunluğu) çapalayabilirim. Sıra arası mesafeyi 1 m. den aşağı düşürüp çapalayacağım zaman boruları iç tarafa almak daha mı işlevsel olacak çözemedim. Öneriler olursa sevinirim.
]
Sayın TCM, Damlama delikleri fidelerin dibinden giderse daha mantıklı oluyor, ileride kalırsa hem çapalama hem de sulama için pratik olmuyor damlama sistemde zaten etrafa doğru 20-30 cm yayılıyor su, çapalama için araları biraz geniş tutmakta fayda var çünkü çapa makinesi düpdüz götürmek mümkün olmuyor biraz sapmalar oluyor, ayrıca toprağı kapartıyor, biraz paylı düşünmek gerekiyor, hele meyil varsa çapa makinesi kayma da yapabiliyor kolay gelsin iyi sezonlar
Weima 1000N 6,5 BG benzinli çapa makinesi aldım. Sıra aralarını 1 m. tutarsam borular arası 80 cm. kalıyor ve daha sonra boruları hiç ellemeden araları makine ile (70 cm. e düşebiliyor çapalama uzunluğu) çapalayabilirim. Sıra arası mesafeyi 1 m. den aşağı düşürüp çapalayacağım zaman boruları iç tarafa almak daha mı işlevsel olacak çözemedim. Öneriler olursa sevinirim.
Hocam yukarıda da okudum ancak cevaplayacak bir üstad çıkar elbet diye haddimi aşmak istemedim. Şahsen ufacık alanda bile boruların yerini değiştirmek benim için oldukça zahmetli olmuştu. Yer sıkıntınız yok diye biliyorum. Sıra aralarını geniş tutarak borularla olabildiğince az muhatap olmak en iyisi.
Damlama deliğine mi yoksa iki delik ortasına mı ekilmeli konusunda bende tam deliğe gelmeyecek şekilde ekilirse daha güçlü kök yapısı oluştuğunu okumuştum. Uygulamada iki yöntemi de yapanlar görüyoruz. Verim açısından bariz fark olur mu olmaz mı daha büyük alanlarda çalışanlar cevaplarsa daha doğru olur.
...Bahçenizden daha fazla resim bekliyoruz :) Sizin oralar çoktan yazı yaşamaya başlamış olmalı. Buralarda yavaş yavaş ısınıyor.
4 farklı çeşit yer bademi dikimi yaptım(2 Türk çeşidinden farklı olarak). İnşallah sene sonunda tohum alabilirsem ilk paylaşacağım kişilerdensiniz...
Bahçe 1.000 m. rakımda yaylada, daha bizim bahçeye de yaz gelmedi, bu hafta sonu ekim dikimi yapmayı planlıyoruz. Ayın evreleri müsait, ülker fırtınası geçiyor, toprak tavında şu an her şey müsait gibi duruyor.
Benim yer bademleri hala tek tük çıkıyor bardaklardan, üçte biri de çıkmadı, bir kaç tanesini açtım çürüme yok. Neyi bekliyorlar, neye göre çıkıyorlar anlamadım bu arkadaşları. :p
]
Sayın TCM, Damlama delikleri fidelerin dibinden giderse daha mantıklı oluyor, ileride kalırsa hem çapalama hem de sulama için pratik olmuyor damlama sistemde zaten etrafa doğru 20-30 cm yayılıyor su, çapalama için araları biraz geniş tutmakta fayda var çünkü çapa makinesi düpdüz götürmek mümkün olmuyor biraz sapmalar oluyor, ayrıca toprağı kapartıyor, biraz paylı düşünmek gerekiyor, hele meyil varsa çapa makinesi kayma da yapabiliyor kolay gelsin iyi sezonlar
Bilgiler için çok teşekkürler, yer meyilli değil ama önerilerinizi dikkate alıp boruları biraz daha fidelere yaklaştırsam iyi olacak. Ancak boruların fidelerin iki tarafından da geçmesinin iyi olacağı konusunda herkes hem fikir herhalde.
Hocam yukarıda da okudum ancak cevaplayacak bir üstad çıkar elbet diye haddimi aşmak istemedim. Şahsen ufacık alanda bile boruların yerini değiştirmek benim için oldukça zahmetli olmuştu. Yer sıkıntınız yok diye biliyorum. Sıra aralarını geniş tutarak borularla olabildiğince az muhatap olmak en iyisi.
Damlama deliğine mi yoksa iki delik ortasına mı ekilmeli konusunda bende tam deliğe gelmeyecek şekilde ekilirse daha güçlü kök yapısı oluştuğunu okumuştum. Uygulamada iki yöntemi de yapanlar görüyoruz. Verim açısından bariz fark olur mu olmaz mı daha büyük alanlarda çalışanlar cevaplarsa daha doğru olur.
Boruları ucundan tutup 5 cm. sağa sola oynatması niye zor olsun ki, bir yere sabitlenmemiş üstelik. İçerisinde su olduğu için mi sıkıntı oluyor acep?
Boruları ucundan tutup 5 cm. sağa sola oynatması niye zor olsun ki, bir yere sabitlenmemiş üstelik. İçerisinde su olduğu için mi sıkıntı oluyor acep?
İçinde ki suyun etkisi çok olmuyor ama boru uzunluğu arttıkça sağa sola kaydırırken katlanma/kırılma olabiliyor, fide gövdelerine takılmalar yaşanıyor.
feyzi_48
08-05-2019, 08:05
Sayın TCM ; sayfanızı baştan sona okudum. İçlerinde uygulayabileceğim bilgilerle tanıştım. Emeğinize sağlık, bereketli sezonlar dilerim.
Musa Gündoğan
08-05-2019, 08:42
sevgili tcm
tecrübemi aktarmak istiyorum. iki taraflı yapmanız hiç bir şey ifade etmez mantar yoğun su birikintisi olursa yayıyılıcı oluyor ancak dibindeki su kısım kısım genişliyor ve yaklaşık 30 cm çevresi sulanmış oluyor.
ben uzak koymanız fazlaca su harcamanızdan öteye gitmeyecek kanaatindeyim
Portakal Rengi
08-05-2019, 08:43
Damlama sulama konusunu epey araştırdım ama henüz deniyorum. Bitki gövdesinin 10 cm açığına su verilmesi öneriliyor. (Ziraatçilerin önerileri. Farklı aklıbaşında öneri görmedim.) Seracıların uygulamalarını incelediğim zaman gördüğüm, sıraya tek boru şeklinde. Bitkinin iki tarafına da döşemek akla yakın geliyor. (Neden tek tarafa döşediklerini anlamadım. ) Düzenli sulama sonucunda toprak geniş bölgede nemli kaldığı için tek taraflı kullanılıyor olabilir. (Malzeme satıcılarının önerisi de tek taraf.) Bu durumda tek taraflı denemeyi düşünüyorum. Yerim küçük ve nem ölçerim var. Sonuçları paylaşırım.
Damlama borularının su dolu iken hareket ettirilmesi önerilmiyor. Yumuşak tip borularda damlama deliklerinin yönü değişmesin isteniyor.
Sert tip borularda da aynı sorun yok denemez. Sert borularda yer değiştirirken kırılma katlanma riski var. Boruları oynattıktan sonra tekrar yerine getirmek daha zor olur. Uzun hatlarda getirilemez de denebilir.
Damlama borularını yerleştirirken (sizin gibi iki sıralı dikimlerde) İki bitkinin arasına gelecek şekilde yerleştiriyorlar.
Çapalamayı elle yapıyorlardı. Borulara dokunmadan. Bitkilerin arasındaki 80 cm nin çapalanması neden dolayı önemli ? (Bilmediğim için soruyorum. Sulamayı, o bölge çapalanmadan yapabiliyor(muşuz) uz. ) 80 cm aralıkta 70 cm lik çapalama bıçağı çok riskli olur. Makine farklı sertlikte toprakla karşılaştığında sağa sola yalpalıyor. Hakim olabilecek misiniz ? Sorun bu.
Kolaylıklar.
...
Damlama borularının su dolu iken hareket ettirilmesi önerilmiyor. Yumuşak tip borularda damlama deliklerinin yönü değişmesin isteniyor.
Sert tip borularda da aynı sorun yok denemez. Sert borularda yer değiştirirken kırılma katlanma riski var. Boruları oynattıktan sonra tekrar yerine getirmek daha zor olur. Uzun hatlarda getirilemez de denebilir.
Damlama borularını yerleştirirken (sizin gibi iki sıralı dikimlerde) İki bitkinin arasına gelecek şekilde yerleştiriyorlar.
Çapalamayı elle yapıyorlardı. Borulara dokunmadan. Bitkilerin arasındaki 80 cm nin çapalanması neden dolayı önemli ? (Bilmediğim için soruyorum. Sulamayı, o bölge çapalanmadan yapabiliyor(muşuz) uz. ) 80 cm aralıkta 70 cm lik çapalama bıçağı çok riskli olur. Makine farklı sertlikte toprakla karşılaştığında sağa sola yalpalıyor. Hakim olabilecek misiniz ? Sorun bu.
Kolaylıklar.
Bilgi için çok sağolun, boruları oynatmayacaz o anlaşıldı.. Bitki kök çevresi çapalama elle yapılacak mecburen o da tamam. Sıra aralarını ot basmasın diye çapalamayalım mı, ne kadar sulanmasa da otlanıyor aralar. Hele yaylada çiğ de çok olduğu için bir ay sonra yerden biten ot iki aydır yerde duran fasulyeyi geçiyor. :D Gerçi elimde misinalı ot biçme makinesi de var, onunla da yapabilirim, zaten yer oturup da sertleşinde çapa makinesinin iş yapacağını sanmıyorum.
Ben bir kaç kişiye daha sorayım fidelerin etrafından tek mi çift mi boru geçireceğimizi.
sevgili tcm
tecrübemi aktarmak istiyorum. iki taraflı yapmanız hiç bir şey ifade etmez mantar yoğun su birikintisi olursa yayıyılıcı oluyor ancak dibindeki su kısım kısım genişliyor ve yaklaşık 30 cm çevresi sulanmış oluyor.
ben uzak koymanız fazlaca su harcamanızdan öteye gitmeyecek kanaatindeyim
Bilgi için çok sağolun. Tekli pulluk ile oluşan tepeye dikeyim diyorum fideleri, haliyle tohum ekimleri de oraya olacak. Çapa makinesinin oluşturacağı tepenin çok yüksek olacağını sanmıyorum traktör gibi. Dolayısıyla fidenin altı toprak seviyesi ile bir olur. Damlama borusu tepenin dibinde olacağı ve kök boynu doldurulurken toprak altında kalacağı için daha iyi olur diye düşünüyorum.
İsmail Bey in paylaşımını da ekliyeyim diğer taraftan.
Bildiklerimi yazmaya çalışayım;
1. Sırta dikim her zaman çok avantajlı sadece işçiliği biraz daha fazla. Özellikle domateste çok faydası oluyor.
...
5. Damlama tıkanmadığı sürece toprak altında kalmasının zararı yok faydası var. Çünkü damlama toprak yüzüyinde olduğu daha çok su tüketimi oluyor. Bu yüzden kurak yerlerde mısır gibi suyu çok seven bitkilerde toprak altı damlama tercih ediliyor.
Musa Gündoğan
08-05-2019, 14:45
tcm kesinlikle tepelik yapmayın çünkü olumsuzlukları şöyle söyleyim.
damlama sağa sola kayıyor sorun yapıyor.
damlama bazı topraktan yol buluk karık arasına giriyor acayip gıcık bir durum toprak taşımak zorunda kalırsınız.
tepelik yaparsanız su sarfiyatınız artar çünkü tepelik kısımlardan aşağı doğru su hızlı süzülüyor.
siz düm düz bir alan yapın çapa motoruyla boyuna ve enine makineyle geçin dümdüz bir toprak oluşturun hiç tepelik yapmayın daha sonra damlamaları çekin. domates biber vb fideleri dikmeden önce suları açın en az bir saat aksın fide dikeceğiniz yerler yumuşasın bir tane fide dikme yardımcısı olarak ucu sivri bir sopa,demir vs. yapın ve fideleri çubukla yerlerini açıp fideleri içine atın. hiç yorulmayın.
yükseltiyi geçen sene denedim 2 karıkta berbat ve en son toprağı düzledim.
Musa Bey, borular tepede kalmayacak, tepenin başladığı yere koyarım diye düşünüyorum. Zaten makinenin açtığı tepe çok yüksek olmayacağı için sonra çapa yaparken toprağı borunun üzerine yığarız. Bu arada toprak yeterince ıslaktır şu an herhalde sualamaya gerek kalmaz. Tabi bi denemek lazım herhalde nasıl olacak, dediğiniz de gayet mantıklı.
Akşam üzeri biri de dedi ki; bir iki turdan sonra su damlayan yerdeki toprak tabakası sertleşerek kaymak tutar ve damlayan su toprak altına inmez akar gider, bu yüzden damlama borularını da arık içine alman gerek...
Dutlubahçe
08-05-2019, 19:18
Akşam üzeri biri de dedi ki; bir iki turdan sonra su damlayan yerdeki toprak tabakası sertleşerek kaymak tutar ve damlayan su toprak altına inmez akar gider, bu yüzden damlama borularını da arık içine alman gerek...
Öyle zannediyorum ki bunu söyleyen tamamen tahmini konuşmuş ve bu görüşe katılmıyorum.
Geçen sene ilk defa deneyinceye kadar benim de kafamda bir sürü soru ve muhtemel problem vardı, şimdi nerede ise tamamı cevaplandı.:)
Endişeleriniz çoğunun gereksiz çıkacak bence cesur olun.
Benim arazim tamamen dağlık. Set yapsam da bazı yerleri düzeltmem mümkün olmuyor. Damlama sulama olmasa hiç ürün almak mümkün değil. Bazı yerlere su
fazla bazı yerlere az su gelse de damlayarak aktığı için su toprak içine işliyor. Zaman içinde toprak düzleşiyor. Çift boru sistemi olursa daha fazla alanı sular. İhtiyaç durumuna göre durumu değerlendirirsiniz.
Portakal Rengi
09-05-2019, 08:53
Bilgi için çok sağolun, boruları oynatmayacaz o anlaşıldı.. Bitki kök çevresi çapalama elle yapılacak mecburen o da tamam. Sıra aralarını ot basmasın diye çapalamayalım mı, ne kadar sulanmasa da otlanıyor aralar. Hele yaylada çiğ de çok olduğu için bir ay sonra yerden biten ot iki aydır yerde duran fasulyeyi geçiyor. :D Gerçi elimde misinalı ot biçme makinesi de var, onunla da yapabilirim, zaten yer oturup da sertleşinde çapa makinesinin iş yapacağını sanmıyorum.
Ben bir kaç kişiye daha sorayım fidelerin etrafından tek mi çift mi boru geçireceğimizi.
Ot sorunu bulunduğum bölgede de fena halde var. Her ay başkası çıkıyor. Her yağmurda değişik bir tür toprağı sarıyor. Sıklığına inanamıyorum. Diktiğim bitkiler otlar kadar hızlı büyüse yazın iki ürün almak işten bile değil :)
Toprağı ıslatıp, kökünden çıkarmaya çalışıyorum. (25 m² olunca uğraşabiliyorum.) Fideler büyünce biçme makinası araya giremiyor. Küçük tip ot biçme makinası aldım ama ot gövdesi kalınlaşınca işe yaramaz oluyor.
Uzun saplı çapa biraz işe yarıyor.
Bahçenin ekmediğim yerinde papatyalar dışındaki otları yolarak, papatyanın hakim olmasını sağladım. Yazın suluyorum. Hem papatya tarlası gibi oluyor hemde diğer otların çoğalmasını engelliyor.
Otlar ve böcekler toprağın sahibi. Bizim gibi mültecilere sıcak davranmıyorlar. :D
Sayın M. Gündoğan'a hak veriyorum. Damla sulama kullanırken boğaz doldurmaya gerek kalmadığını düşünüyorum. Bu nedenle tepeler zorluk yaratır. (Acemi fikridir. Yanlışsa düzeltin, lütfen)
Damlamanın aktığı yerler killi toprakta kaymak tabaka oluşturabilir. Bahçemin bir bölümündeki toprak killi. O bölgedeki bitkilere süzgeçli sulama yapsam da toprak katılaşıyor. İki sulamada bir çapa gerekiyor. Damlama için aynı sonuç olabilir.
Toprağa gömmek, sert boru için kullanılabiliyor. Ancak "delikleri tıkar mı" diye kuşkum var. Diğer yandan, bitkiler gölgeleyemezse, güneş altında 60°C a kadar ısınır. Belki geçer. Boru sertleşerek yıpranır. Açıkta kalan yerleri gömmeyi düşünüyorum. "Çapalarken ne olur diye" kaygılanıyorum. Oluruna bıraksak daha kolay olacak gibi. Deneyelim, görelim.
Saç baş yolduracaksınız arkadaşlar...
On yıldır damlama ile suluyorum bahçemi. Bir çok endişeniz beyhude.
Boru yırtıldı delindi mi, kes oradan koy araya parça mesele bitti. Yaz geldi sulama o sebepten gerekli. Gün aşırı veriyorum suyu sabah çok erken saatte 45 dakika. Fidan dibi ıslandı ertesi güne kadar kurudu damlaya damlaya akan su nereye gidecek diyelim gitti biraz, tek zararı otu arttırır ki farkederseniz memeyi kısarsınız sorun kalmaz. Fidana sağlı sollu boru olurmu, gereksiz. Aralara çapa makinası girecekse bir metre bile az kalacaktır.
Saç baş yolduracaksınız arkadaşlar...
...
Sahipsiz buldunuz bağırın bakalım ufacık çocuklara, n'apalım köyden dün indik herhalde, elbet gün gelir devran döner..
Fazlaca boylanan fidelerden dolayı bu hafta sonu dikimleri tamamlamamız gerekiyordu bahsetmiştim.
Yaklaşık bir ay önce drenajla sürülen bahçe, kurumaması için sürgü ile kapatılmıştı. Acaba yer kuru, yağmur yağar mı derken üç gün önce yağan dolu-yağmur toprağı yumuşattı. Biz de bu yıl ilk kez çapa makinesini kullanabildik. Ve karşınızda Weima 1000-N..
693096
Birinci viteste kullandım sürekli, ikiye geçmedim, yavaaş yavaş toprağa iyice oturta oturta kullandım. Tek pullukla (çapalamadan daha zor oldu bunu kullanmak) sıra açıp fideleri sırt kısmına diktik. İlk geçişte fena olmasa da ikinci ve biraz daha hızlı çapalamada toprak resimden de anlaşılacağı üzere yumuşacık oldu.
693097
Bunlar da bizim emektar amelelerimiz. Her yaptığıma kulp bulurlar, hiç bir şeyi beğenmezler (ama kayınpeder bile üst resimdeki tarlanın yumuşacık halini görünce "hah şimdi olmuş" dedi ya çapa makinesine dokuz puan verdim 10 üzerinden), illa kendi istedikleri ekilir, yeni her şeye burun kıvırırlar. Panda yavrusuna benzer barbunyayı hem seviyorlar hem de hala 'bunu da ekecez mi yine' diye soruyorlar. Yayla köylerinden hemen herkesin en sevdiği sırık kurufasulye var, küçük taneli, ondan buldum, hadi ekelim, 'ya güzel değilse' yav gadasını aldıklarım ekmeden nasıl anlıycaz, bi de 100 kişiye sormuşlar zaten 99 tanesi 'süper' demiş, biri de daha yememiş. :D Öldürecekler beni baba-kız..El mahkum, başka bedava çalışan olmadığından çekecez artık nazlarını.
Tarım kredi kooperatifinden çuvalı 25 kilo ve 20 tl. den iki çuval granül leonardit...
693106
Ödemiş li üretici Hilmi Tutar amcasından kilosu 2.5 tl.den 100 kilo solucan gübresi... [şu an tesisi satılık, düşünen varsa]
693107
Damadın amcasından solucan gübresini tutan ellere son model 22 ayar künye...
693108
Solucan gübresini ilk defa deniyorum; önceki sene keçi gübresi almıştım, 1 lira gübre parası 2 lira taşıma parası, içinde tonlarca yabancı tohum vs. bu daha mantıklı geldi. Her ocağa bir dolu avuç solucan gübresi ve yarım avuç leonardit atıp biraz karıştırıp fideleri üzerine oturttum. Tohumları da solucan gübresi hala nemli olduğu için gübrenin tam ortasına koyup üzerini örttüm.
693109
Bir ay önce bahçe sürülürken geçen seneden kalan 10 tam çuval keçi gübresi de atmıştık. Sıra aralarını 90 ar cm. yapmaya çalıştık.
Domatesler üç tam sırada toplamda 115 tane oldu, dörtte içi sırık. Sırık araları 40 oturaklar 50 cm. Hemen berisinde tigernut - yer bademlerimiz.. Onlarında araları 40 ar cm. ve 40 kök kadar var. Bu yaz fındık fıstık yemek yok, sadece tigernut yenilecek..
693126
Biberleri hep söylediğim gibi bardaklarda yetiştirirken de yere dikerken de fazla toprak istemediğinden ayrıca birbirlerine de destek olmaları için çifterli yapıyorum. Araları da 35 er cm. gibi. Biberleri ilk başa dikelim, sıra aralarını da biraz azaltalım dedik ama accuk fazla daraltmışız sanki ;) 40-50 cm. anca olmuşlar.
693127
Bakliyat grubu tamamen ekildi, daha önce de yazmıştım hatırlatırsam; ekim sonrası çimlenen tohum topraktan çıkmadan yağmur yağarsa, toprağınızın yapısına da bağlı değişmekle birlikte tohumun çıkacağı tabaka sertleşerek kaymak tutabiliyor. Bu durumda en gariban fasulye oluyor ve bu tabakayı kıramadan toprağın altında ölüp gidiyor. Barbunya grubu ise daha gaddar ve tabakalaşma aşırı değilse toprağı delebiliyor. Bunu engelemek için geçen sene de yapmıştım; perlit, hayvan gübresi, A101 toprağı ve kavak talaşını karıştırıp resimdeki gibi tohumların üzerine denk gelen yerlere serptim.
693129
Bu kadar yeter, ortancalarla bitirelim.
693130
ketenhelva
13-05-2019, 15:22
sayın TCM, bir önceki sayfada bahsettiginiz, uzun vadeli tohum saklayabilme/stoklayabilme işlemi için kullandıgınız flakon şişeleri iyi fikir, tınaztepeninde dedigi 65 yıllık çimlenen ve bez içinde saklanan tohumlar durumu ise kurumalarının istenmesi sebebi ile hava almaları durumundan kaynaklanmakta, hava akımı etkisi ile yavaş kuruma ( aynı etki, tohumlar sıcaklıga maruz bırakılarak elde edilemiyor bildigim kadarı ile ), sizinde tohumları nemsiz, gölge ve hava akımı olan bir yerde kurutarak saklamanız halinde çok daha başarılı bir işlem olacagını sanmaktayım..Geçen yıl dolabın termostat bozulması sebebi ile bir kaç kez 4 dereceler civarından -20 ler civarına düşmüş olması, velevki tohumlara kurutma işlemi yapmadı iseniz hücre çeperlerinin donması, tekrar çözülmesi nedeniyle tohumlara sanırım zarar vermiştir, forumun Norveçteki svalbard kıyamet tohum bankası tarzı bir işe girmesi durumu sizin cesur atılımınızla hızlanacak, fikir vücut bulmaya başlayacaktır umarım, bu zorlu işin gaz verme kısmını ben üstlenebilirim diye düşünmekteyim..Takılmalqarıma karşın, hoşgörünüz için şimdiden teşekkür ederim..
Damla sulama kısmı konusundaki fikirlerim ise şöyle; damla sulama eyidir..Neyse şaka bir yana, vahşi sulamaya göre çok daha medeni, gelişmiş, uygar bir iş, adı üstünde birisi vahşi, digeri vahşi degil..Fidelerinizin her iki tarafından geçirme gerekliligi olmadıgını düşünüyorum, ve ne yaparsanız yapın kökün dibine koydugunuz delik illa oynuyor, hep yerinde kalamıyor, çok uzaga gitmedi ise sulamayada kötü bir etkisi olmuyor..Damla sulama işinde dikkat etmeniz gereken konu iyi marka bir boru alın, deliklerde tıkanma **** içindeki parçanın dönerek deligi kapatma durumu olmasın, en önemli hususta bence delik aralarının mesafesi, piyasadaki borularda genellikle delik araları 40 cm olsada, farklı aralıklarla üretilen sulama boruları var, **** deliksiz boru alıp ona minik musluklar takacaksınız, ben musluklu tiplerden yeterli verimi alamadım, sabit delikli boruların deliklerini kapatıp kendi istediginiz aralıkta delik bırakabilmek için istemediginiz delikleri elektrikçi bantıyla kapatabiliyorsunuz, fidelerin her iki tarafından boru geçirmenin çok işe yarar bir yöntem oldugunu düşünmüyorum, size verilen bilgide topragın kaymaklaşarak suyun üstünden akmasına sebep oldugu beyanı hatalı, helede egimli bir zeminde degilseniz toprak her şekilde ıslanmakta, egimli zeminde ise bir miktar su toprak üstünden degil ama boru boyunca egimle akıyor, borunun ilk topraga degdigi yeri ıslatıyor, boruları fide dibine yakın bu borulara özel yapılmış 1 karışlık kazıklar var, onlarla sbitleyin **** aynı işi bir şekilde yapın..İzmirde ufak sebze yatagı alanında boruları topragın üstünden geçiriyorum, Eskişehirde ise topraga boruları gömerek sulama yapıyorum.....Şu yakışıklı çapa makinesini topragın üst 15-20 santimlik kısmını herç-ü merç etmek için çok sık kullanmamanızı öneriyorum.bazı kitaplarda iri belleme öneriliyor ama makine ile tamamen alt üst etmek önerilmiyor ( bogazlara yapılan çapa ile karıştırılmasın, çapa tamamen istenen bir uygulamadır, 2 çapa=1 su mottoso yani )..Neyse sizi daha çok sıkmadan yazıma son veriyorum, kolaylıklar dilerim..
Hamiş; imla hatalarımı lütfen affediniz..
chelik26
13-05-2019, 16:30
Çok güzel olmuş sn TCM bol bereketli olsun
Sayın TCM, sizin bahçe çalışmalarına bakınca kendi bahçem oyuncak gibi geldi bana. :) On çuval gübreyi ancak iki hafta sonunda atabileceğim. Daha beş çuvalını attım aslında kalan gübreyi atacak yer de kalmadı, sırf çuvallar boşalsın, ortada dağınıklık kalmasın diye yayacağım.
Almış olduğunuz solucan gübresi ucuz geldi bana. İnternette fiyatlara bakmıştım, çok daha yüksek diye hatırlıyorum. Hilmi Tutar amca tesisi sattığı için mi böyle?
Portakal Rengi
14-05-2019, 07:46
Büyük cesaret. Onca alan ile uğraşılacak yani. :)
Nasıl olsa "çalışanlar dinç" denmiş gibi :) Allah kolaylık versin.
Başıma geleni aktarayım bu arada. Fideleri diktiniz ya ? Damlama aralıkları denk gelmeyince ne olacak ? Çapalayarak ark yolu mühendisliği gerekiyor.
Bereketli olsun.
Aman hocam bu zamanda karın tokluğuna çalışan elemanları bulmuşsunuz, çekiverin nazlarını. Yoksa en basit gibi görünen bir iş bile uzayıp saatlerce gidiyor. Çapanız çok iyi iş çıkarmış, keşkee benim olsa :p
@ ketenhelva; ziyaretiniz, katkılarınız için çok sağolun.. Her halukarda tohumların içerisinde % 10 civarı su kaldığını öğrendim. Biz yeni bilgiler edinene, olayı tam öğrenene kadar en iyisi flakonun içindeki külde ve buzdolabının normal rafında saklayalım.
Çapa makinesi konusunda da haklısınız, yine ders notlarında (iki yıllık tarım açıköğretim) tarlanın fazla ellenip sürülmesinin doğru olmadığını yazıyor. Hatta hasat sonu kökleri topraktan çıkarmayın suyu tutsun, erozyonu önlesin, gübre olsun vs. vs. Tamam da kıştan bahçede kalan en basitinden mısır köklerini çıkarması dahi kolay olmuyor ve o kökler bir kaç yılda organik atıklara dönüşeceğe de benzemiyor. Sonuç; sisteme fazla müdahale etmemek lazım ;)
Sayın TCM, sizin bahçe çalışmalarına bakınca kendi bahçem oyuncak gibi geldi bana... Almış olduğunuz solucan gübresi ucuz geldi bana. İnternette fiyatlara bakmıştım, çok daha yüksek diye hatırlıyorum. Hilmi Tutar amca tesisi sattığı için mi böyle?
Bölgemizde solucan işini yapan bir kaç kişi var, bu genç arkadaş sanırım en kapsamlı yapanı, elinde gübre içeriğinin sonuçları da vardı. Tabi ne derece doğru bilemeyiz. Yazı 2 tl. diyordu, ben alırken 2.5 dedi, 'zam gelmiş herhalde' deyince 'şimdi de 2 olsun' dedi, ben de 20 kg. civarı almayı düşünüyordum, tamamını bundan kullanayım deyip 100 kilo aldım, deneyelim bakalım. Facebook üzerinden tesisi satacağını duyurunca üzüldüm tabi. İnsanları alışkanlıklarından vazgeçirmek zor. Alışılmış fenni gübrelere..
Ben kimi bakliyatları direk solucan gübrelerinin içine koydum da acaba sorun olur mu aklım orada. :D
Büyük cesaret. Onca alan ile uğraşılacak yani. :)
Nasıl olsa "çalışanlar dinç" denmiş gibi :) Allah kolaylık versin.
Başıma geleni aktarayım bu arada. Fideleri diktiniz ya ? Damlama aralıkları denk gelmeyince ne olacak ? Çapalayarak ark yolu mühendisliği gerekiyor.
Bereketli olsun.
O kadar da büyük değil be ya.. ;) evi, çiçekleri vs. çıkarınca 700 m.kare civarı yer kalıyor. Damlama borusu 20 cm. lik aralıklı ve kendinden delikli, denk gelmese de sorun olacağını sanmıyorum.
Aman hocam bu zamanda karın tokluğuna çalışan elemanları bulmuşsunuz, çekiverin nazlarını. Yoksa en basit gibi görünen bir iş bile uzayıp saatlerce gidiyor. Çapanız çok iyi iş çıkarmış, keşkee benim olsa :p
Elemanlardan çektiğimi bilseniz.. Kayınpeder baktım karpuz tohumu getirmiş, yazın yemiş, çok büyükmüş, çok tatlıymış, onun çekirdeklerini almış. Baba hibrittir o uğraşma boşuna dediysem de 'olsun, deneriz' dedi..:p Küreği kaldırdım tam kafaya yerleştirecem, hanımla göz göze geldik, şahit varken olmayacak bu iş deyip bıraktım. Dün gece bendeki karpuz çekirdeklerini suya koydum, akşam üzeri onun ektiği yere kendi çekirdeklerimi de yerleştirip o noktalara birer çubuk batıracam, onun tohumları çimlenirse söküp alıcam topraktan.. Çok fenayım bu sıralar ..:cool:
...keşkee benim olsa :p
Yine mi.. :D
chelik26
14-05-2019, 09:26
Çapa makinesi konusunda da haklısınız, yine ders notlarında (iki yıllık tarım açıköğretim) tarlanın fazla ellenip sürülmesinin doğru olmadığını yazıyor. Hatta hasat sonu kökleri topraktan çıkarmayın suyu tutsun, erozyonu önlesin, gübre olsun vs. vs. Tamam da kıştan bahçede kalan en basitinden mısır köklerini çıkarması dahi kolay olmuyor ve o kökler bir kaç yılda organik atıklara dönüşeceğe de benzemiyor. Sonuç; sisteme fazla müdahale etmemek lazım ;)
Dün gece okuduğum bir yazı tüm gece uyutmadı beni. Konu toprağın hiç sürülmemesi. Yani toprakta oluşan morganizma sisteminin bozulmaması, hatta toprağa örtü olan yabancı otların bile çapalanmaması.
Kendi bahçemi düşündüm hani şu sizin, at olup koşasınızın geldiği görüntü
O görüntüde aslında toprağı öldürdüm ben. Çünkü toprak yağmur **** sulama olmazsa kupkuru oluyor, kuruyan toprakta canlı kalmıyor, canlı kalmayınca ektiğiniz şeyi besleyecek morganizma olmuyor, oysa yabancı otlarla kaplı ve sert toprağı düşünün ne zaman otların arasından toprağa dokunsanız hep nemli hep ıslak. Yani hep yaşam belirtisi var. Belki malç yapmak kesilen otların alternatifidir. Ancak ben bundan sonra tarladaki otları çokta temizlemek niyetinde değilim. Belki ürün alımı biraz düşük olur ancak o kadar su ve gübre ihtiyacı olmaz toprağın.
Japon tarımcı 'Fukuoka' nın kitabında; hiç toprak ellenmiyor, (atıyorum) bakla ekiyorsun, ürünü topluyorsun kalanlara dokunmuyorsun bakla havadan aldığı azotu toprağa geçiriyor, onun yerine az su isteyen patates ekiyorsun, sonra yonca ekiyorsun komple bırakıyorsun vs. Bunu uygulayıp memnun kalmayan da var. Ancak Fukuoka nın sistemine göre tarlaya istediğin zaman istediğin şeyi ekemezsin herhalde; bizim yaptığımız gibi 'şu köşe yaz köşesi, bu köşe kış köşesi olsun, ortaya gül, kenarlara sümbül kondurayım' yapamazsın. Ayrıca yukarıda dediğim gibi sezon sonu öyle kökler var ki, traktöre engel olacak derecede birbiriyle ve toprakla kenetlenmiş oluyor, bunlar nasıl ve ne zaman dönüşecek. Bizim yaptıklarımız ile toprağa çok zarar verdiğimizi düşünmüyorum. Sonuçta toprak kuruyunca canlıların çoğu solucanlar başta olmak üzere aşağı tabakalara iniyor, suyu görünce tekrar yukarı. Ama toprakta dönüşümü sağlayan milyarlarca canlı var ve bunlar sürekli maça devam ediyor. Biz çapalama vs. ile bir kısmına zarar versek dahi, eklediğimiz doğal gübreler ile sürece katkı da sağlıyoruz. 1 dekar yerdeki solucanların sisteminden bir yılda 4-5 ton (yanlış hatırlamıyorsam) toprak geçiyormuş. Sanırım bize düşen, hayvan gübresi, mümkün olduğunca yeşil gübre, kompost vs. ile toprağın organik madde içeriğini arttırmak. Yukarıdaki bilgiler ders notları, okuduklarım ile paçal yaptığım bilgiler olup bir kısmı sadece yürüttüğüm mantığın sonuçları olup tartışmaya açıktır. Katkıda bulunanlara şimdiden teşekkür ederim.
its_just_a_ride
15-05-2019, 00:46
Dün gece okuduğum bir yazı tüm gece uyutmadı beni. Konu toprağın hiç sürülmemesi. Yani toprakta oluşan morganizma sisteminin bozulmaması, hatta toprağa örtü olan yabancı otların bile çapalanmaması.
Kendi bahçemi düşündüm hani şu sizin, at olup koşasınızın geldiği görüntü
O görüntüde aslında toprağı öldürdüm ben. Çünkü toprak yağmur **** sulama olmazsa kupkuru oluyor, kuruyan toprakta canlı kalmıyor, canlı kalmayınca ektiğiniz şeyi besleyecek morganizma olmuyor, oysa yabancı otlarla kaplı ve sert toprağı düşünün ne zaman otların arasından toprağa dokunsanız hep nemli hep ıslak. Yani hep yaşam belirtisi var. Belki malç yapmak kesilen otların alternatifidir. Ancak ben bundan sonra tarladaki otları çokta temizlemek niyetinde değilim. Belki ürün alımı biraz düşük olur ancak o kadar su ve gübre ihtiyacı olmaz toprağın.
Güzel bir aydınlanma yaşamışsınız. Doğal sistemlerde çıplak toprak bulmak neredeyse güçtür. Orman çoğunlukla kendi yüzeyini örter (yaprak döküntüsü, yer örtücü türler vs.) ve bu sayede toprak belli bir ısıda ve nemde olur. Toprak sürüldüğünde toprağın besin ağı açısından en aktif tabakası olan üst tabakası zarar görür ve mevcut sistem kendini yenilemek için bir hayli çaba harcar. Bazen de agresif sürme sonucu öncü türlerin yok olmasıyla birlikte toprak yüzeyi çoraklaşır ve ölüm süreci başlar. Kendinize kadar ekiyorsanız şayet olabildiğince malçla ilerlemekte fayda var. Bu malç, malç bitkileriyle de olabilir(kes bırak), öğütülmüş ağaç kabuklarıyla da olabilir veya boylanmış otların biçilmesiyle yapılabilir.
Sürekli gözlemliyorum ve her yeri geldiğinde de aktarıyorum; insanoğlu ne yaparsa yapsın doğanın başarısına ulaşamıyor. Tabi başarı derken ortaya çok ürün çıkarmak ile birlikte, ortamı-toprağı-havayı süreç sonunda bulduğun gibi hatta daha iyi durumda bırakabilmek. O sebeple olaya fazla müdahil olmamak gerek.
Son yazılanlara da bakınca damlama borularının arasındaki otlara çapa makinesi yerine sırt tırpanı ile müdahale etmek daha mantıklı olacak.
yasaryasaryasar
15-05-2019, 10:08
Sayın TCM, her ocağa bir avuç solucan gübresi gereğinden fazla olabilir mi ?
Aslında solucan gübresini, içerdiği besin maddeleri açısından değerlendirip ''gübre'' olarak adlandırmak da çok doğru değil galiba.
Solucan gübresinin asıl faydalı kısmı; solucanın doğal yaşamında toprağı yediğinde faydalı maddeleri topraktan alabilmesini sağlayan kendi sindirim sisteminin enzimleri. Bunların da kendi toprağımıza çok daha kolay bulaşması için, solucan gübresini toz olarak ocaklara avuç avuç atmak yerine, sizin ölçeğinizde 10 veya 19 litrelik klorsuz su dolu bir pet şişeye bir iki avuç kadar solucan gübresi, bir çay bardağı kadar melas vb. şekerli bir besin ekleyip, mümkünse basit bir akvaryum hava motoruyla bir gün kadar havalandırarak, enzimleri sulama suyu ile arazinin geneline bulaştırmak daha doğru olabilir.
DERS NOTLARINDAN SEÇMELER: (Arada ilaveler yapayım, farklı konular oldukları için hepsini ilgili yerlere aktaramam, ilgi çeker, faydası olursa daha sonra ayrı bir yere aktarabiliriz, en azından burada toplu bir şekilde dursun bakalım)
MEYVECİLİKTE SEYRELTME:
Elma, armut, kayısı, şeftali, erik gibi meyve türlerinde ağaçlarda açan çiçeklerin % 10 - 20 sinin meyveye dönüşmesi ekonomik bir ürün için çoğunlukla yeterli görülmektedir. Elle seyreltmede meyveler arasında belirli aralık kalacak şekilde (5-40 cm arası) veya meyve başına düşen yaprak sayısı (20-60 yaprak arası) ya da hüzmelerde 2-3 meyve olacak şekilde, gelişimi geri kalmış küçük meyveler koparılarak seyreltme yapılır. Bazı istisnalar olmakla birlikte elle seyreltmenin haziran dökümünden sonra yapılması önerilir. Ayrıca kimyasal yolla veya mekanik yolla (titreşim) seyreltme de mevcut.
HASAT KRİTERLERİ:
693649
*SÇKM (Suda çözünebilir kuru madde miktarı)
MEYVE ve SEBZELERDE MUHAFAZA KOŞULLARI
693720
Meyve ve sebzelerde solunum hızı ne kadar fazla olursa bozulma o kadar hızlı gerçekleşiyor.
EKİM NÖBETİ UYGULAMALARI:
Sürekli gözlemliyorum ve her yeri geldiğinde de aktarıyorum; insanoğlu ne yaparsa yapsın doğanın başarısına ulaşamıyor. Tabi başarı derken ortaya çok ürün çıkarmak ile birlikte, ortamı-toprağı-havayı süreç sonunda bulduğun gibi hatta daha iyi durumda bırakabilmek. O sebeple olaya fazla müdahil olmamak gerek.
Son yazılanlara da bakınca damlama borularının arasındaki otlara çapa makinesi yerine sırt tırpanı ile müdahale etmek daha mantıklı olacak.
Sayın TCM;
Siz böyle yazınca aklıma başka bir yöntem geldi. Sizin alanınız geniş olduğu için belki uygulanabilir değildir, bilemiyorum. Ben 2-3 yıl önce bahçenin bir bölümüne sayın gilan'ın bir paylaşımından etkilenip çiçeklerin etrafına karton yaymıştım. İşim gereği çok atık karton oluyordu. Kartonları yayıp, üzerine gübre, toprak ne bulduysam yaydım sonra da suladım. Bu yöntemle gerçektende o kısımda ot çıkmadı. Ancak aradan geçen zamanla oradaki toprağın sorunsuz olduğunu farkettim. Bir sürü solucan yaşıyor o bölgede hatta sanki çok fazlaymış gibi geliyor. Bahçemin bir kısmı balçık diğer kısmı taş gibi sert olduğu halde, karton yaydığım kısımda hiç bir problem yok. En azından deneme amaçlı küçük kısma uygulasanız belki sizde olumlu sonuç alacaksınız. Ot çıkmaması garanti. Toprak kalitesini de buna bağlıyorum ben.
Ayrıca Taşlıbahçe de bahçesini ilk hazırladığı zamanlarda paylaştığı yazılarda sebze aralarına karton yaydığını belirtiyordu. Hala aynı yöntemi kullanıyor mu bilmiyorum.
chelik26
21-05-2019, 21:30
Ayrıca Taşlıbahçe de bahçesini ilk hazırladığı zamanlarda paylaştığı yazılarda sebze aralarına karton yaydığını belirtiyordu. Hala aynı yöntemi kullanıyor mu bilmiyorum.
Bu dediğinizi bende şiddetle düşünüyorum, O kadar çok karton olduki bahçede, önce yakmayı düşünmüştüm sonra o toprağı sürmeyin çıplak kalmasın yazısından sonra ve sıcağı görünce sebzelerin aralarına bu kartonları örtmeyi bende düşünüyorum. Hem ot çıkmasını azaltmak hemde toprğı nemli tutarak morganizmaların canlı kalmasını sağlamak amacı ile, zaten zamanla kartonda eriyip gübre olacaktır.
Hatta karton altına yeşil otları koyup üerine karton koyarsak zamanla basit kompost oluşumunu da sağlarız
Portakal Rengi
21-05-2019, 23:30
Sürekli gözlemliyorum ve her yeri geldiğinde de aktarıyorum; insanoğlu ne yaparsa yapsın doğanın başarısına ulaşamıyor. Tabi başarı derken ortaya çok ürün çıkarmak ile birlikte, ortamı-toprağı-havayı süreç sonunda bulduğun gibi hatta daha iyi durumda bırakabilmek. O sebeple olaya fazla müdahil olmamak gerek.
Son yazılanlara da bakınca damlama borularının arasındaki otlara çapa makinesi yerine sırt tırpanı ile müdahale etmek daha mantıklı olacak.
Dikim aralıkları 40 cm kadar olunca neler oluyor neler ? Benim pembe domatesler birbirine girdi. :D Saç baş hemde. Sıra arası 60-70 cm ama tırpanı değil sapını sokacak aralık yok. Alt dalları budayarak, kaymak tabakası kırmam gerekiyor. İnsanoğlu hırs yapmasa da beceriksizlik yapmayı becerebiliyor, bir şekilde. :(
İşin kötüsü; damlamaya göre anlayışı ile biber, fasulye, börülce, patlıcan vb 40 cm aralıklı dikildi. Bakalım noooolcek?
Mühendislikte fazla mal göz çıkarır. Fazla fide de öyle gibi. Toprağın var mı? Sen ona bak, galiba.
MeyveliTepe
21-05-2019, 23:52
Sayın TCM;
Siz böyle yazınca aklıma başka bir yöntem geldi. Sizin alanınız geniş olduğu için belki uygulanabilir değildir, bilemiyorum. Ben 2-3 yıl önce bahçenin bir bölümüne sayın gilan'ın bir paylaşımından etkilenip çiçeklerin etrafına karton yaymıştım. İşim gereği çok atık karton oluyordu. Kartonları yayıp, üzerine gübre, toprak ne bulduysam yaydım sonra da suladım. Bu yöntemle gerçektende o kısımda ot çıkmadı. Ancak aradan geçen zamanla oradaki toprağın sorunsuz olduğunu farkettim. Bir sürü solucan yaşıyor o bölgede hatta sanki çok fazlaymış gibi geliyor. Bahçemin bir kısmı balçık diğer kısmı taş gibi sert olduğu halde, karton yaydığım kısımda hiç bir problem yok. En azından deneme amaçlı küçük kısma uygulasanız belki sizde olumlu sonuç alacaksınız. Ot çıkmaması garanti. Toprak kalitesini de buna bağlıyorum ben.
Kağıt, karton, mukavva, direk karbon :) Çok çabuk dekompoze olur, mikroorganizmalar ve solucanlar için zengin iftar sofrası.
Sn Meyvelitepe ben de saksıda ki domates için malçlama olarak kağıt,karton kullansam olur mu? Yaprakları kendini saldı da malçlama tavsiye edildi. İsterseniz tohum paylaşım sonrası sayfasına bi bakın size zahmet olmazsa
Damlama konusunu gerçekten çok dert etmişsiniz.
Sn hosseda güzel bir açıklama eklemiş tamamen katılıyorum :p
Siz sırt yapıp fideleri ekmişsiniz.
Biz toprak seviyesi yapmıştık, hortumları açık ara değil hemen kök boğazına denk getirmiştik. Ziraatçiler kızacaklar ama pek sorun yaşamamıştık. Rüzgar ve güneş üst tabakayı kurutuyor ve mantari oluşumu engelliyor.
Saksı işi gibi değil yani bahçecilik.
Asıl korkulması gereken bence toprağın üstü değil altında olanlar.
Ben mesela acur ve salatalıklar hızlı büyüsün diye 2 sıraya 4 ton su verince üstte bişey olmadı ama altta işler karıştı. Bir bir çöktü garibim bitkiler geçen sene.
Bir diğer konu solucan gübresine temas eden bakliyatlar. Bence bu konuda endişeye gerek yok. Bir satıcının sitesinde sadece solucan gübresinde toprak kullanmadan çimlendirme yapılabileceği yazıyordu. Yani diğer gübreler gibi yakmazmış. Doğrumuymuş sayenizde öğreniriz artık.
Birde sıra aralarındaki ot konusu. Bunuda çok dert etmeyin. Sürekli bahçeyi dolaşırsanız sıra aralarındaki toprak sertleşiyor ve otlar ezilerek azalıyor. Asıl dert damlamanın ıslattığı bölgelerdeki otlanma olacak.
Yine bilmiş bilmiş konuştum affola.
Sadece başımızdan geçenlere göre durumunuzu yorumladım.
Çapalama süpermiş bizdeki minik aygıt bunun yanından bile geçemez.
Bereketli hasatlar.
@ dobipa, pek çok soruma cevap oldunuz, ömürler görün. Damdan düşenin halinden en iyi damdan düşen anlarmış.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.