30-08-2009, 02:03 | #181 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
reçine esaslı yayıcı yapıştırıcıyı nasıl buluruz bilemiyorum ama amcama ait iki Japon elmasında kaolin uygulaması yaptık ve bu yapıştırıcı olursa daha iyi olabilir diye düşündük. Japon elmaları için akdeniz sineği çok zarar veriyor. Son iki yıl bu zararlı çok yoğun oldu. İlçe tarım ile tuzak kurulması için görüşüldü. Zararlı tespit edilirse tekrarlamayı düşünüyoruz. Delfin ile kaolin kullanılan örneklerde şimdilik hiç bir zararlı görülmedi. Saygılar |
|
30-08-2009, 02:06 | #182 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
ayhan kaptan gemilerde kullanılan maske olduğunu söyledi. |
|
30-08-2009, 08:00 | #183 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Halil bey, NU-FILM-17, Altıntar isimli şirket ithal ediyor. İzmirde de bir bayisinin olması lazım. Bunun özelliğinin doğal çam reçinesinden mamul olması, özellikle de biyolojik ilaçlarla birlikte kullanılabiliyor olması. Ayrıca film oluşturmakta ve bu filmin yağmurlarla yıkanmasına karşı oldukça dayanıklı olduğuna dair yabancı kaynaklarda epey bilgi bulmuştum. Tam teşekküllü gaz maskesi biraz fazla gibi. Kullanırken rahatsızlık verebilir. Basit toz maskeleri iş görür. Neticede kaolin kilini diş macununda, yüze sürülen cilt maskelerinde de kullanıyorlar. Düzenleyen MeyveliTepe : 30-08-2009 saat 20:14 |
30-08-2009, 19:12 | #184 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
tum katılımcılara selamlar *kaolin uygulamasını yaparken kullandıgımız maskelere bakıp cok tehlikeli bir iş yaptıgımız kanısana kapılmayalım gercekten meyvelitepenin dedigi gibi son derece guvenli zaten kullandıgımız filtreler kullanım suresini tamamlamıs olanlardan toz tutma amaclı kullanıldı.Yaptıgımız her iki uygulamada da ruzgar cok kuvvetliyli vaktimiz olmadıgı icin mecburen agaclara cok yaklasarak uygulama yaptık bu sartlar altında bu maskelerin cok faydasını gorduk. *son uygulamada bizde nu-film 17 kullandık son derece etkili orfe den turan beye tavsiyesi icin Altınlar firmasından levent bey e temin edilmesindeki yardımları icin tesekkurler *kaoli kilini ilk meyvelitepeden duymustum kendisinede arastırmaları ve tavsıyeleri icin ayrıca tesekkur ederim simdiye kadar ulkemiz de bu uygulama neden cok yaygınlasmadı anlamak mumkun degil bir cok faydasının yanında neredeyse tum fıdanlarımız atıldıktan kısa bır zaman sonra yaz ortası olmasına ragmen tekrar surgun vermeye basladı dogrusu yeni surgunlere kaolin uygulamaya yetisemiyoruz. selamlar a.dukel |
30-08-2009, 23:39 | #185 |
Ağaç Dostu
|
Teşekkür ederim sayın Halil Önen, nereden temin edilebilir konusunda da yardımcı olabilirmisin acaba. |
03-09-2009, 02:09 | #186 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Saygılar |
|
03-09-2009, 09:09 | #187 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
sn lilium kullandıgımız maske Draeger x-plore 6300 tam yuz koruma maskesi www.iges.com.tr is guvenligi ekipmanları adresi en uygun fiyatı verdi 66 eu kdv ve 1 filtre dahil dogrusu bize de bır tane daha gerekliydi arastırmamız iyi oldu selamlar a.dukel |
03-09-2009, 18:08 | #188 |
Ağaç Dostu
|
Çok teşekkür ederim ayhandukel, vermiş olduğunuz link oldukça güzel yararlanacağımı sanıyorum, yalnız sizin yazmış olduğunuz, Draeger x-plore 6300 modelini göremedim, tekrar teşekkür ederim. |
05-09-2009, 23:46 | #189 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Dräger X-PLORE 6300 sn lilium tankerlerde kargo tanklarında oksijenli ortamda uygun filtreyle kullandıgımız profesyonel bir urun tarımda daha basıt ve ucuz modelleri sanırım bulunabilir selamlar/a.dukel |
06-09-2009, 23:01 | #190 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Zeytin sineğinin en kritik dönemi başladı. Dün yeni 10 tane feremonlu tuzak astım. Öncekiler cezbediciliydi. Bugün kontrol ettiğimde sadece bir tuzakta ve sadece bir tane zeytin sineği gördüm. Bu populasyon az anlamına gelir mi bilmiyorum. Şimdilik kaolin kaplaması sağlam görünüyor. Sert yağmur olmadıkça da yıkanmayacaktır. Fakat sert yağmur gelirse, hava tekrar kaolin yapmaya da izin vermezse risk demektir. Bakalım ne olacak. |
06-09-2009, 23:18 | #191 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Evet buralarda aynı zamanda narancilere ve japon elmalarına (karadeniz hurması deniyormuş galiba) zarar veren Akdeniz sineği de başladı. Limon ve mandalinler için Kaolin kili ve Delfin WG karışımı uyguladım. Hafta sonu orta Akdeniz'den yağılı hava gelecekmiş. Üç dört gün süreceği tahmin ediliyor. O zaman bende tekrarlamayı düşünüyorum. Saygılar |
24-09-2009, 18:59 | #192 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
İzmir ve güneyinde yer yer toplanan zeytinler olmalı. Durumu merak ediyorum. Bizim bahçede vaziyet hala iyi. Yağmurlardan tek tük yere dökülen taneleri toplayıp inceledim. Kurtluya rastlamadım. Dallardakilerden de henüz hiç göremedim. Bu arada geçen hafta hemen her gün yağmur yağdı. Sanırım çok sert yağmadığı için kaolin kili tanelerden sıyrılmamış. |
25-09-2009, 21:35 | #193 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Zeytin sineği için kaolin uygulaması sert geçen yağmur sonrası tekrarladı. 4 yaşındaki 6 zeytinde zeytin sineği zararlısına şimdilik rastlanmadı. Ancak hiç ilaç kullanılmayan etraftaki zeytin ağaçlarında zeytin sineğinin bıraktığı yumurta izleri tane üzerinde bilirgin bir şekilde gözleniyor. Bunlar tane iyice yumuşayınca larvaya dönüşecekler. Japon elması da dediğimiz trabzon hurması için iki ağaç seçilmişti. Yağmurdan sonra ikinci kaolin uygulaması yapıldı. 3. ağaç için 2. uygulamaya delfin wg karışımı ile kaolin uygulandı. Şimdilik hiç bir zararlıya rastlanmadı. Akdeniz sineği tespiti için ilçe tarımdan tuzak kurmalarını rica etmiştik. Kurdular ve zararlının geldiğini, ilaç kullanılması gerektiğini söylemişlerdi. 2 zeytin ağacında bionem uygulandı ve zeytin sineği zararlısına şimdilik rastlanmadı. Bir ağaç trazon hurmasında roa uygulaması yapıldı akdeniz sineğine şimdilik raslanmadı. 2 limon ve 3 mandalinde kaolin uygulaması yapıldı şimdilik hiçbir zararlıya rastlanmadı. 1 limon 2 mandalinde bionem uygulandı hiç bir zararlıya rastlanmadı. ANCAK.... Hem kaolin, hem roa, hem bionem, uygulanan 2 yaşındaki zeytin fidanlarında, sürgünlerin en uclarını yiyen, (sanırım zeytin güvesi olmalı) zararlıya rastlandı ve etkili zarar verdi. Zeytin tanelerinde ise hiç bir zarar gözlenmedi. Sürgünlerin uçlarını yiyen daha doğrusu lekeler şeklinde başlayıp kahverengi yanık, kavruk gibi yaprağı kurutan zararlıya karşı en etkili delfin wg oldu. Geçen yıl da kullanmış ve bu zararlıya rastlamamıştım. Kaolin ve delfin wg nin beraber kullanımında da bu zararlıya rastlanmadı. Tabii 3 uygulama yapıldı 15 er gün ara ile. Kaolin ve bionem uygulanan zeytin tanelerinde belirgin gelişmeler gözlenirken defin wg uygulanan tanelerde bir gelişme gözlenmedi. Müdür beyin 4 dönüm ve ayhan kaptanın 700 zeytin ağacında kaolin uygulanmıştı, burada da zeytin sineği zararlısına şimdilik rastlanmadı. Değerli dostlar, bütün bu deneme uygulamalarını sonuclarının ne kadar etkili olduğunu anlamak için sonuçlarını görmemiz gerekiyor. Hatta gelecek yıl tekrar uygulayıp aynı sonuçları aldığımızda kesin bir sonuca varmalıyız diye düşünüyorum. Yardımcı olan tüm dostlara teşekkür ediyoruz. Saygılar |
25-09-2009, 22:50 | #194 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Anlattıklarınızı bir tabloya dökersek böyle bir durum çıkıyor. Eksik ya da yanlış bir şey var mıdır? |
26-09-2009, 00:08 | #195 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Sevgili meyvelitepe Bu tablo güzel, böyle bende düzenlemeliyim. Delfin wg, zeytin sineği için tek kullanılmıştı bu zararlı yoktu, bu yıl da denendi olmadı. Kaolin+Delfin aynı kapta karıştırılarak uygulandı T.Hurması A.sineği için zararlı olmadı. Kaolin+bionem aynı kapta karıştırılmadı. Bionem tek kullanıldı Z.sineği yoktu. Kaolin+roa+bionem aynı kapta karıştırılmadı. Bionem tek uygulandı Z.ucu zararlısı vardı. Kaolin tek uygulandı Z. ucu zararlısı vardı. Kaolin ile delfin beraber karıştırılarak uygulandığında zeytin sineği, akdeniz sineği zararlısı görülmedi. Kaolin ve delfin uygulanan zeytin ucu zararlısı görülmedi. Hatta bir üzüm asmasında kaolin ve delfin beraber kullanıldı, salkım güvesine rastlanmadı. Not. burada sanırım kaolin+delfin iyi bir ikili oluşturuyor gibi duruyor. Gelecek yıl bu ikili üzerinde yoğunlaşmayı düşünüyorum. Ayrıca meyve oluşumu üzerinde kaolin+delfin etkili gibi görünüyor şimdilik erken. Bionem de tek başına meyve oluşumunda etkili gibi görünüyor şimdilik erken. Meyve oluşumunda delfin tek başına etkili değil. Kaolin tek başına kullanıldığında meyve oluşumunda etkili. Eğer zeytin ucu zararlısı yoksa kaolin sürgün yapmada da etkili. Kaolinin koruma etkisinin yanında, gübre etkisi olmamasına rağmen bu son iki madde de etkili gibi durmasına bir anlam veremedim. Saygılar |
26-09-2009, 14:30 | #196 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Kaolin + Delfin şimdilik gerçekten de iyi bir ikili. Kaolinin biyolojik ilaçların etki süresini uzatma özelliği de var. Bu konuda bir yerlerde, bulduğum bir bilgiyi yazdıydım diye hatırlıyorum. Bu yaz başında kaolin uygulamaya başladığımda bir uygulamada bionem + delfin ile birlikte uygulamıştım. Bu uygulamanın sonucunu ölçmek pek mümkün olmadı. Zaten de satıcısının ispatsız ama ısrarlı ifadelerine göre ya bionem bakterileri ölmüş, ya delfin'in bakterileri ölmüş, hatta, bionem delfini öldürür, kaolin de bionem'i öldürür dendiğine göre hepsi birlikte ölmüş olmalı (Türk filimi gibi oldu) Sonrakilerde kaolin + delfin uyguladım hep. Sert yağmur olmasaydı uygulama sayısı daha az olacaktı. Geçen hafta hemen her gün yağan yağmurdan sonra kontrol ettiğimde yeni uygulama yapma gereği olmadığını gördüm. |
|
30-09-2009, 00:15 | #197 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Zira en çok sebzelerde özellikle domateste bu durumu sık yaşıyoruz. Bunu kendi yetiştireceğim domateslerde deneyebilirim. Renkte bir değişme söz konusu olur mu, acaba? Saygılar |
|
30-09-2009, 00:41 | #198 |
Ağaç Dostu
|
Soruyu sayın meyvelitepe cevaplıyacaktır ama ben kendi düşüncemle beraber soruda yönelteyim. Renkte bir değişim olacağını sanmıyorum, ama etki maddesi başka bir etki yaparmı? Örneğin başka bir hastalığa davetiye çıkarırmı? |
30-09-2009, 07:44 | #199 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Renkte bir değişiklik yapmıyor. Okuduğum araştırmalarda başka hastalığa davetiye çıkardığına dair herhangi bir bilgi yoktu. Ayrıca bu yaz öyle bir şeye de rastlamadım. |
01-10-2009, 14:06 | #200 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Sn MeyveliTepe, Bu yıl Ayvalık Bölgesinde yaptığımız çalışmalarda zeytin ağaçlarında yapraklara ve toprağa EMA spreyleyerek zeytin sineği ve güvesine karşı çok iyi sonuçlar elde ettik. Ayrıca, sulama suyuna da EMA ilave edildi. Başka hiçbir ilaç veya preparat uygulanmadı. Şu anda uygulama yaptığımız ağaçların hiçbirinde sorun görünmüyor ve meyveler hemen hemen hasada hazır durumda. Ürün randımanı ve kalitesini de hasattan sonra buradan bildireceğim. Aklıma gelen bir soru acaba kaolin ile EMA'yı birlikte kullanabilir miyiz? Sizin yukarda belirttiğinize göre, güneşin ışınlarının çok sıcak olduğu saatlerde fotosentezin devam etmesi için! Saygılarımla. |
01-10-2009, 14:28 | #201 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Sn.Doğasever, Yukarıda bir yerlerde yazdıydım. Kaolinin biyolojik ürünlerle birlikte kullanılması (söz gelimi BT), biyolojik ürünlerin etki süresini uzatıyor. Bu anlamda şayet EM içeriğindeki bakterilerin bitki yaprakları ve meyveler üzerinde daha uzun süre tutunmaları ve canlı kalmaları olumlu ve istenen bir şey ise (ki öyle olmalı), kaolin bunu sağlayan önemli bir taşıyıcı olarak davranıyor. Bu arada EM'nin zeytin sineği vb. zararlılarda etkili olduğunu bilmiyordum. Biraz söz edermisiniz? Rahatlıkla uygulama imkanım vardı oysa. Bu yıl deneyip çok memnun kaldığım iki ürünü birlikte kullanmak ve biribirlerine destek olduklarını da bilmek muhteşem olurdu. |
19-10-2009, 18:48 | #202 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 16-01-2009
Şehir: Bursa
Mesajlar: 39
|
Zeytin ağacım balsıra olmuş, ne yapmalıyım
Zeytin ağacım balsıra olmuş, yaprakları ıslak ıslak yapış yapış olmuş, siyah böcekler var, ne yapmalıyım, nasıl bir ilaç kullanmalıyım, nerede bulabilirim ilacını. |
26-10-2009, 00:28 | #203 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Bu başlıkta sözünü ettiğimiz ürün ve yöntemlerin hiç birinin herhangi bir zeytin zararlısı için bakanlık ruhsatı mevcut değidir. Site yönetiminin sadece ilgili zararlıya özel ruhsatı olan ürün ve yöntemlerin tartışılmasına izin verme yönündeki kararı doğrultusunda muhtemelen başlığın altındaki yazışmalarla beraber silinmesi gerekecek. Aksi halde bundan sonraki yazışmalarda ruhsatlı zehirlerin ağaçlara "doğal" yoldan nasıl atılabileceğinden başka doğal olan bir şey kalmıyor. |
26-10-2009, 22:09 | #204 |
agaclar.net
|
Sayın Meyvelitepe, siz ticari bir firma temsilcisi değilsiniz ve bu başlıkta özellikle tavsiye ettiğiniz kaolin kili bir pestisit değil. Etkisi sonucu hastalık ve zararlılara dayanımı arttırması veya engellemesi ürünün ikincil özelliği. Firması da ürünü bu özelliğiyle pazarlamıyor. Ürün, üreticisi veya sizin tarafınızdan bütün hastalık ve zararlıları öldüren tek ürün burada diye lanse edilseydi yetkililerden aldığımız uyarılar doğrultusunda o yazışmaları da kaldırırdık. Tanıtımını engellediğimiz bazı ürünlerin adı geçiyor diye tüm mesajları ayıklayıp silmemiz de söz konusu değil, ama ana başlıkları kaldırdık haklısınız. Daha önce de söylediğimiz gibi, eğer ürün sahibi isterse, ürünlerden biri tescil alır almaz, diğeri de tescili doğrultusunda tanıtılacaksa hemen sitemizde yer alabilecektir. Tescilsiz, ruhsatsız ticari ürünlerin bizim aracılığımızla tanıtılmasını istemiyoruz. |
27-10-2009, 00:37 | #206 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Mine hanım, Bionem ve Roa başlıklarında olup bitenler gerçekten bir talihsizliktir (bana göre). Roa denen ürün hakkında hiç bir bilgi ve fikrim yok, ilgilenmedim de. Bionem başlığını ise ürünün ne olduğunun tam anlaşılması için ilk ben açmıştım. İlgimi çeken ise bu ürünün içeriğinde olduğu bildirilen bakterinin dünya tarımında önemli ve yadsınamaz bir yerinin olmasıydı. İlginç olan ise bu bakterinin belirleyici misyonunun antagonist özellikleri sebebiyle bir biyolojik fungusit olmasıdır. Talihsiz olan ise (kimseyi kırmak istemiyorum, kusuruma da bakılmasın ama), satıcısının bilgiye, bulguya, mesnede, literatüre dayanmayan iddiaları ve bu sebeple girdiği tuhaf polemiklerdi. Bu başlıkta dahi (nazikçe de olsa) polemik örnekleri mevcut. Öyle ki, bazı iddialar için literatür talep ettiğimde gönderilenlerin iddia edilenle uzaktan yakından alakası bile yoktu. Bir bakıma acınası bir durum (en azından benim için). Öyle ki, söylenen doğru bir şey varsa onun da geçerliliğini yitirmesine yol açıyor. Söz konusu başlıklarda izlediğim kadarıyla bir çok üye yanlış yönlendirildi. En azından, objektif olmaktan, bilgiyle davranmaktan fazlasıyla uzaktı. Her ne kadar, aklı olan herkes doğruyu yanlışı ayırd edebilme kaabiliyetinde olsa da, olayın böyle cereyan ediyor olması site yöneticilerini de rahatsız etmiş olmalı (bir sorumluluk boyutu da var çünkü). Bu sebeple site yönetiminin almış olduğu kararı saygıyla ve anlayışla karşıladım. Belki bu rahatsız edici durumun tekrarını önlemek için düşünüldü. Fakat, işin bir de başka bir boyutu var. Burada konuşulacak her şeyi, resmen verilmiş ruhsatlar sınırı içinde tutmaya çalışmak, zaman zaman hepimizin şikayet ettiği mevcut kurumsal ataleti kabullenip benimsememiz, ötesini düşünmeye bile çalışmamamız anlamına da gelir, ki bu, sitenin varlık nedeni ve üstlendiği misyon ile en azından kavramsal boyutta uyuşmaz diye düşünüyorum. İlerleme ancak sınırların ötesini görerek, sınırları zorlayarak olur. Elbette burada yönün ne olduğu da çok önemli. En basit şekliyle doğayı, çevreyi koruma, toksik maddelerin üretimini, kullanımını azaltma, enerjinin tasarrufu, emisyonların azaltılması vs. yönünde her bilgi kırıntısının, her deneyimin, resmi sınırlara ve ruhsatlara bağlı kalmadan bir değeri olmalı. Bu konuda pek çok örnek vermek mümkün. Deneyimli bir ziraatçi olarak sizin verebileceğiniz yüzlerce örnek vardır. Benim dikkatimi çeken iki boyut söz konusu. Birisi, aynı ürünün yurt dışı ruhsatları ile Türkiye ruhsatlarının farklılığı. Örnek Delfin. Türkiyede sadece 2-3 zararlı için ruhsat almış. Biri sanırım bağ güvesiydi. Oysa içeriği BTK. Tesir etmediği kelebek larvası yok gibi. Bu başlıkta zeytin güvesine karşı etkili olduğunu ben dahil bir kaç arkadaş yazdık. Sadece ruhsatlara bağlı kalsaydık 8-10 farklı zehirden başka yazacak bir şey yoktu. Bu durumda, zeytin güvesi ile kitlesel doğal mücadelenin ruhsatlı bir yolu yok mu demeliydik? Firması para verip ruhsat almamış. Kaç paradır bilmiyorum ama pek kolay değil anlaşılan. Belki de bu bilgiyi paylaşmayıp bahçelerimizde gizli gizli uygulamalıydık. Evet, yatırım yapıp para harcayarak ruhsatı alınmış zehirlerin kullanımını azaltmış olduk. Bu bakımdan ilgili ruhsat sahipleri hoşnut olmayacaklardır. Özellikle de bu bilginin daha çok yaygınlaşması durumunda. Burada gerçek olan, BTK denen bakteri, doğaya çevreye bir zarar vermeden, üründe sıfır kalıntıyla kelebek larvalarını kontrol altına alıyor. Bilginin de küreselleştiği günümüzde bu yadsınabilir ya da gizlenebilir bir şey değil. Bu anlamda kaolin kili de iyi bir örnek. Yazdığınız gibi kaolin kili bir pestisist değil. Hiç bir zararlıyı öldürmüyor. Fakat dünyada çok önemli bir pest kontrol aracı. Firmasıyla (ki iki ayrı firma ve aynı efsafta iki ürün var) defalarca kere görüştüm, niye buna tescil, sertifika vb. almadınız diye. Firmanın verdiği yanıt, "senelerce kurumlarda aşındırmadık eşik bırakmadım, sonunda da pes ettim, ben ürünün kalitesiyle, saflığıyla ilgileniyorum, ne işe yaradığını bilen gelip alıyor" şeklinde oldu. Bu ürünü kurumlarımızın bilmiyor olması mümkün değil. Devletin IPM talimatlarında adı bile geçmiyor. Kaolinin tarımda kullanımı ilgili kurumlarının kapsama alanının tamamen dışında. Onlar zararlıyı öldürecek ürünleri getirip yeterli parası olana ruhsat verecek bir sürecin döngüsü içindeler. Beklenti ise, uygulamanın parası verilip ruhsatı alınmış olanlarla sınırlı kalmasından ibaret. Zeytin sineği için ruhsatlı en az otuz zirai ilaç vardır. Biri hariç hepsi zehir. Zehir olmayan ise fahiş fiyatla satılıyor (etkisi de tartışılır). Oysa orta yerde en azından çok büyük masraflarla yapılmış araştırmalar, deneyler, bunlara ait makaleler var. Etkili IPM aracı olarak ülkelerin organik tarımda kullanımına izin verilen tarım girdisi listelerinde yer alıyor. Bu anlamda özel işlevi olan bir pestisist olarak kabul edilebilir. Söz gelimi, Almanyadan geri dönen kalıntılı armutlarda hiç kuşkusuz ruhsatlı ilaç kullanılmıştı. Şimdi o armutları çoluk çocuk hep birlikte tüketeceğiz. Elbette tuhaf olan, o kadar aşırı doz zehire nasıl reçete alındığı (miktar kontrolu olacaktı diye hatırlıyorum). Fakat hepimizin bildiği, her bayinin maaşlı reçetecisi var. Raftaki hangi ürüne ne kadar isterseniz reçete yazıyor. Hoş, kalıntı konusu da relatif bir limitten ibaret. Limitin çok altında dahi zehirin varlığı çocukların vücutlarında birikime yol açıyor. İkincisi ise, mikrobiyal ürünlerin karakteri ile ilgili. İçerdikleri bakteriler ne için ruhsatlanmış olursa olsun işlevlerini yapıyorlar. Ruhsatla sınırlı davranma ve etki gösterme kaabiliyetleri yok. Bu anlamda, filanca zehirin ruhsatlanmadığı bir şey için kullanımıyla karıştırmamak gerek. Ruhsat mekanizması, yukarıda yazdığım şekilde çalıştığı için, mikroorganizmaların yeteneklerini sınırlamak, yok saymak, söz etmemek gibi bir çelişki yaratmış oluyoruz (ikinci paragrafta bahsettiğim husus hariç). Bir de tabii, pek çok başbelası problemin yurt dışında çaresi olduğu halde ülkemizde bir emtia şeklinde çaresinin olmaması (ya da zehirsiz çaresinin olmaması) durumu var. Uzun yazdım. Okuyanlardan özür dilerim. Özetin özeti, doğanın, çevrenin, çocuklarımızın ve geleceklerinin korunması için, dürüstçe, gerçek bilgiyi üreterek, bularak, her türlü kısa vadeli ve ticari kaygının dışında mevcut sınırları, anlayışları zorlayacak mıyız, yoksa ilgili sektörün neticede tamamen ticari düşünceyle oluşturduğu mekanizmanın içinde hapis mi kalacağız? Bilgi ve bulgularımızı "underground" denen yöntemlerle mi paylaşacağız? En azından kavramsal boyutta yönümüzü belirlemeliyiz. Düzenleyen MeyveliTepe : 27-10-2009 saat 09:29 |
27-10-2009, 13:43 | #207 |
Ağaç Dostu
|
Doğanın, çevrenin, çocuklarımızın ve geleceklerinin korunması için; dürüstçe, gerçek bilgiyi üreterek, bularak, her türlü kısa vadeli ve ticari kaygının dışında mevcut sınırları, anlayışları zorlayacağız. Kavramsal boyutta ve uygulamadaki hedef bu olmalı diye düşünüyorum. |
27-10-2009, 13:52 | #208 |
Ağaç Dostu
|
Yukardaki açıklamalar ışığında; Kavramsal boyutta ve uygulamada belirlenen hedeflere giderken ürün-ruhsat-satıcı üçgenini bir bütün olarak değerlendiremeyeceğimiz ortaya çıkıyor. Örneğin bionemin içindeki PF bakterisinin Dünyaca kabul görmüş biofungusit olduğunu biliyoruz. Bu ürün biofungusit olarak Türkiye'de ruhsat alamamış, gübre ruhsatı var. Satıcısı aynı zamanda ürünü kırmızı örümcek-beyaz sinek vs. dahil pek çok zararlı için de öneriyor. Bu durumda eğer doğadan yanaysak, yukarıda belirtilen nedenlerle bu ürünü biofungusit olarak kullanmamız gerektiği çok açık. |
28-10-2009, 07:34 | #209 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
sn Meyvelitepe goruslerinize oldugu gibi katılıyorum yalnız degilsiniz bizlerde bu mucadelenin icindeyiz selamlar a.d. |
28-10-2009, 12:21 | #210 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 03-09-2009
Şehir: bursa
Mesajlar: 1
|
Sayın CLOUD balsıra dediğimiz hastalık zeytin kara koşnilidir. yazlık yağ ile beta-Cyfluthrin etkin maddeli ilaçları karıştırarak kullanabilirsiniz. balsıra akıntısını ise göztaşı kireç veya bakırlı ilaçları kullanabilirsiniz. |
Etiketler |
balsıra, böcek, hastalık, ilaç, zeytin ağacı |
|
|