Sûz-i Dilârâ / Balkon, ev

[Sûz-i Dilârâ]

Gagayi tamamen unutmuşum, yarın gündüz gözüne çeker eklerim inşallah.😄beklettiğimiz için özür.
Balıkesir çok güzel yerdir, ben çok severim. Ama istersen gel birbirimizin fahri hemşehrisi olalım. Memleketlerimizi değişmemize gerek kalmaz böylece 😉 . Ben de senin anneni kıskanıyorum laf aramızda durmadan çiçek gönderiyor sana. Benimki de deli gibi arayıp sonunda bulduğum çiçekleri başkalarına veriyor. Gel anneleri degiselim.😁

[Sûz-i Dilârâ]

Gündüz gözüyle çekerim dedim ama mutfağın akşam ışığı da fena değildi. Balkonu temizlemek için bazı bitkileri mutfağa aldığımda bizim cikcik de gelince hah dedim tam çekimlik. İşte bizim gaga

[Sûz-i Dilârâ]

Sezonun ilk tohumlarını almaya başladım. Muscari armeniacum ve ambrosiacum tohumları karşılaştırması.

Armeniacum tohumları daha küçük.




ambrosiacumlar: Ağırlıkla sümbül gibi kokan çiçekler açıyor.




Bu da kelli felli bir çiçek serasının bastırdığı takvim. Yeni Gine'ye "sardunyam" diye yazmışlar. Gel de dalga geçme

[Sûz-i Dilârâ]

Kafkas gülü-hercai kardeşliği.

SDurul ablamdan 3 yıl önce gelen mavişim, köyde, forumda, komşularımdan pekçok kişiye verdim. Bende kalanları da güzel bir toprak hazırlayıp kocaman bir saksıya diktim. Çok hoşuna gitti ve coştu. Bu coşkuya yaraşır çiçekler bekliyorum.


Acaba bende çiçek açtığını görür müyüm diye alıp ilk baharında çiçek açan ve beni şok eden ful arap yaseminim. Bu sarmaşık forumlusu. Niye şok oluyorsam sanki gardenya. Mis kokulu çiçeklerini açmaya hazırlanan güzelim.



Son olarak klasik amaryllis, çiçekleri çok güzel kokuyor.

[Selma_321]

Maşallah gagalınıza bayıldım o ne güzellik. Gerçekten muhteşem bayıldımmm. Bu arada ful çok hoşve sağlıklı gözüküyor. Benimde var ama uçları hep kuru anlamıyorum niye öyle oluyor. Limontuzlu suda veriyorum ara ara

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

...Gel anneleri degiselim.😁

Vermem ben annemi Gerçi hazır büyümüş iki dünya güzeli toruna sahip olma fikri onun benden vazgeçmesine sebep olabilir bak

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

...İşte bizim gaga

Allahım bu nasıl bir güzellik!! Nasıl içim gitti anlatamam, maşallah çok güzel çok...
Ya neden bu kadar uzaktasın, yavrusu olursa diyerek sulanılamıyor bile bu mesafeden, oofff of...



Her zaman olduğu gibi bütün bitkilerinin maşallahı var ama ben özellikle o saksıdan meraklı bakışlar atan hercailerine hayran kaldım, şirin şeyler
Ellerine sağlık arkadaşım.

[Sûz-i Dilârâ]

Yine bizim yayladan, dogal ortamından kaya bitkisi😁

[Selma_321]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

Yine bizim yayladan, dogal ortamından kaya bitkisi😁

Bu ne güzellik yaaa. Oldu mu kaya kovuğunda bile oluyor böyle nazsız sözsüz. Yok çiçeklere fazla yüz vermemek gerekli anladığım o. Çok umursayıp sevince çok nazlanıyorlar. Aklıma gelmişken gagalınız balkonda mı kaçmıyor mu o muhteşem yaratık. Bebişleriniz de eminim çok seviyorlardır. Mutluluk veriyordur eminim

[Sûz-i Dilârâ]

Bir haftalık köy gezisinden sonra bitkilerimin son hallerini paylaşmak istiyorum.

Parfüm kokulu yılbaşı sarmaşığım, geçen yıl tohumdan yetiştirdim. Bu yıl saksıyı büyütünce coştu.


Sellukayı geçen yıl büyük ümitlerle güney balkona almıştım ama cehennem sıcağını sevmedi, erkenden tomurcuklandı ama ani bastıran kavurucu sıcaklarda hepsini döktü, sonra da tek tük ölgün çiçekler açtı, tohumsa hiç vermedi. Selluka sıcağı seviyor ama saksıda değil, bahçede kökleri serin toprağın derinliklerine doğru inerken üst aksam güneşe doğru gitmek istiyor.
Bu sene tekrar doğu balkona alındı. Hem burası arıların da uğrak mekânı, tohum da tutar diye bekliyorum.


Sayın telatodan gelen ve üçüncü senesinde olan tek glayölüm. Üç yıldır hep çiçekli. Bu sene yavru da vermiş kenarından bir sevindim ki sormayın.


Sarmaşık ful arap yaseminim mis kokulu çiçeklerini açmaya devam ediyor. Çiçeğinin kokusu çalı formlu olana göre daha yumuşak. Ancak kötü tarafı her ikisinin de çiçek ömrü kısa. Yere dökülen çiçekleri kokmaya devam ediyor, ben de toplayıp mutfağa getiriyorum orada kokluyorum.


Çalı formlu ful yaseminim, bu sene budamadım, her sürgün başından ikili üçlü tomurcuklar veriyor. Ancak gelişimi zayıf kaldı çünkü fırtınalarda kuytuya çekmedim, rüzgârlar çok hasar verdi.

[Sûz-i Dilârâ]

Geçen yılki lisilerim. Sulamaya devam, aşırı sıcaklarda gölgede durarak kurtuldular.

Bu yılkiler henüz bebek, bunlar erkenden çiçekleriyle beni sevindirecek. Bakalım hangi renkler kalmış


Tohumdan çimlenen avokado fideciğinin son durumu.

[Sûz-i Dilârâ]

Durum raporlarını geçelim

Gloksinyalar, 6 tanesi bu sene sayın alys'ten alındı. Bunlardan beyaz renkli olanı uyanmadı. Kalan 5 tanenin tamamı uyandı. "Hollywood" isimli mor renkli olanı diğerlerinden oldukça uzun süre sonra uyandı henüz yeni ve minicik yaprak verdi. İşte uyanan dördü:


Bunlardan ikisi geçen yılki anaçlarım, kalanı geçen yıl sayın cengizildas'tan yaprak olarak gelip ürettiğim yavru gloksinyalar.



Bunlar da geçen yıl kendi bitkilerimden yedeklediğim üretimlerim. Saksıların boş gibi göründüğüne bakmayın tamamı uyandı. Nereden nereye görmek istediğim için yeni uyanmış hallerini de ekliyorum.

Bunlar da kalan üçü


Bu bebişi de saksı kalmadığı için 8 cmlik saksıya almıştım o da uyandı. Bir tane daha var böyle, o da uyandı uyanacak. Arkada yeni ylang ylang çimlendirme denemelerimi görüyorsunuz Üç adet mor salkım, 5 adet de su yasemini yeniden ekildi.

[Sûz-i Dilârâ]

Bu sene zambak soğanı almadım.
Sayın kgursan ve sayın alys'ten geçen yıl aldığım soğanların bu yıl için ne olacaklarını merak ettiğimden kış ortası saksıları döküp soğanları çıkardım, çürüyenleri attım (iki tane) çürümek üzere olanları temizledim ve ayrı saksılara aldım. Sağlam soğanları da iki saksıya paylaştırdım.

Tabi ki temiz, kum karıştırılmış toprak kullandım.

Demir eksikliği belirtilerini gösterince iki kere demir verdim, hazırladığım ısırgan özütünden iki kere, her sulamada da enzim karıştırılmış su verdim.

Bazıları yeşerdikten sonra öldü. Ancak sonuç tatmin edici.

Yavruları da ayırmıştım, iki ayrı saksıya da onları dikmiştim. Onların durumu da iyi.

İlk açan sayın alys'ten gelen sarı zambağım oldu. Mis gibi de kokuyor. Akşamları gloksinyaya bakmaya gittiğimde bol bol kokusu geliyor burnuma.



Bir kokulu güzel daha. Bu minik çiçekli hercai, kafkas gülü saksısında yaşıyor. Mis gibi koktuğunu görünce fotosunu çekip eklemeden edemedim.



Son olarak mavi kelebek çiçeğim. İlk çiçeklerini geçen yıl ben köydeyken açmıştı sonra da sıcaklarda kuruma tehlikesi atlatmıştı. Gelir gelmez yoğun bakıma alıp zar zor kurtarmıştım. Çok iştahlı olmadı ama kurumadı da bu bahar atağa geçti, çok güzel çiçekler verdi ama bir türlü buraya ekleyemedim. Şimdiki sevincim bitkimi biçimsizleştiren uzun yapraksız dallardan yeni sürgünler gelmesi ve dolmaya başlaması. Suyu çok seviyor güneşi ise hiç sevmiyor.

[Sûz-i Dilârâ]

Maviş sultan çiçeklenmeye başladı. Köye gittiğimde eşim sulamayı unutmuş geldiğimde yapraklar sararmaya başlamıştı, bol bol soğuk suyla sulayınca kendine geldi.


Son olarak bir gecelik gelin tomurcuk verdi büyük bir merakla çiçek açacağı geceyi bekliyorum. Daha çok da kokusu için şu muhteşem kokuyu çok merak ediyorum.

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

...Son olarak bir gecelik gelin tomurcuk verdi büyük bir merakla çiçek açacağı geceyi bekliyorum. Daha çok da kokusu için şu muhteşem kokuyu çok merak ediyorum...

Canım hepsi harika, ellerine sağlık

Hayallerini yıkmak istemem ama tomurcuk veren atlasın bir gecelik gelin değil, başka bir tür. Umarım o da kokulu çıkar

[Sûz-i Dilârâ]

Hadi ya

Peki aynı saksıda beraber yaşadıkları şu arkadaş bir gecelik gelin mi

[Sûz-i Dilârâ]

Çimlenen yabani bergamot otu tohumlarından bir kısmı. Diğerleri şaşırtılıp hediye edildi. Bunlar bana kalanlar. Köye gidip şifalı bitki minik tarlama dikilecek.

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

Hadi ya

Peki aynı saksıda beraber yaşadıkları şu arkadaş bir gecelik gelin mi

Evet, bu arkadaş bir gecelik gelin yani Epiphyllum oxypetalum

[Sûz-i Dilârâ]

Bu da doğal ortamlarında yabani irisler�� ve düğün çiçekleri... Bizim eller oy bizim eller ��

[Sûz-i Dilârâ]

Zambaklarım muhteşem çiçeklerini açmaya devam ediyor. Öyle güzel kokuyorlar ki anlatamam.
Sarı çiçek hastasıyım ya gözüme daha bir güzel görünüyor.

[Erdal Hoca]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

Yine bizim yayladan, dogal ortamından kaya bitkisi😁

Sayın Sûz-i Dilârâ, bu kaya bitkilerinin tohumlarından almak mümkün mü acaba?

[Sûz-i Dilârâ]

Maalesef sayın Erdal Hoca, fotoğrafların çekildiği yaylalar çok uzak, sadece erkekler belli bir mesafeye kadar traktörle gidiyor sonrası yayan olduğu ve epey yüründüğü için bizi yanlarına kabul etmiyorlar, ayak bağı olmayalım diye. Çok yalvardım abimlere.

Onlara söyleyeceğim bu çiçeği bulacaklar da tohumunu alacaklar da bana getirecekler Hepsi tamam olsa bile çiçeğin yetiştiği kayalıklar yüksekse tehlikeli de olabilir, zaten görüntüler düz duvar gibi tırmanılabilir mi onu da bilmiyorum.

[Sûz-i Dilârâ]

Merhaba arkadaşlar, 20 gündür köydeydim, birkaç günlüğüne eşimin işleri için birlikte geldik, fırsattan istifade çiçeklerimi göreyim, bakımlarını yapayım dedim.

Fotoğraf makinem yok maalesef ama sözlü olarak zihninizde resimleştirebilirsem sevinirim.

Adeniumlarım iki tanedir kendileri ve 6 seneliktirler. Bir tanesi iki yıl önceydi sanırım çiçeklenmişti diğeri çiçek açmaya niyetsiz tüneyip duruyordu saksısında. Kök çürümelerine doyamayan ve çiçek açmaya niyetlenmeyen bitkilerimi gözden çıkarma düşüncem bile yetti onlara. Sizlerin de başına çok geliyordur bu durumda hemen bir toparlanma ve tomurcuklanma telaşına girer bitkiler. Daha ben gitmeden önce çiçek açma çalışmalarına başlamışlar ve kararımdan beni caydırmaya girişmişlerdi. Geldim ki ne göreyim bizim adeniumların üzeri çiçek dolu. Zayıf olanın çiçek rengini koyu pembe olarak görmüştüm, diğeri de pembe beyaz çiçek açtı. Ne yalan söyleyim beni ikna ettiler, kalıyorlar

Sardunyalarıma gitmeden önce kök çürüğü ilacı karıştırılmış suyla sulamıştım işe yaramış gibi görünüyor, ölen yok.

Gloksinyalar ve kaktüsler ve ufak saksıda mumlarım alt komşunun balkonuna emanet edildiler. Büyük saksılar için komşum yukarı çıkıp sulama işini hallediyor (Allah onu da ailesini de iki cihanda aziz etsin ).

Bu arada gloksinya soğanlarından birinden hiç umut yoktu bir yanında çürüme belirtileri bile başlamıştı. Söktüm ama atmaya kıyamadım çürüklerini temizleyip mantar ilacına bulayıp kurutup saksısının üzerine hafif bir oyuk açarak üzerine yerleştirmiştim. Burada olsaydım gelir gider o yumruyu kaldırır bakar ve sonunda da öldürürdüm, uzakta olduğumdan o sakinlikte yumrunun üzerindeki çatlaklardan filiz sürmüş sevincimi anlatamam.

Stapelia çiçek açmalara doyamıyor, ben giderken üzerinde dört beş çiçek vardı, geldim hâlâ var.

Pembe sümbülteberde üç çiçek sapı görünüyor. Beyaz olanında şimdilik 8 adet saydım, ilerleyen günlerde sayı artacak gibi hem yavruları ayırmış hem de anaç soğan sayısını azaltmıştım. 95 lt'lik saksıda meşe altı toprağında dikili.

Mercan ağacı ve leylak tohumlarım çimlendi. İki adet manolyam ve çok sayıda defne fideciklerim de büyümeye devam ediyor.

Kaktüs-sukulent grubunda lithopslarımı arka arkaya kaybediyorum. Benim gibi komşum da onların dillerini henüz anlayamadı.

Müge rizomları sökülüp köye götürelecek ve hemen dikilecek.

Sarmaşık - çalı grubu çiçeklerini çoktan açıp geçmesine rağmen sarmaşık ful arap yaseminim hâlâ bir gayret çiçek açıp duruyor.

Tohumdan yetişen plumeriam bu sene oldukça geç uyandı (haziran sonu), ben giderken bile ne olacağı belli değildi geldiğimde epey bir büyümüş, o da sevindirenlerden.

SDurul ablamdan gelen iki adet mumu salona koydum, gitmeden önce sulamıştım geldiğimde hiçbir susuzluk belirtisi yoktu. Tekrar suladım ağustos başları komşumu arar sulamasını rica ederim.

Bu arada dayanamayıp aldığım minyatür güllerimi köyde kayınvalidemin bahçesine dikmiştim. Köye gittiğimde hayattan bezmiş gibilerdi. Yanlarına gidip biraz ilgilendim, sulayıp ertesi gün çiçek alanımdaki yabanî otları temizledim. Birkaç gün geçmedi öyle güzel çiçeklendiler ki sarı, beyaz, pembe, kırmızı cıvıl cıvıl oluverdiler. Boşuna dememişler "çiçek sahibini görünce açar" (diyen de ben oluyorum).

Yılbaşı sarmaşığım ve sellukalarda şimdilik sorun yok, uzamaya devam ediyorlar.

Zambaklar açmış geçmiş, yavrulayanlar var şimdilik kuru yaprakları temizleyip toprağını biraz havalandırdım.

Bu kadar yazabiliyorum şimdi kalkmam lâzım. Yarın yolculuk var ve okullar açılana kadar yokuz.

Bu arada Ece ile Oğuz Kağan'ı ana sınıfına yazdırdık. Fotoğraflarını istiyorlarmış, fotoğrafçıya gidip vesikalıklarını çektirme fikri nedense çok komik geldi bana Daha dün doğdular, hadi bir aylık olsunlar aman üç ayı bitti, altı ay çıktı, biri bitirdi derken kendi içinde oldukça uzun ve yorucu ancak nasıl geçtiği anlaşılamayan bir hızla bugünlere geldik.

Siteden merak edenler için fotoğraflarını eklediğim günü şimdi gibi hatırlıyorum. Allah herkese çocuklarıyla, torunlarıyla mutlu, huzurlu günler versin.

[Batı Rüzgarı]

çiçeklerle ilgilenmeyince daha iyi büyüyorlar, biraz üstüne düşünce şımarıp kendilerini bırakıyorlar hele bir de tehdit yemişlerse yapamayacakları şey yok
kim bilir bir sonraki gelişinizde size bi parti hazırlarlar konfetiler eşliğinde bir karşılamadan sonra )
sağlıklı mutlu huzurlu ve bol çiçekli günler dilerim. iyi yolculuklar...

[Sûz-i Dilârâ]

Ben geldim arkadaşlar Hâlâ yolun tozu ve yorgunluğu üzerimde olsa da önemli olan kavuşmak

Balkonum berbat durumda bitkilerimse yine komşumun iyi niyetli ve özenli bakımıyla iyi durumdalar. Tarsus'un sıcaklarına iyi direnmişler. Giderken iyicene tenbih ettiydim, direnin sakın ölmeyin

Dün akşam eşyaları yerleştirdikten ve biraz yorgunluk attıktan sonra asistanım Ece ile balkona çıktık. Bitkileri temizledik, kuru yaprakları aldık, geçmiş çiçeklerin saplarını kestik.

Balkonun tozunu, toprağını süpürdüm. Henüz yıkamadım, öğleden sonra hallederim diye bıraktım.

Komşuma bıraktığım gloksinyalar ve kaktüsleri ve diğer küçük saksılı bitkileri yukarı çekip onları da temizledikten yıkayıp pakladıktan sonra birkaç fotoğraf paylaşayım dedim. Sonra işlere devam.

Şimdilik sadece gloksinya var açmışlardan. Onların da çoğu açıp geçmiş, yeni tomurcuk gelebilir diye bekliyorum havalar serinleyince.

[Sûz-i Dilârâ]

Bu güzel çiçeklerini gelişime saklamış gibi görünüyor.

[A_NOMAD]

Hoş geldin, şükür kavuşturana

Sayfanda güncelleme görünce nasıl sevindim anlatamam, sensiz buralar eksikti...

[Sûz-i Dilârâ]

Hoşbulduk canım. Teşekkür ederim ben de ağaçlar.net olmadan eksiğim inan.

Kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah. Hepinizin balkonlarını, bahçelerini çok özledim, gelişmeleri görmek ve kaçırdıklarımı toparlamak istiyorum.

[Sûz-i Dilârâ]

Canım yılbaşı sarmaşığım, giderken kocaman yapraklarla pencereyi tamamen kapatan ihtişamlı bir bitki bırakmıştım, döndüğümde bunu buldum. Sıcaklar perişan ediyor perişan Bu sene şu parfüm kokulu çiçeklerini açsa da merakım gitseydi.



Bu da mutfak penceresine sardırdığım selluka. Anacı iki senedir iyi değil. Anlamadım, sıcaksa sıcak. Sayın Lonicera, sayfasında sellukayı ikinci seneye çıkaramadığı için her yıl yeniden tohumdan yetiştirdiğini yazmış, herhalde ben de öyle yapacağım ama merak ediyorum derdi ne?



Gloksinyaları içeri aldım, açık pencere önünde, muz enzimini de içince coştular.


Bir su sümbülü de benim oldu sonunda rahat etsin diye saksı - toprak değişimi işlerinde kullandığım leğene yerleştirdim. Serbest gezenmiş ya Çok arsız çıktı, ikinci gününde yeni yaprak çıkarmış.

[Sûz-i Dilârâ]

Başkasını bilmem ama biz çocukların elinden hiçbir şeyi kurtaramıyoruz. Eşimin ve benim telefonlarımızdan, kumandalardan, eski fotoğraf makinemizden, elektrik süpürgesi sapından, buzdolabı kapağından, blendırımdan... sonra fotoğraf makineme de el atmışlar ve onu da bozmuşlar. Sabah bir iki bitkimin yapraklarının solgun olduğunu farkedince saksılarını değiştirip temiz toprağa alayım, göl soğanı saksısını boşalttım onların da fotoğraflarını çekeyim dedim.

Size mangonun kocaman çekirdeğinden yayılan damarları, göl soğanlarının üstten görünümünü, adeniumların kök çürüğünden kurtulduktan sonra ulmuş kısımları nasıl yenileyip o çukurluklardan koca koca damarlar verdiğini gösterecektim. Hepsi güme gitti Ne diyeyim canları sağolsun.

[A_NOMAD]

Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ

...sonra fotoğraf makineme de el atmışlar ve onu da bozmuşlar...

Telefonunla fotoğraflayıversen olmaz mı?

Neler kaçırdığımızı öyle anlatmışsın ki canım çekti