05-08-2010, 11:10 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Bahçemde daha az çalışmak istiyorum diyenler için...
Bahçemde daha az çalışmak istiyorum diyenler için... Aramızda bahçemde daha az çalışıp daha çok keyif yapmak istiyorum ya da bahçeye ayıracak zamanım, enerjim az diyenler olabilir -onlardan biri de benim-. Aslında bahçeye harcanan zaman ve emek, farklı nedenlerle bahçe sahipleri için gerçekten ciddi bir sorun olabilmekte. Bu genel bir sorun olmalı ki dergilerde, kitaplarda da yer almakta. Bahçede daha az emek, zaman harcamak için çeşitli seçenekler, çözümler bulunmakta. Başlıklarda izlediğim kadarıyla bahçe sahibi arkadaşlarımız da bu konuda gayet güzel tavsiyelerde bulunabilirler – cemo, limon, Kiraz ve Adalet Yağcı'nın kulaklarını çınlatmak isterim-. |
05-08-2010, 11:20 | #2 |
Ağaç Dostu
|
Ellerinize sağlık sevgili Sabah, bu başlık cok gerekliydi bence. Fikir alışverişleri yaparak, daha az yorulup, kahve içebilecek zaman ayırmayı öğrenirim belki Sürekli yap boz yapmadan bitki ekip dikme konusunda, arkadaşlar tecrübelerini yazarsa, iyi olur diye düşünmekteyim. |
05-08-2010, 11:50 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Tam ihtiyacım olan başlık. Son zamanlarda sulamak çok zamanımı alıyor. Hemen hergün bahçe sulayınca ilaçlama aksadı. Parazitler çoğaldı. Bir gün susuzluğa dayanamayacak çok bitki var. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. |
05-08-2010, 11:54 | #4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 2,277
|
Ev hanımları adlı yabancı diziyi izleyenler vardır ,güzel evler düzenli bahçeler ... o dizi de mevsimine göre ,çiçekleri saksıları ile toprağa gömüyorlardı. Kışa dayanamıyacak olanlar saksıları ile çıkarılıp korunaklı bir yere alınır ,yerlerine kışlıklar konur .Böylece orta da saksı fazlalığı olmadığı gibi bahçe de boş görüntü de olmaz. Yerini mi beğenme di çıkar başka yere göm bu da bir fikir ) |
05-08-2010, 12:02 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,427
|
Hiç dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla yorulmazlar. |
05-08-2010, 12:11 | #6 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili nurcanaybay Saksıyla gömmeyi, soğanlılar için düşünüyorum ben de. Mandal sepetlerine dizip soğanları, o şekil dikeceğim. (soğanları bulabilirsem tabii..kim nerde unuttum) Saksıları gömüp cıkarttığımızda, ayrı bir yerimiz olmalı ki, o kirlenmiş saksıları saklayabilelim . Benim öyle bir yerim yok çatı dışında. Çatıya ise cıkartıp indirmek cok zor oluyor. Bazı arkadaşlar, yurtdışında küpelerin sokaklarda dikili olduğunu söyleyince, bir cesaret bende küpeleri bahceye aldırttım. İzleyip göreceğiz. Saksıdayken de kar gelmişti üzerlerine, dondu sandım ama baharda yeniden yeşerdiler.Kar altında kalan kaktüsler bile yaşadı. Bazı sukulentler öldü, öldü dediğim bazısı ise yaşadı. bu yüzden saksı kalabalığına son dedim kendimce, kalan sağlar benimdir Sevgili Zerrin Gercekten sulama büyük dert oldu. Sebze sula, saksı sula cim sula. Sonunda bedenim iflas etti. Ben yapamaz duruma gelince, onca emek ve masrafla yapılan çimlerde öldü arka taraftaki. Hep beraber bir çıkış buluruz ümidindeyim. |
05-08-2010, 12:36 | #7 |
Ağaç Dostu
|
Sulama gerçekten zaman alıcı. Bahçede damla sulama kuruluncaya kadar özellikle de ilk yıllarda fidanlara derin sulama yapacağız diye harcadığımız saatleri biz biliriz. Aslında ağaçlar için yapılan damla sulamanın çok da maliyeti olmuyor. Bahçedeki saksılar için de kullanılabilir. Forumda damla sulama sistemini kendisi kuran arkadaşlar vardı. Çok karmaşık birşey değil. |
05-08-2010, 12:47 | #8 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Sabah, özlemle beklediğimiz bu başlığı açtığınız için teşekkürler. Ben eskiden beri çiçeklere meraklıyım ama Ağaçlar net e üye olduktan sonra kelimenin tam anlamıyla "fıttırdım" Gördüğüm bütün güzel bitkilerin tohumlarına ya da fidelerine ulaşmaya çalıştım, ulaştım da. Sonra ne olduğunu tahmin edersiniz, Şubat ayından başlayarak önce toprak viyol vs. edindim sonra da bunları ağzı kapanan pet kutularda çimlendirmeye aldım. Önce odamın içindeydiler, hem de oturma odasında, bu arada odam 12 m² büyüklüğünde, çimlenme için gerekli olan ısı ve nemi başka türlü sağlayamazdım. Günlerce bekledikten sonra ilk yeşiller başını topraktan uzattığında oyuncak bulmuş çocuklar gibi seviniyordum, çok geçmeden çimlenme işi bitti. Bu arada, çimlendirme kabını normal sulamanın uygun olmadığını düşünürsek, elimde fıs fıs gün boyu yaptığım nemlendirmeden dolayı işaret parmağım şişti Neyse, bir ay kadar sonra sıra şaşırtmalara geldi, viyollere büyük bir özenle hazırladığım toprakları doldurdum, yüzlerce bitki ayrılacak da, bu viyolleri nerede muhafaza edeceğim. 5 m² balkonuma tüm viyolleri dizmeyi başardım, dolanacak yer kalmadı, onları sulamak için her gün cambazlık yaptım, balkon temizlemek ise bir facia, tüm viyoller önce altına gazete yayılmış oturma odasına alınıyor, sonra balkon yıkanıp kurulanıyor ve tekrar balkona taşınıyorlar. Baktım olacak gibi değil, gittim iki tane bakkal rafı aldım koydum balkona, eh biraz rahatladım. Mayıs ayı geldiğinde fideler artık kabına sığmaz oldular, belli ki bahçe istiyorlar Evimle bahçemin arası 30 km. arabamız küçük, 3. kattan aşağı tek tek viyol taşımaktan helak oldum. Her seferinde 5-6 viyol taşıyabildim, o yorgunlukla iyice hesaplamadan bahçenin boş yerlerine bitkileri dikmeye başladım. Hafta arası ve hafta sonları gidip sulamalarını yaptım. Mayıs Haziran boyunca hepsi de çok güzeldi, ama sürekli bakım istiyorlar, gübrelemek, etrafını gevşetmek, hastalananları ilaçlamak. Sevgili Cemo'nun dediği gibi, oturup keyifle bir kahve içemez oldum. Bir çok bitki de bahardaki güzelliğini kaybetti, onları sökmek zorunda kaldım. Ayrıca gördüm ki, çok fazla çeşit sadece göz yoruyor, özellikle mevsimlikleri mümkün olduğunca az dikmeye karar verdim. Şimdi bahçemi tekrar düzenlemek istiyorum, ilk olarak çok yıllıkları tercih edeceğim, liliumları gallaları toprağa alacağım, soğuğa dayanıklı olmayanları tercih etmeyeceğim. Anlayacağınız, akıllandım ben, çılgınlık bitti |
05-08-2010, 12:56 | #9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 2,277
|
Adalet hanım , Lilium'ları galla'ları toprağa geçirdiniz diyelim ,belli bir dönem açıp geçecekler ve o bölge de hoş olmayan bir görüntü oluşacak gözünüze batıp duracak.İşte buna bir yöntem bulunmalı bence. |
05-08-2010, 12:57 | #10 |
Ağaç Dostu
|
Bahçeye bitki alırken Ankara yazın sıcak ve kuru olduğu için, her ne kadar sulama yapıyor olsak da, mutlaka bir süre susuzluğa dayanıklı bitki almaya çalışıyorum. Çeşitli aksaklıklar, sorunlar olduğu zaman -ki mutlaka oluyor- az kayıp olsun istiyorum. Bir de sevdiğim bitkiyi yetiştireceğim diye Ankara'da -bahçenin konumu, ağaçlarının büyüklüğünün uygunluğu gibi özel durumları dışarda bırakıyorum- toprağı nemli tutmaya çalışmak için harcanan suya da emeğe de yazık. |
05-08-2010, 12:59 | #11 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 27-08-2009
Şehir: van
Mesajlar: 122
|
Bu başlık buforuma pek uygun değil gibi geldi bana. Forum'da gezindikçe evde bitkisi olanların balkon istediği, balkonu olanların bahçe istedikleri, bahçesi olanların daha büyük bahçe istediklerini görüyorum. Forum doyumsuzluk aşılıyor. |
05-08-2010, 13:02 | #12 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 2,277
|
Aynı durum Cemo için de geçerli ,soğanları söküp dikmek ayrı bir iş üstelik çıkarınca ya çürüyorlar ya da soğanın da yeterli gelişme olmuyor . Hadi bunları geçtik diyelim çıkan soğanların boş kalan yeri ne olacak.Kışlıkları çıkarıp yazlıkları dikerim demeyin olmuyor.Yaprakların kurumasını beklerken yazlıkların dikimi geç kalıyor.Dikilse bile yaprak çıkarana kadar ora da boşluk oluşuyor. |
05-08-2010, 13:14 | #13 |
Ağaç Dostu
|
Bu başlık tam da bu nedenle gerekli. Forumun aşıladığı doyumsuzluk ve her bitkiyi yetiştirme isteği ile sahip olduğumuz koşullar -zaman, mekan, toprak, emek vb- arasında bir denge kurmaya çalışıyoruz. |
05-08-2010, 14:15 | #14 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
- Süsenleri mevsimi geçince gözü rahatsız etmeyecek biçimde kalabileceği yan çitin önüne, bir dizi olarak diktim. Yalnız çevresindeki bitkiler nedeniyle onlara da su gidiyor. - Liliumları da saksıda tutuyorum. Eski bir fotoğrafta süsenler |
|
05-08-2010, 14:31 | #15 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ama kesinlikle gördüğüm bir şey var ki, ayrılan bir bölümde tek bir türün yoğun dikilmesi, hem bitkinin hem bahçenin öne çıkmasını sağlıyor. (Şu anda Ortancalar da olduğu gibi) Her ne kadar tohumdan yetiştirmek yok desem de içimde ukde olan bir kaç çeşit için şimdiden sabırsızlanıyorum. Dev çiçekli Acıbakla bunların başında. Çiçeğin hem formuna hem renk tonlarına hem yaprak formuna bayılıyorum. Bu sene deneyip çimlendirmekte çok başarılı olmuştum ama kışın çok sert gitmesi planlarımı bozdu. Adalet Hanım'ın Hazeran çiçeğini çok sevdim ama umduğumdan daha kısa ömürlü çıktılar, zayıf bir bitkiydi, hava da yağmurlu gidince ıslandıkça yerlere yattılar. Gelecek seneye Hazeranın çok yıllık olanlarından yetiştirmek istiyorum. Hem her dem yeşil yapraklıymış. Soğanlılarla bir arada güzel olabilirler diye düşünüyorum. Bir de Digitalis'leri aynı şekilde yoğun olarak kullanmak istiyorum. Biz bu kadar mücadele ederken seralar neden bu güzel bitkileri tohumdan yetiştirip fide halinde satmazlar anlamam. Yıllardan beri her yerde hep aynı bitkiler, biz bıktık onlar yetiştirmekten bıkmadılar. Hiç mi değişiklik istemezler anlamıyorum? Şu anda 3 türün dışında tohumdan yetiştirmeyi düşünmüyorum. Ama Zengarden de gördüğüm bir kaç çok yıllık ve kokulu saksı çiçeğinde de aklım kalmıştı. 2 de ordan olursa toplamda 5 i geçmeyeceğim. Bunların dışında bir de sebze tohumları var tabi... |
|
05-08-2010, 14:50 | #16 |
Ağaç Dostu
|
Peki, liliumlar gecince saksı boş kalacak, bu durumda o saksılara mevsimlik dikilse olabilirmi. Liliumlar cıkana kadar mevsimlikler saksıdaki boçluğu doldursa.Ona göre bir plan yapıp, gecen liliumlarımı saksılara alayım diyorum |
05-08-2010, 15:22 | #18 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-02-2008
Şehir: Graz(Avusturya)
Mesajlar: 2,666
|
Liliumlari phloxlarla bir araya dikerseniz sirayla acarlar yer bos kalmaz. Ben bahcedeye gömdügüm küvetlerden birine lupin, lilium ve phlox diktim. Önce lupin acti, o arada digerlerinin yapragi cikti, ardindan liliumlar ve en son da phloxlar acti artik sonbahara kadar orasi cicekli kalir. |
05-08-2010, 15:24 | #19 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-02-2008
Şehir: Graz(Avusturya)
Mesajlar: 2,666
|
Bahcemde üc tane yanyana gömülü küvet var. Ortadakinde lale, sümbül ve nergisler diger ikisinde de phlox ve liliumlar. Önlerinde de manolya ile rhododendronlar. Önce lale küveti aciyor. Onlar bitince yandaki küvetler, öndeki manolya ve rhododendronlar da kalan acigi kapatiyor. |
05-08-2010, 15:43 | #21 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-02-2008
Şehir: Graz(Avusturya)
Mesajlar: 2,666
|
Tabii, ben küvetleri tarla faresi ve köstebek soganlilara dadaniyor diye diktim iki yildir cok rahatim. Bu bahsettigim planlamayi bulabilmem, bitkileri taniyip cicek acma ve yaprak cikarma zamanlarini hesaplamam üc yilimi aldi. Ama biraz hileyle bahcede yapilmayacak is yok sevgili Cemo hem de ektiklerim beni hic ugrastirmiyor artik her yil kendileri cikiyorlar tekrar. (Bu arada sizin küpeli fikriniz cok hosuma gitti biz nasil olsa mevsimlik alip saksida kisi cikarmiyor diye bozulunca atiyoruz denemekte yarar olabilir ben de saksilardan biktim cünkü.) |
05-08-2010, 18:17 | #22 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 2,277
|
Alıntı:
Bu yıl saksılar dan birine dediğiniz gibi yaptım.Büyük bir saksıya 3 adet gün güzeli dikip çepeçevre vapur dumanı tohumları serptim.( Fide değil de doğru dan tohum ).Vapur dumanlarının boyu 40 cm'i geçti gün güzelleri de meğer bodurmuş ,hiç görünmüyorlar ) Bahçeye dikili olan lale ve sümbül soğanlaını da hiç çıkarma dan üzerlerine horoz ibiği ve karanfil fidesi diktim.Horoz ibiği o kadar çok su istiyor ki soğanlar ne hale geldi bilmiyorum. |
|
05-08-2010, 18:26 | #23 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 2,277
|
Alıntı:
Su bitkilerini araştırırken süsenlerin pek çok çeşidinin de bu listeye dahil olduğunu gördüm hatta soğanlı olan sosyete sarımsağı ve yine soğanlı yaz orkidesi gibi...bir araştırın. ( Palmiye merkezi - su ve sulak alan bitkileri) |
|
05-08-2010, 19:58 | #24 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Alıntı:
Size kötü bir haberim var; o dizideki tüm bahçeler-bitkiler vs.( ağaçlar hariç sanırım) yapaymış. Sürekli mükemmel görüntü sağlamak ve bakımı çok zor olacağı için böyle yapmışlar. Tabii dizilerde sahne devamlılığı da önemli. Bir sahnede düzgün çiçek ardından gelen sahnede pörsümüş olmamalı. Bahçelerde ve tarlalarda daha az emek harcamak için sanırım en uygun yöntemlerden biri de; Fukuoka' nın çiftliğinde uyguladığı metodlar. Toprağı sürmeden, yabani otlarla savaşmadan doğal tarım uygulamalarını hayata geçirmek. Ben de ilerde kurmayı hayal ettiğim çiftliğimde bu felsefeyi düstur edineceğim. Hem toprağın doğal habitatını tarumar etmemiş oluruz hem de daha az işgücüyle, makinelere bağımlı olmadan yaşama yolunu ediniriz. |
|
05-08-2010, 21:41 | #25 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Kedi Tırnağı, ilginç bir seçim yapmışsınız, yabani otları sökmeden çiçekleri nasıl ekeceksiniz? Toprağı kazıp havalandırmazsanız bitkileriniz sağlıklı olmayacaktır, tüm mücadeleme rağmen Bahar geldiğinde otlardan bahçeye girilmiyor. Böyle bir bahçede nasıl güzellikler yaratılabilir ki? Çiçeği güzel yabani sarmaşık bile, yüz verince tüm bahçeyi istila ediyor. Tabi tercih sizin, belki de hiç alışık olmadığımız güzellikler yaratırsınız. |
06-08-2010, 01:20 | #26 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Alıntı:
Fukuoka; toprağı sürekli bel ve çapayla altüst etmenin toprak habitatını bozduğunu söylüyormuş. Düşününce çok mantıklı aslında. Biz toprak içi faunayı böyle bozdukça, solucanların, karıncaların vb. toprağı sürekli havalandıran, gübrelerini katan bu toprak altı canlılarının yaşam alanını da hercümerç edip onları yok ediyoruz çoğunlukla. Topraktaki, özellikle solucan varlığının artması için çabalarsak havalandırma ihtiyacı kalmaz zaten. Solucan gübresi kadar verimli gübre de bulunmaz hem. Çapalamanın çok elzem olduğu yerlerde de daha yüzeysel bir çapalama yaparak zararı minimuma indirebiliriz diye düşünüyorum. Toprağı fazla rahatsız ediyoruz belki de biz. Evimin hemen karşısında küçük bir toprak arsa var. 2 yıldır gözlemliyorum. Her mevsim kendiliğinden türlü çeşit bitki gayet sağlı şekilde büyüyor. Çoğunlukla yabani otlar var ama çok güzel sarılıcılar da var. Mesela ben habire meyve çekirdeklerini vs oraya atıyordum. Geçenlerde bir baktım 2 tane şeftali fidanı belirmiş. Ne çapa, ne gübre ne bişey olmadan gayet sağlıklı büyüyor oradaki bitkiler. Çapalama, belleme vs harcayacağımız enerji-zaman da yanımıza kar kalır. Sevgilerle. |
|
06-08-2010, 02:25 | #27 |
Ağaç Dostu
|
Kedi Tırnağı, Hani deriz ya, toprağın öz evletları yabancı otlar, sarılıcılar, dikenler v.s dir. Onlar doğal ortamın bitkileridir. Ben de doğal ortamdaki yaşamı çok seven birisiyim. Onlar kendi kendilerine bir yaşam merkezi meydana getirirler. Tabii ki güzellik kavramı kişlerden kişiye değişebilir. Bir dere kenarında bizim deyişimimiz le yabani otlar, yer örtücüler, doğal bitkiler çok güzel ve harika bir manzara iken, diğer tarfta kişilerin kendi eli ile yetiştirdiği kültür bitkileri ve temiz bir toprak parçası daha harika bir görünüm olabilir. |
|
|