06-08-2010, 03:20 | #31 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Alıntı:
Sn. Cumhur Tonba ben de daha doğal görünümdeki alanları tercih ediyorum. Hele şu İngiliz Bahçelerine ifrit oluyorum. Çok yapay, saçma sapan bir dekorasyon. Kübik şekiller de doğanın yuvarlak hatlarına hiç uymuyor. İnanın, yol kenarında gördüğüm, doğal şekilde, ellenmemiş bir arazinin bana verdiği hazzı, haksızlık etmek istemem ama, en güzel bahçeye değişmem. Ama maalesef her geçen gün bu alanlar yok oluyor. İstanbul' da hele nerdeyse hiç kalmadı. Çekmeköy' de sağda solda gördüğüm böyle yerler de belediyenin hışmına uğruyor. Evimin karşısındaki, bahsettiğim arsayı da geçen gün belediye ekipleri biçtiler. Yağmurların da etkisiyle epey gelişmişti bitkiler ama şimdi dümdüz oldular. Bahsettiğim şeftalinin biri de biçildi. Diğeri şans eseri kurtuldu. Ordan söküp apartmanın bahçesine diktim. Tutarsa ne şans tutmazsa da zaten öldüreceklerdi. O arsaya da inşaat yapılacak çünkü yakında. |
|
06-08-2010, 11:14 | #32 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-08-2009
Şehir: Hollanda
Mesajlar: 627
|
Öncelikle yeni başlık hayırlı olsun diyerek söze başlayayım. Ellerinize sağlık sevgili sabah . Ben aslında bütün günümü bahçede geçirdiğimi söyleyemem. Geneline baktığım zaman çok çok fazla vakit harcamıyorum bahçede. Zaten yazın sabah akşam bahçede oturduğumuzdan pek göze batmıyor uğraştığım şeyler. Genelde baharda bir düzenleme yaparım, ilerleyen zamanlarda ise çok gerekli durumlarda ufak tefek müdahale ederim. Zaman zaman kendimce ders çıkardığım şeyler olur.Bu sene böyle oldu ama seneye böyle yapmalıyım dediğim şeyler. Mesela bu sene özelliklede petunyalarda , hazır fide aldığım petunyaları direk bahçeye dikmiştim. Seneye kesinlikle öyle yapmamam gerektiğini anladım. Petunyalar en iyi büyük bir saksı içinde olmalı. Direk toprakta çok fazla gelişip çok fazla da yer kaplıyor. Ayrıca hazır tohumdan bir daha çimlendirme yapmayacağım. Çiçekleri yabaniymiş gibi açtı , hiçte umduğum gibi olmadı. Bu sene ilk defa fide aldığım petunyalardan tohum topladım , seneye onları deneyeceğim. Aslına bakarsanız biraz konu dışınamı çıktım acaba diye düşünüyorum şimdi. Burada söz konusu zamanın büyük bir bölümü bahçede geçen artık yeter diyenler için açılmış. Söz konusu olan eğer daha az zaman geçirmekse ama fazlaca keyfinide çıkarmak ise o zaman mevsimlik tohumlardan tamamen vazgeçilmeli. Kışa dayanıklı fazla ilgi istemeyen bitkiler seçilmeli. Vallahi daha o konuma gelemedim , yani bahçeye bu derece ilgim şurada toplasan 2-3 sene olmuştur. Belkide herşeyin zamanı olduğu gibi yeter artık demeninde bir zamanı gelecektir. Ama sevgili Adalet ablacığım senin yazını okurken çok üzüldüm ben. Sen hakikaten artık tohum işini bırak. Apartman katında olupta tohum fide saksılarıyla uğraşmak çok zordur , kıyamam ben sana. |
06-08-2010, 12:07 | #33 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
"Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.", "Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun", "İşleyen demir ışıldar" , " Akan su yosun tutmaz", "Zahmetsiz rahmet olmaz","Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar", "Bakmakla usta olunsa, köpekler (kediler) kasap olurdu." Atalarımız gerekeni söylemiş. " Bir dönüm bostan yan gel yat Fukuoka" |
|
06-08-2010, 12:07 | #34 |
Ağaç Dostu
|
Yaşadıklarımı özetledim sadece Finduk'cuğum, her şey bu kadar çabuk olup bitmedi tabii. Bir de işin ekonomik yanı var, toprağı gübresi, viyolü, katkı maddeleri vs. derken, bir bakmışsın ki, dünya para tutmuş, tohuma verdiğimi saymıyorum bile. Bir paket tohum alıyorum bazan içinden sadece beş tanecik tohum çıkıyor. Harcadığım paranın 1/4 ile tüm bahçeye yetecek kadar hazır fide alırdım, emeği de cabası. Bahçeye kalıcı bitkilerle bir düzen verip keyfimize bakmalıyız bence. |
06-08-2010, 12:42 | #35 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Şanslı bir bölgedesiniz galiba. Ankara'da bizim bahçeyi ben de birkaç yıl gözledim. İlkbaharda çeşit çeşit çiçeklerle dolu olan yeşilliğin yazın içine girilemez neredeyse yarı adam boyu, tohum taşıyan kuru, sarı ot ve dikenlerle dolu gördüm. Bir ev bahçesi için çok uygun değildi. -yurtdışında bu tür bahçelerin de meraklıları var - |
||
06-08-2010, 13:24 | #36 |
Ağaç Dostu
|
Elimde bahçede az çalışmak isteyenler için ipuçları veren -Nowork Garden Ideas, Johanna Smith- basit bir kitap var. cemo'nun ve diğer arkadaşların saksılarla ilgili sıkıntılarını okuyunca o kitaptaki bir iki öneri aklıma geldi.
Kitaptan doğrudan çeviri değil, kabaca çıkardıklarım. Eksik farkettikçe eklerim. |
06-08-2010, 17:21 | #37 |
Ağaç Dostu
|
Günümüz şatlarında tabii ki toprak işleme yapılmadan tarım olmayacağı aşikar. Fakat her toprak işlemenin toprağımızın yapısına zarar verdiğnin de unutmamak lazım. Hele meyilli arazilerde yapılan yanlış toprak işlemeleri sonucunda milyonlarca ton toprağımızın denizlere aktığını, barajların ömürlerinin yarı yarıya indiğini de unutmamamız gerekir. |
06-08-2010, 18:06 | #38 |
Ağaç Dostu
|
Az önce bahçeyi şöyle bir dolaştım da, kesin karar, seneye beş çeşitten fazlası yok. Sevgili Sabah'ın çevirisindeki "saksıları azaltın" fikrine tamamen katılıyorum, adenium ve plumerialar dışında saksıları boşaltacağım, sahiden de çok dağınık görünüyorlar. Lilium galla gibi vazgeçemeyeceklerimi duvar diplerine alacağım, onların çiçekleri geçtiğinde ekinezyalar açmış olacak(inşallah). Aslında elimizdekileri sayıp döksek birbirimize fikirler versek çok iyi olur, özellikle benim yardıma çok ihtiyacım var, bu bahçeyi toparlamam lazım. Ha.. bir de yeniden damlama döşetmek istiyorum, damlamalar eski ve yetersiz olduğu için her seferinde 2-3 saat elle sulama yapmak zorunda kalıyorum, damlama daha sık döşenirse problem hallolur. |
06-08-2010, 23:17 | #39 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/search....archid=1970161 Sn. Limon sitede benden epey deneyimlisiniz, muhtemelen görmüşsünüzdür bu başlığı. Hatırlatmak için veya görmeyen arkadaşlar için bu linki ekliyorum. Bahsettiğim şey ve Fukuoka' nın uygulamalarının tembellikle veya ihmalkarlıkla ilgisi yok. Doğayı taklit ederek yapılan, zararlı kimyasalları, suni gübreleri-ilaçları vs kullanmadan, gezegeni mahvetmeden yapılan ve 60 yıldır denenmiş bir yöntem. Konvansiyonel tarımın düştüğü hatalar ve verim kayıplarına, erozyona da yol açmayan ve verimlilik anlamında da geleneksel tarım yöntemleriyle yarışır durumda. Geleneksel tarımın( ya da modern tarımın) yaygın olması, doğru da olduğu anlamına gelmezki! Atalarımız da yapıyordu diye savunmak anlamlı değil. Atalarımızın yaptığı bir çok hatayı yapmıyoruz artık. Gelenek-görenek vs. zararsız şeyleri kast etmiyorum. Atalarımız vahşi-salma sulama yapıyordu örneğin. Ama çok uzun süredir bunun toprağa ne kadar zarar verdiği, tuzlandırdığı, erozyonu arttırdığı vs biliniyor ve bu uygulamadan uzaklaşılmaya çalışılıyor. Atalarımız aynı yere her sene aynı ürünü ekiyordu. Bugün artık münavebeli ve karma tarımın önemi fark edildi. Kültüre alma uygulamalarında da her daim yeni teknikler bulunup geliştirilmiyor mu? Üstelik makineleşme öncesinde tarım alanları bu kadar hoyratça kullanılmıyordu. Plantasyonlar halinde yapılmıyordu tarım. Tarım alanlarının hemen yanı başında dokunulmamış alanlar da bulunuyordu. Suni kimyasallar, gübreler, hormonlar, genetiği değiştirilmiş organizmalar yoktu işin içinde. Atalarımıza bu konuda uysaydık keşke Toprağı işlememeyi, hem doğal dengeyi bozmamak hem de bahçede-tarlada bu iş için harcayacağımız enerjiyi-zamanı farklı bitkilere-uygulamalara ayırmak için önermiştim. Tabiiki kimsenin bahçesine ya da kazısına karışmak amacında değilim. Ama sözkonusu tarım ve geniş alanlar olduğunda gerekirse devlet politikası olarak bu uygulamanın yaygınlaştırılması için mücadele veririm. Sözkonusu; gezegenin, tüm insanlığın ve doğanın mahvedilmesi çünkü. Trilyonlarca vergimizin akıtıldığı ve gelecekte tarım bankamız olarak görülen Gap tarım alanları bu hatalar yüzünden şimdiden tuzlanmaya, erozyona, zehirlenmeye uğradı mesela. Herkese kolay gele |
|
08-08-2010, 13:23 | #40 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sizin anlattığınız tipik bir "gerçek amatör çiçek yetiştiricisi" hikayesi. yani tutku var ve tutkunun bedelini ödüyorsunuz. Yoruluyorsunuz ama mutsuz değilsiniz. "Akıllandım ben, çılgınlık bitti.)" derken bile gelecek sene daha iyisini yapacağım ama daha seçici olacağım diyorsunuz. Başka türlü de olmaz. Mutlu olmak için ya kendinizi aşacaksınız ya olanla yetineceksiniz. Bahçede de öyle. Ben emeğimden daha çok verim almak için çok yıllıklara ağırlık verdim. Yetiştirdikten sonra her yıl aynı mevsimde tekrar açıyor. Selamlar |
|
12-08-2010, 13:01 | #41 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Araştırınca bazı kısıtlı türlerin -ama bizimkiler değil- nispeten nemli toprağı da sevdiklerini öğrendim. Yararlı olabilecek bir site |
|
12-08-2010, 13:08 | #42 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bazen bahçe malzemeleri satan büyük yerlerde hazır çeşitli boylarda plastik dolaplar görüyorum. Onlar da kullanışlı olabilir. |
|
12-08-2010, 13:26 | #44 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bir de bahçede mevsimlikleri görmenin zevki için belki daha küçük bir alan ayırıp, orada profesyoneller gibi davranıp, mevsimi geçeni hemen atıp, satışa çıkan yeni mevsimliklerden almayı düşünebiliriz. |
|
12-08-2010, 13:40 | #45 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 2,277
|
Plastik dolaplara bakmıştım ,pek dayanıklı bir malzeme den yapılmamıştı almaktan vazgeçmiştim. Benim aklıma şöyle birşey geldi ....bahçe de verimsiz bir bölge seçilip toprak çıkarılır ( yabancıların mezarları gibi düşünün ya da fırtınalar da saklandıkları bodrum katlarının bahçeye çıkış bölümlerini ) ,bir odacık haline getirilip üzerine menteşeli ahşap bir kapak. Böylece yer kaybı önlenir kapağın üst kısmı da göze hoş gelecek şekil de saksı çiçekleri ile düzenlenebilir.Depoya saksıları ile kaldırılan soğanlı çiçekler de serin ve karanlık bir bölge de bekletilmiş olur ve kullanılmayacak diğer malzemeler. Fikir çok uçuk gelmiş olabilir ) |
12-08-2010, 17:26 | #46 |
Ağaç Dostu
|
"Arap saçına dönen bahçeler"i de ziyaret edip fikirlerinizi yazabilirsiniz. Deneyimli arkadaşlarımız burada neyin nasıl yapılması gerektiğini paylaşırlarsa, benim gibi işin içinden nasıl çıkacağını bilemeyenlere yardımcı olurlar |
12-08-2010, 22:16 | #47 |
Ağaç Dostu
|
O plastik dolaplardan kaç tane almam gerekir 200 saksı için O dolaplar günde kaç kere açılıp kapanır düşünüyorum da..offf Kökten çözüm, saksıları atmak bence, kendi adıma tabii Bu gün, 30 tane kadar arkadaşıma verdim. Dert azalıyor |
13-08-2010, 09:27 | #49 |
Ağaç Dostu
|
200 saksının hepsi iyi saksı değildir umarım. Gerçekten zamanla çok saksı birikiyor. Biz, minnacık depomuzda zaman zaman yaptığımız temizlikte, toparlayıp seracı arkadaşlara veriyoruz. Sadece farklı boylardan biriki adet saklıyorum. Bundan sonra daha dikkatli alışveriş yapacağımız için siyah saksı da pek birikmez. İçerde kullandığımız saksılardan özellikle kaliteli olanlar ile farklı boy ve biçimdekileri mecburen saklıyoruz. |
13-08-2010, 09:52 | #50 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ben üç yıldır her bulduğum tohumu aldım, tüm aldıklarımı da çimlendirdim. Alırken sınır yok, bütçe elverdiğince hoşumuza giden her tohumu ve ya bitkiyi alıyoruz. Sorun onları nerede nasıl bakacağımız, alırken bunlar hiç aklımıza gelmiyor, tek bir fikre odaklanıyoruz, "sahip olmak". Sonra bir bakıyoruz ki, ihtiyacımızdan çok fazlasını edinmişiz, ama yazık mı olsun yani Fide fazla olunca nereye dikeceğimizi şaşırıyoruz, düzen bozuluyor, yorgunluk da cabası. İşte böyle. Yeni bahçe edinen arkadaşlarımız bizlerden ders alırlar mı bilmem, biz söyleyelim de |
|
13-08-2010, 09:54 | #51 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Üzerinde çiçekleri kalmamış olanları bile, tohum alalım diye söküp atamıyoruz. |
|
13-08-2010, 10:04 | #53 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 7,826
|
Bahçe ve çiçekler
Benim bahçemden 2 resim ve bir müddet kaldığım Avusturyadan bir resim ve bahçeler |
13-08-2010, 10:19 | #54 |
Ağaç Dostu
|
Ne güzel bir başlık açmışsın Sevgili Sabah Evde yardım eden yok, üstelik dağıtanım çok. Vaktin çoğu işte geçince "Bahçemde daha az çalışmak istiyorum!" diyorum. Daha doğrusu az çalışmaya mecburum -Öncelikle tohum işini azaltmaya karar vermiştim, ilk seneki çılgınlıktan sonra oldukça azaldı ama bitmedi. Limon gibi aklımda kalanlar var hâlâ. -Çok yıllıklara geçmek istiyorum. Tek yıllıklar sadece kendiliğinden dökülüp çimlenenler olmalı, çok sevdiğim ve uzun süre bahçeyi dolduracak bir kaç çeşit için (camgüzeli, begonya, iri çiçekli vapurdumanı,...) tohumla uğraşmalıyım ya da fide almalıyım. -Her mevsim yeşillik olması için herdem yeşil bitkileri daha çok kullanmak istiyorum. Yaprakları güzelse daha da güzel oluyor. Yaprağı dökülenler bunların arasına, önüne dikilince, yapraksızken bile o köşe boş kalmıyor. -İklimimde olmayan bitkileri ısrarla edinmek istemiyorum. Bitkinin şartları uygun olmayınca ne kadar bakılırsa bakılsın, çabuk hastalanıyor. -Camgüzeli bitkisi güneşte de güzel oluyor ama bunun gibi çok su isteyen çiçekleri güneşe dikmiyorum (gölgede yetişmeyecek çiçekler hariç). Bu nedenle üç gün sulamazsam da keyifleri bozulmuyor. -Ön bahçedeki çimi sularken ortaya fıskıyeyi getirip bırakıyorum. Otomatik sulama olsa daha iyi olurdu, alt yapıya ellemeden, sadece musluğa takılacak sistem varsa bunu kurmak istiyorum. Çimin etrafını ise hortumla suluyorum, işte bu zaman alıyor, damla sulamaya çoktan geçmeliydim. -Sardunya gibi kıştan etkilenen çiçeklerin saksıyla toprağa gömülmesini denemiştim, kışa girerken işleri azaltıyor. Bu kış sardunyalarımın çoğu öldüğünden yapmadım. -Soğanlı bitkileri saksıdan alıp toprağa geçirmiştim. Böylece hem güzel gelişiyorlar hem de saksılar, çiçeklerin yaprakları kuruyuncaya kadar boş kalmıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Allium dışındaki bütün soğanlılar salyangozlardan zarar gördü, çiçeklerin %5 kadarını görebildim. Şimdi de minik köpeğimiz Tarçın bütün nergis soğanlarını bulup çıkarıyor. Bu nedenle istemeyerek saksıya geçeceğim, salyangozlara pes ettim. -Lale ile hercai menekşeyi beraber dikiyorum. Lalenin çiçekleri solup yaprakları kururken, menekşeler çok güzelleşiyor ve kuru yaprakları örtüyor. Diğer soğanlılara da uygun çiçekleri araştırmak lazım. Ne düşünürsem, ne yazarsam durum çok değişmiyor, hâlâ "Bahçemde daha az çalışmak istiyorum!" diyorum. |
13-08-2010, 10:20 | #55 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 7,826
|
Bahçesi ve balkonu olanlar bir tane edinin
Avustuya bahçelerini gördüğüm halde bende 30 yıllık bahçemi resimde gördüğünüz gibi meyva ağaçları ve çiçeklerle doldurdum Bu sene iklim şartlarının zorluğu ..aşırı sıçak ve nem .. den dolayı pes ettim 50 senedir benimle olan orkidelerimi elimden geldiği kadar muhafaza edip geri kalanları yetiştirmeğe ve bakmaya pek niyetim yok Ayrıça bu güzel bir hobi ama hayat arkadaşınızında merakı varsa yola devam yoksa cok zor Bizim mahalleye yeni geldiğimizde ben çim biçer hanım sularken bizim için bunlar yabançı demişler Forumlarda çok teçrübeler edindim çok yanlışlıklar gördüm bana da ders oldu Selamlar .kolay gelsin |
13-08-2010, 12:02 | #56 |
Ağaç Dostu
|
Koşuyorum ama yetişemiyorum :)
Sn. Jezebel, yazdıklarınıza katılıyorum ama bazen de değer verdiklerimize yeteri kadar yetememek var. O zaman değer verilenler, karşınızda mutsuzken siz de mutsuz oluyorsunuz. Evde yemek yapamayıp bahçeyle ilgilendiğimiz zamanlar da oluyor ama bir yerden sonra işlere yetişememek üzüyor. Kendi adıma söylemem gerekirse, bahçenin gelişme hızına; işim, yorucu ve merdiven dolu evin her işi (sırf bu bahçe yüzünden merdivenli eve katlanıyorum), çocuklar ve Tarçın ile yetişemiyorum. Hele bu nem ve sıcaklıkla dışarı çıkmak bir işkence.Yetişemeyip de bahçede temizleyemediğim, budayamadığım, çapalayamadığım, bağlayamadığım her köşe, her dal bana bakıyor. Ben yetişemedikçe bunlar daha da artıyor, artıyor. Sizin de dilediğiniz gibi 25-30 saatlik bir gün olsa keşke, olmayınca nereden kısarız diye düşünüyoruz işte |
13-08-2010, 13:07 | #57 |
Ağaç Dostu
|
Bahçe sahibi olmanın maddi manevi kolay olmadığı, gerçekten çok istekli, meraklı olmayanın, bitkiyi, toprağı ve yetiştirmeyi sevmeyenin bahçe sahibi olmayacağı çok açık. Bahçe sahiplerinden zamanı, zorunlulukları, sosyal hayatı, enerjisi ve sağlığı uygun olanlar mutlaka keyifle bahçeyle uğraşıyor. Koşulları uymayanlar bile fedakarlık yapabilecekleri alanlardan fedakarlık yapıp gene de bahçeyle uğraşıyorlar. Ancak zorunluluklar bahçeye ayırabileceğiniz zamanı, emeği kısıtlayabilir. Ayrıca bahçenin durumuna, bitki sayısına, ilginize göre yükü de farklı olabilir. Kuracağınız sistemlerin, parasını ödeyeceğinizin adamların da garantisi yok. Elektrik kesilir sistem arızalanır, gözünüz gibi baktığınız bir dal parçası bu ne ki denip koparılıp atılır. Canımızın sıkılmaması, maddi ve manevi kayba uğramamak için bakabileceğimiz kadar toprak ve bitki sahibi olmak gerek diyorum. Koşulları uygun olup doyasıya bahçede yaşayan ve bu başlığa şaşanlara ancak imreniyoruz, darısı başımıza diyoruz. |
13-08-2010, 13:40 | #58 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
13-08-2010, 13:49 | #59 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Siteye girdiğim ilk sene dağıtılan her tohuma bitkiye talip oldum, onlara bakıp güven içinde geliştirmek de boynumun borcu gibi hissettim. Hiç bir zaman "Amaaan sende" demedim. Ne oldu, elimde bir yığın bitki birikti ve bunların bakımı gün geçtikçe zorlaştı, masraftan hiç bahsetmiyorum. "Olduğu kadar olsun" felsefesi hiç bana göre değil, az olsun öz olsun, çok geç belki ama bunu öğrendim Sevgili Kiraz, her işle siz meşgul oluyorsanız(benim gibi)elbette yetişemezsiniz, bir taraf mutlaka aksar. Her şey yolunda gitse bile, hava ya çok ısınır ya da çok soğur, yine problem çıkar. Bitkimiz az olursa onlara daha çok zaman ayırabiliriz. Kalabalık sınıflar gibi, öğretmen hangi öğrencisine ne kadar zaman ayıracağını şaşırır ya |
|
|
|